Temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşanabilmesi ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakılabilmesi öncelikle artan çevre sorunları karşısında duyarlı olunmalıdır. Çevre sorunlarının önlenmesinde bireylere de devletler kadar görevler düşmektedir.
⭐ Bireylere düşen görev ve sorumluluklar;
- Çevre bilinci oluşturmak için eğitime okul öncesi dönemden başlamalıdır.
- Su ve enerji tasarrufu sağlanmalıdır.
- Katı atıklar özelliklerine göre depolanmalıdır. (cam, şişe, kağıt vs.)
- Biten pillerin ayrı bir yerde toplanması sağlanmalıdır.
- Mümkün olduğunca araba kullanımı azaltılmalıdır.
- Kanalizasyonlar genişletilmeli ve taşması önlenmelidir.
- Yere çöp atanlar uyarılmalıdır.
- Çöplerden sızan sularla canlıların zarar görmemesi sağlanmalıdır.
Çevresel Örgütler
Uluslararası ve yerel çevre örgütleri; çevre sorunlarını önlemeye yönelik toplumu bildiren, kamuoyu oluşturan ve yöneticilere yol gösteren çalışmalar yapar ve destekledikleri çevre projeleri ile çevre sorunlarını önlemeye destek olur.
Küresel Örgütler
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN)
1948 yılında kurulan IUCN, Dünya çapında biyolojik çeşitliliğin korunması için çalışan çevre örgütüdür. Bununla birlikte gıda güvenliği, küresel iklim değişimi ve sürdürülebilir kalkınma konularında çalışmalar yapar. Kuruluş, yayınladığı Kırmızı Liste ile nesli tükenmekte olan türlere dikkat çeker.
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF)
1961 yılında kurulan WWF’nın amacı; dünyanın doğal dengesini korumak ve insanın doğa ile uyumlu yaşamasını sağlamaktır. Bu kuruluş; biyoçeşitliliği korumayı, yenilenebilir kaynak kullanımını ve tasarruf sağlamayı teşvik edici çalışmalar yapar.
Greenpeace
1971 yılında kurulan Greenpeace’in amacı; dünyada yaşamın devamını sağlayan ekolojik ortamı desteklemektir. Bu amaçla biyolojik çeşitliliği korumak; su, toprak ve hava kirliliğini önlemek ve barışı desteklemek için çalışmalar yapar.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (BMÇP) – (UNEP)
Birleşmiş Milletler Çevre Programı; 1972 yılında çevrenin korunması ve çevre sorunlarının önlenmesi amacıyla uluslararası iş birliği yapmak için kurulmuştur. Uluslararası çevre sözleşmeleri ve protokoller ile çölleşme, küresel iklim değişikliği gibi çevre sorunlarının çözümüyle ilgili çalışmalar yapar.
Avrupa Çevre Ajansı (APA)
1990 yılında kurulan ve Avrupa Birliği kurumu olan Avrupa Çevre Ajansı; üye ülkelerde çevre politikaları geliştirmek, kamuoyunu çevre sorunları konusunda bilgilendirmek ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için çalışmalar yapar.
Uluslararası ve Yerel Çevre Örgütleri
Uluslararası ve yerel çevre örgütleri; çevre sorunlarını önlemeye yönelik toplumu bildiren, kamuoyu oluşturan ve yöneticilere yol gösteren çalışmalar yapar ve destekledikleri çevre projeleri ile çevre sorunlarını önlemeye destek olur.
Türkiye’de çevre sorunları konusunda resmi kurumlar içinde Çevre ve Orman Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile belediyeler faaliyet gösterir.
⭐ Uluslararası çevre örgütleri;
- Türkiye Erozyonla Mücadele,
- Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA),
- Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV),
- Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL),
- Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD),
- Deniz Temiz Derneği (TURMEPA)
Çevre Anlaşmaları ve Etkileri
Ülkeleri uluslararası çözüm arayışlarına iten nedenler; dünyada çevre sorunlarının artması ve sınırları aşan küresel etkilerin görülmeye başlanmasıdır. Çevre sorunlarının artık insanlığın geleceğini tehdit etmesi, ülkeleri iş birliğine zorlamıştır. İlk olarak çevre sorunlarının uluslararası alanda ele alındığı konferans; 1972 yılında Stockholm İnsan ve Çevre Konferansı olmuştur.
Uluslararası çevre anlaşmaları, imza atan tüm ülkeler için bağlayıcıdır. Bu nedenle çevre sorunlarının çözümüne bu anlaşmaların katkısı büyüktür. Aynı zamanda bu anlaşmalar, ülkelerin anayasalarını ve kanunlarını da etkilemektedir. Uluslararası çevre sözleşmeleri çevre sorunlarına çözüm üretmede yol gösterici olmuştur.
⭐ Dünya üzerinde meydana gelen çevre sorunlarının çözümüne yönelik başlıca çevre anlaşmaları;
- Rio Dünya Çevre Zirvesi= Birleşmiş Milletler 1992 yılında Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde toplanmıştır. Çevre sorunlarının çözümüne yönelik ilkelerin devlet yönetimlerince kabulü açısından önemli bir adımdır. Çevre sorunlarının önlenmesinde sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının benimsendiği konferans ile aşağıdaki sözleşmeler taraf ülkelerce imzalanmıştır. Rio Çevre Zirvesi’nin temel ilkelerinin uygulama belgesi Gündem 21 olarak adlandırılmıştır. Sözleşmenin sonuç bildirgesi olan Gündem 21, kalkınma ve çevre arasında denge sağlanmasını hedefleyen “21. yüzyılda sürdürülebilir ekonomi” kavramının gerçekleştirilmesine yönelik bir eylem planıdır.
- Biyoçeşitlilik Sözleşmesi= Sözleşmenin üç temel amacı; biyoçeşitliliğin korunması, ekosistemlerin ve biyoçeşitlilik kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ile genetik kaynakların adil paylaşımıdır.
- Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi= Sözleşme, uluslararası iş birliği ve ortak düzenlemelerle aşırı kuraklık yaşanan ülkelerde çölleşmeyle mücadeleyi ve çölleşmenin etkilerinin azaltılmasını amaçlamaktadır. 195 ülke ve Avrupa Birliği sözleşmeye taraftır.
- İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi= Sözleşme, iklim değişikliğinin ortaya çıkaracağı sorunların üstesinden gelmek için genel bir çerçeve oluşturur. Atmosfere sera gazı salınımının azaltılması, ekonomik gelişimin sürdürülebilir bir şekilde gerçekleşmesi sözleşmenin başlıca amaçları arasındadır.
- CITES= Açılımı; Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme’dir. Bu sözleşmenin amacı; yabani hayvan ve bitki türlerinin, uluslararası ticaretinin canlıların hayatta kalmalarını tehdit etmemesini sağlamaktır. 183 ülke taraf olmuştur.
- Viyana Sözleşmesi (1985) ve Montreal Protokolü (1987)= Ozon tabakasındaki seyrelmenin önlenmesine yönelik olarak ozon tabakasının korunmasına ilişkin Viyana Sözleşmesi ve ozon tabakasını incelten maddelere ilişkin Montreal Protokolü yapılmıştır. Viyana sözleşmesi ve Montreal Protokolü ozon tabakasındaki seyrelme karşısında hükümetler arası işbirliği sağlamayı teşvik etmiştir.
- Habitat Konferansı= Birleşmiş Milletler tarafından gerçekleştirilen Habitat Konferansları’nın konusu kentleşme ve konut ihtiyacıdır. Konferansın amacı yerleşim birimlerinin insanlar için sağlıklı, güvenli, adil ve yaşanabilir olması için yapılacak çalışmaların belirlenmesidir. Birincisi 1976’da Vancouver’da (Kanada) gerçekleştirilen konferansın ikincisi 1996’da İstanbul’da, üçüncüsü ise 2016 yılında Kito’da (Ekvador) yapılmıştır.
- Ramsar Sözleşmesi= Sulak Alanlar Sözleşmesi, sulak alanların korunması ve sürdürülebilir kullanımı için ulusal eylem ve uluslararası iş birliğini amaçlayan hükümetlerarası anlaşmadır. Sözleşme, 1971 yılında İran’ın Ramsar kentinde kabul edilmiş ve 1975’te yürürlüğe girmiştir.
- Avrupa’nın Yaban Hayatını ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi= Kısa adıyla Bern Sözleşmesi’ne taraf olan her ülke, belirlenen tehlike altındaki bitki ve hayvan türlerini doğal yaşam ortamlarıyla birlikte korumak amacıyla gerekli idari ve yasal önlemleri almakla yükümlüdür.
Ortak Doğal ve Kültürel Mirasa Yönelik Tehditler
Doğal ve kültürel miras; gelecek nesillere aktarılması gereken doğal, tarihsel ve kültürel değerlere denir. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü yani kısacası UNESCO tarafından Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme’nin kabul edilmesiyle insanlığın ortak doğal ve kültürel mirasının korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması yolunda adım atılmıştır.
Bu sözleşme ile dünya mirası; yer aldığı ülke tarafından korunması garanti edilen ve “üstün evrensel değere” sahip bütün kültürel ve doğal varlıklara, Dünya Miras Listesi ise; bu varlıkların yer aldığı listeye denilmiştir. Bu uygulama, doğal ve kültürel mirasların korunması yolunda devlet yönetimlerine sorumluluk vermişse de doğal ve kültürel miraslara yönelik tehlikeler devam etmektedir.
⭐ Zamanla açığa çıkan tehditler:
- Ülkelerin koruma politikalarının yetersizliği,
- Deprem, sel gibi afetlerle güneş ışığı, nem ve su gibi hava şartlarının eserlerin tahrip olmasına yol açması, asit yağmurlarının da tarihi eserlerin aşınmasına neden olması,
- Baraj yapımı, madencilik faaliyetleri,
- Doğal ve kültürel miras alanlarına taşıma kapasitesi üzerinde turist gelmesi,
- Yasa dışı avlanma,
- Tarihi eser kaçakçılığı,
- Savaş ve iç savaşlarda devlet otoritesinin ortadan kalkmasıyla birlikte ortak miraslara yönelik saldırı ve yıkımların gerçekleşmesidir.