Ekonomik Faaliyetlerin Sosyal ve Kültürel Etkileri
Ekonomik faaliyet; insanların hayatlarını sürdürmek ve ihtiyaçlarını karşılamak için yaptığı faaliyetlere denir. İnsanların ekonomik faaliyetleri; toplumsal yapı, kültür ve gündelik yaşamları üzerinde etkilidir.
İnsanların çalışma saatleri ve serbest zamanları, ekonominin tarıma dayalı olduğu yerler ile sanayi veya hizmet sektörüne dayalı olduğu yerlerde birbirinden farklılık gösterir. Örneğin ekonominin tarıma dayalı olduğu yerlerde ekip biçme dönemlerinde yoğun çalışılırken tarım faaliyetlerinin azaldığı dönemlerde ise serbest zaman oluşur. Sanayi ve hizmet sektöründe ise mesai saatleri, hafta sonu veya yıllık izin kavramları yıl boyunca değişmeden çalışma sürelerini ve serbest zamanları belirler.
Tarım ve Hayvancılık Sektörünün Sosyal ve Kültürel Etkileri
Ekonomik faaliyet olarak tarım ve hayvancılık yapılan yerlerdeki nüfusun çoğunluğu kırsal kesimde yaşar. Kırsal kesimde yaşayan insanların en önemli etkinlikleri; toprağı sürme, tohum atma, fide dikme, hasat ve hayvanları otlatmadır. İnsanların sosyal ve kültürel hayatları da bu etkinliklere bağlı olarak şekillenmektedir.
Örneğin; kırsal kesimde yaşayan insanların, bulundukları yerleşmenin eksikliklerini gidermek için gönüllü veya zorunlu olarak gerçekleştirdiği imece usulü sosyal hayatlarının bir parçasıdır. Tarım festivalleri; tarımsal faaliyetlerin yapıldığı yerleşmelerde gerçekleştirilen sosyal ve kültürel faaliyetlerden biridir. Tarım turizmi olarak da bilinen bu festivaller sayesinde tarımsal kaynakların sürdürülebilirliği; üretilen ürünlerin tanıtımı ile de kırsal alanlarda yaşayan yerel halkın ekonomik ve sosyokültürel açıdan gelişimi sağlanmaktadır.
Turizm Sektörünün Sosyal ve Kültürel Etkileri
Turizm, ekonomik faaliyetin turizm ağırlıklı olduğu yerleşmelerde yaşayan insanların dünya görüşlerini, anlayışlarını, farklı ülkelerden gelen insanlarla ilgili düşüncelerini etkileyebilen sosyal ve kültürel bir olaydır. Turizm,birbirinden farklı yapılara sahip toplumlar arasında ilişkiler kurulmasına; farklı bilgi, görgü, gelenek ve kültür düzeyleri arasında etkileşime yol açarak kültürel çeşitliliğin sağlanmasına katkıda bulunmaktadır.
Sanayi ve Hizmet Sektörünün Sosyal ve Kültürel Etkileri
Ekonominin sanayi ve hizmet sektörüne dayalı olduğu kentlerde, ekonomik etkinlikler kentte yaşayan bireylerin yaşadıkları evleri, çalışma alanlarını, diğer insanlarla kurdukları ilişkileri, iş hayatı dışındaki zaman dilimlerini değerlendirme biçimlerini kısacası sosyal yaşamlarını büyük ölçüde belirlemektedir.
Sanayi ve hizmet sektöründe çalışanların önemli bir bölümünün eğitim düzeyi ve ortalama gelirleri yüksektir.Bu durum sanatsal veya sportif faaliyetlere olan talebi artırmaktadır. Serbest zamanlar ise kentin sunduğu sosyokültürel imkanlardan yararlanılarak geçirilmektedir. Tiyatro, sinema, konser ve spor alanları; kentin sosyokültürel mekanları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ekonomik faaliyetlerin geliştiği yerler toplumun farklı kesimlerine yönelik yatırımların da fazla olduğu mekanlardır. Sanayi ve hizmet sektörünün geliştiği büyük şehirlerde kadınlara, çocuklara ve engellilere yönelik sosyal ve kültürel olanaklar da gelişmiştir. Şehirlerde çocuklar için okul öncesi eğitim görebileceği kurumların, bilim sanat merkezlerinin, çocuk parklarının daha çok olması çocukların bedensel, bilişsel ve sosyal gelişimine katkı sağlar.
Mesleki eğitim merkezleri, meslek sahibi olamayan, yeni meslek edinmek isteyen veya belirli bir alanda kendini geliştirme ihtiyacı hisseden kişiler için şehirleşmenin yoğun olduğu alanlarda sunulan imkanlardan biridir. Özellikle büyük şehirlerde kadının iş hayatına atılabilmesi için devletin sağladığı kredi imkanları vardır. Şehir hayatında engelli insanların topluma katılması, gündelik yaşam içinde yer almasına yönelik olanaklar vardır.
Haliç’teki Değişimin Sosyal ve Kültürel Etkileri
Haliç; İstanbul’un Marmara Denizi ağzına yakın kesiminde, karanın içine giren bir deniz uzantısıdır. Haliç; 1800’lü yıllarda bir liman, ticaret ve gemi tezgahı bölgesi olarak kullanılmıştır. Bu nedenle Haliç’te fabrikalar artmıştır. Zamanla fabrikalardan çıkan gazlar hava kirliliğine, atıkların Haliç’e dökülmesi de çevre kirliliğine yol açmıştır.
Haliç’teki fabrikaların işlevlerini yitirmesi üzerine dönüşüm projeleri planlanmış ve Haliç yaşanılabilir bir hale getirilmiştir. Örneğin; Feshane-i Amire adlı fes fabrikası fuar, kongre ve kültür merkezine dönü ştürülmüştür. Gemi çapası üretim atölyesi olarak kullanılan lengerhane binası müze haline getirilmiştir. Elektrik üretimi yapan Silahtarağa Santrali ise üniversite binası olarak kullanılmaktadır.
Silikon Vadisi’nde Meydana Gelen Değişimin Sosyal ve Kültürel Etkileri
Silikon Vadisi, ilk önce meyve ve bal üretimi yapılan bir alanken altın yataklarının keşfedilmesi ile “Altın Eyaleti” olarak anılmaya başlanılmıştır.
Silikon Vadisi’nin tarım bölgesi olduğu zamanlarda toprağı sürme, tohum atma, hasat ve hayvan otlatma insanların başlıca etkinliği iken günümüzde vadi donanımdan yazılıma, medya firmalarından Genel Ağ şirketlerine kadar dünyanın en zengin yatırımcılarının olduğu bir teknoloji merkezi haline gelmiştir. Dolayısıyla Silikon Vadisi’nde yaşayan insanların eğitim seviyeleri artmış ve bu yaşam tarzlarını ve kültürlerini de değiştirmiştir.
Şehirleşme, Sanayi ve Göç İlişkisinin Toplumsal Etkileri
İnsanlar ilk önce avcılık ve toplayıcılık yapmış ve göçebe bir yaşam sürdürmüştür. Neolitik dönem ile birlikte tarım faaliyetleri ile uğraşmaya başlamışlar ve yerleşik yaşama geçmişlerdir. Özellikle Mezopotamya’nın tarımsal faaliyetlere elverişli olması nedeniyle insanlar burayı tercih etmişlerdir. Böylece Mezopotamya’da ekonomik yapının değişmesi ve nüfus artışı ile birlikte ilk şehirler ortaya çıkmıştır.
Uzun bir süre şehirler, tarım yerleşmeleri halinde nüfus ve yaşam standartları belli bir seviyede oluşmuştur. Sanayi Devrimi ile birlikte özellikle Batı Avrupa’da şehirlerde değişim yaşanmaya başlamıştır. Sanayi devrimi ile önce maden kömürü ve petrolden güç alan makineler üretilmiş, yeni sanayi kolları oluşmuş ve üretilen maddeler çeşitlenmiştir. Dolayısıyla ticaret gelişmiş ve dünyanın en uzak yerleri birbirlerine bağlanmıştır. Tüm bu gelişmelerin sonucunda şehirler, yeni ekonomik sistemin verimliliği ve bilimsel gelişmeler nedeniyle daha çok insan barındırır hale gelmiştir.
🚀DETAY BİLGİ: Sanayileşme➡Göç➡Şehirleşme
Sanayileşme; bir ülke ya da bölgenin ekonomik ve toplumsal yapısındaki temel değişimi içeren bir süreci kapsar. Sanayileşme ile birlikte şehirlerin yapısının değişmesi ile büyük göç dalgaları başlamıştır. Şehir nüfusu tüm kıtalarda artış göstermiştir.
Sanayileşme, göç ve şehirleşme ile birlikte artan nüfus; toplumsal ve ekonomik sorunlara yol açmıştır.
⭐Şehirleşme, Sanayi, Göç İlişkisinin Toplumsal Etkileri;
- Çarpık kentleşme ve gecekondulaşma sorunu ortaya çıkar.
- Çevre sorunları artar.
- İşsizlik oranı artar.
- Tarım ve orman arazilerinde azalmalar görülür.
- Trafik yoğunluğu sorunu oluşur.
- Gürültü kirliliği yaşanır.
- Şehirlerde güvenlik sorunu ortaya çıkar.
- Yeşil alanda azalmalar görülür.
Bu sorunların çözümü için kaynakları verimli kullanma ve şehirlerde yaşayan insanların şehirli olma bilincinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Sao Paulo
Sao Paulo, Brezilya’nın en önemli sanayi kentlerinden olmasının yanı sıra Güney Amerika kıtasındaki en gelişmiş kentlerinden de biridir. 1700 yıllarında küçük bir şehir olan Sao Paulo, kahve tarımının gelişmesi hızla büyümüş ve sanayi, ticaret ve bankacılık merkezi haline gelmiştir. Portekiz, İtalya, İspanya, Almanya ve Lübnan gibi ülkelerden de büyük göçler almıştır.
Sao Paulo’nun hızla büyümesi şehirleşmeyi hızlandırmış ve bu da birtakım olumsuzluklar ortaya çıkarmıştır. Gecekondulaşma artmış, çarpık kentleşme görülmüş, çevre kirliliği ve trafik sorunu gözlemlenmeye başlamıştır.
Petrolden Gelen Zenginlik: Batman
Batman, 900 nüfuslu küçük bir köy iken 1940 yılında Raman Dağı’nda petrolün bulunması ile hızla gelişmiş ve şehir haline gelmiştir. Petrol bulunmadan önce ekonomik faaliyetleri tarım ve hayvancılıktır. Petrol rafinerisi kurulması ile büyük göçler almıştır ve nüfusu artmıştır.
Türkiye’deki ham petrol üretiminin yüzde 75’ini gerçekleştiren kent, günlük 27 bin varillik petrol üretmektedir.
Yıllar içinde petrol üretimi sayesinde gerçekleşen ekonomik dinamizm, sosyal, kültürel ve mekansal değişim sağlayarak, Batman kentleşme sürecini son derece özgün kılmaktadır. Batman’ın kentleşme sürecinde, 1955-1985 periyodunda petrol üretiminin oluşturduğu ekonomik dinamizm ön plana çıkarken, 1985 sonrasında ise sanayileşmeden ziyade zorunlu göçün baskıladığı bir kent fotoğrafıyla karşılaşıldığı söylenebilir.
📚 EK BİLGİ:
Kentleşmeden Kaynaklanan Başlıca Sorunlar;
- Plansız yapılaşma ve gecekondulaşma
- Alt yapının yetersiz kalması
- Belediye hizmetlerinin aksaması
- Kültürel çatışmaların artması
- Çevre sorunlarının artması
- İşsizlik oranının artışı
- Trafik yoğunluğu
- Tarım ve orman arazilerinin kaybı
- Gürültü kirliliğindeki artış
- Kent içi yeşil alanlarının daralması
- Güvenliğin azalışı, asayiş sorunlarının artması
Geleceğin Dünyası
Geçmişten Geleceğe Dünya Nüfusu
Teknolojinin gelişmesiyle insan ömrü uzamıştır. Ortalama insan ömrünün uzaması da nüfus artışını beraberinde getirmiştir.
Dünya nüfusu,10-13 bin yıl önce 80 milyon iken 1800’lü yıllarda bir milyarı geçmiş, 30 Ağustos 2021 itibariyle toplam dünya nüfusu yaklaşık 7.892.186.000 olmuştur. Bu nüfusa yeni doğumlarla yılda ortalama 80 milyon insan katılmaktadır. Dünya nüfusunun ortalama artış hızı %1,7’dir. Uzmanlar 2075 yılında dünya nüfusunun 10 milyar civarında olacağını tahmin etmektedir.
Dünya nüfusunun hızlı artmasına karşı gıda, enerji, tatlı su, yerleşilecek alan ve güvenlik gibi tüm insanlığı ilgilendiren konularda çözüm üretmek amacıyla çeşitli projeler geliştirilmektedir.
Yaşam Kaynağı: Suyun Geleceği
Hızla artan dünya nüfusunun en büyük sorunlarından biri; kullanılabilir tatlı su ihtiyacıdır. Su, sınırlı bir doğal kaynaktır. Sağlıklı suya ulaşmak, temel bir insan hakkıdır. BM, su kıtlığı nedeniyle 700 milyondan fazla insanın göç etmek zorunda kalacağını öngörmektedir.
Su sorununun çözümünde yağmur suyu toplama yapılarının benimsenmesiyle yağmurun her damlasının depolanması ve kullanımı sağlanabilir. Bununla beraber fazla su, uygun tasarımlarla çevredeki alanlara (havaalanı, statlar, belediye parkları vb.) dağıtılarak etkin bir şekilde kullanılabilir.
Uzmanlar, deniz sularının arıtılmasının tam anlamıyla sağlıklı sonuçlar vermemesi ve bu işlemin maliyetinin de yüksek olmasından dolayı akıllı arazi düzenlemesinin ve su tasarrufunun en önemli çare olduğunu vurgulamaktadır.
Şehir ve Yerleşme
Günümüz gelişmeleri, gelecekte dünya nüfusunun büyük bir kısmının şehirlerde yaşayacağını göstermektedir. Kentlerin nüfusunun artması, birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Bu sorunların başında artan nüfusun ihtiyaçları karşılayamaması gelmektedir.
Şehirler, yerleşme yönünden artık doğal sınırlarına ulaşmıştır. Şehir yerleşmelerinde sera gazları emisyonunun fazlalığı, küresel iklim değişikliğinin yansımaları, tarım alanlarının ve ormanların tahribi ile artan ekolojik sorunlar insanların bunlara karşı daha güçlü tedbirler almasını zorunlu hale getirmiştir. Bu tedbirlerden biri, şehirlerin dikey doğrultuda büyümesidir. Fakat bu yöntem kalıcı bir yöntem olarak görülmemektedir.
Nüfusun şehirlerde toplanması, sanayi tesislerinin şehir içlerinde kalmasına neden olmakta, sanayi kuruluşlarının bacasından ve motorlu taşıtların egzozundan çıkan zehirli gazlar hava kirliliğine yol açmakta ve bu esnada çıkan gürültü de insanların sinir sistemini olumsuz yönde etkilemektedir. Asit yağmurları da havayı, suyu ve toprağı etkileyerek doğanın tahribine neden olmaktadır.
Çin’de hayata geçirilmesi planlanan ve şehirsel hava kirliliğini ortadan kaldıracak projelerden biri olan “yüzen deniz anası”, teknik olarak aerokist denen cihazlardır. Bu cihazlar sayesinde yaşanmaz hale gelen kentsel gökyüzü, asitli kirleticilerden arındırılacak, asit yiyen bu deniz analarında kullanılan sular, tekrar arındırılarak kullanılabilir hale getirilecektir.
Geleceğin Konutlarına Bir Örnek: Kapsül Kulesi
Dünya nüfusunun sürekli artması, yaşam alanlarının sıkışması ve doğal kaynakların azalış göstermesi gibi
sorunlardan dolayı gelecek yıllarda evlerin kapsül dairelere dönüşmesi beklenmektedir. Dar alanların seçimi ilk olarak Japonya’da başlamıştır. Kapsül evler ve stüdyo daireler insanların banyo ve mutfak gibi zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabileceği küçük ünitelerden oluşmaktadır.
Tarımın Geleceği: Dikey Çiftçilik
Tarım, kırsal alanlarda yapılan bir etkinliktir. Dünya nüfusunun gittikçe artması ve gıda ihtiyacının ortaya çıkması nedeniyle bilim insanları çözüm arayışlarına girmişlerdir. Bu nedenle dikey çiftlik modelini geliştirmeye başlamışlardır.
Dikey tarım; çiftçilerin ürettiği tarım ürünlerinin şehirlere taşınması yerine tarımsal üretim şehirlerde yapılmasıdır. Bu yöntemin gerçekleştirilebilmesi için özel olarak tasarlanmış binalara ihtiyaç vardır ve bu binaların yapımında özel ziraat teknikerleri çalışmaktadır.
Böylelikle tarım ürünlerinin taşınması esnasında kaybedilen enerji ve zaman israfını önlemenin yanında kullanılan suyun geri dönüşümüyle büyük bir enerji tasarrufu da sağlanacaktır. Bu yöntemle amaçlanan, birim alandan yıl boyu en yüksek verimi ve ürünü elde etmektir.
Geleceğin Ekonomisi
Ekonomi; kaynakların toplum gereksinimlerine ve isteklerine bağlı olarak üretilmesidir. Değişen dünya ile ekonomi bugünden çok farklı olacaktır. Küreselleşme ve yüksek teknolojilere bağlı olarak ticari örgütlenme artacaktır. Yeni sisteme ayak uyduran firmalar ve ülkeler, gelişimlerini devam ettirirken bunu sağlayamayanlarda küreselleşmeye bağlı olarak işsizlik ve fakirlik artacaktır.
Değişim Unsuru | Eski Ekonomi | Günümüz ve Geleceğin Ekonomisi |
---|---|---|
Üretim ve rekabet alanı | Ulusal | Global |
Büyümeyi belirleyen faktör | Semarye, iş gücü | Yenilik, icatlar ve bilgi |
Teknolojiyi belirleyen faktör | Makineleşme | Dijitalleşme |
AR-GE’ye verilen önem | Düşük, orta | Yüksek |
Gerekli Eğitim | Mesleki diplomaya yönelik | Yaşam boyu öğrenim |
İstihdamın doğası | İstikrarlı | Risk ve fırsatlarla dolu |
Beşeri sermaye | Üretim odaklı | Müşteri odaklı |
İş gücü | Önemli | Daha az önemli |
İş gücü yapısı | Kalifiye değil ya da sadece belirli bir alanda uzman | Bilgi, tecrübe ve çok yönlü beceri sahibi, yenilikçi ve yaratıcı |
Sektörel yapı | Tarım ve sanayi sektörü ağırlıklı | Hizmet sektörü ağırlıklı |
Değişim Unsuru | Eski Ekonomi | Günümüz ve Geleceğin Ekonomisi |
Yeni ekonomide dijital dönemin getirdiği yenilikler önemli olacaktır. Yeni ekonomide üretici ve tüketici arasındaki aracılar, dijital iletişim ağları sebebiyle ortadan kalkacak; aracı işletmeler, yeni işlevler üstlenmez ve kişiler buna yeni değerler atfetmez ise geçerliliklerini yitireceklerdir.
Dijital veriler üzerine kurulmuş bir ekonominin ilkesi, yenilik ve yaratıcılıktır. Yeni ekonomide eğer başarılı bir ürün geliştirilmiş ve piyasaya sürülmüş ise bu ürünün daha gelişmiş bir modelinin üretilip ilk ürünün popülerliğinin azaltılması hedeflenir.
Modern ekonominin en önemli lokomotifi olan nitelikli iş gücü için iyi bir eğitim şarttır. Gelişmiş ülkeler eğitim için gerekli kaynağı ayırıp iş gücünün kalitesini artırarak ekonomilerini büyütürken gelişmekte olan ülkeler, eğitime yeterli kaynak ayıramadığından ekonomik anlamda dezavantajlı durumdadır. Artık ülkeler çağı yakalamak için eğitim kurumlarında küçük yaşlardan itibaren endüstri 4.0, kodlama ve yazılım gibi konuları müfredatlarına entegre etmektedir.
Teknolojik Değişimler ve Doğa Etkileşimi
Küreselleşmeyi meydana getiren faktörler arasında en belirleyici olanı teknolojidir. Teknoloji insanların yaşamında büyük değişikliklere yol açmakta, insanların hayat standardını yükseltmekte ve yaşamlarını kolaylaştırmaktadır. Bununla birlikte teknoloji, doğanın kullanımı ile insan yaşamına getirdiği birçok olumlu gelişmenin yanında olumsuz sonuçlara da sahiptir.
Olumlu | Olumsuz |
---|---|
Mal ve hizmetlerin üretiminde artış | Çevre sorunları |
Yeni iş sahaları | İşsizlik |
Daha yüksek bir hayat standardı | Doğal kaynakların tükenmesi |
Mal ve hizmetleri üretmek için gerekli iş gücü miktarında azalma | Sosyal ve psikolojik sorunlar |
Yapay Zeka
Teknolojik gelişmelerden birisi de yapay zekadır. Yapay zeka; insanda gözlemlediğimiz ve “akıllı davranış” olarak adlandırdığımız davranışları gösterebilen bilgisayarlara denir. Şöyle ki bu bilgisayarlardan bazıları konuşulanları anlayabilmekte, ilgili komutları yerine getirip ona göre cevap verebilmektedir. Aynı zamanda tanımlanan işlevleri yerine getirecek program üretmesi de sağlanabilmektedir.
Yapay zekaya sahip donanımların getirdiği değişimlerden biri de hukuk alanındadır. Başta ticari şirketler olmak üzere tüm çevrelerce kullanılması beklenen akıllı sözleşmeler sistemi; şifreli oluşu, hiçbir devlete, şirkete veya şahsa ait olmaması, şeffaf olması, aracı kişi veya kurumlar ile bu aracılara ücret ödenmemesi gibi özelliklere sahip olduğundan cazibesini daha da artırmaktadır.
Sağlık alanı, yapay zekanın en yaygın kullanıldığı alanlardan biridir. Hastaların tahlil ve tetkik işlemlerindeki hataları azaltmak ve işlem maliyetlerini düşürmek için kullanılan yapay zeka teknolojileri, karmaşık tıbbi verileri analiz etmenin yanında hastaların bakım ve tedavi süreçlerinde daha iyi hizmet verebilme için geliştirilmektedir.
Uzay Madenciliği
Dünya nüfusunun hızla artması ve doğal kaynakların hızla tükenmesi nedeniyle yeni kaynakların aranması zorunlu hale gelmiştir. Bu nedenle uzay madenciliği gündeme gelmiştir. Uzaydaki asteroitlerden maden elde etmeye dayalı madencilik çalışmalarına uzay madenciliği denir.
Bakır, kalay, çinko, gümüş, kurşun ve altın gibi maden rezervlerinin önümüzdeki yüzyıl içerisinde tükeneceği öngörülmektedir. Üretimi giderek azalan platinyum ve kobalt gibi değerli elementlerin asteroitlerden çıkartılıp Dünya’ya getirilmesi uzmanlar tarafından düşünülmektedir.
Değerli madenlere sahip olan gök taşlarından çıkartılabilecek demir, nikel, titanyum, altın, manganez, paladyum ve tungsten gibi madenlerin getirisinin yakın bir gelecekte trilyon dolara ulaşabileceği tahmin edilmektedir. NASA tarafından tespit edilen 16 Psyche adlı gök taşında Dünya’nın demir ihtiyacının büyük bölümünü karşılayabilecek kadar demir olduğu bilinmektedir.
Şirketler, uzay madenciliğindeki maliyeti düşürebilmek için çeşitli projeler üretmektedir. Bu projelere; asteroitlere robotlar göndererek birkaç ton üzerinde maden getirilmesi, küçük boyutlardaki asteroitleri Dünya’ya getirecek farklı bir sistem geliştirilmesi veya uzay gemileri ile madenin uzay araçlarında işlenerek getirilmesi birer örnektir.