Geleneksel ve Modern Tiyatro Özellikleri

📅 28 Kasım 2020|21 Ocak 2022
Geleneksel ve Modern Tiyatro Özellikleri

Konu Özeti

Tiyatro, bir olayın izleyiciler önünde oyuncular tarafından canlandırılmasıyla oluşmuş göstermeye bağlı edebi türdür. Edebiyatımızda önemli bir yer tutan tiyatro yüzyıllardır süregelen bir tarihe sahiptir. Tiyatroyu oluşturan belirli unsurlar ve tiyatroda kullanılan belirli terimler bulunmaktadır.

Bu konuda
  • Tiyatro türünün özelliklerini ve tiyatroyu oluşturan unsurları
  • Temel tiyatro terimlerini
  • Tiyatro türünün dünya ve Türk Edebiyatındaki eserlerini ve yazarlarını
öğreneceksiniz.
Instagram Logo
Bikifi Instagram'da

Sahnede bir izleyici kitlesi önünde oyuncular tarafından canlandırılan edebi türe tiyatro denir. Antik Yunan’da bağ bozumu tanrısı Dionysos (Diyonizos) adına yapılan dini törenler tiyatronun kökenini oluşturmaktadır. Tiyatro kelimesinin kökeni yunanca olan “theatron”dur. Theatron Yunanca’da seyir yeri anlamına gelmektedir.

Tiyatronun Genel Özellikleri

  • Tiyatro eserlerinin, olayları oluş halinde göstermesine “drama” adı verilmektedir.
  • Tiyatroda olay ve kişi olmak üzere iki temel öge bulunmaktadır.
  • Tiyatronun bölümlere ayrılmasına “perde” denilmektedir.
  • Serim, düğüm ve çözüm evrelerinden oluşur.
  • Tiyatro konularını günlük yaşamdan, tarihten veya mitolojiden almaktadır.
  • Tiyatro anlatmak istediğini doğrudan (kağıt, film vb.) unsurlar olmadan anlatır.
  • Tiyatroda anlatım, konuşma çeşitlerine göre yapılmaktadır. Konuşma çeşitleri; diyalog, monolog ve tirad şeklinde olabilir.
  • Tiyatronun oluşabilmesi için “eser, oyuncu, yönetmen, sahne ve seyirci” ögelerinin olması gerekmektedir.
  • Tiyatro metinleri sahnelenmek amacıyla kaleme alınırlar.
  • Olay örgüsü, kahramanların konuşması şeklinde aktarılır.
  • Hemen hemen her ülkede dini törenlerden tiyatro doğmuştur.

Tiyatronun Yapı Unsurları

Tiyatronun yapı unsurları dramatik örgü, yer, zaman, çatışma ve kişiler olarak 5 başlık altında incelenmektedir.

Dramatik Örgü

Tiyatro metinlerindeki olay örgüsüdür. Tiyatroda gerçekleşen her olay, seyirciye ulaştırmak istenilen bir iletinin parçasıdır. Dramatik örgü, perde, sahne vb. gibi bölümlemeler çevresinde oluşturulur.

Yer

Olayların gelişip sonuçlandığı çevredir. Sahnede canlandırılan olay ile bağlantılı dekorlar sahnede sergilenir. Olayların geçtiği yerleri canlandırmak için kullanılan tüm eşyalar dekoru oluşturur. Tiyatroda, oyunu daha iyi anlamak için mekan-zaman-olay ilişkisine dikkat etmemiz gerekmektedir.

Zaman

Tiyatroda zaman olayların başlayıp sonlanması arasında geçen süredir. Tamamen yazara bağlıdır. Tiyatroda olaylar 4 farklı zaman biçiminde sunulabilir.

  • Kronolojik zaman,
  • Sonuçtan başlatılan zaman
  • Düğümden başlatılan zaman
  • Düzensiz zaman

Çatışma

Dramatik örgü içerisinde bulunan kişiler arasındaki anlaşmazlıklar, iç ve dış mücadelelerdir. Zıt duygu veya düşüncenin, özelliklerin bir arada sunulmasından dolayı ortaya çıkmaktadır. Bu çatışmayı oluşturan etkenler; sosyal yapı, eğitim ve kültür, ekonomik gibi durumlardır.

Kişiler

Dramatik örgü içerisinde aralarında çatışma bulunan olayların oluşmasının ana nedeni olan insanlardır. Kişiler tiyatronun iletmek istediği mesajı seyircilere aktaran temel kaynaktır. Tiyatroda kişiler dramatik örgü içerisindeki işlevlerine göre 1. veya 2. derece kişi olmak üzere ayrılırlar.

Tiyatronun Bölümleri

Serim

Tiyatronun konusunun, olaylarını, olayların geçtiği yerleri ve oyuncular hakkında bilgi edilen giriş bölümüdür. Düğüm bölümüne hazırlanılır.

Düğüm

Olaylarla ilgili merakın en çok arttığı bölümdür. Olaylar sonuçlanmadan önce her şeyin toparlandığı yerdir. Oyunda verilmek istenen mesaj genel olarak bu bölümde verilmektedir.

Çözüm

Sonuç kısmıdır. Düğüm bölümde toparlanan olayların sonuçlandığı bölümdür. Oyun içerisinde oluşan tüm soruların cevapları bu bölümde verilir.

Temel Tiyatro Terimleri

  • Adaptasyon: İki anlamı bulunmaktadır. İlki “yabancı dilde yazılmış bir oyunu uygun şartlarda kendi diline çevirmek” demektir. İkincisi de bir romanı veya hikayeyi tiyatroya uyarlama demektir.
  • Aksesuar: Oyunda dekoru oluşturan eşyalar.
  • Dekor: Olayların geçtiği yerleri canlandırmak için kullanılan tüm eşyalar dekoru oluşturur.
  • Diyalog: Oyunda kişilerin birbirleri ile olan konuşmalarıdır.
  • Figüran: Sinemada veya tiyatroda konuşması olmayan ya da çok az rolü olan kimsedir.
  • Jest: Oyuncunun konuşması sırasında gösterdiği mimik ve el kol hareketledir.
  • Kostüm: Oyunda kişilerin rol icabı giydiği kıyafetlerdir.
  • Kulis: Tiyatroda oyuncuların sahneye çıkmadan önce hazırlandıkları ve bekledikleri yerdir.
  • Mimik: Oyuncuların konuşma sırasında gösterdikleri yüz ifadeleridir.
  • Monolog: Oyundaki kişinin kendi kendine konuşmasıdır.
  • Perde: Tiyatro eserinin bölümlerinden her birine perde denir ayrıca sahneyi seyircilere kapatıp açan bir kumaş parçası anlamına da gelmektedir.
  • Piyes: Oyun demektir.
  • Replik: Karşılama sözü anlamına gelmektedir. Bir oyunda kişinin sözü karşıdakine bırakırken söyleyeceği son söz anlamına da gelmektedir.
  • Rol: Kişinin canlandırdığı kişinin özelliklerini gösteren söz ve davranışlarda bulunmasıdır.
  • Sahne: Bir tiyatro eserinde oyunun sergilenmesi için yapılan yerdir. Sahneler genellikle çevresine göre daha yüksekte kalmaktadırlar.
  • Suflör: Oyun esnasında repliğini unutan kişilere sahne arkasından repliği fısıldayarak kişilere hatırlatan kişidir.
  • Tuluat: doğaçlama demektir. O an aklına geldiği gibi konuşma veya hareket etme demektir.

Dünya Edebiyatında Tiyatro

Tiyatro, insanlar ile birlikte var olmuştur. Günümüzdeki modern tiyatronun temeli, Antik Yunan’da bağ bozumu tanrısı adına yapılan dini törenlerdir. Bu törenlerde insanlar keçi postuna bürünerek koro halinde şarkılar söyleyip birbirleriyle danslar ederlerdi. M.Ö 6. yüzyıl’ da koronun karşısına çıkan Thespis, klasik tiyatroda diyalog kullanmaya başlatmıştır.

Daha sonra Aiskhylos ve Sophekles adlarındaki yazarlar da oyunlarını sahneye (koronun karşısına) çıkararak tiyatronun gelişmesine katıkıda bulunmuştur. Böylece klasik tiyatroda koro zamanla önemini yitirmiş ve onun yerine modern tiyatronun temelleri atılmıştır. M.Ö 534’te Atina’da “ilk tiyatro şenliği” düzenlenmiştir.

Önemli Tiyatro Yazarları ve Eserleri

  • “Hamlet” William Shakespeare
  • “Kral Oidipus”, Sophokles
  • “Faust”, Johann Wolfgang von Goethe
  • “Üç Kuruşluk Opera”, Bertolt Brecht
  • “Godot’yu Beklerken”, Samuel Beckett
  • “Vanya Dayı”, Anton Çehov

Türk Edebiyatında Tiyatro

Anadolu’da modern tiyatrodan önce geleneksel Türk tiyatrosu hakimdi. Bu nedenle Türk edebiyatında tiyatroyu 2 başlık altında incelenmektedir.

Geleneksel Türk Tiyatrosu

Geleneksel Türk tiyatrosunun kökenini “yuğ, sığır, şölen” adı verilen dinsel törenler sayılmaktadır. Geleneksel Türk tiyatrosu; köy seyirlik oyunları, meddah, karagöz, orta oyunu ve kukla oyunu gibi türlerden oluşmaktadır ve bu türlerin temeli doğaçlamaya dayanmakla beraber ana amacı güldürüdür. Oyundaki kişilikler karakter seviyeni ulaşamamış “tip” düzeyindedir.

Geleneksel Türk tiyatrosu Tanzimat döneminde bir süre daha devam etmiş ama değişen hayat şartları içerisinde yerini Tanzimat ile Avrupa’dan gelen modern tiyatroya bırakmıştır. Bu dönemde ilk Türkçe sahnelenen oyun olan “Şair Evlenmesi” ni İbrahim Şinasi yazmıştır. Bunun yanında Ahmet Vefik Paşa “Moliere” den çeviriler ve uyarlamalar yaparak modern tiyatronun gelişmesini sağlamıştır.

Orta oyunu

Geleneksel Türk tiyatrosunda, çoğu özelliği karagöz oyunu ile benzerlik gösteren orta oyunu, karagöz oyunun aksine canlı kişiler ile oynanmaktadır. Geçmişte bu oyun “kol oyunu, meydan oyunu, taklit oyunu, zuhurî” gibi isimler almıştır.  Seyircilerin çevrelediği boş bir meydanda oynandığından dolayı “orta oyunu” ismini almıştır. Bu oyunun sergilendiği yuvarlak veya oval alana “palanga” denilmektedir. Orta oyunu kesin şekil ve adını 19.yy’da almıştır. Bu oyunda herhangi bir metin bulunmadığından dolayı doğaçlama yani “tuluat” şeklinde oynanır. Bu oyunda Karagöz’ün karşılığı Kavuklu, Hacivat’ın karşılığı ise Pişekar’dır. Diğer kişiler ise yine karagöz oyunu ile benzerlik gösteren kalıplaşmış tiplerdir. Kavuklu Hamdi ile Pişekar Küçük İsmail Efendi orta oyunun önemli ustalarıdır.

Orta Oyununun Bölümleri

Orta oyununu da karagöz oyunu gibi 4 bölümden oluşmaktadır. Ama orta oyununda perde gazeli yerine Pişekar’ın izleyicileri selamlaması ve zurnacıya doğru koşarak oyunu açması bunun yanında muhavere bölümünde Pişekar’ın Kavuklu ile tanışma konuşmaları ve Kavuklu’nun rüya olduğu anlaşılan bir hikayeyi anlatması yönleri ile karagöz oyunundan ayrılmaktadır.

  1. Mukaddime (Giriş)
    • Bu bölümde zurnacı Pişekar havası çalar ve Pişekar sahneye çıkar seyircileri selamlayıp zurnacı ile konuşur.
    • Bu konuşmada oynanacak oyunun adı söylenir. Daha sonrasında ise zurnacı Kavuklu havası çalar ve Kavuklu ile beraber Kavuklu arkası sahneye gelir.
    • Kavuklu ile Kavuklu arkası birbirleri ile kısa bir konuşma yapar bu kişiler birden Pişekar’ı görüp korkarak birbirlerinin üstüne düşerler.
    • Bazı oyunların bu bölümünde Zenne takımı ile Çelebi’nin daha önce sahneye çıkıp Pişekar ile konuşma yaparlar.
  2. Muhavere (Söyleşme)
    • Bu bölüm ise karagöz oyunundaki gibi Pişekar ve Kavuklu birbirleri ile tanışıp tanıdık çıkmaları ile başlar.
    • Bu ikili aralarında geçen konuşmaları zıt bir şekilde anlamaları seyircide bir güldürü oluşturur ve buna arzbar adı verilir.
    • Arzbardan tekerlemeler ile devam eder. Bu tekerlemelerde Kavuklu yaşadığı olağan üstü bir olayı Pişekar’a anlatır.
    • Pişekar ise bunu gerçek gibi dinler ama daha sonra bunun düş olduğu anlaşılır.
  3. Fasıl (Oyun)
    • Fasıl bölümü orta oyununun asıl bölümüdür. Bu bölümde belirlenmiş bir olay canlandırılır.
    • Orta oyunları genellikle 2 paralel olay dizisinde gerçekleşmektedir. Dükkan dekorunun kullanıldığı bu oyunlarda genellikle Kavuklu bir iş aramaktadır.
    • Pişekar’ın Kavuklu’ya iş bulması ile olaylar gelişmektedir.
    • Bir diğer oyun dizisi ise yeni dünya adı verilen ev dekorunda geçmektedir. Zenne takımının Pişekar’ın yardımıyla ev araması ve yerleşmesi şeklinde olaylar gerçekleşmektedir.
  4. Bitiş
    • Bu bölüm orta oyunun son bölümüdür.
    • Bölümün sonunda Pişekar seyircilerden kusurları için özür dileyip gelecek oyunun adı ve yerini haber eder ve oyun sonlanır.
Geleneksel Türk Tiyatrosunun Bazı Önemli Orta Oyunları
  • Mahalle Baskını
  • Kunduracı
  • Gözlemeci
  • Çeşme
  • Pazarcılar
  • Kale Oyunu
  • Tahir ile Zühre
  • Hamam

Meddah

Övücü (methedici), taklitler yaparak, eğlendirici hikayeler ile halkı güldüren kişiye meddah denir. Meddahlık yüzyıllar boyunca yaşamış ve Türkler tarafından yoğun ilgi görmüştür. Meddahlık için tek adam tarafından sergilenen tiyatro da denilmektedir. Meddah tiyatrodaki bütün kişileri kendisinde birleştirmektedir. Meddah, seyircilerin karşısında olacak şekilde ve onlardan daha yüksek bir yere geçerek herhangi bir hikayesini anlatır. Hikayede canlandırdığı kişileri ağız özelliklerine göre konuşturur. Dekor, sahne ve perde gibi araçların bulunmadığı bu tiyatroda her şey meddahın zekasına, bilgisine ve konuşma becerisine bağlıdır. Meddahlar genellikle hikayelerine “Haak dostum haak” diyerek beyitler ile başlamaktadırlar.

Meddah sadece kişilerin değil aynı zamanda hayvanlarında ağız özelliklerini de taklit etmektedir. Meddahın sahnede kullandığı iki aracı vardır. Bunlardan biri terini silmek ve çeşitlik başlıklar yapmak için kullandığı mendil diğeri ise oyunu başlatmak, seyirciyi sessizliğe çağırmak için kullandığı sopasıdır. Meddahlar Hikayelerinin sonunu kıssa ile bitirirler. Daha sonra ise sonraki hikayesinin ne olduğunu ve nerede anlatacağını söyler.

Karagöz

Karagöz bir gölge oyunudur. Bu oyun tasvir adı verilen deriden kesilerek oluşturulmuş birtakım şekillerin arkadan ışıklandırılmış bir perde üzerine yansıtılan gölgeler ile oluşturulan oyundur. Bu gölge oyununun M.Ö. 2.yüzyıl’da Çin veya Hindistan’da ortaya çıktığı söylenmektedir. Karagöz ve Hacivat’ın Anadolu Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat döneminde yaşamış gerçek kişiler olduğunu Evliya Çelebi söylemiştir. İslam dünyasında 11.yy’dan itibaren adından söz ettiren bu oyun daha sonra hayal-i zili (gölge hayali) adını almıştır. Bu oyun 17.yüzyıl ile birlikte yaygınlaşmıştır. 19. yüzyılda ise karagöz “hayal oyunu” diye anılmış bu oyunu oynatan sanatçılara da “hayali” denmiştir. Bu 19. yüzyıl ile birlikte karagöz oyunları yazıya dökülmüştür. Karagöz halk kültürünün ortak bir ürünü olarak kabul edilmektedir.

Halk arasında konuşulanlara göre karagöz ve hacivat, Sultan Orhan döneminde Bursa’da yaptırılan bir camide çalışmış işçilerdir. Bu iki işçi arasındaki nükteli konuşmalar diğer çalışanları oyaladığından dolayı Sultan Orhan tarafından öldürtülmüştür. Daha sonra Şeyh Küşteri, Hacivat ve Karagöz’ün deriden yapılmış tasvirlerini oynatarak onların şakalarını yapmıştır. Bu nedenden dolayı karagöz perdesine küşteri meydan da denilmektedir.

Karagöz Oyunun Bölümleri
  1. Mukaddime (Giriş)
    • Bu bölüm oyunun giriş bölümüdür. Perdeye gölge verilmeden önce müzik başlatılır. Daha sonrasında konuya uygun bir şekilde görüntü verilir ve Hacivat  Of… hay, Haak! sözleri ile perde gazeline başlamaktadır.
  2. Muhavere (Söyleşme)
    • Bu bölüm Karagöz ile Hacivat’ın arasında geçmektedir. Muhavere; fasıl ile ilişkisi olan ve fasıl ile ilişkisi olmayan şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Bu bölümde sadece Hacivat ve Karagöz oyun oynamaktadır. Bu oyun, gerçekleşemeyecek bir olayın gerçekleşmesi şeklinde anlatılmaya başlanır daha sonrasında ise bunun düş olduğu anlaşılır.
  3. Fasıl (Oyun)
    • Bu bölüm oyunun kendisidir. Hacivat veya Karagöz dışındaki kişilerde bu bölümde oyuna katılmaktadır. Karagöz oyunları adlarını bu bölümdeki konu veya olaylardan almaktadır.
  4. Bitiş
    • Diğer bölümlere göre bitiş bölümü daha kısadır. Karagöz oyunun bittiğini söyleyip kusurları için özür diler, sonrasında ise gelecek oyunu haber verir. Bu bölümde oyundan çıkarılacak sonuçta anlatılır.
Karagöz Oyunun Kişileri

Karagöz ve Hacivat bu oyunun en önemli kişileridir. Karagöz bu oyunda; okumamış, cahil kimseleri Hacivat ise aydın insanları temsil etmektedir. Oyundaki diğer önemli kişiler şunlardır:

  1. Acem
  2. Ak Arap
  3. Altı Kulaç Beberuhi
  4. Arnavut (bahçıvan
  5. Bolulu 
  6. Çelebi
  7. Efe
  8. Ermeni 
  9. Frenk ve Rum
  10. Kastamonulu
  11. Kayserili
  12. Yahudi 
  13. Zenci Arap 
  14. Tiryaki 
  15. Matiz 

Köy Seyirlik Oyunları

Köy tiyatrosu olarak bilinmektedir. Bayramlarda, düğünlerde ya da özel günlerde köyde oyunculuk yeteneği olan kişilerin köy meydanında hayatta yaşanan komik olayları sahnelediği oyunlardır. Toplumun aksak yönlerinin ve bozuk kişiliklerin anlatıldığı gözlemlenmektedir. Amaçları; ahlaki bir sonuca ulaşmaktır. Oyun sonunda seyirciye mutlaka mesaj verilir. Doğaçlama oynanırlar.

Modern Tiyatro

Modern tiyatro metinlerine dayanmaktadır. Modern tiyatro sadece güldürmeyi amaçlamaz. İbrahim Şinasi’nin yazdığı “Şair Evlenmesi” Türk edebiyatında, Batılı anlamdaki ilk tiyatrodur. Bu dönemde halkı eğitmede tiyatro bir araç olarak görülmüş ve görücü usulü evlilik, yanlış batılılaşma, kölelik gibi konular işlenmiştir. 1960’ta Ahmet Vefik Paşa’nın da büyük katkılarıyla Gedikpaşa Tiyatrosu kurulmuş ve tiyatro kurumsallaşma göstermiştir. Bunun yanında Ahmet Vefik Paşa “Moliere” den çeviriler, Batı’dan uyarlamalar yaparak tiyatroya önemli katkılar sağlamıştır. Bunların yanında Ahmet Vefik Paşa Bursa’da bir tiyatro açarak tiyatroyu Anadolu’ya taşımıştır. Recaizade Mahmut Ekrem, Namık kemal, Abdul Hak Hamit, Ahmet Mithat Efendi‘nin de önemli tiyatroları vardır.

Cumhuriyet dönemi ile birlikte devlet tiyatroları çoğalmış, Ahmet Kutsi Tecer, Necip Fazıl Kısakürek, Cevat Fehmi Başkut, Haldun Taner, Ahmet Muhip Dıranas, Tarık Buğra, Necati Cumalı, Nezihe Araz, Güngör Dilmen, Recep Bilginer, Turan Oflazoğlu, Orhan Asena  gibi şairler tiyatro türünde önemli izler bırakmışlardır.

Modern tiyatro Trajedi, Dram ve Komedi olmak üzere 3’e ayrılır:

Trajedi (Tragedya)

Trajedinin kökeni Antik Yunan edebiyatına dayanmaktadır. Seyircide korku, heyecan ve acıma hissi uyandırarak ruhu kötülüklerden arındırma amacı güden trajedi konularını tarihten veya mitolojiden almaktadır. Trajedide kötü sözlere yer verilmemekle beraber yaralanmalar veya ölümler sahnede sergilenmez. Sahne dışarısından seyirciye iletilir. Trajedi, eğitimli, soylu insanları konu edinmektedir. Kahramanlar sıradan insanlardan seçilmek yerine krallar, kraliçeler, prensler ve hatta tanrı ya da tanrılar olmaktadır. Trajedi 5 perdeden oluşup aralıksız oynanır ve genellikle manzum olarak kaleme alınırlar. Trajedi koro ve diyalog olmak üzere iki bölümden oluşur. Koro perde görevini görmektedir. Euripides, Aiskhylos, Sophokles, Racine, Corneille bu türün önemli temsilcilerindendir.

Komedi

Komedi, toplumların ya da kişilerin eksik yönlerini güldürücü öğeler ile beraber sunan bir tiyatro türüdür. Bu türde korkaklık, dalkavukluk ve cimrilik gibi huy veya davranışları abartarak güldürürken düşünmeyi amaç edinilir. Komedide konular günlük yaşamdan alınmakla beraber kahramanlar sıradan insanlardan seçilmektedir. Kaba sözler ve şakaların önemli yeri vardır. Trajediye karşın ölüm, yaralanma gibi olaylar sahnede sergilenmektedir. Komedide dram türündeki gibi diyolog ve koro bölümlerinden oluşup koro perde görevini üstlenmektedir. Aristophanes ve Moliere bu türün önemli temsilcilerindendir.

Komedi; karakter komedisi, töre komedisi, entrika komedisi gibi türlere ayrılır.

  • Karakter komedisi: Günlük hayatta insanların her zaman rastlayabileceği kusurları belli tiplerden hareketle konu edinir.
  • Töre komedisi: Töre ve bazı gelenekleri eleştirel bir tutum ile sergileyen komedi türüdür.
  • Entrika komedisi: Olayları seyircide merak uyandıracak şekilde anlatan tek amacı güldürmek olan bir komedi türüdür.

Karşılaştıma: Trajedi ve Komedi Karşılaştırılması

Dram

Dram, Trajedinin aksine hayatın hem acı hem de gülünç yönleriyle yansıtmayı amaçlayan bir tiyatro türüdür. 18.yüzyıl’da klasisizme tepki olarak ortaya çıkan romantizm akımı ile ortaya çıkmıştır. Konularını günlük hayattan ve milli tarihten almaktadır. Dramda karakter ya hep iyidir ya da hep kötüdür yani karakterler tek yönlüdür. Trajediye karşın dramda kaba ve kötü sözlere yer verilip ölüm yaralanma gibi olaylar sahnede canlandırılmaktadır. Bu tiyatro türü nazım veya nesir şeklinde yazılmakla beraber perde sayısı yazara bırakılmıştır. Bu türün ilk örneklerini ı William Shakespeare vermiş, ilkelerini ise Victor Hugo belirlemiştir.

Karşılaştıma: Geleneksel Tiyatro ile Modern Tiyatronun Karşılaştırılması

📚EK BİLGİ:Opera, baştan sona orkestra eşliğinde müzik ile oynanan tiyatro eserlerine denir. Bütün sözler, hareketler, jest ve mimikler müzik eşliğinde bestelenir. Orkestra şefi tarafından yönetilir. Ağır bir hüzün bulunmaktadır. Olaylar acıklıdır. Dekoru canlı ve gösterişlidir.

✍ Ders Notları
  • Geleneksel ve Modern Tiyatro Özellikleri
Benzer İçerikler
Türk Tiyatrosu (Geleneksel Türk Tiyatrosu – Milli Edebiyat)
Güncel
Edebiyat

Türk Tiyatrosu (Geleneksel Türk Tiyatrosu – Milli Edebiyat)

İçeriğe Git>
Şiirde Ahenk Unsurları
Güncel
Edebiyat

Şiirde Ahenk Unsurları

İçeriğe Git>
Türk Edebiyatında Şiir (İslamiyet Etkisinde Gelişen Türk Şiiri)
Güncel
Edebiyat

Türk Edebiyatında Şiir (İslamiyet Etkisinde Gelişen Türk Şiiri)

İçeriğe Git>
Anlatım Biçimleri ve Türleri
Güncel
Edebiyat

Anlatım Biçimleri ve Türleri

İçeriğe Git>
Söz Sanatları (Edebi Sanatlar)
Güncel
Edebiyat

Söz Sanatları (Edebi Sanatlar)

İçeriğe Git>
Türk Tiyatrosu (1980 Sonrası)
Güncel
Edebiyat

Türk Tiyatrosu (1980 Sonrası)

İçeriğe Git>
Copyright © 2024 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo