İtilaf devletleri bir taraftan Osmanlı topraklarını işgal ederken bir taraftan da Anadolu ve Trakya’da bağımsızlık isteyen azınlıkları kışkırtmışlardır. İstanbul Hükümeti’nin işgallere engel olmaması nedeniyle halk bu görevi üstlenmek zorunda kalmış, topraklarını savunmaya çalışmıştır. Bu nedenle Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyetleri ile bir taraftan siyasi faaliyetlere başlamışlar diğer taraftan Kuvay-ı Milliye adı altında askeri kurumlar oluşturmuşlardır. Tüm bunların yanında İstanbul Hükümeti’nin politikalarını savunan ve güçlü bir devletin koruması altına girmeyi isteyen cemiyetler de kurulmuştur.
Kuruluş amaçlarına göre yararlı ve zararlı cemiyetler adı verilen bu kuruluşları üçe ayrılmıştır:
- Milli varlığa düşman cemiyetler
- Azınlıkların kurduğu cemiyetler
- Milli cemiyetler
Milli Varlığa Düşman Cemiyetler
Bu cemiyetler; İtilaf devletlerinin ve özellikle İngiltere’nin desteği ile kurulmuştur. Halkın gücüne dayanarak bağımsızlığın sağlanabileceğine inanmadıkları için İstanbul Hükümeti’nin politikalarını desteklemişler ya da güçlü bir devletin manda ve himayesini istemişlerdir. Bu cemiyetlerin faaliyetleri milli birliği bozucu sonuçları beraberinde getirmiştir.
Kürt Teali Cemiyeti
İstanbul’da İngilizlerin desteği ile kurulmuştur. Bu cemiyetin amacı; bağımsız bir Kürt devleti kurmaktır.
Teali İslam Cemiyeti
Medrese hocalarının önderliğinde İstanbul’da kurulmuştur. Bu cemiyetin amacı; hilafeti ve saltanatı güçlendirerek kurtuluşu sağlamaktır.
Wilson Prensipleri Cemiyeti
Halide Edip, Ahmet Emin, Refik Halit gibi Osmanlı aydınları tarafından kurulmuştur. Bu cemiyet; kurtuluşun ancak Amerika mandasına girmekle mümkün olabileceğini savunmuştur.
İngiliz Muhipleri Cemiyeti
İstanbul’da İngilizlerin desteği ile kurulmuştur. Milli varlığa düşman cemiyetler arasındaki en etkili cemiyet olmuştur. Sadrazam Damat Ferit Paşa, Sait Molla, İngiliz Rahip Frew ve bazı devlet adamlarınca desteklenmiştir. Cemiyetin amacı; Osmanlı ve İngiliz dostluğunu güçlendirmek ve İngiltere’nin koruyuculuğu altına girmeyi sağlayabilmektir. Cemiyetin üyeleri, Anadolu’da başlayan Kurtuluş Mücadelesi’ne karşı çıkmıştır.
Hürriyet ve İtilaf Fırkası
1911’de İttihat ve Terakki’ye karşı olanların kurduğu bir partidir. Anadolu’da başlayan kurtuluş hareketini İttihatçıların işi olarak görmüşlerdir. Bu nedenle Milli Mücadele’ye karşı çıkmışlardır.
Sulh ve Selamet-i Osmaniye Fırkası
Ulemadan bir grup tarafından İstanbul’da kurulmuştur. Ülkenin kurtuluşunun ancak padişah ve halifenin emirlerine uymakla mümkün olacağını savunmuşlardır.
Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler
Bu cemiyetler Rum, Ermeni ve Museviler tarafından kurulmuştur. Bu cemiyetlerin ortak amacı; dağılan Osmanlı İmparatorluğu topraklarından pay almak ve kendi devletlerini kurmaktır. Bu amaç doğrultusunda Wilson İlkeleri’nin 12. Maddesi’nden yararlanmak istemişlerdir. Bu nedenle bulundukları bölgelerde nüfusça çoğunlukta oldukları iddiasında bulunmuşlar hatta sahte nüfus kayıtları düzenlemişlerdir. Aynı zamanda çete kurmuşlar ve bölgedeki Türk halkını göçe zorlamışlardır.
İtilaf Devletleri’yle işbirliği yaparak, çıkardıkları kargaşa ve isyanlarla da yeni işgallere bahane yaratacak zemin hazırlayıp Osmanlı Devleti’ni zor duruma düşürmek istemişlerdir.
Mavri Mira
Bu cemiyet; Megali İdea (Büyük Ülkü) amacıyla hareket etmiştir. Bu cemiyetin ana hedefi ise; Yunanları Bizans İmparatorluğu zamanındaki sınırlarına yeniden ulaştırmaktır. Mavri Mira cemiyeti İstanbul’da Patrikhaneye bağlı olarak çalışmıştır. Yunan Kızılhaçı, Göçmenler Cemiyeti ve Rum İzcilik Okulu tarafından desteklenmişlerdir. Görünüşte göçmenlere yardımda bulunmak gibi insani bir görev yapan bu kuruluşlar, perde arkasında çetelere her türlü yardımda bulunmuştur.
Etniki Eterya
1821’de Filiki Eterya adıyla Yunan isyanını Patrikhane ile birlikte çıkaran cemiyettir. Daha sonra Etniki Eterya adını almıştır. Ateşkes Anlaşması Dönemi’nde Batı Anadolu’da Rum nüfusunun artırılması ve Trabzon dolaylarında Pontus Rum Devleti’nin kurulması için çalışmıştır.
Pontus Rum Cemiyeti
Bu cemiyetin asıl amacı; Karadeniz Bölgesi’nde Samsun merkez olmak üzere bir Pontus Rum Devleti kurmaktır. Bu doğrultuda kurdukları çetelerle Türk köylerini basarak Türklerin göç etmelerine neden olmak ve Yunanistan’dan göçmen getirterek bölgede nüfus çoğunluğunu elde etmek istemişlerdir. Doğu Karadeniz kıyılarında bir Pontus Devleti kurulması düşüncesi, Yunanistan’ın bağımsızlığını elde ettiği yıllara kadar gitmektedir. Yunan Megali İdeası’nın (Büyük Ülkü) hedeflerinden biridir.
Fakat Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ne tarihi ne de sosyal yapısı bakımından Yunanistan ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Bölgede ilk kurulan Pontus Krallığı ile IV. Haçlı Seferi sonrası yine o bölgede kurulan Trabzon Rum Devleti’nin Yunanistan ile ilgisi yoktur.
Misyonerlik faaliyetleri de yürüten Merzifon Amerikan Kolejinin etkisiyle 1904’te Pontus Cemiyeti kurulmuştur. I. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla da bölgedeki Rumlar harekete geçmiştir. Osmanlı ordusundan firar etmişler ve çeteler kurarak Türk ordusu ile çatışmalara girmişlerdir. Ruslar da bu Rum çetelerinin yardımı ile başta Trabzon olmak üzere Karadeniz Bölgesi’nin bir kısmını işgal etmişlerdir.
İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi ve ona bağlı kiliseler, Pontus Devleti kurma girişimine hız vermişlerdir. Karadeniz Bölgesi’ndeki kiliseler ve Rum okulları, cemiyet üyelerinin toplanma yeri ve silah deposu haline gelmiştir.
Fakat 1917’de ortaya çıkan ihtilal sonunda, Çarlık Rusyası’nın yıkılarak Sovyet Rusya’nın kurulması üzerine, Rus ordusu Karadeniz Bölgesi’nden çekilmiştir. İstanbul Hükümeti de bu bölgede yeniden hakimiyet sağlamıştır. Mondros Ateşkes Anlaşması’nın imzalanmasından sonra Karadeniz Bölgesi’ndeki Rumlar, Yunanistan’ın ve İtilaf Devletleri’nin kışkırtmaları ve yardımlarıyla yeniden faaliyete geçmişler, bir yandan yapılan göçlerle bölgedeki Rum nüfusunu artırmaya çalışmışlar bir yandan da Rum çeteleri Türk köylerine saldırarak onları yaşadıkları bölgeden göçe zorlamışlardır.
Pontus çetelerinin bölgede karışıklık çıkarma amaçları; Mondros Ateşkes Anlaşması’nın 7. Madde’sine göre bölgenin İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesini sağlamaktır. Bu olumsuz gelişmelerin yanı sıra, Pontus çetelerinin Karadeniz Bölgesi’nde yaptığı eylemler, Mustafa Kemal’in Samsun’a müfettiş olarak gönderilmesine ve Milli Mücadele’nin başlamasına da zemin hazırlamıştır.
Pontus çeteleri ile BMM hükümetinin Merkez Ordusu’nu kurmasından sonra mücadele edilmiştir. Pontusçuluk faaliyetlerine karışan din adamları sınır dışı edilmiş, bir kısmı ise İstiklal Mahkemelerinde yargılanmıştır. Cumhuriyet Dönemi’nde yapılan nüfus mübadelesi sonucunda Rumların Anadolu’yu terk etmesi ile Pontus Cemiyeti’nin varlık nedeni de ortadan kalkmıştır.
Taşnak Sütyun ve Hınçak Cemiyetleri
Amaçları; Doğu Anadolu’da ve Çukurova yöresinde Ermeni Devleti kurmaktır. Ermeni Patriği Zaven Efendi tarafından yönetilen Hınçak Komitesi, Mavri Mira Cemiyeti ile de iş birliği yapmıştır. ABD’nin desteğini almaya çalışmışlardır. Bunun üzerine, Amerikan mandasında kurulması tasarlanan Ermenistan Devleti meselesini incelemek için ABD Başkanı Wilson, General Harbord’ı görevlendirmiştir.
Alyans İsrailit ve Makabi Cemiyetleri
Bu cemiyetlerin amacı; Filistin’de İsrail Devleti’nin kurulmasını sağlamaktır. Osmanlı Devleti’nde yaşayan Yahudilerin ticari çıkarları için uğraşmıştır.
Milli Cemiyetler
Mondros Ateşkes Anlaşması’nın 7. maddesine dayanan İtilaf devletleri, Osmanlı topraklarını işgal etmeye başlamıştır. İtilaf devletlerinden cesaret alan azınlıklar da Türklere karşı saldırılar düzenlemeye başlamıştır. İstanbul Hükümeti’nin de bu duruma sessiz kalması nedeniyle de Türkler harekete geçerek vatanlarını koruma ve bağımsız yaşama istekleri doğrultusunda cemiyetler kurmuşlardır.
⭐ Bölgesel amaçlı kurulan cemiyetlerin ortak özellikleri;
- Bölgelerinin Türklüğünü kanıtlamak çabasındadırlar. Bunun için de tarihsel gerçeklerle birlikte nüfus çoğunluğuna önem vermişlerdir.
- Wilson İlkeleri’nin 12. Madde’sinden yararlanmak istemişlerdir.
- Bölge halkının desteğini ve birliği sağlamak için geniş katılımlı kongreler düzenlemişlerdir.
- Haklarını savunmak, isteklerini iletmek için Paris Barış Konferansı’na ve İstanbul’daki İtilaf Devletleri temsilcilerine heyetler göndermişlerdir.
- Bölgelerini işgalcilere ve azınlıklara karşı savunmuşlardır.
Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Edirne’de kurulan bu cemiyet bölgenin Yunanistan’a bırakılmasına karşı mücadele etmiştir. Lüleburgaz ve Edirne kongrelerini düzenlemiş ve Osmanlı Devleti’ne bağlı kalmak mümkün olmazsa bağımsız bir Trakya Cumhuriyeti kurmayı düşünmüşlerdir.
Kars İslam Şurası
Kars İslam Şurası, 1918 yılında kurulmuştur. Bu cemiyetin kurulmasının altında yatan neden, bölge halkının Gürcü ve Ermenilerin egemenliği altına gireceklerini düşünmeleridir. Asıl amaçları ise; Kars, Ardahan ve Batum’un Wilson İlkeleri’nin 12. Maddesi’ne dayanarak Türk vatanı olduğunu ispatlamaktır.
Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti
Melek Reşit Hanım ve Şefika Hanım liderliğinde Sivas’ta kurulmuştur. Kısa bir süre içerisinde Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde şubeleri açılmıştır. Bu cemiyet, vatan savunmasına maddi ve manevi destek vermiştir. Yapılan işgaller ve zulümler karşısında Türk milletinin uğradığı haksızlıkları dile getirerek yabancı devletlere protesto telgrafları çekmiştir.
Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti)
Bu cemiyetin merkezi İstanbul’dadır. Bu cemiyetin amacı; Anadolu’nun doğusunda bir Ermeni Devleti kurulmasını önlemektir. Bölge halkı da bunun için mücadele etmiştir. Erzurum Kongresi’nin düzenlenmesinde bu cemiyetin katkısı büyüktür.
İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
İzmir’de kurulan bu cemiyet; İzmir ve Ege Bölgesi’nin Türklere ait olduğunu dünyaya kanıtlamak ve bölgenin Yunanistan’a verilmesini önlemek amacıyla kurulmuş ve mücadele etmiştir.
İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti
Önce Müdafa-i Hukuk adı ile İzmir’in Yunanistan tarafından işgal edileceğinin öğrenilmesi üzerine kurulmuştur. Bu işgale karşı silahlı mücadeleyi başlatmıştır.
Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Millîye Cemiyeti
Bu cemiyetin amacı; Trabzon ve civarının Rumlara verilerek bu bölgede Pontus Rum Devleti’nin kurulmasını önlemektir. Bu cemiyet işgallere ve Pontus çetelerine karşı silahlı direnişte bulunmak üzere kurulmuştur. Erzurum Kongresi’nin toplanmasında Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile birlikte önemli rol oynamıştır.
Kilikyalılar Cemiyeti
İstanbul’da kurulmuştur. Adana ve çevresini işgal eden Fransızlar ve Fransız ordusunda yer alan Ermenilerin saldırılarına karşı bölgede silahlı direnişi başlatmıştır. Pozantı Kongresi’ni toplamıştır.
Milli Kongre Cemiyeti
İstanbul’da kurulan bu cemiyetin diğer cemiyetlerden farkı, ülke genelinde partiler üstü bir örgütlenmeyi sağlamaktır. Bu cemiyetin amacı; Türkler aleyhine basın ve yayın yoluyla yapılan olumsuz propagandaları engellemektir. Milli Mücadele’nin ilk dönemlerinde kurulan cemiyetler ve toplanan kongrelerle milli birliği sağlamanın ilk adımları atılmıştır