Türklerin yazıyı kullanmaya başlamadan önceki dönemleri ile ilgili bilgiler sözlü edebiyat ürünlerinden elde edilmektedir. Fakat yazılı edebiyattan önceki dönemler “Karanlık Dönem” olarak kabul edilmektedir.
Altay Çağı
Türkçe bu çağda ayrı bir dil değildir. Moğolca ve diğer akraba dilleri ile birlikte Ana Altayca içinde yer almaktadır.
En Eski Türkçe Çağı
Türkçe bu çağda Ana Altay dilinden ayrılmaya başlamıştır. Türk, Moğol, Kore ve Japon dilleri bu dönemde ortaya çıkmıştır.
İlk Türkçe Çağı
Bu dönemde Türkçe artık gelişmiş bir dil konumundadır. Hun Türkçesi bu dönemde oluşmuştur.
Eski Türkçe Çağı
Bu çağın bilinen ilk yazılı ürünleri Yenisey, Orhun ve Talas bölgelerine dikilmiş taş anıtlar, mezar anıtları ve diğer yazıtlardır. Bu dönemdeki Türkçe, Göktürk dilidir. Bu dönemin ilk yazılı eseri Göktürk Kitabeleri’dir. 8. yüzyıl sonlarına doğru ise Uygur Türkleri, Uygur yazısı ile daha geniş bir yazı dili oluşturmuşlardır.
Dolayısıyla Eski Türkçe dönemi kendi içerisinde Göktürkçe ve Uygurca olarak iki kola ayrılmıştır.
Göktürkçe
Türk dilinin ses yapısı ile en iyi örtüşen alfabedir. 38 harften (4’ü ünlü, 34’ü ünsüz harf) meydana gelmiştir. Türklerin ilk yazılı eseri bu alfabe ile yazılan Göktürk Yazıtları’dır.
Uygurca
Çin, İran ve Hint kültürlerinin etkisi ile Uygurlar kendi alfabelerini düzenlemişlerdir. Bu alfabe 14 harften oluşmaktadır. Türkçenin seslerini ise tam olarak karşılayamamaktadır. Bu alfabe ile yazılan en önemli eserler Altun Yaruk, Irk Bitig, Sekiz Yükmek ve Kalyanamkara ve Papamkara’dır.
Karahanlı Metinleri
İlk Müslüman Türk Devleti Karahanlı Devleti’dir. Bu döneme ait eserler; Kutadgu Bilig, Divan-ı Hikmet, Divan-ü Lügati’t Türk, Atabetül’l Hakayık’tır. Bu eserler her ne kadar islami etki ile yazılmış olsa da dilleri eski Türkçedir.
Orta Türkçe Dönemi
10. yüzyıldan 15. yüzyılı kapsayan dönemdir. Bu dönem Türklerin İslamiyet’i kabul ettikleri ve yazı dili olarak Arapçayı kullanmaya başladıkları döneme denk gelmektedir. Aynı zamanda bu dönemde yeni yazı dilleri (Karahanlı Türkçesi ve Kuzeydoğu Türkçesi) de oluşmaya başlamıştır.
Kuzey-Doğu Türkçesi
Eski Türkçenin devamı niteliğindedir. Orta Asya ve kuzeydeki yeni dillere geçiş aşaması oluşturmuştur. Bu yazı dili Kuzey ve Doğu Türkçesi olmak üzere iki kolda gelişmiştir. Kuzey Türkçesi, Kıpçak şivesine dayanmıştır. Tatarca olarak da bilinmektedir. Doğu Türkçesi, Doğu ve Batı Türkistan şivesine dayanmıştır. Çağatayca olarak da bilinmektedir.
Batı Türkçesi
Batıya gelen Oğuz Türklerinin yazı dilidir. Türkçenin Eski Türkçeden sonra görülen iki kolundan biridir. 13. yüzyıldan günümüze kadar devam etmiştir. Eski Anadolu Türkçesi, Osmanlı Türkçesi ve Türkiye Türkçesi olarak ele alınır.
- Eski Anadolu Türkçesi: Anadolu Selçuklu Devleti’nin kuruluşu esas alınır. Oğuzların yeni kültür ile geliştirdiği dilidir.
- Osmanlı Türkçesi: Osmanlı Devleti ile birlikte Hazar’dan Orta Avrupa’ya, Kırım’dan Afrika’ya kadar yayılmıştır. Türkçe bu devrede yabancı dillerden özellikle Arapça ve Farsçadan kelime ve dil bilgisi kuralı içerisine almıştır.
- Türkiye Türkçesi: Batı Türkçesinin üçüncü evresidir. Bu dönemin başlangıcı “Yeni Lisan Hareketi”dir. Yabancı gramer şekilleri bırakılmış ve Türkçe özüne dönmeye başlamıştır. Bu evrede İstanbul ağzının esas alındığı bir yazı dili kullanılmaya başlanmıştır. Yeni Lisan Hareketi’nden sonra en geniş çalışma “Dil İnkılabı”dır. 1932 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk Dil Kurumu’nun kurulması, Türkiye Türkçesinin gelişimine en büyük katkıyı sunmuştur.
Yeni Türkçe Dönemi
16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar zamanı ele alan dönemdir. Bu dönemde Arapça ve Farsça sözcükler dilimize fazlasıyla yerleşmiştir. Türk dili gittikçe ağırlaşmıştır.
NOT: 20. yüzyıldan sonrasına Çağdaş Türkçe Dönemi adı verilmektedir. Bu dönemde Azerice, Özbekçe, Türkmence, Kırgızca, Kazakça yazı dili olarak Türkçeden farklılaşmıştır.
Türklerin Tarih Boyunca Kullandığı Alfabeler
Türkler tarihleri boyunca Göktürk, Uygur, Arap, Kiril ve Latin alfabelerini kullanmışlardır.
Göktürk Alfabesi
Tarih boyunca en çok Göktürk alfabesi kullanılmıştır. Sadece Göktürkler tarafından değil, Hunlar ve birçok Türk kavmi de bu alfabeyi kullanmıştır. 38 harften oluşmaktadır. Bu 38 harfin 4’ü ünlü, 34’ü ünsüz harften oluşmaktadır. Sağdan sola yazılan ve okunan bir alfabedir.
Uygur Alfabesi
Çin, İran ve Hint kültürlerinin etkisi ile Uygurlar kendi alfabelerini düzenlemişlerdir. Bu alfabe 14 harften, 4 sembolden oluşmaktadır. Bu 4 sembol sesli harf olarak kullanılmıştır. Türkçenin seslerini ise tam olarak karşılayamamaktadır. Sağdan sola yazılır ve okunur. Bu alfabede harfler bitişik olarak yazılmaktadır.
Arap Alfabesi
Türklerin İslamiyet’i kabul etmesi ile Arap harfleri kullanılmaya başlanılmıştır. Türkler en uzun süre Arap alfabesini kullanmışlardır. Cumhuriyet Dönemi’nde 1928’deki harf inkılabına kadar kullanılmıştır. 28 harften oluşmaktadır.
Kiril Alfabesi
Rusya’nın Orta Asya’da Türkleri hakimiyeti altına alması nedeniyle bu alfabe kullanılmıştır. 38 harften oluşan bir alfabedir. Şekil ve sembollerden oluşan bu alfabe soldan sağa şeklinde yazılır ve okunur.
Latin Alfabesi
Günümüzde de birçok devletin kullandığı alfabe, Latin alfabesidir. Türklerden ilk Azeriler bu alfabeyi kabul etmiştir. Türkiye’de ise 1928 yılında yapılan dil inkılabı ile kabul edilmiştir. 29 harften oluşan bu alfabenin 8’i ünlü, 21’i ünsüz harftir. Türkiye’de kullanılan Latin alfabesi değişime uğramıştır. Bu alfabede bulunan “Q,X,W” gibi harfler Türkiye’de kullanılmazken “Ç,Ü,Ğ,Ö” gibi harfleri ise diğer ülkeler kullanmamaktadır.