Yahya Kemal Beyatlı’nın Yaşamı
Yahya Kemal Beyatlı (1884-1958), Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında etkin olan önemli bir şair, yazar ve diplomat olarak tanınır. 1884’te Üsküp’te doğmuş, genç yaşlarda İstanbul’a gelerek Galatasaray Lisesi’nde eğitim görmüştür. Daha sonra Paris’e giderek Siyasal Bilgiler Akademisi’nde eğitim almıştır. Dönüşünde edebiyata yönelmiş, birçok dergi ve gazetede yazılar yayımlamıştır. Cumhuriyet döneminde ise diplomatik görevlerde bulunmuştur.
Yahya Kemal Beyatlı’nın Yaşamındaki Önemli Anlar
- 1884 – Üsküp’te doğumu.
- 1900’ler – İstanbul’a gelerek Galatasaray Lisesi’nde eğitimine başlaması.
- 1910’lar – Paris’te Siyasal Bilgiler Akademisi’nde eğitim almış olması.
- 1920’ler – Şiirlerinin “Dergah” dergisinde yayımlanmaya başlaması.
- 1930’lar – Diplomatik görevlerle yurtdışına atanması.
- 1958 – İstanbul’da vefatı.
Yahya Kemal Beyatlı’nın Edebi Kişiliği
“Aşk” ve “İstanbul” şairi olarak tanınmıştır. Yahya Kemal Beyatlı, Türk şiirinde modern ve klasik arasında bir köprü kurmuştur. Batı edebiyatının yanı sıra Divan edebiyatından da etkilenmiştir. Aruzu Türkçeye başarı ile uygulamıştır. “OK” şiiri hariç tüm şiirlerini aruzla kaleme almıştır. Şiirlerinde İstanbul sevgisi, nostalji, aşk ve tabiat temasları öne çıkar. Özgün bir dil ve anlatım tarzıyla, musikiye dayalı bir şiir anlayışını benimsemiştir. Şiirin düzyazıya yaklaştırılmasına karşı çıkmıştır. Ahengi her şeyin üzerine tutmuştur.
Yahya Kemal Beyatlı’nın Eserleri
- “Sonsuzluk Kervanı” (şiir) – 1921
- “Gizemler” (şiir) – 1922
- “Rubailer ve Hayyam” (çeviri) – 1925
- “Eğil Dağlar” (şiir) – 1931
- “Sessiz Gemi” (şiir) – 1931
- “Kendi Gök Kubbemiz” (şiir) – 1933
- “Belde” (şiir) – 1943
- “Zeytin Ağacı” (şiir) – 1946
- “Rahmet ve Gazel” (şiir) – 1957
- “Aziz İstanbul” (şiir) – 1958
Yahya Kemal Beyatlı Zamanındaki Edebi Ortam
Yahya Kemal’in edebiyatla iç içe olduğu dönem; Milli Edebiyat hareketinin başladığı, Türk edebiyatında dilde sadeleşme hareketinin etkili olduğu, Batı edebiyatından etkilenerek milli ve yerel değerlere dönüşün teşvik edildiği bir dönemdir. 20. yüzyılın başında, Servet-i Fünun edebiyatının estetik kaygılarından Milli Edebiyat’ın daha sade, halka dönük anlayışına doğru bir geçiş söz konusu olmuştur. Yahya Kemal, bu dönemde Batılı anlamda modern bir şiir anlayışını benimsemiş; aynı zamanda klasik Türk şiirinin estetiğini de eserlerinde yaşatmıştır.