Siyasi Alanda Yapılan İnkılaplar

📅 30 Aralık 2022|30 Aralık 2022
Siyasi Alanda Yapılan İnkılaplar

Konu Özeti

Siyasi Alanda Yapılan İnkılaplar; saltanatın kaldırılması, Ankara’nın başkent yapılması, Cumhuriyetin ilan edilmesi, Halifeliğin kaldırılması ve 1921 Anayasası'nın kabul edilişidir.

Bu konuda
  • Siyasi alanda yapılan inkılapları ve nedenleri ile sonuçlarını
öğreneceksiniz.
Instagram Logo
Bikifi Instagram'da

Saltanatın Kaldırılması

Milli Mücadele yıllarında hem İstanbul Hükümeti’nin hem de Ankara’da TBMM Hükümeti’nin olması, ülke yönetiminde ikilik oluşturmuştur. Büyük Taarruz ile Yunan işgali sona erdirilmiş, İtilaf Devletleri ile 11 Ekim 1922’de Mudanya Ateşkes Anlaşması imzalanmış; böylece ülkenin tek siyasi gücü fiilen TBMM Hükümeti olmuştur.

Buna rağmen İtilaf Devletleri, İsviçre’nin Lozan kentinde toplanacak olan barış konferansına TBMM’nin yanı sıra İstanbul Hükümeti’ni de davet etmiştir. İstanbul Hükümeti, Ankara Hükümeti ile katılmayı kabul etmiş olsa da Atatürk: “Barış konferansında Türkiye Devleti yalnız ve ancak TBMM Hükümeti tarafından temsil olunur.” cevabını vermiştir. Bu durum TBMM Hükümeti’ni ülkedeki siyasi ikilik sorunun çözmeye zorlamıştır.

TBMM Hükümeti, bu fiili durumunu resmi hale getirmek için kanun teklifi hazırlanmıştır. Bu kanun teklifi, saltanat ve halifeliğin birbirinden ayrılmasını ve saltanat makamının kaldırılmasını içermiştir. Meclisteki bazı üyeler bu kanuna karşı çıksa da Atatürk’ün yaptığı konuşmayla 1 Kasım 1922’de TBMM, saltanatın kaldırılmasına ilişkin kanun teklifini kabul etmiştir. Böylece saltanat kaldırılmış ve Osmanlı Devleti son bulmuştur. Halifelik makamı ise Osmanlı hanedanına bırakılmak şartıyla siyasi yetkisinden ayrılmış olarak yerinde bırakılmıştır.

Saltanatın kaldırılmasıyla TBMM Hükümeti, Türk Milleti’nin tek temsilcisi olduğunu dünyaya ilan etmiş ve egemenlik milli iradenin eline geçmiştir. Saltanatın kaldırılması, Atatürkçü düşüncenin cumhuriyetçilik ilkesi doğrultusunda Milli Mücadele’yi yapan I. TBMM’nin yaptığı tek inkılap olmuştur.

📚 EK BİLGİ: 23 Nisan 1920’den 1 Nisan 1923’e kadar görev yapan TBMM, I. TBMM olarak adlandırılır.

Ankara’nın Başkent Oluşu

Saltanatın kaldırılmasından sonra ortaya çıkan sorun; yeni Türkiye’nin başkentinin neresi olacağı olmuştur. Milli Mücadele yıllarında İstanbul Hükümeti’nin sergilediği tutumlar ve askeri koşulları nedeniyle İstanbul’un savunulmasının zor olması Ankara’yı daha güvenli kılmış ve TBMM Ankara’da açılmıştır. Bunun yanı sıra Milli Mücadele sonrasında imparatorluktan milli bir devlet yapısına geçildiği ve Milli Mücadele’nin merkezinin Ankara olması, başkentin Ankara olmasını sağlamıştır.

Bu doğrultusunda TBMM’nin açıldığı 23 Nisan 1920’den itibaren zaten fiili başkent konumunda olan Ankara, TBMM’de 13 Ekim 1923’te “Türkiye Devleti’nin Makarr-ı İdaresi Ankara Şehridir.” şeklinde çıkan kanunla resmen Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olmuştur.

Cumhuriyetin İlanı

Atatürk, Milli Mücadele’ye milli iradenin esas alınması ilkesiyle başlamıştır. Bu süreçte Amasya Genelgesi’nde yer alan: “Milletin varlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” ifadesi ve Erzurum Kongresi kararlarında yer alan: “Milli iradeyi hakim kılmak esastır.” ilkesiyle milli irade esas alınmıştır.

Meclis’in açılışında alınan kararlarda yer alan: “TBMM’nin üstünde bir güç yoktur.” ilkesiyle de milli egemenlik de vurgulanmıştır. 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılması ve 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılması ile cumhuriyet yönetimine doğru giden siyasi adımların atılmasını sağlamıştır.

Milli egemenlik ilkesini benimsenmesi, devleti ve hükümeti temsil eden bir meclisin var olması aslında adı konulmamış bir cumhuriyet yönetimi olduğunu göstermektedir. Fakat o dönemin siyasi ve sosyal zorunlulukları gereği cumhuriyet adı hiç kullanılmamıştır. Meclis başkanı hükümetin de başında olduğundan bu sistem TBMM hükümeti olarak adlandırılmıştır.

9 Ekim 1923’te Ankara’da çıkan “Yenigün” gazetesindeki: “Yakında cumhuriyet ilan olunacaktır.” haberi kamuoyunda tartışmaları ortaya çıkarmıştır. Dönemin siyasi sistemi gereği hükümet üyeleri meclis tarafından tek tek seçilmiştir. Bakanlık seçimleri farklı siyasi grupların hükümette yer alma çabası yüzünden kilitlenmiştir. Meydana gelen durum hükümetin kurulmasını engellemiş ve yaşanan kriz meclis çalışmalarını aksatmıştır. Bu duruma kabine buhranı denilmiştir.

Bu buhran sistemi yenilemek için TBMM başkanı Atatürk’e bir fırsat vermiştir. Atatürk 28 Ekim akşamı yakın çalışma arkadaşlarını yemeğe davet etmiş ve onlara cumhuriyeti ilan etme düşüncesini açıklamıştır. Olumlu karşılanan bu düşünce ile ertesi gün TBMM’ye kanun tasarı sunulmuştur. Bu tasarı: “Türkiye Devleti’nin şekli cumhuriyettir, Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur.” şeklinde olmuştur. 29 Ekim 1923’te hükümet krizi üzerine tartışmalar devam etmiş fakat bir sonuca varılamamıştır. Meclis başkanı olarak Atatürk, duruma ilişkin bir konuşma yaptıktan sonra hazırlanan tasarıyı meclise sunmuştur. 29 Ekim 1923’te cumhuriyet ilan edilmiştir.

❗ Cumhuriyetin ilanından sonra seçimlere geçilmiş ve Gazi Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı; İsmet Paşa da ilk Başbakanı olarak seçilmiştir.

Cumhuriyetin ilan edilmesiyle Türk tarihinde yeni bir dönem açılmıştır. Böylece Milli Mücadele sürecinde esas alınan, milli egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu düşüncesi resmen gerçekleşmiştir. Bunun yanında meclis hükümeti sisteminden, kabine sistemine geçilerek hükümet kurma bunalımı aşılmıştır. Yeni Türkiye devletinin yönetim sisteminin resmi olarak cumhuriyet olması, rejimin adını belirlediği gibi ileriki yıllarda yapılacak olan inkılaplara da elverişli bir zemin hazırlamıştır. Cumhuriyetin ilanıyla, Atatürk ilkelerinden cumhuriyetçilik ilkesi hayata geçirilmiştir.

Halifeliğin Kaldırılması

Hz. Muhammed’in vefatından sonra İslam toplumunun dini ve siyasi liderine “Halife” unvanı verilmiştir. Dört Halife Dönemi’nde halifeler bir nevi seçimle belirlenmiş fakat daha sonra Emeviler ve Abbasiler döneminde halifelik saltanata dönüşmüştür. 1517’de Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethetmesi ile halifelik, Osmanlı Devleti’ne geçmiştir. Osmanlı Devleti, İslam dünyasında birleştirici bir rol oynamış ve özellikle gerileme ve dağılma dönemlerinde halifelik unvanı daha öne çıkarılmıştır. Bunun amacı; İslam dünyasının sömürgeci saldırılar karşısında bir arada tutulmaya çalışılmasıdır. Fakat istenilen olmamış ve halifeliğin siyasi etki alanının sınırlı olduğu görülmüştür. 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılması ile Osmanlı Devleti de sona ermiştir. Fakat halifelik makamına dokunulmamıştır.

Cumhuriyetin ilanından sonra halifelik makamı ve yeni devlet yapısı çelişmeye başlamıştır. Son halifeyi TBMM seçmiş olsa da Abdülmecit Efendi’nin kendisini meclisin üzerinde görmesi ve meclisi denetim altına almak istemesi milli egemenliğe ters düşmüştür. Aynı zamanda devlet yönetiminde hem Cumhurbaşkanı hem de Halife’nin olması, devletin yapısında ikilik meydana getirmiştir. Bu nedenle Halifeliğin kaldırılmasında, halifeliğin cumhuriyet düşüncesine ters düşmesi ve dönemin siyasi şartları etkili olmuştur.

3 Mart 1924’te dönemin Urfa Milletvekili Şeyh Saffet Efendi ve 53 arkadaşının verdiği kanun teklifi TBMM tarafından kabul edilmiş ve böylece halifelik makamı kaldırılmıştır. Halifeliğin kaldırılması ile birlikte Halife Abdülmecit Efendi ve bütün Osmanlı hanedanı yurt dışına çıkarılmış ve sonuçta devlet sisteminde var olan ikilik kaldırılmıştır.

Laik yönetime geçmek için halifeliğin kaldırılmasının yanı sıra Erkan-ı Harbiye Reisliği ile Şer’iye ve Evkaf Vekaletleri de kaldırılmıştır. Böylece ordu ve din işleri de siyasetten ayrılmıştır. Bu düzenlemelerin en önemli sonucu; Türkiye Cumhuriyeti’nin işleyişinde din görevlilerinin ve askerlerin siyaset içinde söz sahibi olmaları önlenmek istenmesidir. Bu da devletin laikleşme ve sivilleşmesi doğrultusunda atılan bir adım olmuştur.

📚EK BİLGİ:

Erkan-ı Harbiye Vekaleti= Osmanlı Devleti’nde günümüzün genelkurmay başkanlığına karşılık gelen makamdır. Bunun yerine cumhuriyet döneminde Genelkurmay Başkanlığı makamı oluşturulmuştur.

Şer’iye ve Evkaf Vekaleti= Osmanlı Devleti’nde günümüzün din ve vakıf işlerine bakan bakanlıktır. Daha sonra bu görevi yerine getirmesi için din alanında Diyanet İşleri Başkanlığı, vakıflar alanında ise Vakıflar Genel Müdürlüğü oluşturulmuştur.

Anayasa Hareketleri

Anayasa; devletin vatandaşlarından beklediği sorumlulukları, vatandaşına verdiği hakları ve devlet kurumlarının görevlerini ortaya koyan hukuk belgesidir. Milli Mücadele Dönemi’nde ülkede 1876’da Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından kabul edilen ve II. Meşrutiyet’in ilanından sonra 1909’da bazı maddeleri yenilenen Osmanlı Kanun-ı Esasi’si yürürlükte kalmıştır. Fakat pratikte uygulanmamıştır.

Bu nedenle TBMM’de kullanılan 1876 Kanun-ı Esasi’sini kabul ya da reddetmeden milli egemenliğe dayalı meclisin ve hükümetin işleyişini belirleyecek kısa bir anayasa kabul etmek zorunluluğu doğmuştur. TBMM, bir yandan düşman işgaline karşı mücadele verirken diğer yandan da bir anayasa yazılması meclis üyelerini zorlamıştır. İki ay süren çalışmaların sonunda ortaya yeni Türkiye’nin ilk anayasa metni çıkmıştır. 20 Ocak 1921’de kabul edilen ilk anayasa metni, 23 madde ve bir ek maddeden oluşmuştur. Bu anayasaya Teşkilat-ı Esasiye Kanunu adı verilmiştir. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu; temel hakları ve devlet teşkilatının işleyişini ayrıntılarıyla belirleyen bir anayasa olmamıştır. Çünkü savaş şartları böyle ayrıntılı bir metnin oluşturulmasına imkan vermemiştir. Fakat yine de Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda egemenliğin millette olduğunun açık bir biçimde ifade edilmiştir.

Cumhuriyetin ilanı ve Teşkilat-ı Esasiye anayasasının yeni dönemin ihtiyaçlarını karşılayamaması gibi nedenlerle anayasa komisyonu oluşturulmuş ve yeni bir anayasa oluşturulması için adımlar atılmıştır. Komisyon tarafından hazırlanan bu anayasa 20 Nisan 1924’te TBMM’de kabul edilerek yürürlüğe girmiştir.

1924 Anayasası ile birlikte;

  • Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu kabul edilmiştir.
  • Türkiye Devleti’nin bir cumhuriyet olduğu belirtilmiştir.
  • Türkiye Cumhuriyeti’nin dininin İslam, başkentinin Ankara, resmi dilinin Türkçe olduğu kabul edilmiştir.
  • Yasama TBMM’ye, yürütme Cumhurbaşkanı ve hükümete, yargı ise bağımsız mahkemelere bırakılmıştır.
  • Kamu özgürlükleri düzenlenmiştir.

1924 Anayasası ile vatandaşların hak ve özgürlükleri düzenlenmiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim şekli ve işleyiş biçimi açıklığa kavuşmuştur. Güçler birliği ilkesinden güçler ayrılığı ilkesine geçilmiştir. Bu anayasa 20 Temmuz 1961 tarihine kadar yürürlükte kalmıştır.

Zaman içerisinde 1924 Anayasasında yapılan değişiklikler;

  • 1928’de “Devletin dini İslam’dır.” ibaresi anayasadan çıkarılmıştır.
  • Kadınlara 1930’da belediyede seçimlerinde, 1933’te muhtarlık seçimlerinde, 1934’te de genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı verilmiştir.
  • 1937’de Atatürk ilkeleri anayasaya girmiştir.

1921 ve 1924 Anayasalarının İlk Üç Maddesi;

Maddeler1921 Anayasası1924 Anayasası
Madde 1Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. İdare usulü halkın kaderini bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır. Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
Madde 2Yürütme gücü ve yasama yetkisi milletin yegâne ve hakiki temsilcisi olan Büyük Millet Meclisinde toplanır.Türkiye Devleti, cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçıdır. Resmî dili Türkçedir. Başkenti Ankara’dır.
Madde 3Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur ve hükümeti “Büyük Millet Meclisi Hükümeti” unvanını taşır.Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.
Bu yazıda bulunan terimler ayrıca anlatılmamıştır. Bu yazıdaki bir terimin ayrıca anlatılmasını istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından bize ulaşabilirsiniz.
Bu Yazıda Geçen Kişilerin Biyografileri
Benzer İçerikler
Milli Mücadele’de Batı Cephesi
Tarih

Milli Mücadele’de Batı Cephesi

İçeriğe Git>
Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası (1923-1938)
Tarih

Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası (1923-1938)

İçeriğe Git>
Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar
Tarih

Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar

İçeriğe Git>
1990 Sonrası Türkiye’deki Gelişmeler
Tarih

1990 Sonrası Türkiye’deki Gelişmeler

İçeriğe Git>
Toplumsal Alanda Yapılan İnkılaplar
Tarih

Toplumsal Alanda Yapılan İnkılaplar

İçeriğe Git>
Milli Mücadele Dönemi
Tarih

Milli Mücadele Dönemi

İçeriğe Git>
Copyright © 2024 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo