Kanuni Sultan Süleyman onuncu Osmanlı padişahıdır. Osmanlı Devleti’nde en uzun süre tahtta padişahtır. Avrupa’da Sultan Süleyman; “Muhteşem” olarak isimlendirilmiştir. I. Süleyman için adalet alanında taviz vermeyen ve devletle toplum yapısına dair kanunları uygulamaya koyan anlamında “Kanuni” unvanı da kullanılmıştır.
Belgrad’dan Haçova’ya Osmanlı Zaferleri
Kanuni Sultan Süleyman’ın tahta çıktığı dönemde Avrupa’da Protestanlık mezhebi ortaya çıkmış, Şarlken ile I. Fransuva arasındaki savaş Avrupa’yı ikiye bölmüştür. Bu siyasi durum ise Kanuni’ye yaramış ve Haçlı birliğinin parçalanması sağlanmıştır.
📚EK BİLGİ: O dönemde Batı’da fetihlerin devam edebilmesi için Belgrad ve Rodos’un alınması gerekmiştir.
Belgrad’ın Fethi (1521)
Macarların Balkanlarda tehdit oluşturması, vergilerin ödenmemesi, Kanuni’yi tahta çıkınca kutlamamaları ve Belgrad’ın jeopolitik konumu gibi nedenlerle Osmanlı Devleti, sefere çıkmıştır.
Kanuni’nin ilk seferi olan Belgrad seferi sonucunda Belgrad alınmıştır. Böylece Fatih ile duran Balkan fetihleri yeniden başlamıştır.
Rodos’un Fethi (1522)
Rodos, Fatih döneminde üç kere kuşatılmış fakat alınamamıştır. Kanuni döneminde ise Osmanlı topraklarına katılmıştır. Rodos’un alınması ile Ege Denizi tamamen Türk egemenliği altına girmiştir.
Mohaç Savaşı (1526)
Avusturya ile Fransa arasındaki rekabetin artması sonunda, Avusturya kralı Ferdinand’ın, Fransa Kralı Fransuva’yı yenmesi üzerine Fransa Kralı’nın annesinin Kanuni’den yardım istemesi, Habsburglara karşı Macaristan’ı bir üs olarak kullanmak istenmesi bölgede yeni bir mücadeleyi hızlandırmıştır.
🚀DETAY BİLGİ: Mohaç Savaşı, Osmanlı’nın en kısa sürede (2 saat) kazandığı savaştır.
⭐ Mohaç Savaşı ile;
- Macaristan da Osmanlılara bağlı bir krallık kurulmuştur.
- Avrupa’da Osmanlı etkisi artmıştır.
- Mohaç Savaşı’ndan sonra Osmanlı ordusu Budin’e yürüyerek şehre girmiştir.
- Osmanlı hakimiyetini kabul eden Zapolya’yı Macar kralı olarak tanımıştır.
- Osmanlı, Avusturya ile sınır komşusu olmuştur.
I. Viyana Kuşatması (1529)
📚 EK BİLGİ: Kanuni döneminde Osmanlı Devleti ile Avusturya arasındaki çekişmeler Macaristan’a hakim olmak içindir.
Alman taraftarı bazı asilzadeler Macar Krallığı için Zapolya’ya karşı, Şarlken’in kardeşi olan Arşidük Ferdinand’ı desteklemiş bunun üzerine Macar tahtında hak iddia eden Ferdinand ise 1527’de Zapolya’yı Budin’den çıkarmıştır. Zapolya da Osmanlılardan yardım talebinde bulunmuştur. Macar tahtını ve topraklarını korumak isteyen Osmanlı Devleti, 1529’da Budin’i kurtarmak için sefere çıkmış ve Budin’i geri almıştır.
Budin’den sonra Osmanlı kuvvetleri Viyana’yı kuşatmıştır. Kışın yaklaşması, şehrin iyi korunması ve büyük topların getirilmemesi nedeniyle kuşatma kaldırılmıştır.
Almanya Seferi (1532)
Osmanlıların Viyana’dan dönmesi üzerine Ferdinand, Budin’i tekrar kuşatmış ve Macaristan’ın kendisine ait olduğunu bildirmiştir. Bunun üzerine Osmanlı ordusu tekrardan sefere çıkmıştır. Osmanlıların bu sefere çıkmasındaki amaç; Macar topraklarındaki Osmanlı hakimiyetini sağlamlaştırmak ve Şarlken’e gözdağı vermektir.
Ferdinand ve Şarlken, Osmanlı ordusunun karşısına çıkmamışlardır. Her ne kadar savaş olmasa da Osmanlı akıncıları Manş Denizi ve bütün Avrupa’yı tarayıp birçok ganimet elde etmişlerdir. Aynı zamanda Slovenya ve Hırvatistan’daki bazı şehir ve kasabaları da ele geçirmişlerdir.
Tüm bu olayların sonucunda Ferdinand barış istemek zorunda kalmış ve İstanbul Antlaşması imzalanmıştır.
⭐ İstanbul Antlaşması ile;
- Avusturya Arşüdük’ü Osmanlı sadrazamına denk sayılmıştır.
- Avusturya, Macaristan’ın iç işlerine karışmayacaktır.
- Avusturya Osmanlı Devleti’ne tazminat ödemiştir.
- Bu anlaşma Avusturya ile yapılan ilk antlaşma olmuştur.
📚 EK BİLGİ: İstanbul Antlaşması ile Avusturya’ya karşı siyasi üstünlük kazanılmıştır. Bu siyasi üstünlük 1606 Zitvatorok Antlaşması ile son bulmuştur.
Macar Kralı Zapolya’nın ölümüyle Ferdinand bütün Macaristan’ı ilhak etmek üzere tekrar harekete geçmiştir. Macar meselesine kesin olarak son vermek isteyen Kanuni, 1541’de yeniden sefere çıkmış ve Alman kuvvetlerini ani bir baskınla dağıtmıştır.
Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında 1547, 1562, 1566, 1568 ve 1576 yıllarında siyasi, askeri ve ekonomik antlaşmalar imzalanmıştır.
Zigetvar Seferi (1566)
Avusturya’nın Macar topraklarına saldırması ve vergilerini ödememesi üzerine Osmanlı Devleti, Zigetvar ve Eğri kalelerini almak için Zigetvar Seferi’ne çıkmıştır. Bu sefer Kanuni Sultan Süleyman’ın son seferidir.
Zigetvar kalesi Kanuni’nin ölümünden bir gün sonra fethedilmiştir.
Haçova Meydan Savaşı (1596)
Kanuni’nin ölümünden sonra II. Selim zamanında Avusturya ile bir antlaşma yapılmış olsa da III. Murat devrinde mücadeleler yeniden başlamıştır. III. Mehmet devrinde Erdel, Eflak ve Boğdan’ın Avusturya’dan destek alarak kurduğu ittifak sonucunda Osmanlı Devleti, Estergon ve Vişegrad kalelerini kaybetmiştir.
Bunun üzerine Sultan III. Mehmet, Avusturya üzerine sefere çıkmıştır. Kanuni döneminde alınamayan Eğri Kalesi ise alınmıştır. 1596’da Haçova’da yapılan mücadelede Avusturya topçusunun üstün ateş gücü nedeniyle savaş Osmanlı aleyhine dönmüştür.
Avusturya askerleri, Otağ-ı Hümayun’a kadar yaklaşmıştır. Bu nedenle asker olmayıp seyis, aşçı gibi çeşitli geri hizmetlerde çalışanlar; ellerine geçirdikleri aletlerle Avusturya askerlerine saldırmak durumunda kalmıştır. Bu yüzden bu savaşa “kepçe savaşı” adı da verilmektedir.
Osmanlı ordusu en sonunda toparlanmış ve savaşı da kazanmıştır.
Osmanlı-Safevi İlişkileri(1533-1555)
Şah İsmail’in yerine geçen Tahmasb döneminde Safevilerin Osmanlı politikası değişmemiştir. Safevilerin;
- Osmanlı topraklarına saldırması,
- Osmanlı Devleti’ne karşı Avusturya ile antlaşma yapması üzerine Kanuni İran üzerine sefer yapma kararı vermiştir.
Bu dönemde üç kere İran seferi yapılmıştır.
Irakeyn Seferi (1534-1535)
İran’ın Şii propagandası ve Şarlken ile ittifak yapması üzerine bozulan ilişkiler savaş durumuna gelmiş ve Kanuni İstanbul antlaşması sonunda (1533) Tebriz’e girmiştir.
Şah, Osmanlı ordusunun karşısına çıkamamıştır. Kanuni’nin iki yıl süren Doğu Seferi sonucunda Tebriz ve Bağdat alınmıştır. Bu sefere ırakeyn seferi de denir. Basra-Bağdat-Halep ticaret yolunun denetimi de sağlanmıştır.
İran (Tebriz) Seferi (1548)
Irakeyn Seferi sonrasında Safeviler karşı saldırıya geçmiş ve Tebriz dahil birçok yeri geri almıştır. 1547’de Habsburglarla yapılan antlaşma üzerine Avrupa ve Akdeniz’deki güvenliği sağlayan Osmanlılar yönünü tekrar doğuya çevirmiştir.
1548’de Tebriz’i geri alan Kanuni’nin karşısına Şah Tahmasb yine çıkamamıştır. Batıda Erdel olayları tekrar başlayınca bölgede Van Beylerbeyliği kurularak Safevilere set çekilmek istenmiştir.
Nahçıvan Seferi (1553)
Osmanlı ordusunun Macaristan’da olmasından faydalanan Şah Tahmasb1550 yılında Şirvan, Ahlat ve Erciş’i ele geçirmiştir. Şah Tahmasb’ın Bağdat’ı tehdit etmesi üzerine 1553 yılında Osmanlılar tekrar İran’a yönelmiştir.
Osmanlı’nın karşısına Şah Tahmasb yine çıkmamış ve bunun üzerine Kanuni, kışı geçirmek üzere Amasya’ya dönmüştür. Burada ilk Osmanlı-Safevi antlaşması olan Amasya Antlaşması imzalanmıştır.
⭐ Amasya Antlaşması ile;
- Tebriz, Bağdat, Karabağ, Revan ve Nahçıvan’ın Osmanlı Devleti’ne ait olduğu kabul edilmiştir.
- Osmanlı Devleti’nin sınırları Basra Körfezi’ne kadar ulaşmıştır.
Osmanlı Devleti’nin Kapitülasyon Siyaseti
❗ NOT: Kapitülasyon; Hristiyan devletlere dostluk ve sadakat sözü vermeleri şartıyla Osmanlı Devleti’nde ticari faaliyetlerini gerçekleştirmek amacıyla verilen imtiyazlardır.
Fransa’nın İtalya savaşları sonunda Almanya’ya yenilmesi, Mohaç seferi öncesi Fransa kralı Fransuva’nın annesinin Kanuni’den yardım istemesi ve Fransa’nın Şarlken’e karşı Osmanlı’ya yanaşması ile Osmanlı Fransa dostluğu başlamıştır. Böylece Avrupa’da Hristiyan birliği bozulmuştur.
Osmanlı Devleti, bu dostluk sayesinde Avrupa ile ticari ilişkilerini artırmak istemiş ve Fransa’ya imtiyazlar vermiştir. Bu imtiyazlara Fransızlar kapitülasyon, Osmanlı ise “Aht-i Atika” veya İmtiyaz-ı Mahsusa demiştir. Bu kapitülasyonlar 17 maddeden oluşmuştur.
⭐ Fransızlara tanınan imtiyazlar;
- Her iki gemileri karşılıklı olarak ticaret yapabilecektir.
- Fransız tüccarlardan daha az vergi alınacaktır.
- Fransız tüccarlar arasındaki uyuşmazlıklara Fransız yargıç bakacaktır.
- Osmanlı Devleti’nde ölen Fransız tüccarların malları Fransa’daki varislerine verilecektir.
- Osmanlı Devleti’ndeki tüccarlar da bu haklardan aynı şekilde faydalanacaktır.
⭐ Osmanlı Devleti’nin kapitülasyon verme nedenleri;
- Akdeniz ticaretini canlandırmak,
- Hristiyan birliğini bozmak,
- Osmanlı gemilerinin Fransa limanlarından faydalanmasını sağlamaktır.
Kapitülasyonlar verildiği dönem için çok faydalı olmuştur. Osmanlı gümrük gelirleri artmıştır. Fransa Avrupa birliğinden koparılmıştır. Fakat Osmanlı Devleti’nin çöküş döneminde kapitülasyonlar zararlı olmuştur. Kapitülasyonlar Akdeniz ticaretini canlandırmıştır.
Osmanlı Devleti’nin kapitülasyon siyaseti iki döneme ayrılmıştır. Birinci dönem; 1352’de Ceneviz Cumhuriyeti’ne tanınan ilk kapitülasyonlardan Mısır’ın fethine kadar uzanan dönemi kapsamaktadır. Kapitülasyon siyasetinin ikinci dönemi ise Mısır’ın fethiyle başlamıştır. Birinci dönemde Osmanlıların Avrupa’yla olan ticaretinin büyük bölümünü Cenevizliler ve Venedikliler yapmaktadır. Venediklilere de 1384 ile 1387 yılları arasında kapitülasyonlar tanınmıştır. İkinci dönemde Suriye ve Mısır’ın fethiyle kapitülasyonların değeri çok artmıştır. İngiltere’ye 1580’de kapitülasyonlar tanınmıştır. Doğu Akdeniz’de İngiliz bayrağı altında ticaret yapan ve İspanya ile mücadele eden Hollandalılara ise 1612’de ticari imtiyazlar verilmiştir.