I. Dünya Savaşı (1914-1918)

Konu Özeti

I. Dünya Savaşı; Avusturya-Macaristan Veliahttı Franz Ferdinand ve eşi, bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmüştür. Bu olay; savaşın başlama nedeni olmuştur. Osmanlı Devleti; Kafkas, Kanal, Çanakkale, Irak, Hicaz-Yemen, Suriye-Filistin, Galiçya cephelerinde savaşmıştır.

Bu konuda
  • I. Dünya Savaşı'nın başlama nedenleri
  • I. Dünya Savaşı öncesi yaşanan gelişmeleri
  • Osmanlı Devleti'nin savaşa girme nedenleri
  • Osmanlı Devleti'nin savaştığı cepheleri ve sonuçlarını
  • ... ve 1 konu daha

öğreneceksiniz.
Instagram Logo
Bikifi Instagram'da

I. Dünya Savaşı’nın Nedenleri ve Savaşın Gelişimi

I. Dünya Savaşı; 1914’te başlamış ve 1918’e kadar sürmüştür. Bütün devletler katılmamış olsa da etkisi tüm dünyada hissedildiği için adına dünya savaşı denilmiştir. Savaşın en önemli nedeni; Fransız İhtilali’dir. Fransız İhtilali ile yeni ulus devletler ortaya çıkmış bununla birlikte İtalya ve Almanya siyasi birliklerini tamamlamış ve sömürgeciliğe yönelerek iki önemli gücü doğurmuştur. Dolayısıyla I. Dünya Savaşı’nı ulus devletlerin bağımsızlık savaşları ve sömürgecilik anlayışı başlatmıştır.

İngiltere ise Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra Osmanlı Devletini korumaktan vazgeçmiş ve Osmanlı’nın parçalanması için uğraşan devletler ile iş birliği yapmaya başlamıştır. Padişah II. Abdülhamit, Osmanlı Devleti’nin tek başına ayakta kalmasının mümkün olamayacağını anlamış ve siyasi birliğini tamamlayan Almanya ile yakınlaşmıştır.

Avrupa’da da devletler arasındaki siyasi ve ekonomik çıkar çatışmaları giderek artmış ve bloklaşmalar ortaya çıkmıştır. Almanya’nın öncülüğünde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve İtalya’nın katılımıyla Üçlü ittifak devletleri kurulmuştur. Üçlü ittifak devletlerine karşı kurulan Üçlü itilaf devletleri ise İngiltere’nin liderliğinde Fransa ve Rusya’nın bir araya gelmesiyle oluşmuştur.

İttifak Devletleriİtilaf Devletleri
Almanyaİngiltere
AvusturyaFransa
MacaristanRusya
İtalyaABD
Osmanlı Devletiİtalya
BulgaristanJaponya
Brezilya
Yunanistan
Belçika
Romanya
Sırbistan

I. Dünya Savaşı’nın Genel Nedenleri;

  • Milliyetçilik akımı,
  • Sömürgecilik yarışı,
  • Ham madde ve pazar arayışı,
  • Devletlerarası bloklaşma,
  • Silahlanma yarışı

I. Dünya Savaşı’nın Özel Nedenleri;

  • Japonya’nın Uzak Doğu’da sömürgeler elde etmek istemesi,
  • Fransa’nın Sedan Savaşı’nda, Almanya’ya kaptırdığı kömür yatakları açısından zengin olan Alsace Lorraine’i geri almak istemesi,
  • Avusturya-Macaristan’ın kendisi için tehlike olarak gördüğü Sırbistan’ı ortadan kaldırıp Doğu’ya doğru genişlemek ve Rusya’yı Balkanlar’dan uzaklaştırmak istemesi,
  • Rusya’nın Balkanlar’daki bütün Slavları kendi idaresinde birleştirme isteği (Panislavizm politikası) ve sıcak denizlere ulaşma amacı,
  • Almanya ve İtalya’nın siyasi birliklerini tamamlaması ve sömürgecilik rekabetine katılmaları,
  • İngiltere ve Almanya arasındaki siyasal ve ekonomik rekabet,
  • İtalya’nın Akdeniz ve çevresinde yeni sömürgeler ele geçirmek istemesidir.

Savaşın Başlaması

28 Haziran 1914’te Avusturya-Macaristan Veliahttı Franz Ferdinand ve eşi, bir Sırp milliyetçisi tarafından suikast sonucu öldürülmüştür. Bu olay; İttifak ve İtilaf devletleri arasında savaşın başlama nedeni olmuştur. Avusturya-Macaristan, Sırbistan’a savaş ilan etmiş; Almanya, Avusturya-Macaristan’ın yanında yer alarak savaşa katılmış; Rusya ise Sırbistan’ın tarafında yer almıştır. Almanya’nın Fransa ve Belçika’ya saldırması üzerine, İngiltere de harekete geçerek Almanya’ya savaş açmıştır. Böylece savaş Avrupa geneline yayılmıştır.

Savaş başladığında İtalya tarafsızlığını ilan etmiştir. Ancak Almanya ve Avusturya-Macaristan’la yaptığı ittifak antlaşmasına uymayarak 1915’te taraf değiştirmiş ve kendisine toprak vadeden İtilaf Devletleri’nin yanında savaşa katılmıştır. Çanakkale Muharebelerinden sonra Bulgaristan, İttifak Devletleri’nin yanında savaşa katılarak II. Balkan Savaşı’nda kaybettiği toprakları Romanya, Sırbistan ve Yunanistan’dan geri almayı hedeflememiştir.

I. Dünya Savaşı ve Osmanlı Devleti

Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı başladığı sırada tarafsızdır. Fakat bu savaşta yalnız kalmak istememiş ve ittifak arayışları içerisine girmiştir. Öncelikle İtilaf devletleri yanında yer almak isteyen Osmanlı Devleti’nin bu isteği reddedilmiştir. İtilaf devletlerinin Osmanlı Devleti’ni yanlarında istememe nedeni; Osmanlı topraklarını aralarında paylaşmayı amaçlamalarıdır. İtilaf devletleri Rusya’ya yardım edebilmek için boğazlardan serbestçe geçebilmek için Osmanlı Devleti’nin tarafsız kalmasını istemiştir. Osmanlı Devleti tarafsız kalması karşılığında; kapitülasyonların kaldırılması, Ege Adaları’nın kendisine verilmesi, Mısır meselesinin çözümü gibi isteklerde bulunmuştur. Fakat İngiltere ve Fransa bu isteklere olumlu yanıt vermemiştir. Bunun üzerine Osmanlı Devleti, Almanya’ya yakınlaşmıştır.

Osmanlı Devleti üzerinde hakimiyet kuran İttihat ve Terakki yöneticileri, Almanya’ya karşı sempati duymuşlar ve Almanya’nın savaşı kazanacağını düşünmüşlerdir. Bu nedenle Almanya’dan alınacak destek ile kaybedilen toprakların geri kazanılabileceğine inanmışlardır. Bu nedenle Osmanlı Devleti, İttifak Devletleri arasında yer almıştır.

Almanya’nın Osmanlı Devleti’ni yanında savaşa sokmak istemesinin nedenleri ise; yeni cephelerin açılması Almanya’nın savaş yükü de hafifletecektir. Ayrıca halifeliğin Müslümanlar üzerindeki nüfuzundan faydalanacaklar, İngiltere’nin sömürgeleriyle bağlantısını kesecekler, Osmanlı’nın ham madde ve insan gücünden faydalanacaklardır.

Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesine neden olan olay; Akdeniz’de bulunan Almanların iki savaş gemisi olan Goeben ve Breslau,’n, İngiliz donanmasından kaçarak Çanakkale’ye sığınmalarıdır. Osmanlı Devleti bu gemileri satın aldığını söylemiş ve Goeben’e Yavuz, Breslau’a da Midilli adını vererek Türk bayrağı çekmiştir. Bu gemilerin Osmanlı limanına sığınması, Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesini hızlandırmıştır.

Bu gemiler Karadeniz’e açılmış ve Rusya’nın Sivastopol, Odesa gibi limanlarını top ateşine tutmuştur. Sultan V. Mehmet Reşat, halife sıfatıyla cihat ilan etmiş; Müslümanları İngiltere, Fransa ve Rusya’ya karşı savaşa çağırmıştır. Fakat olumlu bir karşılık alamamıştır.

Cephelerde Osmanlı Devleti

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti; Kafkas, Kanal, Çanakkale, Irak, Hicaz-Yemen, Suriye-Filistin, Galiçya, Makedonya ve Romanya cephelerinde savaşmıştır.

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin Savaştığı Cepheler Taarruz Cepheleri;

  • Kafkas Cephesi,
  • Kanal Cephesi

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin Savaştığı Cepheler Savunma Cepheleri;

  • Çanakkale Cephesi,
  • Irak Cephesi,
  • Hicaz-Yemen Cephesi,
  • Suriye-Filistin Cephesi

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin Savaştığı CephelerYardım Cepheleri;

  • Galiçya Cephesi,
  • Makedonya Cephesi,
  • Romanya Cephesi

Kafkas Cephesi ve 1915 Olayları

Osmanlı Devleti ilk olarak Doğu Anadolu’da, Kafkas Cephesi’nde, Ruslara karşı savaşmıştır. Almanya’nın bu cephedeki en büyük amacı; Bakü petrollerini ele geçirmektir. Osmanlı Devleti’nin amacı ise Enver Paşa önderliğinde Rus ilerleyişini durdurmak ve Kafkasya üzerinden Orta Asya Türklerini, Turancılık fikri merkezinde Osmanlı ile birleştirmektir. Bu nedenle 22 Aralık 1914’te Sarıkamış Harekatı başlamıştır.

Enver Paşa komutasındaki Türk kuvvetleri, Ruslara karşı taarruza geçmiştir. Allahuekber Dağları’nı aşmaya çalışan Türk askerleri, ağır kış koşulları ve salgın hastalıklar nedeniyle savaşamadan şehit olmuştur. Osmanlı ordusunun yaşadığı bu felaketten sonra Ruslar, Ermenilerin desteğini alarak Erzurum, Bayburt, Van, Muş, Bitlis, Erzincan ve Trabzon’u ele geçirmiştir. Çanakkale zaferinden sonra 1916’da Kafkas Cephesi’ne Mustafa Kemal atanmış ve Ruslara karşı başarılı bir şekilde mücadele ederek Muş ile Bitlis’i düşman işgalinden kurtarmıştır.

Bu sırada Rusya’da Bolşevik İhtilali (1917) çıkmıştır. Çarlık rejimi yıkılıp yerine kurulan Sovyet Rusya, savaşa devam etmemiş ve Brest Litowsk Antlaşması ile savaştan çekilmiştir. Bu antlaşmayla Rusya; savaş sırasında işgal ettiği topraklardan çekilmiştir. Kars, Ardahan ve Batum’u Osmanlı Devleti’ne geri vermiştir.

1915 Olayları

Rusya, İngiltere ve Fransa; Osmanlı’yı paylaşma planları doğrultusunda Ermenileri kışkırtmış ve onları Doğu Anadolu’da bağımsız bir devlet kurmaları için harekete geçirmiştir. Osmanlı ordusu Kafkas cephesinde zor koşullarla mücadele ederken Ermeniler de çeteler kurmuşlar ve devlete karşı ayaklanmışlardır. Bu durum Rusya’nın işine yaramış ve ilerlemelerini kolaylaştırmıştır.

Hınçak ve Taşnak komiteleri öncülüğünde kurulan Ermeni çeteleri; Van, Erzurum, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ gibi Anadolu’nun birçok yerinde Müslüman halka yönelik katliam yapmıştır. 1915’te, Ermenilerin Van’da yaptıkları katliamlardan sağ kurtulabilen Türklerin bir kısmı Anadolu’nun içlerine doğru göç etmek zorunda kalmıştır. Fakat göç eden Türkler, yolda Ermeni çeteleri tarafından saldıraya uğrayarak katledilmiştir. Rusya da Ermenilerin Osmanlı topraklarında yaptıkları katliam ve saldırılarından yararlanıp Doğu Anadolu içlerine kadar ilerlemiştir.

Ermenilerin yaptıkları saldırı ve katliamlar karşısında Osmanlı Devleti harekete geçmiş ve birtakım önlemler almıştır. Osmanlı Dahiliye Nezaretinin, 24 Nisan 1915’te yayınladığı bir genelgeyle Hınçak ve Taşnak komite büroları kapatılmış ve bu komitelerin üyeleri de tutuklanmıştır.

🚀 DETAY BİLGİ: Ermenilerin, 1915 olaylarının yıl dönümü olarak her yıl andıkları “24 Nisan” bu genelgenin yayınlandığı tarihtir.

Alınan tedbirlere rağmen Ermenilerin saldırı ve katliamları devam etmiştir. Ermeniler her geçen gün başka bölgelerde de isyan çıkarmışlardır. İsyan ve saldırıların artarak devam etmesi üzerine Osmanlı Devleti hem iç güvenliğini sağlamak hem de Türk ordusunun güvenliğini artırmak için 27 Mayıs 1915’te Sevk ve İskan (Tehcir ya da Zorunlu Göç) Kanunu çıkarılmıştır.

Bu kanunla Ermeniler arasından Ruslarla iş birliği içinde olanlar, çeteciler ve isyan hareketine karışanlar zorunlu olarak göçe tabi tutulmuştur. Göç ettirilenler Osmanlı sınırları içerisindeki başka bölgelere yerleştirilmiştir. Böylece binlerce Ermeni vatandaşın da can ve mal güvenliği sağlanmıştır. Çünkü Ermeni çeteleri, isyanlara ve katliamlara katılmayan diğer Ermenileri de öldürmüştür. Göç ettirilen Ermenilerin, taşınabilir mallarını ve eşyalarını yanlarına almalarına izin verilmiş, taşınmaz malları ise hükümet tarafından açık artırmayla satılıp bedeli kendilerine verilmiştir. Göç işlemleri için komisyonlar kurulmuştur. Göç esnasında Ermenilere karşı saldırı düzenleyen bazı saldırganlar da yakalanarak Divan-ı Harp’te yargılanmıştır.

Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı bitince 31 Aralık 1918’de Geri Dönüş Kararnamesi yayınlamıştır. Göçe tabi tutulan Ermenilerden isteyenler geri dönmüş, mal ve mülklerini de geri almışlardır.

Kafkas İslam Ordusu

1917 yılında Rusya’da yaşanan Bolşevik devrimi ile Çarlık rejiminin yıkılmasının ardından Rus Kafkas Ordusu dağılmıştır. Bolşevik Devrimi sonrasında Osmanlı ve Rus orduları arasında çatışma yaşanmamıştır. Fakat Rus orduları cephelerden ayrılırken silahlarını Ermeni ve Gürcülere bırakmıştır.

Ermeni askerler ile bölgedeki Ermeni çeteleri güçlerini birleştirerek Kafkasya’da yeni kurulan Ermeni ordusunu oluşturmuşlar ve Bolşeviklerden de destek görmüşlerdir. Amaçları; Kafkasya ve Doğu Anadolu’da Rusya’ya bağlı Büyük Ermenistan Devleti’ni kurmaktır. 1917 sonlarında ise Gürcüler ve Ermeniler askeri faaliyetlere başlamışlardır.

3 Mart 1918’de imzalanan Brest-Litovsk Anlaşması ile Kars, Ardahan ve Batum; Osmanlı Devleti’ne geri verilmiştir. Bölgeden Rusların çekilmesiyle birlikte Ermeni ve Gürcü çeteleri Müslüman ve Türklere karşı katliamlara başlamıştır. Bunun üzerine Azerbaycan Türkleri, Osmanlı Devleti’ne bir heyet göndererek yardım istemiş, İstanbul Hükümeti de bölgedeki mevcut durumu değerlendirerek Azerbaycan Türklerine yardım etmeye karar vermiştir.

İstanbul Hükümeti, Nuri Paşa’nın komutanlığında, Azerbaycan Türkleri ve Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti vatandaşı Dağıstanlı gönüllülerden oluşan bir Kafkas İslam Ordusu kurmuştur. Kafkas İslam Ordusu’yla Bolşevik ve Ermeni Taşnak birlikleri arasında önemli muharebeler yaşanmıştır. Bakü şehrini Türklere vermek istemeyen Bolşevik, Taşnak ve İngiliz birlikleri direnişe başlamış fakat 15 Eylül 1918’de, Kafkas İslam Ordusu Bakü’ye girmiş ve şehir temizlemiştir.

Kanal Cephesi

Almanya ve Osmanlı Devleti’nin bu cephe savaşmalarının amacı; Süveyş Kanalı’nı ele geçirerek İngiltere’nin sömürgeleriyle bağlantısını keserek insan ve ham madde sağlamasını önlemektir. Osmanlı Devleti, Mısır’ı da geri almayı amaçlamıştır. Bu nedenle Bahriye Nazırı Cemal Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu 1915’te taarruza geçmiştir.

Sina Çölü’nü aşmayı başaran Osmanlı ordusu, Süveyş Kanalı’na saldırmıştır. Fakat İngilizler karşısında başarısız olan Osmanlı kuvvetleri geri çekilmiştir. 1916’da ikinci bir taarruza geçildiyse de başarılı olunamamış, İngiltere 1917’de saldırıya geçip Sina Yarımadası’nı alarak Suriye’ye kadar ilerlemiştir.

Çanakkale Cephesi

İtilaf devletleri; İstanbul ve Boğazları ele geçirip Osmanlı’yı savaş dışı bırakmak, müttefikleri olan Rusya’ya gerekli askeri ve ekonomik yardımları yapmak, Rusya’nın buğdayından faydalanmak ve bu cephede kazanılacak başarıyla birlikte hâla tarafsız olan Balkan Devletleri’ni kendi yanlarında savaşa çekmek gibi nedenlerle Çanakkale cephesini açmıştır.

İtilaf devletleri önce Çanakkale’yi denizden geçmeyi denemişlerdir. İngiltere ve Fransa donanmalarından oluşan büyük bir filo, 19 Şubat 1915’te Kumkale ve Seddülbahir tabyalarını bombalamaya başlamıştır. 18 Mart 1915’te İtilaf donanması, Çanakkale Boğazı’nı geçmek için harekete geçmiş, ancak bir gece öncesinden Nusret Mayın Gemisi ile Boğaz’a döşenen mayınlar ve Türk topçularının başarıları sayesinde İtilaf donanması geri çekilmek zorunda kalmıştır.

Deniz yolu ile Çanakkale’yi geçemeyen İtilaf Devletleri, Gelibolu Yarımadası’na asker çıkarmıştır. 25 Nisan 1915’te çoğunluğu Anzaklardan oluşan İtilaf ordusu, Seddülbahir, Kumkale ve Arıburnu’na çıkarma harekatı düzenlemiş, 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal ve emrindeki Türk ordusu; Anafartalar, Conkbayırı, Arıburnu ve Kireçtepe’de düşmana geçit vermemiştir. Çanakkale’de kara savaşlarında da başarılı olamayan İtilaf kuvvetleri, Ocak 1916’da Gelibolu’yu boşaltmıştır. Böylece İstanbul kurtarılmış ve Çanakkale’nin geçilemeyeceği bütün dünya tarafından görülmüştür.

📚ÖNEMLİ BİLGİ: I. Dünya Savaşı süresince Osmanlı Devleti’nin zafer kazandığı tek cephe Çanakkale Cephesi’dir.

Çanakkale Muharebeleri’ni Osmanlı’nın kazanmasıyla I. Dünya Savaşı’nın süresi de uzamıştır. Bulgaristan, İttifak Devletleri’nin yanında savaşa katılmıştır. Böylece Almanya ile Osmanlı Devleti arasında kara bağlantısı sağlanmıştır. Müttefiklerin yardım götüremediği Rusya’da Bolşevik İhtilali çıkmıştır. Rusya’daki Çarlık rejimi yıkılmıştır. Bolşevik İhtilali’nin ardından Rusya savaştan çekilmiştir.

Anafartalar Kahramanı” olarak tanınan Mustafa Kemal’in bu cephedeki başarısı, Milli Mücadele’nin de lideri olmasında etkili olmuştur.

Hicaz-Yemen Cephesi

İngiltere Mac Mahon Planı ile Mekke Emiri Şerif Hüseyin’e bağımsızlık vadetmiştir. Böylece İngilizlerin desteğini sağlayan bazı Arap kabileleri, Osmanlı egemenliğine karşı ayaklanmışlardır. Osmanlı kuvvetleri ise kutsal yerleri korumak için İngiltere ve Mekke Emiri Şerif Hüseyin’e karşı savaşmıştır.

İngiliz casus Thomas Edward Lawrence, Arapları Türklere karşı sürekli kışkırtarak, bazı Arap kabilelerinin İngilizlerin yanında yer almasını sağlamıştır. Lawrence, Medine’yi Suriye’ye bağlayan demir yollarını tahrip ettirerek kullanılmaz hale getirtmiştir.

Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanmasına rağmen Fahrettin Paşa uzun süre teslim olmayıp direnişini sürdürmüştür. Savaşın sonunda Osmanlı Devleti bu topraklardan çekilmek zorunda kalmıştır. Sultan V. Mehmet Reşat’ın halife sıfatıyla yaptığı cihat çağrısı ise Araplar üzerinde istenilen etkiyi göstermemiştir. Bu durum İslamcılık politikasının etkisini kaybettiğini göstermiştir.

Irak Cephesi

Irak cephesi, İngilizler tarafından açılmıştır. İngilizlerin bu cepheyi açmalarındaki amaçları; Orta Doğu petrollerini kontrol altında tutmak ve Kafkaslar’da Ruslarla birleşmektir. Aynı zamanda Türk kuvvetlerinin İran’a girip İngiliz sömürgesi olan Hindistan’ı tehdit etmesini de önlemek istemiştir.

İngilizler, Eylül 1915’te Kut’ül Amare’ye kadar ilerleyip ele geçirmişlerdir. Fakat Osmanlı ordusu; Selman-ı Pak Muharebesi’nde büyük bir başarı göstermiş ve Kut’ül Amare’deki İngiliz kuvvetlerini kuşatmıştır. İngiliz kuvvetleri 29 Nisan 1916’da Halil Paşa komutasındaki Türk ordusuna teslim olmuştur.

Böylece Osmanlı Devleti, Çanakkale’den sonra Irak’ta da İngilizlere karşı önemli bir zafer kazanmıştır. Fakat I. Dünya Savaşı’nın sonuna doğru Irak’taki Türk birliklerinin çoğu İran’a kaydırıldığı için İngilizler, Irak’a daha büyük bir kuvvet yığarak karşı saldırıya geçmiştir. Savaşın son yılında Bağdat’a kadar olan bölgeyi ele geçiren İngiliz kuvvetleri, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından sonra da Musul’u işgal etmiştir.

Suriye-Filistin Cephesi

Osmanlı Devleti; Kanal Harekatı’nda yenilip geri çekildiği için İngiltere karşı bir saldırı başlatmıştır. Osmanlı ordusu Gazze Savaşları’nda başarı göstermiştir. Fakat İngilizlerin baskısı karşısında Osmanlı ordusu direnememiştir.

İngilizler; Kudüs ve Filistin’i işgal etmiş, Suriye’yi ele geçirmiştir. Yıldırım Orduları bünyesindeki VII. Ordu’nun komutanı olan Mustafa Kemal, İngilizlerin taarruzu karşısında geri çekilerek Antakya’dan Halep’in kuzeyine uzanan bir savunma hattı kurup İngilizleri burada durdurmayı başarmıştır. Aynı zamanda Katma Savaşı’nı da kazanan Mustafa Kemal, Halep’in beş kilometre kadar kuzeyindeki bölgeyi Türk sınırı olarak belirlemiştir.

Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasının ardından Mustafa Kemal 31 Ekim’de Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı’na atanmıştır. Bu ateşkes anlaşmasının imzalanmasından sonra İngilizler Suriye’yi tamamen kontrolleri altına aldı.

Galiçya, Makedonya ve Romanya Cepheleri

Osmanlı Devleti’nin kendi sınırları dışında savaştığı cephelerdir. Müttefikleri Bulgaristan, Almanya ve Avusturya-Macaristan’a yardım etmek amacıyla savaşmıştır.

Savaş Sona Ererken

Rusya’daki Bolşevik İhtilali; 1917’de yaşanan en önemli gelişmelerden biridir. Ekonomik sıkıntıların artması ile Bolşevikler iktidarı ele geçirmişler ve İttifak Devletleri ile 3 Mart 1918’de Brest Litowsk Antlaşması’nı imzalayarak savaştan çekilmişlerdir. Bolşevik yönetimi, Çarlık hükümetinin bütün gizli antlaşmalarını dünya açıklamışlardır. Böylece Osmanlı Devleti’nin paylaşıldığı gizli antlaşmalar da açığa çıkmıştır.

İtilaf devletleri, Rusya’nın yerine ABD ile anlaşarak savaşa sokmuşlardır. Amerikan ticaret gemilerinin, Alman denizaltıları tarafından batırılması üzerine ABD, Almanya’ya savaş ilan etmiştir. ABD savaşa katılınca müttefiklerine yardım etmek amacıyla Avrupa’ya kuvvet göndermiş ve savaş kısa sürede İtilaf Devletleri’nin lehine sonuçlanmıştır. ABD, I. Dünya Savaşı’na katılarak aynı zamanda ilk kez Monroe Doktrini’nden de ayrılmıştır.

1917 yılında Yunanistan da İtilaf devletlerinin yanında savaşa katılmıştır. İngiliz, Fransız ve Sırp kuvvetlerinin saldırısı sonucunda Bulgaristan yenilmiştir. Selanik Ateşkes Anlaşması ile Bulgaristan da savaştan çekilmiştir. Bulgaristan’ın savaştan çekilmesiyle İngiltere ve Fransa, İstanbul ve Boğazlar üzerine harekete geçmek için hazırlanmıştır. Osmanlı Devleti bu tehlike karşısında ateşkes istemek zorunda kalmış ve Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalamıştır. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, iç karışıklıklarının da artmasıyla nedeniyle Villa Giusti Ateşkesi’ni imzalamış ve savaştan çekilmiştir. Almanya da Rethondes Ateşkes Anlaşması’nı imzalayarak savaştan çekilmiştir. Böylece dört yıl süren I. Dünya Savaşı da sona ermiştir.

I. Dünya Savaşı’nın sonucunda;

  • İngiltere, savaştan en karlı çıkan devlet olmuştur.
  • Almanya, Avusturya-Macaristan, Rusya ve Osmanlı İmparatorlukları savaş sonunda dağılmıştır.
  • Bu topraklarda Türkiye Cumhuriyeti, Polonya, Çekoslovakya, Yugoslavya, Macaristan gibi yeni milli ve bağımsız devletler kurulmuştur.
  • Sömürgecilik anlayışı yerini manda ve himaye anlayışına bırakmıştır.
  • Rusya’da Sosyalizm, Almanya’da Nazizm, İtalya’da Faşizm gibi yeni siyasi rejimler ortaya çıkmıştır.
  • I. Dünya Savaşı’nda kimyasal silahlar, denizaltı ve tank gibi savaş araçları ilk kez kullanılmıştır.
  • Milyonlarca insan hayatını kaybetmiştir.
  • Dünya barışını korumak amacıyla Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) kurulmuştur.
  • I. Dünya Savaşı sonunda yenilen devletlerle imzalanan barış antlaşmalarının koşulları çok ağır olmuştur.
    • Bu ağır koşullar, II. Dünya Savaşı’nın çıkmasının en önemli nedenlerinden biri olmuştur.

I. Dünya Savaşı’nda Anadolu

I. Dünya Savaşı’nın sonucunda Anadolu harap ve yıkık bir hale gelmiştir. Halk ise perişan ve bitkin bir hale düşmüştür. Peş peşe yapılan savaşlar ise ekonomiyi de alt üst etmiştir. Erkek nüfusun savaşlara gitmesi ve savaşlarda hayatlarını kaybetmeleri veya yaralanıp sakat kalmaları sonucunda çalışabilecek durumda olmamaları, Osmanlı Devleti’nin tarıma dayalı ekonomisini olumsuz etkilemiştir. Bu nedenle Türk milleti gıda ve erzak sorunu yaşamıştır. Aynı zamanda sıtma, verem, tifüs, çiçek gibi salgın hastalıklar birçok insanın ölmesine neden olmuştur. Bu durum Türk halkını, savaşlar kadar olumsuz etkilemiştir.

Seferberlik döneminde Anadolu insanları, kendilerine bile yetmeyecek kadar az olan yiyeceklerini, hayvanlarını ve erzaklarını da devlete teslim etmek zorunda kalmıştır. Yıllarca süren savaşlar bu nedenlerle halkta bıkkınlık yaratmıştır.

Osmanlı’nın girdiği son savaşta Anadolu insanı yine de vatanını savunmuştur. Bununla da kalmayarak maddi manevi tüm varlığını ortaya koymuştur. Türk milleti Balkan Savaşları’nın sıkıntılarını atlamamışken I. Dünya Savaşı ile birlikte yine çok ağır bir sınav vermiştir. Türk milleti I. Dünya Savaşı’nın ardından bu şartlar içerisinde Kurtuluş Savaşı’na girdi ve milli varlığını savunma mücadelesi vermiştir.

📚EK BİLGİ:

Osmanlı Devleti’nin Paylaşılmasını Öngören Gizli Antlaşmalar;

  • İstanbul Antlaşması: İngiltere, Fransa ve Rusya arasında imzalanmıştır. Buna göre; Boğazlar, Midye-Enez çizgisine kadar Trakya, Gelibolu Yarımadası, Sakarya Irmağı’na kadar Kocaeli Yarımadası ile İmroz ve Bozcaada savaştan sonra Rusya’ya bırakılacaktır.
  • Londra Antlaşması: Üçlü İtilaf Devletleri, İtalya’yı kendi yanlarına çekmek için bu antlaşmayı İtalya’yla imzalamışlardır. Bu antlaşmaya göre Antalya, Rodos ve 12 Ada İtalya’ya bırakılacaktır.
  • Sykes-Picot Antlaşması: Bu antlaşmayla Rusya’ya; Kafkas sınırına yakın yerler, yani Van ve Erzurum illeriyle Trabzon ve Bitlis illerinin doğu bölümleri; Sivas, Harput ve Diyarbakır illerinin bir kısmı bırakılacaktır. Fransa’ya; Adana ile Beyrut illeri; Halep, Harput ve Diyarbakır illerinin büyük kısmı; Şam ve Sivas illerinin bir kesimi ve Cebel-i Lübnan sancağının tamamı bırakılacaktır. İngiltere’ye Bağdat ve Basra illerini de içeren Güney Irak bırakılacaktır. Rusya’nın isteği üzerine Trabzon’a kadar Doğu Karadeniz kıyıları ve Doğu Anadolu da Rusya’ya bırakılacaktır.
  • St. Jean De Maurıenne Antlaşması: İngiltere, Fransa ve İtalya arasında yapılan bu antlaşmaya göre; Antalya, Menteşe Sancağı ve Konya ilinin bir kısmı ile İzmir ve kuzeyi İtalya’ya bırakılacaktır.
  • Sykes-Picot: 1916 yılında imzalanan Sykes-Picot Antlaşması’yla Osmanlı egemenliğindeki Arap toprakları sömürgeci İngiltere ve Fransa arasında paylaştırılmıştır. Sömürgeci devletlerin yapay sınırlarla bölgenin tarihine, kültürüne ve sosyal yapısına aykırı olarak şekillendirdiği Orta Doğu bölgesi bu nedenle sürekli savaş ve çatışmalara sahne olmuştur. 21. yüzyılda Sykes-Picot Antlaşması yüzüncü yılına girdiğinde Orta Doğu bölgesi küresel güçler tarafından yeniden yapay sınırlar oluşturularak tarih ve sosyolojiye aykırı olarak biçimlendirilmek istenmektedir. Günümüzde Orta Doğu bölgesinin karşı karşıya kaldığı sıkıntıların temelinde, sömürgeci Batı tarafından oluşturulan Sykes-Picot zihniyetinin yattığı görülür.
Sistememizde bu yazıda bahsi geçen kişilere ait bir biyografi bulunamamıştır.
Benzer İçerikler
Mondros Ateşkes Anlaşması (30 Ekim 1918)
Tarih

Mondros Ateşkes Anlaşması (30 Ekim 1918)

İçeriğe Git>
Osmanlı Topraklarını Paylaşma Mücadelesi
Tarih

Osmanlı Topraklarını Paylaşma Mücadelesi

İçeriğe Git>
Milli Mücadele’de Batı Cephesi
Tarih

Milli Mücadele’de Batı Cephesi

İçeriğe Git>
Milli Mücadele’de Doğu ve Güney Cepheleri
Tarih

Milli Mücadele’de Doğu ve Güney Cepheleri

İçeriğe Git>
İhtilaller Çağı
Tarih

İhtilaller Çağı

İçeriğe Git>
Cemiyetler: Direniş ve Kurtuluş Yolları Arayışı
Tarih

Cemiyetler: Direniş ve Kurtuluş Yolları Arayışı

İçeriğe Git>
Copyright © 2024 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo