Küreselleşen Dünya

Konu Özeti

Küreselleşen dünya ile birlikte ticaret ve turizm alanlarında büyük değişimler olmuştur. Bununla birlikte sanayileşen devletlerin ekonomik olarak büyümesi dikkat çekicidir. Ekonomisi tarıma dayalı ülkeler ise artık gelişmemiş sayılmaktadır.

Bu konuda
  • Küresel anlamda ticareti ve gelişimini
  • Turizmin önemini ve dünyaya etkilerini
  • Sanayileşen devletlerin özelliklerini ve Almanya üzerinden örneklerini
  • Tarım ekonomisine bağlı olan ülkelerin ve olmayan ülkelerin özelliklerini Fransa ve Somali üzerinden örneklerini
öğreneceksiniz.
Instagram Logo
Bikifi Instagram'da

Küresel Ticaret

Ticaret; bir mal veya hizmetin kar elde etmek amacıyla alım satımına yönelik yapılan etkinliklerin tümüne denir. Ticaret ilk insanlardan beri süregelen bir ekonomik faaliyettir. İlk baştaki şekli takas olmakla birlikte günümüzde ticaret para ile yapılmaktadır. Ticarette asıl amaç, üretilen ürünleri satmak ve ihtiyaç olan ürünleri satın almaktır.

Ticaret bir ülkenin sınırları içerisinde yapılabileceği gibi başka ülkeler arasında da yapılabilmektedir. Bir ülkenin sınırları içerisinde yapılan alışverişe iç ticaret, bir başka ülke ile yapılan alışverişe ise dış ticaret adı verilmektedir. Uluslararası sınırlar ve bölgeler arasında yapılan ticarete de küresel ya da uluslararası ticaret denilmektedir.

Küresel ticaretin üç temel unsuru vardır: Ham madde, üretim ve pazar. Birbiriyle sürekli etkileşim halinde olan bu unsurlardan birinin eksik olması durumunda ticaretin düzenli gerçekleşmesi beklenemez.

📚 EK BİLGİ:

  • Ham madde: Sanayide kullanılmak üzere işlenmiş ya da yarı işlenmiş maddelere denir.
  • Üretim: Ham maddenin işlenerek bir mal ortaya çıkarmaya denir.
  • Pazar: Mal ve hizmetlerin tüketildiği yere denir.

Dünya üzerinde ham maddelerin bulunduğu bölgeler, sanayi bölgeleri ve pazar bölgeleri farklı yerlerdedir. Enerji kaynağından ham maddeye, endüstri ürünlerinden hizmet ürünlerine kadar ülkelerin birbirlerine ihtiyacı vardır. Sanayileşmiş ülkeler (ABD, Batı Avrupa ülkeleri, Japonya vb.) genelde ham madde satın alır, işlenmiş madde satar; gelişmemiş ülkeler ise (Somali, Afganistan, Sudan vb.) ham madde satar, işlenmiş madde satın alır.

Küresel ticaretin gelişmesinde;

  • Ham maddelerin ülkelerde farklılık göstermesi,
  • Mal ve hizmet üretimlerinin ülkeler arasında farklılık göstermesi,
  • Ülkelerin üretemedikleri malları elde etmek istemeleri,
  • Ülkelerin üretim fazlası malları ellerinden çıkarmak istemeleri etkili olmuştur.

Ham Madde, Üretim ve Pazar Bölgeleri

Ham Madde Bölgeleri

Ham madde bölgelerinin başında maden bölgeleri gelmektedir. Dünyadaki başlıca kömür üretim bölgeleri; ABD, Rusya, Ukrayna, Kazakistan, Çin, Avustralya, Hindistan, Almanya, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Polonya’dır. Orta Doğu, Rusya, Kuzey  ve Güney Amerika ile Afrika, başlıca petrol bölgeleridir. Suudi Arabistan, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, İran, Libya, Cezayir, Nijerya, Rusya ve Endonezya petrol üretim merkezlerinin en önemlileridir.

Günümüzdeki önemli enerji kaynaklarından biri de doğal gazdır. Rusya, İran, Katar, Suudi Arabistan, ABD, Cezayir, Venezuela ve Nijerya doğal gaz rezervleri bakımından zengin ülkelerdir.

Yeryüzünde çok çeşitli madenler bulunmaktadır. Bu madenlerin dağılış alanları da farklıdır. Örneğin demir üretiminde Çin, Brezilya, Avustralya, Rusya ve Hindistan ön sıralardadır. Bakır üretiminde Şili, Endonezya, ABD, Avustralya ve Peru; kalay üretiminde Çin, Endonezya ve Peru; krom üretiminde Güney Afrika Cumhuriyeti, Kazakistan ve Hindistan; altın üretiminde Güney Afrika, ABD, Avustralya ilk sıradadır.

Ham madde bölgelerinin ikincisi; tarım bölgeleridir. Yeryüzünde çeşitli tarım ürünleri yetiştirilmekte ve tarımsal üretim alanları geniş bir yer kaplamaktadır. Örneğin buğdayüretiminde Çin, Hindistan, Endonezya ve Bangladeş; mısırüretiminde ABD, Çin ve Brezilya ilk  sıralarda yer alan ülkelerdir. Pamuküretimi daha çok Çin, Hindistan, ABD ve Pakistan; kahveüretimi Brezilya, Vietnam ve Kolombiya; çayüretimi Çin ve Hindistan; kakaoüretimi Fildişi Sahilleri, Gana ve Endonezya’da gerçekleştirilir.

Zeytin üretiminde İspanya; fındıkincir ve kayısıüretiminde ise Türkiye ilk sıralarda yer almaktadır.

Yeryüzünde yaygın olarak beslenen hayvanlardan biri koyundur. Çin, Hindistan, Avustralya, Sudan ve İran en fazla koyun besleyen ülkelerdir. Sığır besiciliğinde ise Hindistan, Brezilya, Çin, ABD ve Arjantin ilk sıralarda yer almaktadır.

Dünyada balık bakımından zengin olan denizler, Japonya ve İzlanda ile Peru ve Şili açıklarıdır. Çin, Peru, Hindistan, ABD, Endonezya, Japonya ve Şili en fazla balık avlayan ülkelerdir.

Dünyadaki önemli ham maddelerden biri de ormanlardır. Rusya, Brezilya, Kanada, ABD, Çin ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti orman alanı en fazla olan ülkelerdir.

Üretim Bölgeleri

Dünya üzerinde sanayi, hizmet ve enerji alanlarında önemli üretim bölgeleri bulunmaktadır.

Dünyanın önemli üretim bölgelerinin sınıflandırılması

Sanayileşmiş ülkeler, gerek kendi ülkelerinden gerek ham madde üreten ülkelerden elde ettikleri ürünleri işleyerek pazarlara sunmaktadır. Yeryüzündeki başlıca sanayi ürünleri üretim alanları; Kuzey Amerika, Batı Avrupa, Doğu ve Güneydoğu Asya ile Rusya ve Ukrayna’dır.

Pazar Bölgeleri

Ham madde ve sanayi ürünleri üretim bölgeleri aynı zamanda yeryüzünün en önemli pazar bölgeleridir. Özellikle sanayileşmiş ülkeler, hem üretim hem de tüketim bakımından büyük ticaret alanlarıdır. Örneğin Çin, Avrupa Birliği’ne üye ülkeler, ABD ve Japonya en fazla ihracat yapan ülkelerdir. Bu ülkeler, aynı zamanda dünya genelindeki ithalatta da ilk sıradadır.

🚀 DETAY BİLGİ: Küresel ticaretin yoğunlaştığı bölgelerin en önemli özellikleri; gelişmişlik düzeyinin, pazarlama olanaklarının ve tüketim miktarının fazla olmasıdır. Ülkeler ve bölgeler arasındaki ticaretin gelişmesine neden olan etmenler ise; ulaşımdaki teknolojik ve yapısal değişimlerdir.

Turizm

Turizm; insanların dinlenme, eğlenme, görme, tanıma vb. amaçlarla sürekli ikamet ettiği yerden başka bir yere geçici bir süre içinde yaptığı gezilere denir. Turist ise; bu faaliyetlere katılan kişilere denilmektedir. Bir ülkeyi ekonomik, sosyal ve kültürel yönleriyle ön plana çıkaran turizm, aynı zamanda farklı ülke insanlarıyla
etkileşim kurulmasını sağlar. Kendi ülkesi içinde seyahat eden kişilere yerli turist (iç turizm); başka bir ülkeye seyahat edenlere de yabancı turist (dış turizm) adı verilmektedir. İç turizm ekonomiye döviz getirmezken; dış turizm ülkeye döviz getirir.

Turizm gelir ve giderleri, görünmeyen gelir ve giderler arasında olduğundan dış turizm hareketlerinin bir ülkeye kazandırdığı gelire “Görünmeyen İhracat”, ülkedeki birçok sektörde üretimi artırdığı için ise Bacasız Sanayi” denilmektedir.

İnsanları Turizm Faaliyetine Yönelten Faktörler;

  • Doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel değerleri görme ve tanıma,
  • Aile, dost, akraba ziyaretleri, iş, inanç, sağlık, dinlenme ve eğlence,
  • Eğitim–öğretim, kongre-toplantıya katılma, sportif aktivitelerde bulunma
  • Ulaşım olanaklarının gelişmesi,
  • Nüfus artışı,
  • Eğitim ve kültür seviyesinin artması,
  • Hızlı kentleşme ve getirdiği sorunlar,
  • İnsanların gelir düzeylerinin artması etkilidir.

Turizmin Etkileri

turizmin küresel etkileri

Ekonomik Etkileri

Ülkelerin sahip olduğu turizm potansiyeli, ekonomilerine ciddi anlamda katkı sağlar. Bu nedenle turizm, dünyanın en dinamik ve en büyük ekonomik faaliyetlerinden biridir. Özellikle geri kalmış ülkeler ve gelişmekte olan ülkeler için kalkınma sürecinin başlangıcıdır.

Bu durumun farkında olan ülkelerin hem mevcut turizm imkanlarını en verimli şekilde kullanma hem de yeni turizm alanları oluşturabilme gayreti içerisinde olduğu görülmektedir.

Politik Etkileri

Uluslararası ilişkilerde toplumların ve ülkelerin arasındaki ilişkilerin gelişmesinde turizm önemli bir etkiye sahiptir. Yakın ya da uzaktaki bir ülkeyi görmek, tanımak, o ülkeyle iletişime geçmek genellikle turizm sayesinde gerçekleşir.

Sosyokültürel Etkileri

Turistler, gittikleri yerleri sosyal açıdan etkilediği gibi bu yerlerden de etkilenmektedir. Turizm sayesinde insanlar farklı ülke ve kültürleri tanıma imkanı bulur. Böylece farklı ülke ve bölgeler arasındaki bağlar güçlenir. Bu kültürel bağlar insanlar arasında hoşgörünün gelişmesi ve güçlenmesini sağlar.

Ekolojik Etkileri

Turizm faaliyetlerinin gelişebilmesi ve sürdürülebilir olması, doğal ve kültürel çevrenin korunmasına bağlıdır. Çevre ile turizmin birbirini tamamlayan ve sürekli etkileşim halinde olan bir yönü vardır. Bir yerde turizmin gelişebilmesi için yürütülen turizm faaliyetlerinin o yerin kapasitesine uygun olması gerekir. Bu sayede turizm değerlerinin varlığı korunarak gelecek nesillere aktarılabilir.

Genel olarak turizmin etkileri;

  • Dünya barışına katkı sağlar.
  • Eğitim ve kültür düzeyi yükselir.
  • Yabancı dili geliştirir.
  • Kültürel değerlere sahip çıkılır.
  • Çevre korunmasına önem verilir.
  • Ekonomiye katkı sağlar.
  • Yeni meslek grupları ortaya çıkar.
  • Dostluk ve hoşgörü gelişir.
  • Bilgi alışverişi gerçekleşir.
  • Geleneksel yaşam biçimi değişir.
  • Doğal çevrenin tahrip edilmesine neden olabilir.
  • Çevre kirliliğine neden olabilir.

Sanayileşme Süreci: Almanya

Resmi adı Almanya Federal Cumhuriyeti’dir. 16 eyaletten oluşan bir ülkedir. 3 Ekim 1990 tarihinde Demokratik Almanya Cumhuriyeti ile birleşmiş ve ülkenin sınırları genişlemiştir. Ülkenin kuzeyinde Baltık Denizi ve Kuzey Denizi ile Danimarka; batısında Hollanda, Belçika, Lüksemburg ve Fransa; güneyinde İsviçre ve Avusturya; doğusunda ise Polonya ve Çekya bulunmaktadır. Kuzey, Orta ve Güney Almanya olmak üzere üç coğrafi bölgeye ayrılır. Ren, en önemli akarsuyudur. Tuna, Elbe, Oder ve Weser diğer önemli akarsularıdır. Kuzeyinde ve kuzeybatısında ılıman okyanusal iklim; orta ve güney bölgelerinde ise karasal iklim etkilidir. Doğal bitki örtüsünde ormanların yeri önemlidir.

Almanya’da diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi nüfus artış hızı oldukça düşük, ortalama yaşam süresi ve medyan yaş fazla, kentleşme oranı yüksektir. En önemli şehirleri; başkent olan Berlin ile Münih, Köln ve Hamburg’dur.

Modern tarım tekniklerinin kullanıldığı için tarımsal verimlilik çok yüksektir. Hayvancılık, ormancılık ve balıkçılıkta da oldukça gelişmiş olan ülkede; buğday, arpa, mısır ve şeker pancarı yoğun olarak yetiştirilmektedir.

Almanya, doğadaki mevcut kaynaklar bakımından zengin değildir. Bu nedenle sanayi faaliyetleri açısından gerekli ham maddenin çoğunu dışarıdan almaktadır. Ancak sahip olduğu önemli kömür yatakları sayesinde sanayileşme sürecine ilk başlayan ülkelerdendir.

Orta Avrupa ülkelerinden olan Almanya, sanayileşmiş ülkelerden biridir. Almanya ekonomisi, Avrupa’daki en büyük üretim ekonomisidir ve dünyanın ABD, Çin ve Japonya’dan sonra dördüncü büyük ekonomisine sahiptir. Ülkede otomotiv, savunma, kimya ve elektronik sanayi kollarının yanı sıra ticaret, finans, eğitim, sağlık, turizm gibi hizmet sektörleri de gelişmiştir.

Almanya’da Sanayileşme Süreci

Başlarda nüfusun büyük bir kısmının tarım sektöründe istihdam edildiği bir tarım ülkesi durumunda olan Almanya’da sanayileşme süreci 19. yüzyılın başlarında başlamıştır.

Almanya’nın sanayileşme sürecindeki önemli gelişmelerden biri, yüksek gümrük vergileriyle ülkedeki üretimi koruması olmuştur. Bu sayede bir yandan yerli üretim korunmuş, diğer yandan sanayinin geliştirilmesi için önlemler alınmıştır.

Geleneksel ev tipi üretimden fabrikalara geçilmiştir. Ruhr bölgesinde kömürlerle ısıtılan fırınların yer aldığı fabrikalar kurulmuş ve ardından demir-çelik üretimine geçilmiştir. Buharlı makinelerin demir-çelik ve tekstil alanlarında kullanılmaya başlanmasıyla fabrikaların sayısı ve sanayide çalışan nüfus artmıştır. 1835 yılında Nürnberg ve Furth arasında demir yolu hattı açılmış ve yerli lokomotif yapımı hızlanmıştır. Zamanla lokomotif üretimi artmış ve kömür ile demirin fabrikalara daha hızlı ulaşması sağlanmıştır.

Almanya’da sanayileşmeyle ilgili diğer bir gelişme ise devletin bazı sanayi kuruluşlarını kendisinin kurması ve özel sektörü teşvik etmesi olmuştur. Ayrıca yatırımcılara üretim makinelerinin hediye edilmesi, ülke genelinde makinelerin yaygınlaşmasını sağlamıştır. Böylece Almanya, kısa süre içinde sanayileşmiş ülkeler içindeki yerini almıştır.

Alman Devleti’nin sanayiyi teşvik etmesi ve teknik eğitime önem vermesi, teknoloji alanında ilerlemesini sağlamıştır. Almanya’yı oluşturan federe devletler arasında Gümrük Birliği kurulmuş ve sanayi teşvikleri yapılmıştır. Berlin Sanayi Enstitüsü ve Endüstriyel Teknoloji Okulu kurulmuştur.

Almanya’nın sanayide İngiltere’den daha fazla üretim yapması İkinci Sanayi Devrimi adı verilen bir dönemin başlamasını sağlamıştır. Bu gelişmenin ortaya çıkmasında Alman Hükümetinin desteği ve teknik okulların açılması etkili olmuştur. Bu gelişmelerin ardından Birinci Dünya ve İkinci Dünya savaşlarının yaşanması ve Almanya’nın yenilgiye uğraması, Almanya’nın sanayisini çok olumsuz etkilemiştir.

Savaşın yaralarını kısa zamanda sarmak için büyük hamleler başlatan Almanya’da ekonomi bir süre sonra yeniden iyileşmiş ve 3 Ekim 1990 tarihinde Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesiyle Almanya; Avrupa’nın en büyük ve dünyanın dördüncü büyük üretim, ulaşım ve iletişim merkezi haline gelmiştir.

Münih, Wolfsburg, Baden, Ingolstandt, Stuttgart, Berlin, Frankfurt, Düsseldorf, Leipzig, Duisburg, Essen ve Bremen günümüzde Almanya’nın önemli sanayi şehirleridir. Bu şehirler; otomotiv, savunma, demir-çelik, kimya, elektrik, beyaz eşya ve imalat makineleri sanayisinde dünyada ilk sıralarda yer almaktadır.

Almanya, dünyadaki birçok teknolojik buluşa imza atmıştır. Günümüzde otomotiv, kimya, demir çelik ve elektrikli cihazlar ile makine, Alman sanayisinin gelişmiş kollarıdır. Otomotiv, Almanya’nın önemli sektörlerinden biridir. Almanya, yeryüzünde ilk otomobilin üretildiği ve ilk otoban projesinin gerçekleştirildiği ülkedir.

Tarım-Ekonomi İlişkisi: Fransa ve Somali

Tarım, insanlık tarihinin ilk üretim biçimidir ve günümüzde de yeryüzündeki en yaygın ekonomik etkinliktir. İnsanların ilk ekonomik etkinliği olan avcılık ve toplayıcılığın ardından yerleşik hayata geçilmesiyle tarım ve hayvan evcilleştirme ve kısmen balıkçılık faaliyetleri gelişmiştir.

Tarımın gelişimi üç döneme ayrılmaktadır. Neolotik Devrim olarak da adlandırılan birinci dönem tarımı 10.000 yıl önce insanlar keşfetmiş ve Orta Doğu’da tarımsal üretime başlamışlardır. Tarım ürünlerinin yetiştirilmeye başlandığı, bazı hayvanların evcilleştirildiği bir dönemdir. 2.000 yıl öncesine dayanan ikinci dönem; demirin işlenmeye başlandığı dönemdir. Bu dönemde demirden saban yapılmış, böylece toprak daha kolay işlenmiştir. Bunun sonucunda tarım alanları genişlemiştir. Üçüncü dönem; laboratuvarlarda gerçekleştirilen yenilikler dönemidir. Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde bu yenilikler hala devam etmektedir.

Gelişmişlik düzeyi farklı olan ülkelerde uygulanan tarım teknikleri de farklıdır. Bu yöntemler; modern ve geleneksel yöntemler olarak ayrılmaktadır. Ekstansif tarım tekniği diğer bir adıyla geleneksel tarım tekniği; doğa koşullarına bağımlılığın belirleyici düzeyde olduğu, modern araç ve gereçlerin sınırlı olarak kullanıldığıtarım tekniğidir. Modern ya da intansif olarak adlandırılan tarım yönteminde ise verim yüksektir ve üretimde dalgalanmalar azdır. Toprağın işlenmesi, sulama, gübre kullanımı ve zararlılarla mücadele, gelişmiş araç ve gereçlerle yapılmaktadır.

Gelişimini henüz tamamlamamış ülkelerde nüfusun önemli bir kısmı tarım sektöründe çalışır. Gelişmiş ülkelerde ise aksine tarımda çalışan nüfusun payı diğerlerine göre daha düşük olur. Ancak tarımda çalışan nüfusun oranı daha düşük olmasına karşın gelişmiş ülkelerde tarımsal verimlilik daha yüksektir.

Fransa’da Tarım

  • Bir Batı Avrupa ülkesi olan Fransa’nın doğusunda İtalya, İsviçre ve Almanya; kuzeydoğusunda Lüksemburg ve Belçika; batısında İspanya, Andora ve Atlas Okyanusu, kuzeyinde ise Manş ve Kuzey denizleri bulunmaktadır.
  • Dağların kuzey ve güneyde uzanış gösterdiği ülkenin büyük bir kısmı ova, plato ve alçak tepelerden oluşmaktadır.
  • Ülkede ılıman okyanusal, ılıman karasal, yüksek dağ ve Akdeniz iklimleri görülmektedir.
  • Fransa’da daha çok sanayi ve hizmet sektörü gelişmiştir.
  • Aktif nüfusun yaklaşık %2,7’si tarım sektöründe çalışmaktadır.
  • Avrupa Birliği’nde tarımda birinci sırada yer almaktadır.
  • İklim çeşitliliğine bağlı olarak tarım potansiyeli yüksek ve tarım çeşidi fazla olan bir ülkedir.
  • Fransa’da yetiştirilen başlıca tarım ürünleri; buğday, arpa, şeker pancarı, patates, üzüm, elma, mısır, şarap, meyve ve sebze, süt ürünleriyle çeşitli hayvansal ürünlerdir.
    • Avrupa’nın buğday ambarı olarak bilinir.
    • Bağcılık; Bordeaux, Güney Fransa ve Lyon çevresinde önem kazanır. Üzüm üretiminin büyük bölümü şarapçılıkta kullanılır.
  • Tarım intansif yöntemlerle yapıldığı için birim alandan elde edilen verim yüksektir. Sulama yapıldığı için üretim miktarları da fazladır.
  • Arazisinin %16,9 u mera ve çayırlardan oluşan Fransa da hayvancılık faaliyetleri, daha çok ahır hayvancılığı şeklinde yapılmaktadır.
  • Orman alanları ise ülke arazisinin yaklaşık 1/3 ünü kaplar.
  • Üretimde dalgalanma yoktur.

Somali’de Tarım

  • Somali, Afrika’nın en doğu ucunda yer alan ve Afrika boynuzu diye bilinen bölgede bulunur.
  • Kuzeybatısında Cibuti, güneybatısında Kenya, kuzeyinde Aden Körfezi ve Yemen, doğusunda Hint Okyanusu, batısında ise Etiyopya bulunur.
  • Afrika kıtasının en uzun sahil şeridine sahip olan ülkenin yüzey şekillerini platolar, düzlükler ve yaylalar oluşturur.
  • Ülkede yıl boyunca sıcak ve kurak bir iklim hakimdir. Yıllık ortalama sıcaklık 27 °C, yıllık ortalama yağış miktarı ise 300-500 mm arasındadır.
  • Somali ekonomisinin yaklaşık %80 i hayvancılık ve çiftçiliğe dayanır.
  • Deve, koyun, keçi ve sığır yetiştirilir.
  • Somali’de çalışan nüfusun yaklaşık %65’i tarım sektöründe çalışmaktadır.
  • Tarımsal iş gücü oranının yüksek olmasının nedeni, ülkede ekstansif tarım metodunun hakim olmasıdır.
  • Başlıca tarım ürünleri; şeker kamışı, mısır, susam, fasulye, pamuk, domates, süpürge otu, sebze ve meyvedir.
  • Ülkedeki hayvancılık faaliyetleri Fransa’nın tersine ekstansif yani geleneksel yöntemlerle yapılmaktadır.
  • Orman alanları ülke arazisinin %10,1’ini oluşturmaktadır.
  • Somali’de üretim doğal koşullara bağlıdır.
  • Ekstansif yöntem ve tekniklerin kullanılması nedeniyle üretimde dalgalanma görülür.
  • Ayrıca hem hayvansal hem de tarımsal verimlilik oldukça düşüktür.

🚀 ÖNEMLİ: Gelişmiş tüm ülkeler tarımda modern teknikler uygularlar. Almanya, Danimarka, Belçika, Japonya, Hollanda gibi ülkeler buna örnektir. Gelişmemiş ülkeler ise tarımda daha geleneksel yöntemler uygularlar. Pakistan, Hindistan, Çad, Bangladeş gibi ülkeler buna örnektir. Ülkeler arasındaki tarım metodu farkı aynı ülke içerisindeki bölgeler arasında da görülebilir. Örneğin, Türkiye’de delta ovalarında (Çukurova, Kıyı Ege ovaları gibi) intansif tarım metodu uygulanırken iç bölgelerdeki bazı ovalarda (Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki yüksek ovalar gibi) ekstansif tarım metodu uygulanır.

Benzer İçerikler
Türkiye Turizmi
Güncel
Coğrafya

Türkiye Turizmi

İçeriğe Git>
Hizmet Sektörünün Ekonomideki Yeri
Güncel
Coğrafya

Hizmet Sektörünün Ekonomideki Yeri

İçeriğe Git>
Kültür Bölgeleri
Güncel
Coğrafya

Kültür Bölgeleri

İçeriğe Git>
Küresel Ticaret
Güncel
Coğrafya

Küresel Ticaret

İçeriğe Git>
Ülkeler Arası Etkileşim
Güncel
Coğrafya

Ülkeler Arası Etkileşim

İçeriğe Git>
Türkiye’de Sanayi
Güncel
Coğrafya

Türkiye’de Sanayi

İçeriğe Git>
Copyright © 2024 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo