Jeopolitik, bir ülkenin sahip olduğu fiziki ve beşeri unsurlar ile dünya üzerindeki konumunun dış siyasetine etkisine denir. Jeopolitik konumda etkili olan unsurlar;
- Değişen unsurlar: Sosyal ve kültürel değerler, Ekonomik değerler, Politik değerler, Askeri değerler
- Değişmeyen unsurlar: Coğrafi Konum, Coğrafi Özellikler, Jeolojik ve jeomorfolojik özellikler, İklim
- Zaman
İklim, yeryüzü şekilleri, yer altı kaynakları gibi özellikler bir ülkenin sahip olduğu fiziki unsurları oluştururken nüfusu, ekonomik durumu, sosyal ve kültürel değerleri ise beşeri unsurlarını oluşturmaktadır. Jeopolitik konumu belirleyen beşeri özellikler değişebilir özellikte iken konum ve fiziki coğrafya özellikleri kısa sürede değişiklik göstermemektedir.
Türkiye, matematik konumu nedeniyle orta kuşakta yer almaktadır. Bu nedenle ılıman iklim kuşağında yer alır ve dört mevsim yaşanır. Yeryüzü şekillerinin kısa mesafelerde değişmesi de iklim çeşitliliğini oluşturmuştur. Çeşitli iklim tiplerinin görülmesi ile verimli ovalarda birbirinden farklı özellikte ürünler yetiştirilebilmektedir. Aynı zamanda iklim çeşitliliğine bağlı olarak turizm de gelişmiştir.
Türkiye, üç büyük kıtanın kesişim noktasındadır. Aynı zamanda İstanbul ve Çanakkale boğazlarına sahip olması ve üç tarafının denizle çevrili olması Türkiye’yi önemli bir ulaşım merkezi haline getirmiştir. Türkiye’nin petrol zengini Ortadoğu ülkelerine yakın olması nedeniyle petrollerin dünyaya en kısa güzergahtan ulaştırmak için Türkiye üzerinden petrol boru hatları veya Türk limanlarından dağıtım yapmak zorunda kalmışlardır. Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusu, askeri alandaki gücü ve gelişen ekonomisi jeopolitik konum özelliklerini oluşturan diğer unsurlardır.
Geçmişten Günümüze Türkiye’nin Jeopolitik Konumu
Türkiye, coğrafi konumu itibariyle siyasi, ekonomik ve kültürel yönden dünyanın en önemli ülkelerinden biridir. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Anadolu ise Asya ve Avrupa kıtalarının birbirine en çok yaklaştığı yerde bulunmaktadır. Etrafının deniz ve boğazlarla çevrili olması ve elverişli iklimi sayesinde Hitit, Pers, Helen, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi birçok köklü devlete ev sahipliği yapmıştır. Aynı zamanda Doğu ile Batı arasındaki ticaret yönünden en önemli güzergahları da barındırması nedeniyle Anadolu’nun jeopolitik açıdan önemi daha da artmıştır.
Fakat coğrafi keşiflerle birlikte Batılı devletlerin ticaret merkezlerine ulaşacak alternatif yolları bulmaları, Osmanlı Devleti’nin hakimiyetinde olan ticaret merkezlerinin jeopolitik önemini yitirmesine neden olmuştur.
Cumhuriyet Dönemi’nde Türkiye’nin jeopolitik önemi ise Osmanlı’nın son iki yüzyılına göre artmıştır. Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden sonra II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye’nin bu konumundan savaşan devletler yararlanmak istemiştir. Soğuk Savaş döneminden 1980’lere kadar genellikle durağan bir yapıdaki jeopolitik durum Orta Doğu, Balkanlar ve Kafkaslardaki siyasi, ekonomik gelişmeler sayesinde tekrardan canlanarak Türkiye’yi bölgenin jeopolitik merkezi konumuna getirmiştir. SSCB’nin, Varşova Paktı’nın dağılması Avrasya ekseninde Türkiye’nin jeopolitiğini öne çıkarmıştır.
Enerji üretiminde önemli yere sahip olan petrol ve doğal gazın büyük bir kısmı, Türkiye’nin komşusu olan Hazar Bölgesi’nde ve Orta Doğu ülkelerinde üretilmektedir. Bu enerji kaynaklarını yoğun bir şekilde tüketen Avrupa ülkeleri de Türkiye’nin diğer komşularını oluşturur. Türkiye’nin konumu enerji kaynaklarının nakledilmesinde Türkiye’yi önemli bir ulaşım kavşağı haline getirmektedir.
Türkiye, sahip olduğu boğazlar vasıtasıyla Karadeniz’den Akdeniz’e doğru yapılan ticarette kilit bir noktada bulunmaktadır. Önemli doğal gaz üreticilerinden olan Rusya da bu kaynakların büyük bir bölümünü Türkiye üzerinden dış pazara göndermektedir. Askeri açıdan güçlü olan Türkiye bölgesel barışı ve güvenliği sağlamak amacıyla BM ve NATO gibi örgütlere de üyedir.
Kıbrıs Adası’nın ve Boğazların Türkiye’nin Jeopolitik Konumuna Etkisi
Kıbrıs; Akdeniz’in Sicilya ve Sardunya adalarından sonra üçüncü büyük adasıdır. Anadolu, Mezopotamya ve Ege uygarlıklarının sahası içerisinde yer alan Kıbrıs, coğrafi konumu nedeniyle siyasi bir önem arz etmiştir. Günümüzde ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yer almaktadır. Kıbrıs’ın Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının arasında bulunması adanın jeopolitik ve stratejik önemini korumasını sağlamıştır. Kıbrıs, Türkiye’nin güney kıyıları ile Suriye, Mısır, İsrail ve Süveyş Kanalı’na kadar olan alandaki su yollarının kontrol noktasında yer almaktadır.
Kıbrıs, askeri müdahale gerektiren durumlarda Türkiye’nin hava üssü olarak kullanabileceği bir noktadır. Bu nedenle Türkiye’nin milli güvenliği açısından büyük önem taşır. Aynı zamanda Kıbrıs, İskenderun ve Mersin limanlarının güvenliği ile Akdeniz ve Orta Doğu’daki ticari faaliyetler yönünden de kilit bir noktadadır.
İstanbul ve Çanakkale boğazları da Türkiye’nin jeopolitik konumunu etkileyen bir diğer unsurdur. Boğazların hakimiyeti İstanbul’un Fethi’yle Osmanlı’ya geçmiştir ve Lozan Antlaşması’na kadar Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır. Lozan Antlaşması’yla Türkiye’nin boğazlar üzerindeki söz hakkı kısıtlanmış ancak daha sonra imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’yle boğazlar tekrar Türkiye Cumhuriyeti yönetimine geçmiştir. Boğazlar, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin deniz ticaretinde kullandıkları en önemli deniz yolları arasındadır. Bu yüzden stratejik bir öneme sahiptir. İstanbul Boğazı deniz ulaşımında olduğu gibi günümüzde üzerine inşa edilen köprüler sayesinde Avrupa ve Asya arasındaki transit kara yolu ticaretinde de önem arz etmektedir.
Türkiye’nin Jeopolitik Konumunun Bölgesel Etkileri
Türkiye; Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarının birbirlerine en fazla yaklaştığı noktada yer almaktadır. Bu durum sadece fiziki olarak değil, beşeri olarak da önemli bir konuma sahip olduğu göstermektedir. Türkiye konumu itibariyle de hem eski kültürlere komşu olmuş hem de bu kültürler ve ülkeler arasında köprü olmuştur.
Türkiye bölgesel ölçekte ise Orta Doğu ülkeleri olan Suriye, Irak, İran; Kafkas ülkeleri olan Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan; Balkan ülkeleri olan Bulgaristan, Yunanistan ile komşudur. Türkiye’nin yakın çevresinde yer alan Orta Doğu, Kafkasya, Doğu Avrupa gibi bölgelerde Türkiye’nin dahil olmadığı hiçbir uluslararası iş birliği çalışması ve örgütü düşünülemez.
⭐Türkiye’nin sahip olduğu jeopolitik konumun önemini artıran unsurlar;
- Karadeniz Havzası, Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu ve Orta Asya’nın oluşturduğu coğrafyanın merkezinde yer alması,
- Üç tarafı denizlerle çevrili olması ve İstanbul ile Çanakkale boğazlarına sahip olması,
- Dünyanın önemli petrol ve doğal gaz rezervlerinin olduğu Orta Doğu ve Hazar Havzası ile komşu olması,
- BM, NATO, Avrupa Konseyi, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, G – 20, İslam işbirliği Teşkilatı gibi kuruluşlara üye olması,
- Türkiye’nin yakın coğrafyasına göre önemli miktarda genç nüfusa sahip olması,
Ulaşım Merkezi Türkiye
Ulaşım; ekonomik, sosyal, k ültürel, askeri ve siyasi bakımdan önemi giderek artan unsurdur. Bir ülkenin coğrafi ve jeopolitik özellikleri ulaşımı çeşitlendirmektedir. Türkiye; Asya, Avrupa ve Afrika’yı birbirine bağladığı için dünyanın en önemli ulaşım merkezlerinden biridir. Boğazlar; Karadeniz ve Akdeniz’i, Avrupa ve Asya’yı da birbirine bağlamaktadır.
Türkiye’nin Akdeniz’e kıyısı olduğu için Süveyş Kanalı yoluyla Hint Okyanusu’na; Cebelitarık Boğazı’yla da Atlas Okyanusu’na doğrudan bağlanabilmektedir. Türkiye sahip olduğu otoyol ve demir yolu şebekeleriyle de Avrupa, Asya ve Afrika ülkeleri arasında iyi bir kara ulaşımı sağlanmaktadır. Türkiye, boru hatları vasıtasıyla Asya’daki enerji kaynaklarını Avrupa’ya ulaştırmaktadır.
Türkiye, İpek Yolu’nun tekrar canlandırılması için Çin’den başlayarak Anadolu üzerinden Avrupa’ya ulaşacak Demir İpek Yolu Projesi geliştirilmiştir. Bu proje sayesinde Avrasya ülkeleri arasında ekonomik, ticari, kültürel ve siyasi ilişkilerin geliştirilmesi, bölgesel bütünleşme ile barış ve istikrarın sağlanması öngörülmektedir.
Türkiye hava taşımacılığı açısından da merkezi bir noktada bulunması ve yapılacak olan projeler ekonomik anlamda katkı sağlayacaktır. Özellikle son dönemde gerek bölgesel gerekse de küresel ölçekte ulaşım ile ilgili yapılan atılımlar Türkiye’nin jeopolitik önemini daha da artırmıştır.
⭐Türkiye’nin Sahip Olduğu Jeopolitik Konumu Daha Avantajlı Hale Getirmiş Ve Getirecek Çalışmalar;
- Karadeniz ile Akdeniz arasındaki bağlantıyı sağlayan İstanbul Boğazı’na alternatif olup uluslararası ticari hacmi artıracak ve deniz trafiğini rahatlatacak olan “Kanal İstanbul Projesi”
- İstanbul’da inşası süren ve bitmesiyle İstanbul’un stratejik önemini artıracak olup Çin, Afrika ve Avrupa arasında hava trafiğinin önemli bir kısmını sağlaması beklenen “3. Hava Limanı Projesi”
- Dünyanın en büyük asma köprülerinden biri olacak ve Avrupa’dan ülkemize gelen ve Ege’ye, Batı Akdeniz’e hatta Batı İç Anadolu’ya inen bütün yük hareketinin Çanakkale üzerinden yapılmasıyla ekonomik anlamda önemli gelişmeler sağlayacak olan “1915 Çanakkale Köprüsü Projesi”
- Bölgesel ve küresel ölçekte öneme sahip İstanbul ve İzmir şehirlerinin arasındaki yolu 3,5 saate indirecek olan “Osman Gazi Köprüsü” ve “Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Projesi”.
- Tarihi İpek Yolu’nu demir yoluyla hayata geçirecek; Çin’den Avrupa’ya kadar uzanan, önemli bir bölümünün de Türkiye’den geçtiği demir yolu bağlantısını kuran “Demir İpek Yolu Projesi”
- Daha önceden var olan “Bakü-Tiflis-Ceyhan Ana İhraç Ham Petrol Boru Hattı (BTC)” nın yanı sıra Azerbaycan’ın Hazar Gölü’ndeki Şah Deniz 2 Gaz Sahası ve Hazar Gölü’nün güneyindeki diğer sahalarda üretilen doğal gazın öncelikle Türkiye’ye, ardından Avrupa’ya taşınmasını sağlayacak olan “Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP)“
Türk Kültürü Havzası
Türk kültürü; kaynağını Orta Asya’dan almaktadır. Sibirya’dan Afrika’ya, oradan da Balkanlar’a kadar uzanan Türk kültürü geniş bir sahada etkili olmuştur. Türk kültürünün şekillenmesinde coğrafi faktörler etkili olmuştur. Fakat göçler ile farklı coğrafyaya taşınan bu kültür benliğini her zaman korumuştur.
Yüzyıllar geçmiş olsa da aynı kültürün izlerini görmek mümkündür. Örneğin, Orta Asya’da kopuz çalınırken Anadolu’da bağlama çalınması, Orta Asya’da ve Anadolu’nun halı ve kilim dokumacılığının yaygın olması, benzer yemeklerin yapılması tarihi ve kültürel bağların geniş bir coğrafyaya yansıması olarak kabul edilmektedir.
Türk kültürü, Türklerin İslamiyet’i kabul etmesiyle birlikte çok daha geniş alanlara yayılma fırsatı bulmuştur. Günümüzde Türk kültür havzası Balkanlar, Kafkasya, Türkistan, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerini kapsayacak şekilde genişlemiştir.
⭐Günümüzde Türk kültür havzası içinde yer alan devletler;
- Türkiye,
- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti,
- Azerbaycan,
- Özbekistan,
- Türkmenistan,
- Kazakistan,
- Kırgızistan
Günümüzde Türk kültür havzası içindeki alanlarda birçok özerk topluluk da bulunmaktadır. Türk kültür havzasının en önemli alanlarından biri olan Orta Asya’da günümüzde Doğu Türkistan gibi özerk yapılanmalara sahip topluluklar da bulunmaktadır. Türk kültür havzası içinde yer alan diğer bir bölge olan Kafkasya’da hem Türk hem de Müslüman olan çeşitli toplumlar bulunmaktadır. Kafkasya bölgesinde yaşayan toplumlara Azerbaycan, Dağıstan ve Çeçen halkları örnek gösterilebilir.
Türkiye’nin Avrupa Kıtası’nda yer alan Trakya bölgesinden başlayan Balkanlar bölgesi Türk kültürüne ait izlerin yaygın olarak görülebileceği bölgelerdendir. Balkanlar yaklaşık yarım asır boyunca Osmanlı imparatorluğunun hüküm sürdüğü bir coğrafya olması nedeniyle bu bölgede Türk kültürünün izleri belirgin olarak görülmektedir.
Türk kültürüne ait izlerin yaygın olarak görüldüğü bölgelerden biri olan Kuzey Afrika, uzun yıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyetinde kalmıştır. Bu nedenle çok uzun süre boyunca Türk kültürünün egemen olduğu bu bölgede Türk kültürüne ait izlere Mısır’dan Fas’a kadar pek çok ülkede rastlanılmaktadır.