Türk Edebiyatında Şiir (Cumhuriyet Dönemi)

📅 22 Ocak 2022|22 Ocak 2022
Türk Edebiyatında Şiir (Cumhuriyet Dönemi)

Konu Özeti

Cumhuriyet Dönemi şiir toplulukları: Beş Hececiler, Milli Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şiir, Yedi Meşaleciler, Saf Şiir Anlayışını Sürdüren Şiir, Toplumcu Gerçekçiler, Garip Şiiri, Hisarcılar ,İkinci Yeniciler, Maviciler oluşturmaktadır. 1980 sonrasında ise çok seslilik oluşmuştur.

Bu konuda
  • Cumhuriyet Dönemi şiir anlayışını
  • Cumhuriyet dönemi şiir topluluklarını ve özelliklerini
  • 1980 sonrası Türk şiirindeki değişimleri
  • Cumhuriyet dönemindeki halk şiirini
öğreneceksiniz.
Instagram Logo
Bikifi Instagram'da

Cumhuriyet Dönemi Şiirleri

Batı etkisiyle gelişen Türk edebiyatının 1923’ten itibaren başlayan dönemine Cumhuriyet Dönemi denilmektedir.

Cumhuriyet döneminin ilk yılarında daha önceki dönemlerdeki anlayışların devam ettiği görülmektedir. Sadece Türkçe ve hece ölçüsüyle yazan Beş Hececiler, Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında oldukça etkilidirler. Milli edebiyatçıların başlattığı dilde sadeleşme hareketi Cumhuriyet döneminde iyice yaygınlaşmıştır. Bu dönemde Türk Dil Kurumu’nun kurulması da oldukça etkili olmuş ve arı Türkçe’nin kullanılmasını sağlamıştır.

Cumhuriyet Dönemi Şiirlerinin Genel Özellikleri

  • Şiirlerde kullanılan dil oldukça sadedir.
  • Aruz ölçüsü yerine hece ölçüsü kullanılmaya başlanılmıştır. (Ahmet Haşim, Yahya Kemal gibi şairler yine de aruz ölçüsünü kullanmaya devam etmişlerdir)
  • Halk edebiyatı şiiri, Cumhuriyet döneminde oldukça kullanılmıştır. Nazım birimi olarak da dörtlük kullanılmıştır.
  • Şiirlerde destansı söyleşiler dikkat çekmiştir. Özellikle Kurtuluş Savaşı’nı işleyen şiirlerde görülmektedir.
  • Didaktik şiirlerdir.
  • “Gurbet” teması özellikle şiirlerde işlenmiştir.
  • Ulus sevgisi, yurdu tanıma ve yüceltme coşkusu şiirlerde görülmektedir. Bu konular şiirlerde lirik bir çerçeve içerisinde anlatılmıştır.
  • Anadolu ve insanını anlatmışlardır.
  • Kemalettin Kamu, Behçet Kemal Çağlar, Ahmet Kutsi Tecer, Ömer Bedrettin Uşaklı gibi şairler duygusal bir anlatımla Anadolu’yu anlatmış, övmüşlerdir.
  • Anadolu’ya yönelme ülkü durumundadır ancak çoğu şair Anadolu’ya dıştan bakmıştır.
  • Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cahit Külebi gibi şairler de Anadolu’yu gerçekçi biçimde anlatmıştır.
  • Özellikle 1940’tan sonra serbest şiir yaygınlaşmıştır.
  • Bu dönemde saf şiir anlayışı ile şiirler yazan şairler de vardır. Necip Fazıl Kısakürek, Cahit Sıtkı Tarancı ve Ahmet Muhip Dıranas örnek olarak verilebilir.
  • Romantizm, sembolizm ve parnasizm Cumhuriyet dönemi şiirlerini etkileyen edebi akımlardır.
  • 1923-1940 yılları arasında Beş Hececiler ve Yedi Meşaleciler adında iki grup ortaya çıkmıştır. Beş Hececilerden Faruk Nafız Çamlıbel, Yedi Meşalecilerden ise Ziya Osman Saba en başarılı şairler olarak görülmüştür.
  • 1940’tan sonra ise 1. Yeni, 2. Yeni, Toplumcu Gerçekçiler, Saf Şiiri Savunanlar ve Maviciler gibi şiir toplulukları oluşmuş ve modern Türk şiirinin gelişmesini sağlamışlardır.
  • Kısacası Cumhuriyet Dönemi şiir toplulukları:
    • Beş Hececiler
    • Milli Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şiir
    • Yedi Meşaleciler
    • Saf Şiir Anlayışını Sürdüren Şiir
    • Toplumcu Gerçekçiler
    • Birinci Yeni (Garip) Şiiri
    • Hisarcılar
    • İkinci Yeniciler
    • Maviciler

Cumhuriyet Döneminde Oluşan Şiir Toplulukları ve Anlayışları

Beş Hececiler

  • Milli edebiyat anlayışını benimseyerek şiirlerini sade bir dille ve hece ölçüsü ile yazan şairlere Beş Hececiler denilmiştir.
  • Bu şairler; Faruk Nafız Çamlıbel, Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy, Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi Orhon’dur.
  • Bu şairler Cumhuriyet döneminde de etkili olmuşlardır.
  • Şiirlerinde memleket sevgisi, yurt güzellikleri ve kahramanlık gibi konuları işlemişlerdir.
  • Halk şiirinden farklı tarzda da yazmışlardır. Özellikle serbest müstezat türünde yazmışlardır.
  • Anadolu’yu coşkulu bir şekilde anlatmışlardır.
  • Şiirlerde romantik bir hava bulunmaktadır.
  • Şiirlerinde süsten uzak durmuşlar ve sade olmaya çalışmışlardır.

Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şiir Anlayışı

  • Kaynakları, halk şiiridir.
  • Şiirlerde genellikle vatan ve millet sevgisi işlenmiştir.
  • Bu anlayışa sahip şairler “memleketçi şiir” anlayışına sahiptirler.
  • Arif Nihat Asya, Kemalettin Kamu, Ahmet Kutsi Tecer, Ömer Bedrettin Uşaklı, Zeki Ömer Defne, Behçet Kemal Çağlar bu anlayışa sahip önemli isimlerdir.
  • Milliyetçilik akımından etkilenmişlerdir.
  • Kurtuluş Savaşı’nın olduğu dönemlere bu şiirler denk gelmektedir.
  • Milli konulara yer verip milli duyguları ön plana çıkarmışlardır.
  • Şiirlerde hece ölçüsü ve sade bir dil kullanılmıştır.
  • Yabancı dil kurallarını reddetmişlerdir.
  • Şiirlerinde halka yönelmişlerdir.
  • Şiirleri “Hisar, Çınaraltı ve Kültür Haftası” dergilerinde yayınlanmıştır.

Yedi Meşaleciler

  • 1928 yılında ortaya çıkmışlardır.
  • Şiir ve yazılarını “Meşale” adlı bir kitapta toplamışlardır.
  • Bu topluluğa dahil olan şairler; Muammer Lütfi, Sabri Esad Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret, Ziya Osman Saba ve Kenan Hulusi Koray’dır.
  • “Sanat, sanat içindir” anlayışı ile hareket etmişlerdir.
  • Şiirde esas olarak canlılık, samimiyet ve yeniliği almışlardır.
  • Edebiyatta taklitten kaçınılması gerektiğini savunmuşlardır.
  • Şiirlerin konularını ve temalarını genişletmeyi düşünmüşlerdir.
  • Hayalden faydalanarak konu zenginliği yaratmaya çalışmışlardır.
  • Yalnızca duyguların anlatılması gerektiğini savunmuşlardır.
  • Zengin bir şiir dili oluşturmuşlar, imge ve benzetmelerden çok sık yararlanmışlardır.
  • Sembolizm akımının etkisi ile şiir yazmışlardır.
  • Batı edebiyatı ilkeleri ile sanat yapmışlar ve bunu savunmuşlardır.
  • Hece ölçüsünü kullanmışlardır.
  • Amaçlarına ulaşamamışlardır.
  • Bu topluluğun en başarılı şairi; Ziya Osman Saba olmuştur.

Saf Şiir Anlayışını Sürdüren Şiir

  • Türk edebiyatında saf şiir anlayışı Ahmet Haşim ile başlamış, Yahya Kemal ile devam etmiştir.
  • Cumhuriyet döneminde ise bu anlayışı; Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas devam ettirmiştir.
  • Yedi Meşaleciler de saf şiir anlayışı ile hareket etmişlerdir.
  • Bu anlayışta şiir soylu bir sanat olarak kabul edilmektedir.
  • Amaç; iyi ve güzel şiir yazabilmektedir.
  • Güzel şiir bu anlayışta ancak emek edilerek ve zaman harcanarak yazılabilir.
  • Sanat, sanat içindir anlayışı ile hareket edilmiştir.
  • Şiirlerde ideolojik konular işlenmemelidir.
  • Şiir dili her şeyin üzerindedir.
  • Her şairin kendine özgü imge düzeni olmalıdır.
  • Buna rağmen dilde saflaşma ve sadeleşme amacını gütmüşlerdir.
  • Şiir, biçim sorunudur. Bu nedenle şiirde ahenk unsurları olmalıdır.
  • Şiirde ahenk ise; ritim, söyleyiş tarzı ve uyak ile sağlanmaktadır.
  • Sembolizm akımından etkilenmişlerdir.

📚HATIRLATMA:

Sembolizm akımından etkilenen sanatçılar şiirlerinde kendi izlenimlerine ağırlık vermişlerdir. Biçimi, anlam kapalılığını, ahengi, müzikaliteyi her şeyden üstün tutmuşlardır. Duyguları kelimelerin ses değeriyle sezdirmişlerdir. Dış dünyadan algıladıklarımız dış gerçekliğin kendisi değil onlarla ilgili birtakım izlenimlerdir. İç dünyalarını simgelerle anlatmışlardır. Dünya edebiyatındaki önemli temsilcileri; Charles Baudelaire, Arthur Rimbaud, Paul Verlaine, Stephane Mallerme, Paul Valery’dir.

Toplumcu Gerçekçi Şiir

  • Temelini materyalist dünya görüşü oluşturur.
  • Marksist dünya görüşü vardır.
  • Şiir tezlidir. Bu nedenle savunulan bir görüş vardır.
  • Toplumcu şiirin temsilcileri; Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Ceyhun Atıf Kansu, Can Yücel, Necati Cumalı, Ahmet Oktay‘dır.
  • Sanat, toplum içindir anlayışı ile hareket etmişlerdir.
  • Şiirde işçi sınıfını, köylüyü ve halkın sorunlarını işlemişlerdir.
  • Konuları somut olarak yansıtmaya çalışmışlardır.
  • Her kitleye ulaşarak harekete geçmelerini sağlamak amaçlarıdır. Bu nedenle söylev üslubundan yararlanmışlardır.
  • Serbest nazıma yönelmişlerdir.
  • Hece ölçüsünü de aruz ölçüsünü de kullanmamışlardır.
  • Şiiri okura mesaj iletme aracı olarak kullandıkları için dili göndergesel ve alıcıyı harekete geçirme işlevleri ile kullanmışlardır.
  • Yurt, doğa sevgisi, insan sevgisi, aşk, özlem, emek, sömürü, baskı, özgürlük, başkaldırı gibi konuları ve kavramları şiirlerinde sıkça kullanmışlardır.

📚HATIRLATMA:

Edebiyatta fütürizmin kurucusu Marinetti’dir. Fütüristler sanat anlayışlarını 1909 yılında Figaro gazetesinde yayımladıkları bir bildiriyle ortaya koymuşlardır. Özgürce seçilen kelimeler, kuralsız anlatım, otomatik yazı fütüristlerin kullandıkları biçimsel ögelerdir. Fütürizm bu nitelikleriyle dadaizm ve sürrealizm akımlarını da etkilemiştir. Fütürizm; modern hayatın hareketliliğini, ilerlemeyi, değişimi ve hızı yüceltmiştir. Fütürist sanatçılar; sanatın, hareketsizliği değil hızı, dinamizmi ve makineyi anlatması gerektiğini savunmuşlardır. Nazım Hikmet, fütürizmin Rus edebiyatındaki önemli temsilcileri arasında sayılan Mayakovski’den etkilenerek Türk edebiyatında bu akımın özelliklerinin görüldüğü şiirler yazmıştır.

Birinci Yeni (Garip) Şiiri

  • Orhan Veli Kanık, Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday’ın oluşturduğu bir topluluktur.
  • Eserlerini “Garip” adını verdikleri bir kitapta toplamışlardır.
  • Geleneksel Türk şiirini ortadan kaldırıp yeni bir şiir anlayışı ortaya koymuşlardır.
  • Sanat, toplum içindir anlayışı ile hareket etmişlerdir.
  • Garipçiler, Türk şiirine yeni söyleyiş özellikleri kazandırmıştır.
  • Serbest şiiri kullanmışlardır. Bu nedenle ölçü, kafiye ve nazım biçimlerini ortadan kaldırmışlardır.
  • Şiirdeki her türlü kalıp ve kuralı ortadan kaldırmışlardır.
  • Süslü ve sanatlı şiir dilini reddetmişlerdir.
  • Edebi sanatları kullanmamışlardır.
  • Kuralsızlığı kural edinmişlerdir.
  • Şiirde anlama önem vermişlerdir.
  • Şiirlerde şairanelik bulunmamaktadır.
  • Günlük yaşamdan ve sıradan konuları şiirlerinde işlemişlerdir.
  • Şiirin konusunu zenginleştirmişlerdir.
  • Şiirlerinde yine de halk deyişlerinden yararlanmışlardır.
  • Günlük konuşma dili ile şiir yazmışlardır.
  • İroni ve mizah şiirlerde sıklıkla görülmüştür.

Hisarcılar

  • 1950’lilerde “Hisar” dergisi etrafında toplanan sanatçıların oluşturduğu bir topluluktur.
  • Bu topluluğun önde gelen isimleri; Mehmet Çınarlı, İlhan Geçer, Yavuz Bülent Bakiler, Mustafa Necati Karaer‘dir.
  • Türk şiir geleneğinin yıkılmasına karşı çıkmışlardır.
  • Ölçü, kafiye ve nazım biçimlerini kullanmaya devam etmişlerdir.
  • Milli değerlerin yaşatılması gerektiğini savunmuşlardır. Bu nedenle Toplumcu Gerçekçilere ve Garipçilere karşı çıkmışlardır.
  • Şairinin dilini yaşayan dil olması gerektiğini savunmuşlardır.
  • Sanatçının bağımsızlığını ve herhangi bir ideolojiye bağlı olmaması gerektiğini savunmuşlardır.
  • Sanatın milli olması gerektiğini, milli duyguları yansıtmasını ve manevi değerleri ön plana çıkarmasını ileri sürmüşlerdir.
  • Yeniliğin olması gerektiğini fakat bu yeniliklerin geleneksel değerleri reddetmemesi gerektiğini savunmuşlardır.
  • Aşk, doğa ve vatan sevgisi gibi konuları işlemişlerdir.

İkinci Yeniciler

  • Garip şiirine ve Toplumcu Gerçekçi şiirine karşı çıkmışlardır.
  • Bu grubun en önemli temsilcileri; Edip Cansever, İlhan Berk, Cemal Süreyya, Turgut Uyar, Ece Ayhan‘dır.
  • Günlük konuşma dilinin şiirde kullanılmaması gerektiğini savunmuşlardır.
  • Yeni bir şiir dili yaratmak istemişlerdir.
  • Şiirde imge, anlam kapalılığı ve çağrışımı önemsemişlerdir.
  • Sürrealizm ve dadaizm akımlarından etkilenmişlerdir.
  • Şiir, şiir içindir anlayışı ile hareket etmişlerdir.
  • Toplumsal konuları tamamen şiirden atmışlardır.
  • Şiirlerinde bilinçaltını yansıtmışlardır.
  • Sözcüklere yeni anlamlar kazandırmışlardır.
  • Şiirde ahenk; musiki ve anlatım zenginliği ile sağlanmıştır.
  • Şiiri musiki ve resimle ilişkiye sokmuşlardır.
  • Şiirde noktalama işaretleri kullanmışlardır. Büyük ve küçük harflere dikkat etmemişlerdir.
  • Kapalı ve soyut bir anlatım vardır.
  • İçsel ve bireyci bir şiir yaratılmıştır.
  • Garipçiler gibi ortak bir hareket değildirler. Bağımsız şairlerin benzer çizgide şiir yazmasıyla oluşmuştur.

📚HATIRLATMA:

1. Sürrealizm; 1924 yılında Andre Breton tarafından yayımlanan bir bildiriyle esasları duyurulan akımdır. Herhangi bir estetik ve ahlaki kaygıya, aklın denetimine bağlı kalmadan düşüncenin ortaya konmasını savunmuştur. Sürrealistlerin malzemesi; aklın ve iradenin dışında kendiliğinden otomatik olarak ortaya çıkan ruhsal olaylar, rüyalar ve bilinçaltından gelen çağrışımlardır. Sürrealizm, bu ruhsal olayları hiçbir müdahalede bulunmadan oldukları gibi aktarmaktadır. Bu yaklaşımla sürrealistler, realizme karşı çıkmışlardır. Sürrealistler, Sigmund Freud’un Psikanalist Kuramı’nın etkisiyle bilinçaltını ortaya çıkarmaya çalışmışlardır. Sürrealistler, eserlerinde gerçekdışı olaylardan ve yerlerden bahsetmişlerdir. Onlara göre, bilinçaltının verilerini ifade etmek için alışılmış dil yetersizdir. Dile değişik, farklı bir anlatım şekli vermek gerekir. Sürrealistler, iç dünyanın akıcı bir biçimde verilmesini engellediği gerekçesiyle noktalama işaretlerini kullanmamışlardır.

2. Dadaizm; sürrealizme zemin hazırlayan ve Tristan Tzara ve arkadaşları tarafından Fransız edebiyatında XX. yy. başlarında geliştirilen bir akımdır. 1. Dünya Savaşı’nın hemen ardından doğan umutsuzluk ve güvensizlik ortamının ürünüdür. Yerleşik dil ve estetik kuralların tümünü reddeden bu akım, kapalılığa yönelip çağrışımları temel almıştır.

Maviciler

  • “Mavi” adlı dergi etrafında Atilla İlhan öncülüğünde toplanan şiir hareketidir.
  • Bu şiir hareketinin temsilcileri; Ferit Edgü, Orhan Duru, Tahsin Yücel, Ahmet Oktay‘dır.
  • Bu şairler Garip ve Orhan Veli’nin şiir anlayışına karşı çıkmışlardır.
  • Şairane bir sanat anlayışını benimsemişlerdir.
  • Şiirin basit olamayacağını savunmuşlardır.
  • Zengin benzetmeler ile derinlik sağlamışlardır.
  • Şiirde anlam açıklığına karşı çıkmışlardır.
  • Toplumsal gerçekçilik özüne bağlı kalmışlardır. Fakat toplumcu gerçekçilerden farkları; şiirlerindeki bireysellik ve sanat kaygısıdır!

📚EK BİLGİ:

Mistik Duyarlılık Şiir Anlayışı, 1960’tan sonra Necip Fazıl’ı, Mehmet Akif’i, Yunus Emre’yi, Fuzuli’yi örnek alan bazı şairlerin oluşturduğu bir anlayıştır. Şiirlerinde geleneksel değerleri ön plana çıkarmışlardır. İslamcı ve mistik duyarlılık ile şiir yazmışlardır. Cahit Zarifoğlu, İsmet Özel, Sezai Karakoç, Asaf Halet Çelebi mistik duyarlılık anlayışı ile şiir yazmış bazı sanatçılardır.

1980 Sonrası Cumhuriyet Döneminde Şiir

  • 1980 sonrası Türk şiirinde şairlerin genel yaklaşımı “Türk şiirinin bir bütün olduğu, bu şiirin hiçbir ayrım gözetilmeden sahiplenilmesi gerektiği” şeklindedir.
  • Bu dönemde “kent kimliği, şehirleşme” tema olarak öne çıkmıştır.
  • Tek bir şiir anlayışı bulunmamaktadır. Çeşitli şiir anlayışlarından söz edilebilir. “Çok seslilik” bu kuşağın belirleyici özelliğidir.
  • 1980 sonrası kuşakta politik ve toplumsal konular arka planda kalırken bireysel kaygılar ön planda olmuştur.
  • İkinci Yeni Sonrası Toplumcu Şiirde olduğu gibi ideolojiyi şiirlerinde öncelikli bir öğe olarak görmemişlerdir.
  • Düz yazıya yaklaşan bir üslupla, anlatmaya imkan veren temaları da şiirlerinde işlemişlerdir.
  • İmge anlayışlarında uzak çağrışımlara önem vermeleri bakımından İkinci Yeni’yle yakınlıkları vardır.
  • Kapalı bir şiirdir. 
  • İmgelere dayanır. 
  • Gelenekten etkilenmiştir. 
  • Şiirin anlatımı süslü ve sanatlıdır.
  • 1980 sonrası Türk şiiri, gelişme ortamını dergilerde bulmuştur ve aynı dergide farklı şiir anlayışında şairler birlikte ürünler verebilmiştir.
  • Bu kuşak için önemli dergiler olarak Üç Çiçek, Poetika, Şiir Atı, Fanatik, Sombahar, Broy, Yönelişler dergileri sayılabilir.
  • Tuğrul Tanyol, Haydar Ergülen, Metin Celal, Lale Müldür, İhsan Deniz, Adnan Özer,Hüseyin Atlansoy, Enver Ercan, Turgay Fişekçi, Sina Akyol, Enis Batur, Şükrü Erbaş, Salih Bolat, Murathan Mungan, Küçük İskender, Metin Cengiz, Sunay Akın, Akgün Akova, Melisa Gürpınar, Ahmet Erhan, Yaşar Miraç bu dönemde şiir yazmış sanatçılardandır.

Cumhuriyet Döneminde Halk Şiiri

Cumhuriyet Dönemi’nde halk şiiri, ilgi görmüştür. Bunun nedeni bazı sanatçıların milli edebiyat zevk ve anlayışını devam ettirmek istemeleridir. Bu anlayıştaki sanatçılar halkın geleneğinden, dilinden, ortak zevkinden vb. yararlanmışlar; böylelikle bir memleket edebiyatı meydana getirmeye çalışmışlardır. Küçük değişikliklerle birlikte aşık edebiyatının özellikleri bu dönemde de devam etmiştir.

Kısacası sanatçılar; saz eşliğinde çalıp söyleme, sade dil kullanma, halk kültüründen uzaklaşmama, hece ve dörtlük nazım birimini kullanma gibi özellikleri bu dönemde de sürdürmüşlerdir. Daha önceki yüzyıllardan farklı olarak bu dönemde şiirler, nazım şekillerinin (koşma, semai, destan…) adlarıyla anılmamış; her şiir için özel başlık kullanılmıştır.

Bu anlayışın en önemli temsilcileri; Aşık Veysel, Aşık Feymani, Aşık Daimi, Abdurrahim Karakoç, Murat Çobanoğlu’dur.

✍ Ders Notları
40 Ders Saati📂 12. Sınıf Edebiyat
Bu yazıda bulunan terimler ayrıca anlatılmamıştır. Bu yazıdaki bir terimin ayrıca anlatılmasını istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından bize ulaşabilirsiniz.
Bu Yazıda Geçen Kişilerin Biyografileri
Benzer İçerikler
Türk Edebiyatında Şiir (Tanzimat Döneminden Cumhuriyet Dönemine)
Edebiyat

Türk Edebiyatında Şiir (Tanzimat Döneminden Cumhuriyet Dönemine)

İçeriğe Git>
Türk Edebiyatında Şiir (İslamiyet Etkisinde Gelişen Türk Şiiri)
Edebiyat

Türk Edebiyatında Şiir (İslamiyet Etkisinde Gelişen Türk Şiiri)

İçeriğe Git>
Şiirde Ahenk Unsurları
Edebiyat

Şiirde Ahenk Unsurları

İçeriğe Git>
Şiir Türleri ve Şiirin Özellikleri, Şiir Nedir?
Edebiyat

Şiir Türleri ve Şiirin Özellikleri, Şiir Nedir?

İçeriğe Git>
Edebi Akımlar, Türler ve Özellikleri
Edebiyat

Edebi Akımlar, Türler ve Özellikleri

İçeriğe Git>
Türk Edebiyatında Hikaye (Halk Edebiyatından – Milli Edebiyata Kadar)
Edebiyat

Türk Edebiyatında Hikaye (Halk Edebiyatından – Milli Edebiyata Kadar)

İçeriğe Git>
Copyright © 2024 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo