✍ Ders Notu: Omurgasız Hayvanların Sınıflandırılması
✍ Karşılaştıma: Bitki ve Hayvan Hücreleri Arasındaki Farklılıklar
Hayvanlar alemi; omurgasızlar ve kordalı hayvanlar olmak üzere iki şube altında incelenirler. Kordalı hayvanlar ise ilkel kordalılar ve omurgalılar olmak üzere 2 grupta incelenir.
Kordalı Canlılar
Kordalı olarak isimlendirilen hayvanlar hem ilkel kordalıları hem de omurgalıları kapsayan bir sınıflandırma basamağıdır. Bu gruba giren hayvanlar yaşamın belirli bir evresinde, genellikle de embriyonik gelişim sürecinde dört ortak özellik içerirler. Bu dört kordalı özelliği şunlardır:
- Notokord: Sindirim borusu ile sinir kordonu arasında uzunlamasına yer alan ve iskelet görevi yapan esnek bir çubuktur.
- Sırt bölümünde içi boş sinir kordonu: Notokordun üzerinde bulunur. Embriyodaki bu yapıdan gelişmiş kordalılarda (omurgalılar) beyin ve omurilik oluşur.
- Solungaç yarıkları: Ağzın gerisinde bulunur. Gaz alışverişi ve beslenmede rol oynar.
- Vücudun arka bölümünde kuyruk: Kaslı yapıdadır. Suda yaşayan türlerin çoğunda itici kuvvete yardımcı olur.
İlkel Kordalılar
🚀 İlkel kodalılar omurgasızlardan omurgalılara bir geçiş formu gibidir.
Genellikle kapalı kan dolaşımı görülür. Bu grubun en önemli örneği olan amfiyoksüs; birkaç cm boyunca, balığa benzeyen şeffaf vücutlu bir hayvandır. Bu canlılar kordalı karakterlerinin hepsini ergin evrede de taşırlar.
Omurgalılar
📌 Omurgalıların en ayırıcı özelliği, vücutlarının sırt kısmında birbirini takip eden omurlardan yapılmış bir omurgaya sahip olmalarıdır. Bu yapıdan dolayı bu gruba dahil olan canlılar, omurgalı (kordata) olarak adlandırılır.
Omurgalıların Genel Özellikleri
- Embriyonik gelişim sırasında kısa bir sure görülen notokordun yerini omurlardan oluşmuş bir omurga almıştır.
- Omurgalılar, dünya üzerinde tüm ekosistemlerde bireysel veya koloniler halinde yaşar.
- Vücutlarında kemik ve kıkırdaktan yapılmış iç iskeletleri bulunur.
- En gelişmiş canlı grubudur.
- Doku ve organ gelişimi en yüksek derecede bulunur.
- Vücutlarında özel görevler yapan sistemler bulunur.
- Bütün omurgalılarda kapalı dolaşım sistemi görülür.
- Kalp yapısı, balıklardan memelilere doğru gidildikçe gelişir. Kalpleri en az iki, en çok dört odacık ihtiva eder.
- Suda yaşayanlar solungaç, karada yaşayanlar akciğer solunumu yapar. Alyuvar hücrelerinde solunum pigmenti olarak kana kırmızı renk veren hemoglobin bulunur.
- Birçok omurgalının gövdesine bağlı iki çift üyesi vardır. Üyeler; tutma, yüzme, yürüme ve uçmaya uyum sağlayacak şekilde farklılaşmıştır
- Besinlerini katı parçalar hâlinde alıp çiğneyerek yutan omurgalıların otobur, etobur, hem otobur hem etobur olan türleri vardır
- Omurgalıların hepsi eşeyli yollarla çoğalırlar. Balık ve iki yaşamlılarda dış döllenme; sürüngen, kuş ve memelilerde iç döllenme görülür
- Böbrekleriyle boşaltım yaparlar.
- Bazı omurgalılarda yavru bakımı gözlemlenir.
Omurgalıların Sınıflandırılması
Omurgalı hayvanları; balıklar, kurbağalar, sürüngenler, kuşlar ve memeliler olmak üzere 5 grupta inceliyoruz.
Balıklar
Çoğunlukla sularda yaşarlar ve genellikle solungaç solunumu yaparlar (kemikli balıklarda hava keseleri bulunur). Vücutları alt deriden gelişmiş pullar ile kaplıdır. Derileri mukus salgılar. Genellikle, (yumurtalar aracılığıyla) dış döllenme ve dış gelişme ile çoğalırlar (bazı balıklarda iç döllenme de görülebilir bkz: canlı doğuran balıklar).
Kalpleri bir karıncık, bir kulakçıktan oluşur. Kalplerinde daima kirli kan bulunur. Bu kirli kan solungaçlardan geçerken oksijence temizlenir ve kalbe geri dönmeden vücuttaki ilerleyişine devam eder. Azotlu boşaltım atıklarıNH3’ tür. Dengeyi sağlamaktan sorumlu olan beyincikleri iyi gelişmiştir.
Bazı balık türlerinde akciğer bulunmaktadır. Akciğerli balıklar, hem solungaçlarıyla hem de akciğer benzeri yüzme keseleriyle hava solunumu yapabilen canlılardır. Akciğerlerinin, diğer kemikli balıklarda dengeyi sağlayan yüzme keselerinden farklılaştığı tahmin ediliyor. Bugün yaşayan 6 türü bulunuyor. Bazı akciğerli balıklar, amazondaki su birikintilerinde yaşar ve su taşkınlar sırasında ürer, kuru iklimde tekrar birikintilerine dönerler.
İki Yaşamlılar (Kurbağalar)
- Yaşamlarının bir kısmını suda bir kısmını karada geçirdikleri için “iki yaşamlılar” adını almışlardır.
- Gelişmelerinde genel olarak başkalaşım görülür.
- Suda ve nemli yerlerde yaşar.
- Larva dönemlerinde solungaç; ergin dönemlerinde deri ve akciğer solunumu yaparlar. Deri solunumlarının iyi olması için derisi mukus salgılar (bazı türlerde zehir bezleri de bulunabilir).
- Soğukkanlı hayvanlardır. Kış uykusuna yatarlar.
- Genellikle dış döllenme görülür ve gelişme suda tamamlanır.
- Kurbağa, semender (kuyruklu kurbağa) bu gruba örnek verilebilir.
Sürüngenler
- Vücutları keratin pullarla kaplı kara canlılarıdır.
- Kreatin pullar sert ve sağlam bir doku oluşturduğundan derisinde gözenekler bulunmaz bu yüzden deri solunumu yok denecek kadar azdır.
- İç organları kaburgalar tarafından korunan ilk omurgalılardır.
- Kertenkele ve yılanlarda pullu deri, büyümeyi engellediğinden zaman zaman yenilenir, buna deri değişimi denir
- Azotlu boşaltım atıkları ürik asittir.
- Kalp karıncığı yarım bir perde ile ikiye ayrılmıştır (Timsahlarda kalp dört odacıklıdır). Kış uykusuna yatarlar.
- İç döllenme görülür ve gelişme ana canlının vücudu dışında gerçekleşir. Ancak bazı türleri doğurur.
- Sürüngenlere; yılanlar, kertenkeleler, kaplumbağalar, timsahlar ve şu anda yaşamayan dinozorlar örnek gösterilebilir.
Kuşlar
Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna dünya üzerindeki tüm ekosistemlerde yaşarlar. Yaklaşık 10 bin civarında kuş türü olduğu tahmin edilmektedir. Vücutlarının neredeyse (bacakları pullarla kaplı) tamamı tüylerle kaplıdır. Sıcak kanlı hayvanlardır. Kalpleri 4 odacıklıdır ve kalplerinde kirli ve temiz kan birbirine karışmaz.
Akciğerleri ve solunumları çok gelişmiştir. Akciğerde solunum havasını çift yönlü kullanabilirler. Kemiklerinin içinde daha fazla hava depolamak ve daha rahat uçabilmek için hava boşlukları vardır. Bu hava boşluklarıyla akciğerler bağlantılıdır.
Azotlu boşaltım atıkları ürik asittir. İç döllenme ve dış gelişme görülür. Yumurtadan çıkan yavrularıyla ilgilenirler ve belli bir yaşa kadar büyütürler.
Memeliler
İnsanlarında içinde bulunduğu en çok evrilmiş gruptur. Vücutları kıllarla kaplıdır. Derilerinde ter, yağ ve süt bezleri gibi salgı bezleri bulunur. Akciğer solunumu görülür. Akciğerlerinde alveol adı verilen kesecikler bulunur. Kastan yapılmış bir diyaframa sahiptirler. Çoğu tür kendine ait sesler çıkarabilir. Tamamında iç döllenme görülür. Yavru bakımı vardır. Yavrular süt bezlerinden salgılanan süt ile beslenirler. Olgun alyuvarlarında çekirdek yoktur.
Kalpleri dört odalıdır. Kirli ve temiz kan birbirine karışmaz. Sıcakkanlı canlılardır. Çenelerinde farklı tipte dişler (kesici, öğütücü dişler gibi) vardır. Avcı türlerde daha çok kesici dişler, otçul türlerde ise daha çok öğütücü dişler bulunur. Azotlu boşaltım atıkları üredir.
Memeliler, gagalı memeliler, keseli memeliler ve plasentalı memeliler olmak üzere üç gruba ayrılır.
- Gagalı memeliler: Yumurtlayan tek memeli grubudur. Yumurtadan çıkan yavrularını sütle beslerler. İnsanlardaki gibi meme uçları yoktur; yavruları kürklerinden süt emerler. Sindirim ve boşaltım atıkları tek bir açıklıktan atılır. Bu yapıya kloak denir. Balık, kurbağa, sürüngen ve kuşlarda da kloak görülür. Avustralya ve Yeni Gine’de bulunur. Dikenli karıncayiyen ve ornitorenk gagalı memeliler grubundadır.
- Keseli memeliler: Kısa bir gebelik süresinin sonunda gelişimini tamamlamadan doğan yavrular, anne karnındaki keseye alınırlar ve buradaki süt bezlerinden beslenerek gelişimlerini tamamlarlar. Koalalar, kangurular ve opussumlar bu grubun örnekleridir. Avustralya ve Amerika’da yaşarlar. Kanguru, keseli sincap, keseli sansar, keseli köstebek gibi hayvanlar bu gruba örnektir.
- Plasentalı memeliler: En yaygın memeli grubudur. İç döllenme ve iç gelişme ile çoğalırlar. Embriyonun gelişimi, anne karnında gerçekleşir. Gelişim sırasında embriyonun madde alışverişi ihtiyacı plasenta adı verilen özel bir yapı aracılığı ile sağlanır. Kirpi, tavşan, fil, denizineği, lemur, ayı, insan, zürafa, yunus, köstebek plasentalı memelilerden bazılarıdır.