Güncel
Felsefenin Ortaya Çıkışı

Konu Özeti

Felsefenin ortaya çıkışı, insanlık tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir ve genellikle Antik Yunan'da, M.Ö. 6. yüzyılda başladığı kabul edilir.

Bu konuda
  • Felsefenin tarihsel yolculuğunu
  • İlk medeniyetlerin felsefeye katkısını
öğreneceksiniz.
Instagram Logo
Bikifi Instagram'da

İlk Medeniyetlerin Felsefenin Doğuşuna Etkisi

Felsefenin kökenleri üzerine yapılan düşünce ve araştırmalar, çoğunlukla var olan yazılı ve sözlü bilgilere dayanmaktadır. Bu bilgiler tarih, antropoloji, arkeoloji gibi alanlardan elde edilmiştir ve onların yorumlanmasıyla mevcut kabuller oluşturulmuştur. Elbette, gelecekte edinilecek yeni bilgiler, bu kabulleri değiştirebilir.

Genel kabul gören düşünceye göre, felsefe; çeşitli medeniyetlerin bilim, inanç ve öğretilerini bir araya getirerek MÖ 6. yüzyılda daha belirgin bir hale gelmiştir. Felsefenin bu evrim sürecinde bazı düşünürler önemli roller üstlenmiştir. Dünyanın birçok medeniyetinde de felsefe karşımıza çıkmaktadır.

Antik Yunan, felsefi düşünceyi sistemli bir yapıya kavuşturmuştur. Ancak bu düşünce yapısının temelleri Sümer, Mezopotamya, Mısır, Çin, Hint ve İran medeniyetlerinde bulunan kozmolojik ve etik kavramlarda yatmaktadır. Bu medeniyetler, varoluş, bilgi ve değerler üzerine olan fikirleriyle felsefenin temel taşlarını atmıştır.

Mezopotamya Uygarlığı

  • Mezopotamya; Sümer, Babil, Asur ve Akat kültürlerine ev sahipliği yapmıştır.
  • Mezopotamya’nın en eski uygarlığı Sümer uygarlığıdır.
  • Sümerler yazıyı bularak gerçeklerin tarihselleşmesini sağlamışlardır.
  • Sümerlerin en bilinen eserlerinden Gılgamış Destanı, insanın ölümle olan mücadelesini ve ölümsüzlük arzusunu ele alarak felsefi bir derinliğe ulaşmıştır.
  • Sümer medeniyeti; matematik, geometri ve astronomi gibi disiplinlerde önemli ilerlemeler kaydetmiştir.
  • Bu ilerlemeler, sadece mitolojik açıklamalarla sınırlı kalmamanın yolunu açmış ve felsefi düşüncenin doğmasına zemin hazırlamıştır.
  • Doğa filozofları, bu ilerlemeleri temel alarak felsefenin ilk adımlarını atmış ve bu etkileşim onların düşüncelerinde net bir şekilde görülmektedir.

Mısır Uygarlığı

  • Mısır uygarlığı, Nil nehri çevresinde kurulmuştur.
  • Nil nehrinin hareketleri Mısır’da matematik, astronomi ve geometrinin gelişmesini sağlamıştır.
  • Aynı zamanda Mısırlıların gelişmiş bir evren anlayışı vardır.
  • İlk ögenin su olduğunu ve Dünya’nın tepsi biçimde olup suda yüzdüğünü kabul etmişlerdir.
  • Bu düşüncenin benzeri daha sonra felsefe tarihinin başlangıcında yer alan Thales’te görülmüştür.

Çin Uygarlığı

  • Taoculuk (Taoizm), Çin’in köklü inanç sistemlerinden biridir ve bireyin ruhani gelişimine odaklanır.
  • Bu inanç, insanın içsel bir bilgelikle evrenin sırlarına erişebileceğini savunur.
  • Bu süreçte, meditasyon ve trans halleri aracılığıyla duyusal sınırlamaların ötesine geçilir ve evrenin harmonisine ulaşılır.
  • Lao Tse’nin liderlik ettiği bu öğretide, evrenin doğal akışı ve düzeni kabul edilir.
  • Tao, bu inançta evrenin doğal yolu veya özü olarak görülür ve etik yaşamın temelini oluşturur.
  • Bireyin en yüksek hedefi, derin bir anlayışla Tao’yla bütünleşmektir.
  • Taoculuk, yaşamın nasıl sürdürülmesi gerektiği konusunda yol gösterici prensipleriyle, felsefenin doğuşuna katkıda bulunmuştur.
  • Aynı zamanda Konfüçyüsçülük de bugün hala daha güçlü bir ahlak öğretisi olarak önemini korur.
  • Konfüçyüs, metafiziksel problemlerle uğraşmayarak uyumlu bir topluma giden yolu belirleme çabasına girmiştir.
  • Toplumsal ve politik meseleler temelinde, doğru ve adil yönetim gibi konularla, aile ve cemaat değerleri ile ilgilenmiştir.
  • Toplum içindeki bireyin insanlaşması sorunu ele almıştır.
  • “Üstün insan” ve “iyi düzenlenmiş” toplum öncelikle ele aldığı konular olmuştur.

Hint Uygarlığı

  • Hint felsefesinin kökenlerinde Veda mitolojisi bulunmaktadır.
  • MÖ 8. ve 7. yüzyıllar arasına tarihlenen bu dört eserlik koleksiyonda, evrenin nasıl yaratıldığı, ilahi sırlar, ötesiyle iletişim kurma yöntemleri ve epik kahraman hikayeleri gibi temalar ele alınır.
  • Hint felsefesinde, insanın ruhsal arınması ve dünyevi isteklerin ötesine geçmesi merkezdedir.
  • Bu hedefe ulaşmanın yolu, klasik bilim ve mantık yöntemlerinden ziyade içsel sezgi ve bireysel deneyimlerle gerçekleşir.
  • Bir bireyin bu yaşamda kazandığı bilgelik ve deneyim, reenkarnasyon anlayışına göre gelecekteki yaşamlarını da şekillendirir.
  • İnsanın arzulardan sıyrılması, onu evrenin özü ve en yüksek gerçekliği olan Brahman’a yaklaştırır.
  • Hint inanışlarında, su, yaratılışın temel ögesi ve yaşamın kaynağı olarak kabul edilir.
  • Felsefenin köklerini araştırma sürecinde bu Hint düşüncelerinden etkilenen tartışmalar da yer almıştır.

İran Uygarlığı

  • MÖ 1000-600 yılları arasında İran’da Zerdüşt, evrenin dualist bir yapısını savunmuştur.
  • Ona göre Ahuramazda, evrenin hem maddi hem de manevi yönlerinin yaratıcısıyken, Ehrimen kötülüğün ve yanıltıcılığın kaynağıdır.
  • Zerdüşt’ün düşünceleri, felsefenin ahlaki değerlendirme süreçlerinde önemli bir yer bulmuştur ve Mani’nin düşüncelerinin temelini oluşturmuştur.
  • Mani’nin öğretisine göre, iyilik (aydınlık) ve kötülük (karanlık) ebedi ve başlangıçsızdır.
  • Bu iki ilkenin birleşiminden dünya meydana gelmiştir.
  • Mani’nin inanç sistemine göre, Ehrimen’in hükmettiği dünyada sıkışıp kalan aydınlığın serbest bırakılması gerekmektedir.
  • Tanrı Zervan, bu öğretide bilgelik ve irade ile temsil edilir.
  • Mani’ye göre, o, insanlara doğru yolu göstermek için gönderilen son peygamberdir.

📚Felsefe nerede ve ne zaman başlamıştır?

  • MÖ 6. yüzyılda, şimdiki Batı Anadolu’da Eski Yunan topraklarında felsefe, bağımsız bir düşünce tarzı olarak ilk defa ortaya çıkmıştır. İyon öncesi dönemlerde Mısır ve Mezopotamya’da bilimsel çalışmaların yanı sıra Çin, Hint ve İran’da da kayda değer felsefi geleneklerin temelleri atılmıştır. Ancak Mısır ve Mezopotamya’daki bilimsel yaklaşım, pratik gereksinimlere odaklanmış ve kuramsal genelleme yapmaya evrilmemiştir. Çin, Hint ve İran’da görülen felsefi akımlar ise, sıkça mitolojik ve dini kavramlarla iç içe geçmiştir. İyonlarda farklı olan, bilimsel meraka duydukları saf ilgi ve anlama arzusudur. Onlar, spesifik olaylara odaklanmanın ötesine geçip genel prensiplere ve teorilere ulaşmayı başarmışlardır. Aynı zamanda felsefeyi, mitolojiden ve dini inançlardan bağımsız, rasyonel bir çerçevede ele almışlardır.

MÖ 6. Yüzyıl-MS 2. Yüzyılda Anadolu’da Yaşamış Filozoflar

Thales

  • Milet’te yaşayan bu bilim insanı, bazı tarihçilere göre felsefenin ve bilimin babası olarak kabul edilir.
  • Evrenle ilgili teorilerinde, bir temel madde konseptine vurgu yapmıştır.
  • Sadece felsefeyle değil; matematik, geometri ve astronomi gibi bilim dallarıyla da ilgilenmiştir.
  • Onun, bir güneş tutulmasını önceden tahmin ettiği bilinir. Ayrıca geometride bilinen “Thales Teoremi” de onun katkılarındandır.

Anaksimandros

  • Milet’te yaşamış olan bu bilim insanı, genellikle Thales’in öğrencisi olarak anılmaktadır.
  • Matematikten astronomiye, haritacılıktan doğa bilimlerine kadar birçok alanda katkıda bulunmuştur.
  • Güneşin konumunu tespit etmek için bir güneş saati tasarladığı ve coğrafi haritalar çizdiği bilinir.

Anaksimenes

  • Milet’te (günümüzde Aydın/Didim’de) yaşamış olan bu düşünür, genellikle Anaksimandros’un öğrencisi olarak bilinir.
  • Evrenin yapısı ve varlıkların doğuşu hakkındaki teorileriyle felsefe dünyasında dikkat çekmiştir.
  • Astronomiye özel bir ilgisi vardı ve Güneş ile Ay’ın tutulmaları üzerine doğru tespitlerde bulunmuştur.

Anaksagoras

  • Klazomenai’da (şu anki İzmir/Urla bölgesinde) yaşayan bu filozof, felsefi düşünceleri arasında “nous” kavramıyla tanınır.
  • Bu konsept, materyalin belirli bir amaca yönelik nasıl düzenlendiğini ve hareket ettiğini açıklayan bir prensibi temsil eder.

Herakleitos

  • Ephesos’ta (günümüzde İzmir/Efes/Selçuk’ta) yaşamış olan bu düşünür, varlık üzerine olan teorileriyle bilinir.
  • Eserlerinin karmaşık yapısı ve aforizmalarla ifade edilen düşünceleri nedeniyle “Karanlık Herakleitos” olarak anılmıştır.
  • “Aynı nehre iki kez girilmez” sözüyle felsefe tarihinde yer edinmiştir.

Ksenofanes

  • Kolophon’da (günümüzde İzmir/Değirmendere’de) dünyaya gelmiştir.
  • İnsanın ve toplumun kültürel etkileşimleri ve yaşamı hakkında teoriler geliştirmiştir.

Epiktetos

  • Hierapolis’te (günümüzde Denizli/Pamukkale’de) dünyaya gelmiştir.
  • Stoacı filozoflar arasında yer alan Epiktetos, etik üzerine olan görüşleriyle bilinir.
  • Bilgeliğin önemini, iradenin gücünü, özgürlüğün değerini ve doğal dünyayla uyumu vurgulayan düşünceleriyle tanınmıştır.

Diogenes

  • Sinope şehrinde (günümüzde Sinop’ta) dünyaya gelmiştir.
  • Kinik felsefenin önde gelen temsilcilerinden biridir.
  • Diogenes, bir rıhtımda büyük bir varilin içinde yaşayarak mal ve mülkün yaşamda ne kadar önemsiz olduğunu vurgulamıştır.
  • Doğaya uygun bir yaşamın önemini savunmuştur.
  • Makedonya Kralı Büyük İskender onu ziyaret ettiğinde, “Bir dileğin var mı?” diye sorduğunda Diogenes’in yanıtı oldukça anlamlıydı: “Gölgeni üzerimden çek, başka bir şey istemem.” şeklindeydi. Bu cevap, onun felsefi yaklaşımını net bir şekilde ifade eder.

Lukianos

  • Samsat bölgesinde (şimdiki Adıyaman’da) dünyaya gelmiştir.
  • Ahlak üzerine birçok eser kaleme almış bir düşünürdür.
  • Üstün bir hitabet yeteneğine sahip olup (ikna etme sanatında usta) dönemin popüler Kinik felsefesine ve onların inançlarına eleştirilerde bulunmuştur.

Aristoteles

  • Aristoteles, felsefe tarihindeki en önde gelen düşünürlerden biridir ve hayatının bir bölümünü Assos’ta (şimdiki Çanakkale/Ayvacık) geçirerek burada önemli felsefi araştırmalarda bulunmuştur.
  • Bu sebeple Anadolu filozofları arasında anılmaktadır.
  • Mantık, politika ve biyoloji gibi bir dizi alanda katkılarıyla tanınır.
  • Çağlar boyunca süregelen etkili görüşleri vardır ve önceki felsefeleri ve bilimsel yaklaşımları üzerine yaptığı değerlendirmelerle ilk felsefe tarihçisi olarak kabul edilir.
  • Biyolojideki canlı sınıflandırma çalışmaları nedeniyle biyolojinin kurucusu olarak da anılır.
  • Ayrıca, Makedonya’nın ünlü hükümdarı Büyük İskender’e eğitim veren kişi olarak da bilinir.

Kleanthes

  • Ayvacık, Çanakkale’de doğan Kleanthes, gençlik yıllarından sonra Atina’ya yerleşmiştir.
  • Burada Zenon ile tanışarak onun disiplini haline gelmiş ve Zenon’dan sonra okulun liderliğini üstlenmiştir.
  • Kleanthes, felsefi yaklaşımlarında ruhun ölümsüz olduğuna dair argümanlarıyla bilinir.

MÖ 6. yy – MS 2. yy Anadolu’da yaşamış filozoflar;

  • Thales ➡️ Aydın/Didim (Miletos)
  • Anaksimandros ➡️ Aydın/Didim (Miletos)
  • Anaksimenes ➡️ Aydın/Didim (Miletos)
  • Anaksagoras ➡️ İzmir/Urla (Klazomenai)
  • Herakleitos ➡️ İzmir/Selçuk/Efes (Ephesos)
  • Ksenofanes ➡️ İzmir/Menderes/Değirmendere (Kolofon)
  • Epiktetos ➡️ Denizli/Pamukkale (Hierapolis)
  • Diogenes ➡️ Sinop (Sinope)
  • Lukianos ➡️ Adıyaman/Samsat (Samosata)
  • Aristoteles ➡️ Çanakkale/Ayvacık (Asos)
  • Kleanthes ➡️ Çanakkale/Ayvacık (Asos)
✍ Ders Notları
12 Ders Saati📂 11. Sınıf Felsefe
Sistememizde bu yazıda bahsi geçen kişilere ait bir biyografi bulunamamıştır.
Benzer İçerikler
Din Felsefesi
Felsefe

Din Felsefesi

İçeriğe Git>
Felsefi Düşünce
Felsefe

Felsefi Düşünce

İçeriğe Git>
Felsefenin Anlamı
Felsefe

Felsefenin Anlamı

İçeriğe Git>
Varlık Felsefesi
Felsefe

Varlık Felsefesi

İçeriğe Git>
Felsefi Soru Oluşturma
Felsefe

Felsefi Soru Oluşturma

İçeriğe Git>
Felsefenin İnsan ve Toplum Hayatındaki Yeri
Felsefe

Felsefenin İnsan ve Toplum Hayatındaki Yeri

İçeriğe Git>
Copyright © 2024 Bikifi
Star Logo
tiktok Logo
Pinterest Logo
Instagram Logo
Twitter Logo