Bikifi Instagram'da
Karahanlı Devleti (840-1212)
- Orta Asya’daki ilk Türk-İslam devletidir.
- Türkistan’da Karluk, Yağma, Çiğil ve Tuhsi boyları tarafından 840 yılında kurulmuştur.
- Devletin merkezi Balasagun’dur.
- İlk hükümdarı Bilge Kül Kadir Han’dır.
- Fakat bilinen Satuk Buğra Han, İslamiyet’i kabul eden ilk Karahanlı hükümdarıdır.
- Müslüman olduktan sonra Abdülkerim adını alan Satuk Buğra Han, Türkler arasında İslamiyet’in yayılması için mücadele etmiş ve bu nedenle El-Mücahit, El-Gazi unvanları ile anılmıştır.
- Yusuf Kadir Han’ın vefatından sonra taht mücadeleleri yaşanmış, Karahanlı Devleti Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
- Doğu Karahanlı Devleti 1211’de Karahitaylar, Batı Karahanlılar ise 1212 yılında Harzemşahlar tarafından ortadan kaldırılmıştır.
- Karahanlılar İpek yoluna sahip olmuşlardır.
- İlk kez kervansaraylar yapmışlardır.
- Halkın dili Türkçedir.
- Yazışma dili Farsçadır.
- Devlet yönetiminde Selçuklulara örnek olmuşlardır.
- Buhara, Semerkant, Kaşgar, Fergane önemli kültür merkezleridir.
Gazneli Devleti (963-1187)
- Türk komutanlarından Alp Tegin tarafından 963 yılında başkenti Gazne olarak kurulan Müslüman Türk devletidir.
- Horasan, Afganistan ve Kuzey Hindistan’a kadar yayılmışlardır.
- Çok uluslu bir devlet özelliği göstermişlerdir.
- En parlak dönemini Gazneli Mahmut zamanında yaşamıştır.
- Hindistan üzerine 17 sefer yaparak İslamiyet’in burada da yayılmasına katkı sağlamıştır.
- Bu nedenle Abbasi halifesi tarafından Gazneli Mahmut’a “Sultan” unvanı verilmiştir.
- Sultan Mesut Dönemi’nde Gazneliler, 1040 yılında Selçuklularla yaptıkları Dandanakan Savaşı’nda yenilerek Hindistan’a çekilmek zorunda kalmıştır.
- Gazneli Devleti bu savaştan sonra zayıflama sürecine girmiş, Gurlar tarafından 1187’de yıkılmıştır.
İlk Müslüman Türk Devletleri’nin Özelikleri
- İlk Türk devletlerinde, Türk kağanının dünyayı idare etmek üzere Gök Tengri tarafından görevlendirildiğine inanılmış ve bu inanca kut anlayışı denilmiştir. İslamiyet’le birlikte “Allah’ın nasibi veya takdiri” olarak kabul edilmiştir.
- Eski Türklerdeki cihan hakimiyeti düşüncesi ise İslami dönemde cihat anlayışı ile devam etmiştir.
- Gazneliler ve Karahanlılar, İslami Dönem Türk devlet teşkilatının gelişip yerleşmesinde köprü vazifesi görmüşlerdir.
- Türk milleti kendini “il” dediği devlete bağlamış ender bir millettir. Türkler ili, barış ve sulh anlamında da kullanmıştır. İslamiyet’in kabulü ile birlikte ilin yerini “devlet” ve “mülk” kelimeleri almıştır.
- İslamiyet’le birlikte hükümdar unvanlarında da değişiklik görülmüştür. Karahanlılarda hakan yerine “Arslan Han”, yabgu yerine “Buğra Han” ve şad yerine “İlig Han” kullanılmıştır. Gazneliler de ise hükümdarlar “emir ve sultan” gibi İslami unvanlar kullanmıştır.
- Sultan unvanını ilk kullanan ise Türk hükümdarı Gazneli Mahmut olmuştur.
- Hükümdarlık; halife tarafından onaylanması, ülkede halife adına hutbe okutulması ve basılan paraların üzerinde halifenin isminin yazılması ile ilan edilirdi.
- Hükümdarlar tıraz denilen kendi ad ve lakaplarının yazılı olduğu ve süslemeli özel giysiler giymişlerdir.
- Resmi belgelerde tevki veya tuğra denilen mühür kullanılmıştır.
- Hükümdarların değerli taşlardan yapılmış taht ve taçları da bulunmaktadır.
- Saray önünde, namaz vakitlerinde, savaşlarda ve törenlerde nevbet denilen müzikler çalınmıştır.
- Hükümdardan sonra devlet kademesinde en yetkili kişi vezir olmuştur.
- Karahanlı vezirleri Türkçe yuğruş unvanını kullanırken, genellikle İran kökenli olan Gazneli vezirler hace unvanını kullanmıştır.
- Karahanlılarda devletin işleyişiyle ilgili önemli kararların alındığı Meclis-i Ali adında bir divan varken Gaznelilerde mali ve genel idari işlerden sorumlu olan “Divan-ı Vezaret” bulunmuştur. Ayrıca bu divanlara bağlı alt divanlar da vardır.
- Türk İslam devletlerinde hukuk sistemi şeri ve örfi olmak üzere iki ana unsurdan meydana gelmiştir.
- Şeri davalara bakan kadılar, dinle ilgili bütün işlerde yetkili iken Karahanlı ve Gazneli hükümdarlar örfi mahkemelere başkanlık etmektedir.
- Karahanlı ordusu; görevleri saray ve hükümdarı korumak olan saray muhafızları, hükümdarın şahsına bağlı ücretli askerlerden meydana gelen Hassa ordusu, hanedan mensupları, valiler ve diğer devlet adamlarının kuvvetleri ile devlete bağlı Türk boylarının kuvvetleri olmak üzere dört ana birimden oluşmuştur.
- Gazne ordusu ise görevleri saray ve hükümdarı korumak olan gulamlar, eyalet ve bağlı devletlerin kuvvetleri, Türkmenler ile ücretli ve gönüllü birliklerden meydana gelmiştir.
Türk İslam Dünyasında İlk Edebi Eserler
Kutadgu Bilig
- Mutluluk veren bilgi anlamına gelmektedir.
- Yusuf Has Hacip tarafından yazılmıştır.
- İslam tarihinin günümüze kadar ulaşan ilk eseridir.
- Hükümdarlara öğüt veren ilk siyasetname olma özelliği taşır.
- Doğu Karahanlı Hükümdarı Uluğ Kara Buğra Han’a Türkçe olarak sunulmuştur.
- Eserde insanların hem bu dünyada hem de ahirette mutluluğu elde edebilmek için nasıl bir yaşam sürmeleri gerektiği bilgisi verilmiştir.
- Aynı zamanda Türk devlet anlayışının özelliklerini, hükümdarların halkına halkın da devlete karşı olan sorumluluklarını anlatmıştır.
- Hükümdarın adalet, vezirin devlet, vezirin oğlunun akıl ve vezirin kardeşinin akibeti temsil ettiği vurgulanmıştır.
Divanü Lügati’t-Türk
- Türk tarihinin ilk sözlüğüdür.
- Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır.
- 1077 yılında Abbasi Halifesi Muktedi Billah’a sunmuştur.
- Araplara Türk dilini öğretmek, Türk milletinin yüceliği ve T ürkçenin zenginliğini göstermek amacıyla kaleme alınmıştır.
- Bir sözlük gibi hazırlanmış olan eser; birçok konuda ansiklopedik bilgiler içermektedir.
Atabetü’l Hakayık
- Gerçeklerin eşiği anlamına gelmektedir.
- Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılmıştır.
- Eser içerik ve edebi yönüyle Kutadgu Bilig’in devamı olarak kabul edilmiştir.
- Eser, bir nasihatname niteliğindedir.
- Ahlaki öğütler şiirsel bir biçimde yer almıştır.
Divan-ı Hikmet
- Ahmet Yesevi, tarihte bilinen ilk Türk mutasavvıfıdır.
- Divanı Hikmet, Hikmet adı verilen şiirlerinin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuştur.
- Hoca Ahmet Yesevi İslamiyet’in Türkistan, Balkanlar ve Anadolu’da yayılmasının temelini teşkil ettiği, bu uğurda mücadele edecek olan müritlere yol gösterici bir özelliğe sahip olduğu kabul edilmiştir.