Avrupa’da Değişim Çağı

📅 21 Haziran 2021|26 Ocak 2025
Güncel
Avrupa’da Değişim Çağı

Konu Özeti

Rönesans ve Reform'un ortaya çıkışı ile Kilise'nin ve Papa'nın gücü azalmıştır. Martin Luther'in düşünceleri ile Protestanlık ortaya çıkmıştır. Rasyonalizm akımının da etkisiyle Avrupa'da bilim devrimi gerçekleşmiştir. Avrupa'daki kralların ve asilerin zenginleşmesi ile ulus devletler ortaya çıkmıştır.

Bu konuda
  • Rönesans ve Reform'un ortaya çıkışını ve gelişimini
  • Avrupa'da gerçekleşen bilim devrimini ve ulus devletlerin ortaya çıkışını
  • 17. ve 18. yüzyıllardaki Avrupa Düşünürlerini
öğreneceksiniz.
Reklamsız Bikifi Mobil Uygulaması!

Batı Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden XVI. yüzyılın başlarına kadar Avrupa’da siyasi, sosyal ve ekonomik alanda en yetkili kurum Roma Katolik Kilisesi ve bu kiliseyi temsil eden Papalık’tır. Papalık, XVI. yüzyılın ilk çeyreğinde uyguladığı etkin politikalarla özellikle eğitim ve öğretim alanında etkinliğini artırmıştır.

Antik Çağ kültürüne sahip çıkarak yok olmamasını sağlayan kilise, sadece kendinin uygun bulduğu düşünceleri ayakta tutmuştur. Kiliseye aykırı düşünenleri, reddedenleri, kilisenin felsefesine karşı çıkanları ve Hristiyanlıktan uzaklaşanları ise Engizisyon (Soruşturma) Mahkemeleri‘nde yargılamıştır. Kilise; Aristo ve Batlamyus’un öğretilerini okutmuş, bu öğretilere karşı çıkanlar ise yine Engizisyon mahkemelerinde yargılanmıştır. Engizisyon mahkemeleri ile kilise bilimsel çalışmaları durağanlaştırmıştır. Aynı zamanda kilise topraklara sahip çıkarak ve mülkiyet hakkını kısıtlayarak güç kazanmış ve zenginleşmiştir.

Yeni Çağ Avrupa’sında ise toplum iki sınıfa bölünmüş haldedir. Birinci sınıf insanlar; dini kullanarak oluşturulan ruhban ve aristokratlardan oluşmaktayken ikinci sınıf insanlar; yoksul halktan oluşmuştur. Rahipler ve soylular, halkı her açıdan sömürmüşler, halkın kendini geliştirmesine izin vermemişlerdir.

Fakat aydınlanma yaşayan halk özgür düşüncenin yolunu açarak kiliseye karşı dünya görüşü oluşturmaya başlamıştır. Avrupa’da burjuvazinin aristokrat sınıfa karşı yükselişi hızlanmıştır.

🚀DETAY BİLGİ: Bu dönemde yaşayan soylu köle veya işçi sınıfına dahil olmayıp, sosyal statüsünü eğitimden alan kentli kimselere burjuvazi denmektedir.

Burjuvazi sınıfının yükselişe geçtiği dönemde Avrupa, İslam kültür ve medeniyeti ile sistemli bir
temasa geçmiş, Arapça ilim ve felsefe eserler Latinceye tercüme edilmiştir. XI. yüzyıldan XVI. yüzyıla kadar geçen süreçte Batı, İslam dünyasından yaptığı çevirilerle skolastik düşünce yüzünden yitirdiği Eski Yunan felsefesini yeniden keşfetmiştir.

Bu nedenlerle Avrupa 16. yüzyılda Rönesans ve Reform hareketleri ile skolastik düşünceden kurtulmuş ve İslam dünyasından yaptığı çeviriler ile Eski Yunan felsefesini yeniden keşfetmiştir.

Rönesans

XV. yüzyılda İtalya‘da yeniden doğuş anlamına gelen Rönesans kavramı, sanat ve bilimin gelişmesi ile ortaya çıkmıştır. İlk Çağ’ın klasik kültür ve sanatına dayanan bilim ve sanat akımıdır. Rönesans ile birlikte çağdaş Batı Avrupa ile Antik Avrupa arasında bir köprü kurulmuştur. Daha çok edebiyat ve güzel sanatlar alanında görülen yenilik ve gelişme hareketidir.

Avrupalı bilim insanları İslam dünyasındaki insanlardan matematiği öğrenmiş ve batıl inançların yerine akılcı bir düşünce sistemi oluşturmuşlardır. Johannes Gutenberg matbaayı geliştirmiştir ve sanat, şiir, mimari daha hızlı yayılmıştır. Avrupada hümanizm ile birlikte Rönesans başlamıştır. Roma, Venedik ve Floransa’da ilk akademiler ve halk kütüphaneleri kurulmuştur. Antik Roma döneminden beri geride kalmış olan Avrupa, ticaret ve coğrafi keşifler ile hızla yükselişe geçmiştir.

Rönesans’ın nedenleri;

  • Avrupa’nın İslam medeniyetini tanıması,
  • Coğrafi Keşiflerle zenginleşen burjuva sınıfının kültür ve sanat faaliyetlerini destekleyen, bilim adamları ve sanatkarları himaye eden varlıklı kişiler haline gelmesi,
  • Eski Yunan ve Roma bilim, felsefe, edebiyat ve sanat eserlerinin incelenmesi,
  • Orta Çağ düşünce ve inançlarının terk edilmeye başlanması,
  • Matbaanın geniş kullanım alanına girmesiyle yeni buluş ve düşüncelerin daha kolay yayılması
  • Coğrafi Keşiflerle birlikte kiliseye duyulan güvenin sarsılmasına bağlı olarak düşünceye verilen önemin artmasıdır.

İtalya’da ortaya çıkmasının nedenleri;

  • Antik Çağ’a ait eserlerin bulunması ve incelenmesi,
  • Şehir devletlerindeki özgür düşünce sistemi,
  • Ticaret yolları üzerinde bulunduğu için kültürel etkileşim yaşaması,
  • Hümanizm düşüncesinin doğmasıdır.

Rönesans’ın Sonuçları;

  • Özgür düşüncenin temeli atılmıştır.
  • Avrupa ülkelerinde bilim, sanat, edebiyat alanlarında yeni bir dünya görüşü ortaya çıkmıştır.
  • Skolastik düşünce terk edilmiş, deney ve gözleme dayanan pozitif düşünce ortaya çıkmıştır.
    • Bu nedenle bilim ve teknoloji gelişmiştir.
  • Kilise ve din adamlarına duyulan güven azalmıştır.
  • Eski yaşam ve düşünce biçimi değişmiştir.
  • Bilimde elde edilen bilgiler endüstrinin gelişmesini sağlamıştır.
  • Reform hareketlerine zemin hazırlamıştır.
  • Osmanlı Devleti Rönesans’tan fazla etkilenmemiştir.

Reformu hazırlayan nedenler;

  • Matbaa ile sanat, şiir ve mimarideki gelişmelerin daha hızlı yayılması,
  • Hümanizm ile Hristiyan kaynaklarına inilmiş ve skolastik düşünce yerine serbest düşüncenin gelmesi,
  • Papalığın yitmesi ile birlikte ıslahatların yaygınlaşması

Hristiyanlıkta gerçek hayat ölümden sonra başlarken, hümanizmin savunduğu Antik dünya anlayışında ise insan yeryüzündeki yaşamında mutlu olmalıdır. Hümanizmi savunanların inanç ile ilgili düşünceleri Reform hareketlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.

🚀 DETAY BİLGİ:

Hümanizm: İnsanı değer kabul eden, onu her şeyin ölçütü olarak tanımlayan, insanın doğasını, yeteneklerini, sınırlarını veya ilgilerini konu edinen bir dünya görüşüdür. Edebiyat, bilim ve sanat alanlarında ortaya çıkmıştır. Rönesans’ın doğmasında bu düşüncenin etkisi büyüktür. Önemli temsilcileri Dante, Petrarca, Montaigne, Erasmus ve Cervantes’tir.

Reform

XVI. yüzyılda Almanya’da yeniden düzenlenme anlamına gelen Reform, Katolik Kilisesi’ne bağlı olan hümanistlerin kiliseye karşı yaptığı dinsel harekettir. Reformu başlatan kişi, Katolik Kilisesi’ni eleştiren fikirleriyle öne çıkan Alman din adamı Martin Luther’dir. Ardından Fransa, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde etkili olmuştur.

Bu dönemlerde, Shakespeare ve Cervantes önemli eserler ortaya koymuştur. Skolastik düşünce yıkılmış onun yerine pozitif (bilimsel) düşünce yaygınlaşmıştır. Avrupa’da sanattan zevk alan burjuva sınıfı ortaya çıkmıştır.

Hümanistler, İncil’in ve Hristiyanlıktaki metinlerin orijinal hale döndürülmesi istemiştir. Reform hareketleri Protestanlığın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Reform ile birlikte “Din ve ibadet herkesin vicdanına ait bir iştir.” görüşü ortaya çıkmıştır. Protestanlığın ortaya çıkması ile Papa’nın ve kilisenin etkisi azalmış ve devlette sekülerleşme gerçekleşmiştir. Sekülarizm kavramı, Antik Roma’da dünyevi olanları kast eden bir kavram iken 17. yüzyıl ve sonrasında laik politikayı benimseyen devlet anlayışı olarak anlam değiştirmiştir.

Reformun nedenleri;

  • Papaların fonksiyonlarını yitirmeleri,
  • Katolik Kilisesi’nde ortaya çıkan bozulmalar,
  • Matbaanın geliştirilmesi,
  • Rönesans’ın etkisi,
  • Endüljans kağıtlarının satılması,
    • Endüljans= Papa’nın sattığı günah çıkarma, af belgesidir.
  • Kilisenin aforoz ve enterdi yetkilerini siyasi amaçlarla kullanması,
    • Aforoz= Dinden çıkarma cezasıdır.
    • Enterdi= Bir ülkeyi halkı ile birlikte dinden çıkarmadır.
  • Dini metinlerin ulusal dillere çevrilmesidir.

Reformun Almanya’da başlamasının nedenleri;

  • Din duygularının yoğun olması,
  • İncil’in Almancaya çevrilmesi,
  • Martin Luther gibi devrimcilerin fazla olması,
  • Matbaanın yoğun olarak kullanılmasıdır.

🚀 DETAY BİLGİ: Reform hareketlerinin önderi, Martin Luther’dir. Luther, 1517 ‘de Wittenberg Kilisesi’nin kapısına astığı 95 maddelik bir bildiri ile Endüljans satışlarına itiraz etmiştir. Bunun üzerine Papa, Luther’i aforoz etmiş, Luther’de Wittenberg’de halkın gözü önünde Aforoznameyi yakarak, Papa ile bağlarını koparmıştır. Luther bir yıllık süre içinde İncil’i Almanca’ya çevirmiştir. Luther’in düşüncelerinde “Kilise’yi düzeltmek için, onun elindeki bütün servetini almak lazımdır. Kilise ancak o zaman kendisine düşen görevleri yapar” vardı.

Bu hareketlerin sonucunda Katolik Cermen İmparatorluğu ile Protestanlığı destekleyen bazı prensler arasında mezhep savaşı görünümünde siyasi güç savaşları başlamıştır. Ogsburg Antlaşması (1555), Alman İmparatoru ve Protestan Prensler arasında imzalanmış, Protestan mezhebi ve kilisesi resmen tanınmıştır.

Reformun sonuçları;

  • Avrupa’da mezhep birliği parçalanmıştır.
    • Katolik ve Ortodoks mezheplerinin yanında, Protestanlık, Kalvenizm, Anglikanizm gibi yeni mezhepler ortaya çıkmıştır.
  • Papa’lar eski güçlerini ve itibarlarını kaybetmişlerdir.
  • Okullar kiliseden alınarak halka verilmiştir.
    • Böylece laik eğitim sistemi kurulmuştur.
  • Katolik Kilisesi’nden ayrılan ülkelerde, kilisenin malları ve topraklarına el konulmuştur.
  • Skolastik düşünce tamamen yıkılmıştır.
  • Birleşik Avrupa fikri yerini ulus devletlere bırakmıştır.

📚 EK BİLGİ:

Martin Luther ve Protestanlık

Martin Luther, Almanya’da çiftçi bir ailenin çocuğudur. Erfurt Üniversitesi’nde felsefe eğitimi almıştır. Ardından ilahiyat eğitimi alarak rahip olmuştur. 1515 yılında dönemin papası X. Leon kilise harcamalarının artması üzerine endüljans uygulamasını istemiş bunun üzerine Martin Luther bu uygulamayı tehlikeli görerek “95 Tez” adlı eleştiri yazısını kiliseye asmıştır. Luther İncil’i Almanca’ya çevirmiştir. Bu olay halkın üzerinde bir etki oluşturmuştur. Martin Luther’in düşüncelerini özellikle köylüler benimsemiş ve toprak sahiplerine isyan etmiştir. Almanya topraklarının 3’te 1’i Papalığa aittir, bu yüzden kitle bu toprakları yağmalamıştır. Luthercilik, Protestanlığın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Protestanlık ise Katolikliğe baskın gelmiş ve zaman içerisinde bütün Avrupa’ya yayılmıştır.

📎Endüljans: Bir insanın öldükten sonra cennete gidebilmek için Papa’dan satın aldığı bir af belgesidir.

Din Savaşları

XII. yüzyıldan itibaren İngiltere ve Fransa, Roma Hukuku’na dayalı bir yönetim şekli benimsemişler ve Papalıktan bağımsız hareket etmek istemişlerdir. Bu da Avrupa’da kilise ile krallık müca­delesini doğurmuştur. Bu mücadelelerde kilise, güç kaybetmiştir. XV. yüzyıldan itibaren ise halk arasında kiliseye karşı eleştiriler artmaya başlamış ve din temelli siyasi mücadeleler başlamıştır. Avrupa’da din temelli gözüken ve fakat arkasında siyasi, sosyal ve ekonomik nedenlerinde bulunduğu mücadelelerin iki nedeni bulunmaktadır:

  1. Habsburg Hanedanı’nın Avrupa’da tek hâkim güç olma isteğidir.
  2. Martin Luther’in başlattığı Protestanlık hareketidir.

Luther, başta endüljans satışı olmak üzere kilisenin maddi uygulamalarına 95 maddelik bildiri ile karşı çıkmış ve Av­rupa’da dini ayrışmalar başlamıştır. Almanya’nın büyük prenslikleri Luther’i desteklemiştir. Luther’i desteklemeyen diğer prensliklerin ve insanların da desteklenmesi yasaklanmıştır. Bu nedenle Martin Luther’e taraftar olan Hrıstiyanlara “Protestan” denilmiştir.

Protestanlarla Alman imparatoru arasında yirmi beş yıl süren bir savaş sonrasında 1555’te Augsburg Antlaşması imza­lanmıştır. Bu antlaşma ile Protestan mezhebi ve kilisesi Alman­ya’da resmen tanınmıştır. Protestanlar bu antlaşma ile önemli haklar elde etmiştir. Katoliklerle eşit konuma gelmiştir. Bu antlaşmadan sonra ise biri Protestan diğeri Katolik olmak üzere iki Almanya’yı ortaya çıkarmıştır.

Otuz yıl savaşlarının yaşanmasının temel nedeni ise; Protestan-Katolik dini çatışmasıdır. Dini sebepler ile başlayan mücadelelerde din faktörü zamanla önem kaybet­miş ve siyasi sebepler ön plana çıkmıştır. Katolik olan Fransa’nın bir süre sonra Protestan ittifakına dahil olması da bunu kanıtlar niteliktedir.

Dini sebepler ile başlayan mücadelelerde din faktörü zamanla önem kaybet­miş ve siyasi sebepler ön plana çıkmıştır. Katolik olan Fransa’nın bir süre sonra Protestan ittifakına dahil olması da bunu kanıtlar niteliktedir.

Otuz yıl savaşları Protestanların zaferi ile sonuçlanmış ve 1648 yılında Westphalia(Vestfalya)Antlaşması imzalanmıştır. Çok taraflı diplomasinin ilk örneği bu antlaşmadır. Westphalia, Alman tarihinde de bir çağın sonu olmuş ve Alman topraklarında Danimarka, İsveç, Fransa gibi yabancı devletlerin müdahil olduğu yeni bir ortam oluşmuştur.

Westphalia (Vestfalya) Antlaşması ve Sonuçları;

  • Kalvenizm herkes tarafından kabul edilen bir mezhep olmuştur.
    • Martin Luther’in öncülüğünde başlayan Almanya’daki hare­ketler sonrasında, Fransa’da Calvin’in önderliğinde Kalvenizm Hareketi gelişmiştir.
  • 1555 Augsburg Barışı’nın hükümleri yenilenmiş ve Almanya’da Katolik, Protestan ve Kalvenizm geçerli mezhepler haline getirilmiştir.
  • Kutsal Roma Germen İmparatorluğu’ndaki küçük prenslikler bağımsız devlet haline gelmişlerdir.
  • İmparatorun savaş ilan etmesi, vergi alması ve asker toplaması yasaklanarak neredeyse tüm yetkileri elinden alınmıştır.
  • İspanya, Hollanda’nın bağımsızlığını tanımıştır.
  • Habsburg hanesi gücünü kaybetmeye başlamıştır.
  • Fran­sa artık Avrupa siyasetine yön veren devlet konumuna yükselir­ken İngiltere de güçlü bir devlet olarak Avrupa’da etkili olmaya başlamıştır.
  • Portekiz ve İsviçre bağımsızlıklarına kavuşmuştur.
  • Modern devletler hukukunun temelleri atılmıştır.
  • Evrensel imparatorluklar yerini ulusal krallıklara ve ulus devlet­lerine bırakmıştır.

Bu antlaşmanın önemli özellikleri;

  • Avrupa’nın ilk büyük konferansı sayılır.
  • Westphalia Barışı’na katılan dev­letler, savaş ve iktidar sorunlarını dinin etkisinde kalmadan tartış­mıştır.
  • Devletler arasında yasal eşitlik sağlanması kararı alınmıştır.
  • Bir devletin iç işlerine, başka bir devletin karışmaması kararı alınmıştır.
  • Protestanlık, Katoliklere eşit sayılmıştır.

Siyasi, Sosyal ve Ekonomik Dönüşüm

Tarihin ilk dönemlerinden itibaren toplumların üzerinde siyasi otoriteler kurulmuştur. Fakat Westphalia Antlaşması ile birlikte modern devlet anlayışı ortaya çıkmıştır. Modern devlet anlayışında kilisenin, devlet ve toplum üzerindeki etkisinin azaltılması esas alınmıştır. Modern devletlerde; merkezi bir ordu bulunur ve merkezi otoritenin koyduğu hukuk kuralları her zaman geçerlidir.

Bilimsel ve teknik ilerlemeler, coğrafi keşifler ve gelişen ticari faaliyetler Avrupa’da nüfusu artırmıştır. Bu süreçte yaşanan gelişmelerden ilki İstanbul’un Fethi olmuştur. Fetihte kullanılan top­ların kullanılmaya başlanması ile feodalizmden mutlakıyete doğru bir dönüşüm yaşanmaya başlamıştır.

Matbaanın gelişmesi diğer süreçleri hızlandırdığı gibi bilginin nüfuz etme alanını genişletmiş ve merkezden uzak bölgelerin yönetimini de kolaylaştırmıştır.

Afrika’nın etrafının dolaşılması ve Yeni Dünya’nın keşfi ile denizci dev­letler; Asya, Afrika ve Amerika’da ticaret ve sömürge faaliyetlerine girişmiştir.

Luther’le başlayan süreçte yaşa­nan kanlı din savaşları merkezi devletlerin gücünü artırmış ve sekülerleşmeye giden süreçte kilisenin dünyevi gücü azalmıştır. Krallar, savaşların yol açtığı sıkıntılar yüzünden sıkı vergi politikaları uygulamak zorunda kalmıştır. Tüm bu nedenlerle Yönetimler modern ve akılcı yönetim şekillerini benimsemek zorunda kalmışlardır.

🚀DETAYLI BİLGİ:

Ulus Devletlerin Ortaya Çıkması

Yeni Çağ Avrupası’ndaki fikri ve manevi dönüşüm siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri alanlarda da etkisini göstermiştir. Rönesans ile birlikte Krallar ve asiler zenginleşmiştir. Kilisenin devletten ayrılabileceği düşüncesi ile merkezi yönetime sahip krallıklar ortaya çıkmıştır. Krallar, halklarına ulus adını vermiş ve yetkilerini arttırmıştır.

Sekülerleşmenin etkisiyle her ulus-devletin kendi çıkarları için yaptığı ulusal savaşlar gündeme
gelmiştir. Savaşlar ve kurulma sürecinde yaşanan mali sorunlara çözüm üretmek durumunda kalmışlardır. Bu nedenle de ulus devletlerin kurulması için gerekli olan maliyet, sömürgecilik ile giderilmeye çalışılmıştır. Bu yüzden ulus devletlerde daimi bir merkezi ordu kurulmuştur. Bu düşünce ise merkantalizmi doğurmuştur. Merkantalizm ülkelerin değerinin zenginlik ve güç ile ölçülmesidir. Ulus devletlerin zenginleşmesi için fazla nüfus gerekli olduğu için, bu dönemlerde nüfus hareketleri yasaklanmış, şehirlerde atölyeler kurulmuş ve köyden kente göç gerçekleşmiştir.

Feodalizmden merkantilizme uzanan dönemde, Avrupa’da yaşanan askeri ve teknolojik dönüşüm savaş teçhizatlarının üretiminde de büyük gelişmelere neden olmuştur. Ulus devletlerin arasındaki güç ve zenginlik yarışı sonucu, ateşli silahların kullanımı ve üretimi gittikçe artmıştır. Bu nedenle Avrupa’da Askeri Devrim başlamıştır. Gemiler de geliştirilmiş, uzun menzilli ve daha dayanıklı gemilere geçilmiştir.

📎Sekülerleşme= Sekülerizm, dini olanın karşıtı anlamına gelmektedir. Protestan ülkelerde ortaya çıkan bir düşüncedir. Sekülerizmde insan aklının dini bağlardan ayrılması ve dinin bir vicdan meselesi haline getirilmesi istenmiştir. Bunun sonucu olarak din kamu hayatından giderek ayrıştırılmış, kişiye özel hale getirilerek manevi dünyanın inşasına kaydırılmıştır. Böylece Batı’da din, sosyal önemini de yitirmiştir.

📎Merkantilizm= Bir ülkenin zenginliğini sahip olduğu altın ve gümüş gibi değerlere bağlayan ekonomik doktrindir. Bir başka deyişle bir milletin ekonomik gücünü ve zenginliğini en üst düzeye çıkarmak amacını güden ekonomi modelidir. XVI. ve XVII.  yüzyılda Avrupa ülkelerinin ticaret politikalarının temelini bu düşünce oluşturmuştur. Coğrafi keşifler sonrasında Avrupa’da ortaya çıkmıştır.

Bilim Devrimi’nden Aydınlanma Çağı’na

Rönesans hareketlerinde hümanizmin yanında akılcılık diğer bir adıyla rasyonalizm akımı da etkili olmuştur. Rasyonalizm, insanın aklı ile tüm rehberliği yapacağını, başka bir kaynağa gerek olmadığını dile getiren bir akımdır. Rasyonalistler, aklın işleyişini olumsuz etkileyen faktörler arasında kilise, hukuka dayanmayan devlet, batıl inanç, bilgisizlik ve ön yargıları görmektedir. Rasyonalistler, bu olumsuz faktörlerin bilim ve akıl ile giderileceğine inanmaktadır.

Rönesans ve Reform hareketleri sonucunda filozoflar, dünyayı anlamlandırmak için belirli kanunlar ortaya koymuştur. İnsanların bilimi bir kanun ortaya koyma amacıyla kullanması sonucu Akıl Çağı başlamıştır. Akıl Çağı’nda Galileo, Kepler, Copernicus ve Newton gibi bilim insanları sayesinde Avrupa’da, Bilim Devrimi gerçekleşmiştir.

📚 EK BİLGİ:

Isaac Newton ve Bilim Devrimi

Newton’un yere düşen elma ile evrensel çekim yasasını bulmuştur. Çiftlik evinin odasında ışık deneyleri yaparak ışığın doğasını açıklamıştır. Newton’un ortaya koyduğu bilgiler ve Parçacık Kuramı sonraki dönemlerde Kuantum Mekaniği ve görelilik gibi konulara ışık tutmuştur. Newton bilimde bir devrim meydana getirmiştir.

Aydınlanma Çağı’nın Ünlü Bilim İnsanları

18. yüzyılda Avrupa Aydınlanma Dönemi’ne girmiştir. Bu dönemdeki esas düşünce insanın özgürlüğüdür. Aydınlanma Dönemi, İngiltere’de toplumsal değişim ile başlamış, Fransa’da özgürlük hareketleri ile devam etmiş ve Almanya’da felsefenin temellerinin atılmasını sağlamıştır. Aydınlanma Dönemi ile başlayan modernleşme sürecinde Copernicus, Machiavelli, Thomas Moore, Immanuel Kant, Jean Jacques Rousseau gibi isimlerin ortaya koyduğu fikirler ve eserler etkili olmuştur.

Copernicus

Copernicus, 1473 yılında Polonya’da doğmuştur ve Katolik piskopos danışmanlığı yapmıştır. Copernicus, Güneş Sistemi’ni keşfetmiştir. Dünya’nın yuvarlak olduğunu ve Güneş’in etrafında döndüğü teorisini 1543 yılında yayınlamıştır.

Machiavelli

Machiavelli, 1469 yılında İtalya’da doğmuştur. Machiavelli, “Hükümdar” adlı kitabında İtalya’nın siyasi birliğinin ancak güçlü bir hükümdar ile sağlanabileceğini ortaya koymuştur. Hatta Hükümdarı din ve ahlak kurallarının bile sınırlandırmaması gerektiğini ileri sürmüştür.

Thomas Moore

Thomas Moore, 1478 yılında Londra’da doğmuştur. Thomas Moore, “Ütopya” adlı eserinde İngiltere’nin toplum düzenini ve adaletin işleyişini eleştiren bir eser ortaya çıkarmıştır.

Immanuel Kant

Immanuel Kant, 1724 yılında Almanya’da doğmuş bir filozoftur. Immanuel Kant, aydınlanmanın felsefi olarak temellere oturtmuştur. Kant, 18. yüzyılda ““Aklını kendin kullanma cesaretini göster.” demiştir. İnsanların ön yargı, dini inanç ve skolastik düşünceden kurtulması ile yeni bir toplum inşa edilmeye başlanmıştır. Kant kendinden sonra gelen dönemi etkilemiştir.

Jean Jacques Rousseau

Jean Jacques Rousseau, 1712 yılında Cenevre’de doğmuş bir filozof ve yazardır. Jean Jacques Rousseau, mutlak demokrasiyi savunmuştur. İnsanların eşit ve özgür yaşamaları için bir sistem geliştirmiştir. Düşünceleri Fransız Devrimi’nde etkili olmuştur.

Bilim Devrimi’nin Avrupa’ya Etkileri;

  • İnsan haklarının tartışmaya açılması, Amerika ve Fransa’da bağımsızlık savaşlarına yol açmıştır. 1776’da Amerika’nın kurulması, 1789 Fransız İhtilali gibi.
  • Bilim Devrimi’ndeki gözlem, deney ve matematiksel gösterime dayanan kuramların bulunması termometre, buhar makinesi, elektrik, batarya, teleskop, mikroskop gibi icatlara kaynaklık etmiştir.
  • Sanayide büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu ilerleme Sanayi Devrimi’ne kaynaklık etmiştir.
  • Rousseau, Voltaire, Montesquieu, Jonn Locke gibi yazarlar kralların, parlamenterlerin, vatandaşların rollerini yeniden tanımlamış ve siyasi ideolojilerin çıkmasına zemin hazırlamıştır.
  • Yeni teknolojilerle üretilen ateşli silahlar ve yeni gemi türleri Avrupa devletlerinin Askeri Devrim yapmalarını sağlamıştır.
  • Dönemin güçlü ulusları İspanya, Hollanda, Polonya, İsveç ve Osmanlı egemen konumlarını yitirmiş yerine İngiltere, Fransa, Avusturya, Rusya, Prusya büyük güç haline gelmiştir.
👍 2018 Müfredatı
12 Ders Saati📂 11. Sınıf Tarih
Sistememizde bu yazıda bahsi geçen kişilere ait bir biyografi bulunamamıştır.
Benzer İçerikler
Osmanlı Devleti’nde Demokratikleşme Hareketleri
Tarih

Osmanlı Devleti’nde Demokratikleşme Hareketleri

İçeriğe Git>
İhtilaller Çağı
Tarih

İhtilaller Çağı

İçeriğe Git>
Osmanlı Devleti’nin Rumeli’deki İskan ve İstimalet Politikası
Tarih

Osmanlı Devleti’nin Rumeli’deki İskan ve İstimalet Politikası

İçeriğe Git>
Orta Çağ’da Bilim, Kültür ve Sanat
Tarih

Orta Çağ’da Bilim, Kültür ve Sanat

İçeriğe Git>
Orta Çağ’daki Kitlesel Göçler
Tarih

Orta Çağ’daki Kitlesel Göçler

İçeriğe Git>
Copyright © 2025 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo