Büyük Millet Meclisi’nin Açılması (23 Nisan 1920)

📅 22 Ocak 2023|21 Ocak 2023
Büyük Millet Meclisi’nin Açılması (23 Nisan 1920)

Konu Özeti

Büyük Millet Meclisi, 23 Nisan 1920 Cuma günü açılmıştır. Milli Mücadele’nin en tehlikeli ve sıkıntılı dönemi; ayaklanmaların çıktığı dönem olmuştur. BMM Hükümeti hem iç hem dış düşmanlar ile aynı anda savaşmak durumunda kalmıştır. Bu nedenle Vatana İhanet Kanunu çıkarılmış, İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur.

Bu konuda
  • BMM'nin açılmasına sebep olan gelişmeleri
  • BMM'nin kurulma aşamalarını
  • BMM'nin açılmasından sonra çıkan isyanları
  • BMM'nin isyanlara karşı aldığı önlemleri ve sonuçlarını
öğreneceksiniz.
Instagram Logo
Bikifi Instagram'da

Mustafa Kemal, meclisin işgalcilerin kontrolündeki İstanbul’da değil, Anadolu’nun güvenli bir yerinde toplanmasını istemiştir. Fakat meclis İstanbul’da toplanmıştır. Bunun üzerine İtilaf devletleri İstanbul’u işgal etmiş ve Mebusan Meclisini basarak Milli Mücadele yanlısı milletvekillerini tutuklamışlardır. Bu durumda Mebusan Meclisi çalışamaz hale gelmiş ve kapatılmıştır. İstanbul’un işgalinin ardından yaşananlar Mustafa Kemal’i haklı çıkarmıştır.

Mustafa Kemal, 19 Mart 1919’da illere ve kolordu komutanlarına bir genelge göndermiş ve olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin Ankara’da toplanacağını bildirmiştir. Bunun içinde on beş gün süre ile seçimlerin yapılmasını ve milletvekillerinin belirlenmesini istemiştir. İşgal altındaki İstanbul’dan kaçmayı başararak Ankara’ya gelebilen Mebusan Meclisi üyelerinin de yeni meclisin doğal üyesi olduğunu belirtmiştir.

Büyük Millet Meclisi, 23 Nisan 1920 Cuma günü, milletvekillerinin Hacı Bayram Cami’nde halkla beraber cuma namazını kılmalarının ardından açılmıştır. 115 milletvekilinin katıldığı ilk gün toplantısına en yaşlı üye sıfatıyla, Sinop Milletvekili Şerif Bey başkanlık yapmıştır. 24 Nisan 1920 tarihinde yapılan toplantıda ise Mustafa Kemal, meclis başkanı seçilmiştir. Mustafa Kemal aynı gün, meclisin yetkileri ve işleyişi ile ilgili görüşlerini bir önerge şeklinde sunmuş ve bunlar Meclis tarafından 1 numaralı kararlar olarak kabul edilmiştir.

Meclis’te kabul edilen “1 No.lu Kararlar”;

  • Hükümet kurmak zorunludur.
  • Geçici olarak bir hükümet başkanı tanımak ya da bir padişah vekili ortaya koymak uygun değildir.
  • Büyük Millet Meclisinin üstünde bir güç yoktur.
  • Büyük Millet Meclisi, yasama ve yürütme yetkilerini kendinde toplamıştır.
  • Mecliste seçilecek ve vekil olarak görevlendirilecek bir kurul hükümet işlerine bakar. Meclis başkanı bu kurulun da başkanıdır.
  • Padişah ve Halife baskı ve zordan kurtulduğu zaman Meclisin düzenleyeceği yasal ilkeler içinde durumunu alır.

Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla milli egemenliğe dayalı, tam bağımsızlığı hedefleyen yeni bir devlet kurulmuştur. Osmanlı Parlamentosunun aksine azınlık temsilcilerinin olmadığı bu meclis, milli bir nitelik taşımıştır. Kurtuluş mücadelesini yürüten ve başarıya ulaştıran bu I. Büyük Millet Meclisi, hem yeni bir devlet kurması hem yeni bir anayasa kabul etmesi nedeniyle, kurucu meclis özelliği de taşımaktadır. Birinci meclis, savaş koşullarında kararların hızlı alınıp uygulanmasını sağlamak amacıyla güçler birliği ilkesini benimsemiştir.

🚀 DETAY BİLGİ: Olağanüstü yetkilere sahip olarak açılan Büyük Millet Meclisinin adının başına “Türkiye” sözcüğünün getirilmesi, meclisin açılışından “9,5” ay sonra, 8 Şubat 1921’de yapılan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile olmuştur.

Büyük Millet Meclisine Karşı Ayaklanmalar

Milli Mücadele’nin en tehlikeli ve sıkıntılı dönemi; ayaklanmaların çıktığı dönem olmuştur. Büyük Millet Meclisi Hükümeti bir yandan vatan topraklarını işgal eden düşmanlara karşı mücadele etmiş, bir yandan da İstanbul Hükümeti, azınlıklar ve Milli Mücadele’ye karşı olanlar tarafından çıkarılan ayaklanmalar ile uğraşmıştır. Böylece BMM Hükümeti hem iç hem dış düşmanlar ile aynı anda savaşmak durumunda kalmıştır.

Damat Ferit Paşa Hükümeti’nin kurulması ile ülkede çıkan isyanlar artmıştır. Damat Ferit ise Anadolu’da oluşan ulusal gücü yok etmek için her türlü yolu denemiştir. Örneğin; Milli Mücadele yanlısı kişiler görevden alınmış, milli güçlerin dağıtılması için İtilaf devletlerinden yardım alınarak askeri birlikler kurulmuştur. Bu birliklere Kuvay-ı İnzibatiye (Halifelik Ordusu) adı verilmiş ve Kuvay-ı Milliyeciler üzerine gönderilmiştir.

Bu birlikler; savaşlardan yorulmuş ve yoksul kalmış halka, isyanlara teşvik etmek için Padişah ve halifeye bağlılıklarını kullanarak milli güçlerin kanunsuz bir şekilde halktan para ve asker topladıklarını söylemiştir. Şeyhülislam’dan alınan fetvayı da kullanarak Kuvay-ı Milliyecileri vatan haini ve din düşmanı ilan etmişlerdir. Fetvayı da gazete ve düşman uçakları ile tüm ülkeye dağıtmışlardır. Bütün bu kışkırtmaların sonucunda insanlar, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde peş peşe ayaklanmalar çıkarmıştır.

Büyük Millet Meclisi’nin Ayaklanmalara Karşı Aldığı Önlemler

Büyük Millet Meclisi, varlığını sürdürebilmek ve otoritesini sağlayabilmek için Meclis’in açılmasından sonra 29 Nisan 1920 tarihinde Vatana İhanet Kanunu’nu (Hıyanet-i Vataniye Kanunu) çıkarmıştır. Bu kanuna göre; Meclis’in kararlarına karşı gelenlerin, düşmana hizmet eden ve bozgunculuk yapanların idamla cezalandırılması kabul edilmiştir. 11 Eylül 1920’de ise İstiklal Mahkemeleri kurularak isyancılar sert bir şekilde cezalandırılmıştır. Şeyhülislam’ın fetvasına karşılık, Ankara Müftüsü Rıfat Efendi liderliğindeki din adamları karşı fetva hazırlamışlardır.

İstanbul Hükümeti’nin ve işgalci devletlerin olumsuz propagandalarına karşı halkı doğru bilgilendirmek amacıyla, Anadolu Ajansı kurulmuş ve Hakimiyet-i Milliye gazetesi çıkarılmıştır. İstanbul basınından; Akşam, İkdam, İleri, Tasvir-i Efkar, Tercüman, Vakit ve Yeni Gün gibi gazeteler, Milli Mücadele’nin büyük destekçilerinden olmuştur. Askeri önlem olarak da Kuvay-ı Milliye birlikleri isyancılar üzerine gönderilmiştir.

İstiklal Mahkemeleri

BMM, işgalci güçlere karşı savaşabilmek için düzenli bir ordu kurmaya uğraşırken diğer yandan ülkenin çeşitli yerlerinde çıkan isyanlarla uğraşmak zorunda kalmıştır. İstiklal Mahkemeleri böyle bir ortamda düzenli ordunun kurulması ve devamının sağlanması için kurulmuştur.

İstiklal mahkemeleri; dönemin ihtiyaçları doğrultusunda kurulmuş mahkemelerdir. Mahkemelerde başlangıçta asker kaçakları sorununun çözümüne yönelik çalışmalar yürütülmüştür. Daha sonra mahkemelerin yetkileri; vatana ihanet, casusluk, ayaklanma, bozgunculuk, soygun ve asker ailelerine saldırı gibi suçların kapsam içine alınmasıyla daha da genişletilmiştir. Mahkemelerce özellikle cephede savaşan askerlerin ailelerinin can, mal ve namus güvenliğine çok büyük önem verilmiştir.

İstiklal Mahkemelerinin çalışmaları sonucunda ordudaki asker kaçakları sorununun önüne geçilmiştir. Düzenli orduya katılan asker sayısında da artış yaşanmıştır. Düşman ilerleyişi karşısında düzenli ordunun kurulup varlığını sürdürmesinde İstiklal Mahkemelerinin büyük rolü olmuştur. Örneğin; I. İnönü Muharebesi’ni kazanan düzenli ordunun oluşturulmasında İstiklal Mahkemelerinin de payı vardır. Mahkemeler, on binlerce kişiyi cepheye göndererek Milli Mücadele’nin kazanılmasında katkı sağlamışlardır. Ülkede ortaya çıkan ayaklanmaların arttığı dönemde, İstiklal Mahkemeleri bu isyanları bastırmıştır.

Mahkeme üyeleri; BMM’nin kendi içinden seçtiği üç kişiden oluşturulmuştur. Duruşmalar halk önünde yapılmış, alınan kararlar halka duyurulmuştur. Mahkemelerde vicdani kanaate dayanarak kararlar alınmış ve bu kararlar temyiz edilememiştir. Aynı zamanda mahkemeler idam kararı verme yetkisine de sahiptir. İstiklal Mahkemeleri, Fransız İhtilali sırasında kurulan İhtilal Mahkemeleri örnek alınarak kurulmuştur.

Mahkemeler; idam yetkisine sahip olmaları, alınan kararların temyiz edilememesi ve kararların ivedilikle uygulanması gibi nedenlerle tepkilere yol açmış ve çok eleştirilmiştir. İstiklal Mahkemelerini Sovyet İstihbarat ve Güvenlik Teşkilatına (Çeka) benzetenler de olmuştur. Ancak İstiklal Mahkemeleri ne Fransız İhtilal Mahkemeleri gibi ülkede bir terör dönemi yaşatmış ne de Çekalar gibi kapalı ve gizli çalışmalar yürütmüştür.

İstiklal Mahkemeleri’nin çalışmaları sonucunda;

  • Ordudaki asker kaçakları sorununun önüne büyük ölçüde geçilmiştir.
  • Ayaklanmalar bastırıldıktan sonra suçlular cezalandırılmıştır.
  • Ülkede meydana gelen diğer suçlar azalmıştır.
  • Ülkede iç güvenliğin sağlanmasında önemli rol oynamıştır.
  • Anadolu’nun düşman işgalinden kurtarılmasında etkili olmuştur.
  • BMM’nin otoritesinin güçlenmesine katkı sağlamışlardır.

1920-1924 yılları arasında 14 İstiklal mahkemesi görev yapmıştır. 1925-1927 yılları arasında cumhuriyet rejiminin ve inkılapların tehlikeye düştüğü düşüncesiyle İstiklal Mahkemeleri yeniden faaliyete geçirilmiş ve Cumhuriyet Dönemi’nde İstanbul, Ankara ve Şark İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur.

Bu mahkemeler, 1925-1927 yılları arasında yasaların kendilerine olağanüstü yetkiler vermesiyle sınırsız bir güce kavuşmuştur. Bu dönemde görev yapan İstiklal Mahkemeleri, rejim karşıtı hareketlerin önlenmesi, inkılapların uygulanması ve isyanların bastırılması konularında etkili olmuştur.

Bu yazıda bulunan terimler ayrıca anlatılmamıştır. Bu yazıdaki bir terimin ayrıca anlatılmasını istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından bize ulaşabilirsiniz.
Sistememizde bu yazıda bahsi geçen kişilere ait bir biyografi bulunamamıştır.
Benzer İçerikler
Osmanlı Devleti’nde Demokratikleşme Hareketleri
Tarih

Osmanlı Devleti’nde Demokratikleşme Hareketleri

İçeriğe Git>
İhtilaller Çağı
Tarih

İhtilaller Çağı

İçeriğe Git>
Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası (1923-1938)
Tarih

Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası (1923-1938)

İçeriğe Git>
1990 Sonrası Türkiye’deki Gelişmeler
Tarih

1990 Sonrası Türkiye’deki Gelişmeler

İçeriğe Git>
Milli Mücadele’de Batı Cephesi
Tarih

Milli Mücadele’de Batı Cephesi

İçeriğe Git>
Son Osmanlı Mebusan Meclisi ve Misak-ı Milli (12–28 Ocak 1920)
Tarih

Son Osmanlı Mebusan Meclisi ve Misak-ı Milli (12–28 Ocak 1920)

İçeriğe Git>
Copyright © 2024 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo