Sinir sistemi rahatsızlıkları kalıtsal veya çevresel nedenlerden dolayı meydana gelebilmektedir. Çevresel nedenler genellikle zararlı alışkanlıklar olarak nitelendirilen sigara ve alkol tüketiminden kaynaklanmakla birlikte hava kirliliği gibi nedenlerden de kaynaklanabilmektedir. Sinir sistemi rahatsızlıklarının pek çoğu beyin yapısının ve fonksiyonlarının bozulmasından kaynaklanır. Multiple Skleroz (MS), Alzheimer, Parkinson ve epilepsi gibi hastalıklar sinir sistemi hastalıklarına örnek verilebilir.
Sinir sisteminin sağlığını korumak sinir sisteminin en küçük parçası nöronların sağlıklı kalmasını sağlayarak mümkündür. Nöronların sağlığı daha anne karnında başlar ve annenin bu dönemde yeterince folik asit ( vitamini) alması bebeğin nöron gelişimi açısından önemlidir.
Sinir sistemini korumak için B grubu vitaminler önemlidir ve eksikliği durumunda depresyon, dikkat eksikliği, unutkanlık vb. durumlar gözlemlenebilir. Günlük hayatta B vitamini omega 3 bakımından zengin besinlerden karşılayabiliriz. Bu yüzden düzenli olarak omega 3 bakımından besleyici balıkların tüketilmesi önerilir.
Düzenli B vitamini alımına ek olarak çevresel olumsuz etkileri en aza indirecek şekilde yaşantımızda değişiklik yaparak sinir sistemimizi koruyabiliriz. Düzenli uyuyarak ve spor yaparak vücudumuzun endorfin hormonu salgısını artırmayı sağlayabiliriz.
Bütün bu yöntemler sağlıklı sinir sistemimizin yapısının korunmasını sağlar.
Multiple Skleroz (MS) Hastalığı
Beyin ve omurilikte, mesajları taşıyan sinir telleri etrafındaki miyelin kılıfa akyuvar hücrelerinin zarar vermesinden kaynaklanan otoimmün (bağışıklık sisteminin yanlışlıkla vücudun normal dokularına saldırdığı bir durumdur) bir hastalıktır. Kılıfın hasar gördüğü yerler sertleşmiş dokulara dönüşür.
Bu sertleşmiş alana plak adı verilir. Bu plaklar, sinir sistemi içinde pek çok yerde oluşabilir ve sinirler boyunca mesajların iletilmesini engelleyebilir. Belirtileri, etkilenen sinir sistemi bölgesine göre farklılık gösterir. Hâlsizlik, karıncalanma, uyuşma, duyu eksikliği, denge bozukluğu, çift görme, görme azlığı, konuşma bozukluğu, titreme, kol ve bacaklarda sertlik, güçsüzlük, idrar kaçırma veya yapamama, erkeklerde cinsel güç azlığı en yaygın belirtileridir.
Alzheimer Hastalığı
Yaşanan olayları karıştırma ve hafıza kaybıyla tanımlanan bir çeşit bunama veya zihinsel bozukluktur. Yaşın ilerlemesine bağlı olarak hastalığın görülme sıklığı artar. Beynin; hafıza, bilinç, dikkat, farkındalık, düşünce, dil ve algılamada çok önemli işlevi olan beyin kabuğundaki ve limbik sistemdeki nöronların ölmesinden kaynaklanan bir hastalıktır. Beyin kabuğunda anormal protein birikimi ya da bellek bölgesinde asetilkolin azlığı da bu hastalığın nedenlerindendir. Limbik sistem, kısa süreli hafıza üzerinde etkili olduğu için hastalığın etkisiyle yakın geçmiş zor anımsanır.
Parkinson Hastalığı
Parkinson Hastalığı , motor (hareket) fonksiyonlarının bozulmasıdır. Belirtileri; kas titremeleri, denge bozukluğu, eğik duruş ve ayakları sürüyerek yürüme şeklinde gözlemlenmektedir. Yüz kasları hareketsiz ve donuk bir ifadeyle yüze sabitlenmiştir. Alzheimer hastalığı gibi, ilerleyen yaşlarda görülme sıklığı artan bir hastalıktır.
Epilepsi Hastalığı
Epilepsi (Sara); çeşitli nedenlere bağlı olarak bir grup beyin hücresinde anormal elektrik yayılması sonucu ortaya çıkarak bilinç kaybına yol açan, motor ve duyusal fonksiyon bozukluğudur. Hastalık kendisini nöbetler hâlinde gösterir. İnsan; beyin travması, ateş yükselmesi gibi çeşitli nedenlerle epilepsi nöbeti geçirme potansiyeline sahiptir. Nörona ardı ardına gelen uyarılar, impulsun kimyasal olaylarla gerçekleşmesi nedeniyle, aktarımın belli bir noktadan sonra yavaşlamasına, dolayısıyla sinaptik iletimin yorulmasına neden olur. Böylece nöbet olayı gerçekleşir.
İnsanların yaklaşık %5’inin yaşamlarının herhangi bir döneminde en az bir kere epilepsi nöbeti geçirdiği bilinmektedir
Depresyon
Depresyon, günlük hayatta yapmaktan keyif alınan etkinliklere ilginin azalması, mutsuzluk, ümitsizlik, değersizlik hissi, iştah kaybı, düşünmede ve konsantre olmada azalma ve uykusuzluk gibi belirtilerle tanımlanan bir hastalıktır. Noradrenalin, serotonin ve dopamin salgılayan nöronların aktivitelerindeki azalmaya veya genetik faktörlere bağlı olduğu düşünülmektedir. Depresyon, konuşma terapileri ya da antidepresan ilaç kullanımıyla tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bu nedenle depresyonda olduğunu düşünen kişiler mutlaka uzmanlardan yardım alarak tedavi olmalıdır.