Türk Edebiyatında Şiir (İslamiyet Etkisinde Gelişen Türk Şiiri)

📅 22 Ocak 2022|13 Mart 2022
Türk Edebiyatında Şiir (İslamiyet Etkisinde Gelişen Türk Şiiri)

Konu Özeti

Türk şiiri, İslamiyet öncesi Türk şiiri ve İslamiyet etkisiyle gelişen Türk şiiri olarak ayrılmaktadır. Aradaki dönem geçiş dönemi olarak anılmaktadır. İslamiyet etkisi gelişen Türk şiiri ise kendi içerisinde halk edebiyatı ve divan edebiyatı olarak ayrılmaktadır.

Bu konuda
  • İslamiyet Etkisiyle Gelişen Türk Şiirini
  • İslamiyet Etkisiyle Gelişen Türk Şiirinin alt kolu olan Halk Edebiyatı Şiirini
  • İslamiyet Etkisiyle Gelişen Türk Şiirinin alt kolu olan Divan Edebiyatı Şiirini
öğreneceksiniz.
Instagram Logo
Bikifi Instagram'da
Türk Şiirinin Evreleri

İslami Dönem Türk Edebiyatı, halk edebiyatı ve divan edebiyatı olmak üzere iki kolda gelişmiştir.

  • Halk edebiyatı kendi içinde dini-tasavvufi, aşık ve anonim halk edebiyatı olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Dil, halkın kullandığı sade Türkçedir.
  • Divan edebiyatı ise İslami kültüre dayalı, daha çok medrese öğrenimi görmüş, eğitimli sanatçıların oluşturdukları edebiyattır.

Halk Edebiyatında Şiir

Sözlü edebiyat geleneği, Türklerin İslamiyet’i kabulü ile başlayan kültürel değişimlere özünü kaybetmeden biçim ve içerik bakımından bazı değişiklikler ile ayak uydurmuştur. Halkın ortak yaşayışını, beğeni ve değerlerini yansıtan bu geleneğe “halk edebiyatı” adı verilmektedir.

Halk Şiiri Genel Özellikleri

  • İslamiyet’ten önceki Türk şiir geleneği ile içerik, tema ve şekil yönünden benzerlikler göstermektedir.
  • Halk şiirleri, divan şiirlerinde olduğu gibi yüce ve ideal olmaya değil, hayatın gerçeklerine yönelik şiirlerdir. Bu şiirlerde önemli olan özdür, biçim değildir.
  • Somut unsurlar, gerçek güzeller ve günlük hayatın gerçekleri şiirlerde işlenmiştir.
  • Bu dönemin şairlerinin şiirleri söz gelenek yoluyla aktarılmış olup yazıya çok sonra geçirilmiştir. Şairlerin şiirleri başkaları tarafından “mecmua” veya “cönk” adı verilen defterlerde toplanmıştır.
  • Halkın konuşma dili ile yazılmış şiirlerdir. Fakat yer yer Arapça ve Farsça kelimelere de rastlanılmaktadır.
  • Anlatım canlı, yalın ve içtendir.
  • Aşk, ayrılık, doğa güzelliği, sevgiliye duyulan özlem, ölüm, toplumsal olaylar, kahramanlık, din ve tasavvuf gibi temalar işlenmiştir.
  • Genellikle dörtlük kullanılmıştır.
  • Hece ölçüsünün 7’li, 8’li ve 11’li kalıpları kullanılmıştır. Fakat divan şiirinden etkilenen bazı şairlerin aruz ölçüsünü de kullandığı görülmüştür.
  • Yarım ve cinaslı uyak kullanılmıştır.
  • Mani, koşma, türkü, semai gibi nazım biçimleri kullanılmış; şiirler temaları bakımından güzelleme, koçaklama, taşlama, nefes gibi adlar almıştır.
  • Şiirler çoğunlukla müzik ile iç içedir ve belli bir ezgi ile söylenmiştir.

Halk edebiyatı 3 başlık altında incelenmektedir:

  • Anonim Halk Şiiri
  • Aşık Tarzı Halk Şiiri
  • Dini-Tasavvufi Halk Şiiri

Anonim Halk Şiiri

  • Orta Asya’daki sözlü edebiyatın devamıdır.
  • Söyleyeni belli değildir.
  • Halkın ortak duygu ve düşüncesini yansıtırlar.
  • Ürünler söylendikleri dönemin ya da yörenin dil özelliklerini taşırlar.
  • Yalın bir halk dili kullanılmıştır.
  • Ezgi ile birlikte söylenirler. Dörtlük nazım birimi ve hece ölçüsü ile yazılmışlardır.
  • Çoğunlukla yarım uyak kullanılmıştır.
  • Aşk, doğa, ölüm, özlem, yiğitlik, toplumsal yaşam gibi konuları ele alırlar.
  • En önemli nazım biçimleri: Mani ve Türküdür.

Mani

  • Anonim ürünlerdir.
  • Genellikle hece ölçüsünün 7’li kalıbıyla yazılmıştır.
  • Genellikle dört dizeden oluşur.
  • Uyak düzeni “aaba” şeklindedir.
  • Halk edebiyatının en kısa nazım biçimidir.
  • Her konuda söylenmektedir.
  • Manilerde ilk iki mısra daha çok uyak oluşturma kaygısıyla söylenmiştir. Bu mısralara “doldurma mısra” adı verilmektedir.
  • Düz, kesik, yedekli ve karşılıklı olmak üzere dört çeşidi vardır:
    • Düz Mani= Tam mani de denilmektedir. Dört dizeden oluşur. 7’li hece ölçüsü ile yazılır. aaba şeklinde uyaklanır. İlk iki dizesi doldurmadır.
    • Kesik Mani= Cinaslı mani de denilmektedir. Cinaslı uyak kullanılmıştır. İlk mısranın hece sayısı yediden azdır.
    • Yedekli Mani= Artık mani de denilmektedir. Düz maninin dizelerine anlamlı başka dizelerin eklenmesi ile oluşur. Artık manide cinaslı uyak bulunmamaktadır. Bu yönüyle cinaslı manilerden ayrılır. (ÖNEMLİ) Ayrıca artık manilerde iki dizi anlamlıdır. Bu özelliği diğer mani çeşitlerin ayıran en önemli özelliktir.
    • Karşılıklı Mani= Deyiş olarak da adlandırılmaktadır. İki kişinin karşılıklı söylediği manilerdir.

Türkü

  • Anonim ürünlerdir.
  • Birbirlerinden farklı ezgiler ile söylenirler.
  • Türküler iki bölümden oluşmaktadır:
    • Bent= Birinci bölümde bulunan türkünün asıl sözlerine denir.
    • Kavuştak= Nakarat olarak da adlandırılır. İkinci bölümdür. Her bendin sonunda tekrarlanan bölümlere denir.
  • Genellikle 7’li, 8’li ve 11’li hece ölçüsü ile söylenirler.
  • Konuları oldukça geniştir. Her şey ile ilgili olarak yazılabilirler.
  • Sade dil ile yazılmışlardır.
  • Türküler üç farklı şekilde incelenebilmektedir:
    • Ezgilerine göre türküler= Usullü ve usulsüz olarak ikiye ayrılır. Usullü türküler, oyun havalarıdır. Usulsüz türküler, uzun havalardır.
    • Konularına göre türküler= Ninniler, çocuk türküleri, doğa konulu türküler vs. gibi ayrılmaktadır.
    • Yapılarına göre türküler= Bent ve kavuştak bölümlerinin kümelenişi yönünden değişebilirler.

Aşık Edebiyatı Halk Şiiri

  • Halk arasında yetişen saz şairlerinin oluşturduğu edebiyata aşık edebiyatı denir.
  • Saz şairlerine ise aşık ya da ozan adı verilir.
  • Saz şairleri usta-çırak ilişkisi içerisinde yetişmiştir.
  • Geleneğe göre kişinin âşık olduğunun en önemli göstergesi bade içme veya rüya görmedir.
  • Orta Asya’daki sözlü edebiyatın devamıdır.
  • Ezgiyle söylenen bu şiirler aynı zamanda “bağlama” adı verilen saz eşliğinde de söylenir.
  • Şiirlerde genellikle yarım uyak kullanılmıştır.
  • Genellikle hece ölçüsü kullanılmıştır. Fakat divan şiirinden etkilenen bazı şairler aruz ölçüsü de kullanmışlardır.
  • Nazım birimi; dörtlüktür.
  • Dili açık ve sadedir.
  • En önemli teması aşk olmakla birlikte ayrılık, özlem, gurbet, ölüm, yiğitlik gibi konularda işlenmiştir.
  • Bu şiirlerde din etkisi bulunmamaktadır.
  • Şiirlerin sonunda şairlerin kendi adı veya takma adları (tapşırma) yer alır.
  • Aşıklar şiirlerini “cönk” adını verdikleri defterlerde toplamışlardır.
  • Aşık tarzı halk şiiri nazım şekilleri:
    • Koşma
    • Semai
    • Varsağı
    • Destan
  • Nazım türleri:
    • Güzelleme
    • Koçaklama
    • Taşlama
    • Ağıt

Koşma

  • En yaygın olarak kullanılan nazım biçimidir.
  • Hecenin 11’li kalıbıyla yazılır.
  • Dörtlük sayısı 3 ile 5 arasında değişmektedir.
  • Son dörtlükte şairin mahlası bulunur.
  • Uyak düzeni; “abab,cccb,dddb…” ya da “xaxa, bbba,ccca…”dır.
  • Şiirlerde lirik temalar işlenmektedir.
  • Aşk, üzüntü, acı, sevgiliye kavuşma isteği, ayrılık ve doğa gibi konular işlenmektedir.
  • İslamiyet’in kabulünden önceki dönemde yer alan koşuklar ile, divan edebiyatındaki gazel ile benzemektedir.
  • Konusuna göre “güzelleme, koçaklama, taşlama ve ağıt” olmak üzere dörde ayrılmaktadır:
    • Güzelleme= Doğa ve aşk konusunun işlendiği koşmalardır. Liriktir. Temsilcisi, Karacaoğlan’dır.
    • Koçaklama= Kahramanlık ve savaş konularının işlendiği koşmalardır. Epik tarzdadır. Temsilcisi, Köroğlu’dur.
    • Taşlama= Toplumsal aksaklıkların, bozuk giden düzenin veya bir kişinin eleştirildiği koşmalardır. Divan edebiyatında “hiciv”, Batı edebiyatında “satir”, günümüzde ise “yergi” ad verilmiştir. Temsilcisi, Seyrani’dir.
    • Ağıt= Sevilen veya tanınan bir kişinin ölümünden duyulan üzüntünün anlatıldığı koşmalardır. İslamiyet’ten önceki Türk şiirindeki “sagu”, divan edebiyatındaki “mersiye”dir.

Semai

  • Dörtlükler ile yazılması, dörtlük sayısı ve uyak düzeni yönünden koşmaya benzemektedir.
  • Kendilerine has ezgileri bulunmaktadır (Semaiyikoşmadan ayıran bir özelliğidir).
  • Hecenin 8’li kalıpları ile yazılırlar (Semaiyi koşmadan ayıran bir diğer özelliğidir).
  • Aşk, ayrılık, gurbet, doğa sevgisi gibi konular işlenmektedir.

Varsağı

  • En ayırıcı özellikleri “hey, behey, bre” gibi ünlemler kullanılmasıdır.
  • 8’li hece ölçüsü ile yazılırlar.
  • 3 ile 5 dörtlükten oluşurlar.
  • Kendilerine özgü besteleri vardır.
  • Savaş ve yiğitlik konularını işlerler.
  • Yiğitçe bir söyleyiş bulunmaktadır.
  • Adı Doğu Anadolu’da yaşayan Varsak Türkmenlerinden gelmektedir.

Destan

  • Biçimsel olarak koşmaya benzerler.
  • Dörtlük birimi ile hece ölçüsünün 8’li ya da 11’li kalıplarıyla yazılmışlardır.
  • Ezgi ile söylenirler.
  • Toplumu derinden etkileyen olaylar, savaşlar konu edindiği gibi bu dönemde ünlü kişilerin maceraları, insanları rahatsız eden şeyler, toplumsal aksaklıklar veya gülünçler de konu olarak işlenmiştir.

❗İslamiyet’ten önceki Türk edebiyatında bulunan destanlar ile karıştırmamak gerekir!

Dini-Tasavvufi Halk Şiiri

  • Tekke edebiyatı olarak da adlandırılmaktadır.
  • Tasavvuf hareketi Türkler arasında ilk kez Ahmet Yesevi ile başlamıştır. Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli, Pir Sultan Abdal gibi isimler ise eserlerinde bu düşünceyi işlemişlerdir.
  • Bu edebiyatın temel kaynağı, İslam dini ve tasavvuftur.
  • Sanatsal kaygı ikinci plandadır.
  • Amacı; İslam dininin değerlerini ve tasavvuf düşüncesi yaymaktır.
  • Didaktik eserlerdir.
  • Sade bir dil yapısı bulunmaktadır.
  • Hem hece ölçüsü hem de aruz ölçüsü kullanılmıştır.
  • Hece ölçüsü kullanılan eserler dörtlük şeklinde, aruz ölçüsü kullanılan eserler ise beyitler halinde yazılmıştır.
  • Yarım ve tam uyak kullanılmıştır.
  • Şiirler ezgi ile söylenmiştir.
  • Şiirlerde işlenen aşk ise ilahi aşktır.
  • Bu dönem halk şiirinin nazım türleri:
    • İlahi
    • Nefes
    • Nutuk
    • Devriye
    • Şathiye
    • Methiye

📚EK BİLGİ: Tasarruf, İslamiyet’in temel ilkelerine dayanarak nefsi arıtıp ahlakı güzelleştirerek dini yaşama ve Allah’a ulaşma düşüncesidir. Tasarruf felsefesinin temeli, Vahdet-i Vücuttur.

İlahi

  • Allah’a yalvarma ve Allah aşkı dile getirilir.
  • Dinsel törenlerde ezgi ile söylenirler.
  • Dörtlük şeklinde ve hece ölçüsü ile yazılmışlardır.
  • 3 ile 7 arasında dörtlük yazılır.
  • Uyak düzeni “aaab / cccb” şeklindedir.
  • Lirik ve didaktik şiirlerdir.
  • Bektaşiler’de “nefes”, Alevilerde ise “deme”, Yesevilerde “hikmet” adını almıştır.
  • Divan edebiyatındaki tevhitlere ve münacatlara benzemektedir.
  • En önemli temsilcisi; Yunus Emre’dir. Yunus Emre, 11’li hece ölçüsünü kullanmış ve sade bir dille yazmıştır.

Nefes

  • İlahilerle aynı konular işlenir. Fakat burada Bektaşilik ön plandadır.
  • Bektaşi tarikatının görüşleri dile getirilir.
  • İnsan sevgi oldukça işlenmiştir.
  • Tasavvuftaki Vahdet-i Vücud felsefesi anlatılmıştır.
  • 8’li hece ölçüsü ile dörtlükler şeklinde yazılmışlardır.
  • 3 ile 7 arasında dörtlük yazılır.
  • Uyak düzenleri “aaab / cccb” şeklindedir.
  • Lirik ve didaktik eserlerdir.
  • Temsilcileri; Seyrani, Pir Sultan Abdal, Kaygusuz Abdal’dır.

📚 EK BİLGİ

  • Deme:
    • İlahilerle aynı konular işlenir. Fakat, bu eserlerin en önemli özelliği; Hz. Ali, oğulları Hasan ve Hüseyin olmak üzere On İki İmam’a Alevilik düşüncesi etrafında övgüler yapılmasıdır.
    • Ezgi ile söylenirler.
    • 8’li hece ölçüsü ile dörtlükler halinde yazılmışlardır.
    • 3 ile 7 arasında dörtlük yazılır.
    • Uyak düzenleri “aaab / cccb” şeklindedir.
    • Lirik eserlerdir.
    • Temsilcisi; Hatayi’dir. (Şah İsmail)

Devriye

  • Yaratılışın başlangıcı ve sonu tasavvuf felsefesine göre açıklanmıştır.
  • İnsanın Tanrı’dan geldiği ve tekrar Tanrı’ya döneceğini anlatan şiirlerdir. Devir kuramına göre işlenmiştir.
  • 8’li ve 11’li hece ölçüsü ile dörtlükler şeklinde yazılmışlardır.
  • 3 ile 7 arasında dörtlük yazılmıştır.
  • Uyak düzenleri “aaab / cccb” şeklindedir.
  • Didaktik şiirlerdir.
  • Hz. Muhammed’in “Ben Nebi iken Adem su ile çamur arasındaydı.” hadisinden esinlenilmiştir.

Nutuk

  • Tarikata yeni giren müritlere tarikat kurallarının öğretilmesi amacıyla söylenen şiirlerdir.
  • 8’li ve 7’li hece ölçüsü ile dörtlükler şeklinde yazılmışlardır.
  • 3 ile 7 arasında dörtlük yazılmıştır.
  • Uyak düzenleri “aaab / cccb” şeklindedir.
  • Didaktik şiirlerdir.

Şathiye

  • Allah ile şakalı bir hava ile konuşur gibi söylenen şiirlerdir.
  • Ciddi düşünce veya duygu, iğneli ve şakacı bir dil ile anlatılmıştır.
  • 8’li ve 11’li hece ölçüsü ile dörtlükler şeklinde yazılmışlardır.
  • 3 ile 7 arasında dörtlük yazılmıştır.
  • Uyak düzenleri “aaab / cccb” şeklindedir.
  • Bir süre yazılması yasaklanmıştır.
  • En önemli temsilcisi; Kaygusuz Abdal’dır.

Methiye

  • Tasavvuf büyüklerine yazılan manzum eserlerdir.
  • Çoğunlukla Bektaşi tekkelerinde okunan şiirlerdir.
  • 8’li ve 7’li hece ölçüsü ile dörtlükler şeklinde yazılmışlardır.
  • 3 ile 7 arasında dörtlük yazılmıştır.
  • Uyak düzenleri “aaab / cccb” şeklindedir.
  • Didaktik şiirlerdir.
  • Temsilcileri; Kaygusuz Abdal ve Nesimi’dir.

Hikmet

  • Sadece Ahmet Yesevi’nin manzumelerine verilen isimdir.
  • 7’li ve 12’li hece ölçüsü ile dörtlükler halinde yazılmıştır.
  • 3 ile 7 arasında dörtlük yazılmıştır.
  • Uyak düzenleri “aaab / cccb” şeklindedir.
  • Didaktik eserlerdir.

Divan Edebiyatında Şiir

Toplumun belirli bir kesimine hitap eden ve saray çevresinde gelişen edebiyata “divan edebiyatı” adı verilmektedir. Şairlerin eserlerini “divan” adı verilen kitaplarda toplaması bu edebiyatın ismini de şekillendirmiştir. Saray edebiyatı, klasik edebiyat, yüksek zümre edebiyatı gibi değişik adlarla anılmaktadır. Türklerin İslamiyet’i kabul etmelerinden sonra Anadolu’da Müslümanlığın getirdiği inanç, kurallar ve düşüncelerle birlikte oluşturdukları bir edebiyattır. 13 yüzyıldan 15. yüzyıla kadar etkisini devam etmiştir.

Divan Şiiri Genel Özellikleri

  • Osmanlı Devleti’ndeki saray çevresinde oluşan bir edebiyattır.
  • İlk Divan şairi; Hoca Dehhani’dir.
  • Şeyh Galip ise divan şiirinin son büyük temsilcisidir.
  • Soyut ve evrensel konular işlenmiştir. Hayali güzellikler, efsaneler, tarihi ve dini ögeler ağır basmıştır. İnsan ve doğa farklı işlenmiştir.
  • Geleneksel bir şiir olmasının yanı sıra kuralcı ve biçimci bir olmak ön plandadır.
  • Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
  • Tam ve zengin uyak kullanılmıştır. (Göz için uyak anlayışı çerçevesinde)
  • Dili; Osmanlıcadır. Arapça ve Farsça birçok sözcük kullanılmıştır.
  • Beyit ve bentler ile oluşturulmuştur. Her beyit kendi içerisinde anlam bütünlüğüne sahiptir.
  • Tek dizeden oluşan ve “azade mısra” adı verilen şiirler de bulunmaktadır.
  • Şiirlerde önemli olan parça güzelliğidir.
  • Şiirlerin başlıkları yoktur. Gazeller, kafiye ve rediflere göre; kasideler ise tasvir bölümündeki konuya ve redife göre adlandırılmıştır. Örneğin; Su kasidesi, döne döne gazeli gibi.
  • Konu değil, konunun işleniş şekli yani söyleyiş güzelliği hedeflenmiştir.
  • Süslü bir anlatım vardır. Bu nedenle söz sanatları sıkça kullanılmıştır.
  • Sanat, sanat içindir anlayışı hakimdir.
  • Mazmun adı verilen kalıplaşmış sözler ile düşünceler ve duygular anlatılmıştır. Örneğin; ok kirpiği, yay kaşı sembolize etmiştir.
  • Aşk, aşkın getirdiği çaresizlik, sevgiliye duyulan özlem, içki meclisleri, tasavvuf, övgü, yergi, ölüm acısı ele alınmıştır. Bazı eserlerde bireysel sorunların dile getirildiği görülmektedir. Örneğin; Şeyhi’nin Harnamesi gibi.
  • Bu edebiyat İran mitolojisine, dine ve tasavvufa dayanmaktadır.
  • Nazım şekilleri;
    • Gazel
    • Kaside
    • Rubai
    • Müstezat
    • Murabba
    • Kıt’a
    • Şarkı
    • Tuyuğ
      • Şarkı ve tuyuğ Türklerin divan edebiyatına kattığı iki nazım şeklidir.
    • Musammat
  • Nazım türleri;
    • Mersiye
    • Mevlit
    • Sakiname
    • Şehrengiz
    • Hicviye
    • Tevhit
    • Münacat
    • Naat
    • Methiye
    • Fahriye

Karşılaştıma: Halk Edebiyatı ile Divan Edebiyatı Karşılaştırması

Divan Edebiyatında Aşk

  • Aşk önemli bir yer tutmaktadır. Bu gelenekte genel olarak ilahi aşk işlenmiştir. Fakat zaman zaman dünyadaki güzellere duyulan sevginin de işlendiği görülmüştür.
  • Tasavvufi aşkı işleyen eserlerin amacı; mutlak güzellik olan Allah’ı bulmaktır.
  • İlahi aşk; şairin önce bir güzele aşık olmasıyla başlar ve daha sonra şair duygularını soyutlayarak ilahi olana dönüştürür, böylece Allah’a kavuşmak ister.
  • Bu uzun ve acılı bir yolculuktur.
  • Aşkı tasavvufi aşk dışında işleyen şairler ise bir kadına olan aşkı anlatmaktadır.

Gazel

  • Türk şairleri tarafından kullanılan en yaygın biçimdir.
  • Gazelin sözlük anlamı; kadınlarla aşıkane sohbettir.
  • Beyit nazım birimi kullanılmaktadır. En az 5, en çok 15 beyitten oluşmaktadır.
  • Uyak düzeni; aa / ba / ca / da / ea biçimindedir.
  • Tam uyak veya zengin uyak kullanılmıştır.
  • Asıl konusu aşktır. Kadın, şarap ve güzelliktir.
  • Sevgilinin güzellikleri, çekilen cefadan yakınma, özlem, kavuşma isteği, özlem ve ayrılık acısı konuları da işlenmiştir.
  • Konusu yönüyle halk edebiyatındaki koşma türü olan güzellemeye benzer.
  • İlk beyitine “matla“, son beyitine “makta“, matladan hemen sonraki beyte “hüsn-i matla“, maktadan bir önceki beyte ise “hüsn-i makta“, en güzel beyitine ise “şah beyit” veya “beytü’l gazel” denilmektedir.
  • Şairin adı veya mahlası son beyitte yani makta beyitte geçmektedir.
  • Beyit güzelliği ve bütünlüğü önemlidir.
  • Gazelin bütün beyitlerinin arasında anlam bütünlüğü varsa gazele “yek-ahenk“, bütün beyitleri aynı güzellikte olan gazellere ise “yek-avaz” adı verilmektedir.
  • Genellikle kafiye dizelerin sonlarında bulunur. Ancak bazen kafiyenin dize ortasında da kullanılması söz konusu olabilir. Bu şiirlere “musammat gazel” adı verilir.
  • En başarılı örnekleri; Fuzuli ve Baki vermiştir.

Kaside

  • Kasidenin kelime anlamı; kastetmek, yönelmektir.
  • Beyitler halinde yazılır ve uyak düzeni gazel ile aynıdır.
  • Beyit sayısı 33 ile 99 arasında değişmektedir.
  • İlk beyitine “matla“, son beyitine “makta“, en güzel beyitine “beytül kasid“, şairin adının veya mahlasının geçtiği beyite ise “taç beyit” adı verilmektedir.
  • Bir kişiyi övmek amacıyla yazılmışlardır.
  • Edebi dilekçe niteliğindeki eserlerdir.
  • Kaside 6 bölümden oluşmaktadır:
    • Kasidenin başlangıç bölümüne “nesib” veya “teşbib” adı verilmiştir. 15-20 beyitten oluşmaktadır. Bu bölüm bahar aylarını betimlerse bahariye, kış ayını betimlerse şitaiyye, yazı betimlerse temmuziye, ramazan ayını betimlerse ramazaniye, bayramı betimlerse ıydiyye gibi adlar almaktadır.
    • Girizgah bölümü şairin asıl övgü bölümüne geçtiği giriş beyitidir. 1-2 beyitten oluşur.
    • Methiyye, kasidenin sunulduğu kişiyi övülen kısımdır.
    • Tegazzül (Gazelleme) aynı ölçü ve uyakla kasidenin içine konulan gazel parçasıdır.
    • Fahriyye (övünme), şairin kendisini övdüğü kısımdır.
    • Dua, şairin övdüğü kişiye güzel dileklerde bulunduğu bölümdür.
  • Bu nazım biçimiyle tevhid, münacaat, naat, methiye, fahriye, hicviye, mersiye gibi konularda da şiirler yazılmaktadır.
  • En başarılı örnekleri; Nefi vermiştir.
  • En meşhur eser ise; Fuzuli’nin yazmış olduğu ve Hz. Muhammed’i övdüğü “Su Kasidesi”dir.

Rubai

  • Tek dörtlükten oluşur.
  • Uyak örgüsü; aaba şeklindedir.
  • Felsefi, tasavvufi düşünceler ile dünya görüşü ve aşk konuları işlenmiştir.
  • Aruz ölçüsü ile yazılmıştır. Kendine özgü 24 aruz kalıbı vardır.
  • İlk iki dize düşünceye hazırlık bölümü iken asıl söylenmek istenen 3 ve 4. dizelerdir.
  • Anlam yoğunluğu fazladır.
  • Rubailerde mahlas söylenmemektedir.
  • En tanınmış şairi; İran edebiyatında Ömer Hayyam, divan edebiyatındaki şairi ise Azmizade Haleti’dir. Cumhuriyet döneminde ise Yahya Kemal başarılı örnekler vermiştir.

Müstezat

  • Bir gazelin her dizesine kısa bir dize eklenerek oluşturulur.
  • Sözlük anlamı; çoğalmış, eklenmiş demektir.
  • Bir uzun, bir kısa dizeden oluşmuş beyitler halinde yazılmıştır.
  • Kısa dizelere “ziyade” adı verilmektedir.
  • Gazelin özel bir şeklidir.
  • Kısa dizeler uzun dizeler ile uyak olarak birbirine bağlıdır.
  • Uyak düzeni; “aa(a) a (a) – b(b) a(a) – c(c) a(a) – d(d) a(a)” biçimindedir.
  • Kısa ve uzun dizeler arasında anlam bütünlüğü bulunmaktadır.
  • Aşk, şarap, kadın, ayrılık gibi konular işlenmiştir.

📚EK BİLGİ:

Serbest müstezat, müstezatın daha özgürce kullanılmasıyla oluşmuştur. Sembolizm akımı ile kullanılmaya başlanmıştır. Serbest şiire geçişte etkisi büyüktür. Şiir bu tür ile düz yazıya yaklaşmıştır. Biçimsel kurallar önemsenmemeye başlanmıştır. Hem aruz hem de hece ölçüsü ile yazılmıştır. Uzun ve kısa dizeler arasında anlam bütünlüğü olduğu gibi bazı eserlerde anlam bütünlüğü olmadığı görülmüştür. Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatı döneminde sıkça kullanılmış olup en başarılı örneklerini; Tevfik Fikret, Ahmet Haşim ve Cenap Şahabettin vermiştir.

Murabba

  • Dörder dizelik bentlerden oluşur.
  • 3 ile 8 bent arasındadır.
  • Uyak düzeni; aaaa, bbba, ccca, ddda şeklindedir.
  • Halk edebiyatının etkisi ile gelişmiştir.
  • Övgü, yergi, din-tasavvuf konuları ve felsefi konular işlenmiştir.
  • Bazı murabbalarda birinci dörtlüğün son dizesi, diğer dörtlüklerde tekrar eder, yani nakarat şeklindedir.
  • Tanzimat döneminde Namık Kemal önemli örnekler yazmıştır.

Kıt’a

  • İki beyitten oluşur.
  • İkinci ve dördüncü dizeleri birbirleri ile uyaklıdır.
  • Matla ve makta beyiti olmayan gazele benzerler.
  • Şairler mahlas kullanmazlar.

Şarkı

  • Biçimsel olarak murabbaya benzemektedir.
  • Türklerin divan şiirine kattığı bir nazım biçimidir.
  • En az 3, en çok 5 bentten oluşurlar.
  • Uyak düzeni; aaaa ya da abab / bbba / ccca / ddda şeklindedir.
  • Kimi şarkılarda bir veya iki dize yinelenmiştir. Yineleyen dizeye nakarat denilmektedir.
  • Bestelenmek için yazılmışlardır.
  • Şarkının üçüncü dizesine miyan denir. 
  • Aşk, şarap, doğa, yaşama sevinci, ayrılık, acı, gurbet gibi konularda yazılmıştır.
  • Halk şiirindeki türküye benzemektedir.
  • İlk örneklerini; Naili vermiştir.
  • En başarılı örneklerini ise Nedim yazmıştır.

DİKKAT ET: Şarkılarda aşk ve güzellik konuları işlenir. Murabbada ise din ve didaktik konular ağırlıklıdır. Şarkılar 3-5 dörtlük arasında yazılır. Murabbalar 3-7 dörtlük arasında değişmektedir.

Tuyuğ

  • Divan edebiyatına Türklerin kazandırdığı bir nazım biçimidir.
  • Dörtlük şeklinde yazılmaktadır.
  • Uyak düzeni; aaba şeklindedir.
  • Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
  • Halk edebiyatındaki maniye benzemektedir.
  • Felsefi konular işlenmektedir.
  • En önemli temsilcisi; Kadı Burhaneddin’dir.

Musammatlar

  • Terkib-i Bent =
    • Dini-felsefi düşünceler, toplumsal yergi, talihten, hayattan şikayetler ve ölüm konuları işlenmiştir.
    • Bentler halinde yazılmıştır.
    • Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
    • 5-10 bent arasında yazılmıştır.
    • Uyak düzeni; aa / xa / xa / xa biçimindedir.
    • Bentlere “hane“, bentleri bağlayan beyitlere ise “vasıta” adı verilmiştir.
    • En önemli temsilcisi; Bağdatlı Ruhi’dir.
  • Terci-i Bent=
    • Şekil olarak terkib-i bentler ile aynıdır.
    • Bentler halinde yazılmıştır.
    • Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
    • 5-10 beyit arasında yazılmıştır.
    • Uyak düzeni; aa / xa / xa / bb / cc / xc / xc / bb şeklindedir.
    • Vasıta beyiti her bendin sonunda tekrarlanır. Bu nedenle bir konu bütünlüğü vardır. 
    • En önemli temsilcileri; Nesimi, Fuzuli Baki, Nedim’dir.

DİKKAT ET: Terkib-i bentten en önemli farkı; vasıta beytinin her bendin sonunda değişmeden tekrarlamasıdır.

Divan Şiirinin Sınıflandırılarak incelenmesi

Divan Şiiri Nazım Türleri

  • Mersiye
    • Ölen kişinin arkasından yazılan yas şiirleridir.
    • İslamiyet öncesi Türk edebiyatındaki sagu, halk edebiyatındaki ağıttır.
    • En ünlü mersiye; Baki’nin Kanuni Süleyman için terkibi bent şeklinde yazdığı şiirdir.
  • Mevlit
    • Hz. Muhammed’in hayatının bazı safhalarının ve şahsiyetini anlatan şiirlerdir.
    • Genellikle mesnevi şeklinde yazılmışlardır.
    • En ünlü mevlid; Süleyman Çelebi’nin yazdığı Vesiletü’n Necat’tır.
  • Sakiname
    • Şarabın ve sakinin övgüsünün yapıldığı şiirlerdir.
    • Mesnevi şeklinde yazılmıştır.
  • Şehrengiz
    • Bir kentin ya da o kentte yaşayan güzellerin övüldüğü şiirlerdir.
  • Hicviye
    • Herhangi bir kişi, kurum veya olayı eleştiren şiirlerdir.
  • Tevhit
    • Allah’ın varlığını, birliğini ve yüceliğini anlatan; Allah’ı öven şiirlerdir.
    • Kaside şeklinde yazılmıştır.
  • Münacat
    • Allah’a yalvaran ve af dileyen şiirlerdir.
    • Kaside şeklinde yazılmıştır.
  • Naat
    • Hz. Muhammed’i ve dört halifeyi öven şiirlerdir.
    • Kaside şeklinde yazılmıştır.
  • Methiye
    • Ünlü bir kişiyi öven kasidelerdir.
    • Genellikle padişah, sadrazam gibi devlet büyükleri övülmüştür.
  • Fahriye
    • Kasidelerin içinde bulunur.
    • Şairin kendisini övdüğü şiirlerdir.

Divan Şiirindeki Akımlar

  • Sebkihindi Akımı
    • “Hint üslubu, Hint tarzı” anlamına gelen bir akımdır.
    • Naili, Neşati, Şeyh Galip gibi bazı divan şairlerini de etkisi altına almış bir akımdır.
    • Şiirlerde anlam olabildiğince kapalı; dil oldukça ağır, sanatlı, süslüdür.
    • Soyut konular (özellikle tasavvuf) daha çok ele alınmıştır.
  • Mahallileşme Akımı
    • Necati ile başlamıştır.
    • Bu akımda halk dilinde kullanılan kelimeler, deyimler şiirlerde yer bulur.
    • Baki’nin şiirlerinde kullandığı İstanbul Türkçesi, Nedim’in şiirlerinde şiir dili olmuştur. Bu nedenle Nedim, mahallileşme akımının Türk edebiyatındaki en önemli ismi olarak anılır.
    • Bu akım Nedim ile olgunlaşmıştır.
Benzer İçerikler
Şiirde Ahenk Unsurları
Güncel
Edebiyat

Şiirde Ahenk Unsurları

İçeriğe Git>
Türk Edebiyatında Şiir (İslamiyet Öncesi Dönem ve Geçiş Dönemi)
Güncel
Edebiyat

Türk Edebiyatında Şiir (İslamiyet Öncesi Dönem ve Geçiş Dönemi)

İçeriğe Git>
Türk Edebiyatında Şiir (Tanzimat Döneminden Cumhuriyet Dönemine)
Güncel
Edebiyat

Türk Edebiyatında Şiir (Tanzimat Döneminden Cumhuriyet Dönemine)

İçeriğe Git>
Şiir Türleri ve Şiirin Özellikleri, Şiir Nedir?
Güncel
Edebiyat

Şiir Türleri ve Şiirin Özellikleri, Şiir Nedir?

İçeriğe Git>
Türk Edebiyatının Dönemleri
Güncel
Edebiyat

Türk Edebiyatının Dönemleri

İçeriğe Git>
Türk Edebiyatında Şiir (Cumhuriyet Dönemi)
Güncel
Edebiyat

Türk Edebiyatında Şiir (Cumhuriyet Dönemi)

İçeriğe Git>
Copyright © 2024 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo