Metropoller, Salgınlar ve Kamuoyu

📅 14 Kasım 2022|05 Şubat 2025
Güncel
Metropoller, Salgınlar ve Kamuoyu

Konu Özeti

Sanayi devrimi sonrası XIX. yüzyılda kent sistemi ortaya çıkmış ve Avrupa’da ekonomik merkezler durumuna gelen büyük metropoller oluşmuştur.

Bu konuda
  • Metropollerin oluşum sürecini
  • Osmanlı şehirleşmesini
  • Popüler kültürün oluşumunu ve özelliklerini
  • Kamuoyu kavramının gelişimini
öğreneceksiniz.
Reklamsız Bikifi Mobil Uygulaması!

Sanayi devrimi sonrası XIX. yüzyılda kent sistemi ortaya çıkmış ve Avrupa’da ekonomik merkezler durumuna gelen büyük metropoller oluşmuştur. Modern şehirleşme süreci sanayi devriminden sonra özellikle İngiltere’de hız kazanmıştır. Şehirlerin gelişmesinde büyük tüccarlar, araz, sahipleri ve sermayedarların etkisi olmuştur. Kamusal alan ile özel alan birbirinden ayrıldığı bu dönemde kentler modern toplumsal yapısına uygun olarak yeniden tasarlanmaya, hastane, adliye, üniversite gibi binalar ile bulvar ve caddeler yapılmaya başlanmıştır.

Büyük şehirlerin ve metropollerin oluşumu sonrası meydana gelen nüfus yoğunluğu beraberinde pek çok toplumsal ve altyapı sorunu getirmiştir. Su, kanalizasyon, atık toplama gibi belediye hizmetleri yanında eğitim, sağlık ve kültür hizmetlerinin de aksamasına ve çarpık kentleşmeye sebep olmuştur.

Üretilen mal ve hizmetlerin, insanın ihtiyaç ve isteklerini karşılamak için kullanılması şeklinde tanımlanabilen tüketim; paraya, zamana ve mekana bağlı olarak değişiklik göstermiştir. Sanayi Devrimi dünyada pek çok yeni gelişmeyle birlikte tüketim ekonomisini de ortaya çıkartan önemli bir aşama olmuştur. XIX. yüzyıldan itibaren Avrupa’daki gelişmeler, tüm dünyada olduğu gibi Osmanlı Devleti’nde de tüketim kalıplarını değiştirmiştir. Özellikle Fransa’dan gelen hediyeler, gravürler, saatler, çeşitli aletler, kumaşlar, mobilyalar, mikroskop, teleskop gibi eşyalar Osmanlı toplumunu dönüştürmeye başlamıştır.

Osmanlı Devleti için Avrupa’nın gelişmişliğinin beraberinde getirdiği kültürel çekicilik, ülkede Avrupa ürünlerinin yaygınlaşmasına neden olmuştur. Klasik tüketim anlayışı, ihtiyaç duyulan ürünlerin alınması ve hayatı sürdürebilecek kadar eşyaya sahip olunması şeklinde tanımlanabilir. Şehirleşmenin artmasıyla birlikte ihtiyaçların da artması kaçınılmaz hale gelmiş, devlet halkın yaşam koşullarını iyileştirmek için tedbirler alma ihtiyacı duymuştur. Bu durum şehir yönetim tarzının yeniden düzenlenmesi zorunluluğu doğmuş ve modern belediyelerin kurulması fikri ön plana çıkmıştır.

Şehirsel hayat imparatorlukların gelişimi ile en üst seviyeye çıkmıştır. İmparatorlukların sınırları genişledikçe şehirsel hayat da genişlemiştir. Fatih döneminde imparatorluk haline gelen Osmanlı Devleti şehirsel hayatın gelişmesine katkı sağlayan imparatorluklardan birisi haline gelmiştir.

Avrupa’da özellikle Endüstri Devrimi’nin etkisiyle XVIII. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan sanayi toplumu, şehirlerin dokusunda hızlı bir değişimi de beraberinde getirmiştir. Şehirlere göç eden işsizler ordusu, fabrikalar etrafında yoğun yerleşim yerleri meydana getirmeye başlamıştır. Osmanlı Devleti’nde modern anlamda şehirlerin kuruluşu ise fabrikalaşmadan ziyade ülkenin dış pazarlara açılışı, ulaşım ve tarım teknolojisindeki gelişmelere bağlı olarak gerçekleşmiştir.

1826 yılına kadar başkent İstanbul’un kentsel hizmetleri, sadrazamın yönetiminde genellikle Yeniçeri Ocağı’na bağlı farklı kişiler ve kurumlar tarafından yerine getirilmiştir. 1830’lu yıllarda yeni yönetim birimleri kurulmuş ve buna bağlı olarak da sorumluluk alanları yeniden tanımlanmıştır. İstanbul, farklı dönemlerde büyük değişimler geçirmekle birlikte en büyük değişimi XIX. yüzyılda yaşamıştır. Avrupa’daki Paris, Londra, Berlin gibi büyük metropollerde görülen Batılı hayat tarzı, XIX. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti’nde yaygınlaşmaya başlamış ve özellikle Üsküdar ve Galata bölgelerinde sosyal hayat gelişmiştir.

İstanbul’da sık sık çıkan yangınlara karşı kagir binalar yapılmış ve geometrik caddeler oluşturulmaya çalışılmıştır. İngiltere ile sıkı ticari ilişkiler kurulmuş ve 1838’de imzalanan Balta Limanı Ticaret Antlaşması, Osmanlı Devleti’ni Batı’ya bağımlı hale getirmiştir.

XIX. yüzyılda İstanbul’un idari yapısında ciddi değişimlere gidilmiştir. 1826’da İhtisap Nezareti kurularak esnaf denetimi, şehir güvenliği, göç denetimi, vergi denetimi görevlerini bu kurum üstlenmiştir. Ayrıca muhtarlık teşkilatı kurulmuş ve tayin edilen muhtarlar görev yapmaya başlamıştır. Osmanlı Devleti’nde klasik bedesten merkezli şehir yapıları yavaş yavaş yerini eski şehir merkezlerinin yanı sıra bankaların bulunduğu modern şehirlere dönüştürmeye başlamıştır. Özellikle İstanbul, İzmir ve Selanik gibi dışa dönük ticaretin merkezi durumuna gelmeye başlamıştır.

1430-1912 yılları arasında Osmanlı egemenliğinde kalan Selanik, Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki en önemli limanı olmuştur. Sanayi Devrimi sonrası artan ham madde ihtiyacı, Selanik Limanı’nı daha da canlandırmış ve liman, demiryolu ile Avrupa içlerine bağlanmıştır. Selanik, Süveyş Kanalı’nın açılmasından sonra Avrupa için daha büyük önem kazanmıştır.

XIX. yüzyılda İzmir’in ekonomisi, Avrupa ülkeleri ile sürdürülen ticarete bağlı olarak gelişmiştir. Liman yatırımının devamı niteliğindeki İzmir-Kasaba ve İzmir-Aydın demiryolları, İngiliz ve Fransızlar tarafından inşa edilmiştir. İç kısımlardan toplanan ürünler, deve kervanları ve demiryolu ağı vasıtasıyla İzmir’e taşınmıştır. İzmir, diğer Osmanlı liman kentlerinden farklı olarak Batı tarzı bir yaşam benimseyen nüfus yapısına da sahip olmuştur.

Osmanlı Devleti ve Salgın Hastalıklar

Osmanlı Devleti döneminde salgın hastalıklar, hem halk sağlığını hem de devletin sosyal ve ekonomik yapısını etkileyen önemli sorunlardan biri olmuştur. Salgınlar genellikle savaşlar, göçler ve ticaret yolları üzerinden yayılarak geniş kitlelere ulaşmıştır. Osmanlı topraklarında görülen başlıca salgın hastalıklar veba, kolera, çiçek, sıtma ve tifüs olmuştur.

Salgın Hastalıkların Sebepleri;

  • Yoğun Göçler: Osmanlı Devleti’nin geniş coğrafyasında yaşanan göçler ve savaşlar salgınların yayılmasını hızlandırmıştır. Göç eden halk, genellikle hijyenik olmayan koşullarda yaşadığı için hastalıkların ortaya çıkma riski artmıştır.
  • Yetersiz Sağlık Hizmetleri: İlk dönemlerde modern anlamda bir sağlık sistemi olmadığı için salgınlara karşı yeterince etkili mücadele edilememiştir.
  • Ticaret Yolları: Osmanlı toprakları, Doğu ile Batı arasında önemli ticaret yolları üzerinde bulunduğundan, tüccarlar ve kervanlarla birlikte salgınlar da yayılmıştır.
  • Savaşlar: Savaş sırasında orduların hareketliliği, hijyen eksikliği ve yaralı askerlerin tedavi süreçleri salgınların artmasına neden olmuştur.

Başlıca Salgınlar;

  • Veba: Osmanlı’da en sık görülen salgın hastalıklardan biridir. Özellikle İstanbul ve büyük ticaret şehirlerinde etkili olmuştur. Veba salgını, 16. ve 17. yüzyıllarda en ölümcül dönemini yaşamıştır.
  • Kolera: 19. yüzyılda kolera salgınları Osmanlı topraklarında büyük kayıplara yol açmıştır. Hac güzergâhları ve göç hareketleri bu hastalığın yayılmasını hızlandırmıştır.
  • Çiçek: Çiçek hastalığı Osmanlı toplumunda yaygındı, özellikle çocuklar arasında yüksek ölüm oranlarına yol açmıştır. Osmanlı’da çiçek aşısı uygulaması, 18. yüzyılın başlarından itibaren yaygınlaşmıştır.
  • Sıtma: Sıtma, bataklık ve nemli bölgelerde sıkça görülmüştür. Bu hastalık, tarım yapılan alanlarda halkın yaşam kalitesini olumsuz etkilemiştir.

Osmanlı’nın Mücadele Yöntemleri;

  1. Karantina Uygulamaları: 19. yüzyıldan itibaren modern karantina yöntemleri uygulanmaya başlanmıştır. İlk karantina teşkilatı 1838’de kurulmuştur.
  2. Hastanelerin Kurulması: 19. yüzyılda modern hastaneler inşa edilmiş ve sağlık hizmetleri geliştirilmiştir. Özellikle Gülhane Askerî Tıp Akademisi, modern tıp uygulamalarında öncü olmuştur.
  3. Aşı Çalışmaları: Çiçek hastalığıyla mücadelede çiçek aşısı yaygınlaştırılmıştır. Osmanlı, bu konuda Avrupa’daki gelişmeleri takip etmiştir.
  4. Halkı Bilinçlendirme: Halk sağlığını korumak için temizlik ve hijyenin önemi vurgulanmış, bu konuda eğitimler verilmiştir.

Osmanlı Devleti, salgın hastalıklarla mücadelede özellikle 19. yüzyıldan itibaren modern yöntemlere yönelmiştir. Ancak salgınlar, Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşanan savaşlar ve ekonomik zorluklarla birleşerek toplumu derinden etkilemiştir. Bu süreçte alınan tedbirler, Türkiye Cumhuriyeti’nin sağlık politikalarına da temel oluşturmuştur.

Toplumsal Tavır: Kamuoyu

Kamuoyu kavramı ilk kez Avrupa’da söylenmiştir. XVIII. yüzyıl sonrasında Batı Avrupa’da modern anlamda kamuoyu kavramını; kültürel, siyasal, ekonomik ve toplumsal koşullar ortaya çıkarmıştır. Demokrasilerde halkı ikna etmeden iktidara gelmek ya da iktidarı sürdürmek pek mümkün olmadığı için kamuoyu, demokratik sistemlerin en önemli hususlarından biri haline gelmiştir.

Kamuoyu ancak bilgiye dayalı olarak oluşabilmektedir. Kamuoyunun oluşumunda bilgi iletme işlevini yapan araçlar kısacası kitle iletişim araçları çok önemli bir rol oynamıştır. XIX. yüzyılda basın hayatının gelişmesiyle okuryazar sayısında artış görülmüştür. Basının kamuoyu oluşturma ve toplumu istenen yönlere çekmede önemli bir etken haline gelmesi, devletlerin de bu gücü daha etkin kullanmak istemelerini sağlamıştır. Bu bağlamda çoğu devlet, kamuoyunu kontrol altında tutmak için basını da kontrol etmek gerektiğini fark etmiştir.

Olayları aktarırken kişisel yargı ve düşünceleri de aktardığı için gazeteler, dönem itibariyle kamuoyu oluşturmada en etkili araç olarak dikkat çekmiştir. Osmanlı Devleti’nde, “kamuoyu” kavramı Tanzimat Dönemi’nde önem kazanmıştır. Tanzimat Dönemi’nde değişen gazetecilik anlayışı, Osmanlı Devleti’nin siyasi yaşamının belirleyicisi olmuştur.

Popüler Kültür

Ekonomik ve siyasal süreçlerle birlikte kültür, sosyal hayatın önemli bir parçasıdır. Popüler kültür ise XX. yüzyılda etkisini gösteren ve toplumsal modernleşmenin yan etkileri sayılan bir kavramdır. Batı’da Sanayi Devrimi sonrası yükselen kapitalizm, ekonomik ve sosyal alanlarda olduğu gibi kültürel alanda da belirleyici olmuştur. Popüler kültürün ortaya çıkardığı kültür endüstrisi; kendi ürünlerini ihtiyaç haline getirerek topluma, hayatın olmazsa olmazı olarak sunmuştur. Böylelikle popüler kültürün gelişimi ile tüketim toplumunun ortaya çıkışını sağlamıştır.

Popüler kültürle tek tip düşünce ve davranış oluşturmak istenmiştir. Popüler kültürün en önemli hedefi aynı şeyleri tüketen “tek tip birey yaratma” şeklinde özetlenmektedir.

İnsanların günlük yaşamlarını kurgulayan popüler kültür, bunu yaparken kitle iletişim araçları kullanır ve reklama dayanır. Reklam kimi zaman sinema ve spor yıldızlarının giysi ve söylemleri yoluyla yapılırken kimi zaman farklı ülkelerin dizileri vasıtasıyla sunulur. Geniş halk kitlelerine kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayılan popüler kültür, radyo ve televizyon kanallarında, gazete ve dergilerin renkli sayfalarında insanların tüketim taleplerini artırmakta ve insanların ekonomik etkinliklerine yön vermeye başlamıştır. Giyim kuşamdan beslenmeye, ev dekorasyonundan müziğe kadar sosyal hayatın her aşamasında yönlendirici olan popüler kültür sayesinde insan ihtiyaçları yönlendirilmiştir.

Modern dünya, insanların yaşamlarında ve zaman tasavvurlarında da değişimlere sebep olmuştur. Modernite ve endüstrileşme ile birlikte boş zaman kavramı, sosyal hayatın temeline yerleştirilmiştir. Modern kapitalist sistemlerin ortaya çıkardığı şartlar, boş vakit ve tüketim etkinliklerini kar ve maliyet hesaplarına göre işlemeye başlamıştır. Kapitalizm, çalışma zamanının sınırlarını kesin bir şekilde çizdiği gibi boş zamanı da karlı bir alan olarak düzenleme çabası içinde olmuştur.

👍 2018 Müfredatı
12 Ders Saati📂 11. Sınıf Tarih
Bu Yazıda Geçen Terimler
Sistememizde bu yazıda bahsi geçen kişilere ait bir biyografi bulunamamıştır.
Benzer İçerikler
Osmanlı Devleti’ne Yönelik Tehditler
Tarih

Osmanlı Devleti’ne Yönelik Tehditler

İçeriğe Git>
Stratejik Siyaset ve Dünya Gücü Olan Osmanlı Devleti
Tarih

Stratejik Siyaset ve Dünya Gücü Olan Osmanlı Devleti

İçeriğe Git>
I. Dünya Savaşı Sürecinde Osmanlı Devleti
Tarih

I. Dünya Savaşı Sürecinde Osmanlı Devleti

İçeriğe Git>
Anadolu’da Türk Siyasi Birliğini Sağlama Çabaları
Tarih

Anadolu’da Türk Siyasi Birliğini Sağlama Çabaları

İçeriğe Git>
Orta Çağ’daki Siyasi ve Askeri Gelişmeler
Tarih

Orta Çağ’daki Siyasi ve Askeri Gelişmeler

İçeriğe Git>
Osmanlı Devleti’nin Rumeli’deki İskan ve İstimalet Politikası
Tarih

Osmanlı Devleti’nin Rumeli’deki İskan ve İstimalet Politikası

İçeriğe Git>
Copyright © 2025 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo