Güncel
Oksijenli Solunum

Konu Özeti

Oksijenli solunumdaki amaç oksijen kullanarak ATP üretmektir. Glikozun piruvata çevrilmesi sırasında bir miktar ATP'nin üretildiği tepkimelere glikoliz tepkimesi denir. Glikoliz tepkimesinden sonra gerçekleşen ikinci basamak krebs döngüsüdür.

Bu konuda
  • Glikoz tepkimesinin amaçlarını ve son ürünlerini
  • Krebs döngüsünü
  • Elektron taşıma sistemini (ETS) ve oluşan ürünleri
  • Besinlerin oksijenli solunuma katılım yollarını
öğreneceksiniz.
Reklamsız Bikifi Mobil Uygulaması!

Vücudumuzun enerji üretmek için kullandığı yönteme oksijenli solunum denir. Bu süreçte, besinlerdeki enerji içeren maddeler, oksijen yardımıyla parçalanır ve ortaya ATP adı verilen enerji molekülü çıkar. Bu olay çoğunlukla hücrenin enerji santrali diyebileceğimiz mitokondride (prokaryotlarda mezozom) gerçekleşir.

Oksijenli solunum, aerobik solunum olarak da bilinir. Oksijenli solunum, organik besinlerin oksijen yoluyla yakılarak ATP elde etme işidir. Oksijenli solunum sonucunda net 38 ATP üretilir.

Mitokondrinin Yapısı

Mitokondriler, hücrelerin enerji fabrikalarıdır. Hücrelerimizin içinde bulunan bu organeller, oksijenli solunumda kilit rol oynar. Mitokondrilerin bazı özellikleri:

  • Kendine ait DNA ve RNA’ları vardır. Bu özellik sayesinde kendi proteinlerini üretebilir.
  • Çift katlı zardan oluşur; dış zar ve iç zar.
  • İç zarın kıvrımlı yapısına krista adı verilir ve bu kıvrımlar yüzey alanını artırarak enerji üretimini hızlandırır.
  • Kristanın içinde bulunan matriks bölümünde çeşitli enzimler bulunur. Bu enzimler enerji üretimini gerçekleştirir.
Mitokondrinin yapısı

Basitçe düşünecek olursak, mitokondriyi enerji üreten bir fabrikaya benzetebiliriz. Dış zar fabrikanın duvarları, iç zar fabrikadaki makineler, matriks ise makinelerde çalışan işçiler gibi düşünülebilir.

Oksijenli Solunum Aşamaları

Bu şema, hücresel solunumun aşamalarını ve gerçekleştiği yerleri göstermektedir. Glikoz molekülü sitoplazmada gerçekleşen glikoliz ile piruvata dönüştürülür ve substrat düzeyinde fosforilasyon ile ATP üretilir. Oluşan piruvat, mitokondriye girerek önce piruvat oksidasyonu ile asetil CoA'ya dönüşür, ardından Krebs döngüsüne katılır ve burada yine substrat düzeyinde fosforilasyonla ATP üretilir. Krebs döngüsünde oluşan NADH ve FADH₂'den elektron taşıma sistemine aktarılan elektronlarla oksidatif fosforilasyon gerçekleşir ve yüksek miktarda ATP sentezlenir. Bu aşamalar, hücre içerisinde ATP üretim süreçlerinin koordineli çalıştığını gösterir.

Oksijenli solunum üç temel aşamada gerçekleşir:

  • Elektron taşıma sistemi (ETS)
  • Glikoliz
  • Krebs döngüsü

Glikoliz Tepkimeleri

Glikoliz, besinlerden aldığımız glikozun hücre içinde parçalanmaya başladığı ilk aşamadır. Bu olay hücrenin sitoplazmasında gerçekleşir ve oksijen gerekmez. Glikoliz tepkimeleri sitoplazmada gerçekleştiği için, bütün canlıların sitoplazmalarında gerçekleşir; yani glikoliz tepkimelerinde gerçekleşen adımların hepsi ortaktır. Bu bilgi canlılarda glikoliz reaksiyonlarını kontrol eden kalıtsal yapı ve enzim benzerliğini kanıtlar. 

Glikoliz tepkimeleri her hücrede aşağıdaki gibi gerçekleşir.

Bu şema, glikoliz sürecinin aşamalarını basitçe görselleştirmektedir. Glikoz molekülü (6 karbonlu), başlangıçta enerji yatırılarak (2 ATP kullanılarak) fosfat eklenmesi ile aktifleştirilir ve ardından iki tane 3 karbonlu moleküle ayrılır. Daha sonra, her iki 3 karbonlu molekülden (PGAL) NAD⁺ indirgenerek NADH+H⁺ oluşur ve substrat düzeyinde fosforilasyon yoluyla her bir molekül için 2 ATP sentezlenir. Sonuç olarak, toplamda iki tane 3 karbonlu piruvat molekülü elde edilir. Net kazanç ise 2 ATP ve NADH molekülleridir.

Glikoliz tepkimelerinde temel 2 amaç vardır:

  • Enerji üretmek
  • Glikozun mitokondrinin içine girecek kadar küçültmek (oksijenli solunum yapan ökaryotlar için)

Glikoliz tepkimeleri sonucunda;

  • 6 karbonlu glikoz, iki adet 3 karbonlu piruvat molekülüne parçalanır.
  • Başlangıçta 2 ATP harcanır ancak sonunda 4 ATP üretilir. Bu nedenle net kazanç 2 ATP olur.
  • NAD+ molekülü NADH’a dönüşerek enerji taşıyıcı görevini üstlenir.
Glikoliz Tepkimeleri kimyasal gösterimi

Glikoliz tepkimelerinden sonra oluşan NADH’lar (oksijenli solunum yapan canlılar için), elektron taşıma sisteminde kullanılarak ATP üretilmesini sağlarlar.

Pirüvatın Oksidasyonu

Bu şema, piruvatın mitokondri içerisine geçip asetil CoA'ya dönüşümünü (piruvat oksidasyonu) göstermektedir. Sitoplazmada oluşan iki piruvat molekülü, taşıyıcı proteinler aracılığıyla mitokondri içine alınır. Bu sırada her piruvat molekülünden birer CO₂ molekülü çıkarak toplamda 2 CO₂ açığa çıkar (dekarboksilasyon). Aynı zamanda NAD⁺ molekülleri indirgenerek NADH+H⁺ oluşur. Son olarak, iki koenzim A molekülü ile birleşerek iki asetil CoA molekülüne dönüşür. Bu süreç, Krebs döngüsünün başlangıcı için gerekli molekülü (asetil CoA) sağlar.

Glikolizde oluşan piruvatlar, mitokondri içine girer ve burada önce asetil-CoA’ya dönüştürülür. Piruvat oksidasyonu sırasında gerçekleşen olaylar:

  • Her piruvattan bir molekül karbondioksit (CO₂) ayrılır.
  • NAD+ molekülleri NADH’a dönüşerek enerji taşır.
  • Geriye kalan yapı, asetil-CoA’ya dönüşerek Krebs döngüsüne katılır.
  • Piruvat, ortamda yeterince oksijen bulunmazsa asetil CoA’ya dönüşemeyeceği için mitokondriye geçemez

Krebs Döngüsü Tepkimeleri

Krebs döngüsü, oksijenli solunum tepkimelerinin; glikoliz tepkimesinden sonra gerçekleşen ikinci basamağıdır. Krebs döngüsü, mitokondrinin matriksinde gerçekleşir ve asetil-CoA’nın tamamen parçalandığı süreçtir. Enzimatik bir reaksiyondur, bundan dolayı; ısı, sıcaklık, ph değeri gibi dış etmenlerden kolayca etkilenebilir.

Krebs döngüsünü Hans Krebs ortaya atmış, geliştirmiştir. Aynı zamanda Hans Krebs bu çalışmalarından dolayı 1953 yılında Nobel ödülünü almaya hak kazanmıştır.

Krebs Döngüsü Tepkimeleri

Kerbs döngüsü sonucunda:

  • Karbondioksit (CO₂) açığa çıkar ve vücuttan dışarı atılır.
  • NAD+ ve FAD molekülleri, NADH ve FADH₂ şeklinde enerji depolayarak ETS’ye aktarılır.
  • Döngü başına 1 ATP üretilir, 1 glikozdan toplam 2 ATP kazanılır. (not: krebs çemberinden 1 glikoz için 2 pirüvat geçeceğini unutmayınız).

Krebs döngüsünü bir çark gibi düşünebiliriz. Dönen çarkın her dönüşünde enerji molekülleri oluşur ve CO₂ gazı çıkar.

Elektron Taşıma Sistemi (ETS)

Mitokondri iç zarlarinda (krista) gerçekleşir. Glikolizde ve krebste açığa çıkan hidrojenlerin ETS’den geçerek yine ETS elemanı olan oksijen ile birleşerek suyun oluştuğu evredir.

ETS aşamasında gerçekleşen olaylar:

  • NADH ve FADH₂ elektronlarını ETS proteinlerine verir.
  • Elektronlar bir dizi proteinden geçerek oksijene ulaşır.
  • Oksijen elektronları alır ve hidrojenle birleşerek suyu (H₂O) oluşturur.
  • Elektronların taşınması sırasında açığa çıkan enerji ile ATP sentezlenir. Bu aşamada yaklaşık 26-28 ATP üretilir.
Elektron Taşıma Sistemi (ETS) ile ATP'nin elde edilmesi, sentezlenmesi.

ETS’deki çalışma sistemi barajlardaki gibidir. Hidrojenler çok olan yerden az olan yere doğru akarken, ATP sentaz enziminden geçerek, ATP üretilmesini sağlar. ETS’den geçen her FADH2 2 atp üretebilirken her NADH2 3 atp üretebilmektedir.

Oksijenli Üretim Sonucunda Ortaya Çıkan Ürünler

  • Oksijenli solunum sonucunda ATP sentezlenir.
    • Oksijenli solunumda tüketilen bir glikoz molekülünden substrat düzeyinde fosforilasyonla 4 ATP,
    • Oksidatif fosforilasyon ile NAD+ ve FAD tarafından taşınan hidrojen elektronlarının enerjisiyle 26 ya da 28 ATP
    • Böylece glikoz başına 30 ya da 32 ATP üretilir.
    • ATP sayısındaki bu farklılık, sitoplazmada glikolizle oluşturulan NADH moleküllerinin değişik dokularda ETS’ye farklı mekanizmalarla katılmasından kaynaklanır.
    • Örneğin iskelet kası ve beyin hücrelerinde 30; karaciğer, böbrek ve kalp hücrelerinde 32 ATP üretilir
  • 1 molekül glikozdan,
    • net 6 molekül CO2
    • net 6 molekül H2O açığa çıkar

Besinlerin Oksijenli Solunuma Katılma Yolları

Vücudumuz enerji üretirken sadece karbonhidratları değil, yağları ve proteinleri de kullanabilir. Örneğin, uzun süre aç kaldığımızda, vücudumuz enerji için önce karbonhidratları tüketir, sonra yağları ve son olarak proteinleri kullanır.

Her besin yukarıdaki gibi glikoliz adımından başlayamaz. Proteinler ve yağlar (hidrolize uğradıktan sonra) içerdikleri karbon sayılarına göre uygun bulunan yerlerden oksijenli solunum tepkimelerine katılırlar.

Besinlerin oksijenli solunuma katılma sıralaması karbonhidratlar, yağlar ve en son proteinlerdir.

  • Karbonhidratlar önce glikoza dönüşerek enerji sağlar.
  • Yağlar, yağ asitleri ve gliserole ayrılarak enerjiye çevrilir.
  • Proteinler amino asitlere parçalanır, daha sonra enerji üretim yollarına katılır.
Besinlerin Oksijenli Solunuma Katılma Yolları

Solunum Katsayısı

Solunum katsayısı (Rq), vücudumuzun enerji üretirken hangi tür besin kullandığını anlamamıza yardımcı olur. Solunum katsayısı,

formülüyle ifade edilir.

Solunum Katsayısının Yorumlanması

  • Rq < 1
    • Solunum sırasında yakılan besinler; yağ, protein ve alkol olduğu durumlarda gözlemlenir.
  • Rq = 1
    • Solunum sırasında, karbonhidratlar kullanılırsa Rq değeri 1 olur.
  • Rq >1
    • Oksijen bakımından zengin asitlerin enerji ihtiyacı için tüketildiğini ifade eder.

Solunum katsayısı sayesinde, sporcuların antrenman sırasında kullandığı enerji kaynağı yorumlanabilir.

Sistememizde bu yazıda bahsi geçen kişilere ait bir biyografi bulunamamıştır.
Benzer İçerikler
Solunum Çeşitleri
Biyoloji

Solunum Çeşitleri

İçeriğe Git>
Oksijensiz Solunum ve Fermantasyon
Biyoloji

Oksijensiz Solunum ve Fermantasyon

İçeriğe Git>
Canlıların Ortak Özellikleri
Biyoloji

Canlıların Ortak Özellikleri

İçeriğe Git>
Canlılarda Enerji Dönüşümü ve Fosforilasyon Çeşitleri
Biyoloji

Canlılarda Enerji Dönüşümü ve Fosforilasyon Çeşitleri

İçeriğe Git>
Fotosentez
Biyoloji

Fotosentez

İçeriğe Git>
Nükleik Asitler ve ATP
Biyoloji

Nükleik Asitler ve ATP

İçeriğe Git>
Copyright © 2025 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo