Çevre Sorunlarının Önlenmesine Yönelik Politika ve Uygulamalar

📅 16 Mart 2025|10 Mart 2025
Güncel
Çevre Sorunlarının Önlenmesine Yönelik Politika ve Uygulamalar

Konu Özeti

Ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile çevre bilinci arasında güçlü ilişki vardır. Devletler, çevre politikalarıyla sorunları önlemeye çalışır; kirleten öder, iş birliği ve ihtiyat ilkeleriyle çevreyi korumaya çalışır. Bu politikaların başarısı toplumun çevre bilinciyle doğru orantılıdır.

Bu konuda
  • Çevre politikasının temel ilkelerini
  • Kirleten öder ilkesinin işleyişini ve önemini
  • Uluslararası çevre politikası uygulama örneklerini
  • Çevre sorunlarının çözümünde bireylerin sorumluluklarını
öğreneceksiniz.
Reklamsız Bikifi Mobil Uygulaması!

Ülkelerin ekonomik gelişmişlik seviyelerinin belirlenmesinde doğal kaynakların değerlendirilme şekli, üretim kapasiteleri ve küresel ticaretteki yerleri etkilidir. Ülkelerde yaşanan çevre sorunları ve bu sorunların çözümüne yönelik çalışmalar; ülkelerdeki çevre bilincinin gelişmişlik düzeyini ve ülkelerde izlenen çevre politikalarını belirler. Çevre bilincinin gelişmiş olduğu ülkelerde çevre sorunları daha az ve çevre sorunlarının önlenmesine yönelik politikalar daha etkinken; çevre bilincinin gelişmediği ülkelerde çevre sorunları daha fazla ve canlı yaşamını tehlikeye sokacak durumdadır.

Gelişmişlik, yaşanabilir bir çevre içinde sürdürülebilir kalkınma anlayışı ile gelecek nesilleri ve doğadaki diğer canlıları dikkate almakla mümkündür.

Çevre Politikaları

Sanayi devriminden sonra artan nüfus ve gelişen teknoloji; biyoçeşitlilikte azalma, hava, su ve toprak kirliliği gibi çevre sorunlarını ortaya çıkarmıştır. Günümüzde çevre sorunları küresel bir boyuta ulaşmıştır ve gelecek nesillerin yaşamını tehlikeye sokmuştur. Bu nedenlerle devletler, çevre politikası belirlemeye zorlanmıştır.

Çevre politikası; toplumun çevre ile olan ilişkisini düzenlemek için ortaya konulan hedefler, amaçlar, normlar ve ilkeler ile çevrenin korunmasına yönelik alınan önlemlerin tümüne denilmektedir. Kısacası; çevre sorunlarının çözümüne yönelik yapılan adımların tümüdür. Bu politikaların amacı; insan faaliyetlerinin risklerine karşı hem insan sağlığını hem de doğal çevreyi korumayı amaçlamaktadır. Örneğin Güneydoğu Asya’da dağlık ve engebeli arazilerin taraçalar oluşturularak tarıma açılması, suyun tutulmasını ve erozyon nedeniyle bozulmuş alanların sürdürülebilir kullanımını sağlamıştır.

Çevre politikalarını belirlemede ve bu yönde karar almada yol gösterici olan, çevre politikalarının özünü oluşturan dört temel ilke vardır:

  • Kirleten Öder İlkesi= Çevre kirliliğinin kontrolü için alınan önlemler ile çevreye verilen zararın giderilmesi için yapılan uygulamaların maliyetinin kirleten tarafından karşılanmasıdır. Bu ilkede çevre sorunlarına neden olan ve çevre sorunlarının oluşmasına neden olabilecek faaliyetlerde bulunan kuruluş ve kişilere cezai yaptırım uygulanır.
  • İhtiyat (ileriyi görme) İlkesi= Çevre sorunlarına neden olabilecek durumların önceden tespit edilmesi çevre sorunlarının önlenmesi açısından büyük öneme sahiptir. Bu ilke ile çevre sorununa neden olabilecek durumlar önceden tespit edilerek ilgili önlemlerin alınması sağlanır. Örneğin; Türkiye’de geniş çaplı etkileri olabilecek ekonomik faaliyetlerin yer seçimi öncesinde hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu bu ilkenin uygulanmasıdır.
  • Önleme İlkesi= Bu ilke çevre sorunlarının oluşmasına yönelik ilk belirtiler ortaya çıktığı anda bu sorunun çözümüne ilişkin çalışmaların yapılmasını kapsar. Bu ilkedeki temel amaç belirginleşen bir çevre sorunun büyük bir zarar oluşturmadan engellenmesidir.
  • İş Birliği İlkesi= Bu ilke çevre sorunlarının çözümü için ilgili tüm tarafların ortak çalışması ve işbirliği sağlaması gerekliliğine vurgu yapmaktadır.

Devletlerin ve uluslararası kuruluşların, denetleme ve düzenleme işlevlerinin artması, çevre sorunlarını önleyecek projelere destek vermesi gezegenin geleceğini kurtarmada hayati önem taşımaktadır.

Ülkelerin Çevre Sorunlarının Önlenmesine Yönelik Uygulamaları

“Kirleten Öder” İlkesi ile Çevre Finansmanı: Polonya

“Kirleten öder” ilkesi, çevreye zarar veren kişi veya kurumların, neden oldukları kirliliği önlemek veya temizlemek için finansal sorumluluk taşıması gerektiği anlayışına dayanır. Polonya’da çevre politikaları, AB normları çerçevesinde bu ilkeye uyarlanarak şekillendirilmiştir. 1990’lı yıllarda yaşanan siyasi ve ekonomik dönüşüm sürecinde, sanayi tesislerinin teknolojik yenilikler ve çevre dostu üretim yöntemlerine yatırım yapması teşvik edilmiş; buna karşın çevreye olumsuz etkilerde bulunan kuruluşlara çeşitli vergi, ceza ve harç uygulamaları getirilmiştir. Polonya Çevre Fonu gibi kuruluşlar, topladıkları kirlilik ücretlerini yenilenebilir enerji, atık yönetimi, su kalitesinin iyileştirilmesi ve sürdürülebilir kentleşme gibi projelere aktararak kaynakların verimli kullanımını ve çevresel yükün azaltılmasını hedefler. Bu yaklaşım sayesinde, ekonomik büyüme sürdürülürken hava, su ve toprak kirliliğinin önlenmesi için önemli yatırımlar yapılmış, sanayi ve enerji sektöründe çevreyle uyumlu teknolojiler yaygınlaşmıştır. Polonya örneği, “kirleten öder” ilkesinin etkin bir şekilde uygulanması durumunda çevre finansmanı ve koruma arasında sürdürülebilir bir dengenin kurulabileceğini göstermektedir.

Tilimsan Model Ormanı’nda Ekosistemin ve Biyoçeşitliliğin Korunması: Cezayir

Cezayir’in kuzeybatısında konumlanan Tilimsan Model Ormanı, bölgede sürdürülebilir orman yönetimi ve biyoçeşitlilik korumasını amaçlayan önemli bir projedir. Bu model orman, yerel toplulukları karar süreçlerine dâhil ederek orman kaynaklarının sorumlu ve çok amaçlı kullanımını teşvik eder. Yapılan çalışmalar; orman ekosisteminin korunmasına, yabani türlerin yaşam alanlarının iyileştirilmesine ve erozyon, çölleşme gibi çevresel tehditlerin azaltılmasına odaklanır. Tilimsan Model Ormanı’nda, geleneksel ormancılığa alternatif olarak ekoturizm, arıcılık ve reçine toplama gibi faaliyetler özendirilerek yerel halkın geçim kaynakları çeşitlendirilir. Tüm bu uygulamalar sayesinde hem ekosistem dengesinin korunması hem de sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlanması amaçlanır.

Çevre Sorunlarının Önlenmesinde Bireylere Düşen Sorumluluklar

Temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşanabilmesi ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakılabilmesi öncelikle artan çevre sorunları karşısında duyarlı olunmalıdır. Çevre sorunlarının önlenmesinde bireylere de devletler kadar görevler düşmektedir.

Bireylere düşen görev ve sorumluluklar;

  • Çevre bilinci oluşturmak için eğitime okul öncesi dönemden başlamalıdır.
  • Su ve enerji tasarrufu sağlanmalıdır.
  • Katı atıklar özelliklerine göre depolanmalıdır. (cam, şişe, kağıt vs.)
  • Biten pillerin ayrı bir yerde toplanması sağlanmalıdır.
  • Mümkün olduğunca araba kullanımı azaltılmalıdır.
  • Kanalizasyonlar genişletilmeli ve taşması önlenmelidir.
  • Yere çöp atanlar uyarılmalıdır.
  • Çöplerden sızan sularla canlıların zarar görmemesi sağlanmalıdır.
Bu Yazıda Geçen Terimler
Sistememizde bu yazıda bahsi geçen kişilere ait bir biyografi bulunamamıştır.
Benzer İçerikler
Doğal Çevrenin Yönetilmesinde ve Korunmasında Örgütlenme ve Anlaşmaların Etkileri
Coğrafya

Doğal Çevrenin Yönetilmesinde ve Korunmasında Örgütlenme ve Anlaşmaların Etkileri

İçeriğe Git>
Ülkelerin Doğal Kaynak Kullanımının Çevre Üzerindeki Etkileri
Coğrafya

Ülkelerin Doğal Kaynak Kullanımının Çevre Üzerindeki Etkileri

İçeriğe Git>
Nüfusu Planlamak: Nüfus Politikaları
Coğrafya

Nüfusu Planlamak: Nüfus Politikaları

İçeriğe Git>
Çevre Sorunları
Coğrafya

Çevre Sorunları

İçeriğe Git>
Nüfusun Özellikleri ve Önemi
Coğrafya

Nüfusun Özellikleri ve Önemi

İçeriğe Git>
İnsan-Doğa ve Coğrafya
Coğrafya

İnsan-Doğa ve Coğrafya

İçeriğe Git>
Copyright © 2025 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo