Osmanlı Devleti’nde Tımar Sistemi

📅 22 Ocak 2025|22 Ocak 2025
Güncel
Osmanlı Devleti’nde Tımar Sistemi

Konu Özeti

Osmanlı Devleti fethettikleri yerlerin idaresi ve merkezi otoritesinin sağlanması için sistem oluşturmuştur. Bu sistem Büyük Selçuklularda uygulanan ikta sisteminin gelişmiş hali olan tımar sistemidir. Oluşturulan bu sistem hem merkezden uzak toprakların idaresini hem de toprağın işlenmesini sağlamıştır.

Bu konuda
  • Tımar sisteminin temel yapısını ve işleyişini
  • Tımar sisteminin faydaları ve bozulma nedenlerini
  • Osmanlı toprak düzeni ve vergi ilişkisini
  • Tahrir defterlerinin önemini
öğreneceksiniz.
Reklamsız Bikifi Mobil Uygulaması!

Tımar Sistemi

Farsça kökenli bir terim olan tımar, “sadakat” ve “bakım” anlamlarına gelmektedir. Tımar Sistemi, Osmanlı Devleti’nde toprak yönetimi ve askeri teşkilatlanmanın temelini oluşturan bir uygulamadır. Bu sistemde belirli bir bölgenin vergi gelirleri, devlet tarafından belli koşullarla bir askeri görevliye (tımarlı sipahi) tahsis edilir ve böylece devlet hem toprakların yönetimini hem de ordunun önemli bir bölümünün (atlı askerler) ihtiyacını karşılamış olurdu.

Tımar; geçimleri veya hizmetlerine ait masrafları karşılamak üzere bir kısım asker ve memura, vergi toplama yetkisinin devredilmesi anlamına gelmektedir. Tımar sahiplerine ise “ehli tımar veya Tımarlı Sipahi” denilmiştir.

Bu sistemde devlete ait topraklardan bir kısmının geliri hizmet karşılığı askerlere maaş olarak verilmiş, geriye kalan kısmı da hazineye aktarılmıştır. Tımar sisteminin uygulanmasında ilk aşama, fethedilen herhangi bir bölgenin tahririnin (yazılımı) yapılarak vergi gelirlerinin belirlenmesidir. Bu gelirler, farklı büyüklükte parçalara ayrılarak ilgili şahısların rütbe ve mevkilerine göre dirlik olarak verilmiştir.

📎Tahrir; Osmanlı Devletinde tımar sisteminin uygulandığı eyaletlerde toprağın mülkiyet ve kullanım haklarının, halkın yükümlülüklerinin ve vergi cins ve miktarlarının belli kurallara göre tespit ve kaydedilmesidir.

Tımar sahipleri, her üç bin akçe için; zeamet ve has sahipleri ise her beş bin akçe için “cebelü” adı verilen bir atlı asker yetiştirmek zorundadır. Aynı zamanda tımarlı sipahiler, padişahın taşradaki temsilcileri olarak idari yöneticilik görev de yapmıştır.

📚EK BİLGİ:

Osmanlı Devleti’nde Arazi Taksimatı

Osmanlı kanunlarında topraklar beş farklı gruba ayrılmıştır: mülk arazi, miri arazi, vakıf arazi, metruk (terk edilmiş) arazi ve mevat (kullanışsız) arazi. Bu sınıflandırmada, mülkiyeti devlete ait olan miri arazi özellikle dikkat çeker; çünkü savaşlarda üstün hizmet gösteren kişilere tahsis edilen zeamet ve tımarlar bu gruba dahildir. Aynı zamanda “dirlik” olarak da anılan belirli hizmetler karşılığında devlet memurlarına maaş olarak bırakılan miri arazi geliri, halk arasında genelde tımar olarak bilinen bu araziler, elde edilen gelirin miktarına göre üç ayrı kategoriye ayrılmaktadır:

  • Has= Yıllık geliri, 100.000 akçeden fazla olan dirliklerdir. Padişah, hanedan üyeleri, divan üyeleri, beylerbeyi ve sancakbeyi gibi üst düzey yöneticilere verilir.
  • Zeamet= Yıllık geliri, 20.000-100.000 akçe arasında değişen dirliklerdir. Kadı, alaybeyi, divan katipleri, kale dizdarları gibi orta dereceli devlet memurlarına verilir.
  • Tımar= Yıllık geliri, 3.000-20.000 akçe arasında değişen dirliklerdir. Alt dereceli devlet memurları ile savaşta yararlı olan askerlere verilir. Tımar sahibine, tımarlı sipahi adı verilmiştir.

Sahib-i arz veya sahib-i raiyyet olarak anılan tımarlı sipahiler, kendilerine tahsis edilen toprağın mülkiyetine sahip değillerdi ve o arazi üzerindeki köylülerin efendisi konumunda da bulunmuyorlardı. Buna karşın, kanunsuzluk yapan kimseleri tutuklama yetkileri vardı. Genellikle tımarı bulunan bölgede ikamet edip, savaş döneminde orduya katılarak askeri sorumluluklarını yerine getirirlerdi. Kanunnamelerle belirlenenler dışında vergi toplayamazlardı. Eğer kurallara aykırı davranırlarsa tımar haklarını kaybederlerdi. Tımar sisteminde tarım arazisi devlete aittir.

Tımarlı sipahi, devletin toprak yönetimi yasalarını uygulayarak, “tapu resmi” adı verilen sözleşme ile boş arazileri peşin ödeme veya kira karşılığında talep eden köylünün kullanımına bırakıyordu. Köylü ise bu toprağı sürekli işlemekle ve belirlenen zorunlu vergileri ödemekle yükümlüydü. Üstelik, ekinlik, bostan veya çayır olarak tahsis edilen toprağın kullanım şeklini değiştirme hakkı bulunmuyordu. Ayrıca, eğer köylü toprağı üç yıl süreyle herhangi bir neden göstermeksizin boş bırakırsanız, sipahi bu toprağı başkasına tahsis edebilme hakkını elde ediyordu.

Tımar sisteminin özellikleri;

  • Tımarlı sipahilerin kanunlara uydukları süre boyunca toprakları ellerinden alınmaz. Örneğin; sefere gitmeyen tımarlı sipahinin toprakları başkasına devredilir.
  • Bütün dirlik sahipleri topraklarını korumak ve yönetme hakkına sahiptir.
  • Kadılar tarafından denetlenirler.
  • Tımar sisteminde komutan vergi toplamakla görevli olduğu araziyi satamaz, devredemez.
  • Vergi toplar ve karşılığında belirlenen sayıda asker bakar.
  • Çiftçi araziyi satamaz, kiralayamaz, devredemez. Tımarlı sipahi vergi verir.
  • Bir kimse nedensiz bir şekilde üç yıl toprağı işlemezse toprak işletme hakkı elinden alınır.

Tımar Sisteminin Faydaları;

  • Hazineden para çıkmadan asker ve komutan bakılır.
  • Vergi toplamak kolaylaşır.
  • Bölgenin güvenliği sağlanır.
  • Belediye işleri (yol, köprü, sol) yapılır.
  • Üretimin devamlılığı ve artışı sağlanır.
  • Göçebelerin yerleşik hayata geçmesi sağlanır.
  • Yeniçerilere karşı Tımarlı Sipahiler bir denge unsurudur.

Tımar Sisteminin Bozulmasının Sebepleri;

  • Avrupa’da yaşanan askeri devrim
  • Uzun süren savaşlar
  • Tımarların, sipahiler dışında kimselere verilmesi.
  • Tımarların rüşvet karşılığında dağıtılması
  • Sipahilerin gösterişli yaşam ve çok para kazanma hırsı.
  • Hızlı nüfus artışı.
  • Paranın değer kaybetmesi ve enflasyon.

Tımar Sisteminin Bozulmasının Sonuçları;

  • Tımarlı sipahilerin sayısı azalması
  • Hazineye binen yük artması
  • Denge yeniçerilere doğru bozulunca disiplinsizlikleri ve isyanları artması
  • Tarımsal üretim azalması
  • Yeterince vergi toplanamaması
  • Taşra (Celali) isyanları artması
  • Taşradaki Osmanlı otoritesi sarsılması
  • Köyden kente göç hızlanması
  • Ordunun lojistik ihtiyacını karşılamada sorunlar ortaya çıkması

📚EK BİLGİ:

Tapu Resmi

Tapu Resmi, Osmanlı Devleti’nde toprak yönetimi ve tahsisi sürecinde kullanılan, devletin mülkiyetinde bulunan araziler üzerinde yapılan resmi sözleşmeyi ifade eder. Bu uygulama, özellikle boş veya verimsiz arazilerin belirli koşullar altında köylülere veya tımar sahiplerine kullanım hakkı tanınması amacıyla geliştirilmiştir.

Tapu Resmi, devletin mülkiyetindeki arazilerin, peşin ödeme veya kira karşılığında talep eden kişi ya da topluluklara kullanımına verilmesini belgeleyen resmi bir sözleşmedir. Bu belge, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça ortaya koyarak, arazinin nasıl kullanılacağı, hangi vergilerin ödeneceği ve kullanım süresi gibi hususların belirlenmesini sağlar. Özellikle tımar sistemi çerçevesinde değerlendirildiğinde, Tapu Resmi ile boş topraklar, tımar sahibi sipahilere veya ilgili köylülere tahsis edilirdi. Köylüler, Tapu Resmi kapsamında kendilerine verilen toprağı sürekli olarak işlemek ve belirlenen vergileri ödemekle yükümlü tutulurdu. Toprağın kullanım şekli (ekinlik, bostan, çayır vb.) da sözleşmede yer alan kurallara bağlı olarak belirlenirdi.

📚EK BİLGİ:

Osmanlı Devleti’nde Özel Mülkiyet

Osmanlı Devleti’nde toprakların büyük bölümünün mülkiyeti devlete ait olsa da, özel mülkiyet anlayışı da belirli sınırlamalar çerçevesinde varlığını sürdürmekteydi. Mülk arazilerinde, toprak üzerinde tam mülkiyet haklarına sahip kişiler bulunur; yani bu kişiler toprağı kendilerine ait kılarak üzerinde tasarruf edebilir, satabilir veya miras bırakabilirler. Bu yönüyle mülk arazilerindeki özel mülkiyet, günümüzdeki özel mülkiyet anlayışına en yakın örneği sunar. Osmanlı toprak sisteminde asıl gelir ve devletin kontrolündeki mekanizmaların çoğu miri araziler üzerinden sağlanırken, mülk arazileri nispeten sınırlı sayıda kalmıştır. Yani, özel mülkiyetin kapsamı, toplumun tamamına yayılmış merkezi toprak yönetim sistemi içinde kısıtlı kalmıştır.

Mülk arazilerinde, toprak sahibi üzerinde tam tasarruf hakkı tanınmıştır. Bu kişiler, kanuni çerçevede toprağın kullanım şeklini değiştirme, devlete vergi ödemek veya mülkü elden çıkarma gibi özgürlükler elde etmiştir. Ancak, özel mülkiyetin dahi devletin genel çıkarları karşısında belirli kısıtlamalara tabi tutulabildiği görülmüştür.

Sonuç olarak, Osmanlı Devleti’nde özel mülkiyet, devletin geniş ve merkezi toprak yönetimi sistemi içerisinde sınırlı bir yer tutsa da, mülk arazileri üzerinden bireylere tanınan tasarruf hakları, ekonomik ve sosyal açıdan önemli bir role sahipti. Bu yapı, devletin gelir sağlama yöntemlerini ve toplumsal düzeni koruma hedeflerini, aynı zamanda bireysel ekonomik inisiyatifin desteklenmesini dengeleyen bir sistem olarak değerlendirilebilir.

Osmanlı Devleti’nin eyalet yönetimi, temelinde tımar sistemine dayalıdır; ancak Mısır, Bağdat, Habeşistan, Basra ve Lahsa (El-Ahsa) eyaletlerinde bu sistem uygulanmamıştır. Klasik dönemde, Osmanlı ordusunun en geniş kesimi, eyaletlerde görev alan tımarlı sipahilerden oluşmaktaydı. Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 6.000 kapıkulu sipahisi, 12.000 yeniçeri ve 40.000 tımarlı sipahi bulunduğu kaydedilmiştir.

Devlet, tımar sistemini kurmak ve merkezi denetimi sürekli sağlamak amacıyla, eyaletlerdeki tüm gelir kaynaklarını ayrıntılı şekilde gösteren tahrir defterleri hazırlamıştır. Bu defterlerde belirtilen kayıtlardan devlet hazinesi, vezirler ve beyler için ayrılan haslar ödenmiş; geri kalan gelir ise sipahiler arasında tımar ve zeamet şeklinde dağıtılmıştır. Köylüler ise, kanunnamelerde yer alan kurallara uygun olarak vergilerini ödemiş ve yeni bir tahrir defteri düzenlenene kadar durumlarında herhangi bir değişiklik olmamıştır. Çıkan anlaşmazlıklarda kadılar, esas alacakları kaynak olarak tahrir defterlerine başvurmuşlardır. Ayrıca, tımarlar ne bölünebilir ne de değiştirilebilirdi.

Tımar Sisteminin Kökeni

Para ekonomisinin henüz tam gelişmediği Orta Çağ koşullarında, büyük bir ordunun beslenmesi ihtiyacı tımar sisteminin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Türkiye Selçukluları döneminde geniş uygulama alanı bulan ve olgunlaşmış bir model olan ikta sistemi, Selçuklu Devleti sonrasında Anadolu beylikleri tarafından da benimsenmiştir. Anadolu’da bir uç beyliği olarak temelleri atılan Osmanlı Devleti, esasen bu modelin devamı niteliğinde gelişmiş; dolayısıyla, diğer pek çok kurumda olduğu gibi, tımar sisteminde de Türkiye Selçukluları dönemindeki ikta esas alınmıştır.

Tahrir defterleri ve vakıf defterleri gibi resmi belgeler, tımar sisteminin Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren kurumsal olarak uygulandığını ortaya koymaktadır. Aşıkpaşazade’nin sunduğu bilgiler de bu durumu doğrulayan niteliktedir.

Osmanlı vakayinameleri, şehirlerin asayişinden sorumlu olan subaşılara değinir. Subaşı, tımar sahibi sınıftan bir yetkili olarak görev yapmaktadır. Birçok vakayinamede, Karacahisar’ın fethinden sonra Osman Gazi’nin bölgede bir subaşı atadığına ilişkin kayıtlar yer almaktadır; bu durum da tımar sisteminin devletin kuruluşundan itibaren uygulandığını göstermektedir. Tımar sistemiyle ilgili en eski resmi belgeler arasında, I. Murad’a ait bir vakıf senedi, I. Bayezid dönemine ait bir kayıt ve II. Murad döneminde düzenlenen arazi tahrirleri bulunmaktadır.

Bu yazıda bulunan terimler ayrıca anlatılmamıştır. Bu yazıdaki bir terimin ayrıca anlatılmasını istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından bize ulaşabilirsiniz.
Sistememizde bu yazıda bahsi geçen kişilere ait bir biyografi bulunamamıştır.
Benzer İçerikler
Osmanlı Devleti’nde Yönetici Sınıf (Askeri Sınıf)
Tarih

Osmanlı Devleti’nde Yönetici Sınıf (Askeri Sınıf)

İçeriğe Git>
Osmanlı Devleti’nin Rumeli’deki İskan ve İstimalet Politikası
Tarih

Osmanlı Devleti’nin Rumeli’deki İskan ve İstimalet Politikası

İçeriğe Git>
Orta Çağ’daki Siyasi ve Askeri Gelişmeler
Tarih

Orta Çağ’daki Siyasi ve Askeri Gelişmeler

İçeriğe Git>
Anadolu’da Türk Siyasi Birliğini Sağlama Çabaları
Tarih

Anadolu’da Türk Siyasi Birliğini Sağlama Çabaları

İçeriğe Git>
Osmanlı Devleti’nde Değişim
Tarih

Osmanlı Devleti’nde Değişim

İçeriğe Git>
Copyright © 2025 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo