İnsanda Dolaşım: Kan Dolaşımı

📅 29 Nisan 2016|27 Nisan 2022
İnsanda Dolaşım: Kan Dolaşımı

Konu Özeti

Vücudumuzdaki kan kalpten pompalanır ve yeniden kalbe döner. Bu döngüyü dolaşım sistemi sağlar. Kanın kat ettiği yapılara göre dolaşım sistemi, küçük ve büyük dolaşım sistemi olmak üzere ikiye ayrılır.

Bu konuda
  • Kan dolaşımında yer alan organları
  • Kalbin çalışma mekanizmasını ve damarların yapılarını
  • Kan gruplarında bulunan antijen ve antikorları
öğreneceksiniz.
Instagram Logo
Bikifi Instagram'da

İnsanlarda 2 çeşit dolaşım sistemi bulunur. Bunlardan birisi lenf dolaşımı diğeri ise kan dolaşımıdır. Kan dolaşımı; kan, kalp ve kan damarlarından oluşur.

İnsanda Dolaşım: Kan Dolaşımı

Kalp

Göğüs boşluğunda iki akciğer arasında hafif sola eğik olarak yerleşmiştir.

İnsanda bulunan kalp 4 odacıktan oluşmaktadır. Kulakçık adını verdiğimiz toplardamardan kan toplayan yapılar, topladıkları kanı karıncık adındaki kalp bölmesine iletir. Karıncıklar atardamarlar aracılığıyla kanları ilgili organlara ulaştırır.

Kalp

Kalbin sağında ve solunda birer kulakçık ve karıncık bulunur. Kalbin sol kısmında oksijen yönünden temiz, sağ kısmında kirli kan bulunur. Sağ karıncığın görevi kirli kanı akciğerlere ulaştırmaktır; sol karıncığın görevi ise temiz kanı bütün vücuda dağıtmaktır. Bu görev farkından dolayı sol karıncık daha büyük ve güçlüdür.

Kulakçık ve karıncıkları birbirinden ayıran kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıklar kanın kalp içinde tek yönlü akmasını sağlar. Sağ kulakçıkta sağ karıncık arasında üçlü kapakçık (triküspit) sol kulakçık ve sol karıncıkarasında ise ikili kapakçık (biküspit, mitral) bulunur. Bu kapakçıklar, karıncıklar kasıldığında kapanır, kulakçıklar kasıldığında açılır.

  • Kalpten çıkan atardamarların kalpten çıkış noktalarında ise yarım ay şeklinde kapakçıklar vardır. Karıncıklardan pompalanan kanın geri dönmesini önler.
  • Kalp 3 ana kısımdan oluşur; (dıştan içe doğru) perikard, miyokard ve endokard. Perikard tabakası kalp zarıdır, kalbin rahat çalışmasını sağlar ve kalbi korur.
  • Miyokard tabakası asıl kaslı kısımdır, istemsiz çalışır. Bu tabakanın kalın olduğu yerler daha güçlüdür. Bu yüzden karıncıklarda kalın, kulakçıklarda incedir. Aynı zamanda bu tabakada kalbin kendisini besleyen kroner damarlar bulunur. Kroner damarlar tıkanırsa kalp krizi gerçekleşir.
  • En iç tabaka olan endokart tabakası tek sıralı epitel dokudan oluşmuştur.
  • Kalbin çalışması, kulakçık ve karıncıkların kasılıp gevşemesi ile gerçekleşir. Kalbin kasılmasına sistol, gevşemesine diastol denir. Kulakçıklar kasılırken karıncıklar gevşer, karıncıklar kasılırken de kulakçıklar gevşer.
  • Tansiyon: Dolaşım sistemi atardamarları içindeki kanın basıncına denir. Tansiyon ölçümü tansiyon aleti yardımıyla yapılır.
  • Nabız: Nabız kanın sol karıncıktan büyük atardamarlara pompalanması esnasında ,uç noktalardaki atardamarlarda oluşturduğu dalgalanmadır. Normal nabız, yetişkinde dk’da 60–100 kez çocukta dk’da 100–120 kez bebekte dk’da 100-140 kez civarındadır. Nabız, kalbin attığını gösterir.

Kalp Nasıl Çalışır?

Kalp döngüsü 0,85 saniyedir. Bunun 0,15 saniyesinde kulakçıklar kasılır, 0,30 saniyesinde karıncıklar kasılır kalan 0,40 saniyede ise karıncık ve kulakçıklar dinlenir. Yetişkin bir insanda kalp dakikada ortalama 70-80 kere atar, bu sayı bebeklerde 120 yi bulabilmektedir.

Kalbin çalışması kalp kasının kasılmasıyla gerçekleşir. Kalp kaslarının kasılmasnda S.A. (sinoatrial düğüm), A.V (atrioventrikülerdüğüm) ve his demetleri rol oynar.

Kalbin Çalışmasını veya Yavaşlamasını Sağlayan Faktörler

Omurilik soğanı ve otonom sinirler kalbin çalışma hızını etkiler.

Kalbin çalışmasını hızlandıran faktörler

  • Kandaki CO2 miktarının artması veya CO2 seviyesine bağlı olarak ph düşmesi.
  • Adrenalin hormonu
  • Sempatik sinirler
  • Trioksin hormonu
  • Kafein ve nikotin gibi uyarıcı maddeler
  • Bazı ilaçlar

Kalbin çalışmasını yavaşlatan etmenler

  • Parasempatik sinirler ve vagus siniri
  • Asetilkolin

Damar Ağı

Damarlar kanın içinde taşındığı tüplerdir. Toplardamar, atardamar ve kılcal damar olmak üzere 3 çeşit damar türü bulunmaktadır.

atardamar toplardamar kılcardamar
  • Atar Damarlar
    • Atardamar veya diğer adıyla arter, kalpten vücuda kan taşıyan damarlardandır. Atar damarlar genellikle temiz kan taşırlar (akciğer ve plasenta atar damarları kirli kan taşır). Kalpteki yarımay kapakçıkları hariç yapılarında kapakçık bulunmaz. Lifli bağ doku, elastik lif içeren düz kas ve tek sıralı yassı epitel doku olmak üzere 3 kısımdan oluşur.
    • Yapısındaki elastik lifler sayesinde patlamadan yüksek kan basıncına dayanır.
  • Toplar Damarlar
    • Kanı kalbe toplayan damarlara toplar damar denir. Akciğer ve plasenta toplar damarı  hariç bütün toplar damarlar kirli kan taşır. Atar damardaki gibi 3 tabakaya sahiptir.
    • Toplar damarlardaki kan basıncı çok düşük olduğundan tek yönlü kapakçıklar bulunur. Basınç düşük olduğu için elastik lifler bulunmamaktadır.
  • Kılcal Damalar
    • Tüm vücudu ağ gibi sarar. Madde alış-verişinin gerçekleşmesi için tek katlı yassı epitelden oluşur ve çok incedir. Vücudumuzda en çok bu damar türünden bulunur. Kılcal damarlarda kanın akış hızı yavaştır.

Üç Damar Tipinin Kıyaslanması

  • Çeper kalınlıkları, kalından inceye doğru;
    • Atar damar > Toplar damar > Kılcal damar
  • Damar çapları, büyükten küçüğe doğru;
    • Toplar damar > Atar damar > Kılcal damar
  • Kanın akış hızı, hızlıdan yavaşa doğru;
    • Atar damar > Toplar damar > Kılcal damar
  • Kan basıncı, yüksekten alcak olana doğru;
    • Atar damar > Kılcal damar > Toplar damar

Kan

Kandan Madde Geçişi

(Bu maddeyle ilgili internette araştırma yaparken “starling hipotezi” terimini kullanabilirsiniz)

Kandan Madde Geçişi

Kılcal damardan madde alış verişi gerçekleşirken 2 ana unsur vardır;

  1. Kan Basıncı
  2. Proteinlerin Osmotik Basıncı

Bu 2 ana unsurdan birisi olan kan basıncı besinlerin kandan hedef dokuya geçmesinde pozitif, proteinlerin osmotik basıncı ise negatif etki yapar. Yani kanda;

  • Kan Basıncı > Proteinlerin Osmotik Basıncı” olduğunda kandan hedef dokuya besin ve oksijen geçişi olur.
  • Proteinlerin Osmotik Basıncı > Kan Basıncı” olduğunda hedef dokudan kana atık madde ve karbondioksit geçişi olur.

Kan Dolaşımı

Kan Dolaşımı

Kanın vücuttaki dolaşımı büyük ve küçük kan dolaşımı olmak üzere iki şekilde gerçekleşir.

  • Küçük Kan Dolaşımı: Amacı kanın akciğerlerde temizlenmesidir. Kalbin sağ karıncığından çıkan oksijence fakir kan, akciğer atardamarı ile akciğerlere gidip oksijence zenginleştikten sonra akciğer toplardamarıyla kalbin sol kulakçığına gelir. Küçük dolaşımına akciğer dolaşımı da denir.
  • Büyük Kan Dolaşımı: Amacı oksijen yönünden zengin kanın vücuttaki hedef hücrelere gönderilmesidir. Kalbin sol kulakçığına gelen oksijence zengin kan sol karıncığa geçer. Sol karıncıktaki kanın aort atardamarı ile kalpten çıkıp, hedef hücreye veya dokuya ulaştıktan sonra, oksijence fakirleşerek ana toplardamarlar ile kalbin sağ kulakçığına döner.

Kanın Yapısı

Kan, kan plazması ve kan hücreleri olmak üzere 2 ana başlık altında incelenebilir.

Kanın Yapısı

Kan Plazması

Kan plazmasının büyük bir çoğunluğu (%90) sudur, %7-8 oranında kan proteinleri*, geri kalan kısımda ise monomer besinler, üre, atık maddeler, antikor, hormonlar, gazlar… bulunur.

*: Kan proteinleri, kanın pıhtılaşması gibi bazı olayların gerçekleşmesinde rol oynarlar. Yapısında; albumin, globulin, fibrinojen ve protrombin gibi kan proteinleri vardır.

Kan Hücreleri

Kanın yaklaşık %45’ini oluşturur. İçerisinde alyuvar (eritrosit), akyuvar (lökosit) ve kan pulcukları (trombositler) bulunur.

  • Alyuvarlar: Oksijen ve karbondioksit taşıyan içerisinde hemoglobin pigmenti bulunan kan hücresidir. Kanda en çok bulunan kan hücresidir. Hemoglobinin içindeki demir sayesinde kana kırmızı rengini verir.
    • İnsanlarda olgun alyuvar hücreleri çekirdeksizdir. Bu sayede daha çok gaz taşınabilir. Deniz seviyesinden yükseklere çıkıldıkça oksijen basıncı düşer, nefes almanın güçleşmemesi için kandaki alyuvar sayısı artar.
    • Alyuvarlar kırmızı kemik iliğinde üretilir. Ömürleri 120 gündür. Ömrü biten alyuvarlar karaciğer veya dalakta parçalanır.
  • Trombositler: Kemik iliğindeki büyük hücrelerin parçalanmasıyla oluşur, renksiz ve çekirdeksizdir. 1mm (küp) kanda 150 bin – 400 bin kadar bulunur. Kanın pıhtılaşmasını sağlar. Yaklaşık bir hafta olan ömürlerini tamamladıklarında karaciğer veya dalakta parçalanır.
  • Akyuvarlar: Savunma hücreleridir. Vücutta enfeksiyon olduğunda akyuvar sayısı artar. Kemik iliği ve lenf bezlerinde üretilen akyuvarların çekirdekleri ve organelleri bulunur. Yalancı ayaklar oluşturarak aktif yer değiştirebilir.
    • Akyuvarlar granüllü ve granülsüz olmak üzere ikiye ayrılır.
Granüllü Akyuvar
  • Sitoplazmalarında granül adı verilen tanecikler bulunur.
  • Çekirdekleri boğumludur.
  • Kemik iliğinde üretilir.
  • Nötrofil, eozinofil, bazofil olmak üzere üçe ayrılır.
Granülsüz Akyuvar
  • Sitoplâzmalarında tanecik bulunmaz.
  • Çekirdekleri büyük ve yuvarlaktır.
  • Kemik iliğinde üretildikten sonra dalak, lenf düğümleri ve timüs gibi organlarda aktif hale gelir
  • Monosit ve lenfosit olarak ikiye ayrılır.

Kan Grupları

İnsanda kan grubunu tayin eden genlerde çok alellik söz konusudur. Bu durum A, B, 0 kan gruplarının birden fazla alel tarafından kontrol edilmesi şeklinde açıklanabilir. A,B,0 harfleri kanın, alyuvar yüzeyinde bulunan iki karbonhidratı sembolize eder.

  • Karbonhidrat A’yı taşıyan A kan grubu
  • karbonhidrat B’yi taşıyan B kan grubu
  • her ikisini taşıyan AB kan grubunu
  • hiçbirini taşımayan da 0 kan grubunu gösterir.

Kan nakilleri sırasında bireyin kan grubu büyük önem taşır. İstatistiksel olarak günümüzde insanların %47’si 0 grubu, %41’i A grubu, %9’u B grubu ve %3’ü AB kan grubuna sahiptir. İnsanlarda doğumdan 2-8 ay sonra alyuvarların üzerindeki antijenlere göre antikor üretilmeye başlanır.

  • Alyuvarda A antijeni yoksa; plazmada Anti-A antikoru üretilir.
  • Alyuvarda B antijeni yoksa; plazmada Anti-B antikoru üretilir.
  • Alyuvarda hiçbir antijen yoksa; plazmada Anti-A ve Anti-B antikoru üretilir.
  • Alyuvarda hem A hem de B antijeni varsa; plazma antikor içermez.
Kan grupları ve alyuvar tipine göre antikor bulundurma durumu

Kan Nakillerinde Kan Grubunun Önemi

Kan nakli, alyuvarın antijeni ve plazmasındaki antikor yapısına göre yapılır. Herhangi bir antijene sahip bireyin kanı, buna karşı antikor içeren bireye verilmemelidir. Genellikle bireyler, sadece kendi kan grubundaki bireylerden kan alabilir.

Bir canlıdan başka bir canlıya taşınan her yabancı madde antijen olarak algılanır. Yabancı antijenler bireyin hücreleri tarafından alındığında çökeltici bir protein olan ve akyuvarlar tarafından üretilen antikor sentezlenir ve bireyin kanında çökelme başlar.

Örneğin A kan grubunda bir bireyin kanı, B kan grubunda olan bir bireye verilirse, A kan grubunda bulunan A antijenlerini, B kan grubundaki A antikorları (Anti A) çökeltir.

Rh Kan Grupları

Kan grubu tayininde kullanılan bir diğer alyuvar antijeni Rh’dir. Rh antijeni hücre zarında bulunur. Beş farklı aleli vardır. Rh’nin D protein tipi, Rh’nin varlığının tespitinde yaygın olarak kullanıldığı için bu proteinin varlığı Rh (+), yokluğu Rh (-) olarak isimlendirilir.

Benzer İçerikler
Boşaltım (Üriner) Sistemi
Güncel
Biyoloji

Boşaltım (Üriner) Sistemi

İçeriğe Git>
İnsanlarda Solunum Sistemi
Güncel
Biyoloji

İnsanlarda Solunum Sistemi

İçeriğe Git>
İnsanda Dolaşım: Lenf Dolaşımı
Güncel
Biyoloji

İnsanda Dolaşım: Lenf Dolaşımı

İçeriğe Git>
Solunum Çeşitleri
Güncel
Biyoloji

Solunum Çeşitleri

İçeriğe Git>
Dolaşım Çeşitleri ve Canlılar Üzerindeki Örnekler
Güncel
Biyoloji

Dolaşım Çeşitleri ve Canlılar Üzerindeki Örnekler

İçeriğe Git>
Duyu Organları I: Deri ve Göz
Güncel
Biyoloji

Duyu Organları I: Deri ve Göz

İçeriğe Git>
Copyright © 2024 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo