Güncel
II. Dünya Savaşı

Konu Özeti

II. Dünya Savaşı; dünyadaki mevcut durumdan memnun olmayan ve değiştirmek isteyen Mihver Devletler ile Müttefik Devletler arasındaki savaş ile çıkmıştır. II. Dünya Savaşı; 1 Eylül 1939'da Almanya'nın Polonya'yı işgal etmesi ile başlamıştır. Savaş sonunda Birleşmiş Milletler teşkilatı kurulmuştur.

Bu konuda
  • II. Dünya Savaşı'nı başlatan nedenleri
  • II. Dünya Savaşı'nın başlamasına neden olan olayı ve savaş sürecini
  • Birleşmiş Milletlerin kurulma amacını
öğreneceksiniz.
Reklamsız Bikifi Mobil Uygulaması!

II. Dünya Savaşı’nın Nedenleri

II. Dünya Savaşı; dünyadaki mevcut durumdan memnun olmayan ve değiştirmek isteyen Mihver Devletler ile Müttefik Devletler arasındaki savaş ile çıkmıştır. Mihver Devletler; Almanya, İtalya ve Japonya iken Müttefik Devletler ise İngiltere, Fransa, ABD ve SSCB’den oluşmuştur.

I. Dünya Savaşı’ndan sonra imzalanan Versay Antlaşması ile Avrupa; Almanya’nın gücünü sınırlandırdıklarını ve barışı bir daha bozamayacaklarını düşünmüşlerdir. Fakat diğer devletlerin yaşadığı anlaşmazlıklar Versay Antlaşması ile kurulan sistemi zayıflatmıştır. Bu sistemi yıkan esas gelişme ise; Almanya’da 1933’te iktidara Nazi Partisinin ve Adolf Hitler’in gelmesi olmuştur.

Almanya siyasi, askeri ve ekonomik sınırlamalar getiren Versay Antlaşması’nın getirdiği zorlukları aşmış ve ikinci aşamaya geçmiştir. Alman ırkını tek bir bayrak altında toplama hedefi koymuşlar ve buna yönelik ilk adımları Avusturya’yı ilhak etmek olmuştur. Üçüncü aşamada ise Alman ırkının ihtiyaçlarının karşılanabilmesi içi “Hayat Sahası”nın ele geçirilmesi için hareket etmişlerdir. Bu gelişmeler Fransa, İngiltere ve ABD’yi rahatsız etmiştir.

I. Dünya Savaşı’ndan istediklerini elde edemeyen İtalya’da, 1922’de Mussolini iktidara gelmiş ve aşırı milliyetçilik esasına dayalı bir yönetim kurmuştur. İtalyanlar Roma İmparatorluğu’nu yeniden kurmak hevesine kapılmışlardır. Bu durum Almanya ile İtalya’nın iş birliğine yol açmıştır.

Japonya 1920’li ve 1930’lu yıllarda Uzak Doğu’nun en güçlü devleti haline gelmiştir. Doğal kaynaklar açısından zengin olan Mançurya ve Çin’e egemen olup Asya içlerine kadar yayılmak istemişlerdir. Bu durum o bölgelerde emelleri olan ABD ve SSCB’yi rahatsız etmiştir. Japonya, Almanya ile 25 Kasım 1936’da Anti-Komintern Paktı’nı imzalayarak komünizme karşı ülkelerinde sert tedbirler almayı kararlaştırmışlardır. Bu oluşuma 6 Kasım 1937’de İtalya da katılmış ve Berlin-Roma-Tokyo Mihveri kurulmuştur.

Bu durum İngiltere, Fransa ve Rusya’nın çıkarlarını tehlikeye düşürmüştür. Bu nedenle İngiltere, Fransa ve Rusya ittifak yapmak zorunda kalmıştır. Bunların yanında ABD de Anti-Komintern Pakta karşı Avrupa’nın bu güçlü devletlerinin işbirliğini gerekli görmüştür. Sovyetler Birliği’ni ise Uzak Doğu’da Asya’ya göz diken Japonya ile mücadele ederken Avrupa’da da Almanya’nın güçlenmesi, Hitler’in antikomünist söylemleri ve Nazi rejimi rahatsız etmiştir.

Mihver Devletler ve Politikaları

Almanya

II. Dünya Savaşı (1939-1945), Almanya’nın Adolf Hitler liderliğinde genişleme politikası izlemesi ve Avrupa’da yayılmacı bir siyaset gütmesiyle başladı. 1 Eylül 1939’da Almanya’nın Polonya’yı işgali, savaşın resmen başlamasına yol açtı. Bunun üzerine İngiltere ve Fransa, Almanya’ya savaş ilan etti.

Almanya, savaşın ilk yıllarında Blitzkrieg (Yıldırım Savaşı) taktiğiyle hızlı ve etkili saldırılar gerçekleştirerek Fransa, Belçika, Hollanda, Danimarka, Norveç, Yunanistan ve Yugoslavya’yı işgal etti. 1941’de Sovyetler Birliği’ne karşı Barbarossa Harekâtı’nı başlattı ancak sert Rus kışı ve Kızıl Ordu’nun direnişi nedeniyle başarısız oldu.

1941’de Japonya’nın Pearl Harbor saldırısı sonrası Almanya, ABD’ye savaş ilan etti. ABD’nin savaşa katılmasıyla Müttefik Devletler daha güçlü hale geldi. 1943’te Stalingrad Muharebesi Almanya için dönüm noktası oldu; burada ağır bir yenilgi aldı ve geri çekilmeye başladı. 1944’te Normandiya Çıkarması (D-Day) ile Müttefikler, Batı Avrupa’da ilerlemeye başladı.

Savaşın sonuna doğru Almanya, Sovyetler Birliği ve Batılı Müttefikler tarafından iki cepheden kuşatıldı. 30 Nisan 1945’te Hitler intihar etti, 7 Mayıs 1945’te Almanya, koşulsuz teslim olarak II. Dünya Savaşı’nı kaybetti.

Savaş sonrası Almanya ikiye bölündü:

  • Batı Almanya (Federal Almanya Cumhuriyeti – ABD, İngiltere ve Fransa’nın kontrolünde)
  • Doğu Almanya (Demokratik Almanya Cumhuriyeti – Sovyetler Birliği’nin kontrolünde)

Bu bölünme, Soğuk Savaş boyunca devam etti ve Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla (1989) sona erdi.

📚 EK BİLGİ:

ADOLF HİTLER

Adolf Hitler, 20 Nisan 1889’da Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Braunau am Inn kasabasında doğdu. Küçük yaşlarda babasını kaybetti ve annesi tarafından büyütüldü. Sanata ilgi duymasına rağmen Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’ne giriş başvuruları reddedildi. Bir süre Viyana’da maddi sıkıntılar içinde yaşadı ve burada milliyetçi ve antisemitik (Yahudi karşıtı) fikirlerle tanıştı.

1914’te I. Dünya Savaşı’na Alman ordusunda katıldı ve onbaşı rütbesine kadar yükseldi. Savaş sırasında gösterdiği cesaretten dolayı Demir Haç madalyası aldı. Ancak Almanya’nın savaşı kaybetmesi ve Versailles Antlaşması’nın ağır şartları Hitler’i derinden etkiledi. Savaş sonrası siyasete atılarak 1919’da Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’ne (Nazi Partisi) katıldı.

1923’te, hükümeti devirmek amacıyla Münih’te başarısız olan Birahane Darbesi’ni düzenledi ve hapse atıldı. Hapisteyken “Mein Kampf” (Kavgam) adlı kitabını yazdı ve burada Alman milliyetçiliğini, antisemitizmi ve Lebensraum (Yaşam Alanı) politikasını savundu.

1933’te Almanya Şansölyesi (Başbakan) oldu ve kısa sürede totaliter bir rejim kurarak kendisini “Führer” (Lider) ilan etti. Propaganda, sansür ve polis devleti uygulamalarıyla muhalefeti ortadan kaldırdı. Almanya’yı hızla silahlandırdı.

Hitler, savaşın ilk yıllarında büyük başarılar elde etti ancak 1941’de Sovyetler Birliği’ne düzenlediği Barbarossa Harekatı başarısız oldu. 1944’te Normandiya Çıkarması ve Sovyetlerin Berlin’e ilerleyişi, savaşın Almanya aleyhine dönmesine neden oldu.

30 Nisan 1945’te Berlin’de Sovyet birliklerinin şehri kuşatmasıyla, Hitler eşi Eva Braun ile birlikte sığınakta intihar etti. Cesetleri, emirleri doğrultusunda yakıldı.

Hitler’in liderliği, Holokost (Yahudi Soykırımı), milyonlarca insanın ölümü ve II. Dünya Savaşı’nın yıkıcı sonuçlarıyla anılmaktadır. Nazi ideolojisi, insanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden biri olarak kabul edilir.

İtalya

II. Dünya Savaşı sırasında İtalya, Benito Mussolini’nin liderliğindeki Faşist yönetim tarafından yönetiliyordu. Savaşın başında Almanya’nın müttefiki olarak savaşa katılan İtalya, savaşın ilerleyen dönemlerinde büyük yenilgiler aldı ve sonunda Müttefikler safına geçti.

Savaş Öncesi Benito Mussolini, 1922’de iktidara geldikten sonra İtalya’yı totaliter bir rejimle yönetti ve Roma İmparatorluğu’nu yeniden kurma hayaliyle saldırgan bir dış politika izledi. 1935’te Etiyopya’yı işgal etti ve 1939’da Arnavutluk’u ilhak etti. Almanya ile yakın ilişkiler kurarak 1936’da Berlin-Roma Mihveri’ni oluşturdu. 1940’ta, Fransa yenilgiye uğramak üzereyken, Almanya’nın yanında savaşa katıldı.

İtalya, II. Dünya Savaşı’nın ilk döneminde bazı kazanımlar elde etse de birçok cephede başarısız oldu:

  • 1940’ta İngiltere’ye karşı Kuzey Afrika Seferi düzenledi ancak İngilizler tarafından ağır yenilgiye uğratıldı.
  • 1940’ta Yunanistan’ı işgal etmeye çalıştı ancak Yunan ordusu İtalyanları geri püskürttü. Almanya, İtalya’nın başarısızlığını telafi etmek için Balkanlara müdahale etmek zorunda kaldı.
  • 1941-1943 yıllarında Müttefikler, Kuzey Afrika’daki İtalyan-Alman güçlerini tamamen yendi.

1943’te Müttefikler, Sicilya’ya çıkarma yaparak İtalya’yı işgal etti. Benito Mussolini, Temmuz 1943’te İtalyan Kralı III. Vittorio Emanuele tarafından görevden alındı ve tutuklandı. 8 Eylül 1943’te İtalya, resmen Müttefiklere teslim oldu ve Mihver Devletleri’nden ayrıldı. Ancak Alman ordusu, Mussolini’yi serbest bırakarak Kuzey İtalya’da Nazi destekli bir kukla devlet (Salo Cumhuriyeti) kurmasına yardımcı oldu.

1945’te Almanlar çekilmeye başladı ve Mussolini, partizanlar tarafından yakalanarak 28 Nisan 1945’te öldürüldü. İtalya, II. Dünya Savaşı’ndan ağır kayıplarla çıktı ve savaştan sonra monarşiyi kaldırarak 1946’da cumhuriyet oldu.

İtalya, savaşın kazanan tarafında yer almak için Müttefiklere katıldı ancak savaş sonrası büyük toprak kayıplarına uğradı. Mussolini’nin ölümünden sonra İtalya’da Faşist rejim sona erdi ve ülke, 1946’da referandumla cumhuriyet rejimine geçti. II. Dünya Savaşı’ndan sonra İtalya, ABD’nin desteğiyle ekonomik toparlanmaya başladı ve 1949’da NATO’ya katıldı.

İtalya’nın II. Dünya Savaşı’ndaki rolü, savaşın en başarısız Mihver Devletlerinden biri olması ve savaştan erken ayrılmasıyla dikkat çeker.

📚 EK BİLGİ:

BENİTO MUSSOLİNİ

Benito Mussolini, İtalya’da Faşizmin kurucusu ve 1922-1943 yılları arasında ülkenin lideri (Duce) olarak görev yapan diktatördür. II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası ile ittifak kurmuş, ancak savaşın sonunda devrilerek partizanlar tarafından öldürülmüştür.

29 Temmuz 1883’te İtalya’nın Predappio kasabasında doğdu. Gençlik yıllarında sosyalist hareket içinde yer aldı, ancak I. Dünya Savaşı sırasında savaş yanlısı bir tutum benimseyince sosyalistlerden ayrıldı. 1919’da “Faşist Mücadele Birlikleri”ni (Fasci di Combattimento) kurarak faşizmin temellerini attı. 1921’de Faşist Parti’yi kurdu ve 1922’de “Kara Gömlekliler” ile Roma Yürüyüşü’nü gerçekleştirerek iktidarı ele geçirdi.

Başbakan olduktan sonra kısa sürede demokrasiyi ortadan kaldırarak tek adam yönetimine geçti. “Duce” (Lider) unvanını aldı ve baskıcı bir rejim kurdu. Basını sansürledi, muhalifleri tutuklattı ve gizli polis teşkilatını kurarak halkı baskı altına aldı. Ekonomiyi güçlendirmek için büyük sanayi yatırımları yaptı, ancak devletçi ve militarist politikalar uzun vadede başarısız oldu. 1935’te Etiyopya’yı işgal etti ve İtalya’nın sömürgeci yayılmacı politikalarını hızlandırdı. 1939’da Arnavutluk’u işgal etti ve Nazi Almanyası ile Berlin-Roma Mihveri’ni kurdu.

1940’ta Almanya’nın yanında savaşa girdi, ancak Yunanistan ve Kuzey Afrika’daki başarısızlıklar nedeniyle büyük yenilgiler aldı. 1943’te Müttefikler Sicilya’ya çıkarma yapınca İtalya’da halk desteğini kaybetti. 25 Temmuz 1943’te Kral III. Vittorio Emanuele tarafından görevden alındı ve tutuklandı. Ancak Eylül 1943’te Almanlar tarafından serbest bırakıldı ve Kuzey İtalya’da Nazi destekli Salo Cumhuriyeti’ni kurdu.

1945’te Almanya’nın savaşı kaybetmesiyle kaçmaya çalışırken İtalyan partizanlar tarafından yakalandı. 28 Nisan 1945’te sevgilisi Clara Petacci ile birlikte Como Gölü yakınlarında kurşuna dizildi. Cesedi Milano’da bir benzin istasyonunda baş aşağı asılarak halka teşhir edildi.

Japonya

Japonya, II. Dünya Savaşı’nda Mihver Devletleri (Almanya ve İtalya ile birlikte) içinde yer almış ve Asya-Pasifik bölgesinde büyük savaşlara girmiştir. Japonya’nın savaştaki temel hedefi, Asya ve Pasifik’te üstünlük kurmak, Avrupa sömürgelerini ele geçirerek ekonomik ve askeri gücünü artırmaktı.

Japonya, 1930’lu yıllarda militarist bir yönetim benimseyerek Çin ve Güneydoğu Asya’da genişlemeye başladı. 1931’de Mançurya’yı işgal etti ve burada kukla bir devlet olan Mançukuo’yu kurdu. 1937’de Çin ile tam ölçekli bir savaşa girdi (II. Çin-Japon Savaşı). Eylül 1940’ta Almanya ve İtalya ile Üçlü Pakt’ı imzalayarak Mihver Devletleri’ne katıldı. ABD’nin Japonya’ya petrol ve çelik ambargosu uygulaması Japonya’yı saldırgan bir politika izlemeye itti.

7 Aralık 1941’de Japonya, ABD’nin Pearl Harbor’daki (Havai) donanmasına saldırarak ABD’yi savaşa soktu. Aynı dönemde Japonya, Filipinler, Hong Kong, Malaya, Endonezya ve Burma gibi Batı sömürgelerini hızla işgal etti. 1942’de Japonya, en güçlü olduğu dönemde Asya-Pasifik’te geniş bir bölgeyi kontrol ediyordu.

Haziran 1942’de Midway Muharebesi’nde ABD, Japon donanmasına ağır bir darbe vurdu ve Japonya’nın ilerleyişi durduruldu. 1943’ten itibaren ABD, “Ada Atlamalı Savaş” stratejisiyle Japon adalarına doğru ilerlemeye başladı. 1944’te Filipinler ve Pasifik’teki birçok Japon üssü ABD tarafından ele geçirildi. Japonya, intihar uçuşları yapan “Kamikaze” pilotlarıyla savaşı sürdürmeye çalıştı ancak ABD’nin teknolojik ve endüstriyel üstünlüğü karşısında zayıfladı.

6 Ağustos 1945’te ABD, Hiroşima’ya atom bombası attı. 9 Ağustos 1945’te Nagazaki’ye ikinci atom bombası atıldı. Aynı gün Sovyetler Birliği, Japonya’ya savaş ilan etti ve Mançurya’ya saldırdı. 15 Ağustos 1945’te Japon İmparatoru Hirohito, savaşın kaybedildiğini kabul eden radyo konuşmasını yaptı. 2 Eylül 1945’te Japonya, ABD’nin Missouri zırhlısında resmen teslim oldu ve II. Dünya Savaşı sona erdi.

ABD, 1945-1952 yılları arasında Japonya’yı işgal etti ve demokratik reformlar gerçekleştirdi. Japonya, militarist yönetimini terk ederek anayasal bir monarşi ve barışçıl bir devlet haline geldi. 1952’de bağımsızlığını yeniden kazanan Japonya, hızla ekonomik bir süper güç haline geldi.

Sonuç olarak, Japonya II. Dünya Savaşı’nda büyük bir yayılmacı güç olarak başladı ancak ABD ve müttefiklerinin karşı saldırıları sonucu yenildi ve teslim olmak zorunda kaldı.

📚 EK BİLGİ:

HİROHİTO (1901-1989)

Hirohito, 1926-1989 yılları arasında Japonya’yı yöneten 124. Japon İmparatorudur. II. Dünya Savaşı sırasında Japonya’nın lideri olarak ülkeyi savaşın içine sürüklemiş, ancak savaş sonrası barışçıl reformlara öncülük ederek Japonya’nın yeniden inşasında önemli bir rol oynamıştır.

29 Nisan 1901’de Tokyo’da doğdu. Japonya’nın geleneksel “Güneşin Oğlu” unvanına sahip hükümdarı olarak Tanrı’nın temsilcisi olduğuna inanılıyordu. 1921’de Avrupa’yı ziyaret eden ilk Japon prensi oldu ve Batı dünyasını yakından tanıdı. 25 Aralık 1926’da babası İmparator Taisho’nun ölümüyle tahta çıktı ve “Showa” dönemi başladı. Showa, “Aydınlanmış Barış” anlamına gelir.

1930’lardan itibaren Japon ordusu Çin’e saldırılar düzenledi ve Hirohito’nun izniyle 1937’de Çin ile savaşa girildi. 7 Aralık 1941’de Pearl Harbor’a yapılan saldırıyla Japonya, II. Dünya Savaşı’na girdi. Japon ordusu Hirohito’nun yönetimi altında Pasifik’te geniş topraklar ele geçirdi, ancak ABD ve müttefiklerinin karşı saldırılarıyla Japonya 1945’e kadar büyük kayıplar verdi. 6 ve 9 Ağustos 1945’te Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları sonrası Japonya teslim olmak zorunda kaldı. 15 Ağustos 1945’te Hirohito, radyo konuşması yaparak Japon halkına savaşı kaybettiklerini ilan etti (Bu, bir Japon imparatorunun halka hitap ettiği ilk olaydı).

ABD işgali altında Japonya büyük reformlara uğradı ve 1947’de yeni bir anayasa kabul edildi. İmparator Hirohito, tanrısallığını reddederek sadece sembolik bir lider haline geldi. Sanayileşme, demokrasi ve ekonomik büyüme süreçlerinde Japonya’nın yeniden inşasında önemli bir rol oynadı. II. Dünya Savaşı sonrası Japonya’nın barışçıl ve ekonomik bir güç haline gelmesini sağladı.

7 Ocak 1989’da Tokyo’da 87 yaşında hayatını kaybetti ve yerine oğlu Akihito geçti. Tarihçiler, Hirohito’nun savaş sırasında ne kadar yetkili olduğu konusunda farklı görüşlere sahiptir. Kimi tarihçilere göre savaş kararlarında etkiliydi, kimilerine göre ise Japon generalleri tarafından yönlendirildi. Savaş sonrası Japonya’nın barışçıl bir ülke haline gelmesinde en önemli figürlerden biri olarak anıldı.

Hirohito, Japonya’nın en uzun süre tahtta kalan imparatoru olmuş ve ülkesini savaştan barışa taşıyan lider olarak tarihe geçmiştir.

Müttefik Devletler ve Politikaları

İngiltere (Britanya)

İki dünya savaşı arasındaki dönemde İngiltere, Fransa ile genel anlamda iş birliğinde bulunmadı. Avrupa’daki sorunlardan uzak durdu ve sömürgeleri ile ilişkisini korudu. Savaş öncesi Alman yayılmacılığına karşı yatıştırma politikası takip etti.

Fransa

Fransa, II. Dünya Savaşı’nın başında Almanya’ya karşı savaşan Müttefik devletlerinden biri olsa da 1940 yılında Almanya tarafından işgal edilerek büyük bir yenilgiye uğramıştır. Daha sonra ülke işgal altındaki bölge (Vichy Rejimi) ve direniş hareketleriyle mücadele eden Özgür Fransa olarak ikiye ayrılmış ve savaşın sonlarına doğru Müttefiklerle birlikte Almanya’ya karşı mücadele etmiştir.

SSCB

Sovyetler Birliği (SSCB), II. Dünya Savaşı’nın en kritik aktörlerinden biri olmuş, savaşın başlangıcında Almanya ile saldırmazlık anlaşması yapmasına rağmen 1941’de Nazi işgaliyle savaşa girmiş ve savaşın sonunda zafer kazanan Müttefiklerin en güçlü üyelerinden biri olmuştur.

Savaşın sonunda SSCB, Avrupa’nın doğusunu kontrol eden en güçlü devletlerden biri haline geldi. Doğu Avrupa’da komünist rejimler kurarak Batı ile Soğuk Savaş’ı başlattı. Birleşmiş Milletler’in (BM) kurucu üyelerinden biri oldu. Sonuç olarak, SSCB savaşın başında büyük kayıplar vermesine rağmen savaşı kazanan taraflardan biri oldu ve dünya siyasetinde en güçlü devletlerden biri haline geldi.

ABD

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), II. Dünya Savaşı’nın ilk yıllarında tarafsız kalmasına rağmen 7 Aralık 1941’de Japonya’nın Pearl Harbor’a saldırmasıyla savaşa katılmış ve savaşın seyrini değiştiren en önemli aktörlerden biri olmuştur.

II. Dünya Savaşı’ndan en güçlü devlet olarak çıktı. Birleşmiş Milletler’in (BM) kurucularından biri oldu. SSCB ile birlikte Soğuk Savaş’ın iki süper gücünden biri haline geldi. Marshall Planı ve Truman Doktrini ile Avrupa’nın yeniden inşasında önemli rol oynadı. Sonuç olarak, ABD’nin savaşa katılması II. Dünya Savaşı’nın seyrini değiştirdi ve savaş sonrası dünya düzeninde lider bir güç haline gelmesini sağladı.

Savaşın Başlaması (1 Eylül 1939) ve Seyrini Etkileyen Gelişmeler

II. Dünya Savaşı, 1 Eylül 1939’da Almanya’nın Polonya’yı işgaliyle başladı. 3 Eylül’de İngiltere ve Fransa, Almanya’ya savaş ilan etti. SSCB, Almanya ile 23 Ağustos 1939’da Saldırmazlık Paktı imzalasa da, 17 Ekim 1939’da Polonya’nın doğusuna saldırarak savaşa dâhil oldu. Almanya, 1940’tan itibaren Yıldırım Harekâtı ile Polonya, Danimarka, Norveç, Fransa, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg’u işgal etti. 10 Haziran 1940’ta İtalya savaşa girdi, ardından Balkanlarda Yugoslavya ve Yunanistan işgal edildi.

1941’de Almanya, Barbarossa Harekâtı ile SSCB’ye saldırdı. Aynı yıl Japonya, Pearl Harbor’a saldırarak ABD’ye savaş ilan etti ve savaş dünya çapına yayıldı. 1942 sonlarında Mihver Devletleri’nin ilerleyişi durduruldu ve başarısızlıklar yaşandı. Müttefik Devletler Kuzey Afrika’da üstünlük sağlayarak Sicilya ve Güney İtalya’yı ele geçirdi. 1943’te Mussolini iktidardan düştü ve İtalya savaştan çekildi, ardından Almanya’ya savaş ilan etti. İtalya toprakları, savaş sona erene kadar savaş alanı olarak kaldı.

Pearl Harbor Baskını (7 Aralık 1941)

1941’de Almanya’nın İngiltere’ye karşı düzenlediği hava saldırıları başarısız olmuş ve Almanya yön değiştirerek SSCB’ye saldırmıştır. Uzak Doğu’da ise Japonya kendisine petrol ambargosu koyan ABD’ye karşı harekete geçmiştir. Japonya 7 Aralık 1941’de ABD’nin Pasifik üstünlüğünü simgeleyen Hawaii takımadalarından Honolulu’daki deniz ve hava üssü Pearl Harbor’a baskın yapmıştır. ABD gibi askeri ve ekonomik gücü yüksek olan bir devlet ile SSCB gibi insan kaynakları ve coğrafyası çok geniş, iklimi sert olan bir devleti savaşa sürüklemek Almanya ve Japonya açısından savaşın seyrini değiştirmiştir.

Stalingrad Kuşatması (1942)

1943 yılında Alman kuvvetlerinin Stalingrad Kuşatması kırılmış, çok sayıda Alman askeri Sovyet ordusuna esir düşmüştür. Bu nedenle Alman kuvvetleri geri çekilmeye başlamıştır. Müttefik devletler, Kuzey Afrika’yı ele geçirdikten sonra İtalya’yı savaş dışı bırakmak amacıyla 10 Temmuz 1943’te Sicilya’ya çıkarma yapmış ve başarılı olmuştur. Başarısızlığa uğrayan Mussolini iktidardan düşmüş ve hapsedilmiştir. Ulusal Faşist Parti kapatılmış ve İtalya savaştan çekilmiştir.

Normandiya Çıkarması (6 Haziran 1944)

6 Haziran 1944’te ABD ve İngiliz kuvvetleri; Manş Denizi’ni geçerek Fransa’nın Normandiya sahiline çıkarma yapmıştır. Başarıyla gerçekleştirilen çıkarma harekatından sonra Müttefik orduları hızla ilerleyerek Fransa, Belçika ve Hollanda’yı Alman işgalinden kurtarmıştır. Almanya’nın doğusundan SSCB’nin, batısından da Amerikan ve İngiliz kuvvetlerinin saldırıları sonucu Müttefikler başkent Berlin’e kadar ilerlemiştir. Müttefik askerlerinin başkanlık binasına yaklaştıkları sırada Hitler, intihar ederek hayatına son vermiştir. Bunun üzerine 7 Mayıs 1945’te Alman delegeleri Reims kentinde, Almanya’nın kayıtsız şartsız teslim oluşunun belgesini imzalamıştır Böylece Avrupa’da II. Dünya Savaşı resmen sona ermiştir.

Hiroşima ve Nagazaki’ye Atom Bombalarının Atılması (1945)

Her ne kadar Avrupa’da savaş bitmiş olsa da Japonya ile savaş devam etmiştir. Potsdam Konferansı’nda SSCB, Japonya’ya karşı savaşmayı kabul etmiştir. Konferanstan sonra ABD ise, Japonya’yı kayıtsız şartsız teslim olmaya zorlamak için yeni geliştirdiği atom bombalarını atmayı kararlaştırmış ve 6 Ağustos’ta Hiroşima’ya, 9 Ağustos’ta Nagazaki’ye atom bombası atılıştır. 14 Ağustos 1945’te Japonya da kayıtsız şartsız teslim olmuştur.

Mihver Devletler ile ilgili gelişmeler;

  • 1919 ➡️Paris Barış Konferansı’nda savaşın bütün sorumluluğu Almanya’ya yüklendi.
  • 1922 ➡️İtalya’da Mussolini iktidara geldi.
  • 1929 ➡️ Dünya Ekonomik Bunalımı yaşandı ve parlamenter sistemler güç kaybetti. Faşist ve militarist partiler güç kazandı
  • 1933 ➡️Adolf Hitler, Nazi Partisi ile Almanya’da iktidar oldu.
  • 1939 ➡️Almanya’nın Polonya’yı işgali ile II. Dünya Savaşı başladı. İngiltere ve Fransa, Almanya’ya savaş ilan etti.

Müttefik Devletler ile ilgili gelişmeler;

  • 1940 ➡️ Fransa, Belçika, Norveç, Danimarka ve Hollanda, Almanya tarafından işgal edildi.
  • 1941 ➡️Barbarossa Operasyonu başlatıldı. SSCB topraklarının bir kısmı işgal edildi. Japonya, Pearl Harbor Baskını’nı düzenledi. ABD savaşa girdi ve Pasifik Savaşı başladı.
  • 1942 ➡️Stalingrad Kuşatması gerçekleştirildi.
  • 1943 ➡️Mussolini iktidardan düşürüldü.
  • 1944 ➡️Amerikan ve İngiliz kuvvetleri Fransa’nın Normandiya bölgesine çıkarma yaptı. Kısa sürede Fransa ve tüm Avrupa, Alman işgalinden kurtarıldı.
  • 1945 ➡️Hitler intihar etti ve Almanya teslim oldu. ABD, Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine atom bombası attı. Japonya teslim oldu ve Pasifik’te savaş sona erdi.

Birleşmiş Milletler Teşkilatının Kuruluşu (1 Ocak 1942)

I. Dünya Savaşı sonrasında barışı korumak ve sürdürmek amacı ile Millet Cemiyeti kurulmuştur. Fakat bu cemiyet büyük devletlerin baskısı altında kalmış, tarafsızlığını koruyamamış ve devletler arasındaki sorunları çözmede yetersiz kaldığı için II. Dünya Savaşı’nın çıkmasına engel olamamıştır. Kısacası Milletler Cemiyeti, amaçlarını gerçekleştirememiştir.

Savaş sırasında ABD ve İngiltere; 14 Ağustos 1941’de Atlantik Bildirisi’ni yayınlamıştır. Bu bildirideki hükümler sonradan Birleşmiş Milletler Antlaşması’na temel oluşturmuştur. Amerika’nın savaşa girmesi üzerine Almanya’ya karşı savaşa katılan 26 devletin imzasıyla 1 Ocak 1942’de Birleşmiş Milletler Bildirisi yayınlanmıştır. Bu bildiri ile 26 devlet, Atlantik Bildirisi’ndeki ilkeleri aynen kabul etmiştir. Böylece savaştan sonra kurulacak olan Birleşmiş Milletler Teşkilatının ilk adımı atılmıştır.

Atlantik Bildirisi;

  • Savaş sonunda toprak kazanımı olmayacaktır.
  • İlgili devlet ve ulusların onayı olmadan sınır değişikliği yapılmayacaktır.
  • Uluslar geleceklerini kendileri belirleyeceklerdir.
  • Uluslararası iş birliği kurulacaktır.
  • Doğal kaynak ve ham maddelerden tüm uluslar eşit şekilde yararlanacaktır.
  • Dünya halkları güvensizlik ve açlık tehlikesinden kurtarılacaktır.
  • Mihver Devletler (Almanya, Japonya ve İtalya) silahsızlandırılacak ayrıca savaştan sonra bütün devletleri içeren bir silahsızlanma projesi başlatılacaktır. Buna bağlı olarak genel güvenliği sağlayacak geniş ve sürekli bir sistemin kurulmasına çalışılacaktır.

    Şubat 1945’te Yalta Konferansı toplanmış ve Beş Büyükler’e (ABD, SSCB, İngiltere, Fransa ve Çin) Birleşmiş Milletler kararlarını veto etme hakkının tanınmasına karar verilmiştir. Aynı zamanda 1 Mart 1945’e kadar Mihver Grubu’na savaş ilan eden devletlerin de üyeliğe alınması kabul edilmiştir.

    Aynı yıl içerisinde Birleşmiş Milletleri resmen kurmak için San Francisco Konferansı toplanmıştır. Görüşmeler sonucunda genel kurulda devletlerin eşitliği, Güvenlik Konseyindeki büyük devletlerin üyeliklerinin sürekliliği ve bu devletlerin veto haklarının varlığı kabul edilmiştir. Konferans sonunda Birleşmiş Milletler Teşkilatı kurulmuştur. 19 Nisan 1946’da Milletler Cemiyeti yetkilerini Birleşmiş Milletler Teşkilatına devretmiştir.

    Bu yazıda bulunan terimler ayrıca anlatılmamıştır. Bu yazıdaki bir terimin ayrıca anlatılmasını istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından bize ulaşabilirsiniz.
    Sistememizde bu yazıda bahsi geçen kişilere ait bir biyografi bulunamamıştır.
    Benzer İçerikler
    I. Dünya Savaşı Sürecinde Osmanlı Devleti
    Tarih

    I. Dünya Savaşı Sürecinde Osmanlı Devleti

    İçeriğe Git>
    Osmanlı Devleti’ne Yönelik Tehditler
    Tarih

    Osmanlı Devleti’ne Yönelik Tehditler

    İçeriğe Git>
    İki Dünya Savaşı Arasındaki Dönemde Dünyada Meydana Gelen Siyasi ve Ekonomik Gelişmeler
    Tarih

    İki Dünya Savaşı Arasındaki Dönemde Dünyada Meydana Gelen Siyasi ve Ekonomik Gelişmeler

    İçeriğe Git>
    II. Dünya Savaşı Sonrası Oluşan Güç Dengeleri ve Türkiye
    Tarih

    II. Dünya Savaşı Sonrası Oluşan Güç Dengeleri ve Türkiye

    İçeriğe Git>
    I. Dünya Savaşı’nın Sonuçları
    Tarih

    I. Dünya Savaşı’nın Sonuçları

    İçeriğe Git>
    1990 Sonrası Orta Doğu’da Meydana Gelen Başlıca Gelişmeler
    Tarih

    1990 Sonrası Orta Doğu’da Meydana Gelen Başlıca Gelişmeler

    İçeriğe Git>
    Copyright © 2025 Bikifi
    Star Logo
    tiktok Logo
    Pinterest Logo
    Instagram Logo
    Twitter Logo