İnsanlar, Dünya ekosisteminde düşük sıcaklıklardan yüksek sıcaklıklara, deniz kıyılarından 6 bin metre yüksekliğe kadar geniş bir yelpazede yaşam alanları bulmaktadır. Bilimsel ilerlemeler, teknolojik gelişmeler ve nüfus artışı, insanların yaşam alanlarını genişletirken doğal kaynakların kullanımını da artırmaktadır. Günümüzde doğal kaynakların yıllık tüketimi, Dünya’nın bir yılda ürettiği doğal kaynak kapasitesini aşmış durumdadır. Bu da gezegenin ve insanlığın geleceği için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu bağlamda, insan-doğa etkileşimini inceleyen coğrafya biliminin önemi her geçen gün daha da artmaktadır.
Coğrafya bilgisine sahip bireyler, doğal çevredeki unsurlar, doğa olayları ve bunların insan faaliyetleriyle olan etkileşimini bütüncül bir yaklaşımla değerlendirebilir. Coğrafi bakış açısına sahip olan kişi, doğal çevrede karşılaştığı olayların neden olduğu risk ve fırsatları analiz edebilir, doğal çevrenin sınırlılıklarını ve insan faaliyetlerinin çevre üzerindeki tehditlerini görebilir, haritaları etkin bir şekilde kullanabilir ve olayları yerel, bölgesel ve küresel düzeyde mekânla ilişkilendirerek anlayabilir. Bu sebeple, sürdürülebilir bir dünya için temel coğrafya bilgisine sahip olmak büyük bir gerekliliktir. Tarih boyunca, coğrafya bilgisine sahip olan toplumların doğal kaynakları daha etkin yönettikleri, refah düzeylerini yükselttikleri ve güçlü devletler kurdukları görülmektedir. Ayrıca, coğrafya bilgisi, vatanseverlik bilincinin gelişiminde de önemli bir rol oynamaktadır.
Coğrafyanın İlkeleri
Coğrafi ayrı bir bilim dalı olarak olayları belirli ilkelere göre ele almaktadır. Bunlar ilkeler; nedensellik, dağılış ve karşılıklı ilgi ilkeleridir.
Nedensellik İlkesi (Neden-Sonuç İlkesi)
Coğrafi olaylar neden ve sonuç ilişkisi içerisinde incelenmektedir. Bütün bilim dallarında olduğu gibi coğrafya içerisinde de “neden” sorusu sorulur ve cevap aranır. Örneğin coğrafya “Neden deprem olur, yağmur neden yağar?” gibi sorular sorar ve sonuçlarına cevap bulur.
Bu nedenle nedensellik ilkesi; olayların neden ve sonucunu araştıran bir ilkedir. Örneğin, yanardağların oluşumunu volkanizma ile açıklanır ve yanardağ olan bölgelerdeki doğa olaylarının sonuçlarını açıklar.
Dağılış İlkesi
Coğrafyaya özgü bir ilkedir. Coğrafi olayların zamanda ve alandaki yayılışı hakkında bilgi verir. Coğrafi olayın ‘nerede’ meydana geldiğini açıklar. Dağılış ilkesindeki en önemli araç haritalardır. Örneğin coğrafya dağılış ilkesi ile “Hortumların en yaygın görüldüğü yer, Kuzey Amerika’dır.” bilgisini ortaya koyar.
Karşılıklı İlgi İlkesi (Bağlantı İlkesi)
Coğrafi olayların birbirleri ile karşılıklı ilişkileri bu ilke ile ortaya konmaktadır. Bu ilke ile fiziki ve beşeri olayların birbirini nasıl etkilediğini açıklanır. Çünkü coğrafyaya göre; her olay başka bir olay veya olgu ile ilgilidir. Örneğin coğrafya; iklim koşullarıyla tarım ürünleri arasındaki ilişkiyi inceleyerek yoğun yağışlı bölgelerde nelerin yetiştirilmesi gerektiği hakkında bilgi verir.