II. Dünya Savaşı’nın Nedenleri
II. Dünya Savaşı; dünyadaki mevcut durumdan memnun olmayan ve değiştirmek isteyen Mihver Devletler ile Müttefik Devletler arasındaki savaş ile çıkmıştır. Mihver Devletler; Almanya, İtalya ve Japonya iken Müttefik Devletler ise İngiltere, Fransa, ABD ve SSCB’den oluşmuştur.
I. Dünya Savaşı’ndan sonra imzalanan Versay Antlaşması ile Avrupa; Almanya’nın gücünü sınırlandırdıklarını ve barışı bir daha bozamayacaklarını düşünmüşlerdir. Fakat diğer devletlerin yaşadığı anlaşmazlıklar Versay Antlaşması ile kurulan sistemi zayıflatmıştır. Bu sistemi yıkan esas gelişme ise; Almanya’da 1933’te iktidara Nazi Partisinin ve Adolf Hitler’in gelmesi olmuştur.
Almanya siyasi, askeri ve ekonomik sınırlamalar getiren Versay Antlaşması’nın getirdiği zorlukları aşmış ve ikinci aşamaya geçmiştir. Alman ırkını tek bir bayrak altında toplama hedefi koymuşlar ve buna yönelik ilk adımları Avusturya’yı ilhak etmek olmuştur. Üçüncü aşamada ise Alman ırkının ihtiyaçlarının karşılanabilmesi içi “Hayat Sahası”nın ele geçirilmesi için hareket etmişlerdir. Bu gelişmeler Fransa, İngiltere ve ABD’yi rahatsız etmiştir.
I. Dünya Savaşı’ndan istediklerini elde edemeyen İtalya’da, 1922’de Mussolini iktidara gelmiş ve aşırı milliyetçilik esasına dayalı bir yönetim kurmuştur. İtalyanlar Roma İmparatorluğu’nu yeniden kurmak hevesine kapılmışlardır. Bu durum Almanya ile İtalya’nın iş birliğine yol açmıştır.
Japonya 1920’li ve 1930’lu yıllarda Uzak Doğu’nun en güçlü devleti haline gelmiştir. Doğal kaynaklar açısından zengin olan Mançurya ve Çin’e egemen olup Asya içlerine kadar yayılmak istemişlerdir. Bu durum o bölgelerde emelleri olan ABD ve SSCB’yi rahatsız etmiştir. Japonya, Almanya ile 25 Kasım 1936’da Anti-Komintern Paktı’nı imzalayarak komünizme karşı ülkelerinde sert tedbirler almayı kararlaştırmışlardır. Bu oluşuma 6 Kasım 1937’de İtalya da katılmış ve Berlin-Roma-Tokyo Mihveri kurulmuştur.
Bu durum İngiltere, Fransa ve Rusya’nın çıkarlarını tehlikeye düşürmüştür. Bu nedenle İngiltere, Fransa ve Rusya ittifak yapmak zorunda kalmıştır. Bunların yanında ABD de Anti-Komintern Pakta karşı Avrupa’nın bu güçlü devletlerinin işbirliğini gerekli görmüştür. Sovyetler Birliği’ni ise Uzak Doğu’da Asya’ya göz diken Japonya ile mücadele ederken Avrupa’da da Almanya’nın güçlenmesi, Hitler’in antikomünist söylemleri ve Nazi rejimi rahatsız etmiştir.
II. Dünya Savaşı’nın Başlaması ve Savaşın Seyrini Değiştiren Olaylar
II. Dünya Savaşı; 1 Eylül 1939’da Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesi ile başlamıştır. İngiltere ve Fransa daha önce Polonya’ya garanti vermeleri nedeni ile Almanya’ya savaş ilan etmiştir.
⭐ II. Dünya Savaşı süreci üç başlık altında ele alınmaktadır;
- 1939-1941 yılları arasında Avrupa’da askeri açıdan Alman üst ünlüğü kesin olarak kurulmuştur. “Yıldırım Harbi” yapan Almanya, kısa süre içinde Polonya, Hollanda ve Belçika ve ardından Fransa’yı işgal etmiştir. Avrupa’da Türkiye, İngiltere ve SSCB dışında Almanya ve İtalya’nın egemenliğine girmemiş ülke kalmamıştır.
- 1941’de Almanya’nın İngiltere’ye karşı düzenlediği hava saldırıları başarısız olmuş ve Almanya yön değiştirerek SSCB’ye saldırmıştır. Uzak Doğu’da ise Japonya kendisine petrol ambargosu koyan ABD’ye karşı harekete geçmiştir. Japonya 7 Aralık 1941’de ABD’nin Pasifik üstünlüğünü simgeleyen Hawaii takımadalarından Honolulu’daki deniz ve hava üssü Pearl Harbor’a baskın yapmıştır. ABD gibi askeri ve ekonomik gücü yüksek olan bir devlet ile SSCB gibi insan kaynakları ve coğrafyası çok geniş, iklimi sert olan bir devleti savaşa sürüklemek Almanya ve Japonya açısından savaşın seyrini değiştirmiştir.
- 1943 yılında Alman kuvvetlerinin Stalingrad Kuşatması kırılmış, çok sayıda Alman askeri Sovyet ordusuna esir düşmüştür. Bu nedenle Alman kuvvetleri geri çekilmeye başlamıştır. Müttefik devletler, Kuzey Afrika’yı ele geçirdikten sonra İtalya’yı savaş dışı bırakmak amacıyla 10 Temmuz 1943’te Sicilya’ya çıkarma yapmış ve başarılı olmuştur. Başarısızlığa uğrayan Mussolini iktidardan düşmüş ve hapsedilmiştir. Ulusal Faşist Parti kapatılmış ve İtalya savaştan çekilmiştir. 6 Haziran 1944’te ABD ve İngiliz kuvvetleri; Manş Denizi’ni geçerek Fransa’nın Normandiya sahiline çıkarma yapmıştır. Başarıyla gerçekleştirilen çıkarma harekatından sonra Müttefik orduları hızla ilerleyerek Fransa, Belçika ve Hollanda’yı Alman işgalinden kurtarmıştır. Almanya’nın doğusundan SSCB’nin, batısından da Amerikan ve İngiliz kuvvetlerinin saldırıları sonucu Müttefikler başkent Berlin’e kadar ilerlemiştir. Müttefik askerlerinin başkanlık binasına yaklaştıkları sırada Hitler, intihar ederek hayatına son vermiştir. Bunun üzerine 7 Mayıs 1945’te Alman delegeleri Reims kentinde, Almanya’nın kayıtsız şartsız teslim oluşunun belgesini imzalamıştır Böylece Avrupa’da II. Dünya Savaşı resmen sona ermiştir.
Her ne kadar Avrupa’da savaş bitmiş olsa da Japonya ile savaş devam etmiştir. Potsdam Konferansı’nda SSCB, Japonya’ya karşı savaşmayı kabul etmiştir. Konferanstan sonra ABD ise, Japonya’yı kayıtsız şartsız teslim olmaya zorlamak için yeni geliştirdiği atom bombalarını atmayı kararlaştırmış ve 6 Ağustos’ta Hiroşima’ya, 9 Ağustos’ta Nagazaki’ye atom bombası atılıştır. 14 Ağustos 1945’te Japonya da kayıtsız şartsız teslim olmuştur.
Birleşmiş Milletler Teşkilatının Kuruluşu
I. Dünya Savaşı sonrasında barışı korumak ve sürdürmek amacı ile Millet Cemiyeti kurulmuştur. Fakat bu cemiyet büyük devletlerin baskısı altında kalmış, tarafsızlığını koruyamamış ve devletler arasındaki sorunları çözmede yetersiz kaldığı için II. Dünya Savaşı’nın çıkmasına engel olamamıştır. Kısacası Milletler Cemiyeti, amaçlarını gerçekleştirememiştir.
Savaş sırasında ABD ve İngiltere; 14 Ağustos 1941’de Atlantik Bildirisi’ni yayınlamıştır. Bu bildirideki hükümler sonradan Birleşmiş Milletler Antlaşması’na temel oluşturmuştur. Amerika’nın savaşa girmesi üzerine Almanya’ya karşı savaşa katılan 26 devletin imzasıyla 1 Ocak 1942’de Birleşmiş Milletler Bildirisi yayınlanmıştır. Bu bildiri ile 26 devlet, Atlantik Bildirisi’ndeki ilkeleri aynen kabul etmiştir. Böylece savaştan sonra kurulacak olan Birleşmiş Milletler Teşkilatının ilk adımı atılmıştır.
Şubat 1945’te Yalta Konferansı toplanmış ve Beş Büyükler’e (ABD, SSCB, İngiltere, Fransa ve Çin) Birleşmiş Milletler kararlarını veto etme hakkının tanınmasına karar verilmiştir. Aynı zamanda 1 Mart 1945’e kadar Mihver Grubu’na savaş ilan eden devletlerin de üyeliğe alınması kabul edilmiştir.
Aynı yıl içerisinde Birleşmiş Milletleri resmen kurmak için San Francisco Konferansı toplanmıştır. Görüşmeler sonucunda genel kurulda devletlerin eşitliği, Güvenlik Konseyindeki büyük devletlerin üyeliklerinin sürekliliği ve bu devletlerin veto haklarının varlığı kabul edilmiştir. Konferans sonunda Birleşmiş Milletler Teşkilatı kurulmuştur. 19 Nisan 1946’da Milletler Cemiyeti yetkilerini Birleşmiş Milletler Teşkilatına devretmiştir.