Kavramlar – Borç İlişkisi

Yayınlanma: 29 Şubat 2020Son Güncellenme: 02 Temmuz 2021
Kavramlar – Borç İlişkisi

Konu Özeti

Borçlar hukuku anlatımında ilk yazımız olan kavramlar ile borçlar hukukuna özgü kavramların üzerinde durduk. Özellikle alacaklı, borçlu ve edim kavramları burada önem taşımaktadır. Ardından ise taraflar arasında yükümlülükler, haklar, itiraz ve defilerden bahsettik.

Bu konuda
  • Borçlar hukukuna ilişkin kavramları
  • Alacaklı, borçlu ve edim kavramlarını
  • Borç ilişkisinin taraflarını, yükümlülükleri ve haklarını
  • Alacak hakkı ile talep hakkının farklarını
öğreneceksiniz.

Borçlar Hukuku

  • Borçlar hukuku kişiler arasında özel borç ilişkilerini düzenleyen, özel hukukun adeta ana yasası olarak kabul edilen hukuk dalıdır.
  • Borçlar hukukunun temel kaynağı öncelikle olarak 2012 yılında yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunudur. Bu kanun 4721 TMK’nin son kitabı olup tamamlayıcı niteliktedir.

Borç İlişkisi

  • Borçlar hukukunun temelini borç ilişkisi oluşturmaktadır.
  • İki taraf arasındaki hukuki ilişkiye dayanan, bir tarafın alacaklı diğer tarafın borçlu olduğu ve borcun konusunu teşkil eden verme, yapma veya yapmama ediminin ifasını talep yetkisi veren, kişiler arasındaki ilişkiye borç ilişkisi denir.
  • Borç ilişkisinin üç unsuru vardır. Bunlar:
    • Alacaklı
    • Borçlu
    • Edim

Alacaklı

  • Borç ilişkisinin aktif süjesine alacaklı denir. Alacaklı edimi isteme yetkisine sahip kişidir.

Reklam

Borçlu

  • Borç ilişkisinin pasif süjesi ise borçludur. Borçlu, alacaklının talep ettiği edime yönelik davranışı gerçekleştirmekle yükümlü kişidir.

Edim

  • Alacaklının talep yetkisi dahilinde olan ve borçlunun da alacaklıya karşı yerine getirmek zorunda olduğu davranışa edim denir.
  • Edim hukuken aşağıda niteliklere sahip olması gerekir.
    • Hukuken korunan bir menfaat olmalıdır.
    • İmkansız olmamalıdır.
    • Edim belirlenebilir olmalıdır. (Mutlaka belirli olması gerekmez.
    • Genel ahlaka, hukuka ve kişilik haklarına aykırı olmamalıdır.
  • Edim bazı açılardan kendi içinde çeşitli ayrımlara tabidir. Bunlar
  • Davranış Şekline Göre
    • Verme Edimi: Borçlu alacaklıya bir şeyi vermeyi üstlenmektedir.
    • Yapma Edimi: Borçlu, bedeni veya fiziki güç ya da emek sarf ederek edimi yerine getirmektedir.
    • Yapmama Edimi: Borçlunun pasif kalarak, hareketsiz davranarak edimi yerine getirdiği türdür. Katlanma veya kaçınma olarak ortaya çıkabilir.
    • Verme ve yapma edimlerin borçlu aktif bir davranışta bulunduğundan olumlu edim, yapmama ediminde ise pasif davranışta bulunduğu için olumsuz edimde denilmektedir.
  • Konusuna Göre
    • Şahsi Edim: Borçlunun bedeni veya fikri güç ya da emek sarf ederek yerine getirdiği edimdir.
    • Maddi Edim: Borçlunun malvarlığından bir değeri ifa ederek yerine getirdiği edimdir. Maddi edimlerde, şahsi edimlerin aksine kişisel yetenek önem taşımaz. Dolayısıyla maddi edimleri üçüncü kişide ifa edebilir.
    • Karma Edim: Maddi ve şahsi edimlerin bir arada bulunduğu edim türüdür. (Eser sözleşmesi)
  • Sürelerine Göre
    • Ani Edim: Borçlunun, borcunu tek seferde, tek bir davranışla yerine getirdiği edimdir.
    • Sürekli Edim: Borçlunun, edimi borç devam ettiği sürece, sürekli ve aralıksız olarak ifaya devam ettiği edim türüdür.
    • Dönemlik Edim: Borçlunun, zaman için düzenli veya düzensiz olarak, aralıklarla tekrarlanan ifasını yüklendiği edimdir.
    • Fesih: Geçerli olarak kurulan borç ilişkisinin geleceğe etkili olarak sona erdirilmesidir. Feshe kadar yapılan ifalar ve kazanımlar korunur, iadesi yapılmaz. Sürekli edimli sözleşmeler kural olarak fesih ile sona erdirilir.
    • Dönme: Geçerli bir borç ilişkisinin geçmişe yönelik olarak sona erdirilmesidir. Dönme ile sözleşme hiç yapılmamış gibi kabul edilerek yapılan ifaların veya kazanımların geri iadesi gerekir. Ani edimli sözleşmeler kural olarak dönme ile sona erdirilir.
    • NOT: Edimlerin ifasına henüz başlanılmamış olan sürekli borç ilişkilerinde, istisnai olarak dönme ile sona erdirilebilir.
  • Bölünmesine Göre
    • Bölünebilir Edim: Edimin niteliğinde değişme, değerinde azalma olmadan bölünebiliyorsa, kısım kısım ifa edilebiliyorsa bölünebilir edimdir.
    • Bölünemez Edim: Bölünebilir edimin aksi halinde ise bölünemez edim söz konusu olur. Niteliğinde değişme olmadan bölünemeyen edimler, değerinde azalma olmadan bölünemeyen edimler…

Borç İlişkisinden Doğan Yükümlülükler

  • Asli Yükümlülükler – Esaslı Noktalar
    • Sözleşmenin tipini belirleyen, ilk bakıldığında akla gelen asıl borçlar asıl yükümlülüklerdir.
    • Tarafların irade beyanları esaslı noktalar üzerinde uyuşmak zorundadır. Aksi takdirde sözleşme yok hükmündedir.
  • Yan Yükümlülükler – 2. Derece Noktalar
    • Asli yükümlülüğün yerine getirilmesine yardımcı ve istenen menfaatin elde edilmesine hizmet eden yan borçlardır.
    • Taraflar ikinci derecedeki noktalar üzerinde konuşmamış olsalar da sözleşme geçerli olarak kurulur. Ancak konuşmuş fakat anlaşamamışlarsa sözleşme yine yok hükmünde olur.
  • Tali Yükümlülükler
    • Borçlunun asli ve yan yükümlülüklere aykırı olarak davrandığı durumlarda, diğer tarafın uğradığı zararın giderilmesini gerektiren yükümlülüklerdir.
  • Külfet: Külfet yükümlülükten farklı olarak kişinin kendi yararına yapması gereken bir davranıştır, yapmaması durumunda kişi ifaya zorlanamaz. Yükümlülükte ise kişi yapması gereken davranışı yapmak zorunda olduğundan dolayı yerine getirmezse ifaya zorlanabilir, tazminat istenebilir.

Borç İlişkisinden Doğan Haklar

  • Alacak Hakkı
    • Borç ilişkisinden doğan ilk ve asıl haktır.
    • Alacak hakkı, borçludan belli bir davranışta bulunmayı talep etme hakkı verdiği gibi dava ve icra yoluyla bu davranışın yerine getirilmesine sağlama hakkı da verir.
    • Geçici nitelikte bir haktır.
    • Yararlanma haklarındandır.
    • Malvarlığına ilişkin bir haktır.
    • Nispi niteliktedir.
    • Sınırlı sayı ve tipte değildir.
    • Alacak hakkının içinde barınan talep hakkı ise bazı hususlarda alacak hakkından farklılıklar taşır.
    • Alacak hakkı doğduğu halde talep hakkı doğmayabilir.
    • Alacak hakkı sona erdiği halde talep hakkı sona ermeyebilir.
    • Alacak hakkı daha geniş kapsamlı olup alacaklıya talep dışında yetkilerde verir, ancak talep hakkı sadece talep yetkisi verir.
    • Alacak hakkı borç ilişkisinden doğarken, talep hakkı diğer hukuki ilişkilerden de doğabilir.
  • Bağlı – Feri Haklar
    • Tarafların asıl amaçladıkları haklar olmayıp ona hizmet eden haklardır. Alacak hakkını koruma veya genişletme amacı taşırlar.
    • Bağlı haklar tamamen alacak hakkına tabilerdir.
  • Düzenleme – Tali Haklar
    • Yenilik Doğuran Haklar:
      • Tek taraflı irade beyanıyla kullanılan ve kullanılmasıyla beraber hukuki ilişkinin, kurulmasına, bozulmasına veya değişmesine yol açan haklardır.
      • Yenilik doğuran hak kullanıldıktan sonra geri alınamaz, değiştirilemez ve koşula veya şarta bağlanamaz.
      • Yenilik doğuran haklar kullanmakla tükenirler.
      • Kural olarak hak düşürücü süreye tabidirler.
      • Kural olarak bu hakları kullanmak için dava açmaya gerek yoktur. Ancak bazı istisnai hallerde dava açılması gerekir. (ön alım ve boşanma)
      • Kurucu yenilik doğuran haklar:
        • Ön alım, geri alım, alım, kabul beyanı,
        • çocuğun tanınması,
        • sınırlı ehliyetsiz veya yetkisiz temsilcinin işlemine icazet …
      • Değiştirici yenilik doğuran haklar:
        • Seçimlik borçlarda seçim hakkı,
        • malın ayıplı olması halinde bedelden indirim isteme,
        • ihtar ile borçluyu temerrüde düşürme…
      • Bozucu yenilik doğuran haklar:
        • Geri alma,
        • iptal, fesih, dönme,
        • boşanma,
        • takas beyanı,
        • mirasın reddi…
    • Def’i Hakları
      • Borçlunun borcun varlığını kabul etmesine rağmen borcu ifa etmekten kaçınmasını sağlayan haklardır.
      • Def’i hakları bir hakka dayanır ve hakim tarafından resen dikkate alınmaz. Taraflarca ileri sürülmesi gerekir.
      • Borçlu def’i hakkını kullanmaktan tek taraflı irade beyanı ile vazgeçebilir.
      • Kesin Def’iler: Edimi sürekli olarak yerine getirmekten kaçınma sağlarlar. Zamanaşımı def’i, takas def’i…
      • Geciktirici Def’iler: Edimi geçici süreliğine kaçınma imkanı veren haklar. Ödemezlik def’i, tartışma def’i, rehnin paraya çevrilmesi def’i…
    • İtiraz ile Def’i Farkları
      • İtiraz: İtiraz, borçlunun borcun hiç oluşmadığına veya artık mevcut olmadığına yönelir inkar savunmasıdır. Maddi hukuk savunmasıdır.
      • Def’i haktır, itiraz ise olaydır.
      • Def’i sadece hak sahibi tarafından ileri sürülebilir, itirazı ise menfaati olan herkes ileri sürebilir.
      • Def’iden tek taraflı irade beyanı ile vazgeçilebilir, ancak itiraz olaydır ve vazgeçilmez.
      • Def’i resen dikkate alınmaz, ancak itiraz resen dikkate alınır.
Benzer İçerikler
Genel Kavramlar
Medeni Hukuk

Genel Kavramlar

Medeni Hukuka giriş niteliğinde olan bu yazıda, medeni hukukun temel kaynaklarını ve bunların kullan...

İçeriğe Git>
Tasfiye İşlemi ve Alacaklılar Toplantısı
İcra İflas Hukuku

Tasfiye İşlemi ve Alacaklılar Toplantısı

İflas masasının oluşmasından sonra gerekli işlemler yapılarak malların tespiti ve muhafazası sağlanı...

İçeriğe Git>
Borcun İfa Edilmemesi – Borca Aykırılık
Borçlar Hukuku

Borcun İfa Edilmemesi – Borca Aykırılık

Borcun gereği gibi ifa edilmemesi özellikle borç konusu şeyin imkansızlıktan dolayı edimin gereği gi...

İçeriğe Git>
Yardımcı Kişilerin Fiilinden Sorumluluk
Borçlar Hukuku

Yardımcı Kişilerin Fiilinden Sorumluluk

Yardımcı kişilerin fiilinden sorumluluk sık sık adam çalıştıranın sorumluluğu ile karıştırılmaktadır...

İçeriğe Git>
İfa Nedir? Tarafları ve Konusu
Borçlar Hukuku

İfa Nedir? Tarafları ve Konusu

Borçlar hukukunda borcun sona erme yollarından biride borcun ifa edilmesidir. Bu başlıkta ifa kavram...

İçeriğe Git>
İflas Organları ve İflasa Tabi Olanlar
İcra İflas Hukuku

İflas Organları ve İflasa Tabi Olanlar

İflas hukukuna yönelik olarak genel özelliklerin bahsedildiği yazımızda iflasa tabi olanlar, iflas i...

İçeriğe Git>
Copyright © 2023 Bikifi
Instagram Logo
Twitter Logo
Facebook Logo