Türk Edebiyatında Şiir (Tanzimat Döneminden Cumhuriyet Dönemine)

📅 22 Ocak 2022|20 Haziran 2024
Güncel
Türk Edebiyatında Şiir (Tanzimat Döneminden Cumhuriyet Dönemine)

Konu Özeti

Türk edebiyatında Batı etkisi ile gelişen şiir, Tanzimat Dönemi, Servet-i Fünun dönemi, Fecriati dönemi, Saf şiir anlayışı ile şiir, Milli Edebiyat dönemi ve Cumhuriyet dönemi olarak ayrı ayrı incelenmektedir. Milli Edebiyat dönemi ve Cumhuriyet Döneminde şiir ise kendi arasında topluluklara ayrılmıştır.

Bu konuda
  • Tanzimat Döneminde şiirin gelişimi ve özelliklerini
  • Servet-i Fünun Döneminde şiirin gelişimi ve özelliklerini
  • Fecriati Döneminde şiirin gelişimi ve özelliklerini
  • Milli edebiyat dönemi şiirini ve özelliklerini
  • ... ve 1 konu daha

öğreneceksiniz.
Instagram Logo
Bikifi Instagram'da

Tanzimat Döneminde Şiir

1839 yılında Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile siyasi ve sosyal alanda Batı kaynaklı değişme ve gelişmeler yaşanmıştır. Bu gelişmeler ve değişimler edebi şiiri de etkilemiştir. Batılı kaynaklardan çevirmeler yapılmış ve Batılı kaynaklar esas alınarak eserler ortaya konmaya başlamıştır.

Batı kaynaklı biçim ve içerikler üretmek isteyen Tanzimat sanatçıları bu dönemde divan şiirini hedef almışlardır. Divan şiirinin değişen hayatın koşulların yansıtmaması, toplumdan kopuk olması, dilinin çok ağır olması ve abartılı söylemlere sahip olması gibi yönlerden eleştirmişlerdir. En çok ve en sert eleştiren sanatçı Namık Kemal olmuştur.

Tanzimat dönemi şairleri her ne kadar divan şiirini eleştirmiş olsalar da Tanzimat’ın ilk dönemlerinde yetişen çoğu şair divan geleneğini sürdürmüştür. Yine divan şiiri nazım biçimlerini ve aruz ölçüsünü eserlerinde kullanmışlardır. Fakat yaptıkları tek değişim, faydacı bir anlayışla birtakım yeni kavramları şiire sokmuşlar ve değişmekte olan yaşam koşullarını şiirlerinde konu olarak işlemişlerdir.

Tanzimat döneminde şiirdeki en büyük değişimi Abdülhak Hamit Tarhan gerçekleştirmiştir. Divan şiirinin tüm kalıplarını yıkmış, olabildiğince uzun dizeler yazmış ve kafiyesiz şiirler ortaya çıkarmıştır.

Tanzimat Dönemi Şiirinin Genel Özellikleri

  • Tanzimat edebiyatının ilk dönemlerinde divan edebiyatı geleneği sürdürülmüştür. Sadece şiirlerin konuları değişmiş ve birtakım yeni kavramlar eklenmiştir.
  • Tanzimat Dönemi şairleri divan geleneğini savunanlar ve savunmayalar olarak ikiye bölünmüştür.
  • Tanzimat şiiri iki dönemde incelenmektedir.
    • Tanzimat Birinci Dönemi
    • Tanzimat İkinci Dönemi
  • Tanzimat Birinci Dönemi’nde şairler estetik ve sanat kaygısı taşımamışlardır. Yeni kavramları yaymak için şiiri bir araç olarak görmüşlerdir.
  • Tanzimat Birinci Dönemi şiirinde faydacılık düşüncesi ön plandayken ikinci döneminde şiirin sanatsal ve estetik yönü daha ön plandadır.
  • Tanzimat Birinci Dönemi’nde “sanat, toplum içindir” anlayışı söz konusuyken ikinci döneminde “sanat, sanat içindir” anlayışı söz konusudur.
  • Tanzimat Birinci Dönemi şiirlerinde “vatan, millet, adalet” gibi konular ele alınırken; ikinci dönem şiirlerinde “aşk, doğa, ölüm” gibi konular ele alınmıştır. Dolayısıyla konu ve temada yenilik yapılmıştır. Özellikle ikinci dönem sanatçıları “Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir.” anlayışını savunmuşlardır.
  • Tanzimat Birinci Dönem şairleri dilde sadeleşmeyi amaçlamış ancak başarılı olamamışlardır. İkinci dönem şairleri ise dili daha da ağırlaştırmışlardır. 
  • Batı edebiyatının etkisiyle biçimsel yenilikler yapan ikinci dönem sanatçıları şiir açısından birinci dönem sanatçılarına göre daha yenilikçidir.
  • Divan edebiyatının “göz için kafiye” anlayışına devam edilmiştir. Fakat dönemin sonunda Recaizade Mahmut Ekrem “kulak için kafiye” anlayışını savunmuştur.
  • Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine “konu birliği” ve “bütün güzelliği” anlayışı benimsenmiştir.
  • Her iki dönem şairleri biçim yönünden divan şiiri geleneğine bağlı kalmışlardır. Aruz ölçüsü kullanılmaya devam edilmiş, yer yer hece ölçüsü de kullanılmıştır.
  • Aynı zamanda her iki dönem şairleri de romantizm akımı etkisinde kalmışlardır.
  • Gazel, kaside, terkib-i bent gibi eski nazım şekilleri kullanılmaya devam etmiştir. Özellikle ikinci dönem sanatçıları yeni nazım şekilleriyle şiir yazmışlar ve başarılı da olmuşlardır. Örneğin; Abdülhak Hamit Tahran ve Recaizade Mahmut Ekrem oldukça başarılı eserler yazmışlardır.
  • Tanzimat Dönemi şairleri bireysel duygu, düşünce ve anlatıma önem vermiş; böylece Türk edebiyatına Batı kaynaklı bireyci anlayışı getirmişlerdir.
  • Tanzimat Birinci Dönemi’nin önde gelen şairleri; Şinasi, Ziya Paşa ve Namık Kemal’dir. Tanzimat İkinci Dönemi’nin önde gelen şairleri ise Abdülhak Hamit Tarhan, Muallim Naci ve Recaizade Mahmut Ekrem’dir.

Karşılaştıma: Divan Şiiri ve Tanzimat Şiiri Karşılaştırması

Servet-i Fünun Döneminde Şiir

Türk edebiyatında Tanzimat ile başlayan yenileşme süreci, Serveti Fünun dönemi ile sürdürülmüştür. Eski-yeni çatışması, Serveti Fünun hareketinin temelini oluşturmuştur. Bu dönem sanatçılarına yeni edebiyatçılar anlamına gelen “edebiyat-ı cedide” de denilmiştir.

Tanzimat Döneminde Recaizade Mahmut Ekrem ve Muallim Naci arasında başlayan eski-yeni tartışmasına bu iki sanatçıların yandaşlarının da katılması ile Serveti Fünun dönemi başlamıştır.

Muallim Naci yandaşlarının “Malumat” adlı dergide yazılar yazmasına karşılık Recaizade Mahmut Ekrem, Ahmet İhsan Tokgöz’ün çıkardığı “Servetifünun” (Fenin Bilimleri) adlı bilim dergisini edebiyat dergisine çevirmiş ve editörlüğüne de Tevfik Fikret’i getirmiştir. Böylece Recaizade Mahmut Ekrem ve öğrencileri de bu dergi etrafında toplanarak yazılar yazmışlardır. Modern Türk edebiyatını yaratmada önemli rol oynamışlardır. 1901 yılında derginin kapatılması ile Servetifünun hareketi de yavaşlamıştır.

Servet-i Fünun Dönemi Şiirinin Genel Özellikleri

  • Tanzimat Dönemi şairlerinin amaçladığı dilde sadeleşmenin aksine bu dönem şiirlerinin dili oldukça ağır, sanatlı ve kapalıdır.
  • Sanat, sanat içindir” anlayışını benimsemişlerdir. Bireysel şiirler yazılmıştır.
  • Türk şiirinin imge yapısını büyük ölçüde değiştirmişler, sözlüklerden kullanılmayan kelimeleri kullanmayı seçmişler, alışılmadık bağdaştırmalara yönelmişlerdir.
  • Şiirde konu bütünlüğünü sağlamışlardır.
  • Duygu ağırlıklı şiirlerdir. Üzüntü ifade eden “ah, vah, of” gibi ünlemler oldukça kullanılmıştır.
  • Bu dönemin şiirlerinin temeli “hayal-hakikat çatışması” oluşturmuştur. Şairler gerçeklerden kaçarak hayallere sığınmıştır. Bu nedenle içe kapanık, toplumdan soyutlanmış bir şiir oluşmuştur.
  • Şiirlerde karamsarlık baskındır.
  • Aşk, ölüm ve tabiat sıklıkla işlenen konulardır.
  • Recaizade Mahmut Ekrem’in “Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir” anlayışıyla hareket edilmiştir.
  • Bu dönem şairleri anlamı bir dize başlatıp bitirdikleri gibi dizenin ortasında veya 7-8 dizede tamamlanan uzun cümlelerde bitirmişlerdir.
  • Anjambman yapmışlardır. Bunun sonucunda nazım nesre yaklaşmıştır ve mensur şiir oluşmaya başlamıştır.
  • Şiirde ahenk önemlidir. Ses ögeleri ön plandadır. Bu nedenle yakın seslere sahip sözcükler kullanılmış ve aliterasyondan yararlanmışlardır.
  • Bu dönem şiirlerinde tasvirler oldukça fazladır.
  • Küçük şeyler veya eşya üzerine yazmaya çalışmışlardır.
  • Şiirler başlık altında yazılmıştır.
  • Kulak için kafiye” anlayışını benimsemişlerdir.
  • Bu dönem şiirlerinde yine aruz ölçüsü kullanılmıştır. Özellikle Tevfik Fikret bu konuda çok önemli eserler vermiştir.
  • Divan şiirindeki müstezat nazım biçimini serbest müstezata çevirmişlerdir.
  • Serveti Fünun şairleri “parnasizm” ve “sembolizm” akımlarından etkilenmişlerdir.
  • Terza-rima ve triyole gibi nazım biçimleri de bu dönemde kullanılmıştır.
  • Servet-i Fünun Dönemi’nin başlıca şairleri; Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin ve Süleyman Nazif’tir.

Servet-i Fünun Dönemini Etkileyen Edebi Akımlar

Parnasizm

  • Fransa’da realist yöntemi benimseyen şiir akımıdır.
  • Aşırı duygusal, kişisel ve içe dönük romantik şiire tepki olarak doğmuştur.
  • Sanat, sanat içindir anlayışı benimsenmiştir.
  • Aydın kesime hitap etmişlerdir.
  • Biçim kusursuzluğuna ve güzelliği önem verilmiştir.
  • Toplumsal sorunlardan uzak durmuşlardır.
  • Şiirlerde şairler kendilerini gizlemişler, kendi duygu ve düşüncelerini yansıtmadan nesnel bir bakış açısı ile dış dünyayı ve doğayı anlatmışlardır.
  • Düşünce ağırlıklı şiirler yazılmıştır.
  • Eski Yunan ve Latin kültürlerine ait mitolojik ögelere yer verilmiştir.
  • Geçmiş zaman olayları ve kişileri anlatılmıştır.
  • Dili kusursuz kullanmaya önem vermişlerdir.
  • Tevfik Fikret bu akımdan etkilenen en önemli şairlerdendir.

Sembolizm

  • Realist yöntemi benimseyen parnasizme tepki olarak ortaya çıkmıştır.
  • Sanatçılar, yaşadıkları ve beğenmedikleri toplum ortamından uzaklaşmak istemiş ve gözleme ve deneye dayalı realist akım yerine idealist felsefeye dayanan bir sanat anlayışı ortaya çıkarmışlardır.
  • Gerçeklik değil, gerçekliğin insan üzerinde bıraktığı etki ve izlenimleri anlatmışlardır.
  • İnsanın doğa ile kaynaşması ve insanın içinde yarattığı gerçek ile dış dünyadaki gizli ilişkiler ele alınmıştır.
  • Duyulardan herhangi birinin özelliği bir başka duyuya bağlanarak yeni söyleyiş tarzları oluşturulmuştur. Örneğin; acı mor…
  • Müzikaliteye önem verilmiştir.
  • Duygu ağırlıklı şiirlerdir.
  • Şiirlerde anlam kapalılığı vardır. Bu nedenle sembollerden oldukça fazla yararlanılmıştır.
  • Felsefi, içe kapanık, karamsar ve bireyci bir şiir anlayışı vardır.
  • Klasik nazım birimleri değil; müstezat, serbest müstezat gibi nazım biçimleri kullanılmış ve uyak kuralları oldukça yumuşatılmıştır.
  • Ahenk ve ses önemlidir.
  • Türk edebiyatında bu akımdan etkilenen başlıca sanatçılar; Cenap Şahabettin, Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Cahit Sıtkı Tarancı’dır.

Fecriati Topluluğu Şiirleri

Servet-i Fünun topluluğunun dağılması ile edebiyat alanında büyük bir boşluk oluşmuştur. Servet-i Fünun dergisi tekrar açıldıktan sonra bilim ve fen dergisi olmaya devam etmiştir. Bu durumdan rahatsız olan ve Servet-i Fünun’un eskidiğine inanan sanatçılar, Batı edebiyatı yolunda daha iyi ve daha yenilikçi bir edebiyat yaratma amacıyla bir araya gelmişlerdir. Bu sanatçılar topluluklarının adını “Fecriati” koymuşlar ve kendilerini bir beyanname ile tanıtmışlardır. Türk edebiyatındaki ilk beyannameyi böylece Fecriati Topluluğu yayınlamıştır.

Fecriaticiler her ne kadar Servet-i Fünun’dan farklı olduklarını beyan etseler de bu konuda başarılı olamamışlardır. Yine aynı dili, aynı nazım biçimlerini ve aynı konuları şiirlerinde işlemişlerdir.

Fecri Ati Beyannamesi’nde imzası olan sanatçılar: Ahmet Haşim, Emin Bülent, Tahsin Nahit, Celal Sahir, Hamdullah Suphi, Ali Canip, Fazıl Ahmet, Mehmet Behçet, Köprülüzade Mehmet Fuat, Şehabettin Süleyman, Yakup Kadri, İzzet Melih, Emin Lami, Ahmet Samim, Cemil Süleyman’dır.

Fecriati Şiirinin Genel Özellikleri

  • “Sanat, sanat içindir” anlayışı ile hareket etmişlerdir.
  • Bu topluluğa göre “Sanat şahsi ve muhteremdir“.
  • Şiirlerde bireyin iç dünyasını, bireysel duygu ve düşünceleri ele almışlardır. Fakat Emin Bülent Serdaroğlu sadece kişisel yazmamış, milli şiirler de yazmıştır.
  • Şiirlerde en çok aşk ve doğa işlenmiştir. Aşk, şairin iç dünyasında yaşadığı duygusal bir aşkken; doğa ise Servet-i Fünun’daki gibi tablo şeklinde ele alınmıştır. Sosyal ve toplumsal konulara değinmekten kaçınmışlardır.
  • Tasvirler gerçeklikten uzak, öznel, sembolizm akımının etkisi ile karamsar ve umutsuz duygular şeklinde yapılmıştır.
  • Servet-i Fünuncular gibi serbest müstezatı kullanmışlar fakat biçim üzerinde değişiklikler yaparak serbest nazıma yaklaştırmışlardır.
  • Aruz ölçüsü ve uyak, ahenk unsuru olarak bu dönemde de kullanılmıştır.
  • Ağır ve süslü bir dil kullanmışlardır.
  • Parnasizm ve sembolizm akımlarının etkisi ile şiirler yazılmıştır.
  • Milli Edebiyatın etkisi ile dağılmışlardır.
  • Fecriati Topluluğu dağıldıktan sonra Milli Edebiyat hareketine katılan sanatçılar: Mehmet Fuat Köprülü, Refik Halit Karay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ali Canip Yöntem, Hamdullah Suphi, Şahabettin Süleyman’dır.

Saf Şiir

Şiirin, şiirsel olmayan unsurlarından ayrılarak saflaştırılmış bir duruma getirilmesine saf şiir denir. Saf şiirdeki amaç; şiirin anlamdan çok şekil olarak güzel olması, ahenkli olması ve estetik haz vermesidir.

Türk edebiyatında saf şiir eğilimini Ahmet Haşim, “Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar” adlı makalesi ile başlamıştır. Yahya Kemal Bayatlı’da saf şiirin öncülerinden olmuştur.

Saf Şiirin Genel Özellikleri

  • “Sanat, sanat içindir” anlayışı ile hareket edilmiştir.
  • Toplumsal konular değil; aşk, doğa, özlem, gurbet gibi konular işlenmiştir.
  • Şiire özgü bireysel tavır ve düşsel alem söz konusudur.
  • Anlam kapalılığı ve soyutluk ön plandadır.
  • Şiirde anlam aramanın gereksiz olduğu düşüncesi hakimdir. Çünkü şiir bir biçim sorunudur.
  • Şiirde anlam ikinci plandadır. Duygu, sezgi ve çağrışım ön plana alınmıştır.
  • Şiirlerde öğreticilik amacı yoktur.
  • Şiirde müzikalite sağlanmaya çalışılmıştır. Bu nedenle iç ahenge, söyleyiş ve şekil mükemmelliğine önem verilmiştir.
  • Sanat değeri ön planda olan şiirler yazılmıştır. Bu nedenle imgeye ve sanatlı söyleyişe önem verilmiştir.
  • Sembolizmin önemli temsilcilerinden olan Fransız şair Valery’nin şiirde “dil”i her şeyin üstünde tutan görüşünden ve divan şiirinin biçimci yapısından etkilenilmiştir.
  • Amaç; zengin ve sağlam bir şiir dili yaratmaktır.
  • Sözcükler gerçek anlamları ile değil daha çok mecaz anlamları ile kullanılır.
  • Saf şiir, parçalanamayan bir bütündür.
  • Sembolizm ve parnasizm akımlarının etkileri görülmüştür.

Milli Edebiyat Döneminde Şiir

Türkçülük fikriyle şiir anlayışında köklü değişmelerin gösterildiği döneme “Milli Edebiyat Dönemi” denilmektedir. 1911’de yayın hayatına başlayan Genç Kalemler dergisinde toplanan şairler; kullandıkları dil, biçim, ölçü ve işledikleri temalarla Milli Edebiyatın oluşumunu sağlamıştır.

Türkçülük akımının savunucusu Mehmet Emin Yurdakul, Milli Edebiyat akımının öncü ismidir. Servet-i Fünun şiirinin zirvede olduğu dönemde onun toplum için, yalın bir dille ve hece ölçüsüyle yazıp yayımladığı Türkçe Şiirler, Milli Edebiyat şiirinin habercisi niteliğindedir.

Milli duyguları dile getiren bu şiirler, o dönemde büyük ilgi görmüş; bu şiirleri başka şairler tarafından yazılan, halk şiirine benzeyen şiirler takip etmiştir.

Milli Edebiyat Dönemi Şiirinin Genel Özellikleri

  • “Sanat, toplum içindir” anlayışı güçlenmiştir.
  • Hece ölçüsü ağırlık kazanmıştır. Dörtlük nazım birimi kullanılmıştır.
  • Konu ve tema seçimlerinde milli unsurlar tercih edilmeye başlanılmıştır. Konu olarak halkın yaşamı ve ülkenin durumu fazlasıyla işlenmiştir.
  • Didaktik olan bu dönem şiirlerinin sanatsal yönü zayıftır. Şiirin biçimindense anlamına yoğunluk verilmiştir.
  • İmgesel anlatımlar oldukça azdır.
  • Sade dille yazılan şiirlerdir.
  • Hislerden ziyade fikirlerin öne çıktığı görülmektedir.
  • Halk şiiri nazım biçimleri kullanılmaya başlanmıştır.
  • “Beş Hececiler” diye adlandırılan şairler Milli Edebiyat Dönemi şiirinin en başarılı örneklerini vermişlerdir.

❗“Beş Hececiler” : Orhan Seyfi Orhon, Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy, Yusuf Ziya Ortaç ve Faruk Nafiz Çamlıbel.

  • Milli Edebiyat Dönemi şiirleri üç farklı alt başlıkta incelenmektedir.
    • Sade dil ve hece ölçüsü ile yazılan şiirler
    • Saf şiir
    • Halkın yaşayış tarzını ve değerlerini anlatan manzumeler

Milli Edebiyat Dönemindeki Şiir Anlayışları

Sade Dil ve Hece Ölçüsü ile Yazılan Şiirler

  • Ziya Gökalp çevresinde gelişen şiir hareketidir.
  • Genç Kalemler dergisi önemli rol oynamıştır.
  • Sanat, toplum içindir anlayışı ile hareket edilmiştir.
  • Halk edebiyatına yönelme olmasına karşın modern şiir özelliklerinden de yararlanılmıştır.
  • Hece ölçüsü ve dörtlük nazım birimi ile yazılmışlardır.
  • Sade bir Türkçe kullanılmış olup sanatlı anlatıma başvurulmamıştır.
  • Türk tarihi, kahramanlığı ve Anadolu halkının yaşamı gibi konular ele alınmıştır.
  • Türkçülük ve milliyetçilik fikirleri çerçevesinde yazılmış şiirlerdir. Bu nedenle şiirler didaktik özellik göstermektedir.
  • Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul ve Beş Hececiler bu şiir anlayışının en önemli temsilcileridir.

Saf Şiir Anlayışı ile Yazılan Şiirler

  • “Sanat, sanat içindir” anlayışı ile hareket edilmiştir.
  • Aşk, doğa, özlem, gurbet gibi konular işlenmiştir.
  • Anlam kapalılığı ve soyutluk ön plandadır.
  • Şiirde anlam aramanın gereksiz olduğu düşüncesi hakimdir.
  • Şiirlerde öğreticilik amacı yoktur.
  • İç ahenge, söyleyiş ve şekil mükemmelliğine önem verilmiştir.
  • Sanat değeri ön planda olan şiirler yazılmıştır. Bu nedenle imgeye ve sanatlı söyleyişe önem verilmiştir.
  • Ahmet Haşim ve Yahya kemal Beyatlı en önemli temsilcileridir.

Halkın Yaşayış Tarzı ve Değerlerini Anlatan Manzumeler

  • Öncüsü, Mehmet Akif Ersoy’dur.
  • Konuların hepsi halkın yaşamından ele alınmıştır.
  • Şiirlerinde konuşma dili ve hatta argo dahi kullanılmıştır.
  • Mehmet Akif Ersoy, Türkçülük yerine İslamcılığı ön plana çıkarmıştır.
  • Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
  • Türk toplumunun içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik sorunlar ile İslam dünyasının yaşadığı sıkıntıları tema olarak görmekteyiz.

Ders Notu: Manzum Hikaye

Cumhuriyet Dönemi Şiirleri

Batı etkisiyle gelişen Türk edebiyatının 1923’ten itibaren başlayan dönemine Cumhuriyet Dönemi denilmektedir.

Cumhuriyet döneminin ilk yılarında daha önceki dönemlerdeki anlayışların devam ettiği görülmektedir. Sadece Türkçe ve hece ölçüsüyle yazan Beş Hececiler, Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında oldukça etkilidirler. Milli edebiyatçıların başlattığı dilde sadeleşme hareketi Cumhuriyet döneminde iyice yaygınlaşmıştır. Bu dönemde Türk Dil Kurumu’nun kurulması da oldukça etkili olmuş ve arı Türkçe’nin kullanılmasını sağlamıştır.

Cumhuriyet Dönemi Şiirlerinin Genel Özellikleri

  • Şiirlerde kullanılan dil oldukça sadedir.
  • Aruz ölçüsü yerine hece ölçüsü kullanılmaya başlanılmıştır. (Ahmet Haşim, Yahya Kemal gibi şairler yine de aruz ölçüsünü kullanmaya devam etmişlerdir)
  • Halk edebiyatı şiiri, Cumhuriyet döneminde oldukça kullanılmıştır. Nazım birimi olarak da dörtlük kullanılmıştır.
  • Şiirlerde destansı söyleşiler dikkat çekmiştir. Özellikle Kurtuluş Savaşı’nı işleyen şiirlerde görülmektedir.
  • Didaktik şiirlerdir.
  • “Gurbet” teması özellikle şiirlerde işlenmiştir.
  • Ulus sevgisi, yurdu tanıma ve yüceltme coşkusu şiirlerde görülmektedir. Bu konular şiirlerde lirik bir çerçeve içerisinde anlatılmıştır.
  • Anadolu ve insanını anlatmışlardır.
  • Kemalettin Kamu, Behçet Kemal Çağlar, Ahmet Kutsi Tecer, Ömer Bedrettin Uşaklı gibi şairler duygusal bir anlatımla Anadolu’yu anlatmış, övmüşlerdir.
  • Anadolu’ya yönelme ülkü durumundadır ancak çoğu şair Anadolu’ya dıştan bakmıştır.
  • Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cahit Külebi gibi şairler de Anadolu’yu gerçekçi biçimde anlatmıştır.
  • Özellikle 1940’tan sonra serbest şiir yaygınlaşmıştır.
  • Bu dönemde saf şiir anlayışı ile şiirler yazan şairler de vardır. Necip Fazıl Kısakürek, Cahit Sıtkı Tarancı ve Ahmet Muhip Dıranas örnek olarak verilebilir.
  • Romantizm, sembolizm ve parnasizm Cumhuriyet dönemi şiirlerini etkileyen edebi akımlardır.
  • 1923-1940 yılları arasında Beş Hececiler ve Yedi Meşaleciler adında iki grup ortaya çıkmıştır. Beş Hececilerden Faruk Nafız Çamlıbel, Yedi Meşalecilerden ise Ziya Osman Saba en başarılı şairler olarak görülmüştür.
  • 1940’tan sonra ise 1. Yeni, 2. Yeni, Toplumcu Gerçekçiler, Saf Şiiri Savunanlar ve Maviciler gibi şiir toplulukları oluşmuş ve modern Türk şiirinin gelişmesini sağlamışlardır.
  • Kısacası Cumhuriyet Dönemi şiir toplulukları:
    • Beş Hececiler,
    • Milli Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şiir,
    • Yedi Meşaleciler,
    • Saf Şiir Anlayışını Sürdüren Şiir,
    • Toplumcu Gerçekçiler,
    • Birinci Yeni (Garip) Şiiri,
    • Hisarcılar,
    • İkinci Yeniciler,
    • Maviciler

Devam Ders Notu: Türk Edebiyatında Şiir (Cumhuriyet Dönemi)

✍ Ders Notları
30 Ders Saati📂 11. Sınıf Edebiyat
Bu yazıda bulunan terimler ayrıca anlatılmamıştır. Bu yazıdaki bir terimin ayrıca anlatılmasını istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından bize ulaşabilirsiniz.
Benzer İçerikler
Türk Edebiyatında Şiir (İslamiyet Etkisinde Gelişen Türk Şiiri)
Edebiyat

Türk Edebiyatında Şiir (İslamiyet Etkisinde Gelişen Türk Şiiri)

İçeriğe Git>
Şiir Türleri ve Şiirin Özellikleri, Şiir Nedir?
Edebiyat

Şiir Türleri ve Şiirin Özellikleri, Şiir Nedir?

İçeriğe Git>
Türk Edebiyatında Şiir (Cumhuriyet Dönemi)
Edebiyat

Türk Edebiyatında Şiir (Cumhuriyet Dönemi)

İçeriğe Git>
Türk Edebiyatında Hikaye (Halk Edebiyatından – Milli Edebiyata Kadar)
Edebiyat

Türk Edebiyatında Hikaye (Halk Edebiyatından – Milli Edebiyata Kadar)

İçeriğe Git>
Şiirde Ahenk Unsurları
Edebiyat

Şiirde Ahenk Unsurları

İçeriğe Git>
Türk Edebiyatında Şiir (İslamiyet Öncesi Dönem ve Geçiş Dönemi)
Edebiyat

Türk Edebiyatında Şiir (İslamiyet Öncesi Dönem ve Geçiş Dönemi)

İçeriğe Git>
Copyright © 2024 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo