Güncel
İklim Sistemi

Konu Özeti

İklim, bir bölgedeki uzun süreli hava koşullarını etkileyen bir sistemdir. Atmosfer, hidrosfer, litosfer, kriyosfer ve biyosfer gibi unsurlar iklimi şekillendirir. İklim değişkenleri arasında sıcaklık, basınç, rüzgar, nemlilik ve yağış gibi faktörler bulunur. Türkiye’de iklim, enlem, yükselti, denizellik ve karasallık gibi etkilerle çeşitlenir ve üç temel yağış tipi görülür.

Bu konuda
  • İklim sisteminin bileşenlerini
  • Türkiye'deki iklim faktörlerini
  • Yağış çeşitlerini ve etkilerini
öğreneceksiniz.
Reklamsız Bikifi Mobil Uygulaması!
İklim Sisteminin sınıflandırılması

İklim, bir bölgedeki hava koşullarının uzun süreli ortalamalarını ve uç noktalarını ifade eden genel durumdur. Doğrudan ve dolaylı etkileriyle doğal çevreyi şekillendiren, insan faaliyetlerini yönlendiren ve tüm canlıların yaşam koşullarını belirleyen önemli coğrafi unsurlardan biridir.

Hava olaylarında olduğu gibi, iklimi belirleyen ve alan ile zaman bakımından değişim sağlayan tek unsur atmosfer değildir. İklim, yalnızca atmosferin değil, aynı zamanda hidrosfer (yeryüzündeki okyanuslar ve denizler), kriyosfer (kar ve buz örtüsü), litosfer (taş küre) ve biyosfer (canlılar) arasındaki karşılıklı etkileşimlerle oluşan bir sistemdir. Ayrıca, iklimi oluşturan sıcaklık, nem, yağış, hava basıncı ve rüzgâr gibi değişkenler de dünyanın iklim sisteminin işleyişinde önemli bir rol oynar.

İklim Sisteminin Bileşenleri

atmosfer-hidrosfer-biyosfer-litosfer

Hidrosfer

  • Su küredir.
  • Okyanuslar, denizler, göller, akarsular, nehirler, yeraltı suları ve diğer su kaynakları hidrosfer içerisinde yer alır.
  • Dünya’nın 4’te 3’ü sulardan oluşmaktadır.
  • Su küreyi coğrafyanın alt dallarından biri olan hidrografya bilimi inceler.

Litosfer

  • Taş küredir.
  • Yer kabuğunun en dış bölümüdür.
  • Soğuk, katı ve kırılgan kayaçlardan oluşmaktadır.
  • Yerkürenin en ince, soğuk, yoğunluğu en az ve en hafif katmanıdır.
  • Sial ve sima olarak ikiye ayrılır.
  • Dağlar, taşlar, vadiler ve platolar litosferi oluşturan unsurlardır.
  • Taş küreyi coğrafyanın alt dallarından biri olan jeomorfoloji bilimi inceler.

Kriyosfer

  • Dünya’nın su döngüsündeki katı halde bulunan suyu ifade eden küresel bir bileşendir.
  • Kar, buz, donmuş toprak, buzullar, deniz buzu ve buz örtüsü gibi unsurları içerir.
  • Kriyosfer, yerkürenin özellikle kutup bölgelerinde, yüksek dağlık alanlarda ve soğuk iklimlerde bulunan suyun donmuş halini kapsar.
  • Kriyosferin önemli bileşenleri şunlardır:
    • Buzullar: Dağlık bölgelerde ve kutup bölgelerinde uzun süreli kar birikiminden oluşan büyük buz kütleleridir.
    • Deniz Buzu: Okyanuslarda yüzeyin donmasıyla oluşur ve özellikle Arktik Okyanusu ile Antarktika’da bulunur.
    • Buz Tabakaları: Antarktika ve Grönland gibi yerlerde geniş alanları kaplayan kalın buz tabakalarıdır.
    • Kar Örtüsü: Kısa vadeli olan bu örtü, soğuk iklimlerde mevsimsel olarak yüzeyi kaplar.
    • Permafrost: Yıl boyunca donmuş halde kalan toprak, kaya ve organik materyal tabakasıdır.

Biyosfer

  • Canlı küredir.
  • Doğal ortama bağlı olarak varlığını sürdüren canlıların ortamıdır.
  • Litosfer, atmosfer ve hidrosferden oluşan doğal ortam içerisinde canlılar yaşar.
  • Canlılar küresini coğrafyanın alt dallarından biri olan biyocoğrafya bilimi inceler.

Atmosfer

  • Hava küredir.
  • Yeryüzünü saran gaz kütlesidir.
  • Yağmur, kar, bulut, şimşek gibi hava olayları hava kürede meydana gelmektedir.
  • Tüm iklim ve meteoroloji olayları atmosferde gerçekleşmektedir.
  • Atmosferin %78’i azot, %21’i oksijen ve %1’i de diğer gazlardan oluşmaktadır.
  • Atmosfer olaylarını coğrafyanın alt dallarından biri olan klimatoloji bilimi inceler.

Atmosferin Katmanları

Atmosfer, sıcaklık ve kimyasal yapısı bakımından çeşitli katmanlardan oluşmaktadır. Bu katmanlar; troposfer, stratosfer, mezosfer, termosfer ve egzosferdir.

Atmosferin Katmanları

Troposfer

  • Atmosferin en alt katmanıdır.
  • Atmosferin yerden itibaren 10-16 kilometrelik alt bölümü içinde hava olaylarının gerçekleştiği sürekli hareketli bir bölümdür.
  • Kalınlığı Ekvator’dan kutuplara doğru azalır.
    • Nedeni; havanın Ekvator’da yerden ısınarak dikey olarak yükselmesi, kutuplarda ise soğuyan havanın alçalmasıdır.
  • Atmosferi oluşturan gazların %75’i bu katmanda bulunmaktadır.
  • Su buharının tamamı bu katmandadır. Bu nedenle meteorolojik olaylar bu katmanda gerçekleşir.
  • Yoğunluğun en fazla olduğu katmandır.
  • Yatay ve dikey yönlü hava hareketleri bu katmanda gerçekleşir.
  • Sıcaklık dikey yönde değişmektedir. Yerden yükseldikçe azalır. Nedeni ise yükseltinin etkisidir.
    • Bu katmanda yerden yükseldikçe sıcaklık her 100 metrede 0,5 °C azalmaktadır.
  • Aynı zamanda sıcaklık yatay yönde de değişir. Enlem etkisi ile Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe sıcaklık azalır.
  • Bu katman daha çok yerden yansıyan ışınlarla ısınır.
  • Bu katmanın en üstünde “tropopoz” adı verilen ve stratosfere geçiş sağlayan geçiş katmanı bulunmaktadır.

Stratosfer

  • Troposfer katmanının üst kısmından yaklaşık 50 km yüksekliğe kadar olan katmandır.
  • Genel olarak yatay hava hareketleri görülür.
  • Stratosferdeki hava akışı troposferdekinden daha az çalkantılıdır. Bu nedenle jet uçakları, uçuşun daha az sarsıntılı olacağı stratosferde yol almayı tercih eder.
  • Stratosferde dikey yönde sıcaklık değişimi oldukça yavaştır.
  • Sıcaklık ortalama -50 °C civarındadır.
  • Bu tabakada su buharı yoktur. Bu nedenle iklim olayı görülmez. 
  • Ozon tabakasının büyük bir bölümü bu katmanda yer almaktadır.
    • Dolayısıyla bu katman Güneş’ten gelen zararlı ışınların yeryüzüne ulaşmasını engellemektedir.
  • Stratosferde yer çekimi çok azalır. Bu nedenle cisimler gerçek ağırlıklarını bu katmanda kaybederler.

Mezosfer

  • Mezosfer, yaklaşık 50-85 km yükseklikler arasında yer alan atmosfer katmanıdır.
  • Atmosferin en soğuk olduğu tabakadır.
  • Gök taşlarının (meteor) atmosferde yanması ve parçalanması bu katmanda gerçekleşir.

Termosfer

  • Termosfer, mezosferin hemen üzerinde 85-600 km yükseklikler arasında yer alan atmosfer katmanıdır.
  • Bu tabakadaki gazlar ultraviyole ışınlarının etkisi ile iyonlara ayrılmıştır. .
    • İyonlar arasında ise elektron alışverişi son derece fazladır. Bundan dolayı haberleşme sinyalleri, radyo dalgaları bu tabakadan yansır.
  • Bu tabaka içerisinde sıcaklık, yükseldikçe artış gösterir.
  • Kutup ışıkları da bu katmanda gözlenir.

Egzosfer

  • Atmosferin en üst ve en dış sınırıdır.
  • Termosferin üzerinde yer alan ve yaklaşık 10.000 km yüksekliğe kadar ulaştığı varsayılan katmandır.
  • Atmosferden uzaya olan geçişi belirler.
  • Yer çekiminin ve atmosfer yoğunluğunun en az olduğu katmandır.
  • Yeryüzünü gözlemleyen uydular bu katmanda yer alır.

İklim Sisteminin Değişkenleri

Sıcaklık

Sıcaklığın Dağılışına Etki Eden Faktörler

sıcaklık değişimini etkileyen faktörler

Güneş Işınlarının Geliş Açısının Sıcaklığa Etkisi

Sıcaklığın dağılmasındaki en önemli faktördür. Güneş ışınları bir yere ne kadar fazla açı ile gelirse o yerin sıcaklığı o kadar fazla olur. Düşme açısı küçüldükçe ısınma azalır. Düşme açısını belirleyen etkenler: Dünya’nın şekli, Dünya’nın günlük hareketi, Dünya’nın yıllık hareketi ve yer şekilleridir.

  • Dünya’nın Şeklinin Sıcaklığa Etkisi (Enlem Etkisi)= Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe Güneş ışınlarının düşme açısı daralır. Bu nedenle Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe sıcaklık da azalır. Buna enlem etkisi denilmektedir. Enlem etkisi, mutlak konumu ifade etmektedir.

Dünya’nın şeklinin sıcaklığa etkisine örnekler:

  1. Ekvator’da deniz seviyesinde kalıcı karlara rastlanmaz.
  2. Türkiye’de güneyden kuzeye doğru gidildikçe sıcaklık azalır.
  3. Akdeniz, Karadeniz’den daha sıcak ve tuzludur.
  4. Ekvator’da deniz seviyesinde buzul etkisi görülmez.
  5. Türkiye’nin güneyi ile kuzeyi arasında 7-8 °C sıcaklı farkı oluşmaktadır.

ÖNEMLİ: Farklı enlemde bulunan yerlerin sıcaklıklarının farklı olması enlem etkisidir. Fakat aynı enlem üzerindeki noktaların sıcaklıklarının farklı olması enlem etkisi değil, göreceli konumdan dolayıdır.

  • Dünya’nın Günlük Hareketinin Sıcaklığa Etkisi= Dünya’nın günlük hareketine bağlı olarak yani kendi ekseni etrafında dönmesi nedeniyle, güneş ışınlarının bir noktaya geliş açısı gün boyunca değişmektedir. Güneş ışınları sabah ve akşam eğik açıyla gelirken, öğle vakti ise gelebileceği en dik açı ile gelmektedir. Her ne kadar Güneş ışınları dik açı ile öğle vakitlerinde gelse de gün içerisinde en yüksek sıcaklıklar enerji birikiminin en fazla olduğu 14.00 civarında görülür. Bunun nedeni; enerji birikimi ve biriken enerjinin kendini hissettirmesidir. Gece boyunca Güneş’ten herhangi bir enerji gelmediği için sıcaklık hızla azalır ve en az sıcaklık hissedildiği zaman Güneş’in doğduğu andır.

HATIRLATMA= Günlük sıcaklık farkı, gündüz ile gece arasında oluşan sıcaklık farkına denir. Günlük sıcaklık farkı atmosferdeki nem miktarı ile ilgilidir ve aralarında ters orantı bulunmaktadır. Nemin az olduğu yerlerde gündüz çok sıcakken geceleri çok soğuk olur. Bu nedenle günlük sıcaklık farkı çok fazladır. Örneğin; çöllerde günlük sıcaklık farkı çok fazladır.

  • Dünya’nın Yıllık Hareketinin Sıcaklığa Etkisi (Eksen Eğikliği, Mevsim Etkisi)= Dünya’nın yıllık hareketi ve eksen eğikliğine bağlı olarak Güneş ışınlarının düşme açısı yıl içerisinde değişir. Güneş ışınlarının dik ya da dike yakın açılarla düştüğü yaz mevsiminde sıcaklık değerleri artarken Güneş ışınlarının dar açılarla düştüğü kış mevsiminde sıcaklık değerleri azalır. Günlük harekette görülen sıcaklık gecikmeleri yıllık harekette de görülmektedir. Kuzey Yarım Küre’de Güneş ışınları en fazla açıyla 21 Haziran’da gelmesine rağmen en yüksek sıcaklıklar enerji birikimi nedeniyle temmuz ve ağustos aylarında görülmektedir.

HATIRLATMA=Yıllık sıcaklık farkı, yaz ile kış arasında oluşan sıcaklık farkına denir. Atmosferdeki nem oranı ile bağlantılıdır. Nem miktarının az olduğu yerlerde yıllık sıcaklık farkı fazla olur.

Astronomik Mevsimlerin Başlangıç Tarihleri

📎21 Mart Tarihinin Özellikleri

  • Ekinoks tarihidir.
  • Güneş ışınları Ekvator’a dik açıyla gelir.
  • Güneş ışınları atmosfer içinde en kısa yolu izleyerek Ekvatora gelir. En uzun yolu izleyerek de kutup noktalarına gelir.
  • Güneş ışınları en fazla enerjiyi Ekvator’a getirirler. En az tutulmaya uğradıkları yer bu yüzden Ekvator’dur.
  • Kuzey Yarım Küre’de ilkbahar, Güney Yarım Küre’de sonbahar başlar.
  • Aynı meridyen üzerindeki noktalarda aynı anda Güneş tam doğudan doğar ve tam batıdan batar.
  • Ekvator üzerindeki cisimlerde öğle vakitlerinde gölge oluşmaz.
  • Dünya’nın her yerinde ekinoks yaşanır yani her yerde gündüz ve gece eşittir.
  • Aydınlanma çizgisi kutup noktalarından geçer.
  • Kuzey Yarım Küre’de gündüzler gecelerden, Güney Yarım Küre’de geceler gündüzlerden daha uzun olmaya başlar.
  • Her iki kutup noktasında da Güneş görünür. Fakat Kuzey kutbunda Güneş doğarken, Güney kutbunda batar.
  • Kuzey Kutup Noktasında 6 ay gündüz, Güney Kutup Noktasında ise 6 ay gece başlar.

📎21 Haziran Tarihinin Özellikleri

  • Gündönümü tarihidir.
  • Güneş ışınları Yengeç dönencesine dik açı ile gelir.
  • Güneş ışınları atmosfer içinde en kısa yolu izleyerek Yengeç dönencesine gelir.
  • Güneş ışınları en fazla enerjiyi Yengeç dönencesine getirirler. En az tutulmaya uğradıkları yer bu yüzden Yengeç dönencesidir.
  • Yengeç dönencesi üzerindeki cisimlerde öğle vakitlerinde gölge oluşmaz.
  • Kuzey Yarım Küre’de yılın en kısa gölge boyu oluşur. Güney Yarım Küre’de ise yılın en uzun gölge boyu oluşur.
  • Aydınlanma çizgisi kutup dairelerine teğet geçer.
  • Kuzey Kutup Dairesi’nde 24 saat gündüz, Güney Kutup Dairesi’nde ise 24 saat gece yaşanır.
  • Kuzey Yarım Küre’de yaz, Güney Yarım Küre’de kış başlar.
  • Kuzey Yarım Küre’de en uzun gündüz, Güney Yarım Küre’de ise en uzun gece yaşanır.
  • Kuzey Yarım Küre’de gündüzler gecelerden, Güney Yarım Küre’de geceler gündüzlerden daha kısa olmaya başlar.
  • Kuzey kutup noktasına gidildikçe gündüz süreleri uzar, gece süreleri kısalır.
  • Güney kutup noktasına gidildikçe gece süreleri uzar, gündüz süreleri kısalır.

📎 21 Aralık Tarihinin Özellikleri

  • Gündönümü tarihidir.
  • Güneş ışınları Oğlak dönencesine dik açı ile gelir.
  • Güneş ışınları atmosfer içinde en kısa yolu izleyerek Oğlak dönencesine gelir.
  • Güneş ışınları en fazla enerjiyi Oğlak dönencesine getirirler. En az tutulmaya uğradıkları yer bu yüzden Oğlak dönencesidir.
  • Oğlak dönencesi üzerindeki cisimlerde öğle vakitlerinde gölge oluşmaz.
  • Kuzey Yarım Küre’de yılın en uzun gölge boyu oluşur. Güney Yarım Küre’de ise yılın en kısa gölge boyu oluşur.
  • Aydınlanma çizgisi kutup dairelerine teğet geçer.
  • Kuzey Kutup Dairesi’nde 24 saat gece, Güney Kutup Dairesi’nde ise 24 saat gündüz yaşanır.
  • Kuzey Yarım Küre’de kış, Güney Yarım Küre’de yaz başlar.
  • Kuzey Yarım Küre’de en uzun gece, Güney Yarım Küre’de ise en uzun gündüz yaşanır.
  • Kuzey Yarım Küre’de gündüzler gecelerden, Güney Yarım Küre’de geceler gündüzlerden daha uzun olmaya başlar.
  • Kuzey kutup noktasına gidildikçe gece süreleri uzar, gündüz süreleri kısalır.
  • Güney kutup noktasına gidildikçe gündüz süreleri uzar, gece süreleri kısalır.

📎23 Eylül Tarihinin Özellikleri

  • Ekinoks tarihidir.
  • Güneş ışınları Ekvator’a dik açıyla gelir.
  • Güneş ışınları atmosfer içinde en kısa yolu izleyerek Ekvatora gelir. En uzun yolu izleyerek de kutup noktalarına gelir.
  • Güneş ışınları en fazla enerjiyi Ekvator’a getirirler. En az tutulmaya uğradıkları yer bu yüzden Ekvator’dur.
  • Kuzey Yarım Küre’de sonbahar, Güney Yarım Küre’de ilkbahar başlar.
  • Aynı meridyen üzerindeki noktalarda aynı anda Güneş tam doğudan doğar ve tam batıdan batar.
  • Ekvator üzerindeki cisimlerde öğle vakitlerinde gölge oluşmaz.
  • Dünya’nın her yerinde ekinoks yaşanır yani her yerde gündüz ve gece eşittir.
  • Aydınlanma çizgisi kutup noktalarından geçer.
  • Kuzey Yarım Küre’de geceler gündüzlerden, Güney Yarım Küre’de gündüzler gecelerden daha uzun olmaya başlar.
  • Her iki kutup noktasında da Güneş görünür. Fakat Kuzey kutbunda Güneş batarken, Güney kutbunda doğar.
  • Kuzey Kutup Noktasında 6 ay gece, Güney Kutup Noktasında ise 6 ay gündüz başlar.
  • Yer Şekillerinin Sıcaklığa Etkisi= Dağların Güneş’e dönük yamaçlarına “bakı” adı verilmektedir. Güneş’e dönük yamaçlar gölgede kalan yamaçlara göre Güneş ışınlarını daha büyük açılarla alır ve daha fazla ısınır. Güneş’e dönük yamaçlar bulunulan yere göre değişmektedir. Dönenceler dışında Kuzey Yarım Küre’de bulunan dağların yıl boyunca güney yamaçları (Türkiye), Güney Yarım Küre’de bulunan dağların ise kuzey yamaçları bakı durumundadır. Fakat dönenceler arasında bulunan dağların bakı durumu yıl içerisinde değişmektedir. Güneş’e dönük yamaçlar zamana göre de değişebilmektedir. Örneğin dönenceler arasında bazen kuzey bazen ise güneye bakan yamaçlar bakıya dönüktür. Güneş’e dönük olan yamaçlar daha fazla ısındığı için karlar daha çabuk erir ve tarım ürünleri daha erken olgunlaşır. Bakının sıcaklığa etkisi en fazla ılıman kuşakta görülmektedir.

🌟Bakı durumunda olan yamaçlarda:

  • Sıcaklık daha fazladır.
  • Güneşlenme süresi daha fazladır.
  • Güneş ışınların açısı daha fazladır.
  • Aynı tür bitkiler daha erken olgunlaşır.
  • Karlar daha erken erir.
  • Kalıcı kar sınırı da yüksekte başlar.
  • Tarım, orman ve yerleşmelerin üst sınırı daha yüksektir.

Yükselti

Yerden yükseldikçe sıcaklık düşmektedir. Çünkü atmosfer daha çok yerden ısınır ve üstten soğur. Aynı zamanda atmosferin alt katları üst katlarından daha yoğundur ve alt katlarda yabancı maddeler ve özellikle de su buharının daha fazla olması ısınmaya yardım eder. Yerden yükseldikçe sıcaklığın hangi oranda değişeceği havanın kuru ya da nemli olması, yer şekilleri gibi faktörlere bağlı olarak da değişmektedir.

Yükseltinin sıcaklığa etkisine örnekler:

  1. Ekvator’da kalıcı karlara rastlanmaz.
  2. Kar dağların üstlerine ovalara göre daha erken yağar.
  3. Yamaç boyunca bitki örtüsü yukarı doğru değişmektedir.
  4. Yükselen hava yağış bırakır.

Güneşlenme Süresi

Bir yerin gün içinde Güneş’i gördüğü süreye “güneşlenme süresi” denir. Kısacası; Güneş’in doğduğu andan battığı ana kadar geçen süredir.

Güneşlenme süresi arttıkça sıcaklık da artar. Ancak güneşlenme süresinin çok uzun olduğu kutuplarda sıcaklık değerlerinin düşük olması; Güneş ışınlarının dar açılarla düşmesinin sonucudur. Yaz aylarında güneşlenme süresi fazla olduğundan sıcaklık değerleri de yüksektir.

Gün içerisinde güneşten daha fazla enerji alan yerlerin sıcaklığı; daha az güneşlenen yerlere göre yüksektir. Güneşlenme süresi gündüz süresinin uzunluğuna da bağlıdır. Gündüz süresi uzun olan yerlerde sıcaklık ortalaması da yüksektir. Örneğin; Türkiye’de Akdeniz Bölgesinde gündüz süresi fazla olduğu için güneşlenme süresi de fazladır.

Güneşlenme süresini etkileyen bir diğer faktör; havanın nem-bulut durumudur. Bulutlu gün sayısının fazla olduğu yerlerde güneşlenme süresi azdır. Örneğin; Doğu Karadeniz, Orta Karadeniz’e göre daha bulutludur. Dolayısıyla Doğu Karadeniz’in güneşlenme süresi ve sıcaklığı Orta Karadeniz’e göre daha azdır.

Okyanus Akıntıları

Ekvator’da ısınan su kütleleri ile kutuplarda soğuyan su kütlelerinin yer değiştirmesine okyanus akıntısı denir. Okyanus akıntıları, hem denizler hem de karalar üzerinde sıcaklığı etkilemektedir. Bu akıntılar, denizlerde sıcaklığın Ekvator’dan kutuplara doğru düzenli olarak azalmasını engeller. Ekvator yönünden gelen akıntılar sıcaklığı yükseltirken kutup yönünden gelen akıntılar sıcaklığı azaltır.

Okyanus akıntıları

Sıcak su akıntıları etkili oldukları yerlerde sıcaklığı artırır ve nemli-yağışlı bir etkiye neden olur. Örneğin; Batı Avrupa’nın Orta Avrupa’dan daha sıcak ve nemli olmasının temel nedeni “Gulf Stream” sıcak su akıntısıdır.

Soğuk su akıntıları ise etkili oldukları yerlerde sıcaklığı düşürürken nem ve yağışı da azaltır. Örneğin; “Benguela” soğuk su akıntısı nedeniyle Kalahari ve Namib çölleri oluşmuştur.

Atmosfer Nemi

Nem, atmosferdeki su buharına denir. Nem bir yerin aşırı ısınmasını ve soğumasını önler. Bu nedenle nemin sıcaklığı dengeleme özelliği vardır. Nemin fazla olduğu yerde hava geç ısınır ve geç soğur. Günlük ve yıllık sıcaklık farkını azaltır.

Güneş ışınlarının dik ve dike yakın geldiği Ekvator çevresi; Dünya’nın en sıcak yerleri olması gerekirken, nem fazlalığından dolayı Dünya’nın en sıcak yeri değildir. Dünya’nın en sıcak yerleri; dönenceler çevresidir. Bunun nedeni ise bu alanların nem miktarınca fakir olan çöller olmasıdır.

Atmosferi geçerek yeryüzüne gelen Güneş ışınları yeryüzünü ısıtır. Bu cisimler gündüz Güneş’ten aldıkları enerjiyi gece boyunca atmosfere geri vererek soğurlar ve enerji kaybederler. Yeryüzünün geceleri enerji kaybederek soğumasına ışıma (yer radyasyonu)” adı verilmektedir.

Kış mevsiminde, havanın bulutlu olduğu günlerde, ısı kaybı azaldığından sıcaklık değerleri yüksektir. Havanın bulutsuz olduğu günlerde ısı kaybı daha fazla olduğu için sıcaklık değerleri düşüktür. Nemin fazla olduğu deniz yüzeylerinde, vadilerde ve alçak ovalarda nem fazlalığından dolayı sıcaklık kaybı az iken; dağ zirvelerinde nem azlığından dolayı sıcaklık kaybı fazla olmaktadır.

Rüzgarlar

Rüzgarlar, doğdukları bölgenin sıcaklık ve nem gibi özelliklerini gittikleri yerlere taşır. Kutup yönünden gelen rüzgarlar sıcaklığı düşürürken; Ekvator yönünden gelen rüzgarlar sıcaklığı artırmaktadır. Bu durumda Kuzey Yarım Küre’de güneyden esen rüzgarlar; Güney Yarım Küre’de ise kuzeyden esen rüzgarlar sıcaklık arttırıcı etki yaparlar. Kuzey Yarım Küre’de kuzeyden esen rüzgarlar; Güney Yarım Küre’de güneyden esen rüzgarlar ise sıcaklığı düşürür.

Aynı zamanda bu durum enlem – sıcaklık ilişkisine de örnektir. Denizden karaya doğru esen rüzgarlar kışın ısıtıcı, yazın ise serinletici etki yapar. Karadan denize doğru esen rüzgarlar ise kışın sıcaklığı düşürücü, yazın ise sıcaklığı yükseltici etki yapar.

Rüzgarların Sıcaklığa Etkisi

Kara ve Denizlerin Etkisi

Karalar ve denizlerin ısınma özellikleri birbirinden farklıdır. Denizler, karalara göre daha yavaş ısınıp yavaş soğurken; karalar ise denizlere göre daha çabuk ısınır ve daha çabuk soğur. Bunun nedeni ise kara ve denizlerin öz ısılarının farklı olmasıdır.

Kara ve denizlerin farklı ısınma ve soğuma özelliklerinin sıcaklığa etkileri:

  1. Kuzey Yarım Küre’de en sıcak ay karalarda temmuz, denizlerde ağustostur. En soğuk ay ise karalarda ocak, denizlerde şubattır.
  2. Kuzey Yarım Küre’de karalar daha fazla olduğu için günlük ve yıllık sıcaklık farkları fazladır.
  3. En yüksek ve en düşük sıcaklıklar karalarda ölçülmektedir.
  4. Yaz aylarında karalar denizlere göre daha sıcaktır. Kış aylarında ise denizler karalara göre daha sıcaktır.
  5. Kuzey Yarım Küre’de yıllık ortalama sıcaklık Güney Yarım Küre’ye göre 2°C daha fazladır.
  6. Basınç merkezleri mevsimsel ve günlük olarak yer değiştirir.

Bitki Örtüsü

Bitki örtüsü gündüzleri fazla ısınmayı, geceleri ise aşırı soğumayı önler. Bitkiler, koruyucu bir örtü oluşturarak toprağın nemli kalmasını sağlar. Aynı zamanda buharlaşmanın artmasına da engel olur. Tüm bunların sonucunda; bitki örtüsünün gür olduğu alanlar ile seyrek olduğu alanlar arasında sıcaklığın dağılışı açısından önemli farklar ortaya çıkar.

Gür bitki örtüsü, nem kaynağı olduğundan ve güneş ışınlarının zemine ulaşmasını engellediğinden gündüz yeryüzünün daha az ısınmasına neden olmaktadır. Geceleri toprağın ışıma yoluyla enerji kaybını azaltarak da çok fazla soğumasını engellemektedir. Böylece bitki örtüsünün gür olduğu bölgelerde günlük sıcaklık farkı daha az olmaktadır. Bitki örtüsünün cılız olduğu yerlerde ise aşırı ısınıp aşırı soğumalar yaşandığı gözlemlenmektedir.

📚 EK BİLGİ:

Gerçek Sıcaklık Kuşakları

Yeryüzünde sıcaklığın dağılışını sadece Güneş ışınlarının düşme açısı etkilememektedir. Dünya’nın şekli, kara ve denizlerin dağılışı, sıcak ve soğuk su akıntıları ile genel hava dolaşımı da sıcaklığın dağılışında etkilidir. Bu durum matematik iklim kuşaklarından farklı olarak sıcaklık kuşaklarını ortaya çıkarmıştır. Ancak sıcaklık kuşaklarının sınırları, matematik iklim kuşaklarında olduğu gibi her iki yarım kürede de aynı değildir. Örneğin soğuk kuşak Kuzey Yarım Küre’de daha az alan kaplarken Güney Yarım Küre’de daha geniştir.

Gerçek Sıcaklık Kuşakları

Sıcaklığın Dünya Üzerindeki Dağılışı

Aynı sıcaklık değerlerine sahip noktaların birleştirilmesiyle elde edilen eğrilere “izoterm (eş sıcaklık) eğrileri” adı verilir. Yeryüzünde sıcaklığın dağılışını gösteren haritalara ise “izoterm haritaları” denilmektedir. İzoterm haritaları ikiye ayrılır:

  • Gerçek İzoterm Haritaları= Gerçek sıcaklık değerlerine göre oluşturulur. Gerçek izoterm haritalarındaki sıcaklık dağılışı üzerinde enlem kadar yükselti, yer şekilleri ve nem özellikleri de etkili olmaktadır.
  • İndirgenmiş İzoterm Haritaları= Deniz seviyesindeki sıcaklık değerlerine göre çizilen haritalardır. Bu tip haritalarda her yer deniz seviyesinde (0 metre) kabul edilmektedir. Bu nedenle yükseltinin sıcaklık üzerine etkisi dikkate alınmaz. Bu haritalarda enlemin sıcaklık üzerindeki etkisi ön plandadır.
    • Yükselti arttıkça gerçek sıcaklıkla indirgenmiş sıcaklık arasındaki fark artar. Diğer bir ifade ile, bir yerin gerçek sıcaklıkla indirgenmiş sıcaklığı arasındaki fark ne kadar büyükse deniz seviyesinden yüksekliği o oranda fazla demektir.

Termik Ekvator: Bütün meridyenlerin en sıcak noktalarını birleştiren izoterm eğrisine denir. Bu Dünya’nın en sıcak çizgisidir. Güneş ışınlarının yıl içerisindeki değişimine bağlı olarak yeri değişir. Temmuz ayında termik ekvatorun tamamı Kuzey Yarım Küre’de yer alır. Ocak ayında termik ekvatorun tamamı Güney Yarım Küre’de yer alır. Yıllık ortalama termik ekvatorun ise tamamına yakını Kuzey Yarım Küre’de yer almaktadır. Bunun nedeni ise karaların Kuzey Yarım Küre’de daha fazla olmasıdır.

aylara göre termik ekvator

Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı

  • Sıcaklık Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe azalır. (Enlem etkisi)
  • En yüksek sıcaklıklar Kuzey Yarım Küre’de Yengeç Dönencesi çevresindeki karalar (çöller) üzerinde görülür. (Karasallık ve basınç faktörü de etkilidir.)
  • En düşük sıcaklıklar, kutup bölgelerinde ve özellikle kutuplara yakın karaların iç kesimlerindedir.(Enlem, karasallık ve yükselti de etkilidir.)
  • Alçak enlemlerde (Ekvator ve çevresi) karalar denizlerden, yüksek enlemlerde (Kutuplar ve çevresi) ise denizler karalardan daha sıcaktır. Bu durumun nedeni karaların alçak enlemlerde denizlerden daha çok ısınması, yüksek enlemlerde ise daha çok enerji kaybetmesidir.
  • Kara etkisi egemen olduğundan 45° enlemine kadar Kuzey Yarım Küre, Güney Yarım Küre’den sıcaktır. 45° enleminden sonra ise deniz etkisi egemen olduğundan Güney Yarım Küre, Kuzey Yarım Küre’den sıcaktır.
  • Genel olarak Kuzey Yarım Küre’de sıcaklık değerleri Güney Yarım Küre’den daha yüksektir. Bu durumun nedeni; Kuzey Yarım Küre’de karaların, Güney Yarım Küre’de deniz ve okyanusların daha fazla yer kaplamasıdır.
  • İzoterm eğrileri her iki yarım kürede paralel çizgilerine uyum göstermemektedir.
    • Güney Yarım Küre’de izoterm eğrileri daha düz uzanırken, Kuzey Yarım Küre’de daha fazla kıvrım yapar. Bunun nedeni; Kuzey Yarım Küre’de karalar geniş yer kaplarken; Güney Yarım Küre’de okyanuslar geniş yer kaplamaktadır.
  • Kuzey kutup noktası, güney kutup noktasına göre daha sıcaktır. Bunun nedeni; kuzey kutup noktasının denizlerden, güney kutup noktasının ise karalardan oluşmasıdır.

Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı

  • Temmuz ayında Kuzey Yarım Küre’de yaz, Güney Yarım Küre’de kış mevsimi yaşanır.
  • Termik Ekvator tamamıyla Kuzey Yarım Küre’de yer alır.
  • En yüksek sıcaklıklar Kuzey Yarım Küre’de Yengeç dönencesi çevresindeki çöllerde görülür. (Büyük Sahra, Arabistan Yarımadası)
    • Kuzey Yarım Küre’de yaz mevsimine rastlayan temmuz ayında 30 °C’den daha çok ısınan yerler oldukça geniş bir alana yayılmıştır. Bu alanlar 15° ve 40° enlemler arasında bulunmaktadır.
  • En düşük sıcaklıklar Güney Yarım Küre’de görülür. (Antartika)
  • Kuzey Yarım Küre’de izoterm eğrileri karalar üzerinde kuzeye doğru, denizler üzerinde ise güneye doğru kıvrımlar yapmaktadır. Güney Yarım Küre’de ise tam tersi bir durum söz konusudur.
  • Kuzey Yarım Küre’de karalar denizlerden; Güney Yarım Küre’de denizler karalardan daha sıcaktır.

Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı

  • Ocak ayında Kuzey Yarım Küre’de kış, Güney Yarım Küre’de ise yaz mevsimi yaşanır.
  • Termik ekvator tamamıyla Güney Yarım Küre’de yer alır.
  • En yüksek sıcaklıklar Güney Yarım Küre’de Oğlak Dönencesi civarında görülür. (Dünya’nın yıllık hareketi, karasallık ve basınç etkisidir.)
  • Kuzey Yarım Küre’de 25 °C’den daha yüksek sıcaklık değerlerine rastlanmamaktadır.
    • Sibirya, Grönland Adası ve Kanada’nın kuzeyi ocak ayında dünyanın en soğuk yerleri durumundadır.
  • 0 °C ve 10 °C eğrileri Kuzey Yarım Küre’de Atlas Okyanusu ve Büyük Okyanus üzerinde kuzeye, Asya ve Kuzey Amerika üzerinde ise güneye doğru sapmaktadır. (Okyanus akıntıları nedeniyle)
  • Kuzey Yarım Küre’de izoterm çizgileri karalar üzerinde güneye doğru, denizler üzerinde ise kuzeye doğru kıvrımlar yapar. Güney Yarım Küre’de ise tam tersi bir durum görülür.
    • Batı Avrupa’da izotermlerin kuzeye yönelmelerinin nedeni “Gulf Stream” sıcak su akıntısıdır.
  • Denizler ve okyanuslar Güney Yarım Küre’de daha fazla yer kapladığı için 0 °C ve 10 °C eğrileri Kuzey Yarım Küre’ye göre daha düzgün bir uzanış gösterir.
  • Kuzey Yarım Küre’de en soğuk yerler kutup noktası değil; Sibirya, Kanada ve Grönland’ın kuzey kesimleridir. (Karasallık ve yükselti etkisiyle)
  • Güney Yarım Küre’de en soğuk yerler Antarktika çevresinde görülmektedir. (Enlem ve karasallık etkisiyle)
  • Kuzey Yarım Küre’de denizler karalardan; Güney Yarım Küre’de denizler karalardan daha sıcaktır.

Türkiye’de Sıcaklığın Dağılışı

Türkiye’de sıcaklık dağılışını etkileyen en önemli etkenler; kuzey-güney enlemlerinin farkı, batı-doğu doğrultusunda denizden uzaklık ve yükseltinin artmasıdır.

Türkiye kıyılarında nemin fazla olması nedeniyle yıllık sıcaklık farkı azken; iç kesimlerde karasallığın etkisi ile yıllık sıcaklık farkı fazladır. Doğu Anadolu Bölgesi’nde yükselti fazla olduğu için yıllık sıcaklık farkı daha da fazladır.

🌟Kısacası Türkiye’de sıcaklık kıyılarda enlem farkına; iç kesimlerde ise denizden uzaklık, yükselti ve yer şekillerine bağlıdır.

Türkiye’de Ocak Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı

  • Türkiye’de ocak ayında sıcaklık ortalamaları -12°C ile 10°C arasındadır.
  • En düşük sıcaklıklar, Doğu Anadolu Bölgesi’dir. Özellikle Erzurum – Kars – Ardahan ve Hakkari yöreleridir.
    • Nedeni, yükselti ve karasallıktır.
  • En yüksek sıcaklıklar, Akdeniz ve Ege kıyılarında görülür.
    • Nedeni,enlem ve denizelliktir.
  • Türkiye’de güneyden kuzeye gidildikçe sıcaklık enlem etkisi ile azalır.
  • Kıyı bölgelerindeki yıllık sıcaklık ortalamaları iç bölgeler­den daha yüksektir.
  • Batıdan doğuya gidildikçe genel olarak sıcaklık azalır.
  • Kıyı bölgeleri ile iç bölgeler arasında sıcaklık farkı çok belirgindir.
    • Nedeni; yükselti ve karasallıktır.

Türkiye’de Temmuz Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı

  • Türkiye’de temmuz ayında sıcaklık ortalamaları 17°C ile 35°C arasındadır.
  • En düşük sıcaklıklar, Doğu Anadolu Bölgesi’ndedir. Özel­likle Erzurum – Kars -Ardahan ve Hakkari yöreleridir.
    • Nedeni, yükselti ve karasallıktır.
  • En yüksek sıcaklıklar, Güneydoğu Anadolu’nun güneyin­de görülür.
    • Nedeni, karasallık ve Basra alçak basınç merkezinden gelen samyeli rüzgarlarıdır.
  • Bu dönem Akdeniz ve Ege kıyılarında sıcaklıklar yüksektir.
    • Nedeni; denizellik, enlem ve Asor yüksek basıncının etkisi ile Afrika üzerinden gelen sıcak havadır.
  • Enlem etkisi ile sıcaklıklar güneyden kuzeye doğru gidildikçe azalır.
  • Batıdan doğuya doğru gidildikçe sıcaklık yükselti nedeniyle azalır.

Türkiye’de Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı

  • En düşük sıcaklıklar, Kuzeydoğu Anadolu’da (Erzurum–Kars platosu) görülmektedir.
    • Nedeni, yükselti ve karasallıktır.
  • En yüksek sıcaklıklar, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin gü­neyi ile Ege ve Akdeniz kıyılarında görülür.
    • Nedeni, enlem etkisidir.
  • Kısa mesafede sıcaklık değerleri değişiklik göstermektedir.
  • Türkiye’de güneyden kuzeye gidildikçe sıcaklık enlem etkisi ile azalır.
    • En yüksek sıcaklık ortalamalarına güney bölgelerinde, en düşük sıcaklık ortalamalarına kuzey bölgelerinde rastlanılır.
  • Kıyı bölgelerindeki yıllık sıcaklık ortalamaları iç bölgeler­den daha yüksektir.
    • Kıyı ile iç bölgeler arasındaki sıcaklık farkı yazın azalır, kışın artar.
    • Nedeni; karasallık ve denizellik, yükseltidir.
  • Yıllık ve günlük sıcaklık farklarının en az olduğu bölge Karadeniz’dir.
    • Nedeni; nem fazlalığıdır.
  • Batıdan doğuya gidildikçe genel olarak sıcaklık azalır.
    • Nedeni; yükselti ve karasallıktır.
  • Yıllık sıcaklık farkının en fazla olduğu bölge Doğu Anadolu’dur.
    • Nedeni; yükselti ve karasallıktır.
  • Donlu gün sayısı en fazla Doğu Anadolu’da, en az ise Akdeniz’de görülür.
    • Nedeni; denizellik, enlem ve yükseltidir.

📚EK BİLGİ: Türkiye’de gerçek sıcaklık ile indirgenmiş sıcaklık arasındaki farkın en az olduğu bölge Marmara Bölgesien fazla olduğu bölge ise Doğu Anadolu Bölgesi’dir.

Türkiye’de Güneşlenme Süresi ve Bulutluluk

Güneşten yararlanabilme süresine güneşlenme süresi adı verilmektedir.

  • Türkiye’de bulutluluğun ve yağış oranınınen az olduğu mevsim yazdır.
  • Yıllık bulutluluk oranının en fazla olduğu yer, Karadeniz kıyılarıyken; en az olduğu yer Güneydoğu Anadolu’dur.Buna bağlı olarak güneşlenme süresi de değişmektedir.
  • Güneşlenme süresinin en az olduğu yer Karadeniz kıyıları, en fazla olduğu yer ise Güneydoğu Anadolu’dur.

Türkiye’de Don Olayı

Sıcaklığın 0°C’nin altına düşmesiyle don olayı yaşanır. Günün her anında yaşanabilir. Türkiye’de don olayları iç kesimlerde daha fazla, kıyılarda ise daha az yaşanır. Donlu gün süresi, en uzun (ortalama 6 ay) Kuzeydoğu Anadolu’da; en kısa (ortalama 1-2 gün) Akdeniz kıyılarında görülür.

Basınç

Basıncın Dağılışını Etkileyen Faktörler

Basınca Etkileyen Faktörler
Yer Çekimi

Cisimler arasındaki karşılıklı etkileşim olan yer çekimi, atmosferi yerinde tutan kuvvettir. Yer çekimi Dünya’nın şekline bağlı olarak Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe artar. Bu durum basıncın da artmasına neden olur.

Dolayısıyla Ekvator’dan kutuplara ve yüksek yerlerden alçak yerlere gidildikçe yer çekimi arttığı için basınç da artmaktadır.

Yerçekimi ile basınç arasında doğru orantı bulunmaktadır. Yer çekimi arttıkça basınç artacak, yerçekimi azaldıkça basınç azalacaktır.

Yer Çekimi ile basınç arasındaki ilişki
Yükselti

Yükselti ve basınç ters orantılıdır. Yerden yükseldikçe yer çekiminin azalması ve gazların miktar ve yoğunluğunun azalmasına bağlı olarak basınç da azalır.

Yükseklik arttıkça basınç azalır
Sıcaklık

Sıcaklık ile atmosfer basıncı ters orantılıdır. Sıcaklık arttıkça atmosfer basıncı düşer. Sıcaklığa yani havanın ısınmasına ya da soğumasına bağlı olarak oluşan basınçlara “termik kökenli basınçlar” adı verilmektedir.

Sıcaklığın artmasıyla hava genişler, hafifler ve yükselir. Yükselen havanın yere yaptığı basıncın azalmasıyla, alçak basınç alanları doğmaktadır. Sıcaklığın azalmasıyla soğuyan havanın hacmi daralır, ağırlaşır ve alçalır. Alçalan havanın yere yaptığı basıncın artmasıyla yüksek basınç alanları doğmaktadır. Örneğin; Ekvator çevresi sürekli sıcak olduğundan, Ekvator çevresinde termik alçak basınçlar oluşmuştur. Kutuplar çevresinde ise sürekli soğuk olduğundan kutupların çevresinde termik yüksek basınçlar oluşmuştur.

Sıcaklık; Dünya’nın şekline, Dünya’nın eksen eğikliğine ve günlük hareketine bağlı olarak değiştiği için atmosfer basıncı da değişmektedir.

Basınç ile sıcaklık ilişkisi
Dünya’nın Dönme Hareketi
  • Basıncın Dünya’nın Şekline Göre Değişimi= Ekvator çevresinde ısınmaya bağlı olarak, hava kütleleri yükselir ve atmosfer basıncını düşürür. Böylelikle termik alçak basınç (TAB) oluşur. Kutuplarda soğumaya bağlı olarak, hava kütleleri alçalır ve atmosfer basıncını arttırır. Böylelikle termik yüksek basınç (TYB) oluşur. Ekvator ve kutuplardaki termik basınçlar, sıcaklıkla ilgilidir. Oluşumunda Dünya’nın şekli etkilidir.
Basıncın Dünya'nın Şekline Göre Değişimi
  • Basıncın Dünya’nın Eksen Eğikliğine Göre Değişimi=Mevsime göre sıcaklık değişimi olarak da düşünülebilir. Güneş ışınlarının geliş açısını yıl boyunca etkileyen bir faktör de eksen eğikliğidir. Karaların ve denizlerin yıl içinde farklı ısınma ve soğuma özellikleri vardır. Buna bağlı olarak, kara ve denizler üzerinde sıcaklık yıl boyunca değişmektedir. Bunun sonucunda da kara ve denizler üzerindeki atmosfer basıncı mevsimsel olarak farklılık göstermektedir.
Basıncın Dünya'nın Eksen Eğikliğine Göre Değişimi. Yaz Mevsiminde basınç değişimi
Basıncın Dünya'nın Eksen Eğikliğine Göre Değişimi. Kış Mevsiminde basınç değişimi
  • Basıncın Dünya’nın Günlük Hareketine Göre Değişimi= Dünya’nın günlük hareketi, güneş ışınlarının geliş açısını gün içerisinde değiştiren bir faktördür. Karaların ve denizlerin gün içinde de farklı ısınma ve soğuma özellikleri vardır. Buna bağlı olarak, kara ve denizler üzerinde sıcaklık gün boyunca değişir. Bunun sonucunda da kara ve denizler üzerindeki atmosfer basıncı gün içinde farklılık gösterir.
Basıncın Dünya'nın Günlük Hareketine Göre Değişimi. Gündüzleri Basınç Değişimi
Basıncın Dünya'nın Günlük Hareketine Göre Değişimi. Geceleri Basınç Değişimi

📚 EK BİLGİ:

Ekvatorda ısınıp yükselen hava kutuplara doğru yönelerek 30° enlemleri çevresinde havanın yığılarak çökmesine böylece dinamik yüksek basınç alanlarının oluşmasına neden olmuştur. 30°enleminden etrafa yayılan bu hava 90°enleminden gelen soğuk hava ile karşılaşarak 60° enlemlerinde sıcak havanın soğuk hava üzerinde yükselmesine ve dinamik alçak basınç alanlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Dünya’nın günlük hareketine bağlı olarak oluşan basınç merkezlerine ise dinamik basınç merkezleri adı verilmektedir.

dinamik basınç merkezleri

KARIŞTIRMA: Ekvator ve kutuplardaki termik basınçlar sıcaklık ile ilgilidir ve Dünya’nın şeklinden dolayı oluşur. 30° ve 60° enlemlerindeki basınçlar ise Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönmesi yani günlük hareketi ile ilgilidir.

Hangi enlem üzerinde hangi basıncın oluştuğunu hatırlamak için kısa yol;

  • 90° => Y
  • 60° => A
  • 30° => Y
  • 0° => A

Türkiye’de Basınç

Türkiye’de basınç, sıcaklık ve hava hareketlerine bağlı olarak değişir. Orta enlemlerde yer alan Türkiye kuzeyindeki kutupsal hava kütlesi ile güneyindeki tropikal hava kütlesinin etkisi altındadır. Aynı zamanda termik ve dinamik basınç kuşaklarının da etkisi altındadır. Basınç kuşaklarının etkilediği alan, mevsimlere bağlı olarak genişlemekte ya da daralmaktadır.

Türkiye’yi etkileyen basınç merkezleri; yazın Asor yüksek basıncı ve Bafra alçak basıncı iken kışın Sibirya yüksek basıncı ve İzlanda alçak basıncıdır.

Türkiye'yi etkileyen basınç merkezleri; yazın Asor yüksek basıncı ve Bafra alçak basıncı iken kışın Sibirya yüksek basıncı ve İzlanda alçak basıncıdır.

Türkiye’yi Etkileyen Yüksek Basınç Alanları

  • Sibirya Termik Yüksek Basınç Merkezi: 60°C kuzey enlemlerinde oluşur. Sibirya üzerinde oluşan karasal hava kütlesi soğuk ve kurudur. Özellikle kış aylarında etkilidir. Sis ve ayazaneden olur.  Karadeniz’i geçerken nem kazanarak orografik yağışlar yapabilir. Doğu Anadolu’nun yüksek yerlerinde kar yağışlarına neden olabilir.
  • Asor Dinamik Yüksek Basınç Merkezi: 30°C kuzey enlemlerinde oluşur. Bütün yıl etkilidir. Batı’dan gelir. Daha çok yaz mevsiminde etkili olur. Türkiye’de yaz aylarında havanın sıcak ve kuruolmasına neden olur. Kış aylarında da etkilidir. Kış aylarındaözellikle Akdeniz, Ege ve Marmara başta olmak üzere ülke genelinde ılık ve yağışlı hava koşullarının yaşanmasına neden olmaktadır.

Türkiye’yi Etkileyen Alçak Basınç Alanları

  • İzlanda Dinamik Alçak Basınç Merkezi: 60° enleminde oluşur. Daha çok kışın etkilidir. Özellikle Sibirya yüksek basıncının etkisi azaldığında etkilidir. Yazın etkisi daralır. Yağış olarak Karadeniz sahilinde yağmur, iç kesimlerde ise kar bırakır. Akdeniz üzerinden geldiğinde ise daha fazla etkili olur ve her türlü yağışı bırakır. Genel olarak ılık ve yağışlı kış aylarının geçmesine neden olur.
  • Basra Termik Alçak Basınç Merkezi: 30°C kuzey enlemlerinde oluşur. Daha çok yaz aylarında etkili olur. Türkiye’nin güneydoğu kesimlerinde yaz aylarında sıcak ve kuru hava koşullarının görülmesineneden olur. Zaman zaman çamur yağışlarına neden olmaktadır.

Rüzgarlar

Rüzgar Çeşitleri

Sürekli Rüzgarlar

Yıl boyunca alçak ve yüksek basınç rüzgarları arasında esen rüzgarlardır. Bu rüzgarlar okyanus akıntılarına yön verir ve yeryüzünün iklimlerinin üzerinde etkili olurlar. Sürekli rüzgarlar üçe ayrılır.

Dünya üzerindeki sürekli rüzgarlar

Alize Rüzgarları

30° Kuzey ve 30° Güney enlemlerindeki dinamik yüksek basınç alanlarından, Ekvator’daki termik alçak basınç alanına doğru esen rüzgarlardır.

  • DYB alanlarından (30° enlemleri) TAB alanına (Ekvator) doğru eser.
  • Kuzey Yarım Küre’de sağa, Güney Yarım Küre’de ise sola sapar.
  • Alizeler her iki yarım kürede yıl boyunca doğudan batıya doğru hareket ederler. Bu özelliklerinden dolayı bu rüzgarlara ticaret rüzgarları da denilmiştir.
  • Üst alizeler (ters alizeler), Ekvatoral bölgede ısınıp yükselen havanın troposfer ve stratosfer arasında yatay hava akımlarına yakalanması ile oluşurlar. Tropikal bölgelerin 10 km yukarısında alizelerin ters yönünde eser ve 30° enlemlerinde alçalarak çöllerin oluşmasına sebep olur. Sıcak okyanus akıntılarının oluşumuna neden olurlar.
  • Tropikal bölgede karaların doğu kıyılarına bol yağış bırakır.
  • Alize rüzgarlarına ters yönde esen rüzgarlara ters alizeler denir. Tropikal Kuşak rüzgarlarıdır.
  • Sıcak ve kurudurlar. Fakat deniz üzerinden geçerken nem kazanırlar.
  • Tropikal kuşaktaki karaların doğu kıyılarına bol yağış bırakırlar. Bu nedenledoğu rüzgarlarıda denir.

Batı Rüzgarları

30° enlemlerindeki dinamik yüksek basınç alanlarından, 60° enlemlerindeki dinamik alçak basınç alanlarına doğru esen rüzgarlardır.

  • DYB alanlarından (30° enlemleri), DAB alanlarına (60° enlemleri) doğru eser.
  • Bu rüzgarlar, Dünya’nın günlük hareketinden dolayı Kuzey Yarım Küre’de genellikle güneybatıdan, Güney Yarım Küre’de ise kuzeybatıdan eser.
  • Gulf Stream ve Kuroşivo gibi sıcak su akıntılarını beraberinde taşırlar.
  • Orta kuşaktaki kıtaların batı kıyılarının bol yağışlı ılıman iklim şartlarına sahip olmasında etkilidir.
  • Türkiye yer aldığı matematik konum gereği Batı rüzgarları kuşağındadır.
  • Sıcak ve kurudurlar. Ancak, deniz üzerinden geçerken nem kazanırlar.
  • Orta kuşaktaki karaların batı kıyılarına bol yağış bırakırlar. Orta kuşak rüzgarlarıdır.
  • 60° enlemleri civarında Kutup rüzgarları ile karşılaşarak cephe yağışlarına yol açarlar.

Kutup Rüzgarları

Kutuplardaki termik yüksek basınçlardan, 60° enlemlerindeki dinamik alçak basınç alanlarına doğru esen rüzgarlardır.

  • TYB alanlarından (90° enlemleri) DAB alanlarına doğru eser.
  • Bu rüzgarlar oldukça soğuk ve kurudur. Bu nedenle etkili oldukları yerlerde sıcaklığı azaltarak kar yağışlarına sebep olurlar.
  • Bu rüzgarlar, Dünya’nın günlük hareketinden dolayı Kuzey Yarım Küre’de genellikle kuzeydoğudan, Güney Yarım Küre’de ise güneydoğudan eser.
  • Batı rüzgarlarıyla karşılaştıkları yerlerde cephe yağışları oluşur.
  • Soğuk okyanus akıntılarının oluşumuna neden olurlar.

Tropikal Rüzgarlar (Siklonlar)

Sıcak kuşakta, ani basınç farklarından kaynaklanan ve hızları saatte 100 – 150 km’ye kadar çıkabilen rüzgarlara tropikal rüzgarlar denir. Sarmal hava hareketleri halindedirler. Bu nedenle hortumlara sebep olurlar.

Dar alanda hızla dönerek yükselen alçak basınçlı hava kütlesine de hortum denir.  Bu tür fırtınalar, sıcak ve nemli bir hava kütlesinin üzerine, soğuk ve kuru bir hava kütlesinin gelmesi ile oluşur. Tropikal kuşakta 50 ile 200 enlemleri arasında büyük hortumlar görülür. Bunlara tropikal siklon denir. Çevrelerine büyük zarar verirler. Genellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin Teksas ve Illionis eyaletlerinde görülmektedir.

Bu rüzgarlar estikleri yere göre farklı isim almaktadırlar;

  • Tayfun: Asya’da Büyük Okyanus ve Hint Okyanusu’nun kıyılarında görülen büyük hortumlardır. Hindistan, Çin, Japonya ve Filipinler’de daha çok muson rüzgarlarının etkisiyle ilkbahar ve sonbahar aylarında görülmektedir.
  • Hurricane: Amerika’nın Atlas Okyanusu kıyılarında özellikle Karayip Denizi’nde, bu denizin kuzeyindeki Küba ve Jamaika gibi Antil Adaları’nda, bu adaları da içine alan Bermuda Şeytan Üçgeni içinde etkili olmaktadır.
  • Tornado: Amerika’nın Büyük Okyanus kıyılarında görülen hortuma denir.
  • Kasırga: Fırtınaların çok şiddetli halidir. Saatteki hızı 300 km’yi bulan yağmurlu fırtınalara kasırga adı verilir. Kasırgalar sadece suyun sıcak ve havanın nemli olduğu tropikal okyanuslarda oluşmaktadır.
  • Avustralya’da tropikal rüzgarlara “willy-willy” adı verilmektedir.
Tropikal Rüzgarlar

Mevsimlik Rüzgarlar (Muson Rüzgarları)

Yaz ve kış mevsimleri arasında oluşan sıcaklık ve basınç farklarına bağlı olarak mevsimlik rüzgarlar oluşmaktadır. Bu rüzgarlar kışın karalardan denizlere soğuk ve kuru, yazın ise denizlerden karalara doğru nemli ve sıcak olarak eserler. Bu rüzgarlara genel olarak muson rüzgarları adı verilir. Yıl içerisinde yön değiştirdikleri için devirli rüzgarlar da denilmektedir.

Muson rüzgarlarının doğmasında Dünya’nın yıllık hareketi ile kara ve denizlerin farklı ısınma özelliklerine sahip olması etkilidir. Muson rüzgarları yıl içerisinde biri yağışlı, diğeri yağışsız veya az yağışlı iki mevsim oluşmasına neden olurlar. Muson rüzgarları en belirgin olarak Hindistan yarım adası ve Güneydoğu Asya’da görülmektedir.

Yaz Musonları

Yaz mevsiminde karalar denizlere göre daha fazla ısınarak alçak basınç alanları oluşturur. Aynı mevsimde deniz ve okyanuslar daha serin oldukları için yüksek basınç alanı durumundadırlar. Bunun sonucunda, deniz ve okyanuslardan kara içlerine doğru büyük bir hava akımı olur. Bu rüzgarlara yaz musonu denir.

  • Kısacası yaz aylarında çevresindeki okyanuslardan daha çok ve çabuk ısınan Asya kıtası üzerinde termik alçak basınç alanı oluşması ile meydana gelir.
  • Rüzgar denizden karaya doğru eser.
  • Okyanuslar üzerinde oluşan yüksek basınç alanından karaya doğru nemli yaz musonları eser.
  • Yaz musonları deniz ve okyanuslardan kaynaklandıkları için bol nem taşıyarak etkili oldukları yerlere bol yağış götürürler.
  • Yaz musonları Güney Asya ve Güneydoğu Asya kıyılarına bol yağış bırakır. Endonezya ve Malezya’nın güneyine de yağış bırakırlar. Buraların dışında Gine Körfezi civarında da bu rüzgarlara rastlanır.
  • Yaz musonlarının etkisi ile Hindistan’ın Çerapunçi bölgesi dünyanın en yağışlı yeridir.
Yaz Musonları
Kış Musonları

Kış mevsiminde karalar, denizlere oranla daha fazla soğuyarak yüksek basınç alanı oluştururlar. Aynı mevsimde denizler ve okyanuslar üzerinde alçak basınç alanı vardır. Bunun sonucunda, karaların iç kesimlerinden deniz ve okyanuslara doğru büyük bir hava akımı olur. Bu rüzgarlara kış musonu denir.

  • Kısacası kış aylarında Asya kıtası üzerinde termik yüksek basınç, Hint okyanusu üzerinde ise termik alçak basınç alanı oluşması ile meydana gelir.
  • Karadan okyanuslara doğru kuru olan kış musonları eser.
  • Bu rüzgarlar karadan estiği için yaz musonları kadar nem getirmez ve yağış bırakmaz.
  • Ancak, denizler üzerinden geçtikten sonra bir karaya varırlarsa yamaç yağışlarınayol açarlar. Avustralya’nın kuzeyine ve Endonezya-Malezya’nın kuzey kesimleri, Hindistan’ın Doğu Gat dağları, Japonya’nın batısı ve Afrika’nın doğusuna yağış bırakırlar.
Kış Musonları

Yerel Rüzgarlar

Yerel ısınma ve soğuma farklılığına bağlı olarak oluşan dar alanlı ve kısa süreli basınç merkezleri arasındaki rüzgarlara denir. Etki alanları dar ve esiş süreleri kısadır.

  • Meltem Rüzgarları
    • Gün boyunca oluşan sıcaklık ve basınç farkları sonucu meydana gelmektedirler. Dünya’nın günlük hareketi ile oluşurlar. İklim üzerindeki etkileri azdır. 
  • Kara ve Deniz Meltemleri
    • Gündüz, karalar daha çok ısındığı için alçak basınç alanı, denizler ise yüksek basınç alanıdır. Bunun sonucunda denizden karaya doğru rüzgar esmektedir. Bu rüzgara deniz meltemi adı verilmektedir. Ege bölgesinde denizden karaya doğru esen bu rüzgarlara imbat denilmektedir.
    • Geceleri ise karalar daha fazla soğuyarak yüksek basınç alanı durumuna geçerken denizler daha sıcaktır ve basınçları azdır. Bunun sonucunda da, karadan denize doğru rüzgar esmektedir. Bu rüzgara ise kara meltemi adı verilmektedir.
  • Dağ ve Vadi Meltemleri
    • Gündüz, dağ dorukları vadilerden daha erken ısınır ve alçak basınç oluşur. Vadiler ise, daha serindir ve yüksek basınç alanıdır. Bunun sonucunda, vadi tabanlarından dağ yamacına ve doruklarına doğru rüzgar eser. Bu rüzgara vadi meltemi denir.
    • Geceleri ise, dağ yamaçlarında ve yüksek platolarda hızla soğuyan hava yüksek basınç alanı oluşturur. Alçak ovalar ve vadiler ise, nem oranının daha fazla olması nedeniyle sıcaktır ve alçak basınçlar görülür. Bunun sonucunda da, dağ yamaçlarından alçak ova ve vadilere doğru rüzgar eser. Bu rüzgara dağ meltemi denir.

🌟KISA BİLGİ;

  • Gündüz esen meltem rüzgarları; Deniz ve vadi meltemleridir.
  • Gece esen meltem rüzgarları; Kara ve dağ meltemleridir.
Kara ve Deniz Meltemlerinin Oluşumu
Dağ ve vadi meltemlerinin oluşumu

KARIŞTIRMA;

Muson rüzgarlarının esiş süresi 6 ay gibi uzun ve etki alanları geniş olduğu için iklimi etkilerken; meltem rüzgarlarının esiş süresi kısa ve etki alanları dar olduğu için iklimi etkilemez. Meltem rüzgarları sadece etkili oldukları alanların hava durumunu belirlemektedir.

Sıcak Yerel Rüzgarlar

Kuzey Yarım Küre’de güney yönlü rüzgarlar; Güney Yarım Küre’de kuzey yönlü rüzgarlar sıcak karakterli rüzgarlardır. Hakim rüzgarların etkisinin görülmediği veya zayıfladığı dönemlerde ortaya çıkmaktadırlar.

  • Fön Rüzgarları=
    • Yüksek dağ yamaçlarında alçalmaya bağlı olarak oluşan ve çevresine göre belirgin şekilde sıcak ve kuru olan rüzgarlara genel olarak fön rüzgarları denir.
    • Yatay yönde hareket eden hava kütleleri, önlerine çıkan dağ yamaçları boyunca yükselmektedir. Yükselen hava kütlesinin sıcaklığı, her 200 m’de ortalama 1°C azalmaktadır. Belirli bir yükseltiden sonra, içindeki nem yoğunlaşma sonucunda yağış olarak yere düşmektedir. Bu şekilde yamacı aşan hava kütlesi diğer yamaçta alçalırken içindeki nemin azlığına ve sürtünmeye bağlı olarak her 100 m’de ortalama 1°C ısınır. Böylece ulaştığı yerde sıcaklığı arttırıcı etki yapar.
    • Bu rüzgarlar sıcaklığı arttırarak havanın kurumasına neden olmaktadır.
    • Yazın etkili olduğu yerlerde kuraklığa, orman yangınlarına, tarım ürünlerinin erken olgunlaşmasına ve verimin düşmesine neden olurlar.
    • Kışın etkili oldukları yerlerde ise karın erken erimesine bağlı olarak sel ve çığ olaylarına neden olurlar.
    • Ayrıca düz alanlarda taşkınlar ve su baskınları meydana getirebilmektedirler.
    • Etkili oldukları yerlerde solunum yolu rahatsızlıklarına (astım, bronşit vb.) neden olabilirler.
    • Dağlık bölgelerde kar örtüsünün erken kalkmasına bağlı olarak hayvancılık faaliyetlerini olumlu etkilerler.
    • Anadolu’da bu rüzgara bakırsattıran veya kalaş adı da verilmektedir.
    • Föhn rüzgarları Türkiye’de, Toroslar ve Kuzey Anadolu Dağları’nın denize bakan yamaçlarında kışın ve ilkbaharda görülmektedir.
    • Dünya’da ise en fazla İsviçre’deki Alp Dağları’nda etkilidirler.

🌟ÖNEMLİ: Yerel rüzgarlar içerisinde sıcaklık üzerindeki etkisi enlem ile açıklanmayan tek rüzgardır.

Fön Rüzgarları
  • Sirokko=
    • Kuzey Afrika’da, Büyük Sahra Çölü’nden sıcak ve kuru olarak Akdeniz’e doğru esen rüzgarlardır.
    • Fas, Tunus ve Cezayir’de fazlasıyla etkilidir.
    • Akdeniz’den geçerken nem kazanırlar. Bu nedenle İspanya, Fransa ve İtalya’nın güney kıyılarına yağış bırakırlar.
  • Hamsin=
    • Mısır ve Libya kıyılarına çölden esen sıcak, kuru ve toz yüklü bir rüzgardır.
    • Dönem dönem Türkiye’de de etkili olur ve halk arasında çamur yağışları denen hava olaylarına neden olur.
    • Derinin kuruması, solunum güçlüğü ve halsizlik gibi insanlar üzerinde etkileri görülür.
  • Kıble=
    • Anadolu’da güneyden esen rüzgardır.
    • Karadeniz’de alçak basınç, Arabistan ve Mısır’da yüksek basınç oluştuğunda ortaya çıkmaktadır.
  • Lodos=
    • Güneybatıdan esen nemli ılık rüzgardır.
    • Akdeniz, Ege ve Marmara Bölgelerinde etkili oldukları görülür.
    • Orta Akdeniz’de yüksek basınç, Karadeniz ya da Hazar Denizi’nde alçak basınç oluştuğu zaman ortaya çıkmaktadır.
    • Denizden estiği için ılık ve nemlidir.
    • Menteşe Yöresi’ne ve Batı Toroslara yağış bırakırlar.
    • Anadolu’da kışın estiği zaman ayazı kırarak havayı yumuşatırlar ve karları eritirler.
  • Samyeli (Keşişleme)=
    • Güneydoğudan esen kuru rüzgardır.
    • Yazın çok sıcak ve kuru estiğinden çöl rüzgarlarına benzemektedir.
    • Suriye Çöllerinden Anadolu’ya esen samyeli; kuzeybatıya yöneldiğinde keşişleme adını almaktadır.
    • Yazın Güneydoğu Anadolu’nun sıcaklık değerlerini arttırıcı etki yaparken bölgede tarımda sulama ihtiyacını arttırmaktadır.
Soğuk Yerel Rüzgarlar
  • Yıldız=
    • Kuzeyden eser.
    • Karadeniz kıyılarında serin ve nemlidir.
    • İç Anadolu ve Akdeniz kıyılarında yazın sıcak ve kuru, kışın soğuk ve kuru eser.
  • Poyraz=
    • Kuzeydoğudan eser.
    • Yaz Poyrazı ve Kış Poyrazı olmak üzere ikiye ayrılır:
      • Yaz Poyrazı= Yazın eser. Karadeniz kıyılarında serin ve nemlidir. Ege ve Akdeniz kıyılarında soğuk ve kurudur.
      • Kış Poyrazı= Karadeniz kıyılarında soğuk ve nemlidir. Anadolu içlerinde, Ege ve Akdeniz’de soğuk ve kurudur.
  • Karayel=
    • Kuzeybatıdan esen rüzgardır.
    • Orta Avrupa ya da Balkanlarda yüksek basınç, Basra Körfezi’nde ya da Doğu Akdeniz’de alçak basınç oluşursa ortaya çıkmaktadır.
    • Karadan estiği için kuru rüzgardır.
    • Kışın soğuk ve kurudur.
    • Anadolu’da sıcaklıkları düşürerek kar yağışına neden olur.
    • Çok kuru estiğinde ayaz etkisi yapmaktadır.
  • Mistral=
    • Fransa’dan Akdeniz’e doğru esen rüzgardır.
    • Soğuk, kuru ve şiddetli bir rüzgardır.
  • Bora=
    • Balkanlardan Adriyatik Denizi kıyılarına doğru eser.
    • Soğuk ve kuru bir rüzgardır.
    • Hızı fazladır.
  • Etezyen=
    • Balkanlardan Ege denizine doğru eser.
    • Kışın soğuk ve kuru özellik taşır.
    • Yazın sıcak ve kuru özellik kazanır.
  • Krivetz=
    • Romanya’nın iç kesimlerinden Tuna Vadisi boyunca Karadeniz’e doğru eser.
    • Soğuk bir rüzgardır.
Sıcak ve Soğuk Yerel Rüzgarlar

🌟🌟KISA BİLGİ;

Türkiye’de etkili olan yerel rüzgarları kuzeybatıdan başlayıp saat yönünde sayacak olursak; KaYıPSaKaL şeklinde kodlayabiliriz.

Türkiye’de Rüzgarlar

Türkiye mutlak konumundan dolayı genel olarak batı rüzgarlarının etkisi altındadır. Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili ve yer şekilleri engebeli olduğundan dolayı da meltem rüzgarları Türkiye’de sıklıkla görülmektedir. Bu nedenle bu rüzgarlara yöresel isimler bile verilerek Batı Anadolu kıyılarında deniz meltemine imbat, iç kesimlerde dağ meltemine dağyeli denilmektedir. Ayrıca Torosların ve Kuzey Anadolu Dağları’nın yamaçlarında da fön rüzgarları etkili olmaktadır.

Türkiye’deki yerel rüzgarlar ise;

  • Karayel: Kuzeybatıdan esen soğuk rüzgardır. Trakya’da karasallığı artırır. Kışın kar yağışına, yazın sağanak yağışlara neden olur.
  • Poyraz: Kuzeydoğudan esen soğuk rüzgardır. Ulaştığı yerlerde sıcaklığı düşürür ve orografik yağışa neden olur. Kışın soğuk ve kurudur, yazın yağış bırakır.
  • Yıldız: Türkiye’yi kuzeyden etkileyen ve kış aylarında yağışlara neden olan soğuk yerel rüzgardır. Fırtınaya sebep olur. Karadeniz ve Marmara bölgelerinde etkilidir.
  • Samyeli (Keşişleme): Güneydoğudan esen bu rüzgar ulaştığı yelerde sıcaklığı, buharlaşmayı ve kuraklığı artırır. Sulama ihtiyacını da artırmaktadır.
  • Kıble: Güneyden esen bu rüzgar sıcaklığı artırır ve kış aylarında yağış bırakır.
  • Lodos: Güneybatıdan eser ve sıcaklığı yükseltir. Özellikle kış aylarında Ege ve Akdeniz’de dağların güneybatıya dönük olan yamaçlarına yağış bırakır. Denizden estiği için ılık ve nemlidir. Anadolu’da ayazı kırar. Kışın estiğinde karları eritir. Bu rüzgar ayrıca tarım ürünlerinin erken olgunlaşmasına, soba zehirlenmelerine vb. durumlara neden olmaktadır.

🌟Balkanlardan doğan ve Ege Denizi’ne doğru esen soğuk yerel rüzgarlara ise etezyen adı verilir.

Türkiye'deki yerel rüzgarlar ise;

Nemlilik ve Yağış

Hava kütlesi, herhangi bir yatay doğrultuda sıcaklık ve nem içeriği açısından benzer özellikler taşıyan oldukça geniş hava parçalarına denir. Hava kütleleri yüzlerce km2‘lik alanlarda etkili olabilmektedirler. Hava kütleleri sıcak veya soğuk, nemli ya da kuru olabilir. Hava kütleleri geliştikleri bölgenin sıcaklık ve nem özelliklerine göre kutupsal, tropikal, arktik, karasal ve denizel olarak sınıflandırılır. Kara üzerinde oluşan hava kütlelerine karasal hava kütlesi, deniz yüzeyinde oluşanlara ise denizel hava kütlesi denir.

Yoğuşma ve yağışın gerçekleşmesi üç şekilde olur;

Konveksiyonel Yağışlar (Yükselim)

Konveksiyonel Yağış (Yükselim) Oluşumu
  • Yeryüzünde ısınan hava hafifleyip yükselir. Yükselmeye bağlı olarak soğur ve yağış oluşturur.
  • Genellikle öğle saatlerinden sonra iri taneli sağanak şeklinde görülen yağışlardır.
  • Gök gürültülü sağanak yağışlar şeklinde görülür.
  • Diğer adı oraj yağışlarıdır.
  • Ekvator’da yıl boyu, savan ikliminde yazın, orta kuşak karasal iklim bölgelerinde havanın ısındığı ilkbahar ve yaz mevsimlerinde görülür.
  • Anadolu’da kırkikindi, bahar, nisan, ahmak ıslatan, yaz yağmurlarıolarak bilinir.
  • Ayrıca sert karasal iklim, savan ve tundra iklimindeki yaz yağışları konveksiyonel yağıştır.
Gün içerisinde konveksiyonel yağışlar

Orografik Yağışlar (Yamaç)

Orografik Yağışlar (Yamaç) Oluşumu
  • Nemli bir hava kütlesinin bir dağ yamacı boyunca yükselerek oluşturduğu yağışlara denir.
  • Dağlık bölgelerde etkilidir. 
  • Özellikle dağların kıyıya paralel uzandığı bölgelerde ve dağların denize dönük yamaçlarında görülmektedir.
  • Dünya’da en çok Güneydoğu Asya’da, Orta kuşaktaki karaların batı kıyılarında ve sıcak kuşaktaki karaların doğu kıyılarında görülür.
  • Türkiye’de ise Torosların güneyi, Karadeniz Dağları ile Yıldız Dağları’nın kuzeye bakan yamaçlarında genel olarak görülür.

✨Hava kütlesi hareketini devam ettirir ve yükselmeye devam ederse ve daha sonra dağın zirvesini aşarak alçalmaya başlarsa, alçalmaya başladığı anda fön karakteri kazanır.

Cephesel Yağışlar (Frontal)

Cephe yağışlarının oluşumu
  • Farklı hava kütlelerinin karşılaşma alanlarında oluşan yağış şeklidir.
  • Soğuk ve sıcak hava kütleleri karşılaştıklarında sıcak hava, soğuk havanın üzerine yükselir.
  • Yükselmeye bağlı ve temas yüzeyindeki soğumaya bağlı olarak yağış oluşur.
  • Cephe yağışları kutuplardan gelen hava kütleleri ile Ekvator yönünden gelen hava kütlelerinin karşılaşması sonucunda Orta Kuşakta ve 60° enlemlerinde yaygın olarak görülür.
  • Bu yağışlar karşılaşma veya depresyon yağışları olarak da bilinir.

Yeryüzünde Yağışın Dağılışı

Yeryüzünde - Dünya'da - Yağışın Dağılışı

Bir bölgede yağışın yıl içindeki dağılışına yağış rejimi denir. Yağış yıl içinde her ay ve mevsim birbirine yakın gerçekleşiyorsa düzenli rejim, her ay ve mevsim birbirinden çok farklı miktarda yağış düşüyorsa düzensiz rejim adını alır.

🌟 Yağış rejiminin düzenli olan iklimler; Ekvatoral ve Ilıman okyanus iklimleridir.

🌟Yağış rejiminin düzensiz olduğu iklimler; Savan, muson, Akdeniz, karasal ve çöl iklimleridir.

Yağış rejimi; bitki örtüsü, nüfus dağılışı, konut tipleri, tarımsal ürün çeşitliliği ve verimi, akarsu rejimi ve debisi, yer altı su seviyesi, toprak türü üzerinde etkilidir.

Bir Yerde Yağışın Az ya da Çok Olmasını Etkileyen Faktörler

  • Hava kütleleri ve cephe= Nemli ve sıcak hava kütleleri çok yağış bırakır.
  • Yükselti= Yükselti arttıkça yağış artar.
  • Denize göre konum= Nem asıl kaynağı denizlerdir. Bu nedenle kıyı kesimleri, iç kesimlere göre daha fazla yağış alır.
  • Okyanus akıntıları= Sıcak su akıntıları buharlaştırmayı artırarak havaya nem kazandırır. Bu nedenle sıcak su akıntılarının hakim olduğu bölgeler daha fazla yağış alır.
  • Yer şekilleri= Dağların kıyıya paralel uzandığı yerlerde yağış kıyı bölgelerinde fazla iken dağların kıyıya dik uzandığı yerlerde kıyılarda yağış azdır.

🌟 Dünya’da en çok yağış alan yerler;

  • Ekvator ve çevresi (Amazon ve Kongo havzaları ile Güneydoğu Asya Adaları).
  • Güneydoğu Asya kıyıları (Hindistan, Bangladeş, Çin’in güneydoğusu, Japonya vb.).
  • Orta kuşak karalarının batı kıyıları (Kuzey Amerika’nın Alaska kıyıları, Batı Avrupa vb.).
  • Güney Amerika’nın güneybatısı, Madagaskar ve Avustralya’nın doğusu.

🌟 Dünya’da en az yağış alan yerler;

  • Kutup bölgeleri (Soğuk çöller).
  • 30° DYB alanları (Sıcak çöller).
  • Soğuk su akıntılarının görüldüğü kıyılar.
  • Denizlerden ve okyanuslardan uzak, etrafı dağlarla çevrili alanlar.

Türkiye’de Yağışın Dağılışı

Türkiye’de Nemin Dağılışı

  • Türkiye’de nem oranı, kıyı bölgelerinde fazlayken; iç kesimlere gidildikçe nem oranı azalmaktadır.
  • Türkiye’de yıllık bağıl nemin en fazla olduğu yer Karadeniz kıyılarıdır. Bu nedenle Karadeniz bölgesi kuraklığın en az olduğu bölgedir.
  • Bağıl nem oranı güneye gidildikçe azalır.
    • Bağıl nemin yıl boyunca en az olduğu yer Güneydoğu Anadolu Bölgesi’dir.
    • Bağıl nemin en az olduğu ikinci bölge İç Anadolu Bölgesi’dir.
  • Bağıl nem, yaz mevsiminde azalır.
    • Bu nedenle Güneydoğu Anadolu kuraklığın en fazla olduğu bölgedir.
  • Kış mevsiminde sıcaklığın düşmesine bağlı olarak bağıl nem oranında artış görülür.
    • Bu nedenle Türkiye’nin büyük bir kısmı en fazla yağışı, sıcaklık değerlerinin düştüğü kış mevsiminde almaktadır.

Türkiye’de Yağışın Dağılışı

  • Türkiye’de yağışlar genel olarak yağmur şeklindedir.
  • Yağmurlar genellikle ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde yağar.
  • Türkiye’de kış mevsimi dışında sıcaklık genel olarak 0°C’den yüksektir.
    • Bu nedenle kar yağışlarının büyük kısmı kış aylarında gerçekleşir.
  • Türkiye’de yıllık ortalama yağış miktarı 600 mm civarındadır.
  • Türkiye’de yağışın dağılışı her yerde aynı değildir.
    • Yükselti, dağların uzanışı, denize göre konum, hakim rüzgar yönü etkilidir.
  • Türkiye Akdeniz ikliminin yağış rejimietkisi altındadır.
  • Kıyı kesimlerinde yağışlar, iç kesimlere göre fazladır.
  • İç kesimlerin yüksek yerlerinde yağış miktarı fazladır.
  • İç kesimlerde etrafı yüksek dağlar çevrilmiş çukur alanlar az yağış alır.
    • Iğdır, Malatya ve Tuz Gölü gibi.
  • Türkiye’de en çok cephe yağışları görülür.
  • Kıyı ve iç kesimler arasında farkın en az olduğu bölge; Ege Bölgesi’dir.
    • Nedeni; dağların kıyı çizgisine dik uzanması ile nemli havanın iç kesimlere sokulması.
  • Türkiye’de yağışların en az görüldüğü Tuz Gölü, Konya Ovası, lğdır ve Malatya çevreleridir.
    • Nedeni; bu alanların etrafının dağlarla çevrili olmasıdır.
  • Kıyı bölgelerimizde en fazla yağış alan yerler dağların denize bakan yamaçlarıdır.
    • Doğu ve Batı Karadeniz kıyıları, Yıldız Dağları ve Menteşe Yöresi gibi.
  • Orta Karadeniz diğer bölümlere göre daha az yağış alır
    • Nedeni; dağların kıyıdan uzakta olması ve yükseltilerinin düşük olmasıdır.
  • Batı bölgelerinin kıyı kesimleri; Karadeniz ve Akdeniz kıyıları kadar fazla yağış almaz
    • Nedeni; yükselti azlığı, dağların kıyıya dik uzanmasıdır.
  • Aynı enlemlerdeki Doğu Anadolu Bölgesi, İç Anadolu Bölgesinden daha fazla yağış alır
    • Nedeni; yükseltidir.
  • Kış mevsiminde Doğu Anadolu’nun büyük bir kısmında yağışlar kar şeklinde görülür.
  • Van, Beyşehir, İznik, Eğirdir gibi merkezlerde günlük sıcaklık farkının az olması nemlilik ile ilgilidir. Bunun nedeni; bu yerlerde göllerin nem miktarını artırmasıdır.

✨BİLGİ: Ülkemizde çok kısa mesafelerde sıcaklık, nem, yağış ve iklim koşullarında büyük farklılıkların görülmesi yer şekillerinin çeşitliliği ve yükseltinin kısa mesafede değişmesiile ilgilidir.Türkiye’de Oluşumlarına Göre Yağış Çeşitleri

Türkiye’nin mutlak ve göreceli konumuna bağlı olarak her üç yağış çeşidi de görülmektedir.

  • Yükselim (Konveksiyonel) Yağışı: Bu tür yağışlara İç Anadolu’da ilkbaharda, Doğu Anadolu’da ise ilkbahar sonu ve yaz başlarında rastlanır. Konveksiyonel yağışlara İç Anadolu’da kırkikindi yağışlarıda denir. Güneydoğu Anadolu’da da bu tip yağışlar görülür.
  • Yamaç (Orografik) Yağışı:  Yamaç yağışlarına Türkiye’de en fazla Karadeniz kıyılarında rastlanır. Bunun nedeni; kıyıya paralel uzanan Kuzey Anadolu dağlarının varlığı ile kıyıya yakın ve paralel uzanmasıdır. Akdeniz kıyı kuşağında da dağlar kıyıya paralel uzandığı için yamaç yağışları görülmektedir. Yamaç yağışları nemli hava kütleleri ile dağ sıralarının uzanış biçimine bağlı olarak gerçekleştiğinden belirli bir mevsime bağlı olarak ortaya çıkmaz.
  • Cephe (Frontal) Yağışı: Türkiye orta kuşakta yer aldığından genellikle cephe yağışları meydana gelir. Sonbahardan itibaren özellikle de kış mevsiminde Marmara, Karadeniz, Ege ve Akdeniz kıyılarında görülür. Yıllık yağış miktarları içinde cephesel yağışların en fazla olduğu alan Akdeniz kıyılarıdır. Akdeniz kıyılarındaki yıllık yağışların yarısından fazlası kış aylarında cephe yağışları şeklinde gerçekleşir.

Türkiye’de Yağış Rejimleri

  • Karadeniz kıyı kuşağı dışında kalan yerlerde genellikle yağış rejimleri düzensizdir.
  • Erzurum, Kars ve Ardahan çevresi dışındaki alanlarda en az yağış, yaz mevsiminde görülmektedir.
  • Karadeniz kıyı kuşağında yazın yağışlar azalmakla birlikte genel olarak her mevsim yağışlıdır. Yani yağış rejimi düzenlidir.
  • Türkiye’nin büyük bölümünde ise en fazla yağış, cephe hareketlerine bağlı olarak kış mevsiminde görülmektedir.
Türkiye'de Yağış Rejimleri
Bu Yazıda Geçen Terimler
Sistememizde bu yazıda bahsi geçen kişilere ait bir biyografi bulunamamıştır.
Benzer İçerikler
İklimin Ana Elemanı: Sıcaklık
Coğrafya

İklimin Ana Elemanı: Sıcaklık

İçeriğe Git>
İklim Elemanı: Basınç
Coğrafya

İklim Elemanı: Basınç

İçeriğe Git>
Dünya’nın Şekli ve Hareketleri
Coğrafya

Dünya’nın Şekli ve Hareketleri

İçeriğe Git>
İklim Elemanı: Rüzgarlar ve Özellikleri
Coğrafya

İklim Elemanı: Rüzgarlar ve Özellikleri

İçeriğe Git>
Hava Olayları
Coğrafya

Hava Olayları

İçeriğe Git>
Türkiye’nin İklim Elemanları
Coğrafya

Türkiye’nin İklim Elemanları

İçeriğe Git>
Copyright © 2025 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo