1960 Sonrası Dünyadaki Gelişmeler

📅 07 Ocak 2023|06 Ocak 2023
1960 Sonrası Dünyadaki Gelişmeler

Konu Özeti

Doğu ve Batı Blokları; teşkilatlanarak ülkeler arasındaki ayrışmayı keskinleştirmiştir. 1960 yılından itibaren Soğuk Savaş yerini Yumuşama Dönemi’ne bırakmıştır. Fakat 1948’de İsrail Devleti’nin kurulması Arap-İsrail savaşlarına; Şattülarap Su Yolu ise İran-Irak savaşlarına neden olmuştur.

Bu konuda
  • Doğu ve Batı Blokları arasındaki rekabetleri ve sonuçlarını
  • Arap-İsrail savaşlarının nedenlerini ve sonuçlarını
  • İran-Irak savaşlarının nedenlerini ve sonuçlarını
öğreneceksiniz.
Instagram Logo
Bikifi Instagram'da

Bloklar Arası Rekabet

Dünya kamuoyu; dünya barışının sağlanmasını Almanya, İtalya ve Japonya’nın oluşturduğu Mihver Devletlerin yenilgiye uğratılmasına bağlamıştır. Fakat galip devletlerden İngiltere ve Fransa’nın savaştan yıpranarak çıkması ve bunun yanı sıra SSCB’nin Doğu Avrupa’yı kontrolü altına alması dengelerin yeniden kurulmasını gerektirmiştir. SSCB’nin büyük bir askeri güce erişmesi ve yayılmacı istekleri ise ancak ABD tarafından dengelenebilmiştir. Böylece Soğuk Savaş süreci başlamıştır.

Aynı zamanda Doğu ve Batı Blokları ortaya çıkmıştır. Doğu ve Batı Blokları; ABD ve SSCB öncülüğünde askeri, siyasi ve ekonomik alanlarda teşkilatlanarak ülkeler arasındaki ayrışmayı keskinleştirmiştir. Bloklaşmalar ülkeler arasında gerilimli bir süreci başlatmıştır. Bunun en somut örneklerinden biri; ABD ve SSCB arasındaki gerilimin çatışmaya dönüştüğü Kore Savaşı’dır. Bu süreçte diğer dünya devletleri siyasi durumlarına göre ya ABD ya da SSCB yanında yer almak mecburiyetinde kalmıştır. Bunun yanında dünyanın herhangi bir bölgesinde meydana gelen politik gerilim bir süre sonra ABD ve SSCB rekabetine dönüşmüştür.

Fakat 1955’te Endonezya’da yapılan Bandung Konferansı ile “Üçüncü Dünya Devletleri” olarak isimlendirilen Asya, Afrika ve Latin Amerika Devletleri tarafından Bağlantısızlar Bloku’nun oluşturulması, dünya siyaset dengesindeki gerilimin etkisini azaltacak bir süreci başlatmıştır.

🚀DETAY BİLGİ:

Bağlantısızlar Bloku= 1955 Bandung Konferansı ile başlayan, uluslararası ilişkilerde Batı Bloku ve Doğu Bloku dışında kalan devletler grubuna verilen isimdir. Bu blok “Üçüncü Dünya” olarak adlandırılmıştır.

1960 yılından itibaren Soğuk Savaş yerini Yumuşama Dönemi’ne bırakmıştır.

Yumuşama Dönemi’ne geçişi sağlayan etmenler;

  • Doğu Bloku arasında meydana gelen çatlaklar (Yugoslavya ve Çin’in SSCB ile ters düşmesi),
  • ABD ve SSCB arasında 1962’de meydana gelen Küba Krizi ile kendisini gösteren küresel çapta bir nükleer savaş tehlikesinin ortaya çıkması

Yumuşama Dönemi’nde bloklarda meydana gelen yapı değişikleri, Doğu ve Batı Bloklarının yakınlaşmasını sağlamıştır. Böylece önceki yıllara göre blokların arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklar, daha yumuşak bir biçimde çözülmeye başlanmıştır.

Bunun en somut adımları;

  • 1972’de SALT I ve 1979’da SALT II Antlaşmalarının imzalanmasıyla ABD ve SSCB’nin nükleer silahlarını azaltma girişimleri,
  • Blokların birbirlerinin varlıklarına saygı göstereceklerini taahhüt ettikleri Helsinki Sözleşmesi’ni imzalamaları.

Bloklar arasındaki siyasi gerginliği bitirmek için atılan olumlu adımlar rekabeti tümüyle ortadan kaldırmamıştır. Siyasi askeri ve ekonomik alanlardaki ülkeler arası rekabet, düşük yoğunluklu da olsa tüm hızıyla devam etmiştir.

Arap-İsrail Savaşları

1948’de Filistin toprakları üzerinde İsrail Devleti’nin kurulması; Orta Doğu’da uzun soluklu savaş dönemini başlatmıştır. Arap devletleri Filistin topraklarında İsrail Devleti’nin kurulmasına karşı çıkmışlar ve 1948’de Filistin’in Yahudiler ve Araplar arasında bölüşülmesini öngören Birleşmiş Milletler kararını önlemek için savaş başlatmıştır.

1948’deki ilk Arap-İsrail Savaşı, Arapların yenilgisi ile sonuçlanmış ve sorunları çözmemiştir. Aksine uzun yıllar yaşanacak çatışmaları başlatmıştır. Orta Doğu’da 1978’de Mısır ve İsrail arasında imzalanan Camp David Antlaşması’na kadar İsrail ve Arap devletleri arasında üç önemli savaş daha yaşanmıştır.

Süveyş Bunalımı

1952’de Hür Subaylar tarafından gerçekleştirilen askeri darbeden sonra Mısır devlet başkanlığını ele geçiren Albay Abdünnasır, Süveyş Kanalı’nı millileştirmiştir. 1881’den beri etkin olan İngiltere’nin ülkeden tamamen çekilmesini istemiş; İngiltere ise bu girişime tepki göstermiştir. İngiltere, Fransa ve İsrail aralarında anlaşarak Abdünnasır’ın bu hamlesini önlemek istemişlerdir.

İsrail, Mısır’ın Ürdün ve Suriye ile yaptığı askeri ittifakın kendisini tehdit ettiğini bahane ederek Mısır’a saldırmış; İngiliz ve Fransız birlikleri de Süveyş Kanalı’nı işgal etmşitir. Mısır bu saldırılar karşısında tutunamamıştır. SSCB’nin Mısır’dan yana tavır sergilemesi üzerine ABD, Arap dünyasında Sovyet etkisinin artacağından çekinerek bu harekatı desteklememiştir.

Birleşmiş Milletler tarafından alınan kararla İsrail, İngiltere ve Fransa’nın işgal ettiği Mısır topraklarından çekilmesi istenmiştir. Dönemin iki süper gücünün de bu karara destek vermesi üzerine İngiltere, Fransa ve İsrail işgal ettikleri Mısır topraklarından çekilmişlerdir. Bu savaş sonucunda Orta Doğu’da siyasi dengeler değişmiştir. İngiltere ve Fransa Orta Doğu üzerindeki nüfuzlarını kaybetmişlerdir. Bölgede ABD ve SSCB’nin etkisi ise artmıştır. Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdünnasır’ın Süveyş Kanalı’nı millileştirme girişimi savaştan yenilgiyle ayrılmış olmasına rağmen tüm Arap dünyasındaki siyasi etkisini artırmıştır.

Altı Gün Savaşı

Mısır Devlet Başkanı Abdünnasır, 1948 ve 1956 Arap-İsrail Savaşlarındaki yenilgileri telafi etmek için yeni bir savaşa hazırlanmış; Mısır, Suriye, Ürdün ve Irak arasında İsrail’e karşı askeri bir ittifak oluşturmuştur. Bu nedenle Arap devletleri ile İsrail arasındaki gerginlik gittikçe artmıştır. 1967’de Filistinli direnişçi grupların Suriye üzerinden İsrail topraklarına saldırması yeni bir savaşı ateşlemiştir. Fakat SSCB tarafından silahlandırılan Arap devletleri çok kısa bir sürede İsrail karşısında yine yenilgiye uğramışlardır.

Tarihe “Altı Gün Savaşı” diye geçen 1967 Arap-İsrail Savaşı sonunda İsrail, Mısır’ın Sina Yarımadası’nı, Suriye’nin Golan Tepeleri’ni, Ürdün’ün Batı Şeria bölgesini ve Doğu Kudüs’ü işgal ederek sınırlarını dört kat genişletmiştir. Bu savaş sonucu Yahudiler yaklaşık iki bin yıl sonra ilk defa Kudüs’ün tamamına egemen hale gelmiştir.

Yom Kippur Savaşı

1973’te Yom Kippur Savaşı olarak adlandırılan Arap-İsrail Savaşı, 1967 savaşının bir devamı niteliğindedir. 1967 Arap-İsrail Savaşı’nda ağır yenilgiye uğrayan Mısır, Suriye ve Ürdün kaybettikleri toprakları geri almak için yeniden savaş hazırlıklarına başlamıştır. 1970-1973 yılları arasında İsrail ve Mısır sınırında yaşanan bölgesel çatışmalar topyekun bir savaşa dönüşmüştür.

Bu savaşta Mısır öncülüğünde Arap devletlerinin oluşturduğu askeri ittifak, İsrail’e sürpriz bir saldırı başlatmıştır. Savaşın ilk anlarında Mısır ve Suriye, İsrail karşısında ilerleme sağlamalarına rağmen savaşın ilerleyen anlarında İsrail toparlanarak savaşı dengelemiştir. Taraflar, BM Güvenlik Konseyinin çatışmayı durdurma çağrısını dikkate alarak savaşı sonlandırmışlar ve 1974’te kesin ateşkes sağlanmıştır.İsrail’in Mısır ve Suriye sınırına BM Barış Gücü askerlerinin yerleştirilmesi kabul edilmiştir.

1973 Arap-İsrail savaşı sonunda Arap ülkeleri, İsrail’i destekleyen Batı ülkelerine karşı petrol fiyatlarını bir siyasi güç olarak kullanma kararı almıştır. Arap ülkelerinin üretimi azaltmasıyla 1970’te varili 1,80 dolar olan ham petrol fiyatı 1973’te 34 dolara kadar yükselmiş; böylece küresel ölçekte bir petrol krizi ortaya çıkmıştır. Petrol krizinin başlangıcında endişelenen Batı ülkeleri, yükselen petrol fiyatlarını sanayi ve teknoloji ürünlerine yansıtarak kısa sürede bu ekonomik durumu dengelemişlerdir. Böylece Arap ülkelerinin Batı’ya karşı yaptığı petrol fiyatlarını yükseltme girişimi, istenilen amaca ulaşamamıştır.

Camp David Antlaşmaları

Arap-İsrail savaşları, 1978’de İsrail ve Mısır arasında imzalanan Camp David Antlaşması ile yeni bir sürece girmiştir. Mısır’ın yeni devlet başkanı Enver Sedat, SSCB ile iş birliğinden vazgeçip ABD’ye yaklaşma kararı almıştır. Bunun üzerine ABD, Mısır ile İsrail arasında barış sağlanması için arabuluculuk yapmış ve yapılan görüşmeler sonucunda ABD, İsrail ve Mısır arasında 17 Eylül 1978’de Camp David Antlaşmaları imzalanmıştır.

Antlaşmalara göre;

  • İsrail, Sina Yarımadası’nı Mısır’a geri verecek, Mısır da İsrail’in siyasi varlığını tanıyacaktır.
  • Böylece kurulduğu 1948’den bu yana İsrail’in siyasi varlığını, bir Arap devleti ilk kez resmen kabul etmiştir.
  • Camp David Antlaşmaları, Mısır ve Ürdün’de ABD etkisini artırdı. Antlaşmalara şiddetle karşı çıkan Arap devletlerinden Suriye, Irak, Libya, Güney Yemen ve Cezayir, bir “Red Cephesi” kurarak SSCB’ye yaklaşmıştır.

İran-Irak Savaşı

Irak ve İran arasında çıkan savaş; Yumuşama Dönemi’nde Orta Doğu’da meydana gelen önemli çatışmalardan birisidir. Bu savaşın çıkmasındaki temel etmenler; Irak ve İran’ın Basra Körfezi üzerinde hakimiyet kurma mücadelesi, Irak’ın güneyinde Fırat ve Dicle nehirlerinin birleştiği Şattülarap Su Yolu meselesi, dini ve etnik anlaşmazlıklardır.

Irak ve İran, Şattülarap Su Yolu’nun sınırlarının çizilmesi konusunda XX. yüzyıl başından itibaren anlaşmazlık içinde olmuşlardır. 1975’te Cezayir Antlaşması’nın imzalanmasıyla sorun çözülmüştür. Fakat İran’da 1979’da Şah Rejimi’nin yıkılması ve dini lider Ayetullah Humeyni’nin önderliğinde İslam Cumhuriyeti’nin kurulması bu dengeyi bozmuştur. Baas Partisinin egemen olduğu Irak ile İran İslam Cumhuriyeti arasında ilişkiler tekrar gerginleşmiştir.

Irak’ın devlet başkanı Saddam Hüseyin, İran’ı ülkesindeki Şii Müslümanları isyana teşvik ettiği gerekçesiyle suçlamıştır. Saddam Hüseyin’in asıl amacı ise İran’da gerçekleşen devrim sonrası zayıflayan İran ordusunun durumundan yararlanarak saldırıya geçmek ve Şattülarap Su Yolunun denetimini ele geçirmektir.

22 Eylül 1980’de Irak kuvvetleri İran’a saldırı başlatmış ve daha savaşın başında İran topraklarına girerek Huzistan bölgesini ele geçirmiştir. Fakat 1982’den itibaren İran kuvvetleri toparlanarak önce Irak’ın ele geçirdiği toprakları geri almış ve ardından da karşı taarruza geçmiştir. Savaş bir süre sonra cephelerde kilitlenmiş ve iki taraf birbirine üstünlük sağlayamamıştır. Sekiz yıl süren İran-Irak Savaşı, Birleşmiş Milletlerin arabuluculuğu ile 1988’de sona ermiştir.

Savaş sonucunda; Irak ve İran eski sınırlarına geri dönmüştür. Savaş sırasında her iki ülkenin birbirlerinin petrol rafinerilerini vurması, petrol üretimini düşürmüş ve fiyatların yükselmesine yol açmıştır. İran-Irak Savaşı’nın ardından Camp David Antlaşmaları sonucunda oluşan Arap dünyasındaki bölünmeler daha da artmıştır. Savaşta Suriye ve Libya, İran’ı desteklerken; Suudi Arabistan, Ürdün ve Körfez Ülkeleri Irak’a destek vermiştir. ABD, SSCB, Avrupa ülkeleri ve Türkiye ise tarafsız kalmıştır.

Bu Yazıda Geçen Terimler
Sistememizde bu yazıda bahsi geçen kişilere ait bir biyografi bulunamamıştır.
Benzer İçerikler
İki Kutuplu Dünya ve Türkiye
Tarih

İki Kutuplu Dünya ve Türkiye

İçeriğe Git>
1990 Sonrası Orta Doğu’da Meydana Gelen Başlıca Gelişmeler
Tarih

1990 Sonrası Orta Doğu’da Meydana Gelen Başlıca Gelişmeler

İçeriğe Git>
SSCB’nin Dağılması ve Türk Cumhuriyetleri’nin Bağımsızlıklarına Kavuşması
Tarih

SSCB’nin Dağılması ve Türk Cumhuriyetleri’nin Bağımsızlıklarına Kavuşması

İçeriğe Git>
Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası (1923-1938)
Tarih

Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası (1923-1938)

İçeriğe Git>
II. Dünya Savaşı’nın Sonuçları
Tarih

II. Dünya Savaşı’nın Sonuçları

İçeriğe Git>
1990 Sonrası Türkiye’deki Gelişmeler
Tarih

1990 Sonrası Türkiye’deki Gelişmeler

İçeriğe Git>
Copyright © 2024 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo