Yerleşmenin kelime anlamı; oturulan, barınılan yerdir. Yerleşme konutlar da dahil olmak üzere içerisinde barınılan veya değişik türdeki faaliyetlerin sürdürüldüğü her türlü yapıyı içerisine almaktadır. Bu bilgiler ışığında yerleşme; barınma ya da belirli bir faaliyet sürdürme amacıyla saha üzerine inşa edilmiş konut/konutlardan oluşan ünitelere denir. Yerleşme olgusu insanların çeşitli ihtiyaçları doğrultusunda doğmuştur.
Yerleşmelerin ortaya çıkmasının nedenleri arasında beslenme, iklimlerin olumsuz şartlarından korunma, güvenliği sağlama, ürünleri saklama ihtiyaçlarını sayabiliriz. Yerleşme alanlarının seçilmesinde ise beşeri ve doğal çevre faktörleri etkili olmuştur.
İnsanların yerleşik hayata geçtikleri ilk yerler; Mezopotamya, Çin, Hindistan, Mısır, Orta Amerika ve Güney Amerika’dır. Bu bölgelerin ortak özellikleri; iklim koşullarının elverişli olması, su kaynaklarının yanında bulunmaları, verimli toprakların olması, ulaşımın kolay olmasıdır.
İnsanlar Paleolitik Çağ’da mağara ve ağaç kovuklarını yerleşme alanı olarak seçmişlerdir. Buzul çağının sona ermesi ile insanlar toprağı işlemeyi öğrenmişler ve yerleşik hayata geçmişlerdir. Yerleşik hayata geçen insanlar konut yapımına başlamışlardır. Böylece ilk yerleşmeler meydana gelmiştir. Nüfusun artması ile birlikte ise yerleşme toplulukları ilk olarak köy yerleşmelerine, nüfusun daha da artması üzerine şehir devletlerine kadar büyüme gösterilmiştir.
Yerleşmeyi Sınırlayan Faktörler;
- Su yüzeyleri,
- Yeryüzü şekilleri,
- Kutuplar,
- Kuraklık,
- Ormanlar,
- Bataklıklar,
- Madenciliktir.
İnsanlar genellikle düz, verimli, su kaynakları açısından zengin alanlarda yerleşim kurmak istemişlerdir. Ancak güvenlik ve doğal afet gibi etkilerle engebeli, soğuk ve kurak yerlere de yerleşmek zorunda kalmışlardır. Yerleşme, kurulduğu yerdeki doğal ve beşeri şartların etkisi ile büyüyüp gelişmiş ya da zamanla terk edilmiştir.
Dünya üzerinde yerleşmelerin dağılışını etkileyen en önemli faktör büyük su kütleleri olan deniz ve okyanuslardır. Karalar üzerinde yerleşmelerin dağılışını etkileyen en önemli faktör iklimdir. Düşük sıcaklık değerleri kutup, tundra ve orta kuşaktaki dağların yüksek kesimlerinde; yağış azlığı çöllerde; yüksek sıcaklık ve nem oranları Ekvator’a yakın alanlarda yerleşmeyi zorlaştırmıştır. Orta kuşak, dünyada yerleşmelerin en fazla olduğu alandır. Ancak yerleşmelerin dağılışı düzenli değildir. Deniz seviyesine yakın yerlerde yerleşmeler yoğunlaşırken deniz seviyesinden yükseklere çıkıldıkça yerleşmeler azalır. Yeryüzü şekillerinin çok eğimli olduğu alanlar da yerleşmek için tercih edilmez. Bataklıklar, yerleşmeleri sınırlandıran doğal bir engeldir. Çöller su kaynakları yetersiz olduğundan yerleşmeye uygun değildir.
Yerleşmelerin kuruluş ve gelişmesinde doğal etkenlerin yanında beşeri faktörler de etkili olmuştur. Ulaşım, bir yerleşmenin gelişmesi için en önemli beşeri unsurlardandır. Ayrıca tarım, sanayi, ticaret, turizm, madencilik, ormancılık ve balıkçılık gibi ekonomik faaliyetlerin geliştiği alanlarda yerleşmeler yoğunlaşır. İş imkanlarının fazla olduğu yerleşim merkezleri hızla gelişir. Savaşlar, ihtilal, güvenlik gibi nedenler ile
oluşan göçler de yerleşmelerin kuruluş ve gelişmesini etkilemektedir.
Yerleşme Tipleri
Yerleşimin kurulması ve gelişmesinde doğal, beşeri ve ekonomik unsurlar etkilidir. Yerleşme tipleri ayrımı; kentsel yerleşmeler ve kırsal yerleşmeler şeklinde yapılmaktadır.
Kırsal Yerleşmeler
Kırsal yerleşme; temel ekonomik faaliyetlerin tarım, hayvancılık, ormancılık ve balıkçılık olduğu yerleşmelere denir. Kırsal yerleşmelerde az da olsa madencilik ve turizm faaliyetlerinin yapıldığı görülmektedir. Kırsal yerleşmeler farklı özelliklere göre alt başlıklara ayrılmaktadır.
Nüfusun Büyüklüğüne Göre Kırsal Yerleşmeler
Kasaba= Nüfusu, fiziksel özellikleri, işlevleri ve yaşam koşulları ile köy ile şehir arasında geçiş özelliği gösteren yerleşmelere denir. Nüfus miktarı 2.000 ile 10.000 arasındadır. Kasabalarda yapılan ekonomik faaliyetler genel olarak tarım ve hayvancılık olsa da küçük çağlı ticari faaliyetlerin yapıldığı da görülmektedir. Türkiye’deki kasabalar genellikle tarım kasabasıdır. Kasabalarda belediyeler bulunur. Bu nedenle köylere göre daha gelişmiş durumdadırlar.
Köy= Köyler, ekonomik faaliyet olarak tarım ve hayvancılığın yapıldığı; okul, cami, otlak, baltalık orman gibi ortak malların bulunduğu yerleşmelere verilen addır. Sınırları içinde bağ, bahçe, tarla ve eklentileri de yer alır. Köyler idari açıdan en küçük yönetim birimidir. Nüfusları 2000’den azdır.
Köyden küçük ve köye bağlı yerleşmeler= Beşeri ve ekonomik nedenlerle köylerden ayrılan insanlar kurmuştur. Köy altı yerleşmelerde temel ekonomik faaliyet hayvancılıktır fakat sınırlı da olsa tarım faaliyeti de yapılır. Köy altı yerleşmeleri, yerleşme tipleri arasında yer alan en küçük olan tiptir. Yayla, kom, ağıl, oba, dam, dalyan geçici yerleşme; çiftlik, mahalle, mezra ve divan sürekli yerleşmedir. Ancak geçici yerleşmeler, zamanla sürekli yerleşmelere dönüşebilmektedir.
- Köy altı yerleşmelerinin ortaya çıkmasının nedenleri:
- Devlet arazilerinin toprağı olmayan ailelere verilmesi,
- Arazinin engebeli olması,
- Tarım arazilerinin yetersiz olması,
- Bireylerin kalabalık ailelerden uzaklaşarak bağımsız yaşama isteği,
- Tarım arazilerinin yaşam alanlarına uzak olması,
- Hayvanları otlatma alanlarının sınırlı olması,
- Aileler arasında anlaşmazlık olmasıdır.
Nüfusun Büyüklüğüne Göre Kırsal Yerleşmelerin Ortak Özellikleri
- Sınırları ve ortak malları vardır.
- Nüfus sayıları ve yoğunlukları azdır.
- Ekonomileri tarım ve hayvancılığa dayanır.
- Yayıldıkları alanlar dardır.
- Sosyal dayanışma ve iş birliği kuvvetlidir.
- Bazıları geçici yerleşmeler olup özel mülkiyet alanları vardır.
- Köylerde mesleki farlılık az, etnik yapı bakımından sade yapıdadır.
Dokusuna Göre Kırsal Yerleşmeler
Yerleşme birimlerinin en küçüğü evdir. Buna yerleşme çekirdeği (nüve) adı verilmektedir. Yerleşme çekirdeklerinin dağılışı yerleşme dokusunu oluşturur. Bu dağılışın oluşmasında yeryüzü şekilleri, su kaynakları, ekonomik faaliyet tipi ve güvenlik koşulları gibi faktörler etkili olmuştur.
- Dağınık Yerleşmeler= Evler birbirlerine uzak inşa edilir. Arazinin çok engebeli, su kaynaklarının fazla ve tarım alanlarının küçük ve parçalı olduğu alanlarda görülür. Karadeniz Bölgesi dağınık yerleşmeye örnek verilebilir.
- Toplu Yerleşmeler= Evler birbirlerine yakın inşa edilmiştir. Su kaynaklarının sınırlı olduğu alanlarda ve az engebeli yerlerde görülür. Ova ve platolarda yer alan yerleşmeler toplu yerleşme özelliği gösterir. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri örnek gösterilebilir.
- Gevşek Dokulu Yerleşmeler= Evlerin rastgele ve geniş alanlara dağılmasıyla oluşan yerleşmelerdir. Karadeniz kıyı kuşağı örnek gösterilebilir.
Yerleşme Planına Göre Kırsal Yerleşmeler
Yerleşme çekirdeklerinin bir yolun etrafında sıralanmasıyla yol boyu yerleşmeleri oluşmuştur. Demir yolu, su kanalı, akarsu vadisi gibi uzunlamasına yer alan unsurların etrafında hat boyu (çizgisel) yerleşmeler oluşmuştur. Genellikle yolların etrafında değişik doğrultularda oluşan yerleşmelere ışınsal planlı yerleşme denir. Engebenin az olduğu alanlarda yerleşme çekirdeklerinin bir meydanın etrafında toplanmasına dairesel planlı yerleşmedenir. Yerleşme çekirdeklerinin birbirine yakın ve düzensiz konumlandırıldığı yerleşmelere de küme planı yerleşme adı verilir.
Kuruldukları Yere Göre Kırsal Yerleşmeler
Kırsal yerleşmeler kuruluş yerleri bakımından farklılık gösterir. Bunda çeşitli doğal ve beşeri etmenler etkili olmuştur. Kırsal yerleşmeler; genellikle akarsu kenarlarında,vadi içlerinde, dağların eteklerinde, su bulunan ovalarda,orman arazisine yakın alanlarda, deniz ve göl kenarlarında bulunur.
Ekonomik İşlevlerine Göre Kırsal Yerleşmeler
Kırsal yerleşmelerin sınıflandırılmasında kullanılan ölçütlerden biri de ekonomik faaliyetlerin türüdür. Kırsal yerleşmeler; tarım, hayvancılık, turizm, madencilik, balıkçılık, ormancılık ve dokumacılık gibi faaliyetlere göre sınıflandırılabilir.
Şehir (Kent) Yerleşmeleri
Nüfus bakımından daha kalabalık, insanların büyük bir kısmının tarım ve hayvancılık faaliyetleri dışında çalıştıkları yerleşmelere şehir yerleşmeleri adı verilir. Kır yerleşmelerinden ayrılan en önemli özellikleri; nüfusun fazlalığı, yerleşim alanının genişliği, çalışan insanların sanayi-eğitim-ticaret ve yönetim gibi ekonomik faaliyetlerde çalışmasıdır.
Şehir yerleşmeleri; nüfuslarına göre ve fonksiyonlarına göre ikiye ayrılmaktadır.
Nüfuslarına Göre Kentler
- Küçük Kentler= Nüfus miktarları 10.000-100.000 arasındaki yerleşmelere denir.
- Orta Büyüklükte Kentler= Nüfus miktarları 100.000-500.000 arasındaki yerleşmelere denir.
- Büyük Kentler= Nüfus miktarları 500.000-1.000.000 arasındaki yerleşmelere denir.
- Metropoliten Kentler= Nüfus miktarları 1.000.000’dan daha fazla olan yerleşmelere denir.
- Mega Kentler= Nüfus miktarları 10.000.000’dan daha fazla olan yerleşmelere denir.
Fonksiyonlarına (İşlevlerine) Göre Kentler
Bu sınıflandırmada şehirde ekonomik, sosyal ve kültürel etkinlikler dikkate alınır.
Tarım Şehirleri= Yeryüzündeki en eski şehirlerdir. Ormancılık, hayvancılık ve balıkçılık da bu şehirlerde görülen ekonomik faaliyetlerdir. Tarım alanlarını genişliği ve verimliliği etkilidir. Örnek olarak; Rize, Şanlıurfa, Niğde gösterilebilir.
Sanayi Şehirleri= Sanayi Devrimi’nden sonra ortaya çıkmıştır. Nüfusun çoğu sanayi sektöründe çalışmaktadır. Ticaret, ulaşım ve hizmet sektörleri de gelişmiştir. Örnek olarak; Frankfurt (Almanya), Kiev (Ukrayna), İzmit, İskenderun, İstanbul örnek gösterilebilir.
İdari Şehirler= Bir ülkenin idari ve siyasi otoritesinin yer aldığı şehirlerdir. Londra, Paris, Moskova, Roma, Ankara başlıca idari şehirlere örnek verilebilir.
Kültür Şehirleri=Bilim, sanat ve eğitim gibi çeşitli kültürel etkinliklerin ön planda olduğu şehirlerdir. Oxford, Cambridge, İstanbul, Ankara, İzmir, başlıca kültürel şehirlere örnek verilebilir.
Askeri Şehirler= Bu şehirlerde büyük askeri birlikler bulunmaktadır. Askeri şehirlerde diğer sektörlerin de gelişmiştir. Sarıkamış, İncirlik, Kırkağaç, Polatlı ve Eğirdir askeri şehirlere örnek verilebilir.
Ticaret Şehirleri= Çevreden gelen ürünlerin pazarlandığı yerlerdir. Bu şehirlerde ulaşım ağı da çok gelişmiştir. New York, Hong Kong, İstanbul, Mersin örnek olarak gösterilebilir.
Liman Şehirleri= Deniz taşımacılığı bu şehirlerde önemli rol oynamaktadır. Bu şehirlerde ticaret de çok gelişmiştir. Hamburg, Amsterdam, Marsilya, İstanbul, İzmir örnek olarak gösterilebilir.
Turizm Şehirleri= Bu tür şehirlerde doğal ve beşeri turizm varlıkları bulunur. Bu şehirlerde ticaret de çok gelişmiştir. Konaklama, eğlence, ulaşım, bankacılık gibi sektörler de bu şehirlerde gelişmiştir. Örneğin; Roma, Venedik, Dubai, Londra, İstanbul, Antalya, Marmaris gibi örnekler verilebilir.
Maden Şehirleri= Çeşitli madenlerin çıkarıldığı ve işlendiği şehirlerdir. Örnek olarak Bakü, Musul, Essen verilebilir.
Dini Şehirler= Bir veya birden fazla dini inancın merkezi ya da önemli dini eserlerin bulunduğu yerlerdir. Bu şehirler, yılın belli dönemlerinde ya da tamamında ziyaret edilmektedir. Bu durum; ticaret, ulaşım, turizm gibi sektörlerin de gelişmesini etkilemiştir. Mekke, Medine, Kudüs, Roma dini şehirlere örnek verilebilir.
Mesken Tipleri
Mesken; insanların barınma, korunma, dinlenme ve çalışma gibi ihtiyaçlarını karşıladığı yapıların tümüne denir. Mesken tipleri bölgelere göre farklılık gösterebilmektedir. Bölgede yaşayan kişilerin sosyal ve ekonomik faaliyetleri ile bölgedeki doğal çevre koşulları mesken tipleri üzerinde etkilidir. Kırsal yerleşmelere ait meskenlerde doğal çevre koşullarının etkisi daha fazladır. Şehirsel yerleşmelerdeki mesken tiplerinde ise ekonomik ve teknolojik koşulların etkili olduğu gözlemlenmektedir.
Mesken tipleri yapı malzemelerine göre sınıflara ayrılmaktadır.
Ahşap Meskenler (Ağaç)
Yağış miktarının fazla olduğu ormanlık alanlarda yaygın olarak görülen mesken tipidir. Bu tür meskenler, ekvatoral ve muson iklim bölgelerinde, Türkiye’de ise Karadeniz bölgesinde yaygındır. Ahşap evler sıcaklık ve nemi geçirmezler. Aynı zamanda kullanıldıkları bölgelerdeki deprem riskine göre dayanıklıdırlar.
Toprak Meskenler (Kerpiç)
Kurak ve yarı kurak bölgelerde, kil oranı yüksek topraklar bitkisel malzemeyle karıştırılarak kerpiç adı verilen malzeme elde edilir. Elde edilen bu kerpiçler ile evler inşa edilmektedir. Yağışın az ve sıcaklık farkının fazla olduğu bölgelerde bu tip evlerle karşılaşılır. Toprak meskenler dünyada karasal iklim bölgelerinde, Türkiye’de ise İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da yaygındır.
Taş Meskenler
Kalker, granit, bazalt, andezit gibi kayaçların fazla olduğu yerlerde bu meskenlere görülmektedir. En fazla Akdeniz Havzası’nda bulunan ülkelerde bulunur. Akdeniz iklim bölgesinde, Doğu Anadolu, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’daki volkanik araziler çevresinde taş evlere rastlanılmaktadır.
Betonarme Meskenler
Teknolojinin gelişmesine bağlı olarak tuğla, briket, çimento, çelik ve demir gibi malzemelerin kullanılmasıyla yapılan meskenlerdir. Dünyada ve Türkiye’de genellikle şehirlerde görülen ve doğal çevrenin etkilerinin en aza indirildiği mesken tipidir.
🌟Bu mesken tiplerinin dışında yeryüzü şekilleri, iklim ve bitki örtüsünün etkisiyle farklı tipte yapı malzemelerinin kullanıldığı meskenler de görülmektedir. Örneğin Kuzey Kutbu’na yakın bölgelerde igloo adı verilen meskenler bulunur. Eskimolar tarafından buz ve kar kullanılarak yapılmıştır. Yeryüzünün farklı yerlerinde tüf ya da kalker gibi kolay oyulabilen kayaçların şekillendirilmesiyle oluşturulmuş meskenler de bulunur.
Türkiye’de Yerleşme
Türkiye; elverişli iklimi, verimli toprakları, bol su kaynakları ile çok eskiden beri insanların
yerleştiği alanlardan biridir. Konum özelliklerinin etkisi ile geçmiş dönemlerden itibaren farklı
kültürlerin karşılaşma alanı olmuştur. Farklı kültüre sahip topluluklar Anadolu’da kültürlerin
etkileşimine zemin hazırlamış ve gelişimini hızlandırmıştır. Türkiye’de yerleşmenin dağılışında etkili olan faktörleri; doğal ve beşeri faktörler olarak ayırabiliriz.
Türkiye’de yerleşmelerin dağılışında en önemli doğal faktör iklimdir. Türkiye’de yağışın fazla olduğu yerler, yerleşmelerin en fazla olduğu alanlardır. Denizel iklim şartlarından dolayı Marmara, Ege, Karadeniz ve Akdeniz kıyıları yerleşmelerin en yoğun olduğu yerlerdir. İç kesimlere doğru gidildikçe yağış miktarının azalmasına bağlı olarak yerleşmelerin de azaldığı görülmektedir. Aynı zamanda Türkiye’de yerleşmeyi etkileyen bir diğer iklim elemanı sıcaklıktır. Yükseltinin fazla olduğu yerlerde hem sıcaklık düşük hem de kış mevsiminin uzun sürmesi nedeniyle yerleşmelerin az olduğu görülmektedir. Kuzey Anadolu Dağları, Toros Dağları’nı örnek olarak gösterebiliriz. Buralarda özellikle 2000 metreden sonra yerleşmelere rastlanılmaz. Kış mevsiminin ılık geçtiği Ege ve Akdeniz kıyıları ise yoğun olan yerleşme bölgeleridir.
Bunların dışında Türkiye’deki yerleşmenin dağılışını etkileyen diğer doğal faktörler; yer şekilleri, su kaynakları, toprak özellikleri ve bitki örtüsüdür. Türkiye’de yükseltinin ve eğimin fazla olduğu yerlerde yerleşmeler azalmaktadır. Dağların güney yamaçları kuzey yamaçlarına göre daha fazla yerleşmeye açılmıştır. Bunun nedeni bakıdır ve Türkiye’nin Kuzey Yarım Küre’de yer almasıdır. Su kaynaklarına yakın olan yerlerde, verimli toprakların olduğu yerlerde ve bitki örtüsünün tarıma elverişli olduğu yerlerde de yerleşmelerin fazla olduğu görülmektedir.
Türkiye’de yerleşmeyi etkileyen beşeri faktörler; göçler, ulaşım olanakları, ekonomik faktörler ve askeri ve siyasi faktörlerdir. Göç ile birlikte Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinin yerleşme oranı artarken; İç Anadolu, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yerleşme azalmıştır. Önemli ulaşım yolları üzerinde bulunan bölgelerde yerleşmeler artmıştır. Örneğin; Eskişehir, Ankara, Konya, Kayseri gibi. Ticaretin fazlasıyla yapıldığı şehirlerde, sanayinin ve madencilik faaliyetlerinin yürütüldüğü bölgelerde de yerleşme oranları bir hayli yüksektir.
Türkiye’de Yerleşmenin Tarihçesi
Türkiye, dünyanın ilk yerleşim alanlarından biridir. İnsanların avcılık ve toplayıcılık ile geçindikleri dönemlerden itibaren doğal barınaklar yerleşim alanı olmuştur. Anadolu’da mağaraların bir kısmı yerleşme alanı olarak kullanılmıştır. Bu mağaralardan özellikle güney kıyılarındaki Antalya Körfezi’nin batısında kalan Karain, Beldibi, Belbaşı, Öküzini, Çarkini mağaraları, Antalya yakınlarında Kadı ini ve Hatay’ın Samandağ ilçesindeki mağaralar ilk yerleşmelerin görüldüğü barınaklardır. Karain Mağarası’nda yapılan çalışmalarda 450-500 bin yıl öncesine ait kalıntılara ulaşılmış olup araştırmalar ise halen daha devam etmektedir.
Şanlıurfa yakınlarındaki Göbeklitepe, Türkiye’de bilinen en eski yerleşmelerden olup yaklaşık 12.000 yıl öncesine tarihlendirilmektedir. Kültür bitkilerinin yetiştirilmediği ve kap kacak üretimine başlanmadığı
dönemde Göbeklitepe mabet olarak kurulup gelişmiştir. Göbeklitepe Şanlıurfa’nın 15 km kadar güneybatısında Örencik Mahallesi yakınlarındadır. Göbeklitepe’den sonra Anadolu’da ilk köy tipi yerleşmeler günümüzden 7.000-10.000 yıl öncesine rastlar. Neolitik dönemde yerleşmeler Göller Yöresi, Konya Ovası ve Tuz Gölü çevresindeki verimli toprakların yakınlarında yoğunlaşmıştır.
Neolitik Dönemin en önemli yerleşmelerinden biri de Çatalhöyük’tür. Çatalhöyük, Konya’da Çumra ilçesinin 11 km kuzeyinde yer alır. Anadolu’da önemli yerleşmelerden birisi de Alacahöyük’tür. Çorum ilinin Alaca ilçesi yakınında bulunmaktadır. Anadolu’da Tunç Çağı’na ait en önemli yerleşmelerden biridir.
Türkiye’de İdari Fonksiyonlarına Göre Yerleşmeler
Yerleşmelerin özelliklerinden biri sahip oldukları fonksiyonlarıdır. Bu nedenle yerleşmeler fonksiyonlarına göre de sınıflandırılır. Fonksiyonlarına göre yerleşmeleri sınıflandırırken idari fonksiyonları da göz önünde bulundurularak sınıflandırma yapılabilir.
Türkiye’deki yerleşim birimleri idari fonksiyonlarına göre köy, ilçe ve il olarak sınıflandırılır. Devletin egemenliği altında bulunan arazinin tümüne ülke veya mülk adı verilir. Mülki idare, merkezi yönetim demektir. Türkiye’de merkezi idare; hem başkent Ankara’da hem de tüm yurda dağılmış taşra örgütleri ile sağlanmaktadır. Merkezi idarenin başkentteki örgütü Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlar Kurulu’dur. Türkiye’nin mülki idare bölümlerini iller, illerin alt bölümlerini ilçeler oluşturmaktadır.
Köy Yönetsel Alanı
Köy ve mahalle, ilçe merkezindeki kaymakama bağlı olan en küçük idari birimdir. Köy ve mahallede ikamet eden vatandaşlar tarafında seçilen muhtar ve ihtiyar heyeti tarafından yönetilir.
Köyün merkezi ile köyün tarım alanları, meraları, ormanları gibi bütün sınırları köy adı altında ifade edilir.
Belde Yönetsel Alanı
Belde belediyeleri, il ya da ilçe merkezi olmayan ancak belediye örgütlü yerleşmelere denilir. Nüfus olarak köy veya kasaba özelliği göstermektedir.
Belde belediyeleri, kendi sınırları içinde ulaşım, altyapı gibi hizmetleri yerine getirir.
İlçe Yönetsel Alanı
İlçeler, kaymakamlık teşkilatı ve bağlı resmi kuruluşların yer aldığı idari merkezleridir. İlin genel yönetiminin bir alt kademesini oluştururlar. Kaymakam tarafından yönetilir ve valiye bağlı olarak görev yapar. Kendisine bağlı köy ve belde gibi yerleşmeler ile bunların arazilerinin tamamı ilçelerin sınırını oluşturur.
İl Yönetsel Alanı
İl, sınırları içinde birden fazla ilçe bulunduran ve vali tarafından yönetilen idari merkezlere denir. En büyük mülki idare bölgeleridir. Valiler tarafından yönetilir. Kendisine bağlı ilçe, belde, köy yerleşmelerinin tamamı ilin sınırlarını oluşturur. Türkiye’de 81 tane il bulunmaktadır. Bu illerin adları ile merkezleri genellikle aynı ad ile anılırlar. Fakat Hatay ilin adı iken merkezinin adı Antakya’dır veya Sakarya ilin adı iken merkezinin adı Adapazarı’dır.
Büyükşehir Olmayan İl Yönetsel Alanı
Sınırları içinde birden fazla ilçe bulunduran ve vali tarafından yönetilen idari merkezlere denir. Valiler tarafından yönetilir. Kendisine bağlı ilçe, belde, köy yerleşmelerinin tamamı ilin sınırlarını oluşturur.
Kendisine bağlı ilçe, belde, kır yerleşmeleri ile bağlı olan sınırları kapsar. İl merkezlerinde belediye teşkilatı da görev yapar.
Büyükşehir İl Yönetsel Alanı
Büyükşehirler de diğer iller gibi vali tarafından yönetilir. Nüfusu 750.000 üzerindeki iller büyükşehir olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de 30 tane büyükşehir bulunmaktadır.
Büyükşehirlerde merkeze bağlı ilçelerin yanında, merkez yerleşmeler de birden fazla ilçeye ayrılmıştır. Her ilçenin kaymakamı da ayrıdır. Büyükşehir belediye teşkilatının yetki alanı da ilin bütün sınırlarını kapsar. Büyükşehirlerde bulunan köyler, mahalle statüsüne dönüştürülmüştür.