Osmanlı Devleti’nin XVI. yüzyıldan itibaren çatıştığı Habsburglar ve Safevilerin yerini, XVIII. yüzyılın başından itibaren Rusya almıştır. XVIII. yüzyıldan itibaren Rusya, sıcak denizlere inme politikasını uygulamış ve önündeki engel olarak ise Osmanlı Devleti’ni görmüştür.
⭐ Osmanlı ve Rusya arasındaki savaşlar ve antlaşmalar:
Savaş | Antlaşma | Bilgisi |
1768-1774 Savaşı | Küçük Kaynarca Antlaşması | Kırım bağımsız olmuştur. Ruslar, boğazlardan savaş gemilerini geçirebilme hakkını almışlardır. |
1787-1792 Savaşı | Yaş Antlaşması | Kırım, Rusya’ya tabi olmuştur. |
1807-1812 Savaşı | Bükreş Antlaşması | Türk-Rus sınırı Prut’a çekilmiş ve Sırbistan’da af ilan edilmiştir. |
1828-1829 Savaşı | Edirne Antlaşması | Yunanistan bağımsız olmuştur. |
1853-1856 Savaşı | Paris Antlaşması | Osmanlı’nın topraklarının bütünlüğü ve bağımsızlığı Avrupalı devletlerin korumasına alındı. |
1877-1878 Savaşı (93 Harbi) | Ayastefanos Antlaşması | Büyük Bulgaristan kurulmuştur. Sırbistan, Romanya ve Karadağ bağımsızlarını ilan etmiştir. |
1877-1878 Savaşı (93 Harbi) | Berlin Antlaşması | Kıbrıs, İngiltere’ye verilmiştir. Ermeni sorunu, uluslararası bir soruna dönüşmüştür. |
Boğazlar Sorunu
1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’yla Rusya’ya ve diğer Avrupalı devletlere Boğazlardan ticari geçiş hakkı verilmiştir fakat yabancı savaş gemilerinin geçişine izin verilmemiştir. Böylece Rusya, ilk defa Karadeniz’e çıkma ve serbestçe ticaret yapma hakkı elde etmiştir. Rusya’ya verilen bu haklar nedeniyle Boğazlar artık devletlerarası hukukun konusu olmaya başlamıştır.
Napoleon’un 1798’de Mısır’ı işgal etmesi üzerine Rus savaş gemileri ilk defa Boğazlardan serbestçe geçmiş ve Akdeniz’e açılarak Osmanlı Devleti ve İngiltere’yle beraber Fransa’ya karşı savaşmıştır. Osmanlı Devleti, İngiltere ile 1809’da imzaladığı Kal’a-i Sultaniyye (Çanakkale) Antlaşması’yla barış zamanında Boğazların yabancı savaş gemilerine kapatılacağını İngiltere’ye kabul ettirmiştir. -Boğazlar üzerinde üstünlük sağlamaya ve söz sahibi olmaya çalışan Rusya, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın isyanı ile gelişen Mısır Meselesi’ni kendi hedefleri doğrultusunda kullanmıştır. Mehmet Ali Paşa İsyanı’nda Rusya’nın İstanbul Boğazı’ndan geçerek Osmanlı Devleti’ne yardım etmesi ve Mehmet Ali Paşa’nın durdurulması nedeniyle İngiltere de Mısır Sorunu’yla ilgilenmeye başlamıştır.
II. Mahmud Dönemi’nde Mehmet Ali Paşa ile 1833 Kütahya Antlaşması imzalanmış ve devleti tehdit eden tehlike geçici olarak önlenmiştir. Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1833 yılında Hünkar İskelesi Antlaşması imzalanmıştır. Avrupa devletler, Hünkar İskelesi Antlaşması’na büyük tepki göstermiştir. Bu durum üzerine İngiltere harekete geçerek Londra’da bir konferans toplanmasını sağlamıştır. Bu konferansa İngiltere, Osmanlı, Avusturya, Fransa, Rusya ve Prusya katılmıştır. Bu konferansın sonucunda 1840 Londra Antlaşması imzalanmıştır.
⭐ Londra Antlaşması ile;
- Mısır hukuki yönden Osmanlı’ya bağlanmıştır.
- Mehmet Ali Paşa’ya Mısır’ın yönetimi bırakılmıştır.
- Mısır, Osmanlı’ya vergi ödeyecektir.
- Suriye, Girit ve Adana valilikleri Osmanlı’ya geri verilmiştir.
Londra Antlaşması ile mısır sorunu tamamen çözüme kavuşmuştur.
Mısır Meselesi’nden sonra Hünkar İskelesi Antlaşması’nın süresinin de dolması üzerine Londra’da Boğazlar Konferansı toplanmıştır. Konferansa katılan İngiltere, Fransa, Rusya, Avusturya ve Prusya temsilcileri arasında 1841 Londra Boğazlar Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmayla Osmanlı Devleti’nin barış zamanında Boğazları yabancı savaş gemilerine kapalı tutması kabul edilmiştir. Artık Boğazlardan geçiş uygulaması, uluslararası bir statü kazanmıştır.
Reval Görüşmeleri ve Balkanlar
Reval Görüşmeleri
Reval görüşmeleri; İngiltere Kralı VII. Edward ile Rus Çarı II. Nikola’nın 1908 tarihinde, Reval Limanı’nda bir araya gelerek Makedonya ve Boğazlar Sorunu ele aldığı görüşmelerdir. Osmanlı Devleti’nin meşrutiyeti ikinci defa ilan etmesindeki en büyük dış etken Reval Görüşmeleri’dir.
II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Bulgaristan, Osmanlı Devleti’nin hakimiyetinden tamamen çıkmıştır. Balkanlarda Osmanlı Devleti egemenliğinde ise sadece Arnavutluk ve Makedonya kalmıştır. Bu nedenle Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki bu son toprakları da Balkan devletlerinin hedefi haline gelmiştir.
I. Balkan Savaşı (1912)
⭐ I. Balkan Savaşı’nın nedenleri;
- Osmanlı Devleti’nin zayıflaması,
- Rusların kışkırtmaları ve Panslavizm politikaları,
- Balkan uluslarının toprakların ı genişletme arzusu,
- Sırbistan, Yunanistan, Bulgaristan ve Karadağ arasında Balkan Birliği’nin kurulmasıdır.
Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’ta İtalya ile savaştığı sırada Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ birleşerek 1912 yılında Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmiştir. I. Balkan Savaşı’na hazırlıksız bir şekilde giren Osmanlı ordusu, Balkan devletleri karşısında bütün cephelerde yenilgiye uğramıştır. Bu nedenle Londra Barış Konferansı toplanmış ve 1913 yılında Londra Antlaşması imzalanmıştır.
⭐ Londra Antlaşması ile;
- Edirne, Kırklareli ve Trakya; Bulgaristan’a bırakılmıştır.
- Midye-Enez hattı Bulgaristan ile sınır olmuştur.
- Sırbistan; Orta ve Kuzey Makedonya’yı almıştır.
- Arnavutluk ve Ege Adaları’nın geleceği Avrupalı devletlere bırakılmıştır.
⭐ I. Balkan Savaşı’nın sonuçları;
- Arnavutluk bağımsızlığını ilan etmiştir.
- Osmanlı Devleti’nden ayrılan son balkan devletidir.
- Osmanlı, Balkanlarda büyük bir toprak kaybı yaşamıştır.
- Ege Denizi’ndeki egemenliğini kaybetmiştir.
- Balkanlarda Türk sorunu ortaya çıkmıştır.
II. Balkan Savaşı (1912-1913)
Londra Antlaşması sonrası Bulgaristan’ın savaştan büyüyerek çıkması diğer Balkan devletlerini endişeye düşürmüş ve II. Balkan Savaşı’nın çıkmasına neden olmuştur.
Yunanistan ve Sırbistan’ın ittifak yapması üzerine Bulgaristan, 29 Haziran 1913’te Yunanistan ve Sırbistan’a savaş açmıştır. Bulgaristan’dan Dobruca’yı isteyen Romanya da savaşa girmiştir. Bulgar kuvvetlerinin zor duruma düşmesinden istifade eden Osmanlı Devleti de Edirne almıştır. Tüm cephelerde mağlup olan Bulgaristan barış istemiş ve 1913’te Osmanlı Devleti ile Bulgaristan arasında İstanbul Antlaşması’nı, diğer balkan devletleri ile de Bükreş Antlaşması’nı imzalanmıştır. Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında 1913’te Atina Antlaşması imzalanmıştır.
⭐ İstanbul Antlaşması ile;
- Meriç, iki devlet arasındaki sınır olmuştur.
- Edirne, Kırklareli ve Dimetoka Osmanlı’ya bırakılmıştır.
- Kavala ve Dedeağaç Bulgaristan’a bırakılmıştır.
⭐ Atina Antlaşması ile;
- Yanya, Selanik ve Girit Yunanistan’a bırakılmıştır.
- Türk azınlıkların hakları güvence altına alınmıştır.
📚 EK BİLGİ: Osmanlı Devleti, Sırbistan ile de İstanbul Antlaşması imzalamıştır. Bu antlaşma ile Sırbistan’daki Türklerin hakları güvence altına alınmıştır.
I. Dünya Savaşı Öncesi Osmanlı Devleti’nin İttifak Arayışları
Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı 1913’te İngiltere’ye ittifak teklifi yapmış, İngiltere çıkarları açısından bunu kabul etmemiştir. Bunun üzerine 1914’te Dahiliye Nazırı Talat Bey, Rusya ile bir ittifak arayışına girişmiş, bu girişim de olumsuz sonuçlanmıştır.
Osmanlı son olarak Almanlarla gizli ittifak antlaşması imzalamıştır. Bu durum genel seferberlik ilan edilince ortaya çıkmış ve bundan en çok Ruslar rahatsız olmuştur. Osmanlı Devleti; Rusya ve İngiltere’ye karşı Fransa’nın desteğini almaya çalışmıştır. Bu amaçla Cemal Paşa, Fransa-Türkiye Dostluk Cemiyetinin kuruluşuna önderlik etmiştir fakat Fransa’dan da olumsuz cevap gelmiştir.
Almanya ile Osmanlı Devleti arasında ise II. Abdülhamid Dönemi’nden itibaren iyi ilişkiler kurulmuştur. Alman İmparatoru II. Wilhelm, Balkanlarda Rusya’ya karşı Avusturya’nın her türlü desteğe ihtiyacı olduğunu ve bu nedenle Osmanlı Devleti’nin önemli olduğunu vurgulamıştır.
Sadrazam Said Halim Paşa, 28 Temmuz 1914’te Wangenheim’ı çağırarak Rusya’ya karşı Almanya’yla gizli bir ittifak yapmak istediklerini ve bununla Üçlü İttifak’a dahil edilmeyi beklediklerini bildirmiştir. Almanya ile Osmanlı Devleti arasında 2 Ağustos 1914’te ittifak antlaşması imzalanmış ve aynı gün Osmanlı Devleti genel seferberlik ilan etmiştir.