XVI. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin deniz gücü karşısında İtalya merkezli iki stratejik rakibi bulunmuştur. Venedikliler, sahip olduğu gücü ve zenginliği Akdeniz ticaretinden; Cenevizliler ise Karadeniz ticaretinden sağlamıştır. Osmanlıların Mora ve Arnavutluk gibi yerleri almaları üzerine Venedikliler endişelenmiştir. Bu nedenle ticari ayrıcalıklarını kaybetmek istemeyen Venedik ve Cenevizliler, Osmanlılarla anlaşmak zorunda kalmıştır.
1526 yılında gerçekleşen Mohaç Savaşı ile birlikte Macar İmparatorluğu yıkılmıştır. Macar İmparatorluğunun yıkılması ile Habsburg İmparatorluğu’nun başına Şarlken geçmiş ve tahtta bulunduğu sürede Hristiyan Avrupa birliğini amaçlamıştır. Kanuni de cihan hakimiyeti idealini gerçekleştirmek istemiştir. Bu nedenle biri İslam diğeri Hristiyan alemini temsil eden iki büyük devlet karşı karşıya gelmiş ve mücadele etmiştir. Osmanlılar, Habsburg İmparatorluğu’na karşı İngiltere, Fransa ve Hollanda gibi milli monarşilere yardım etmiş ve bu ülkelere kapitülasyon vermiştir. Dini ve siyasi yönden Şarlken’i tehdit eden Protestanlık hareketlerini de desteklemiştir.
Akdeniz hakimiyeti için İspanya ile mücadele içinde olan Osmanlılar, Kızıldeniz’de faaliyetlerini artıran Portekizlileri de engellemeye çalışmıştır.
Avrupa Hristiyan dünyası, Osmanlıları Avrupa’dan atmak için Şah İsmail liderliğinde XVI. Yüzyılda İran’da ortaya çıkan Safevi Devleti’ni desteklemişlerdir.
Osmanlı Devleti’nin Dış Politikası
XV ve XVI. yüzyıllarda dünya gücü olan Osmanlılar, uyguladığı uzun vadeli stratejiyle Avrupa siyasetini ve ekonomisini belirleyen başlıca devletlerden biri haline gelmiştir.
Osmanlı Devleti XV ve XVI. yüzyıllarda Roma Katolik Kilisesi’ne karşı Ortodoksluğu ve Protestanlığı himaye etmiştir. Daha sonraları ise Osmanlı Devleti Hristiyan birliğini parçalanmış halde tutmak ve Habsburgları zayıflatmak amacı ile Fransa, İngiltere ve Hollanda gibi milli monarşileri; Kutsal Roma İmparatorluğu’na karşı desteklemiştir.
Osmanlı Devleti Afrika’daki Müslümanların himaye edilmesini de önemsemiştir. 1492’de İspanyol birliği gerçekleşmiş ve Endülüs’teki Beni Ahmer Devleti yıkılmıştır. Burada yaşayan insanlar korumasız kalmaları üzerine İspanya Krallığı, Hristiyanlığı kabul etmeyen Müslüman ve Yahudilerin İspanya’yı terk etmeleri için işkence uygulamıştır. Bu nedenle buradaki Müslümanlar, Kuzey Afrika’ya Osmanlı gemileriyle göç ettirilmiş ve buradaki Yahudiler de İstanbul’a nakledilmiştir. Oruç ve Hızır Reis, Cezayir’de üs kurarak İspanyol istilasına karşı başarılı bir mücadeleye girişmiştir. Kanuni Dönemi’nde, Barbaros Hayrettin Paşa’nın Kaptanı deryalığa getirilmesiyle Osmanlı-İspanya mücadelesi, Batı Akdeniz ve Kuzey Afrika’da yoğunlaşmıştır. Portekizlilerin Batı Hint Okyanusu adaları ve Doğu Afrika kıyılarındaki Müslümanlara uyguladığı zulümlere Mısır’ın fethedilmesiyle son verilmiştir.