Öz geçmiş, hal tercümesi, tezkire ve portre türleri biyografi ve otobiyografi türü ile yakınlık gösteren yazı türleridir.
Öz geçmiş/ CV
Öz geçmiş, kişinin bilgi ve becerilerini, yeteneklerini, tecrübelerini kendi ağzından anlattığı bir yazı türüdür. Bu yazılar iş başvurusu yapılan kurum veya kuruluşa verilmek için hazırlanılmaktadır. Özgeçmiş içeriğinde mutlaka kişinin öğrenim durumunu, iş tecrübelerini, özelliklerini eksiksiz bir şekilde bulundurmalıdır.
Hal Tercümesi
Bu tür daha çok Osmanlı döneminde kullanılmakta olup öz geçmiş özelliği taşımaktadır.
Portre
Portre, bir kişiyi ayırt edici özellikleri ile tanıtmayı amaçlamaktadır. Genellikle bir olaya bağlı olarak yazılmaktadır. Portre kendi arasında 2 türe ayrılmaktadır.
- Fiziksel Portre: Konu edinilen kişi yalnızca dış görünüşü ile tanıtır. Giyim tarzı, bedensel rahatsızlık veya kusurları, konuşma biçimi gibi ayırt edici özellikler anlatılır.
- Ruhsal Portre: Bu tür portrede ise kişinin iç dünyası, duygu ve düşünceleri anlatılmaktadır.
Monografi
Sınırları kesin olarak belirlenmiş bir konuyu özel bir bakışla derinlemesine, ayrıntılı olarak anlatan yazılardır. Monografiler bir kişi, yer, eser, olay, konu hakkında yazılabilir.
Monografi; bilim, sanat, edebiyat gibi alanlarda veya bu alanlarda çalışma yapan bir insan hakkında detaylı bir inceleme yapılmasına da denir. Monografide kişinin eserleri, sanat anlayışı, edebi topluluğu, çalışmaları incelenir. Monografiler oldukça detaylı bir araştırma gerektiren eserlerdir. Tek yazı da denilmektedir.
Biyografik Monografi: Sadece tek bir kişinin hayatı hakkında yapılan incelemeye biyografik monografi denir. Biyografik monografilerde kişinin özel yaşamı, eğitimi, çalışmaları, çevresi gibi konular incelenir. Monografinin temel amacı o kişi hakkında bilinmeyen bilgilerin araştırılması ve bu bilgilerin su yüzüne çıkartılmasıdır.
Türk Edebiyatında Monografi Örnekleri
- Mehmet Fuad Köprülü:
- Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar
- Pertev Naili Boratav
- Köroğlu Destanı
- M. Nihat Özön
- Türkçede Roman
Türk Edebiyatında Monografik Roman Örnekleri
- Şevket Süreyya Aydemir: Tek Adam, İkinci Adam
- Tahir Alangu: Ömer Seyfettin- Ülkücü Bir Yazarın Romanı
- Nezihe Araz: Dertli Dolap-Yunus Emre
- Oğuz Atay: Bir Bilim Adamının Romanı
Tezkire
Bir meslekten yetişmiş insanların hayat hikayelerinin bir araya toplayan eserlere tezkire denir. Tezkire, “zikredilen” anlamına gelmektedir.
Günümüzdeki biyografik-antolojik eserlere benzeyenler. Bu nedenle edebiyat tarihi çalışması da sayılabilirler. Tezkireler genellikle mukaddime (giriş), şairlerin ve eserlerinin tanıtıldığı asıl metin ve hatimeden (bitiş) oluşur. Mukaddimelerde eserin sunulduğu kişiye övgüler, dönemin şiir anlayışı ve eserin yazılma nedeni hakkında bilgiler bulunur. Asıl metin bölümünde, tanıtılan kişinin sosyal çevresi, edebi kişiliği ve sanatı ile eserlerinden örnekler bulunur. Hatime bölümünde eserin bitiş tarihi, yazılış süreci, dönemin padişahına veya önde gelen devlet adamlarına dualar, eserdeki kusurlar için af istekleri yer almaktadır.. Tezkireler çoğunlukla yazarlarının adıyla anılır ve şairler genellikle alfabetik olarak sıralanır. Nesnel, açık ve sade bir dil ile yazılırlar. Amaçları bilgi vermektedir.
Biyografilere göre tezkireler; öznel olarak, övgü veya yergi amacıyla kaleme alınmıştır. Tezkirelerde yazarlar, genellikle sanat güçlerini göstermeye çalışmışlardır. Seci, aliterasyon, tezat ve tenasüplerle süslenmiş; sanatlı bir dil kullanmışlardır.
Divan edebiyatında genel olarak şairlerin biyografilerini ve şiirlerinden bazılarını içeren “şuara tezkiresi” denilen tezkireler ve evliya tezkireleri yazılmıştır.
Türk edebiyatında ilk tezkire örneği; Ali Şir Nevai’nin “Mecalisü’n Nefais” adlı eseridir. Çağatay Türkçesi ile yazılmıştır. Batı Türkçesi ile yazılan ilk tezkire ise Sehi Bey’in “Heşt Behişt” adlı eseridir. Diğer tezkire örnekleri ise; Latifi’nin “Tezkiretü’ş-Şuara“, Ahdi’nin “Gülşen-i Şuara“, Aşık Çelebi’nin “Meşairü’ş- Şuara“, Kınalızade Hasan Çelebi’nin “Tezkiretü’ş-Şuara” adlı eserleri sayılabilir.