İhtilaller Çağı

Konu Özeti

Fransız İhtilali; Fransa'da ortaya çıkan ve monarşiye karşı halkın başlatmış olduğu ayaklanmalar sonucunda meydana gelen tarihi olaydır. Fransız İhtilali, her ne kadar Fransa'da başlamış olsa da gelişmeleri ve sonuçları tüm Avrupa'nın siyasi, sosyal ve ekonomik hayatını etkilemiştir.

Bu konuda
  • Fransız ihtilalinin nedenlerini ve sonuçlarını
  • Fransız ihtilalinin diğer devletlere olan etkisini
  • Fransız ihtilali ile başlayan Sırp ve Yunan isyanlarını
  • Sanayi devrimini ve beraberinde getirdiği etkileri
  • ... ve 1 konu daha

öğreneceksiniz.
Instagram Logo
Bikifi Instagram'da

1789 Fransız İhtilali

Fransız İhtilali; Fransa’da ortaya çıkan ve monarşiye karşı halkın başlatmış olduğu ayaklanmalar sonucunda meydana gelen tarihi olaydır. Fransız İhtilali, her ne kadar Fransa’da başlamış olsa da gelişmeleri ve sonuçları tüm Avrupa’nın siyasi, sosyal ve ekonomik hayatını etkilemiştir.

İhtilalden önce Fransa, katı bir mutlakıyetle yönetilmektedir. Toplumsal sınıflar arasında ekonomik, hukuki, siyasi ve sosyal eşitsizliğe dayanan bir yapı vardır. Ülke ekonomisindeki etkileri artan burjuva sınıfı, siyasi ve sosyal haklara sahip olmak istemiştir. Vergi sisteminde de bir adalet­sizlik söz konusudur. Tüm bu nedenler Fransız İhtilali’nin doğmasına neden olmuştur.

İhtilalin Başlaması ve Gelişimi

Fransız İhtilali’nin nedenleri;

  • Kralların keyfi ve baskıcı yönetimleri,
  • Vergideki adaletsizlikler,
  • Aydınların hak ve adalet, eşitlik gibi fikirleri ileri sürmesi,
  • Ekonomik bunalım,
  • Toplumdaki eşitsizliklerdir.

Fransa Kralı XIV. Louis, devletin ekonomik durumun düzeltmek amacıyla birçok önlem almış, fakat bu önlemler ekonomik sıkıntılara çözüm olmamıştır. Bunun üzerine kral, Eta Jenero’yu 5 Mayıs 1789’da toplamıştır. Eta Jenero; soylular, din adamları ve halk temsilcilerinden oluşan bir meclistir.

17 Haziran 1789’da Eta Jenero’daki halk temsilcileri mecliste çoğunluk olduklarını ve milletin gerçek temsilcileri sayılmaları gerektiğini ileri sürerek, meclisi “Ulusal Meclis” olarak ilan etmiştir. Ulusal Meclis, egemenlik hakkını halk adına ele alarak kendilerinin rızası olmadan halktan hiçbir vergi toplanamayacağını bildirmiştir.

Kralın kabul etmemesi üzerine de Ulusal Meclis, anayasa yapılmadan dağılmayacaklarını belirterek kendilerini “Kurucu Meclis” ilan etmiştir. Bununla birlikte Fransız İhtilali’nin adımları atılmıştır. Meclisin dağıtılacağı söylentileri üzerine halk, 14 Temmuz 1789’da Bastil Hapishanesi’ni basmış ve yönetime el koymuştur. Bu olay Fransız İhtilali’nin başlangıcı sayılmaktadır.

Paris’te Komün adı ile yeni bir yönetim kurulmuş ve kralın koruma askerlerine karşı da ulusal bir ordu oluşturmuştur. Bu olay Fransa’nın diğer yerlerine de hızla yayılmıştır.

Kurucu Meclis, feodalite döneminden beri var olan ayrıcalıkları ortadan kaldırmış ve Fransa’da eşitliğe dayanan yeni bir toplum düzenine geçilmiştir. “İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi”ni ilan etmişler ve bir anayasa hazırlamışlardır.

🚀DETAY BİLGİ: Temel hak ve özgürlükleri içeren “İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi”ne göre insanlar özgür ve yasalar önünde eşittir. Herkes memur olabilme hakkına sahiptir. Söz ve basın öz­gürlüğü vardır. Özel mülkiyet dokunulmazdır ve toplumda vergiler, dengeli bir biçimde dağıtılmalıdır.

Fransa’nın bu ilk anayasasıyla egemenlik hakkı halka verilmiş ve güçler ayrılığı prensibi kabul edilmiştir. Fransa’da mutlak monarşi dönemi sona ererek meşruti monarşi dönemi başlamıştır. Anayasayı hazırlayarak görevini tamamlayan Kurucu Meclis, kendisini feshetmiş ve seçimlere gitmiştir. 1791-1792 yılları arasında “Yasama Meclisi Dönemi” başlamıştır.

Bu meclis döneminden sonra Fransa’da Konvansiyon Meclisi kurulmuş ve bu meclis cumhuriyeti ilan etmiştir. Bu dönemde cumhuriyet rejimi, zor kullanılarak ülkeye yerleştirilmeye çalışılmıştır. Bu baskı yönetimine muhalif olanlar, ülke yönetimini ele geçirmiş ve Konvansiyon Dönemi’ne son vermiştir. Fransa’da Direktuvar Dönemi başlamıştır. Yeni idareden memnun olmayan halk, yeniden ayaklanmıştır. Bu isyanları Napoleon bastırmış, Direktuvar yönetimine son vererek Napoleon kendisinin büyük yetkilerle başında bulunduğu bir konsül yönetimi kurmuştur.

Ekonomik, idari ve yasal reformlara girişerek büyük başarı sağlayan Napoleon, Fransa’da iç barışı sağlamıştır. Böylece konsüllük yönetimiyle Fransa’da, İhtilal Dönemi sona ermiştir.

İhtilalin Sonuçları

  • Eşitlik, özgürlük, ulusçuluk, ulusal egemenlik, demokrasi, laiklik, adalet gibi düşünce akımları ve kavramlar; Fransız İhtilali ile Avrupa’ya yayılmıştır.
  • Fransa, ihtilal hareketlerine karşı olan Avusturya ve Prusya başta olmak üzere Avrupalı devletler ile savaşmıştır.
  • Koalisyon veya İhtilal Savaşları adı verilen bu savaşlar Avrupa’yı siyasi, sosyal ve ekonomik yönden büyük ölçüde değiştirmiştir.
  • Liberalizm ve milliyetçiliğin Avrupa’ya yayılmasıyla ulus-devlet anlayışı ortaya çıkmıştır.

🚀 DETAY BİLGİ: Avrupa devletleri, Fransız İhtilalinin etkilerinden kurtulabilmek için Viyana Kongresi’nde (1815) Meternik sistemini oluşturmuşlardır. Bu sisteme göre; Avrupalı devletler, Avrupa’nın herhangi bir yerinde ayaklanma çıkması durumunda birlikte hareket edeceklerdir ve çıkan bu ayaklanmaları birlikte bastıracaklardır. Fakat bu sistemde yeni ayaklanmaların çıkmasını önlememiştir.

Fransız İhtilali’nin İmparatorluklara Etkisi

İhtilal savaşlarıyla birlikte farklı milletler arasında milliyetçilik ve hürriyet fikirleri yayılmış ve bu milletler bağlı oldukları devletlere karşı ayaklanmaya başlamıştır. Fransız İhtilali ile or­taya çıkan bu fikirler; Avusturya-Macaristan, Rusya ve Osmanlı Devleti’nin sosyal ve siyasi hayatlarını etkilemiştir.

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na Etkisi

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu; farklı milletlerin bir arada yaşadığı toplumsal bir yapıya sahiptir. Aynı zamanda Meternik mutlakiyetçi yönetimi altındadır. Bu nedenle Fransız İhtilali’nden fazlasıyla etkilenmiştir.

1848 yılındaki olaylarda özgürlük düşüncesinin etkisiyle ülkede mutlakıyetin kaldırılması istenmiştir. Avusturya’da halk, ilk defa 1848’de Viyana’da anayasa için ayak­lanmış ve Meternik İngiltere’ye kaçmıştır.

Viyana’da toplanan Kurucu Meclis, feodal düzenin vergilerini kaldırmış ve sosyal eşitliği ilan etmiştir. Avusturya imparatoru, Viyana’yı işgal ederek meclisi dağıtmayı başarmıştır. Bundan sonra olaylar Avusturya egemenliği altında bulunan ulusların bağımsızlık isyanlarına dönüşmüştür. Bun­lardan en önemlisi Macarların bağımsızlık hareketi olmuştur.

Macarlar bağımsızlık elde etmişlerdir. Avusturya, Macarların bağımsızlık hareketine tepki gösteren Rusya ile iş birliği yaparak 1849’da Macaristan’a girmiş ve Macaristan yeniden Avusturya’ya bağlanmıştır.

📚EK BİLGİ: Macar İsyanı’nın bastırılmasından sonra bağımsızlık taraftarlarından bir kısmı Osmanlı Devleti’ne sığınmıştır. Rusya’nın bastırdığı Lehistan İsyanı’ndan kaçan Lehler de Osmanlı Devleti’ne sığınmıştır. Bu mültecilerin Avusturya ve Rusya tarafından Osmanlı Devleti’nden geri istenmesi ve Osmanlı Devleti’nin bu talebi reddetmesi ile “mülteciler sorunu” ortaya çıkmıştır.

Avusturya egemenliğinden kurtulmak ve ulusal birliğini sağlamak isteyen İtalya’da da ayaklanmalar çıkmıştır. Avusturya’nın nüfuzu altında bulunan Almanya’da da ayaklanmalar yaşanmıştır. Avusturya’da Meternik’in yönetimden çekilmesinden sonra 1848’de Prusya’nın başkenti Berlin’de halk krala karşı ayaklanmıştır. Bunun üzerine Prusya Kralı IV. Wilhelm, halka bir anayasa vadetmiş ve Prusya’daki isyan sona ermiştir.

Fransız İhtilali’nin Rusya’ya Etkisi

1815 Viyana Kongresi ile Polonya’ya yani Lehistan’a hakim olmuştur. Ancak bağımsızlık isteyen Polonyalılar, 1830’da isyan etmiştir. Ayaklanma, Rusya tarafından bas­tırılmış ve anayasa kaldırılarak Polonya bir Rus ili haline getirilmiştir.

Rusya’nın, ülkedeki azınlıklara baskı yapması nedeniyle 1863’te Polonya’da yeni bir ayaklanma daha çıkmıştır. Rusya bu ayaklanmayı bastırdıktan sonra azınlıklara karşı Ruslaştırma politikası başlatmıştır.

Rusya, XVIII. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki toprakları üzerinde genişleme politikası izlemeye başlamıştır. Bölgeye hakim olmak için Slav toplumlarını bir siyasi birlik altında toplamak isteyen Rusya, Panslavizm politikasını uygulamaya başlamıştır. XIX. yüzyılın başlarında ortaya çıkan Panslavizm, Fransız İhtilali’nin getirmiş olduğu milliyetçilik akımıyla Slavlar üzerinde büyük etki yapmıştır.

📚 EK BİLGİ: Panslavizm; Slav ırkından olan milletlerin Rusya’nın liderliğinde bir bayrak altında toplanmasını amaçlayan siyasi bir harekettir.

Panslavizme göre; Osmanlı ve Avusturya-Macaristan imparatorlukları yıkılmalı, bunların yerine Rusya’nın egemenliği altında bir Slav devleti kurulmalıdır. Rusya, bu politika gereği Osmanlı Dev­leti içerisindeki Slav ve Ortodoks topluluklara her türlü yardımı yapmaya başlamış ve bunlara özerklik verilmesini istemiştir.

Fransız İhtilali’nin Osmanlı Devleti’ne Etkisi

Osmanlı Devleti; çeşitli ırk, din, dil ve kültüre sahip toplumlardan meydana gelmiştir. Fransız İhtilali’yle birlikte milliyetçilik akımı Osmanlı Devleti içerisinde yayılmaya başlamıştır. Fransız İhtilali’nin Osmanlı’ya hem olumlu hem olumsuz etkileri olmuştur.

Olumsuz sonuçları;

  • Fransız hakimiyeti sağlamak isteyen Napoleon, Osmanlı Devleti’ndeki Hristiyan topluluklar arasında bağımsızlık düşüncesinin yayılmasını istemiştir.
  • Rusya da Balkanlarda milliyetçilik fikrini yayarak halkı kışkırtmaya devam etmiştir.
  • Osmanlı Devleti’nde ilk olarak Sırp İsyanı’na neden olmuştur.

Olumlu sonuçları;

  • Demokrasi hareketleri ve Batılı tarzda yapılan yenilikler hız kazanmıştır.
  • Tanzimat ve Islahat Fermanları ilan edilmiştir.
  • Meşrutiyet ilan edilerek parlamenter yönetime geçilmiştir.

Sırp İsyanı (1804-1817)

Fatih döneminden itibaren Osmanlı sınırları içerisinde yaşayan Sırplar; din, dil ve ekonomi gibi alanlarda özgür bırakılmışlardır. Fakat XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmışlardır.

Sırpların ayaklanmasının nedenleri;

  • Osmanlı Devleti ile Avusturya ve Rusya arasında yapılan savaşlarda Sırbistan savaş alanı haline gelmesi,
  • Avusturya ve Rusya, Sırpları ayaklandırmak için milliyetçilik propagandası yapması,
  • Merkezi otoritenin zayıflaması,
  • Vergilerin artırılması ve yeniçeriler ile ayanların baskılarının artmasıdır.

Milliyetçilik akımının etkisi ile çıkan ilk isyan 1804’te Kara Yorgi önderliğinde toplanan Sırplar tarafından başlatılmıştır. Rusya da Sırplara destek vermiştir. Sırp İsyanı, Osmanlı Devleti ile Rusya arasında yapılan 1812 Bükreş Antlaşması’na kadar sür­müş ve bu antlaşmayla Sırplara ayrıcalıklar verilmiştir.

NOT: Milliyetçilik hareketleri sonucunda ilk ayrıcalık elde eden toplum Sırplar olmuştur.

Bu ayrıcalıklar yetmeyince Sırplar bağımsızlık hareketlerine devam etmiş ve Osmanlı ise bu sefer Sırpları mağlup etmiştir. Böylece Sırp isyanı sona ermiş ve Sırbistan yeniden devlet merkezine bağlanmıştır. Osmanlı Devleti, 1816’da Sırplara geniş haklar vermiştir. 1817 yılında Osmanlı Devleti’nin sınırları içerisinde, İstanbul’a bağlı olmak koşuluyla Sırbistan Prensliği ortaya çıkmıştır.

NOT: Sırplar; Edirne Antlaşması ile özerk bir prenslik haline, Berlin Antlaşması ile de bağımsız hale gelmişlerdir.

Yunan İsyanı (1820-1829)

Yunanistan’da Osmanlı Devleti’nden ayrılarak bağımsız bir devlet kurma düşüncesi, Rusya ve Fransa tarafın­dan yayılmıştır. Rusya, 1821’de Mora’da çıkan ayaklanmada başrol oynamıştır.

Osmanlı Devleti, Mora’da başlayan isyanın genişlemesi üzerine Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’dan yardım istemiştir. Mısır Valisi’nin de desteğiyle isyanın direnci kırılmıştır. Bunun üzerine İngiltere, Rusya ve Fransa’nın ortak donanması, 1827’de Navarin’de Osmanlı donan­masını yakmıştır.

Bunun yanında, 1828’de başlayan Osmanlı-Rus Savaşı sonunda imzalanan 1829 Edirne Antlaşması ile Osmanlı Devleti, Yunanistan’ın bağımsızlığı­nı kabul etmiştir.

❗Yunan Devleti’nin kuruluşu Osmanlı Devleti’nin dağıl­masında başlangıç noktası olmuştur.

Sanayi Devrimi

Sanayi Devrimi, insan ve hayvan gücüne dayalı üretim tarzından, makine gücüne dayalı üretim tarzına geçiştir. Bu üretim tarzı, XVIII. yüzyıl sonunda İngiltere’de ortaya çıkmış ve zamanla Avrupa’nın diğer ülkelerine yayılmıştır.

Sanayi Devrimi’nin temeli, kömürün enerji kaynağı olarak kullanılmaya başlanması ve James Watt tarafından buhar makinesinin geliştirilmesiyle atılmış­tır. Daha sonra makineleşme tekstil sanayisine uygulanmış ve özellikle demir-çelik üretim yöntemlerindeki gelişmeler bu süreci ileri aşamaya taşımıştır.

Teknik gelişme­ler, tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişi sağlamış ve el aletleri, yerini makinelere bırakmıştır. Tarıma dayalı toplumlarda üretim, el tezgahlarında yapılırken sanayileşmeyle birlikte üretim fabrikalarda yapılmaya başlanmıştır. Fabrikaların çoğalmasıyla da işçi sınıfı ortaya çıkmıştır. Köylerden kentlere göç hızlanmıştır. Böylece Avrupa’da hızlı bir şehirleşme süreci yaşanmıştır.

📚 EK BİLGİ: Sanayi devriminden önce üretim insan ve hayvan gücü ile, daha yavaş ve daha fazla zaman harcayarak, az sayıda üretim ile yapılırken; sanayi devriminden sonra makinelerle, daha hızlı ve daha az zaman harcayarak, daha çok üretim yapılmıştır.

Sanayi Devrimi’nin Sonuçları;

  • Avrupa’da düşünce alanındaki gelişmeler ve teknik buluşlar etkili olmuştur.
  • Teknik gelişmeler, tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişi sağlamış ve el aletleri, yerini makinelere bırakmıştır.
  • Fabrikaların çoğalmasıyla da işçi sınıfı ortaya çıkmıştır.
  • Burjuva sınıfının kurduğu büyük fabrikalarda işçiye ihtiyaç duyulduğundan köylerden kentlere göç hızlanmıştır.
  • Avrupa’da hızlı bir şehirleşme süreci yaşanmıştır.
  • Sanayi Devrimi, sosyal hayatta da değişikliklere neden olmuş ve toplumun geleneksel yapısını tahrip etmiştir.
  • Artık büyük üretim yerleri olan fabrikalar, eski hayat tarzını değişikliğe uğratmış ve işverenle işçi arasındaki farklılıklar iyice belirginleşmiştir.
  • Liberalizm ve milliyetçilik akımlarıyla birlikte Sanayi Devrimi, Avrupa’yı büyük ölçüde değiştirmiş ve sömürgecilik sayesinde tüm dünyaya yayılmıştır.
  • Sosyalizmin doğmasına da neden olmuştur.
  • Yeni ideolojiler, Avrupa’da sınıf mücadelesine bağlı ideolojik karışıklıkları başlatmıştır.
  • Avrupa’da üretimde artış sağlanmış ve ekonomik büyüme yaşanmıştır.
  • Geçimlik ekonomi anlayışı terk edilmiş ve ekonomide kar etmek amaç olmuştur.
  • Makineleşme sonucunda işçi sınıfı ortaya çıkmıştır.
  • Sanayinin geliştiği ve ticari faaliyetlerin merkezi konumundaki yerlerde kentleşme başlamıştır.
  • Tıptaki gelişmelerle nüfusta artış sağlanmıştır.
  • Bankacılıkta, ticarette ve para hacminde genişleme olmuştur.

Yeni İhtilallere Giden Yol

Fransız İhtilali’nin milliyetçilik ve özgürlük düşünceleri bütün Avrupa devletlerini etkilemiştir. -Kendileri için yıkıcı olan bu düşünceleri engellemek isteyen Avrupalı devletler, 1815 Viyana Kongresi’nde mutlakıyet rejimlerini koruma kararı almışlardır.

Burjuvazi ve işçi sınıfının yeni haklar elde etmek istemesi Avrupa’da yeni devrimler başlamıştır. Meydana gelen bu gelişmeler sonucunda ve özgürlük düşüncesinin etkisiyle Avrupa’da anayasal sistem savunulmaya başlanmıştır. Mutlakıyete karşı tepki olarak Avrupa’da 1830 ve 1848 İhtilalleri yaşanmıştır.

1830 İhtilalleri

Fransa kralı X. Charles’ın meclisi feshederek mutlakıyeti kurmaya çalışması ile başlamıştır. 1830’da Paris’te üç gün süren kanlı çarpışmalar yaşanmış ve kral tahtını bırakarak kaçmıştır. 1830 İhtilali ile Fransa’da daha demokratik bir yönetim kurul­muş ve ihtilal başarıyla sonuç­lanmıştır.

Viyana Kongresi ve onun temsil ettiği düzene karşı olan 1830 İhtilalleri, Avrupa’da kralların alışık olmadığı bir di­renme hareketidir. Bu olay ile kralın karşısına başka bir devlet değil, bizzat Avrupa halkı çıkmıştır.

1830 İhtilalleri, Fransa’da olduğu gibi Belçika ve İspanya’da da liberalizmin başarısı ile sonuçlanmıştır. Hollandalılara karşı bağımsızlığını kazanan Belçika’da ve liberallerin yö­netimi ele geçirdiği İspanya’da, meşruti yönetimler kurulmuştur.

1830 ihtilallerinin nedenleri;

  • Fransız ihtilalinin getirdiği değişime karşı mutlakiyet idaresinin dayatması ve buna karşı halkın harekete geçmesi.
  • Avrupa halkında özgürlük akımının gittikçe gelişmesi,
  • 1815 Viyana Kongresi’nden sonra Meternik Sistemi ile kralların özgürlük düşüncesini benimseyen Avrupa halkının üzerinde hakları kısıtlayıcı politika uygulaması,
  • 1815-1830 yılları arasında ülkelerin anayasal düzene geçmeleri ve kralların anayasayı kaldırmak istemesi,
  • Başka devletlerin egemenliği altındaki halklarda milliyetçilik akımının güçlenmesi,
  • Almanya’da bilim ve felsefenin ilerlemesiyle Avrupa’ya liberalizmin yerleşmesi,
  • Fransız ihtilalinin getirdiği değişime karşı mutlakiyet idaresinin dayatması ve buna karşı halkın harekete geçmesi.
  • Napolyon’un kendini imparator ilan etmesine gösterilen tepkidir.

1830 ihtilallerinin sonuçları;

  • Fransa, Belçika ve İspanya’da liberalizm hareketi başarıyla sonuçlandı.
  • Liberalizm akımı sayesinde İsviçre bağımsızlığını kazandı
  • Hükümdarların kutsal hakları yerine, milletlerin egemenliği hakim olmaya başladı.
  • 1830 İhtilallerinde Batı Avrupa’da aristokrat sınıf burjuvazi sınıfı karşısında yenilgi almıştır.
  • 15 Ekim 1833’te gizli bir antlaşma ile monarşiyi savunan Avusturya, Rusya ve Prusya aralarında Doğu Bloku’nu, Nisan 1834’te Londra’da yapılan antlaşma ile de İngiltere, Fransa, İspanya ve Portekiz liberalizmi savunan Batı Bloku’nu oluşturdu.

1848 İhtilalleri

Avrupa’da gelişen özgürlük ve eşitlik anlayışı so­nucunda ortaya çıkan yeni hak talepleri ile 1848 İhtilalleri yaşanmıştır. İlk olarak Fransa’da başlayan 1848 İhtilallerinde liberalizmin yanında milliyetçilik ve sosyalizm akımları etkili olmuştur.

Paris, tıpkı 1830 Devrimi’nde olduğu gibi yine kanlı çatışmalara sahne olmuş ve tıpkı daha önceki krallar gibi Louis Philippe de ülkeden kaçmıştır. Fransa’da yeniden cumhuriyet ilan edilmiştir.

Liberalizm ve sosyalizm hareketleriyle ortaya çıkan 1848 İhtilalleri sonucunda Avrupa’da birçok hükümdar ya tahtından uzaklaştırılmış ya da liberal bir yönetimi kabul etmek zorunda kalmıştır. Böylece mutlakıyetler sona ermiş veya anayasalarla kralların yetkileri sınırlandırılmıştır. Hollanda, İsviçre ve Danimarka’da yeni anayasalar yapılmış ve bunların uygulanması ile bu ülkelerde demokratik yönetimler kurulmuştur. 1848 İhtilallerine karşı çıkan Avusturya ve Rusya zayıflamış, İtalya ve Almanya siyasi birliklerini oluşturmuştur.

Avrupa tarihinde 1815-1870 arası üç fikir akımı liberalizm, sosyalizm ve milliyetçilik etkili olmuştur. Liberalizm, kapitalizm, sosyalizm ve Marksizm gibi ideolojiler; Avrupa merkezli olarak gelişmiş ve modern dünyayı şekillendirmiştir.

1848 ihtilallerinin nedenleri;

  • İşçi sınıfının haklarını savunmak üzere kurula sendika ve partiler,
  • Milliyetçilik hareketlerinin güç kazanması,
  • Eşitlik ve özgürlük istemleridir.

1848 ihtilallerinin sonuçları;

  • Almanya ve İtalya siyasi birliklerini tamamladı.
  • Sosyal hukuk devleti anlayışı gelişti.
  • Fransa’da cumhuriyet ilan edildi ve eşitlik kabullenildi.
  • Avrupa barış dönemine girdi.
  • Hükümetler, ideoloji ve inançlar üzerinden değil; güç ve gerçeklik üzerinden siyaset yapmaya başladı.
  • Devletler kendi çıkarlarını gözetlemeye başladı.

Siyasi İdeolojiler

Liberalizm

  • Birey-devlet ilişkisini, akılcılık üzerinden açıklamaya çalışan siyasal düşünce akımıdır.
  • Bu ideolojiye göre toplum, zümre ya da sınıflardan değil; bireylerden oluşur ve bireyler önce kendi kişisel çıkarları doğrul­tusunda hareket eder.
  • Özgürlüğün hiçbir engel tarafından sınırlandırılmaması gerektiğini kabul eder.
  • Devletin, ekonomik ve toplumsal yaşama kesinlikle müdahale etmemesini savunur.
  • Bu ideoloji, siyasi ve ekonomik liberalizm olarak ikiye ayrılır.
    • Siyasi liberalizm, devlet faaliyetlerinin bireysel hak ve sorum­luluklarını koruyacak şekilde yürütülmesini esas alır.
    • Ekonomik liberalizm ise özel mülkiyet ve serbest ticaret sistemine dayanır. Bireyler, devletin sınırlı koruması altında istedikleri gibi ekonomik faaliyette bulunabilir ve ekonomik ilişkiler kurabilir. Bu sisteme, serbest piyasa ekonomisi adı verilir.
  • Liberal akımın doğmasını sağlayanlar John Locke , David Hume, Adam Smith gibi düşünürlerdir.

📚 EK BİLGİ: Liberalizm, ekonomik ve toplumsal örgütlenmenin dayandığı lonca gibi katı yapıları ortadan kaldırmıştır. Sanayi Devrimi’nin yayılmasını da kolaylaştıran liberalizm, iş dünyasında burjuva­zinin yükselişini sağlamıştır. Ancak bu durum işçileri, gittikçe güçlenen patronlar karşısında yalnız ve savunmasız bırakmıştır.

Kapitalizm

  • Batı Avrupa’da sermaye ve üretim araçlarının özel mülkiyete geçmesi sonucunda sürekli kar arama ilkeleri üzerine kurulmuş ekonomik bir sistemdir.
  • Kapitalizm, serbest piyasa ekonomisi veya serbest girişim ekonomisi olarak bilinmektedir.
  • Özel teşebbüse (girişim) ve piyasa serbestliğine dayalı olan bir üretim sistemidir.
  • Sermayenin arz-talep dengesini pazar yolu ile dengeleme sistemidir.
  • Burjuvazi sınıfının yükselişe geçmesi, sanayileşme ve işçilerin ortaya çıkması ile yeni bir ekonomik sistem olan kapitalizme geçiş süreci başlamıştır.
  • Avrupa’da giderek zenginleşen sermaye sahibi girişimci sınıfa kapitalist sınıf, yeni oluşan bu düzene de kapitalizm denmiştir.
  • Kapitalizm “biz” duygusu yerine “ben” anlayışını getirmiştir.
  • Sürekli kazanmak temeli bir dünya görüşü gelişmiştir.
  • Kapitalizmle bireylere din ve vicdan hürri­yeti yanında mülk edinme imkanı verilmiştir.
    • Ancak bu sistemde toplumda gelir dağılımında eşitsizlikler yaşanmıştır.

Sosyalizm

  • Sosyalizmin çıkış amacı; kapitalist ekonomiyi ortadan kaldırmak ve ortak mülkiyet anlayışına dayanan bir ekonomiyi oluşturmaktır.
  • Sosyalizm, sermaye sahipleriyle işçiler arasındaki eşitsizliği, servet ve refah farklarını ortadan kaldırma iddiasında olan bir ideolojidir.
  • 1815 ile Karl Marx’ın, “Komünist Manifestosu”nu kaleme aldığı ve Avrupa’da devrimlerin yapıldı­ğı 1848 yılları arasında ortaya çıkmıştır.
  • Kapitalizme tepki olarak doğmuştur.
  • Kapitalizmi sömürü olarak gören sosyalizm; birlikte hareket etmeye, ortak mülkiyete ve sosyal eşitliğe önem vermiştir.
  • Sosyalizm ile birlikte Avrupa’da meydana gelen işçi hareketleri sonucunda halk, sendikalar kurmaya başlanmıştır.
  • Reformcu sosyalistler, liberal ideallerin gerçekleşmesinde herkese eşit fırsatlar oluşturulmasını istemiştir.
  • Devrimci radikal sosyalistler ise piyasa ekonomisini yıkmayı, özel mülkiyeti ortadan kaldırmayı ve kapitalist sistemin yerine komünist bir sistem getirmeyi hedeflemiştir.

Marksizm

  • Alman Filozof Karl Marx’ın klasik Alman felsefesini, Fransız sosyalizmini ve İngiliz siyasal düşüncesini bir araya getirerek oluşturduğu ideolojidir.
  • Önceki sosyalist düşünceleri hayalci olarak niteleyen Marx, Frederich Engels’le birlikte bilimsel sosyalizmi ortaya koymuştur.
  • Marx, tarihin geçmişten itibaren bir sınıf mücadelesinin sonucunda oluştuğuna inanmıştır.
  • Bu anlayışa göre işçiler, bir kez iktidara geldikten sonra üretim araçlarını özel mülkiyetten çıkaracak ve bir proleterya diktatörlüğü kurarak iktidara el koyacaktır. El emeğin­den başka bir varlığı bulunmayan proleterya; ardından sınıfsız ve devletsiz, komünist bir toplum düzeni kuracaktır.
  • Buna göre kapitalizmin reformlar yoluyla dönüştürülmesi gerekliliğini düşünen ve siyasal hayatta çoğulculuğu kabul eden reformculara sosyalist denmiştir.
  • Kapitalizmi reddeden ve ihtilal yoluyla ele geçirilen iktidarın tek partinin elinde olması gerektiğine inanan devrimcilere ise komünist denmiştir.

Mutlak Monarşiden Anayasal Monarşiye Geçiş

Anayasal monarşi ya da meşrutiyet; hükümdarların mutlak yetkilerinin bir kısmını meclise devrettiği yönetim biçimidir.

Mutlak monarşi ve anayasal monarşi arasındaki farklar;

  • Mutlak monarşi, hükümdarlara mutlak güç aktarır.
  • Anayasal monarşi ise hükümdara sınırlı yetkiler verir.

Feodalite ile kurulan mutlak monarşiler, sanayi devriminden sonra yerini anayasal monarşilere bırakmıştır. Ekono­mik gücüne dayanarak siyasal ya­pıda da hak arayışları içine giren burjuvazi ile krallar arasındaki denge, burjuvazi lehine değişmiş ve burjuvazi, kralın yetkile­rini sınırlandırarak siyasi haklar elde edebilmenin mücadelesini vermeye başlamıştır.

Anayasal sistem ilk kez İngiltere’de XIII. yüzyılda Magna Carta ile doğmuş ve gelişmiştir. Avrupa’da Aydınlanma düşüncesi ilkelerine dayanan ilk modern ve yazılı anayasa 3 Mayıs 1791 tarihli Polonya Anayasası’dır. Bu anayasadan bir süre sonra yeni bir anayasa da Fransa’da ilan edilmiştir.

Sistememizde bu yazıda bahsi geçen kişilere ait bir biyografi bulunamamıştır.
Benzer İçerikler
Osmanlı Topraklarını Paylaşma Mücadelesi
Tarih

Osmanlı Topraklarını Paylaşma Mücadelesi

İçeriğe Git>
Uzun Savaşlardan Diplomasiye
Tarih

Uzun Savaşlardan Diplomasiye

İçeriğe Git>
I. Dünya Savaşı (1914-1918)
Tarih

I. Dünya Savaşı (1914-1918)

İçeriğe Git>
Fetihlerden Savunmaya
Tarih

Fetihlerden Savunmaya

İçeriğe Git>
Gücünün Zirvesinde Osmanlı (Kanuni Sultan Süleyman Dönemi)
Tarih

Gücünün Zirvesinde Osmanlı (Kanuni Sultan Süleyman Dönemi)

İçeriğe Git>
Osmanlı Devleti’nde Demokratikleşme Hareketleri
Tarih

Osmanlı Devleti’nde Demokratikleşme Hareketleri

İçeriğe Git>
Copyright © 2024 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo