Eski Çağ’da Yönetenler ve Savaşanlar

📅 11 Aralık 2024|11 Aralık 2024
Güncel
Eski Çağ’da Yönetenler ve Savaşanlar

Konu Özeti

İlk çağ medeniyetlerinin değişik yönetim ve ordu anlayışları bulunmaktadır. Kimilerinin yönetim anlayışı güçlü iken kimilerinin ise ordu anlayışları güçlüdür.

Bu konuda
  • İlk çağ medeniyetlerini ve özelliklerini
  • İlk çağ medeniyetlerinin yönetim anlayışlarını
  • İlk çağ medeniyetlerinin ordu anlayışlarını
öğreneceksiniz.
Reklamsız Bikifi Mobil Uygulaması!

İlk Çağ’daki Medeniyetler

Medeniyet; bir toplumun belirli bir dönemdeki kültürü ve yaşam tarzı olarak tanımlanmıştır. Benzer medeniyet özelliklerinin görüldüğü bölgeye ise “medeniyet havzası” denir.

İran Medeniyeti

  • İran’da kurulmuştur.
  • İki uygarlık devlet kurmuştur: Medler ve Persler
  • Geniş topraklara sahip Persler, satraplık denilen eyalet sistemini oluşturmuşlardır. Eyalet yöneticileri satraplar merkezden atanmıştır.
  • Persler, gelişmiş bir posta teşkilatı kurmuşlardır. Tarihte bilinen ilk posta teşkilatıdır.
  • Sardes’ten başlayan ve başkentleri Sus’a kadar uzanan Kral Yolu’nu yapmışlardır. Dolayısıyla gelişmiş bir ticaretleri vardır.
  • Zerdüştlük dinini benimsemişlerdir. İyilik ve kötülüğün mücadelesi anlayışını benimsemişlerdir. Tapınaklarına “ateşgede” adı verilmiştir.
  • Persler sanat anlayışında “Pers üslubu” adı verilen bir sanat oluşturmuşlardır. Büyük kayaları oyarak mezarlar yapmış ve bunları kabartmalarla süslemişlerdir.
  • Büyük İskender son vermiştir.

Hint Medeniyeti

  • İndus ve Ganj Nehir’leri boylarında ortaya çıkmıştır. Doğal kaynakları ve iklim yönünden oldukça elverişli topraklara sahiptirler. Bu nedenle sık sık istilaya uğramışlar ve özgün bir uygarlık kuramamışlardır.
  • Kast sistemini geliştirmişlerdir.
    • Kast sistemi= Mesleklerin babadan oğula geçtiği ve aynı geleneklere bağlı bulunan çeşitli sosyal sınıflardan oluşan sistemdir. Kast sistemi İlk Çağ’da görülen en katı sosyal tabakalaşmadır.
  • Hint medeniyetinde, matematikçiler sıfırı ilk defa kullanmıştır.
  • Sayı sistemindeki gelişme aritmetiğin gelişim hızını etkilemiştir.
  • Hindistan’dan başlayıp Akdeniz’e kadar devam eden Baharat Yolunda ticaret faaliyetlerinde bulunmuşlardır.
  • Sanskritçe denilen bir dil ve İndus yazısını kullanmışlardır.
  • Hinduizm ve Brahmanizm’den başka Hindistan’da Taoizm, Konfüçyüsçülük, Maniheizm dinleri varlık göstermiştir.
  • Hindistan’la ilgili ilk bilgiler Veda adı verilen metinlerde görülür.

Hindistan’da güçlü bir devlet, önemli bir medeniyet ve bir millet anlayışı oluşmamasının sebepleri;

  1. Çok değişik din, dil, ırk, mezhep vs.’den insanların bulunması,
  2. İklimin çok sıcak olması,
  3. Kast sistemi

Çin Medeniyeti

  • Sarı Irmak boylarında kurulmuşlardır.
  • Yerleşik yaşam uygarlığının ilk önemli temsilcileridir.
  • Çin uygarlığının oluşmasında Türk, Moğol ve Tibet uygarlıkları katkı sağlamıştır.
  • Çin’de hanedanlıklar ülke yönetiminde etkili olmuştur.
  • Çin’de en yaygın dinler Konfüçyanizm, Taoizm ve Budizm’dir.
  • Mürekkep, kağıt, barut, pusula ve matbaayı ilk defa Çin Uygarlığında ortaya çıkmıştır.Bu durum Çinlilerin kültürel alanda ilerlediklerini gösterir.
  • Galileo’dan önce güneş lekeleri konusunda bilgi vermişlerdir.
  • Günümüzde de kullanılan geleneksel tıbbın tedavi yöntemleri olan masaj ve akupunkturu kullanmışlardır.
  • İpek Yolu’nu oldukça kullanmışlar hatta hakim olabilmek adına Türklerle mücadele etmişlerdir.
  • Türk akınlarından kurtulmak için Dünyanın 7 harikasından biri olan Çin Seddi‘yi yapmışlardır.
  • Çin’de iki türlü mimari gelişmiştir.: Askeri mimari (Çin şeddi) ve Dini mimari (Budist tapınakları).
  • Çin’de resim, kumaş işleme, porselen imalatı, heykelcilik, çinicilik gibi zanaat ve sanat dalları gelişmiştir.
  • Budizm, resim ve heykelciliğin gelişiminde etkili olmuştur.
  • Çin’de tarih yazıcılığı gelişmiştir. Türkler hakkında ilk bil­giler Çin kaynaklarında mevcuttur.

Mezopotamya Medeniyetleri

  • Mezopotamya, Orta Doğu’da Fırat ve Dicle Nehirlerinin arasındaki bölgeye denir. Bereketli Hilal adı da verilmektedir.
  • Mezopotamya birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir coğrafyadır. Göç yolları üzerinde bulunması, iklimin uygun, topraklarının verimli, sulama olanaklarının gelişmiş olması etkenleridir.
  • Ulaşım, mimarlık, madencilik, çömlekçilik, dokumacılık, çiftçilik ve kanal yapımında gelişmişlerdir.
  • Mezopotamya medeniyetleri aritmetik işlemlerde çarpım tablosunu kullanmış ve dört işlem yapmıştır.
  • Alan ölçümleri ve su kanalları açmak için geometriden yararlanmışlardır.
  • Dairenin alanı ve silindirin hacmini bulmuş ve “pi” sayısı için 3,125 değerini belirlemişlerdir.
  • Çemberi 360 dereceye bölmüşlerdir.
  • Mezopotamya’da astronomi gelişmiş, Ay ve Güneş tutulmaları hesaplanmış ve takvim yapılmıştır.
  • Mezopotamya’nın siyasi tarihi Sümerler ile başlar.

📚 EK BİLGİ: Mezopotamya uygarlıklarını “ASABE” olarak kodlayabilirsiniz. (Asur, Sümer, Akad, Babil ve Elam)

Sümerler

  • Mezopotamya’da siyasi tarih Sümerler ile başlamıştır.
  • Sümerler, ilk siyasi örgütlenme olan şehir devletleri şeklinde yaşamışlardır. Bu şehir devletlerine “site” adı verilmiştir. En önemli şehirleri Ur, Uruk, Lagaş şehirleridir.
  • Şehir devletlerinin başında dini ve siyasi gücü olan “patesi ya da ensi” adı verilen krallar vardır. Rahip-krallar tarafından yönetilmişlerdir.
  • Çok tanrılı inançları vardır.
  • Sümerler, tanrılarının yüksekte olduğunu düşündüklerinden tapınak olarak Ziggurat adı verilen yüksek kuleler yapmışlardır. Bu tapınakların en üst katından tanrılarını gözlemlemişler; böylece ilk astronomi çalışmalarını başlatmışlardır.
  • M.Ö. 3000 yılında çivi yazısını bulmuşlardır.
  • Dünyadaki ilk yazılı hukuk kuralları diyebileceğimiz yasaları Lagaş Kralı Urgakina yapmıştır. Sümer yasalarında maddi cezalar ağırlıklıdır. Fidye esası vardır.
  • Gılgamış, Yaradılış ve Tufan destanları oluşturulmuştur.
  • Sümerlerde bilim gelişmiştir. Özellikle Matematik, Astronomi, Geometri gibi bilimler gelişmiştir.
  • Ay ve Güneş tutulmalarını hesaplamış; Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn gibi gezegenleri tespit etmişlerdir.
  • Takvimlerini ay yılı esasına göre hazırlayan Sümerler, bir yılın uzunluğunu sadece 4,5 dakikalık hata ile hesaplamışlardır.
  • Sümer şehir devletlerinin siyasi varlıklarına Akadlar son vermiştir.

Babiller

  • Mutlak krallığın ilk önemli temsilcileridir.
  • Samiler tarafından Başkenti Babil olmak üzere kurulmuştur.
  • En önemli kralları Hammurabi’dir. Kral Hammurabi dine dayalı devlet anlayışı yerine, gücünü ordudan alan mutlak krallık anlayışını getirmiştir. Rahip-kral özelliğine son vermiştir.
  • Hammurabi kanunları ilk anayasa niteliğindeki kanunlardır. Daha serttir ve kısasa dayalıdır. Ceza, mülkiyet, ticaret alanlarında döneminin en gelişmiş kanunlarını yapmıştır.
  • Mimaride gelişmişler, Babil Kulesi ve Babil’in Asma Bahçeleri gibi eserler inşa etmişlerdir.
  • Hammurabi’den sonraki süreçte devlet zayıflamış ve Hititler bu devlete son vermiştir. Fakat Babiller, II. Babil ile ikinci kez devlet kurmuşlardır. Yahudiler, II. Babil devleti zamanında sürgün edilmiştir. Bu devlete Persler son vermiştir.

Asurlular

  • Merkezleri Ninova’dır.
  • Dünyadaki ilk kütüphane Ninova’da Asurlar tarafından kurulmuştur.
  • Asurlular, toprakları tarıma elverişli olmadığı için hayvancılık ve ticaretle uğraşmışlardır.
  • Sard’dan başlayıp Ninova’ya kadar uzanan Kral Yolu’nu çokça kullanmışlardır.
  • İlk sömürge imparatorluğudur.
  • Anadolu ve pek çok yere ticari koloniler kurmuşlardır.
  • Bu koloniler aracılığıyla Anadolu’ya  yazıyı taşımışlardır. Anadolu’daki ilk yazılı kaynaklar Asur tüccarlarının bıraktıkları Kültepe tabletleridir. Böylece Anadolu’da tarihi çağları başlatmışlardır.
  • Çok tanrılı dine inanmışlardır.

Akadlar

  • Akade adlı başkentleri vardır. Kral Sargon tarafından kurulmuş devlettir.
  • Akadlar tarihte bilinen ilk imparatorluk ve düzenli orduyu kurmuşlardır.
  • Tarım gelişmiştir. Su kanalları yapmışlardır.
  • Zafer anıtı ve Agade tapınakları mimari eserleridir.
  • Savaşçı bir toplum olarak Mezopotamya’da ön plana çıkmışlardır.

Elamlılar

  • Sümer ülkesini istila etmişlerdir.
  • Sami kökenlidirler.
  • Başkentleri Sus’tur.
  • Sümer kültürünü devam ettirmişlerdir.
  • Madencilik, çömlek yapımı ile seramik sanatında ilerlemişlerdir.
  • Mezopotamya’nın en güçsüz devletidir.
  • Asurlular tarafından yıkılmışlardır.

Avrupa Medeniyetleri

Yunan Medeniyeti

  • Dorlar tarafından Yunanistan ve Ege adalarında kurulmuştur.
  • Polis” denilen şehir devletleri halinde örgütlenmişlerdir. En önemli polisler; Atina, Korint, Sparta, Larissa’dır. Polislerin başında “Tiran” denilen krallar vardır.
  • Denizcilikte ilerlemişler ve Ege, Karadeniz ve Akdeniz’de kolonicilik faaliyetlerinde bulunmuşlardır.
  • Yunan uygarlığı, Helenistik kültürün en önemli temsilcisi olmuştur.
  • Roma uygarlığının temellerini atmışlardır.
  • Dünyada ilk defa demokratik yönetim Örneği Yunan Uygarlığında görülmüştür.
  • Sınıflar arası mücadeleler yaşanmış ve bunları sona erdirmek için hukuki düzenlemeler yapmışlardır. Bunlardan Drakon KanunlarıSolon KanunlarıKleistenes Kanunları en önemlileridir.
  • Başta Zeus olmak üzere Olimpos dağında oturan tanrıları adına düzenledikleri yarışmalar olimpiyatların temelini oluşturmuştur.
  • Felsefede Aristo, Eflatun, edebiyatta Homeros (İlyada ve Odisse), tarihte Tukitides önemli bilim adamlarıdır.
  • Alfabe ve takvime katkıda bulunmuşlardır.
  • Yunan Uygarlığı çok tanrılı bir dine sahiptir.
  • Yunanlılarda mimari ve heykel sanatı gelişmiştir.

Romalılar

  • MÖ 753 yılında İtalya’da temelleri atılan Roma Krallığı, MÖ 509 yılında bir ihtilalle cumhuriyete dönüşmüştür.
  • Bu dönemde yayılmacı bir politika izleyen Roma, dönemin en güçlü ordusunu kurmuştur.
  • Roma’da Cumhuriyet Dönemi, MÖ 27’de sona ermiş ve İmparatorluk Dönemi başlamıştır.
  • Bu iki dönemde Roma, sınırlarını genişleterek eyaletlerden oluşan küresel bir devlet haline gelmiştir.
  • Sahip olduğu geniş topraklarla bağlantısını güçlü tutmak amacıyla iyi organize edilmiş yollar inşa etmiştir.
  • Roma Devleti, Kavimler Göçü’nün de etkisiyle Doğu ve Batı Roma olarak ikiye ayrılmıştır.
  • Batı Roma, Vizigot ve Vandal saldırıları sonucu zayıflayarak 476 yılında yıkılırken, Doğu Roma (Bizans İmparatorluğu) Fatih Sultan Mehmet’in 1453’te İstanbul’u fethetmesiyle sona ermiştir.

Makedonlar

  • MÖ 12. yüzyılda Dor göçleri ile temelleri atılan Makedon Devleti, II. Philip (Filip) döneminde güçlü bir ordu kurarak Yunanistan’ın büyük bir kısmını ele geçirmiştir.
  • Philip’in ölümünden sonra isyanlar çıkmış, ancak oğlu Büyük İskender (Alexander) MÖ 4. yüzyılda Yunan şehir devletlerinde yeniden düzeni sağlamıştır.
  • İskender, doğuya doğru ilerleyerek Pers İmparatorluğu’na son vermiş, Asya’nın güneyindeki İndus Vadisi’ne ve Afrika’da Mısır’a kadar olan toprakları fethetmiştir.
  • Doğu ve Batı kültürlerini birleştirerek bir sentez kültür oluşturmuştur.
  • İskender’in ölümünden sonra, Diadohlar olarak bilinen komutanlar Makedon topraklarını bölüşmüş ve Makedon Devleti zamanla Roma hakimiyetine girmiştir.

Anadolu Medeniyetleri

Anadolu; coğrafi konumu, uygun iklimi, verimli toprakları, ulaşım yollarının üzerinde bulunması nedeniyle tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Anadolu geçiş bölgesi niteliğinde olduğu için birçok medeniyetten de etkilenmiştir.

Anadolu’nun tarihi Yontma Taş devrine kadar uzanmaktadır. Tarih öncesi dönemleri aydınlatan birçok eser Anadolu’da bulunmaktadır. Örneğin Yontma Taş dönemini aydınlatan ilk kalıntılar Antalya’da Karain ve Beldibi mağa­ralarında bulunmuştur. Aynı zamanda yine Cilalı Taş dönemini aydınlatan eserlere ise Konya-Çatalhöyük, Burdur-Hacılar’da rastlanmıştır. Anadolu’nun en önemli yerleşim yerleri olarak Kayseri-Kültepe, Çanakkale-Truva, Yozgat-Alişar sayılmaktadır.

Anadolu’da ilk siyasi yapıyı Hattiler kurmuştur. Daha sonrasında Hititler, Urartular, Liyalılar, Frigyalılar ve İyonyalılar Anadolu’da uygarlıklar kurmuşlardır.

Hititler

  • Anadolu uygarlıklarının ilkini Hititler oluşturmaktadır.  
  • Başkentleri Hattuşaş’tır. (Boğazköy-Çorum)
  • Feodalite yönetim biçimini ilk kullanan devlet Hititlerdir.
  • Pankuş adında bir meclis bulunmaktadır.
  • Tavananna denilen kraliçe yönetimde söz sahibidir.
  • Çok tanrılı din vardır. Her şehrin bir tanrısı olduğundan ülkelerine Bin Tanrı İli adı verilmiştir.
  • Hititler hukuk kurallarında kadın haklarına yer vermiş, evlilik, boşanma, nikah gibi konulara değinmişlerdir.
    • Dünyada ilk defa Medeni Kanun Hititlerde kullanılmıştır.
  • Hititler yaşadıkları olayları “Anal” adını verdikleri günlüklere yazmışlardır. Olayları kaydederken tanrıya hesap vereceklerini düşünerek yalan katmamışlar, doğruları yazmışlardır.
    • Anallar dünyada tarih yazıcılığını başlatan ilk örneklerdir.
  • Asurların yazıyı getirmesi ile çivi ve resim yazılarını kullanmışlardır.
  • İvriz ve Yazılıkaya Kabartmaları önemli eserlerindendir.
  • Mısırlılarla Hititler dünyada ilk meydan savaşı olan Kadeş Savaşını yapmışlardır. Savaşın ardından dünyada ilk yazılı antlaşma olan Kadeş Antlaşmasını yapmışlardır.

Lidyalılar

  • Gediz ve Küçük Menderes nehirleri arasındaki bölgede kurulmuştur.
  • Başkentleri Manisa’daki Sard şehridir.
  • Kral Yolu sayesinde Mezopotamya ile olan ticareti geliştirmişler ve çok zenginleşmişlerdir. 
  • Kara ticaretinin öncü devletlerinden olmuşlardır.
  • Parayı bulmuşlardır. Böylelikle ticaretin gelişmesinde önemli rol oynamışlardır.
  • Orduda paralı asker kullanmışlardır. Orduya önem vermemeleri çabuk yıkılmalarında etkili olmuştur.
  • Çok tanrılı dinlere inanmışlardır. Ölülerini tümülüs adı verilen yüksek tepeciklere eşyalarıyla birlikte gömmüşlerdir.
  • Karun hazinesibu uygarlığa ait günümüze ulaşan en önemli mirastır.
  • Altın işlemeciliğinde ileri gitmişlerdir.
  • Persler tarafından yıkılmışlardır.

Frigler

  • Kızılırmak ile Sakarya nehirleri çevresinde kurulmuşlardır.
  • Merkezi Gordion’dur. (Ankara – Polatlı)
  • En önemli kralları Kral Midas’tır.
  • Frigyalılar tarıma önem vermişler ve tarımı korumak için yasalar koymuşlardır. Örneğin, öküzünü kesene, sabanını kırana, ekilmiş araziye zarar verene ölüm cezası vermişlerdir. 
  • Kilim dokumacılığı ve hayvancılık gelişmiştir. 
  • “Tapates” adı verilen dünyaca ünlü kilimleri vardır.
  • Dini inançları çok tanrılıdır. 
  • En büyük tanrıları bereketi simgeleyen Kibele (Ana Tanrıça) idir.
  • Friglerden günümüze kalan en önemli eserler Kral Midas’ın mezarı ve Kibele tapınaklarıdır.

Urartular

  • Doğu Anadolu’da Van Gölü çevresinde kurulmuşlardır.
  • Başkentleri Tuşpa’dır. (Van)
  • Tarım, hayvancılık, taş işlemeciliği ve madencilikle uğraşmışlardır.
  • En önemli kralları Haldi‘dir.
  • Urartular, tabiat varlıklarına çok önem vermişlerdir. Krallara ait ev ve oda biçiminde mezarlar yapmışlardır. Öldükten sonra yaşama inanmışlar ve mezarlarına çeşitli eşyalar koymuşlardır.
    • Ahiret inançları vardır.
  • Su kanalları ve ilk barajları yapmışlardır.

İyonyalılar

  • Diğer bir adıyla Akalardır.
  • Dor istilası nedeniylekaçan Akalar Efes, Milet, Foça ve İzmir’de polis adı verilen şehir devletleri kurmuşlardır.
  • Bu şehir devletleri, önceleri kralların ve soyluların oluşturduğu oligarşi ile sonradan da aristokratik (soylu) cumhuriyetlerle yönetilmişlerdir.
    • Bu durum Demokratik yönetim yapısının ortaya çıkmasında etkili olmuştur.
  • Tıpta Hipokrat, tarihte Heredot, felsefede Diyojen, matematikte Pisagor, Tales gibi bilim adamları yetişmiştir.
  • İyonya’da gelişmiş bir ticaret ağı oluşturmuşlardır. Koloniler kurmuşlardır.
  • Çok tanrılı din anlayışı vardır.
  • İyonyalılar Fenike Alfabesi’ni kullanmışlar ve geliştirmişlerdir.
  • Mimaride iyon nizamı adı verilen bir tarz oluşturmuşlardır. Artemis tapınağı ve Hera tapınağı en önemli eserleridir. 

Mısır Medeniyeti

  • Nil deltasında kurulmuşlardır.
  • Kapalı bir bölge olduğu ve toplumun tutuculuğundan dolayı çevreden fazla etkilenmemişlerdir. Bu nedenle tarih öncesi dönemleri sırasıyla yaşayan tek toplumdur.
  • Önceleri Nom denilen şehir devletleri vardır. Sonraları merkezi krallık gerçek­leşmiştir.
  • Firavun adı verilen dini ve siyasi gücü olan tanrı-krallar ülkeyi yönetmişlerdir.
  • Mısırlılar, hiyeroglif adı verilen resim yazısı kullanmışlar ve papirüs adı verilen kağıdı yapmışlardır.
  • Çok tanrılı dinler görülür.
  • Ahiret inancı kuvvetlidir. Bu nedenle mumyacılık ve anıt mezar yapımı gelişmiştir. Mısır’da firavunlar için piramitler, halk için ise labirent adı verilen mezarlar yapılmıştır.
  • Tıp, eczacılık, kimya, matematik, geometri, takvim, hiyeroglif gelişmişlerdir.
  • Matematikte ondalık sayı sistemini bulmuşlar, “pi sayısı”nı bugünkü değerine yakın hesaplamışlardır.
  • İlk güneş takvimini icat etmişlerdir.
  • Hititler ile yaptıkları ve Suriye’yi paylaştıkları “Kadeş Antlaşması” ilk yazılı antlaşmadır.

Doğu Akdeniz Medeniyeti

Fenikeliler

  • Kuruldukları bölge Lübnan çevresidir.
  • Deniz ticaretinde oldukça gelişmişlerdir.
    • Tarihin ilk “deniz kolonici” devletidir.
  • Akdeniz’in ilk uzman gemicileri ve tüccarlarıdır.
  • Fenikeliler 22 harfli ilk alfabeyi oluşturmuşlardır.
    • Bu alfabe Yunanlılar ve Romalılar tarafından düzenlenmiş ve günümüzdeki Latin alfabesi meydana getirilmiştir.
  • Çok tanrılı inanca sahiptirler.

İbraniler

  • Kenan Diyarı (günümüzdeki Filistin-İsrail bölgesi)’nda yaşamışlardır.
  • Hayvancılık ile uğraşmışlardır.
  • İbraniler tek tanrılı bir inanışa sahip ilk devlettir.
  • Dinleri Musevilik’tir. (Milli bir din)
  • Tanrılarına Yahova, kitaplarına Tevrat denir.
  • Hz. Süleyman zamanında büyük bir devlet haline gelmişlerdir.
  • Hz. Süleyman Mabedi önemli eserlerindendir.

Türkistan Medeniyetleri

Asya’da Türklerin yaşadığı bölge tarih boyunca Türkistan olarak bilinmiştir. Türkistan, kuzeydoğuda Baykal Gölü ve güneybatıda Gobi Çölü’nden başlayarak batıda Hazar Denizi’ne kadar uzanan geniş bir bölgeyi kapsamaktadır. VI. yüzyıldan itibaren Batılılar bu bölgeyi “Turkhia” (Türkiye) olarak adlandırırken, İranlılar ve Araplar ise “Türk yurdu” anlamına gelen “Türkistan” ismini kullanmışlardır.

İskitler

  • Konargöçer bir topluluk olan İskitler, MÖ 9. yüzyılda Türkistan’da meydana gelen kıtlık ve kuraklık nedeniyle Hiung-nular (Hunlar) ile çatışmalara girmiştir.
  • Bu mücadelelerde yenilen İskitler, Karadeniz’in kuzeyine göç etmek zorunda kalmıştır.
  • Daha sonra batıya ve güneye doğru ilerleyen İskitler, atı savaşlarda etkin bir şekilde kullanarak Anadolu ve Mezopotamya’da süvari birliklerinin kurulmasına öncülük etmişlerdir.
  • İskitler, bu bölgelerin siyasi ve demografik yapısını da derinden etkilemiştir.

Asya Hunları

  • MÖ 220 yılında kurulan Asya Hun Devleti, konargöçer Türklerin Asya’nın iç bölgelerinde siyasi birliği sağlayarak kurduğu bilinen ilk devlettir.
  • MÖ 209 yılında Mete’nin kağan olmasıyla Asya Hunları, düzenledikleri seferlerle Çinlileri yenilgiye uğratmışlardır.
  • Asya Hun Devleti, Türk tarihinde ordu yapılanmasından devlet teşkilatına kadar birçok alanda ilklerin yaşandığı bir dönemdir.
  • Ancak, artan taht kavgaları sonucunda Asya Hunları güney ve kuzey olmak üzere ikiye ayrılmış ve hem komşularıyla hem de Çin ile yaşadıkları mücadelelerin sonucunda MS 216 yılında tamamen yıkılmıştır.

İlk Çağ’da Yönetim ve Ordu

Sümerler’de Yönetim ve Ordu

  • MÖ 3200 dolaylarında yazıyı icat eden Sümerler, devletlerin ortaya çıkmasını sağlayacak siyasi örgütlenmeyi de geliştirerek dünya tarihinin akışını değiştirmiştir.
  • Sümerler, otuzdan fazla şehir ve kasabanın bulunduğu Güney Mezopotamya’da kurulmuştur.
  • Her büyük şehir, bir krallık gibi yapılandırılmıştır.
  • Krallar, devletin yönetim yetkisini ellerinde bulundurmanın yanı sıra başrahip, başkomutan ve başyargıç görevlerini de üstlenmiştir.
  • Kentler arasında sınır anlaşmazlıkları nedeniyle uzun süren savaşlar yaşanmış ve bu nedenle kentlerin etrafı surlarla çevrilmiştir.
  • Sümer kentleri büyüyüp devletleştikçe güvenlik endişeleri artmış, bu sebeple düzenli askeri birlikler oluşturulmuştur.
  • Sümer orduları, savaş arabaları ve piyadelerden oluşmuştur.
  • Askerler savaş sırasında üniforma benzeri kıyafetler giymiş, ok, yay, balta, mızrak, kalkan ve miğfer gibi silahlar kullanmışlardır.

Mısır’da Yönetim ve Ordu

  • MÖ 3. binyılda, Nil havzasındaki Aşağı Mısır ve Yukarı Mısır’ın birleşmesiyle büyük bir devlet haline gelen Eski Mısır, krallıkla yönetilmekteydi.
  • MÖ 3050-30 yılları arasında otuzdan fazla hanedan yönetimi ele geçirmiştir.
  • Mısır kralları, mutlak güce sahip olup, MÖ 15. yüzyıldan itibaren “firavun” (büyük ev) unvanını kullanmaya başlamışlardır.
  • Tanrının yeryüzündeki temsilcisi kabul edilen bu krallar adına, piramit adı verilen büyük anıt mezarlar inşa edilmiştir.
  • Bölge valileri ise merkezden bağımsız olarak karar alabilmiş, kral adına halktan vergi toplayarak ihtiyaç durumlarında merkez orduya asker göndermiştir.
  • Zamanla, valilerin askerî, hukuki ve dini ayrıcalıkları ellerinden alınmış ve eyaletlerin başına kral tarafından yeni görevliler atanmıştır.
  • Üst düzey sivil ve askeri görevlere ise hanedan üyesi soylular getirilmiştir.
  • Mısır ordusu başlangıçta, valilerin topladığı milis kuvvetlerinden oluşmaktaydı.
  • Sürekli bir savaş durumu olmadığı için düzenli bir orduya ihtiyaç duyulmamıştı.
  • Ancak iç kargaşa ve isyanlardan ders çıkarılarak gençlerden oluşan düzenli bir ordu kurulmuştur.
  • Mısır ordusunda paralı askerler ve köle savaşçılar da kullanılmış, ayrıca sınır güvenliğini sağlamak amacıyla tehdit oluşturan konargöçer savaşçılar orduda istihdam edilerek tehlike olmaktan çıkarılmıştır.
  • Orduda kullanılacak metal silahların üretimi için bakır bakımından zengin bölgeler ele geçirilmiştir.
  • Savaş aleti olarak ok, mızrak, kama ve kalkan kullanılmıştır.
  • Mısır ordusunu dönemin diğer ordularından güçlü kılan, metal silahların yanı sıra atlı savaş arabalarının kullanılmasıydı.
  • Kızıldeniz’de güvenliği sağlamak için de gemiler inşa edilmiştir.
  • Bu güçlü ordu sayesinde, firavunun otoritesini kabul etmeyen valiler itaat altına alınmış, firavunun güvenliği sağlanmış ve ticaret kervanları her türlü saldırıya karşı korunmuştur.

Akadlar’da Yönetim ve Ordu

  • Günümüzde Bağdat’ın güneyinde yer alan bölgede, MÖ 2350-2150 yılları arasında varlık gösteren Akadlar, krallıkla yönetilmiş bir devletti.
  • Sami kökenli bu devlet, zamanla Mezopotamya’nın tamamına hakim olarak çok uluslu bir yapıya kavuşmuştur.
  • Şehir devletleri arasındaki süregelen savaşları, güçlü askeri yapıları sayesinde çözüme kavuşturmuş ve bu devletleri göçebe saldırılarına karşı tek bir çatı altında toplamışlardır.
  • Böylece, şehir devleti modelinden birçok şehri egemenliği altına alan büyük devlet modeline geçiş yapmışlardır.
  • Akad kralları, “dünya hakimi” olarak anılmış ve Akad Devleti “dünya imparatorluğu” ve “tanrı krallığı” olarak nitelendirilmiştir.
  • Güçlü bir ordu ve etkin bir yönetim organizasyonuna sahip olmaları, Akadları diğer devletlerden öne çıkarmıştır.
  • Mezopotamya’da ilk daimi orduyu kuran Akadlar, ordunun ihtiyaçlarını karşılayacak düzenli bir sistem oluşturamamışlardır.
  • Kral Sargon ve torunu Kral Naramsin, hızlı hareket kabiliyetine sahip ordularıyla merkezden uzak bölgelere seferler düzenleyerek devletin ve başkentin nüfuzunu güçlendirmeye çalışmışlardır.
  • Ancak, Akad nüfusunun farklı din ve ırklardan oluşması nedeniyle sık sık isyanlar çıkmış ve bu durum merkezden uzak bölgelerdeki hâkimiyetin zayıflamasına neden olmuştur.
  • Ordunun ihtiyaçlarının karşılanmasında süreklilik sağlanamayınca, Akad Devleti askeri gücünü kaybetmiş ve sonunda Gutilerin saldırıları sonucunda yıkılmıştır.

Hititler’de Yönetim ve Ordu

  • MÖ 1650-1190 yılları arasında Anadolu’da devlet olarak varlık gösteren Hititler, krallıkla yönetilen bir medeniyetti.
  • Hitit kralları öldüklerinde tanrı olarak kabul edilir ve ruhlarına kurbanlar sunularak ayinler yapılırdı.
  • Kralların yerine, öldükten sonra soyundan gelen varisleri tahta çıkardı.
  • Güneybatı Asya ve Mısır ile artan etkileşimler sonucunda Hitit krallarının yetki ve otoriteleri genişledi.
  • Krallar, “büyük kral,” “imparator,” ve “tanrının gözdesi” gibi unvanlarla anılırdı.
  • Fırtına Tanrısı’nın yeryüzündeki temsilcisi olarak kral, başrahip ve başkomutan yetkilerini de elinde bulundururdu.
  • Hitit Devleti’nde, idari, askeri ve dini işlerden sorumlu memurlar görev yapardı.
  • Üst düzey görevlilerin bulunduğu Pankuş adı verilen bir meclis de vardı.
  • Sarayın en yüksek düzeydeki görevlisi, kralın başyardımcısı olarak, başkent Hattuşaş’a uzak olan sınır bölgelerini yönetirdi.
  • Bu görevli, yolların, kanalların ve tapınakların bakımını sağlamak, vergileri toplamak ve kalelerde düzeni korumakla yükümlüydü.
  • Ayrıca, muhafız alayının komutanlığını da üstlenirdi.
  • Hitit ordusunun başlıca unsurları piyadeler ve savaş arabalarıydı.
  • Piyadeler, askerlik mesleğine giren hür erkekler ve imparatorluğun çeşitli bölgelerinden askere kaydedilen kişilerden oluşurdu.
  • Piyadeler, savaşlarda vurucu güç olmanın yanı sıra sınır kalelerinin güvenliğini sağlamak ve isyanları bastırmakla görevlendirilmişti.
  • Hitit askerleri, savaşlarda pala ve balta gibi silahların yanı sıra, açık arazide nizami saldırılara olanak tanıyan uzun mızraklar kullanmıştır.
  • Orduda kullanılan silahlar bronzdan yapılmıştı.
  • Hitit ordusu, düşman kuvvetlerine önce savaş arabalarıyla saldırarak onları zayıflatmış, ardından piyadelerle asıl darbeyi indirmiştir.
  • Hititler, günümüzde Suriye sınırları içinde yer alan Kadeş şehrini Mısır’a karşı savunmuş ve MÖ 1280 yılında, Mısırlılar ile tarihte bilinen ilk barış antlaşması olan Kadeş Antlaşması’nı imzalamıştır.

Romalılar’da Yönetim ve Ordu

  • Roma Devleti, günümüzde İtalya sınırları içinde yer alan Roma’da bir şehir devleti olarak kurulmuş ve zamanla çok geniş bir alana yayılmıştır.
  • İlk dönemlerinde krallıkla yönetilen bu şehir devleti, 300 klandan oluşmaktaydı ve yalnızca bu klanlara üye olan yetişkin erkekler yurttaşlık haklarına sahipti.
  • Klanlara mensup olmayan kişiler, siyasi haklardan yoksun oldukları gibi askerlik de yapamazlardı.
  • MÖ 509’da Roma, cumhuriyet yönetimine geçmiştir.
  • Aristokratların egemen olduğu bu sistemde kralın yetkileri, konsül adı verilen iki yüksek devlet memurunda toplanmıştır.
  • Bu yetkililer, idari konularda senatoya danışarak yönetimi sürdürmüşlerdir.
  • MÖ 27’de ise İmparatorluk Dönemi başlamış ve bu dönemde hükümdarın yetkileri artarken, senatonun etkisi azalmıştır.
  • Yönetim zamanla mutlak monarşiye benzer bir yapıya bürünmüştür.
  • Paganizmin hakim din olduğu Roma İmparatorluğu’nda, başta Sezar olmak üzere hükümdarlar başrahip unvanını kullanmıştır.
  • Hristiyanlık ilk ortaya çıktığında devlet tarafından yasaklanmış, ancak daha sonra Roma’nın evrensel imparatorluk anlayışına katkı sağlayacağı düşünülerek 380 yılında resmi din olarak kabul edilmiştir.
  • Roma Devleti, güçlü, düzenli ve disiplinli bir orduya sahipti.
  • Ordunun büyük kısmı piyadelerden oluşuyor ve her Roma yurttaşı asker kabul ediliyordu.
  • Roma ordusu, lejyon adı verilen askeri birliklerden meydana gelmişti ve bu birliklerde düzenli maaş alan askerler “lejyoner” olarak adlandırılıyordu.
  • Zamanla askere olan ihtiyaç arttıkça, paralı asker istihdamı da başlamıştır. Lejyonerler, çoğunlukla piyade olup zırh, miğfer ve yakın dövüş silahlarıyla donatılmıştı.
  • Roma askerleri, kullandıkları miğfer, zırh, kılıç ve kalkanlarla rakiplerine karşı önemli bir avantaj sağlamıştı.
  • Roma piyadelerinin, üstten ve yanlardan gelebilecek saldırılara karşı kalkanlarıyla korunmasını sağlayan savunma taktiği, “kaplumbağa dizilişi” (Testudo taktiği) olarak biliniyordu.
  • Ancak, kullandıkları ağır teçhizat hareket kabiliyetlerini kısıtlamıştı.
  • Karada güçlü olan Roma ordusu, Akdeniz hakimiyeti için büyük bir donanmayla da desteklenmiştir.

Asya Hun Devleti’nde Yönetim ve Ordu

  • Eski Çağ Türklerine ait yazılı kaynakların bulunmaması nedeniyle bu dönemde yaşamış Türkler hakkındaki bilgilerin çoğu Çin kaynaklarına dayanmaktadır.
  • Bu kaynaklara göre, Türkistan’da yaşayan Türklerin burada kurdukları ilk devlet, MÖ 220 yılında kurulan Asya Hun Devleti’dir ve bu devletin bilinen ilk hükümdarı Teoman’dır.
  • Teoman ve onu takip eden hükümdarlar, “şanyü,” “kağan,” ve “han” gibi unvanlar kullanmışlardır.
  • Eski Türklerde, ülkeyi yönetme yetkisinin Tanrı tarafından verildiğine inanılmış ve bu inanç “kut” olarak adlandırılmıştır.
  • Asya Hun hükümdarı, “Gök Tanrı’nın, güneşin, ayın tahta çıkardığı Tanrı ‘kut’u Tanhu” olarak kabul edilmiştir.
  • Şanyü ölünce yerine en büyük oğlu veya kardeşi geçse de, çoğu zaman varisler arasında taht kavgaları yaşandığı için yönetimde istikrar sağlanması zor olmuştur.
  • Eski Türklerde “il” olarak adlandırılan devletin dört temel unsuru; bağımsızlık, vatan, halk ve töre olmuştur.
  • Hükümdar, yönetimle ilgili kararları alırken “toy” veya “kurultay” adındaki meclise danışmıştır.
  • Asya Hun Devleti’nde askerlik özel bir meslek olarak görülmemiş, orduda ücretli asker kullanılmamıştır.
  • Tüm idari görevliler aynı zamanda orduda komutanlık yapmış, bu nedenle askeri disiplin devlet yönetimine de yansımıştır.
  • MÖ 209 yılında Mete Han devletin başına geçmiş ve ordu sisteminde reformlar yapmıştır.
  • Bu yıl, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sembolik kuruluş yılı olarak kabul edilmiştir.
  • Mete Han, orduyu onlu sisteme göre birliklere ayırmış ve 10.000 kişilik 40 tümenden oluşan Hun ordusunun mevcudu 400.000 kişiye ulaşmıştır.
  • Boyların askeri kuvvetleri savaş sırasında bir ordu düzenine girerek başkomutanın disiplinli yönetimi altında hareket edebilmiştir.
  • Mete Han, icat ettiği ıslık çalan oku kullanarak ordusundaki okçuları yönlendirmiştir.
  • Asya Hun ordusu, savaşlarda genellikle Turan taktiği olarak bilinen hilal taktiğini uygulamıştır.
  • Bu taktikte sahte bir geri çekilmeyle pusu kurulduktan sonra düşman ordusu çevrilmiş ve okçularla uzaktan saldırılmıştır.
  • Ok ve yayın yanı sıra mızrak, süngü, kalkan ve kılıç da kullanılan silahlardandır.
  • Demircilikte gelişmiş olan Asya Hunları, bu madeni silahlarının etkisini artırmak için de kullanmışlardır.

📚 EK BİLGİ: Siyasi organizasyon türleri;

  • Tiranlık= Hukuk kurallarından bağımsız, ülkeyi otoriter yöntemlerle yönetme ve olağanüstü hallerde başvurulan yönetim biçimidir. Antik Yunan ve İyonya’da görülmüştür.
  • Aristokrasi= Egemenlik haklarının soylulardan oluşan bir sınıf veya zümreye ait olmasıdır. Yunan, İyonya ve Lidya’da görülmüştür.
  • Monarşi= Bir kişinin veya bir ailenin egemenlik haklarına dayalı yönetimdir. Babil ve Urartularda görülmüştür.
  • Demokrasi= Halkın kendi kendini yönetmesidir. Yunan ve İyonya’da görülmüştür.
  • Cumhuriyet= Egemenliğin kayıtsız şartsız halkın elinde olmasıdır.
  • İmparatorluk= Bünyesinde birden fazla ulusun yaşadığı çok uluslu devlet biçimidir. Roma gibi.
  • Oligarşi= Egemenliğin bir sınıf veya zümreye ait olmasıdır. Yunan, İyonya ve Lidya’da görülmüştür.
  • Teokrasi= Din kurallarına dayalı devlet biçimidir. Tanrı-kral anlayışı ile Mısır’da görülmüştür. Sümerlerde de görülmüştür.

Bu Yazıda Geçen Kişilerin Biyografileri
Benzer İçerikler
İlk Çağ’da Başlıca Medeniyet Havzaları
Tarih

İlk Çağ’da Başlıca Medeniyet Havzaları

İçeriğe Git>
Kabileden Devlete
Tarih

Kabileden Devlete

İçeriğe Git>
Orta Çağ’da Siyasi Yapılar
Tarih

Orta Çağ’da Siyasi Yapılar

İçeriğe Git>
İnsan ve Göç
Tarih

İnsan ve Göç

İçeriğe Git>
Kavimler Göçü
Tarih

Kavimler Göçü

İçeriğe Git>
Boylardan Devlete
Tarih

Boylardan Devlete

İçeriğe Git>
Copyright © 2025 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo