İlk zamanlarında konar-göçer yaşam tarzına sahip olan Osmanlılar, daha sonraları yerleşik hayatı benimsemiştir. Yerleşik hayata geçiş ile birlikte de cami, medrese, mescit, han ve hamam gibi yapılar imar etmeye başlamışlardır. Fethettikleri yerleri de yeniden imar etmemişler, yerleşerek var olan yapıları imar etmişlerdir. Aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin fethettiği şehirlerde Türkler, Bizans mahalleleri dışında kendi mahallelerini de kurmuşlardır.
Osmanlılarda Orhan Bey döneminde kurulan imaret ile birlikte yeni bir şehir merkezi modeli doğmuştur. Bu şehir merkezi modelinin tam anlamıyla kurulduğu yer ise İstanbul olmuştur. Şehir merkezine cami, aşevi, hamam, şifahane gibi yapılar kurulmuştur.
Osmanlı’da mahalle, birbirini tanıyan, bir ölçüde birbirinin davranışlarından sorumlu, sosyal dayanışma içinde olan kişilerden oluşmuştur. Osmanlı Dönemi’nde Filibe, Sofya, Belgrad, Üsküp, Manastır, Köstence ve Rusçuk birer küçük kasaba veya köy zaman içerisinde büyük şehirler haline gelmiştir.
Osmanlılarda El Sanatları
Osmanlı’da şehirler; mimarisiyle, zanaat, sanat ve kültür faaliyetleriyle birer yaşam merkezi haline gelmiştir. İznik, Bursa, Edirne ve İstanbul, Osmanlı sanat ve mimarisinin beşiği olmuştur.
Osmanlı ahşap ve taş işlemeciliği, dokumacılık, çinicilik ve hat sanatları yeni bir ifade ve anlatım zenginliği kazanmıştır. Ustalık alanları, kullanılan gereç veya üretilen üründen adını alan gruplara ayrılmıştır. Nakkaşlar, kuyumcular, katipler, ciltçiler, çiniciler, kumaş dokuyucuları, maden işi yapan kazgancılar, ahşap işleriyle uğraşan kündekarlardan oluşan bu sanat ve zanaat grupları, kendi içlerinde birer eğitim kurumu gibi çalışmıştır. Bu meslek gruplarının ustaları, Ahilik teşkilatına bağlı olarak loncalar oluşturmuş ve “esnaf şeyhleri” tarafından yönetilmiştir.
- Ahşap İşlemeciliği= Osmanlılar Devri’nde geometrik yıldız motifleri ile fildişi ve sedef kaplamalı olarak yapılmıştır. Cami ve türbelerin mihrap ile minderleri, cami ve medreselerde kullanılan rahleler, tahtlar, mezar taşları, kapılar, pencereler, dolaplar, iskemleler, beşikler, sadıklar ahşap işlemeciliği ürünü olarak kullanılmıştır.
- Taş Süsleme Sanatı= Taş süsleme sanatı, XV. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde hızla gelişme göstermiştir. İlk zamanlarda yapıların dış hatlarının süslenmesi amacıyla kullanılmıştı. İlk dönem Osmanlı mimarisinde taş işlemeciliği, örnekleri Bursa Yeşil Camii yüzey süslemesinde ve Edirne Eski Camii minberinde görülmüştür. Aynı zamanda mimarı anıtlarda, mezar taşlarında ve ev eşyalarında da taş süsleme sanatının kullanıldığı görülmektedir.
- Dokumacılık= Artan nüfus ile sarayın ve ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için hızlıca gelişen bir sanat dalı olmuştur. Dokumacılık alanında öne çıkan şehir ise Bursa olmuştur. Bursa’nın yanısıra Şam, Adana ve Halep’te de çeşitli kumaşlar dokunmuştur.
- Çinicilik= Osmanlı döneminde İznik ve Kütahya’dan sonra Bursa, İstanbul ve Edirne de önemli çini merkezleri haline gelmiştir. Çini sanatı mimari ile birlikte kullanılmıştır. İznik Yeşil Cami, Toprak Sarayı Çinili Köşk ve Bursa Yeni Cami çinicilik alanının en güzel örnekleridir.
- Hat Sanatı= Bu yazı sanatı genel olarak dekor amaçlı ve görsel olarak kullanılmıştır. Dini yazılarda görsel hoş görülmediği için ortaya çıkmıştır diyebiliriz.