“Present Perfect Tense” genel olarak deneyimlerimizi anlatmak için kullanırız. Ayrıca aşağıdaki durumlar için de kullanılır:
1) Geçmişte başlamış ve hala devam eden durumları veya eylemleri anlatırken kullanılır.
- I have lived in Istanbul since 2013. (2013’den beri İstanbul’da yaşıyorum)
- They haven’t lived here for years. (4 yıl boyunca burada yaşamamışlar)
- We have had the same car for ten years. (10 yıl boyunca aynı arabaya sahibiz)
- He has worked in New York for a long time.
2) İçinde bulunulan süreçte bir aktivitenin kaç kere tekrar ettiğini bahsederken kullanılır.
- She has been to the cinema twice this week. (*hafta hala devam ediyor, bitmedi. Hafta boyunca filme 1 kere daha gidebilir.)
- we‘ve had 5 exams this semester. (Dönem hala bitmemiş. Daha fazla sınav olabilirler.)
- We haven’t seen her today.
3) Geçmişte gerçekleşen ancak ne zaman gerçekleştiği bilinmeyen eylemler için kullanılır.
- I have seen that movie twenty times
- We have visited Portugal several times.
- We have eaten at that restaurant many times.
4) “just” kelimesiyle birlikte çok yakın geçmişte bitmiş/tamamlanmış eylemler için kullanılır.
- I have just finished my work.
5) “yet” kelimesiyle birlikte tamamlanması beklenen eylemler için kullanılır.
- James has not finished his homework yet.
6) Eylemin önemine vurgu yapılmak istenilen veya eylemin ne zaman gerçekleştiğinin bilinmediği durumlarda (eylemin ne zaman yapıldığının önemsiz olduğunu bildiren cümlelerdir) kullanılır.
- Someone has eaten my soup
- She‘s studied Japanese, Russian, and English.
“Present Perfect Tense” Cümle Yapısı
“Present Perfect Tense” de yardımcı fiil “have” kelimesidir. Yardımcı fiil “he/she/it” öznelerinde “has” kelimesine dönüşür. Yardımcı fiilden sonra fiilin 3. hali gelir.
Olumlu Cümle: Subject (özne) + have + past pariciple => She has visited.
Olumsuz Cümle: Subject (özne) + have + not + past pariciple => She has not visited.
Soru Cümlesi: Have + subject (özne) + past pariciple => Has she visited.
Affirmative | Negative | Interrogative |
---|---|---|
I have walked | I haven’t walked | Have I walked? |
You have walked | You haven’t walked | Have you walked? |
He, she, it has walked | He, she, it hasn’t walked | Has he, she, it walked? |
We have walked | We haven’t walked | Have we walked? |
You have walked | You haven’t walked | Have you walked? |
They have walked | They haven’t walked | Have they walked? |
Present Perfect ile Past Simple arasındaki Temel Fark
Present perfect ile past simple arasındaki temel fark: Present perfect cümleye “eylemin hala devam ediyor olduğu, bitmediği” anlamı katarken past simple eylemin “bittiği” anlamını katar. Bu yüzden simple past ile kurulan cümlelerde cümlenin sonunda eylemin ne zaman gerçekleştiği genellikle belirtilir (last night, in 1989, yesterday…).
Örneğin “She has lived in Lyon” cümlesini okurken “bahsedilen kişinin hala Lyon’da yaşamaya devam ettiğini” anlarız. Benzer bir cümleyi simple past da kurmaya çalışırsak “she lived in Lyon in 1989″; “1989 yılında Lyon da yaşadı”. Simple past “Hala yaşıyor mu?” sorusuna bir cevap veremez.
“She has been to the cinema twice this week” cümlesi okuyucuya haftanın daha bitmediğini, hala sinemaya gidebilme ihtimali olduğunu bildirir. Ancak bu cümleyi simple past ile kurmaya çalışırsak; okuyucu sürecin bittiğini düşünür. Bu yüzden içinde bulunduğumuz süreç hala devam ediyorsa present perfect kullanmalıyız.
Bu durumu soru sorarken de gözlemleriz.
- What did you do at school today? => Okul gününün bitmiş olduğunu anlarız.
- What have you done at school today? => Okul gününün hala devam ediyor olduğunu anlarız.