Edebiyat Nedir?
Edebiyat, Arapça “edep” kökünden türemiştir. “Edep” köküyle bir arada ilk kez Tanzimat Dönemi’nde Şinasi tarafından kullanılmıştır.
Edebiyat; kişinin duygu ve düşüncelerini, kendine özgü bir dil kullanarak, estetik kurallar çerçevesinde, yazılı veya sözlü olarak dile getirmesidir. Fakat edebiyatın tek bir tanımı da bulunmamaktadır. Bu nedenle birçok yazar edebiyat tanımlaması yapmıştır:
Dil vasıtası ile insandan insana ve nesilden nesile aktarılan her beşeri ifade, edebiyattır.
Cemil Meriç
Edebiyat; tarihsel, sosyal ve kültürel olandan hareketle dille gerçekleştirilen güzel sanat etkinliklerine ve eserlerine verilen genel addır.
Şerif Aktaş
Edebiyat; malzemesi dil, kaynağı yaşantılar ve hayal gücü olan bir yaratıcılık, başka deyişle bir sanat dalıdır.
Gürsel Aytaç
Edebiyat, dil aracıyla estetik bir aktivitedir.
Jürgen Landwehr (Yürgen Landweyar)
Edebiyat, dinamik bir konuşma kurgusudur.
Yuri Tınyanov
Edebiyat insanın tutkusu, anlatılamayanı anlatmak, sözcüklere daha önce verilmemiş anlamlar yükleyerek konuşmaktır.
Aldous Huxley
Şüphesiz ki bütün edebiyatlar, nesillerin ifadesidir.
Ahmet Hamdi Tanpınar
İnsan topluluklarının gelişmesi, her şeyden önce dil ve edebiyatlarının ilerlemesine bağlıdır.
Namık Kemal
İnsanın her şekilde her şeyi söylemesine olanak tanıyan kurgusal bir kurumdur.
Jacques Derrida
Yaşamı güzelleştiren, insanı hayata bağlayan, öz duygularla zenginleştiren edebiyattır.
Suut Kemal Yetkin
Edebiyatın İncelenmesi
Edebiyat, hem sanat olarak hem de bilim olarak ele alınabilmektedir.
Sanat Olarak Edebiyat
Edebiyatı sanat olarak ele alacak olursak; “estetik bir değer ortaya koyma sanatıdır” şeklinde edebiyatı tanımlayabiliriz. Daha uzun bir tanım yapmak gerekirse; sanat olan edebiyat, duygu, düşünce ve hayallerin sözlü veya yazılı olarak güzel ve etkili bir biçimde anlatılmasıdır da diyebiliriz.
Edebiyatın amacı; estetik ve güzelliktir. Edebiyatın her ne kadar kurmaca bir dünyası varsa da edebiyatta rastgele bir yaratma söz konusu değildir. Bu noktada yazar dışarıdaki gerçekliği kendinden bir şeyler katarak değiştirmektedir. Fakat edebi eserler planlı yapıdan da oluşmaktadır. Edebiyat bu doğrultuda kendine özgü bir dil yaratmıştır ve buna “edebi dil” denmektedir. Edebi dil, günlük konuşma dilinden oldukça farklıdır.
Bilim Olarak Edebiyat
Edebiyatı bilim olarak ele alacak olursak; edebiyat, edebiyat sanatındaki ürünleri inceleyen bir bilim dalıdır. Edebiyat bir bilimin yapması gereken; anlama, yorumlama, değerlendirme, benzerleriyle karşılaştırma gibi basamakları yaptığı için bir bilim olarak değerlendirilir.
Edebi eserin incelenmesi açısından da sosyal bir bilimdir. Edebiyat, diğer sosyal bilimleriyle etkileşim içerisinde bulunmaktadır. Edebiyatın diğer sosyal bilimlerden farkı; edebiyatın yaratıcı olması, öznel olması ve kurmaca olmasıdır. Edebiyat tarihinin oluşturulması açısından, edebiyat bilimi önemlidir.
Edebiyatın amacı, bir konuya açıklık getirmek, bilgi vermek veya düşüncenin doğruluğunu ispatlamak değildir. Bu yönüyle diğer bilim dallarından farklılaşır. Edebiyat, kişinin duygu ve hayal dünyasına seslenmektedir. Akla ve mantığa dayalı bilim dallarından edebiyatı ayıran en önemli fark ise budur.
Edebiyata Teşkil Eden Olaylar
- Savaşlar: Toplumu derinden etkilediği gibi, bir toplum ürünü olan edebiyatı da etkilemiştir.
- Göçler ve Afetler: Bunlar bölgesel etkilerdir. Toplumda derin izler bıraktığı için önemli içerikler oluşturmuşlardır.
- Kültürel Değişim: Kültür, bir toplumun yaşayış biçimidir. Toplumun yaşam biçimi değişince buna bağlı olarak edebiyat da değişir.
- Aşk, Sevgi: Bunlar öznel, kişiye bağlı olarak değişen etkilerdir.
- Doğa: Farklı bakış açıları için ortam oluşturmakla birlikte bir içeriğe temel oluşturmaz.
Edebi Metin (Sanat Eseri)
Edebiyat sanatının kurallarından, dil ve anlatım özelliklerinden yararlanılarak oluşturan metinlere “edebi metin” adı verilmektedir. Edebiyat özelliklerini taşıyan tüm yazılar, edebi metin olarak kabul edilmektedir. Bir yazar, bir yazı yazdığında ortaya çıkan eser edebi metin özelliği taşır.
- Edebi metinlerde amaç; bilgiyi aktarmak veya herhangi bir konuyu açıklamak ve öğretmek değildir. Edebi metinler sanat amacıyla üretilirler.
- Sanat eserleri öğretmez; sanat eserleri hissettirir, çağrıştırır. İletilen mesaj yazısının içerisinde gizlidir ve her okuyucu bu mesajı kendi zihninde anlamlandırır.
- Aynı zamanda edebi metinlerin farklı ortamlarda ve farklı zamanlarda okunması ona yüklenen anlamı değiştirmektedir.
- Bu ise edebi eserlerin anlam derinliğine ve yoğunluğuna sahip olduğunu gösterir.
- Edebi metinler kişisel bakış açısı ile yazılırlar ve öznel ifadeler taşırlar.
- Edebi metinler özenle kullanılmış, işlenmiş bir dil ile yazılır.
- Bu dil, edebi metinlerde estetik ve şiirsel işlev kazanır, söz sanatları ve mecaz sıkça kullanılır, kullanılan sözcüklerde seçicilik ve uyum vardır.
- Her edebiyat ürününün geçmişle gelecek arasında köprü görevi bulunmaktadır.
- Geçmişin birikimleri üzerinde temellenen ürünler, bugünün koşulları ile birleştirilir ve geleceğe bırakılır.
- Edebi metinler yazıldıkları dönemi yansıtır.
- Yazıldığı dönemin sosyal, ekonomik ve siyasi yapısını içerisinde barındırır.
- Burada dikkat edilmesi gereken nokta; her ne kadar yazıldıkları dönemin şartlarını barındırmış olsalar da bu gerçeklik yazarın kendi hayal dünyası ile birleşerek yeniden kurgulanmaktadır.
Edebi Eserin Ölçütleri
- Eserin alacağı yapı(nesir, nazım),
- Dil kullanımı,
- İfade biçimi,
- Üslup,
- Edebi sanatlar ve eserde uygulanış biçimi,
- Eserin hacmi,
- Konu seçimi,
- Sanatçının bakış açısı
Edebiyatın (Edebi Metin) Özellikleri
- Edebi eser okuyucuyu etkilemelidir. Kurmacaya dayalı olmalıdır.
- Anlatımı ve düşüncesi güzel, sağlam ve özlü olmalıdır. Kısacası edebi metinler sanatsal olmalıdır.
- Edebi eserin konusu, ait olduğu toplumun ve yazıldığı dönemin özelliklerini yansıtmalıdır.
- Edebi eserde duygu ve düşünceler, belli bir edebi türe uygun olarak anlatılmalıdır.
- Edebi eser; estetik ölçüler içinde, belli bir sanat anlayışıyla yazılmalıdır.
Edebi Akım Nedir?
Edebi akım: Belli bir dönemde, belli bir sanatçı gurubunun ortak bir sanat, estetik veya edebiyat anlayışı çerçevesinde oluşturdukları edebi hareket veya bu ortamda meydana getirmiş oldukları edebi eserlerin bütününe denilmektedir.
Edebi akımla ilgili daha fazla bilgiyi “Edebi akımlar ve Özellikleri” yazısında bulabilirsiniz.
Türk Edebiyatının Dönemleri
İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı
- Bu dönem edebiyatı Orta Asya’da başlamış ve gelişmiştir.
- Bu dönemden kalan en önemli eserler, destanlar ve başka sözlü edebi ürünlerdir.
- Bu dönem edebiyatı dil, anlatım ve zevk itibariyle ulusal bir edebiyattır.
- Yerli ve milli özellikler taşımaktadır.
- Türk toplumlarının, göçebe boyların doğa, günlük, yaşam, dini inanç, töreler ve tarih olayları karşısındaki sosyal özelliklerini yansıtır.
- Bu dönemin edebiyat ürünleri ağırlıklı olarak sözlüdür fakat yazı biçimde eserler de bulunmaktadır.
İslamiyet Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı
- 11. yüzyıldan 19. yüzyılın ortalarına kadar devam etmiştir.
- Bu dönemde zengin bir edebiyat bulunmaktadır.
- Türk toplumunda islamiyetin kabul edilmesi ile köklü değişiklikler yaşanmıştır.
- Türkler atlı-göçebe hayat tarzından yerleşik yaşama geçmişlerdir.
- İslamiyet kültür ve medeniyetinin biçimlendirdiği toplum yapısı, Türk edebiyatını da etkilemiştir.
- Arap ve Fars edebiyatları bu dönemde oldukça örnek alınmıştır.
- İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatını başlatan ve yazılı ilk ürünü Yusuf Has Hacip’in yazmış olduğu Kutadgu Bilig‘dir.
Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı
- 19. yüzyıl, Osmanlı Devleti’nin duraklamaya girmesi ve Batı’nın ise bilim, teknik ve sanatta ilerlemesi sebebiyle Türk tarihinde değişimin yaşandığı bir dönemdir.
- Osmanlı Devleti değişimin ilk adımını “Tanzimat Fermanı” ile atmıştır.
- Bu tarihten sonra Batı’ya giden insanların dil öğrenmesi ve Batı’daki eserleri incelemesi üzerine bu edebi eserleri örnek alarak eser vermeye başlamışlardır.
- Böylece Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı dönemi başlamıştır.