Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a Çıkışı (19 Mayıs 1919)
Mustafa Kemal ve arkadaşları İstanbul’dan Anadolu’ya geçmek için çareler aramaya başlamıştır. O sırada Karadeniz bölgesinde Pontus Rum çetelerinin Türk halkına saldırıları da artmıştır. İngiltere bölgede yaşanan çatışmalardan Türkleri sorumlu tutmuş ve o bölgede güvenlik sağlanmadığı durumunda bölgeyi işgal edeceğini İstanbul Hükümeti’ne bildirmiştir.
Bunun üzerine İstanbul Hükümeti; padişah ve hükümet tarafından güvenilir bir asker olarak tanınması ve İttihatçıların siyasetine uzak duran bir komutan olması gibi nedenlerle Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu Müfettişliği’ne tayin edilmiştir. Üstelik Mustafa Kemal Paşa’ya olağanüstü yetkiler ve sivil makamlara dahi emretme yetkisi verilmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’daki görevi ise; Samsun ve civarında güvenliği sağlamak, Osmanlı birliklerinin Mondros Ateşkes Anlaşması gereği dağıtılmasını hızlandırmak, Türklerin elinde kalan silah ve cephaneyi toplamaktır.
Mustafa Kemal Paşa, kurmay heyetiyle birlikte 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan Bandırma Vapuru ile hareket ederek 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmıştır.
❗19 Mayıs 1919’da Milli Mücadele’nin fiilen başladığı tarihtir.
Havza Genelgesi (28 Mayıs 1919)
Mustafa Kemal Paşa, Havza’ya geldikten sonra milli mücadele için girişimlere başlamıştır. İlk olarak işgallere karşı direnme amacıyla çeşitli bölgelerdeki milli kuruluşların yaygınlaşması için çalışmıştır. İkinci hareketi ise; milli kuruluşların yaygınlaşması amacı ile 28 Mayıs 1919’da sivil ve askeri yöneticilere Havza Genelgesi’ni yollayarak işgallerin protesto edilmesi için mitingler yapılmasını, İtilaf Devletleri temsilciliklerine uyarı telgrafları gönderilmesini, ayrıca Hristiyan azınlığa karşı saldırı ve düşmanlıklarda bulunulmamasını istemek olmuştur.
Mustafa Kemal Paşa’nın isteği üzerine Havza’da 30 Mayıs 1919 tarihinde kendisinin de katıldığı bir miting düzenlenmiştir. Yurdun çeşitli bölgelerinde düzenlenen mitinglere binlerce insan katılmış ve bu mitingler halk arasında büyük bir heyecan yaratmıştır. İşgallere karşı gösterilen tepkilerden rahatsız olan İngilizler, Damat Ferit Paşa Hükümeti’ne baskı yaparak Mustafa Kemal’in geri çağrılmasını istemiştir. Mustafa Kemal Paşa, kendisini geri çağıran Harbiye Nezaretine oyalayıcı bir cevap vererek Amasya’ya gelmiştir.
Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)
Amasya halkı Mustafa Kemal’i sevinçle karşılamıştır. Mustafa Kemal Paşa, Ali Fuat (Cebesoy), Refet (Bele) ve Rauf (Orbay) paşalar ile 14 Haziran’da kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti bünyesinde bir araya gelmiştir. Mustafa Kemal Paşa önceden yine kendisinin hazırladığı metin üzerinde değerlendirmeler yapmış, daha sonra Amasya Genelgesi’ni hazırlamıştır.
Konya’da bulunan Ordu Müfettişi Cemal Paşa ile Erzurum’da bulunan Kazım Karabekir Paşa’nın da telgrafla onayları almış ve 22 Haziran 1919’da genelgeyi tüm ilgililere duyurmuştur. Aynı zamanda İstanbul’da bulunan bazı önemli kişilere ayrıca mektuplar yazılmıştır. Bu mektuplarda miting ve gösterilerin amaçlanan işleri gerçekleştirmeye yetmeyeceği ve bağımsızlığın ancak milletin gücüne dayanılarak sağlanacağı belirtilmiş; “Artık İstanbul Anadolu’ya hakim değil, bağlı olmak mecburiyetindedir.” denilmiştir.
⭐ Amasya Genelgesi’nin önemli maddeleri;
- Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir.
- İstanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok olmuş gibi göstermektedir.
- Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
- Milletin durumunu saptamak ve sesini dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden uzak milli bir kurulun varlığı gereklidir.
- Anadolu’nun en güvenli yeri olan Sivas’ta milli bir kongrenin acele olarak toplanması kararlaştırılmıştır.
- Bunun için bütün illerin her sancağından, halkın güvenini kazanmış üç temsilcinin hemen yola çıkarılması gerekmektedir.
- Her olasılığa karşı bu durum milli bir sır gibi tutulmalı ve temsilciler gerekli görülen yerlerde kimliklerini gizleyerek gelmelidir.
- Doğu illeri adına 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre toplanacaktır. O güne kadar diğer il temsilcileri Sivas’a ulaşabilirlerse, Erzurum Kongresi temsilcileri de Sivas’ta yapılacak genel kongreye katılmak üzere yola çıkacaklardır.
- Temsilciler Müdafaa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Cemiyetleri ve belediyeler tarafından seçilecektir.
- Askeri ve milli örgütler hiçbir şekilde lağvedilmeyecektir.
❗ Bu genelge; milli egemenliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması yolunda atılan ilk adımdır.
Amasya Genelgesi’nde Milli Mücadele’nin amacı, gerekçesi ve yöntemi açıklanmıştır. Aynı zamanda millet mücadeleye çağrılmıştır. Bu yönüyle Amasya Genelgesi bir ihtilal beyannamesi özelliği göstermektedir.
Anadolu’da yaşanan bu gelişmelerden rahatsızlık duyan İngilizler, bir kez daha İstanbul Hükümeti’ne baskı yaparak, Mustafa Kemal’in görevden alınmasını ve geri çağrılmasını istemişler; fakat Mustafa Kemal, İstanbul’dan gelen emirlere uymayarak Erzurum’a hareket etmiştir.
Erzurum Kongresi (23 Temmuz-7 Ağustos 1919)
Damat Ferit Paşa Hükümeti, sivil ve askeri yöneticilere Mustafa Kemal’in görevden alındığını ve resmi bir sıfatı kalmadığı için emirlerinin de dinlenmemesi gerektiğini bildirmiştir. Amasya’dan hareket eden Mustafa Kemal ise; Tokat, Sivas ve Erzincan üzerinden 3 Temmuz 1919’da Erzurum’a ulaşmıştır.
Mustafa Kemal Paşa, Erzurum’da Kazım Karabekir ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinden bir heyet ile kent dışında törenle karşılanmıştır. XV. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa, “Ben ve Kolordum, emrinizdeyiz Paşam!” diyerek en büyük manevi desteği de sağlamıştır.
Mustafa Kemal, 8 Temmuz 1919’da İstanbul Hükümeti’nden gelen telgrafta resmi memuriyetine son verildiğini öğrenmiş; Padişah’tan gelen bir başka telgrafta ise iki ay süreyle hava değişimi alarak seçeceği bir kentte dinlenmesi istendiği bildirilmiştir. Bunun üzerine Mustafa Kemal, sine-i millete dönme kararı vermiş ve hem çok sevdiği askerlik mesleğinden hem de müfettişlik görevinden istifa etmiştir. Sivil bir vatandaş olarak ülkesini kurtarma görevine devam etmiştir.
Erzurum Kongresi, Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile Trabzon Muhafaza-i Hukuk Cemiyetinin katkıları ile toplanmıştır. Erzurum Kongresi’nin toplanma amacı; Doğu Anadolu’da Ermeni Devleti ve Doğu Karadeniz’de Pontus Rum Devleti kurulma çalışmalarına karşı alınacak önlemleri kararlaştırmak ve gerekli işbirliğini sağlamaktır. Kongre’ye doğu illerinden gelen temsilciler katılmış ve 23 Temmuz’da çalışmalara başlanılmıştır. O sırada Erzurum delegeleri olan Binbaşı Kazım Bey ve Cevat Bey istifa etmiş ve yerlerine Mustafa Kemal ve Rauf Bey seçilmiştir. Böylece Mustafa Kemal kongreye katılabilmiştir.
Kongre üyeleri, başkan olarak Mustafa Kemal’i seçmiştir. 14 gün süren çalışmaların sonunda kongre, tarihi kararlar almış ve 7 Ağustos 1919’da çalışmalarına son vermiştir.
⭐ Erzurum Kongresi sonunda alınan kararlar;
- Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür bölünemez.
- Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı, millet birlik olarak kendisini müdafaa ve mukavemet edecektir.
- Vatanın ve istiklalin muhafaza ve teminine İstanbul Hükümeti muktedir olmadığı takdirde, gayeyi temin için Anadolu’da geçici bir hükümet kurulacaktır.
- Kuvay-ı Milliye’yi etkin ve milli iradeyi egemen kılmak esastır.
- Hristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizi bozan ayrıcalıklar verilemez.
- Manda ve himaye kabul kabul edilemez.
- Mebusan Meclisinin derhal toplanmasına ve hükümet işlerinin meclisin denetimi altında yürütülmesine çalışılacaktır.
- İşgal emeli taşımayan devletlerin yardımları kabul edilecektir.
Bu kongrede dokuz kişiden oluşan Temsil Heyeti seçilmiştir. Başkanlığa ise Mustafa Kemal getirilmiştir. Böylece istifa sonrası hiçbir yetkisi kalmamış olan Mustafa Kemal, Temsil Heyeti aracılığıyla bütün doğu illeri adına söz söyleme yetkisine kavuşmuştur. Aynı zamanda ülkenin kurtuluşu için gerekli yönde kararlar alma imkanına kavuşmuştur.
Bu sayede bölgesel bir kongrede bütün ulusu ilgilendiren kararlar alınabilmiştir. Kongrede ilk kez milli sınırlar ve yeni bir hükümet kurmaktan söz edilmiştir. Yine manda ve himaye konusu ilk kez Erzurum Kongresi’nde reddedilmiştir.
Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919)
Sivas Kongresi, Amasya Genelgesi ile kararlaştırılmıştır. Mustafa Kemal, Erzurum’da oluşturulan Temsil Heyeti’nden bazı üyelerle birlikte 2 Eylül 1919’da Sivas’a gelmiş ve İtilaf Devletleri’nin ile İstanbul Hükümeti’nin her türlü tehdit ve engellemelerine rağmen kongreyi 4 Eylül 1919’da Sivas Lisesinde yapmıştır.
Kongre’nin başında Amerikan mandasının kabul edilip edilmeyeceği ve Mustafa Kemal’in kongre başkanı seçilip seçilmeyeceği konularında tartışmalar yaşanmıştır. Aynı zamanda kongreye katılanların İttihatçılıkla suçlandığı belirtilerek, kongrenin hiçbir parti ile ilişkisinin olmadığına dair kongre üyelerince yemin edilmesi önerilmiştir. Kongre’nin ilk oturumunda Mustafa Kemal, oy çokluğu ile başkan seçilmiştir. Manda konusunda ise Rauf Bey’in önerisiyle, Amerikan Senatosuna telgraf çekilerek durumun incelenmesi için hiçbir bağlayıcı yanı olmayan bir inceleme heyeti talep edilmiştir. Sivas Kongresi, 11 Eylül’de çalışmalarını bitirip sona ermiştir.
Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar genişletilmiş, bölgesel ifadeler değiştirilmiş ve bütün maddeler tüm memleketi kapsayacak hale getirilmiştir. Ayrıca ülkedeki bütün milli cemiyetler, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirilmiştir. Bu karar ile milli teşkilatın bütün vatana yayıldığı ve bir merkezden idaresinin sağlandığı gözler önüne serilmiştir.
Batı Anadolu Kuvay-ı Milliye Birlikleri komutanlığına Ali Fuat Paşa atanmıştır. Böylece Batı Anadolu’daki dağınık Kuvay-ı Milliye birliklerinin, tek bir merkezden idaresi sağlanmaya çalışılmıştır. Ayrıca İrade-i Milliye adında bir gazete çıkarılarak ulusak direnişin duyurulmasına karar verilmiştir. Erzurum Kongresi’nde oluşturulan Temsil Heyeti’nin üye sayısı artırılmış ve bütün ülkenin temsil edilmesi sağlanmıştır.
İstanbul Hükümeti, Elazığ Valisi Ali Galip Bey aracılığıyla Sivas Kongresi’ni dağıtmayı denemiş, yayınladığı bildiri ile halkı Mustafa Kemal Paşa’ya karşı isyana kışkırtmış ve Mustafa Kemal ve arkadaşlarını “İttihatçı ve Bolşevik” olmakla suçlamıştır. Buna karşılık Temsil Heyeti, Sivas’taki milli kongrenin çalışmaları hakkında bilgi vermek ve Damat Ferit Paşa Hükümeti’ni şikayet etmek amacıyla padişaha telgraf ile görüşme yapmak istemiştir. Fakat bu görüşmeye izin verilmemiştir.
Bu nedenle Damat Ferit Paşa Hükümeti görevden çekilene kadar, İstanbul ile her türlü haberleşmenin kesilmesine karar verilmiştir. Sivil ve askeri bütün yazışmaların Sivas’taki Temsil Heyeti ile yapılması istenmiştir. Damat Ferit Paşa ülkeyi yönetemez hale gelince de 30 Eylül 1919 tarihinde istifa etmek zorunda kalmıştır.
❗ Bu durum Temsil Heyeti’nin İstanbul karşısında elde ettiği ilk siyasi başarıdır.
Amasya Görüşmeleri (20–22 Ekim 1919)
Damat Ferit Paşa’nın istifası üzerine Ali Rıza Paşa hükümet kurmuştur. Mustafa Kemal Paşa da yeni hükümet kurmuş olan ve Anadolu hareketlerine ılımlı bakan Ali Rıza Paşa’ya telgraf çekmiştir. Bu telgrafla Erzurum ve Sivas kongrelerinde kabul edilmiş olan kararlarla oluşan milli teşkilata saygılı olunması şartıyla kendisine yardım vaadinde bulunulmuştur. Bunun üzerine İstanbul Hükümeti, Bahriye Nazırı Salih Paşa’yı Temsil Heyeti ile görüşmesi için Amasya’ya gönderme kararı almıştır.
20-22 Ekim 1919 tarihinde Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay ve Bekir Sami; Salih Paşa ile Amasya’da görüşmüştür.
⭐ Amasya görüşmelerinde alınan kararlar;
- Hiçbir himaye ve manda kabul edilmeyecektir. Türk vatanının bütünlüğü ve bağımsızlığı korunacaktır.
- Müslüman olmayan topluluklara, devletin siyasi egemenliğini ve sosyal dengesini bozacak ayrıcalıklar verilmeyecektir.
- Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, İstanbul Hükümeti’nce tanınacaktır.
- İtilaf Devletleri’yle yapılacak barış görüşmelerine Temsil Heyeti’nin de uygun gördüğü temsilciler gönderilecektir.
- Osmanlı Mebusan Meclisinin güvenlik bakımından İstanbul’da toplanması uygun olmadığından Anadolu’nun güvenli bir yerinde toplanmalıdır.
❗ Amasya’da yapılan bu görüşme ve protokol ile İstanbul Hükümeti; Temsil Heyeti’ni resmen tanımıştır.
Halkın isteklerinin ve amaçlarının Osmanlı yönetimin iletilmesi yönünden, Anadolu’nun güvenli bir yerinde meclisin yeniden açılması önemli bir karar olmuştur. Fakat meclisin İstanbul dışında toplanması maddesi Kanun-ı Esasi’ye uygun olmadığı gerekçesiyle kabul edilmemiştir. Osmanlı yönetimi ise sadece Mebusan Meclisinin açılmasını uygulamaya koymuştur.
Temsil Heyeti’nin Ankara’ya Gelmesi (27 Aralık 1919)
Mebusan Meclisinin İstanbul’da açılması kararlaştırıldıktan sonra ülkenin her yerinde seçimler yapılmıştır. Bu seçimler sonucunda Mustafa Kemal, Erzurum milletvekili seçilmiştir. Seçimlerden sonra Sivas’ta bir toplantı düzenlenmiş ve Temsil Heyeti yetkilileri ile komutanlar gelişmeleri değerlendirmiştir. Yapılan bu görüşmeler sonucunda Ankara’nın Milli Mücadele’nin merkezi olması kararlaştırılmıştır.
⭐Milli mücadelenin merkezinin Ankara olmasının nedenleri;
- Anadolu’nun ortasında ve güvenli bir yerde olması,
- Haberleşme olanaklarının iyi olması,
- Demiryolunun Ankara’ya kadar ulaşması,
- Mücadelenin verileceği Batı Cephesi’ne yakın olmasıdır.
Mebusan Meclisinin açılması için yapılan çalışmaları yakından takip edebilmek adına Mustafa Kemal ve Temsil Heyeti üyeleri 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelmiştir. Bu tarihten sonra Ankara, Milli Mücadele’nin ve ileride kurulacak devletin merkezi olmuştur.