Kusursuz Sorumluluk Halleri – Diğer Kanunlarda Yer Alanlar

Yayınlanma: 12 Nisan 2019Son Güncellenme: 02 Temmuz 2021
Kusursuz Sorumluluk Halleri – Diğer Kanunlarda Yer Alanlar

Konu Özeti

Kusursuz sorumluluk halleri genel itibariyle Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiş olsa da diğer kanunlarda da bu hususta özel durumlara yer verilmiştir. Medeni Kanunda taşınmaz malikinin sorumluluğu, ev başkanının sorumluluğu, tapu sicilinde devletin sorumluluğu benzer şekilde Karayolları T.K. sorumluluk gibi.

Bu konuda
  • Kusursuz sorumluluk hallerini
  • Medeni kanunda yer alan kusursuz sorumluluk hallerini
  • Taşınmaz malikinin sorumluluğunu
  • Ev başkanının sorumluluğunu
öğreneceksiniz.

BİRDEN ÇOK KİŞİNİN AYNI ZARARDAN SORUMLULUĞU

Birden Çok Kişinin Birlikte Zarara Sebep Olması

  • Birden çok kişi birlikte, anlaşarak, iş birliği yaparak ortak bir kusur ve haksız fiil ile birlikte bir zarara sebebiyet vermişse, zarara sebep olanlar arasında ayrım yapmaksızın fiile katılanların hepsi zarardan sorumludur.
  • Zarara uğrayan kimse, zarara sebep olanlardan hepsinden veya sadece birinden maddi, manevi tazminat isteyebilir.
  • Zarara sebep olanlardan birinden tazminat aldıktan sonra diğerlerinden tekrar tazminat alınamaz.
  • İşbirliği olmaksızın birden çok kimse ayrı ayrı zararı doğuracak nitelikte haksız fiilde bulunmuşsa şahıslardan her biri illiyet bağı ve genel kurallar uyarınca zararın tamamından müteselsilen sorumlu olur.
    • Madde 61- Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin
      hükümler uygulanır.
  • Tam teselsül de ise sorumlu olanlar, kusur dereceleri ve şahısları lehine mevcut diğer tazminatı azaltma sebepleri dikkate alınmaksızın zararın tamamını ödemekle müteselsilen sorumludur.
  • Eksik teselsül de ise sorumlu şahıslardan her biri genel hükümlere göre ödemekle yükümlü tutabilecekleri tazminat nispetinde zararın tamamından müteselsilen sorumludur.
  • İç ilişkide ise hakim zarara sebep olanların birbirine başvurma hakkına ilişkin takdir yetkisini kullanırken, bütün durum ve koşulları, özellikle onlardan her birine yüklenecek kusurun ağırlığını ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu, haksız fiilin kimin yararına işlendiğine bakılır.
    • Madde 62/1- Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur.
  • Tazminatın kendi payından fazlasını ödeyen kişi, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahiptir ve zarar görenin hakkına halef olurlar.
    • Madde 62/2- Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.

Birden Çok Kişinin Aynı Zarara Farklı Sebeplerden Sorumlu Tutulması

  • Birden çok kişi birlikte sebep olmadıkları bir zarardan çeşitli nedenler dolayısıyla sorumlu ise, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Zarar gören şahıs, zarardan sorumlu olanlardan dilediğine karşı dava açarak zararın tamamını ödettirebilir.
  • Hakim aynı zarardan çeşitli sebepler dolayısıyla sorumlu olanların birbirlerine başvurma hakları olup olmadığını ve gerektiğinde başvurmanın kapsamını belirlerken, bütün durum ve koşulları her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığını ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğunu dikkate alacaktır.
  • Zarar haksız fiili yapan kişi tarafından ödenmişse, ilke olarak bu kişi kusuru olmaksızın kanun gereği sorumlu olan adam çalıştırana başvuramayacaktır.
  • Tazminatın kendi payına düşenden fazlasını ödeyen kimse fazla ödediği kısım için müteselsil sorumlulara rücu hakkına sahiptir ve zarar görenin haklarına halef olur.
  • Zararı ödeyen kimse zarardan sorumlu diğer şahsa, ancak olaya doğrudan ona ödemekle yükümlü olacağı miktar için başvurabilir.

Diğer Kanunlarda Düzenlenmiş Sorumluluk Halleri

Karayolları Trafik Kanununa Göre Sorumluluk

  • Söz konusu sorumluluk hali Karayolları Trafik Kanununda düzenlendiği için burada sadece kanun maddeleri verilecektir.
  • Madde 85/1 –Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
  • Madde 85/3 – İşletilme halinde olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir.
  • Madde 85/4 – İşleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibi, hakimin takdirine göre kendi aracının katıldığı bir kazadan sonra yapılan yardım çalışmalarından dolayı yardım edenin maruz kaldığı zarardan da sorumlu tutulabilir. Ancak, bu durumda işletici teşebbüs sahibinin sorumlu kılınabilmesi için kazadan kendisinin sorumlu olması veya yardımın doğrudan doğruya kendisine veya araçta bulunanlara yahut kazaya taraf olan üçüncü kişilere yapılması gerekir.
  • Madde 85/5 – İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
  • Sorumluluktan Kurtulma
  • Madde 86 –İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.
  • Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.

Reklam

Medeni Kanunda Düzenlenen Bir Sorumluluk Hali : EV BAŞKANLARININ SORUMLULUĞU

  • Ev başkanlarının sorumluluğu Medeni Kanunun Aile Hukuku kısmına ilişkin hükümleri arasında Ev Düzeni başlığı ile madde 367-371 arasında düzenlenmiştir.
    • Kanun Madde 367 – Aile halinde yaşayan birden çok kimsenin oluşturduğu topluluğun kanuna, sözleşmeye veya örfe göre belirlenen bir ev başkanı varsa, evi yönetme yetkisi ona ait olur.
      Evi yönetme yetkisi, kan veya kayın hısımlığı, işçilik, çıraklık veya benzeri sebeplerle ya da koruma ve gözetme ilişkisi içinde ev halkı olarak bir arada yaşayanların hepsini kapsar.
  • Aile topluluğunu yönetme ve idare etme yetkisi bulunan ev başkanını belirlerken kanun hükümleri, sözleşme hükümleri veya ahlak ve örf kuralları dikkate alınır.
  • Ev başkanının yetkisi ev halkı içindeki herkesi kapsar.
    • Madde 369/1- Ev başkanı, ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan kişinin verdiği zarardan, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle onu
      gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmedikçe sorumludur.
  • Söz konusu hükümlere göre sorumluluk, ev başkanlarının, ev halkından olan küçüklerin, kısıtlıların, akıl hastalığı veya zayıflığı bulunan kişilerin haksız fiilleriyle verdikleri zarardan sorumlu olmasıdır.
    • Madde 369/2-3 –Ev başkanı, ev halkından akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunanların kendilerini ya da başkalarını tehlikeye veya zarara düşürmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.
      Zorunluluk halinde gerekli önlemlerin alınmasını yetkili makamdan ister.
  • Ev başkanı özen görevini yerine getirmemişse kusuru olmasa dahi sorumludur.
  • Ev başkanı gereken özeni, dikkati gösterdiğini, göstermese dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat ederse zarardan sorumlu olmaz.
  • NOT:Ev halkından olan kimse, bir başkasının hizmetini ifa ederken bir zarara sebep olmuşsa ev başkanı bu zarardan sorumlu değildir. Zarar gören kimse çalıştırana karşı dava açabilir.

Medeni Kanunda Düzenlenen Diğer Bir Sorumluluk Hali: TAŞINMAZ MALİKİNİN SORUMLULUĞU

  • Taşınmaz malikinin sorumluluğu, kanunun dördüncü kitabı olan Eşya Hukuku kitabında ”Taşınmaz Mülkiyetinin İçeriği ve Kısıtlamaları” başlığı altında Madde 730’da düzenlenmiştir.
    • Madde 730/1 – Bir taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını bu hakkın yasal kısıtlamalarına aykırı kullanması sonucunda zarar gören veya zarar tehlikesi ile karşılaşan kimse, durumun eski haline getirilmesini, tehlikenin ve uğradığı zararın giderilmesini dava edebilir.
  • Taşınmaz malikinin, mülkiyet hakkını kötüye kullanması, komşuluk hakkına dayanan sınırlamalara aykırı davranması nedeniyle komşu taşınmazın malikinin veya zilyedinin uğradığı zarardan kusursuz sorumludur.
  • Taşınmaz malikinin bu hususta sorumluluktan kurtulması için herhangi bir yol öngörülmemiştir.
  • Zarara uğrayan, zararın tazmini ile birlikte durumun eski hale getirilmesini veya tehlikenin önlenmesini isteyebilir.
    • Madde 730/2 – Hakim, yerel adete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan zararların uygun bir bedelle
      denkleştirilmesine karar verebilir.
  • Malik haklarını yerel adete göre uygun kullanmış olsa dahi taşkınlıklar nedeniyle doğan zararı karşılayacak kadar tazminata mahkum edilebilir.
  • Mülkiyet hakkının kullanılması ile zarar arasında uygun illiyet bağının mücbir sebep veya zarar görenin veya üçüncü kişilerin kusuruyla kesilmesi halinde malik zarardan sorumlu tutulmaz.

Medeni Kanunda Düzenlenen Diğer Bir Sorumluluk Hali: TAPU SİCİLİNDE DEVLETİN SORUMLULUĞU

  • Devlet, tapu sicilinin hukuka aykırı tutulmasından veya memurun kurallara uymamasından doğan bütün zararlardan sorumludur.
    • Madde 1007/1- Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.
      Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder.
  • Devlete karşı tazminat davasının açılması için tapu sicilinin tutulmasından maddi bir zararın doğması ve zararın kesin olarak gerçekleşmiş olması gerekir. Düzeltme yoluyla zararı önleme imkanı mevcutsa devletin sorumluluğu söz konusu olmaz.
  • Devlete karşı açılacak tazminat davalarında genel zamanaşımı olan 2 yıllık ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri uygulanır.
  • Zararı ödeyen devlet kusuru olan memurlara, görevlilere rücu edebilir.
    • Madde 1007/2 – Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür. 
Benzer İçerikler
Haksız Fiiller
Borçlar Hukuku

Haksız Fiiller

Borcu doğuran kaynaklardan bir diğeri de haksız fiillerden doğan borçlardır. Haksız fiillerden borç...

İçeriğe Git>
Adam Çalıştıranın Sorumluluğu
Borçlar Hukuku

Adam Çalıştıranın Sorumluluğu

Adam çalıştıranın sorumluluğu Türk Borçlar Kanununda düzenlenen kusursuz sorumluluk hallerinden biri...

İçeriğe Git>
Kusursuz Sorumluluk Halleri – Borçlar Kanununda Yer Alanlar
Borçlar Hukuku

Kusursuz Sorumluluk Halleri – Borçlar Kanununda Yer Alanlar

Kusursuz sorumluluk halleri Türk Borçlar Kanununda genel olarak düzenlenmiş olsa da TBK dışında da k...

İçeriğe Git>
Tasfiye İşlemi ve Alacaklılar Toplantısı
İcra İflas Hukuku

Tasfiye İşlemi ve Alacaklılar Toplantısı

İflas masasının oluşmasından sonra gerekli işlemler yapılarak malların tespiti ve muhafazası sağlanı...

İçeriğe Git>
Tasarrufun İptali – İcra Suçları
İcra İflas Hukuku

Tasarrufun İptali – İcra Suçları

Cebri icra hukuku kapsamında önemli bir yer tutan tasarrufun iptali ve icra suçları aynı yazıda ele...

İçeriğe Git>
Taşınmaz Mülkiyetinin Kazanılması
Medeni Hukuk

Taşınmaz Mülkiyetinin Kazanılması

Taşınmaz mülkiyetinin kazanımı çeşitli yollarla gerçekleşebilir. Aslen kazanma, devren kazanma, tesc...

İçeriğe Git>
Copyright © 2023 Bikifi
Instagram Logo
Twitter Logo
Facebook Logo