1950’li Yıllarda Türkiye

Konu Özeti

DP döneminde ekonomide önemli gelişmeler yaşanmıştır. Devletçi ekonomi anlayışından liberal ekonomiye geçiş yapılmıştır. Dış politikada; Kıbrıs Meselesi ve 6-7 Eylül Olayları’nın yaşanması ülkede ekonomik sıkıntılara neden olmuştur.1951’de “Yabancı Sermaye Yatırımlarını Teşvik Kanunu” çıkartılmıştır.

Bu konuda
  • 1950'li dönemlerdeki ekonomik hayatı ve yapılan yenilikleri
  • Demokrat Parti dönemindeki siyasi hayatı ve değişiklerini
  • Demokrat Parti dönemindeki sosyal ve kültürel alandaki gelişmeleri
öğreneceksiniz.
Instagram Logo
Bikifi Instagram'da

Siyasi Hayat

14 Mayıs 1950 seçimleriyle başlayan Demokrat Partinin iktidarı kesintisiz olarak on yıl devam etmiş ve 27 Mayıs 1960 yılındaki askeri darbe ile sona ermiştir. Bu süreç boyunca CHP ana muhalefet partisi görevini üstlenmiştir. DP genel başkanlığını yürüten Celal Bayar, 14 Mayıs seçimlerinden sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü cumhurbaşkanı olmuş; Adnan Menderes ise genel başkanlığı görevine gelmiştir. Bu on yıllık süreçte DP genel başkanlığını Adnan Menderes, CHP genel başkanlığını ise İsmet İnönü sürdürmüştür.

DP iktidarının ilk yıllarında 18 Temmuz 1932 tarihli genelge ile başlayan ezanın Türkçe okunması uygulamasına 16 Haziran 1950’de son verilmiştir. Yine aynı dönemde halkı kışkırtmak amaçlı Atatürk heykellerine yapılan saldırılar üzerine 25 Temmuz 1951’de Atatürk’ün manevi şahsiyetini korumak için Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun çıkarılmıştır. İnşaatı yarım kalan Anıtkabir tamamlandı ve 1953’te Atatürk’ün naaşı geçici olarak konulduğu Etnografya Müzesinden alınarak törenle ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir’e nakledilmiştir. Köy Enstitüleri 1954’te öğretmen okullarına dönüştürülmüştür.

DP döneminde ekonomide de önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu dönemde devletçi ekonomi anlayışından liberal ekonomiye geçiş yapılmıştır. Bunun sonucu olarak 1950’den 1954’e kadar geçen süreçte Türkiye ekonomisinde kalkınmanın yaşandığı bir dönem olmuştur. Ekonomide tarım sektörüne öncelik verilmiştir. DP, sanayide de özel sektöre dayalı bir siyaset uygulamıştır. Ekonomiyi geliştirmek için yabancı sermaye teşvik edilmiştir. Bu amaçla 1951’de Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu çıkarılmıştır.

Dış politikada ise Sovyet Rusya tehlikesi karşısında ABD’nin desteğini sağlamaya devam edilmiş, Truman Doktrini ve Marshall Planı yardımlarından sonra NATO’ya üye olunmuş ve böylece Türkiye siyasi olarak yüzünü tamamen Batı’ya çevirmiştir.

2 Mayıs 1954’te yapılan genel seçimlere Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyetçi Millet Partisi, Türkiye Köylü Partisi ve İşçi Partisi katılmıştır. 1954 seçimlerinin ardından DP, oylarını önemli ölçüde artırarak iktidarını devam ettirmiştir.

DP iktidarı döneminde iç ve dış politikada olumsuz gelişmeler de ortaya çıkmıştır. Dış politikada; Kıbrıs Meselesi ve 6-7 Eylül Olayları’nın yaşanması ülkede ekonomik sıkıntılara neden olmuştur. İktidar ve muhalefet çatışmasının en şiddetli olduğu dönemde DP, 1958 yılında yapılacak seçimleri erkene almış ve seçimlerin 27 Ekim 1957’de yapılacağını duyurmuştur. DP’nin erken seçime gitmesinin nedenleri; muhalefet partileri arasındaki iş birliği arayışları, DP içinde yaşanan çekişmeler, üniversite olayları, ordu içindeki cuntacı hareketlenmeler ve ekonomide yaşanan sıkıntılardır.

Altı ay öne alınan seçimleri DP kazanmış, ancak diğer seçime göre muhalefet bu seçimden güçlenerek çıkmıştır. 1958’de Cumhuriyetçi Millet Partisi ile Köylü Partisi birleşip Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) adını almıştır. Hürriyet Partisi de CHP’ye katılmıştır. Muhalefet partilerinin birleşme yoluna gitmesi, iktidar-muhalefet ilişkilerini daha da sertleştirmiştir. Muhalefetin birleşmesi üzerine DP öncülüğünde Vatan Cephesi kurulmuştur. Kuruluş amacı, iktidarın halk tabanını genişletmek ve halkın desteğini sağlamak olan Vatan Cephesine üye olanların isimleri radyodan her gün halka duyurulmuştur.

Siyasal gerginliği azaltmak ve istikrarı sağlamak isteyen hükümet 18 Nisan 1960’da DP milletvekillerinden oluşan ve olağanüstü yetkilere sahip Tahkikat Komisyonu’nu kurmuştur. Komisyon ülkenin istikrarını bozacak her türlü yıkıcı faaliyete müdahale etme yetkisine sahip olacaktır. Komisyon, kararlarına uymayan yıkıcı faaliyette bulunanlara hapis cezası verme yetkisine de sahip olacaktır.

📚EK BİLGİ:

Cunta= Demokratik yollardan seçilmiş meşru hükümete karşı darbe yaparak ülke yönetimine el koyan genellikle askeri yapıdaki demokratik olmayan kurullara verilen isimdir.

27 Mayıs 1960’ta Milli Birlik Komitesi adlı bir cunta yapılanması, Türk Silahlı Kuvvetler adına milli iradeyi hiçe sayarak ülke yönetimine el koymuştur. DP üyeleri tutuklanmış, anayasa ve meclis feshedilmiştir. Tüm siyasi faaliyetler askıya alınmıştır. Böylece demokratik bir süreçle başlayan Demokrat Parti dönemi, demokratik olmayan bir yöntemle sona erdirilmiştir.

Ekonomik Hayat

1950 seçimleri ile iktidara gelen Demokrat Parti, Liberal ekonomi anlayışını savunmuştur. Ancak devletçilik ilkesi tamamen reddedilmemiştir. Özel teşebbüsün ön planda olduğu bir ekonomik program benimsenmiştir.

Yabancı ve yerli sermayenin sanayiye girmesini teşvik etmek amacıyla 1950’de Türkiye Sınai Kalkınma Bankası kurulmuştur. Ekonomiyi canlandırmak amacıyla 1951’de “Yabancı Sermaye Yatırımlarını Teşvik Kanunu” çıkartılarak yabancı sermayenin Türkiye’ye gelmesi kolaylaştırılmaya çalışılmıştır. Fakat bu konuda istenen sonuç elde edilemeyince 1954’te çıkartılan yeni bir kanunla yabancı sermayeye verilen imkanlar daha da genişletilmiştir. Başta Almanya ve ABD firmaları olmak üzere birçok yabancı firma Türkiye’de yatırımlar yapmıştır.

Dönemin en çok tartışılan konularından birisi; Petrol Kanunu olmuştur. Kanunun amacı; Türkiye’nin petrol kaynaklarının özel teşebbüs ile hızlı ve verimli bir şekilde işlenip değerlendirilmesini sağlamaktır. Bu kanunla birlikte birçok yabancı şirkete Türkiye’de petrol arama izni verilmiştir.

Makine Kimya Endüstri Kurumu, Denizcilik Bankası, Et ve Balık Kurumu, Devlet Malzeme Ofisi, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Ereğli Demir Çelik Fabrikaları gibi birçok Kamu İktisadi Teşekkülü (KİT) kurulmuştur. Demokrat Parti Dönemi’nde tarım sektörü de ön planda tutulmuştur. Bunun nedeni ise Türkiye nüfusunun büyük bir kesimi kırsal alanda yaşaması ve tarımla uğraşmasıdır. Bu yüzden de tarımsal üretimin artırılması hedeflenmiştir. Yeni topraklar tarıma açılmış, çiftçinin ürettiği ürünler dünya piyasasının üstünde fiyatlardan çiftçiden satın alınmıştır. Çiftçiye ucuz kredi verildi ve tarımda makineleşme hızlandırılmıştır. Geleneksel tarım uygulamalarından modern tarıma doğru geçiş sağlanmıştır.

Marshall yardımlarıyla başta traktör olmak üzere modern tarım aletlerinin sayısı arttırılmış ve 1950-1954 yılları arasında tarımsal üretimde büyük bir artış sağlanmıştır. Marshall Planı çerçevesinde yapılan yardımlar sadece tarım alanında değil; madencilik, ulaştırma ve bayındırlık alanlarında da kullanılmıştır.

ABD, yardımların kara yolları yapımı için de kullanılmasını istemiştir. Bu nedenle demir yolları yapımı durdurulup kara yolları yapımına ağırlık verilmiştir. Amerikalı teknik uzmanların girişimiyle 1949’da Kara yolları İdaresi kurulmuştur. Kara yolları yapımı ile köylerden kent ve kasabalara ulaşım daha kolay hale gelmiştir. Kara yollarının yapımına bağlı olarak ithal otomobil sayısı ve bununla birlikte petrol ihtiyacı da artmıştır.

1954’ten itibaren yaşanan döviz darboğazı yüzünden DP’nin temel politikası olan liberalizme kısıtlamalar getirilmiştir. İthalatı kısıtlayıcı önlemler alınmış ve devlet sanayide özel sektörün yerini almıştır. 1955’ten itibaren tarım ürünlerinin üretiminde düşüşler, dış ticaret açıkları, kamu harcamalarındaki sürekli artışlar ile birlikte ekonomik sıkıntılar yaşanmaya başlamıştır.

Hükümet, ekonomideki olumsuz gidişata engel olabilmek için birtakım önlemler almaya çalışmıştır. Gümrük vergisinde değer esasına geçilmiş ve gümrük tarifeleri yükseltilmiştir. II. Dünya Savaşı sonrasında da uygulanmış olan Milli Korunma Kanunu tekrar uygulamaya konulmuştur. Bütün tedbirlere rağmen ekonomideki sıkıntılar artarak devam etmiştir.

Sosyal ve Kültürel Hayat

1950’li yıllardan itibaren sanayileşme ile köylerden kentlere göçler artarak devam etmiştir. Tarımda makineleşmenin artması, köylerdeki iş imkanlarının azlığı, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği göç hareketini artıran en temel sebeplerden olmuştur. Yaşanan yoğun göçler kentlerde konut sıkıntısı, çarpık kentleşme ve altyapı sorunları gibi problemleri ortaya çıkarmıştır. Siyasal düzeyde tek parti döneminin son bulması, ekonomide tarımsal üretimden sanayi üretimine doğru yönelişin hızlanması ve kentlere doğru hızlı bir göçün ortaya çıkması Türkiye’nin toplumsal ve ekonomik yapısında önemli değişimleri de beraberinde getirmiştir.

Bu dönemde Garip Akımı’nın ardından İkinci Yeni şiir anlayışı ortaya çıkmış ve edebi bir topluluk olmaktan ziyade bağımsız olarak benzer bir çizgide hareket eden İkinci Yeni şairleri Garipçilerden farklı olarak çağrışımlar ve yoğun imgelerle dolu, soyutlamaların öne çıktığı yeni bir şiir anlayışı getirmiştir. Yine bu dönemde ortaya çıkan Attila İlhan öncülüğündeki Maviciler ise şiirde yeniliği savunup şairanelikten ödün vermeden romantik bir duyarlılıkla toplumcu gerçekçiliğin sözcüsü olmuşlardır. Dönemin diğer önemli edebiyat topluluğu ise eskiyi inkar ve reddetmeden yenilik arayışını sürdüren, geleneklere bağlı bağımsız sanatçıların oluşturduğu Hisarcılardır. Hisarcılar Grubu, edebiyatta milli zevk ve anlayışını sürdürüp yaşayan dili kullanmışlardır.

Önceden daha çok konserlerde veya radyodan dinlenen müzik ise toplumsal, ekonomik, teknolojik alandaki gelişmeler sayesinde endüstri haline gelmeye başlamış ve radyo, plak ve müzik cihazlarına olan ilgi artmıştır. Bunun nedeni; 1950 sonrasında gelirleri ve şehirle irtibatı artan kırsal kesimde, serbest bırakılan ithalatın da etkisidir. Müzik evlere kadar girebilen bir sanat dalı haline gelmiştir. Müzik alanında devlet kontrolü azalmış ve serbestlik sağlanmıştır.

Böylece dünyada ortaya çıkan farklı müzik türleri daha yakından takip edilebilmiştir. Jazz ve Rock’n Roll gibi müzik türleri bu dönemde Türkiye’yi de etkisi altına almıştır. Yabancı müzik türlerine olan ilgi, yabancı dilde şarkılar söyleyen yerli sanatçıların ortaya çıkmasını sağlamıştır Diğer yandan Klasik Türk müziği ve Türk Halk müziği doğal süreci içinde gelişimini sürdürmeye devam etmiştir. Dönemin önemli ses sanatçıları arasında Aşık Veysel, Zeki Müren, Müzeyyen Senar yer almıştır.

Sinema tarihinde 1950-1960 yılları Yeşilçam Sineması olarak geçmektedir. Karanlık Dünya Aşık Veysel’in Hayatı (Metin Erksan); Evvel Zaman İçinde (Turgut Demirağ); Halıcı Kız (Muhsin Ertuğrul); Kanun Namına (Ömer Lütfi Akad); Gelinin Muradı (Atıf Yılmaz); Üç Arkadaş (Memduh Ün); Dokuz Dağın Efsanesi (Metin Erksan) gibi filmler bu dönem çekilen filmlerden bazılarıdır. Münir Özkul, Neriman Köksal, Ayhan Işık, Belgin Doruk, Öztürk Serengil, Ekrem Bora ve Erol Taş gibi Türk sinemasının dev isimleri bu dönemde ilk filmlerine imza atarak oyunculuğa başlamışlardır. 1953’te ilk senaryosu “Kanlı Para” ile sinema hayatına atılan Safa Önal, en fazla filme çekilmiş senaryoya sahip kişi olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiştir. Sefa Önal’ın 395 senaryosu filme çekilmiştir. Yeşilçam Sineması bu dönemden itibaren başarılı filmlere imza atmıştır.

Bu Yazıda Geçen Terimler
Sistememizde bu yazıda bahsi geçen kişilere ait bir biyografi bulunamamıştır.
Benzer İçerikler
1990 Sonrası Türkiye’deki Gelişmeler
Tarih

1990 Sonrası Türkiye’deki Gelişmeler

İçeriğe Git>
1960 Sonrası Türkiye’de Yaşanan Siyasi, Ekonomik ve Sosyal Gelişmeler
Tarih

1960 Sonrası Türkiye’de Yaşanan Siyasi, Ekonomik ve Sosyal Gelişmeler

İçeriğe Git>
Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası (1923-1938)
Tarih

Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası (1923-1938)

İçeriğe Git>
İhtilaller Çağı
Tarih

İhtilaller Çağı

İçeriğe Git>
II. Dünya Savaşı Sonrası Türkiye
Tarih

II. Dünya Savaşı Sonrası Türkiye

İçeriğe Git>
Osmanlı Devleti’nde Demokratikleşme Hareketleri
Tarih

Osmanlı Devleti’nde Demokratikleşme Hareketleri

İçeriğe Git>
Copyright © 2024 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo