Haksız Fiiller

Yayınlanma: 30 Aralık 2018Son Güncellenme: 02 Temmuz 2021
Haksız Fiiller

Konu Özeti

Borcu doğuran kaynaklardan bir diğeri de haksız fiillerden doğan borçlardır. Haksız fiillerden borç doğabilmesi için kusur, zarar, illiyet bağı ve haksız fiilin varlığı gerekir. Şartlarının tamamının varlığı halinde haksız fiile dayanarak zararın karşılanması talep edilebilir.

Bu konuda
  • Haksız fiil kavramını
  • Haksız fiilin şartlarını
  • Haksız fiilden doğan borcun niteliğini
öğreneceksiniz.
  • Türk hukukunda borç doğuran bir diğer başlık da haksız fiillerdir. Haksız fiillerden doğan borçlar iki farklı grupta toplanabilir. 
  • Geniş anlamıyla sözleşmeye aykırı davranışlar birer haksız fiil olarak kabul edilir. Sözleşmeye aykırı davranan taraf karşı tarafın bu yüzden uğradığı zararı ödemekle yükümlüdür.
  • Dar anlamda haksız fiiller ise tarafların arasında önceden mevcut bir hukuki ilişkiyle bağlantılı olmaksızın, kanunların herkese yüklediği görevlere aykırı hareket edilmesi halinde söz konusudur.
  • MADDE 60- Bir kişinin sorumluluğu, birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hakim,zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkanı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verir.

HAKSIZ FİİLİN UNSURLARI

Haksız fiille sorumlulukta dört unsur söz konusudur.

  1. Hukuka aykırı fiil
  2. Zarar
  3. Kusur
  4. İlliyet bağı

Reklam

HUKUKA AYKIRI FİİL UNSURU

  • Haksız fiil sorumluluğunun ilk şartı zarara sebep olan fiilin hukuka aykırı olmasıdır. Objektif teoriye göre, hukuk düzeninin, kişilerin mal varlığını veya şahıs varlığını korumaya yönelmiş kurallarına aykırı fiiller hukuka aykırı, haksız fiillerdir.
  • Hakkın kötüye kullanılması, bir hakkın kanunun öngördüğü amacın dışında kullanılması ile ortaya çıkar. Hakkın kötüye kullanılması ile zarar halinde de bir haksız fiilin varlığı kabul edilecektir.
  • Özel hukukun kişilere tanıdığı, herkese karşı ileri sürülebilen haklar, mutlak haklar, üçüncü kişiler yönünden emredici kurallar niteliğinde olup uyulması gereken kurallardır.
  • Mutlak haklara karşı saldırı teşkil eden fiiller daima hukuka aykırı fiildir.  
  • Nispi hakların, alacak haklarının ihlali ise kural olarak haksız fiil teşkil etmezler.
  • Borçluya karşı olan alacak hakları üçüncü kişiler tarafından ihlal edilemez.
  • Hukuk düzeninin başkasını zarardan korumak için belli tedbirlerin alınmasını, fiillerin yapılmasını öngördüğü hallerde kaçınma haksız fiiller niteliğindedir.
  • MADDE 49 – Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Hukuka aykırılığı ortadan kaldıran haller

  • Kamudan Doğan Yetkinin Kullanılması: Kamu hukukundan doğan bir yetkinin yasal sınırlar içinde kullanıldığı durumlarda fiil hukuka aykırı değildir.
  • Özel Hukuktan Doğan Bir Hakkın Kullanılması: Alacaklının, borçluya ait olup, onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınır malı, yasal şartları varsa borç ödeninceye kadar hapsetmesi, ödenmezse paraya çevirmesi hukuka aykırı değildir.
  • Zarar Görenin Rızası: Zarar gören kimsenin, rıza göstermenin mümkün olduğu hallerde, önceden rıza gösterdiği fiilin haksız niteliğini ortadan kaldırır. Rıza gösterilmesi hukuka, ahlaka veya kişilik haklarına aykırıysa rızaya rağmen fiil haksızdır. Sonradan gösterilen rıza fiilin hukuka aykırılığını ortadan kaldırmaz.
  • Bilimsel Eleştiriler: Bir eserin veya sanat olayının bilimsel açıdan öğretme ve aydınlatma amacıyla eleştirilmesi hukuka aykırı değildir. Bu durumlarda tazminat istenemez.
  • Haklı Savunma-Meşru Müdafaa: Haklı savunma niteliğinde bir fiil hukuka aykırı değildir. Bir fiilin haklı savunma kabul edilmesi için aşağıdaki şartların varlığı gerekir.
    • Savunan kişinin veya üçüncü kişinin, malına veya şahsına bir saldırı söz konusu olmalı veya saldırı hemen başlamak üzere olmalıdır. Saldırı olasılığı üzerine yapılan başvuru meşru değildir.
    • Savunma sırasında saldırı devam etmekte olmalıdır. Saldırı sona erdikten sonra, saldırıyı sona erdirmekle ilgisi olmayan fiiller haklı savunma kapsamında sayılmayacaktır.
    • Saldırı haksız olmalıdır.
    • Savunma saldırıyı durdurmaya yönelmiş olmalı ve saldırıyı durdurmak üzere zorunlu olan fiillerle yetinilmelidir. Saldırıyı durdurma amacını ve sınırını aşan fiiller hukuka aykırıdır. Bu sınırı aşan savunmalar için tazminat gerekebilir.
    • Savunma durumundaki kişi saldırıyı durdurmak için sahip olduğu olanaklardan en azın zarar verenini kullanmalıdır.
  • Zorunluluk Hali: Zorunluluk halinde, kendisini veya diğer şahsı zarardan veya derhal meydana gelecek tehlikeden korumak için başkasının malına zarar verme halinde fiil haksız değildir. Zorunluluk halinin söz konusu olması için aşağıdaki şartlar mevcut olmalıdır:
    • Şahsa veya mala yönelmiş zarar, tehlike derhal meydana gelecek nitelikte olmalıdır.
    • Saldırı veya yaratılan tehlike ile ilişkisi bulunmayan üçüncü kişinin malına taciz edilmiş olmalıdır. (Hayatına veya vücut bütünlüğüne tecavüz halinde fiil hukuka aykırıdır.)
    • Önlenmek istenen zarar, tehlike üçüncü kişinin malına verilen zarardan verilen büyük olmalıdır.
    • Tehlikeden korunmak için üçüncü şahsın malına tecavüz kaçınılmaz olmalıdır. Bu tecavüz sonucunda zarar ve tehlikeden korunmak mümkün olmalıdır.
    • Tehlike ile bağı olmayan üçüncü kişinin zarar uğraması durumunda, başkasının mallarına zarar veren kimse borçlu olduğu tazminat miktarını hakim hakkaniyete göre belirler.
  • Kendi Hakkını Korumak İçin Kuvvet Kullanma: Hak sahibi talep üzerine hakkını elde edemezse, mahkemeye başvurmalıdır.
    • İstisnai olarak getirilen bir düzenleme TBK m64/3’te belirtilmiştir; ”Hakkını kendi gücüyle koruma durumunda kalan kişi, durum ve koşullara göre o sırada kolluk gücünün yardımını zamanında sağlayamayacak ise ve hakkının kayba uğramasını ya da kullanılmasının önemli ölçüde zorlaşmasını önleyecek başka bir yol da yoksa, verdiği zarardan sorumlu tutulamaz.”  Hakkını koruyan kişi, hakkın mahiyeti ve kapsamının haklı göstermediği şiddetten kaçınmak zorundadır. Aksi takdirde fiil hukuka aykırı kabul edilecektir ve tazminat ödenmesini gerektirecektir. Başkasının hakkını korumak için madde 64’e başvurularak kuvvet kullanılamaz.
  • Ahlaka Aykırı Fiilden Kasten Zarar Verme: Ahlaka aykırı bir fiille kasten zarar vermek de hukuka aykırı fiiller kapsamındadır.
    • Bu konu madde 49/2’de hüküm altına alınmıştır: ”Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
  • MADDE 63- Kanunun verdiği yetkiye dayanan ve bu yetkinin sınırları içinde kalan bir fiil, zarara yol açsa bile, hukuka aykırı sayılmaz. Zarar görenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar, zarar verenin davranışının haklı savunma niteliği taşıması, yetkili kamu makamlarının müdahalesinin zamanında sağlanamayacak olması durumunda kişinin hakkını kendi gücüyle koruması veya zorunluluk hallerinde de fiil, hukuka aykırı sayılmaz.
  • MADDE 64- Haklı savunmada bulunan, saldıranın şahsına veya mallarına verdiği zarardan sorumlu tutulamaz. Kendisini veya başkasını açık ya da yakın bir zarar tehlikesinden korumak için diğer bir kişinin mallarına zarar verenin, bu zararı giderim yükümlülüğünü hakim hakkaniyete göre belirler. Hakkını kendi gücüyle koruma durumunda kalan kişi, durum ve koşullara göre o sırada kolluk gücünün yardımını zamanında sağlayamayacak ise ve hakkının kayba uğramasını ya da kullanılmasının önemli ölçüde zorlaşmasını önleyecek başka bir yol da yoksa, verdiği zarardan sorumlu tutulamaz

ZARAR UNSURU

  • Madde 49/1- Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. 
  • Zararın tazmini yükümlülüğünün doğması için hukuka aykırı fiille bir zararın doğmuş olması gerekir. Mal varlığındaki azalma mal sahibinin rızasına aykırı olarak meydana gelmiş olmalıdır.
  • Mal varlığında haksız fiil nedeniyle meydana gelen zarar, fiili zarar olarak veya kardan mahrum kalma olarak ortaya çıkabilir.
  • Fiili zarar, bir malın çalınmasında, tedavi giderlerinin ödenmesinde olduğu gibi malvarlığında bir eksilme meydana gelmiş olmalıdır.
  • Kardan mahrumiyet ise bir kimsenin yaralanıp çalışamaması gibi malvarlığında gelecek olan bir çoğalmanın engellenmesi olarak ortaya çıkabilir.
  • Kişilik haklarına yönelmiş hukuk dışı tecavüzler nedeniyle manevi zarar adı altında yapılacak ödemeler zararın tazmini niteliğindedir.

KUSUR UNSURU

  • Haksız bir fiille başkasına zarar veren ancak kusuruyla zarara sebep olmuşsa zararı tazminle yükümlüdür.
  • Kusur, hukuka aykırı, hukuk düzeninin kınadığı bir irade veya irade fesadıdır. Hukuka aykırı sonucu isteyen veya önlemek için gerekli iradeyi göstermeyen kimse kusurludur. Kusur kast ve ihmal olarak ortaya çıkar.
  • Kast: Haksız fiili yapan kimse, hukuka aykırı sonucu görmüş ve istemişse kasten hareket etmiştir. Hukuka aykırı sonucu doğrudan istemeyen ama sonucu görüp engel olmayan kimsede kasten hareket etmiş kabul edilir.
  • İhmal: Hukuka aykırı sonuç istenmemiş, fakat gereken önlemler alınmamış ve dikkat, özen gösterilmemek suretiyle haksız sonucun doğmasına sebep olunmuşsa ihmalin varlığı kabul edilecektir. Haksız fiilden doğan zarardan sorumluluk için kast şart değildir, ağır veya hafif ihmalde zararın tazminini gerektirir.
  • İhmalin kıstası objektifliktir. İhmalin bulunup bulunmadığını belirlemek için, normal ve tedbirli bir insandan o olayda beklenen davranış ele alınır. Kanunların ve diğer hukuk kurallarının emrettiği önlemlerin alınmamış olması ihmali teşkil eder. Fakat her zaman bu koşul yeterli değildir. Koşullar tedbirli insanın daha fazla dikkat ve özen göstermesini gerektiriyorsa, bu gösterilmediği zaman ihmalin varlığı yine kabul edilir.
  • Zarara hafif kusuruyla sebep olan kişi, tazminat ödendiğinde yoksulluğa düşecekse ve hakkaniyet gerektiriyorsa hakim tazminatı indirebilir.
  • Kusur Ehliyeti: Haksız fiili yapan kişinin kusurlu sayılması ve zarardan sorumlu için ayırt etme gücüne sahip olması gerekir. Haksız fiil ehliyeti için ayırt etme gücü şarttır ve yeterlidir.  
  • Ayırt etme gücünden yoksun olanların sorumlu olması için iki istisna getirilmiştir:
  • Hakkaniyet gerektiriyorsa, hakim ayırt etme gücü bulunmayan kişinin verdiği zararın, tamamen veya kısmen giderilmesine karar verir. Zararın tazminin gerekip gerekmediğinin belirlenmesinde tarafların karar zamanındaki mali durumu, zararın üçüncü kişiye ödettirilip ödettirilmeyeceğine bakılır. Ayırt etme gücünden yoksun kimsenin hakkaniyet gereği zararın tazminine mahkum edilmesi, zarar sebep olan fiilin, ayırt etme gücü mevcut olsaydı failin kusurlu sayılmasını gerektirecek bir nitelik taşımasına bağlıdır.
  • Ayırt etme gücünü geçici kaybeden kimse, bu esnada verdiği zararları gidermekle yükümlüdür. Ancak ayırt etme gücünü kaybetmede kusuru olmadığını ispat ederse sorumluluktan kurtulur. 
  • Kusurun ispatı davacıya aittir. Haksız fiil failin kusurlu olduğuna karine teşkil edecek nitelik taşıyorsa kusurun ayrıca ispatına gerek yoktur.
  • MADDE 50- Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.

İLLİYET BAĞI 

  • Haksız fiil sebebiyle bir zararı tazmin borcunun doğabilmesi, söz konusu haksız fille zarar arasında bir illiyet bağının varlığına, zararın o haksız fiilin neticesinde meydana gelmiş olmasına bağlıdır. 
  • Uygun İlliyet Teorisi: Zararın, haksız fiilin objektif olasılığa ve hayat denemelerine göre beklenmesi mümkün bir sonucu olmalıdır. Bu sınırın dışında kalan zararlarla haksız fiil arasında tazmin yükümlülüğüne esas teşkil edecek hukuki illiyet yoktur.
  • Bir haksız fiilden doğan zararın tazminini, sadece haksız fiilden doğrudan doğruya zarar gören kişiler isteyebilir. Dolayısıyla zarar görenlerin tazminat isteme hakkı yoktur. Fiil ile zarar arasında uygun illiyet bağı mevcut olsa da dolayısıyla zarar gören tazminat talebinde bulunamaz. Bu durumda hukuka aykırılık bağı mevcut değildir.
  • Kaçınma: Fiili yapmaktan kaçınma halinde zarardan sorumlu olmak için bir kimsenin zararı önleyecek durumda olması yeterli değildir, kaçınan kimsenin hukuk kurallarına göre kaçınmama ile yükümlü olması gerekir.
  • İspat yükü tazminat talebinde bulunan davacıya aittir.
  • Zarardan sorumlu olmak için, haksız fiilin meydana gelen zararın doğrudan doğruya tek nedeni olması gerekmez. Fiil zararın doğmasına teşkil eden sebep niteliğinde ise, haksız fiili yapan kimse beklenebilen yan sebeplerin etkisiyle artan zararın tamamından sorumludur.
  • Haksız fiili yapan kimse, fiilin sadece doğrudan doğruya sonucu olan zarardan değil, fakat fiili sebebiyle normal olarak meydana gelen diğer zararlardan da sorumludur.
  • Haksız fiil ile zarara neden olan kimse sonradan meydana gelen olayın aynı zararı doğuracağı iddiası ile sorumluluktan kurtulamaz.
  • İlliyet bağının kesilmesi, belirli bir zararı meydana getirebilecek olan haksız fiilin tamamen meydana gelmeden, ikinci bir olayın aynı sonuca sebep olması halinde, ilk haksız fiili yapan kimse ikinci olaya kadar fiilen meydana gelmiş zarardan sorumludur.
  • İlliyet toplanması, zararın doğmasında birden çok sebebin etkili bulunması halinde çeşitli olasılıklar ortaya çıkabilir, 
  • Ortak illiyet: Zarar birden çok kimsenin aralarında anlaşarak birlikte yaptıkları bir haksız fiil sonucu meydana gelmişse söz konusudur.
  • Birlikte İlliyet: Birden çok kimse, her biri diğerinden müstakil olarak bir zarara sebep olur ve bunlardan her birinin  fiili tek başına aynı zararı doğurmaya yeterli olursa söz konusu olan birlikte illiyettir. 
  • Alternatif İlliyet: Birden çok kimsenin, fiilinden yalnız biri sebep olmuş, fakat zararın kimin fiilinden olduğu tespit edilememişse alternatif illiyetten söz edilebilir.

Reklam

Benzer İçerikler
Adam Çalıştıranın Sorumluluğu
Borçlar Hukuku

Adam Çalıştıranın Sorumluluğu

Adam çalıştıranın sorumluluğu Türk Borçlar Kanununda düzenlenen kusursuz sorumluluk hallerinden biri...

İçeriğe Git>
Kusursuz Sorumluluk Halleri – Diğer Kanunlarda Yer Alanlar
Borçlar Hukuku

Kusursuz Sorumluluk Halleri – Diğer Kanunlarda Yer Alanlar

Kusursuz sorumluluk halleri genel itibariyle Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiş olsa da diğer kanunl...

İçeriğe Git>
Kusursuz Sorumluluk Halleri – Borçlar Kanununda Yer Alanlar
Borçlar Hukuku

Kusursuz Sorumluluk Halleri – Borçlar Kanununda Yer Alanlar

Kusursuz sorumluluk halleri Türk Borçlar Kanununda genel olarak düzenlenmiş olsa da TBK dışında da k...

İçeriğe Git>
Hukuki İşlemlerde Hükümsüzlük
Borçlar Hukuku

Hukuki İşlemlerde Hükümsüzlük

Kesin hükümsüzlük durumunda sözleşmelerin tamamen hükümsüz olacağı sonradan yapılacak onay veya rıza...

İçeriğe Git>
Hakların Kazanılması
Medeni Hukuk

Hakların Kazanılması

Türk hukukunda geniş bir yer kaplayan hukuki işlemler, hukuki işlemlerin geçersizliği, hakların kaza...

İçeriğe Git>
Tasfiye İşlemi ve Alacaklılar Toplantısı
İcra İflas Hukuku

Tasfiye İşlemi ve Alacaklılar Toplantısı

İflas masasının oluşmasından sonra gerekli işlemler yapılarak malların tespiti ve muhafazası sağlanı...

İçeriğe Git>
Copyright © 2023 Bikifi
Instagram Logo
Twitter Logo
Facebook Logo