Bütüncül Afet Yönetimi (BAY), afetlerin her aşamasında kapsamlı bir yaklaşımı benimseyerek riskleri azaltmayı ve afetlerden etkilenen toplumların dayanıklılığını artırmayı amaçlayan bir yönetim modelidir. Bu model, afet yönetiminin tüm unsurlarını birbirine entegre ederek afet öncesi, sırası ve sonrasında etkili bir organizasyon sağlar. Bütüncül Afet Yönetimi, afete hazırlık, zarar azaltma, müdahale ve iyileştirme aşamalarını kapsayan dört temel aşamada yürütülmektedir.
- Afete Hazırlık
- Afete hazırlık aşaması, afetlerin olası etkilerine karşı bireyleri, kurumları ve toplumları bilinçlendirmeyi ve hazır hale getirmeyi amaçlar.
- Bu aşamada, topluma afet bilinci kazandırma, acil durum planları hazırlama, tatbikatlar yapma ve kaynakları önceden hazırlama gibi çalışmalar yapılır.
- Afete hazırlık, kurumların ve bireylerin olası bir afet karşısında ne yapmaları gerektiğini bilmeleri açısından kritik bir aşamadır.
- Zarar Azaltma (Risk Azaltma)
- Bu aşama, afetlerin meydana gelmeden önceki risklerini ve zararlarını en aza indirmeye yönelik çalışmaları içerir.
- Zarar azaltma kapsamında, afet risklerinin belirlenmesi, yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi, riskli bölgelerde yapılaşmanın kontrol edilmesi, altyapının güçlendirilmesi ve çevresel koruma gibi önlemler alınır.
- Bu çalışmalar, olası bir afet durumunda can kaybını ve maddi zararları minimize etmeyi hedefler.
- Müdahale
- Afet meydana geldiğinde hızlı ve etkili bir müdahale, kayıpların azaltılması ve can güvenliğinin sağlanması için önemlidir.
- Bu aşama, kurtarma ekiplerinin olay yerine ulaşması, sağlık hizmetlerinin sunulması, barınma, gıda ve diğer temel ihtiyaçların karşılanması gibi acil durum hizmetlerini kapsar.
- Bütüncül Afet Yönetimi, müdahale aşamasında koordinasyonun önemini vurgular; bu nedenle devlet kurumları, sivil toplum örgütleri ve gönüllülerin etkin bir şekilde iş birliği yapması gerekir.
- İyileştirme
- Afet sonrası iyileştirme çalışmaları, toplumu normale döndürmek ve afetin etkilerini uzun vadede ortadan kaldırmak için yürütülen çalışmaları içerir.
- Bu aşamada, hasar gören altyapının yeniden inşası, psikososyal destek sağlanması, geçici barınma çözümlerinin kalıcı hale getirilmesi ve toplumsal ekonomik faaliyetlerin yeniden başlaması hedeflenir.
- İyileştirme aşaması, gelecekte benzer afetlerin etkilerini azaltmak için dersler çıkarmayı da içerir.
⭐ Bütüncül Afet Yönetiminin Özellikleri;
- Kapsayıcılık: Afet yönetimi sadece devlet kurumlarıyla sınırlı kalmaz; sivil toplum örgütleri, yerel topluluklar, özel sektör ve gönüllülerin de sürece dahil olmasını sağlar.
- Önleyici Yaklaşım: Afetler olmadan önce risklerin belirlenmesi ve azaltılması için önleyici stratejiler uygular.
- Sürdürülebilirlik: Uzun vadeli afet yönetimi ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine entegre edilmiş önlemlerle gelecekteki afetlere daha dirençli toplumlar oluşturur.
- Koordinasyon ve İş Birliği: Farklı kurumlar arasında etkili bir iş birliği sağlayarak kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasını sağlar.
📚EK BİLGİ:
Türkiye’de Bütüncül Afet Yönetimi
Türkiye, coğrafi ve iklimsel özellikleri nedeniyle afetlere açık bir ülke olduğundan, Bütüncül Afet Yönetimi stratejilerini benimsemiştir. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Türkiye’de bu yaklaşımı uygulayan ana kurumdur ve afet yönetiminin her aşamasında kapsamlı çalışmalar yürütmektedir. AFAD, afet öncesi, sırası ve sonrasında toplumun tüm kesimlerinin etkin katılımını sağlamak amacıyla ulusal ve uluslararası iş birlikleri kurar ve sürekli eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri düzenler.
Bütüncül Afet Yönetimi, hem afetlerin olumsuz etkilerini en aza indirgemeyi hem de toplumu afetlere karşı daha dayanıklı hale getirmeyi amaçlayan kapsamlı bir yaklaşımdır. Bu yönetim modeli, afetlerin etkilerinin azaltılması ve toplumsal dayanıklılığın güçlendirilmesi için sürdürülebilir bir çözüm sunar.
Afetler ve Bilgi Kirliliği
Afet ve acil durumlarda yaşanabilecek can ve mal kaybı, bilgi paylaşımının hızlı ve güvenilir bir şekilde yapılmasıyla en aza indirilebilir. Güvenilir bilgi kaynakları sayesinde afet bölgesindeki halk, afetle ilgili kritik bilgilere erişebilir ve mağduriyetlerinin giderilmesi sağlanabilir. Öte yandan, yanlış veya usulsüz bilgi paylaşımı, hem afetten etkilenen bireyler hem de karar vericiler üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Örneğin, afet bölgesinde yürütülen arama kurtarma ve yardım çalışmalarına ilişkin bilgi paylaşırken mahremiyet, özel hayatın gizliliği ve kişilerin açık rızası gibi hususlara dikkat edilmemesi, afetzedeler için olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Afetler ve Savunmasız Gruplar
Afetler, insan yaşamını sosyal, ekonomik ve psikolojik açılardan olumsuz etkilemektedir. Ancak, afetlerin yarattığı bu etkiler herkeste aynı derecede görülmez. Özellikle savunmasız gruplar (yaşlılar, kadınlar, çocuklar, özel gereksinimi olan bireyler vb.) afetlerin olumsuz etkilerine daha fazla maruz kalmaktadır. Bu nedenle, toplumlar afet öncesinde, sırasında ve sonrasında geliştirecekleri politikalarda savunmasız gruplara karşı daha hassas davranmalı ve gerekli önlemleri almalıdır.
Çocuklar, afet sırasında ve sonrasında en çok etkilenen, en fazla can kaybı yaşayan ve psikososyal travmaya maruz kalan bireylerdir. Çocuklar, afetin oluşturduğu risklerden hem doğrudan hem de ailelerinin tepkilerini gözlemleyerek veya bu tepkilerden etkilenerek dolaylı olarak etkilenirler. Bu nedenle, çocukların beslenme, barınma, güvenlik, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması konusunda pozitif ayrımcılık yapılması etik bir zorunluluktur. Türkiye’de yaşanabilecek afetlerde çocuk haklarının korunması ve iyileştirme süreçlerinde çocukların etkin bir şekilde desteklenmesi için çocuk dostu alanlar oluşturulmakta, psikososyal destek hizmetleri sağlanmakta ve eğitim imkanlarının devamı için önlemler alınmaktadır.
Savunmasız grupların korunması, insan hakları kapsamında uluslararası yasa ve standartlarla güvence altına alınmaktadır. Örneğin, Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, tüm dünya çocuklarının korunmasını ve onlara belirli standartlarda yardım ulaştırılmasını sağlayan en kapsamlı uluslararası belgelerden biridir. Çocukların korunmasına yönelik faaliyetler, koruyucu bir çevre anlayışıyla ve hak temelli bir yaklaşımla yürütülmelidir. Uluslararası hukuka dayalı bu yaklaşım sayesinde adaletsizlik, eşitsizlik ve ihmal gibi sorunların önüne geçilebilir.
Türkiye, çocuk haklarının korunması konusunda ulusal düzeyde çeşitli yasal düzenlemeler yaparak çocukların haklarını güvence altına almayı amaçlayan politikalar üretmektedir. Son yıllarda, Türkiye’de afetlere hazırlık, afet yönetimi ve afet sonrası iyileştirme süreçlerinde çocukların korunmasına ve haklarının gözetilmesine yönelik önemli çalışmalar yürütülmektedir. Örneğin, 12. Kalkınma Planı, AFAD’ın 2024-2028 yıllarını kapsayan stratejik planı ve Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yürütülen projelerle savunmasız gruplara yönelik kapsamlı çalışmalar planlanmaktadır.
Afetler ve Mekansal Bilgi Teknolojileri
Coğrafi bilgi sistemleri (CBS); konuma dayalı her türlü bilgi toplanması, depolanması, işlenmesi, analiz edilmesi ve sunulması olarak tanımlanmaktadır. Kısacası CBS; konuma dayalı gözlemlerle elde edilen grafik ve grafik olmayan bilgilerin toplanması, saklanması, işlenmesi ve kullanıcıya sunulması işlevlerini bütünlük içerisinde gerçekleştiren bir bilgi sistemidir. CBS’nin konumsal veri yönetimi, konumsal analiz ve grafik görüntüleme kapasitesi ile deprem, sel, heyelan, yangın, volkanizma, fırtına ve salgın hastalıklar gibi afetlerin etkisi azaltılmaktadır.
Uzaktan algılama teknolojisinden çok çeşitli bilgilerin elde edilmesi de mümkündür. Uzaktan algılama; yer ile bir bağlantı olmaksızın uzaktan o yere ait çeşitli verilerin elde edilmesi yöntemidir. Bu veriler çoğunlukla uçaklardan çekilen fotoğraflar, insansız hava araçlarından elde edilen bilgilerden ve uydu görüntülerinden elde edilmektedir. Örneğin; tarım bitkilerinin ekim alanlarının tespit edilmesi, o yıl ne kadar ürün alınacağının tahmin edilmesinin yanında meteorolojide hava tahminlerinin yapılması, verilerin paylaşılması, ilgililerin uyarılmasında, şehir planlamasında, haritaların yapımında, askeri çalışmalarda faydalanılır. Aynı zamanda uzaktan algılama yöntemi ile doğal afetler hakkında bilgi sahibi olunabilir. Örneğin; uydu ve hava fotoğrafları ile volkanik faaliyetlerin ve lav akışlarının etkileri, orman yangınlarının ne tarafa doğru yöneldiği, sellerin nereleri etkilediği görülebilmektedir.
Erken uyarı sistemleri; meydana gelebilecek afetlerin yol açabileceği zararları en aza indirmek amacıyla afet öncesinde çeşitli teknolojiler kullanılarak kurumlar tarafından yayımlanan mesaj veya bildirilere denir. Örneğin; günümüzde tsunami dalgalarının kıyılara ulaşma zamanları erken uyarı sistemleri ile bildirilmektedir.
Afetler ve Uluslararası İş Birliği
Afetlerin olumsuz etkilerini en aza indirmek için afet bilincine sahip olmak ve birlikte hareket etmek büyük önem taşır. Afetler, çoğu zaman meydana geldiği şehir veya ülkenin müdahale kapasitesini aşan sorunlara yol açabilmektedir. Bu yüzden, afetin yaşandığı ülkeler, afet kaynaklı zararları azaltmak ve yaraları sarmak için uluslararası desteğe ihtiyaç duyabilir. Bu desteğin sağlanmasında, bütüncül afet yönetimi yaklaşımıyla sosyal yardım ve hizmetler öncelikli olarak ele alınmaktadır.
📚 EK BİLGİ:
T.C. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)
Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), 2009 yılında kurulmuştur. AFAD, afet ve acil durumlarla ilgili hizmetlerin ülke genelinde etkin bir şekilde yürütülmesi için gerekli önlemleri almakta ve bu süreçleri koordine etmektedir.
Görev ve Yetkileri: AFAD’ın temel görevleri şunlardır:
- Hazırlık ve Risk Azaltma: Afet ve acil durumlar öncesinde riskleri belirleyerek, zararları en aza indirmek için stratejiler geliştirmek.
- Müdahale: Afet anında hızlı ve etkili müdahalelerde bulunarak can ve mal kayıplarını azaltmak.
- İyileştirme: Afet sonrasında toplumun normale dönmesi için gerekli çalışmaları yürütmek.
- Koordinasyon: Afet yönetimi süreçlerinde ilgili kurum ve kuruluşlar arasında iş birliğini sağlamak.
Organizasyon Yapısı: AFAD, Başkan, Başkan Yardımcıları ve çeşitli hizmet birimlerinden oluşmaktadır. Merkez teşkilatının yanı sıra, 81 ilde İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri aracılığıyla yerel düzeyde de faaliyet göstermektedir.
Faaliyet Alanları: AFAD’ın faaliyetleri arasında şunlar bulunmaktadır:
- Eğitim ve Farkındalık: Toplumun afet bilincini artırmak için eğitim programları ve tatbikatlar düzenlemek.
- Arama ve Kurtarma: Afet anında profesyonel ekiplerle arama ve kurtarma operasyonları gerçekleştirmek.
- Lojistik Destek: Afet bölgelerine hızlı ve etkili yardım ulaştırmak için lojistik planlamalar yapmak.
- Uluslararası İş Birliği: Yurt içi ve yurt dışında insani yardım operasyonları düzenlemek ve diğer ülkelerle iş birliği yapmak.
Gönüllülük Sistemi: AFAD, afet ve acil durumlarda topluma faydalı olmak isteyen bireyleri eğitmek ve organize etmek amacıyla AFAD Gönüllülük Sistemi’ni oluşturmuştur. Bu sistem, gönüllülerin afet öncesi, sırası ve sonrasında etkin bir şekilde görev almasını sağlamaktadır.
AFAD, Türkiye’nin afet yönetimi ve uluslararası yardım konularında yetkili ve yetkin kurumu olarak, afetlerin her aşamasında etkin rol oynamaktadır.