Milli Mücadele üç cephede gerçekleşmiştir: Doğu, Güney ve Batı. Doğu Cephesi’nde Kazım Karabekir Paşa komutasındaki 15. Kolordu, Ermenilerle mücadele etmiştir. Güney Cephesi’nde Fransızlar ve onların desteklediği Ermenilere karşı Kuvay-ı Milliye birlikleri mücadele etmiştir. Batı Cephesi’nde ise Yunanlara karşı önce Kuvay-ı Milliye birlikleri daha sonra da düzenli ordu mücadele etmiştir.
Doğu Cephesi
I. Dünya Savaşı sonlarında Rusya’da ihtilal çıkmış, Çarlık rejimi yıkılmış ve Sovyet Rusya kurulmuştur. Bu nedenle Rusya, Brest Litowsk Antlaşması’nı imzalayarak savaştan çekilmiştir. Bu antlaşmaya göre Anadolu’da işgal ettiği yerleri boşaltmış, hatta 93 Harbi’nde ele geçirdiği Kars, Ardahan ve Batum’u Osmanlı Devleti’ne bırakmıştır.
Böylece Kafkasya’da otorite boşluğu oluşmuştur. Bu otorite boşluğundan yararlanan Ermeniler, merkezi Erivan olan bir Ermenistan Devleti kurmuştur. Hatta Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra yapılan barış konferansına, İtilaf devletleri Ermeni temsilcileri de çağırmıştır.
ABD Başkanı Wilson, Paris Barış Konferansı’nda İtilaf Devletleri’ne sunduğu planda; Doğu Anadolu Bölgesi’nde bağımsız bir Ermeni devleti kurulacağını ve bu devletin Akdeniz ile Karadeniz’e bağlantısı sağlanacağını açıklamıştır. Bunun üzerine Büyük Ermenistan’ın gerçekleşeceğini düşünerek harekete geçen Ermeniler, Erzurum ve Van’a saldırmış ve kasabaları yakarak Türkleri öldürmeye başlamıştır. Bu saldırıların artarak devam etmesi nedeniyle ve Doğu Anadolu’nun Ermenilerin eline geçmesini önlemek için, Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur. Kazım Karabekir Paşa’nın 15. Kolordu Komutanı olarak Erzurum’a gelmesinden sonra bu cemiyet daha da güçlenmiştir. Sevr Antlaşması’na da Ermeni Devleti’nin kurulmasını öngören bir madde koyan İtilaf devletleri, Ermenileri daha da cesaretlendirmişlerdir. Bu nedenle Ermeniler saldırılarını daha da artırmıştır.
Bu gelişmeler karşısında BMM Hükümeti, 15. Kolordu Komutanlığını Doğu Cephesi Komutanlığına dönüştürmüş ve başına Kazım Karabekir’i atamıştır. Kazım Karabekir harekete geçerek Sarıkamış ve Kars’ı Ermenilerden kurtarmıştır. Türk ordusu gittikçe ilerlemiş ve Gümrü’ye yaklaşmıştır. Bunun üzerine Ermeniler barış istemek durumunda kalmıştır. 2-3 Aralık 1920 tarihinde Türkler ve Ermeniler ile Gümrü Barış Antlaşması imzalanmıştır.
⭐ Gümrü Barış Antlaşması’nın önemli maddeleri;
- Ermenistan BMM’yi tanıyacaktır.
- Kars, Sarıkamış, Kağızman, Iğdır ve Oltu BMM Hükümeti’ne bırakılacaktır.
- İsteyen Ermeniler Türkiye’ye göç edebilecektir.
Bu barış antlaşması BMM Hükümeti’nin uluslararası alanda sağladığı ilk askeri ve siyasi başarıdır. Doğu Anadolu üzerindeki her türlü isteklerinden vazgeçen Ermeniler, böylelikle Sevr Antlaşması’nın kendilerine tanıdığı haklardan da vazgeçmişlerdir.
Güney Cephesi
Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra İngilizler; Adana, Antep, Maraş ve Urfa’ya girmişlerdir. Daha sonra da buraları Fransızlara bırakmışlardır. Fransızlar bu yörelere kendileri yerleştiği gibi Mısır ve Suriye’den getirdikleri Ermenileri yerleştirmişlerdir. Silahlanan Ermenilerin intikam duygusu ile saldırıya geçmesi ve Fransızların keyfi davranışları üzerine Türk halkı harekete geçmiştir.
Fransızlar öncelikle Antep’e Ermenilerden oluşturduğu askeri bir birlik yerleştirmiştir. Bu birlikler Türkleri sindirmek amacıyla saldırıya başlamıştır. Antepliler ise bu duruma sessiz kalmamış ve işgale karşı direnişe geçmişlerdir. Fransızların işgaline karşı koyan Şahin Bey’in (Teğmen Sait Bey) şehit düşmesi, bütün Antep şehrinde direnişi başlatmıştır. Bu direniş 10 ay 9 gün sürmüş ve 9 Şubat 1921’de Antep teslim olmuştur. Mustafa Kemal Paşa, Antep’teki direnişin örgütlenmesi için Kılıç Ali Bey’i bölgeye göndermiştir. BMM tarafından Antep’e savunmalarından dolayı “gazi” unvanı verilmiştir.
Maraş’ı da işgal eden Fransızlar, burada da Ermeni azınlığı ile iş birliği yapmış ve bu bölgeyi sömürge haline getirmeye çalışmıştır. Bunun üzerine Maraşlılar da harekete geçmiştir. Fransızların Maraş kalesine Türk bayrağını indirerek Fransız bayrağını asmaları halkı direnişe sürüklemiş ve Türkler, Fransız bayrağını indirerek Türk bayrağını çekmiştir.
Bu duruma şahit olan Sütçü İmam, düşman askerini vurmuş ve bundan sonra şehir içinde Fransızlarla yapılan kanlı mücadeleler 11 Şubat 1920 gecesi, Fransızların bozguna uğraması ve Maraş’tan çekilmeleri ile son bulmuştur. Maraş adı 7 Şubat 1973’te BMM’nin aldığı kararla Kahramanmaraş olarak değiştirilmiştir.
Urfa da önce İngilizlerin sonra da Fransızların işgaline uğramıştır. İşgal ordusunun halka kötü davranması, Ermenilerle iş birliği yaparak can ve mal güvenliğini ortadan kaldırmaları sonucunda Urfa halkı direnişe geçmiştir. Yüzbaşı Ali Saip Bey kumandasındaki milli kuvvetler, kanlı çarpışmalar ardından Fransızları şehri boşaltmaya mecbur bırakmıştır. Urfa’nın savaşıp zafer elde etmesi üzerine 12 Haziran 1984’te alınan kararla Urfa adı Şanlıurfa olarak değiştirilmiştir.
Fransa’nın Çukurova’yı işgali ve Ermenilerin iş birliği yaparak saldırı ve yağmacılık hareketlerine karşılık Adana’da ilk önce Karaisalı’da bir milli kuvvetler oluşturulmuştur. Adanalılar önce Toros Dağları’nın eteklerinde, daha sonra ise Çukurova’da yiğitçe mücadele etmişlerdir. Mücadelenin örgütlenmesi yolunda topladıkları Pozantı Kongresi’ne Mustafa Kemal de katılmıştır.
Güney Cephesi’ndeki bu mücadele ve başarılar, Fransızların ilerleyişini durdurmuş ve Türklere karşı bakışlarını değiştirmiştir. Yunan ordusunun da Sakarya’da yenilmesi üzerine 20 Ekim 1921 tarihinde Fransa barış istemiş ve Ankara Antlaşması imzalanmıştır.
⭐ Ankara Antlaşması ile;
- Güney cephesi kapanmıştır.
- Hatay dışında bugünkü Türkiye-Suriye sınırı çizilmiştir.
- Bu bölgedeki askeri güçler de Batı Cephesi’ne gönderilmiştir.
Milli Mücadele boyunca Türkler ile İngilizler arasında silahlı bir çatışma olmadığı halde Fransızlarla Adana, Urfa, Antep ve Maraş bölgesinde 1920 sonlarından 1921 ortalarına kadar çetin bir savaş devam etmiştir. Buna karşılık, Ankara Hükümeti’ni resmen ilk tanıyan İtilaf Devleti Fransa olmuş ve 20 Ekim 1921 tarihinde Ankara’da yapılan Türk-Fransız Antlaşması ile Fransızlara karşı savaş son bulmuştur.
Paris Barış Konferansı’nda istediklerini elde edemeyen İtalyanlar, Yunanların II. İnönü Savaşı’ndaki yenilgileri üzerine, Anadolu’da işgal ettikleri yerlerden çekilmeye başlamışlar ve Sakarya Zaferi’nin kazanılmasından sonra ise Anadolu’yu tamamen boşaltmışlardır.
🚀 DETAY BİLGİ:
HARBORD RAPORU= ABD başkanı Wilsonʼun isteği üzerine; Türkiye’de manda idaresi ile Ermeni iddiaları ve meselesini incelemek üzere 4 kişilik bir heyet kurulmuştur. Amerikalı General Harbord başkanlığındaki heyet, Anadolu’ya hareket etmiş, 22 Eylül 1919ʼda Sivas’ta bulunan Mustafa Kemal ile görüştükten sonra Erzurum’a geçip Kazım Karabekir ile de görüşmüştür. Bölgede incelemelerini sürdüren heyet, kendisine sunulan nüfus istatistiklerine şüpheyle yaklaşmıştır. Erzurum Belediye Başkanı Zeki Beyʼin; şehirdeki Müslüman mezarlığının büyüklüğüne karşın Hristiyan mezarlığının küçük bir alanı kapladığını heyete göstermesi, Harbord başta olmak üzere tüm heyetin dikkatini çekmiştir. Böylelikle heyete Türklerin eskiden beri bölgede çoğunlukta olduğunun en gerçekçi kanıtı sunulmuştur. Harbord’ın hazırladığı raporda; Doğu Anadoluʼda Türklerin çoğunlukta olduğu ve Türklerin Ermenileri tehdit ettiğine dair hiçbir kanıtın bulunmadığı belirtilmiştir. Ermeniler, ortaya attıkları iddialar konusunda tamamen haksız bulunmuştur.